26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 MART 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Anlaşılan Fincancı Katırlarını Ürkütmüşüm Anlaşılan birileri Cumhuriyet’teki yazılarımdan ve yayımladığım kitaplarda savunduğum fikir- lerden fazlaca rahatsız olmuş. Ben neleri yazmış, neleri savunmuşum? -Gerçek demokrasi “katılımcı demokrasiyle olur” diyorum, nedeni çok açık; halkın kendini yö- netebilmesi için örgütlenme özgürlüğünün bu- lunması gerekir. Yıllar yılı yazdığım makale ve ki- taplarımda bunu işledim. -Dış ilişkilerde, “dengesizlik ve tek yanlılık ye- rine dengeyi savundum”. Çağdaş demokrasinin ve ayakta kalabilmenin temel kuralıdır bu. -AB ile ilişkilerde tek yanlı ve sömürgeci düzen- lemelere karşı çıktım, “AB darbecilerine karşı” di- rendim. 1994-97 döneminde Ecevit, M. Yılmaz ve Abdullah Gül benim düşüncelerimi desteklediler. -Bu görüşlerimi konferanslarda sivillere, as- kerlere, üniversite öğrencilerine anlattım. Gerçek demokrasinin ve Türkiye’nin ulusal çı- karlarının tarafında yer aldığım için bundan onur duydum. Bu fikirlerimi bir bilim insanı olarak üniversite- lerde, siyasal partilerde, işçi ve işveren sendi- kalarında ve TSK’deki konferanslarımda, “her- kesin anlayacağı bir dilde” ortaya koydum. AKP dahil bütün siyasal partilere konuşmacı olarak da- vet edildim. CHP, ANAP, MHP, İP, DSP, Refah ve AKP’yi sayabilirim, unuttuklarım da vardır. Usi- ad’tan Müsiad’a hepsinde konuştum. Konuşmalarımın özellikle kayda alınmasını ve başka yerlerde de yayımlanmasını ben hep talep ederim. Hayatımda tek çekinerek katıldığım top- lantı, Samim Uygun’un ısrarı sonucu gittiğim, De- mirel yasaklı iken, 1987’de Tuzla’daki yazlık evin- de Tansu Çiller, Emre Gönensay ve Asaf Sa- vaş Akat’la beraber dünyadaki iktisadi gelişmeleri konuştuğumuz öğle yemeğidir. Bütün bunları niye yazıyorum; Taraf gazetesi- nin 23 Mart 2009 tarihli sayısında benim adımın geçtiği, tamamen hayal ürünü bir yazı okudum; ben gidip Şener Eruygur’a birtakım kişiler ve gruplarla ilgili tavsiyelerde bulunmuşum. Olası- lıkları düşündüm; 1) Erol Manisalı adını taşıyan, acaba başka bi- ri mi vardı? Ama gazeteye benim resmim kon- muştu, bu olasılığı geçtim. 2) “1 Nisan şakası” olasılığını da düşünmedim değil. 3) Acaba üniversitede çaktırdığım eski bir öğren- cim benden hınç mı alıyordu? Bu olamazdı, çünkü benim öğrencilerimle aram her zaman iyi olmuştur. 4) Geldik son olasılığa; yoksa birileri Cumhu- riyet’te yazdıklarımdan, kitaplarımda savunduğum düşüncelerden rahatsız mı oluyordu? Bu olası- lık öne çıktı. Burada da, “iç güçler mi, dış güç- ler mi” ikilemi ile karşı karşıya kaldım. Öyle ya Türkiye’de ve bu coğrafyada gerçek demokrasiyi istemeyen çok odak vardır; Ata- türk’ü, Musaddık’ı, Nasır’ı sömürgeciler hiç sevmediler. 1961 Anayasası’nı 12 Mart ve 12 Ey- lül’de kimler Amerikancı generallere budatmış- lardı? Dış odaklar Türkiye’de katılımcı demokra- si istemezler, dış ilişkilerin karşılıklı çıkarlara gö- re düzenlenmesi fikrinden nefret ederler. Ata- türk’ten ve Atatürkçü düşünceden hiç hoşlan- mazlar. İşin komik tarafı, bir seneyi aşkın süredir ma- lum gazetelerde ve internette, “Şener Eruy- gur’un fişlediği ve hoşlanmadığı” gazeteci ve aka- demisyenler listesinde benim de adım vardı. Ya- ni Eruygur Paşa onlara göre beni de fişlemiş ve Cumhuriyet’ten attırmak istemiş! Şimdi ise onun fişlediği birinin kendisine, “şu- nu şöyle yap” dediğini yazıyorlar, gülelim mi ağ- layalım mı… Türkiye’de yaşadığımız sorun şudur; katılımcı demokrasiyi, denge politikalarını, Cumhuriyet’i, çağdaş değerleri ve Lozan’ı savunup bu değer- lere taraf olanlar, “karşı Taraf”ça, hedef gösteri- lip bir şeylere bulaştırılmak isteniyorlar, hem de inanılmaz, Aziz Nesinlik senaryolar üretilerek. Bü- tün mesele bundan ibarettir sevgili okurlar, bu coğrafyada yaşamak hiç de kolay değil, sömür- gecilerin eli her yere uzanıyor… www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Irkçõlara polis korumasõDış Haberler Servisi - İsrail’de aşõrõ sağcõlarõn, Araplarõn çoğunlukta olduğu Umm el Fehm kentine dü- zenlediği yürüyüşte İsrailli grupla Arap protestocular arasõnda çatõşma çõktõ. Aralarõnda İsrail’in tanõnmõş aşõrõ sağcõlarõnõn ve yasaklanmõş õrkçõ Kah örgütünden isimlerin de bulunduğu yaklaşõk 100 kişilik aşõ- rõ sağcõ grup, dün yoğun polis kor- donu altõnda ülkenin en büyük Arap nüfusa sahip kentlerinden Umm el Fehm’e yürüyüş yaptõ. Yürüyüşü provokasyon olarak nitelendiren Araplar, tepki olarak dün kentte bir günlük genel grev ilan etti, işyerleri, okullar ve kamu bi- nalarõ kapatõldõ. Bazõ Araplar da el- lerinde ayakkabõlarla aşõrõ sağcõ grubu evlerin damlarõnda bekledi. Yaklaşõk bir saat süren yürüyüş sõ- rasõnda, kentin girişinde “karşı gösteri” düzenleyen İsrailli Araplar ve onlara destek için kente giden sol- cu eylemcilerle polis arasõnda çatõşma çõktõ. Araplarõn gösterisinin yasadõşõ ol- duğunu savunan polis, yürüyüşü pro- testo eden grubu dağõtmak için göz ya- şartõcõ gaz kullandõ ve 12 Arap göste- riciyi gözaltõna aldõ. Şiddetli çatõşma- da İsrail Meclisi’nde yer alan sol par- tilerden Meretz milletvekili İlan Gi- lon’un da aralarõnda olduğu 16 gös- terici ve 15 polis yaralandõ. Arap gös- tericilerin polise taş atarak karşõlõk ver- diği belirtildi. Kentte oturan İsrailli Araplar, yak- laşõk 1 yõl önce planlanan gösteriye karşõ çõkarak “Irkçıların kente giri- şini durdurma” çağrõsõ yapmõştõ. İs- rail Yüksek Mahkemesi’nin kentin merkezine girilmemesi şartõyla izin verdiği yürüyüş, şiddet olaylarõna yol açabileceği gerekçesiyle polis tara- fõndan birkaç defa ertelenmişti. Polis şefi David Cohen, aşõrõ sağ- cõlarõn yürüyüşünün “demokratik bir süreç” olduğunu söyledi ve Arap- lara müdahale edilmesinin meşru ol- duğunu savundu. Yürüyüşe katõlan õrk- çõ milletvekili Michael Ben Ari, İsrail haber ajansõ Ynet’e yaptõğõ açõklama- da, “Tek istediğimiz devlete sadakat. İsrail devleti Yahudilerin devletidir ve buraya bu gerçeği söylemeye geldik, provokasyon çıkarmaya de- ğil” dedi. İsrailli Arap milletvekili Cemal Zahalka ise AFP’ye yaptõğõ açõkla- mada, “Irkçılık ifade özgürlüğü de- ğil suçtur ve bu suçu işleyenlerin ya- salara göre cezalandırılması gere- kir” diye konuştu. Yaklaşõk 150 bin İsrailli Arap’õn ya- şadõğõ Umm el Fehm’de 2001’de 2. İn- tifada sõrasõnda çõkan çatõşmalarda 13 Arap öldürülmüştü. Yürüyüşün, İsrail sağõnõn büyük yükseliş gösterdiği 10 Şubat’taki ge- nel seçimlerin hemen ardõndan gelmesi dikkat çekti. Seçimi üçüncü sõrada ta- mamlayan aşõrõ sağcõ İsrail Evimiz par- tisinin lideri Avigdor Lieberman, İsrail kentlerinde yaşayan Araplarõn so- rumluluğunun Filistin yönetimine dev- redilmesini ve tüm İsraillilerin Yahu- di devleti olarak İsrail’e bağlõlõk yemini etmelerini istediğini açõklamõştõ. Dış Haberler Servisi - Fransa’nõn Strasbourg kentinde, 3-4 Nisan tarihinde düzenlenecek NATO zirvesi öncesinde polisin NATO karşõtõ bayraklara yönelik başlattõğõ operasyonlar tepki çekiyor. Polisin geçen haftadan beri kentte “NATO’ya Hayır” yazõlõ bayraklar asõlan evlere ziyarette bulunarak bayraklarõ indirmeye çalõştõğõ bildirildi. Kentte alõnan yoğun güvenlik önlemlerini eleştiren ve hükümeti Strasbourg’u savaş alanõna çevirmekle suçlayan Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri Marie-George Buffet, halkõn ifade özgürlüğünün engellendiğini belirtti. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eşbaşkanõ Daniel- Cohn Bendit olayõ “skandal” olarak nitelendirirken, merkezdeki Demokrasi Hareketi lideri Francois Bayrou da, “Herkesin Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönme kararından memnuniyet duymamasında ne sorun olduğunu anlamıyorum” diye konuştu. Strasbourg’da bayrak savaşı Radikal sağcõlarõn kentlerinde yapmak istedikleri yürüyüşü engellemeye çalõşan Arap yurttaşlar, polisin sert müdahalesiyle karşõlaştõ. (Fotoğraf: AP) İsrail’den BM raporuna itiraz Dış Haberler Servisi - İsrail, Gazze’deki saldõrõlarõn “savaş suçu” olarak nitelendirildiği BM raporunun “tek taraflı” olduğunu savundu. Hükümet sözcüsü Mark Regev, “Ne yazık ki bu rapor, BM İnsan Hakları Konseyi’nin tek taraflı, dengesiz ve adaletsiz tavrına yeni bir örnektir” dedi. Öte yandan Filistin’in El Halil kentinde görevli bazõ İsrailli yedek askerlerin geçen hafta İsrail sõnõrõnda Filistinlilere ait araçlara saldõrdõğõ bildirildi. Haaretz gazetesine konuşan bazõ askerler, kendilerinden önce üç hafta süreyle kentteki bir üste görevli olan askerlerin, kentteki son günlerinde içkili halde devriye olarak gezerken araçlara silahlarõyla saldõrdõğõnõ ve birçok aracõn zarar gördüğünü kaydetti. İsrail Savunma Bakanlõğõ ise, söz konusu askerlerin görevlerini “profesyonel bir biçimde tamamladığını” belirterek, konuyla ilgili soruşturma yürütüldüğünü açõkladõ. ABD’li eylemci yaşam savaşı veriyor Batõ Şeria’da, 13 Mart’ta İsrail’in inşa ettiği sõnõr duvarõnõ protesto amacõyla düzenlenen gösterilerde İsrail askerlerinin attõğõ göz yaşartõcõ bombanõn başõna isabet etmesiyle ağõr yaralanan ABD’li Tristan Anderson’un ailesi, İsrail hükümetine çağrõ yaparak olayõn araştõrõlmasõnõ istedi. Geçirdiği 3 ameliyatõn ardõndan hâlâ yaşama mücadelesi veren 38 yaşõndaki Anderson’un anne ve babasõ, olayla ilgili açõklama yapmayan İsrail hükümetinden olayõn sorumluluğunu üstlenmesini istediklerini belirtti. İsrail güçleri, Umm el Fehm’de aşõrõ sağcõlarõn gösterisine göz yumarken Araplarõn protestosunu engelledi Fransa öğrenciler ve öğretim üyeleri bir kez daha Nicolas Sarkozy hükümetinin eğitim reformu planını sokak gösterileriyle protesto etti. Nice kentindeki gösteride öğrenciler sokakta sembolik olarak ders yaptı. (Fotoğraf: AP) Öğrenciler yine sokakta Dış Haberler Servisi - NATO’nun Kosova Savaşõ’nõn sonuna doğru 1999’da Sõrbistan’a düzenlediği ve çoğu sivil 3 binden fazla kişinin ölümüne yol açan bombardõmanõn başlangõcõnõn 10. yõldönümü, dün Sõrbistan’da düzenlenen törenlerle anõldõ. Anma kapsamõnda bombalanan bölgelerde törenler düzenlendi, okullarda bombardõmanda ölenler için bir dakikalõk saygõ duruşu yapõldõ. Başbakan Mirko Cvetkoviç, “Ülkemize saldırı yasadışı bir eylemdi. Sırbistan, o trajik günleri unutmayacak” diye konuştu. Törenlere, Belgrad yönetimini Kosova’nõn kontrolünü BM ve NATO’ya bõrakmaya zorlayan bombardõman nedeniyle süregelen “Batı karşıtı hassasiyet” damgasõnõ vurdu. Kosova Başbakanõ Haşim Taci ise NATO bombardõmanõnõn başlangõcõnõ “tarihi bir gün” sözleriyle değerlendirdi ve NATO’nun duruma müdahale etmesinin, “Kosova tarihinde, özgürlük ve demokrasinin inşasında yeni bir sayfa açtığını” söyledi. Dış Haberler Servisi - Fransa hükümeti, geçmişte yaptõğõ nükleer denemelerden sağlõğõ etkilenenlere tazminat ödenmesi yönünde karar aldõ. Fransa Savunma Bakanõ Herve Morin, Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, hükümetin ilk etapta tazminatlar için Savunma Bakanlõğõ’nõn bütçesinden 10 milyon Avro ayõrdõğõnõ belirtti. Hükümetin uzun bir süre, tazminat kapõsõnõ açmanõn Fransa’nõn güvenilir nükleer caydõrõcõlõğa sahip olmasõ yönündeki ciddi çabalarõna tehdit teşkil edebileceğini düşündüğünü söyleyen Morin, “Ancak Fransa’nın vicdanının sesini dinleme zamanının geldiğini” ifade etti. Fransa 1960 ile 1966 arasõnda Cezayir’de, 1966 ila 1996’da da Fransõz Polinezyasõ ve Pasifik Okyanusu’nda toplam 210 nükleer deneme yapmõştõ. Komisyon kurulacak Bu denemelere katõlan 150 binden fazla sivil ve askeri personelden birçoğunun tiroid ve kan kanseri olduğu belirtiliyor. Hükümet şimdiye kadar nükleer denemelerle, radyasyonla ilişkilendirilen hastalõklar arasõnda bir bağlantõ olduğunu resmen kabul etmeye yanaşmõyordu. Savunma Bakanõ’nõn açõklamasõna göre, tazminat başvurularõnõ karara bağlayacak bağõmsõz bir komisyon kurulacak. Bu komisyonda doktorlar ve yargõçlar yer alacak. Fransa’dan nükleer kurbanlarına tazminat Kosova’nın Mitroviça bölgesinde Sırp çocuklar barış çağrısı yaparak güvercin uçurdular. (AP) NATO ZİRVESİ 10 MİLYON AVRO AYRILDI NATO BOMBARDIMANININ 10. YILDÖNÜMÜ ANILDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle