19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2009 CUMA 14 KÜLTÜR [email protected] SUNGU ÇAPAN Bir süredir kafayõ sinemacõlõğa takmõş, şarkõcõ Mahsun Kırmızıgül’ün ağ- dalõ bir duygusallõkla bezeli ilk fil- mi Beyaz Melek’in geçen yõlki beklenme- dik gişe başarõsõnõn ardõndan çektiği, yõl- lar yõlõ terör, çatõşma ve tehlikelerin ma- yõnlõ arazisinde hayat mücadelesi ve- rirken yerinden yurdundan olup zoraki göçmenliğe zorlanan, güneydoğu- lu bir ailenin dramõnõ ülke- nin çeşitli toplumsal so- runlarõnõ harmanlayarak anlatan ikinci filmi Güne- şi Gördüm’ün basõn gösterisini kaçõrõnca mecburen bugün gösterime giren bir başka yeni filme değinelim dedik bu hafta: Man on Wire-Teldeki Adam. 2008 Sundance Festivali’nde jüri büyük ödülünü ve bu yõlõn En İyi Belgesel Oscarõ’nõ kazanan Teldeki Adam, 35 yõl öncesinin ün- lü Fransõz ip cambazõ Philippe Petit’nin 11 Eylül 2001’de İslami terörün dehşetengiz sal- dõrõsõna uğramõş olan, çağõmõzõn dünya ege- meni ABD’nin büyük gücü ve görkeminin sembolü olarak vaktiyle New York’ta inşa edilen, devasa Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri arasõnda gerilmiş tel kablo üs- tünde, 1974’te yaptõğõ, bir saat kadar süren, inanõlmaz gösteriyi konu ediniyor. Soul şar- kõcõsõ Marvin Gaye ve kral Elvis Presley üs- tüne 1990’lõ yõllarda çektiği belgesellerle ve The King (2005) adlõ ilk kurmaca filmiyle adõnõ duyurmuş, İngiliz yönetmen James Marsh’õn Philippe Petit’nin anõlarõnõ yazdõğõ Bulutlara Erişmek adlõ kitabõndan yola çõ- kõp Petit’nin ince ince, bütün ayrõntõlarõnõ ön- ceden tasarlayõp planladõğõ bu benzersiz masalsõ performansõnõ bir gören bir daha unu- tamaz gibi geldi bize. Yönetmen James Marsh’õn, Fransõz ip cambazõnõn benzersiz havada yürüyüş eyle- mini birlikte ha- zõrladõğõ arkadaşla- rõyla yapõlmõş çeşitli röportajlarõ, fotoğraflarõ ve arşivden seçilmiş, siyah beyaz, eski haber görüntülerini de kullanõp yeniden canlan- dõrma sahneleri de ekleyerek gerçekleştirdiği, bu heyecanlõ, sõra dõşõ otobiyografikimsi belgeselin, yer yer mizah öğesiyle de destekli, belirgin bir gerilim temposuna bürünerek se- yircisini baştan sona ele geçirdiği söylene- bilir. Polis, güvenlik, yasalar, vb. tüm en- gelleri aşõp havada, 50 dakika süresince bulutlara eşlik ederek ikiz kuleler arasõnda gi- dip gelen, yerdeki seyircilerine selamlar gönderip danslar ederek çocukluk hayalini so- nunda gerçekleştiren narsist Petit’nin ken- dinden emin azmi ve sarsõlmaz güveniyle he- yecanlõ ve etkileyici bir eyleme dönüşen bu performansõ, beyaz perdede de olsa kuşku- suz görmelere değer! Günümüzde yüksek binalara örümcek gi- bi tõrmanmayõ meslek haline getirmiş bir baş- ka Fransõz aktivist Alain Robert’i de kuş- kusuz derinlemesine etkilemiş olan Petit, gençken evinin arka bahçesinde başlayõp Not- re Dame kilisesinin tepesinde, Sidney liman köprüsünde filan sürdürüp pratik yaparak ge- liştirmiş ip cambazlõğõnõ. 7 Ağustos 1974 sa- bahõ saat 7.15’te, Manhattan kaldõrõmlarõn- daki her seyirci Amerikalõnõn yüreğini ağzõna getirerek o dönemde dünyanõn en yüksek iki gökdeleni arasõnda, çocukluğundan başlayõp yõllarca her ayrõntõsõnõ düşüne taşõna hazõr- landõğõ, gökyüzündeki yasadõşõ uzun yürü- yüşüyle tarihe geçen, aslõnda ip cambazõ, jon- glör ve gözbağcõ olduğu kadar karizmatik bir sanatçõ cazibesine de sahip, 1949 doğumlu Philippe Petit’nin esprili anlatõmõyla hikâye edilen ve sahte kimliklerle kulelere girmeyi başaran ekip arkadaşlarõnõn tanõklõklarõyla perdeye taşõnan bu unutulmaz gösterisi ölü- mü bile göze alarak tutkusunun (yoksa sap- lantõsõnõn mõ demeli?) peşinden sonuna ka- dar giden, yaptõğõ işi alabildiğine önemseyip ciddiye alan bir cüretkâr hayalperestin şap- ka çõkartõlacak bir marifeti sayõlabilir sonuçta. Deneysel sanat ve performansõn yeşerip or- taya çõktõğõ, 1970’li yõllarõn New York’un- da, ‘ölümcül bir tehlikeyi sanatsal ifadeye’ dönüştürmenin üstesinden gelen Petit’nin aşõ- rõ risk taşõyan, suç teşkil eden ve mutlak de- lilik (ya da 20. yüzyõlõn sanatsal suçu!) ola- rak nitelenen efsanevi eylemini, İslami te- rörün yerle bir ettiği ikiz kuleler dekorunda (çeşitli hazõrlõklar gerektiren öncesi ve son- rasõyla) karşõmõza getiren ve (Teldeki Adam) adõnõ, havadaki görülmemiş yürüyüş eyle- minin sonunda çõkagelip Petit’le arkadaşla- rõnõ tutuklayan iki polisin tuttuğu zabõt ifa- desinden alan bu sürükleyici belgesel, tek söz- cükle kaçmaz! En iyi belgesel Oscarõ’na değer bulunan Teldeki Adam bugün gösterime giriyor Gökyüzündeinanılmazbir performansMan on Wire / Yönetmen: James Marsh / Kamera: Igor Martinovic / Müzik: Michael Nyman, J.Ralph / Oyuncular: Philippe Petit, An- nie Allix, Jean-Louis Blondeau, David Demato, Jean-François Heckel, Barry Greenhouse, Jim Moore, Ardis Campbell / İngiltere 2008 (Bir Film, Tiglon) Teldeki Adam KADIKÖYLÜ YAZARLAR VE KADIKÖY’Ü YAZANLAR ‘Dağlarca’nõn700Çocuğu’ Kültür Servisi - Erzurum Devlet Tiyat- rosu Ben Arous Valiliği’nin davetlisi olarak Tunus’a gidiyor. 14-23 Mart ta- rihleri arasõnda düzenlenen ‘6. MED Çocuk Festivali’nin açõlõşõna da ka- tõlacak olan Erzurum Devlet Tiyatro- su sanatçõlarõ; Nedim Buğral’õn yaz- dõğõ, Hakan Yavaş’õn yönettiği ‘İki Bavul Dolusu’ adlõ çocuk oyununu 15, 16, 17 Mart tarihlerinde Ben Arous’ta sahneleyecek. Dekor tasarõmõ Hakan Dündar, kostüm tasarõmõ Suzan Kara, õşõk tasarõmõ Er- sen Dursun, dans düzeni Sezai Yıl- maz tarafõndan hazõrlanan oyunun müzikleri Selçuk Yılmaz’a ait. Oyun- da Sezai Yõlmaz ile Yavuz Topçuoğlu rol alõyor. CEREN ÇIPLAK AB ile Türkiye arasõndaki “Sivil Toplum Diyalo- ğu’nun Geliştirilmesi Programı” çerçevesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ünversitesi’nde ya- põlan Kent ve Sanat Forumu’na Avrupa Birliği ül- kelerinden ve Türkiye’deki sanat üniversitelerin- den akademisyenler, öğrenciler, sanatçõlar, küra- törler, sanat yazarlarõ katõldõ. Forum kapsamõndaki “Büyükşehir kültürü, sanat ve kamusal alan” konulu panelde Uluslararasõ İstanbul Bienali Di- rektörü Bige Örer İstanbul Bienalleri’nden gün- cel sanatõn herkese açõk olduğunu gösteren örnekler verdi. “Sanat ve kamusal alan; sanatçının en umarsız kalabileceği bir alan” diyen Viyana Gü- zel Sanatlar Akademisi Rektörü Stephan Schmidt Wulffen ise “İstanbul Bienali” örneklerini eleş- tirdi ve kamusal alan söz konusu olduğunda eleştirel olmak gerektiğini, sanatçõlarõn içinde ya- şamadõklarõ yerel topluluklarõ gereç olarak kul- lanmamalarõ gerektiğini belirtti. Panel sonrasõ söy- leşide Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa- kültesi Öğretim Görevlisi Marcus Graf, Türki- ye’de kamusal alanõn bürokratik, zor ve tehlike- li bir alan olduğunu söyledi. Kent ve Sanat Pro- je Koordinatörü Melih Görgün; “Geçen yıl İs- tanbul’u lalelerle bezemek gibi bir çalışma ya- pıldı ve bunun adına da kamusal sanat dendi. Ardından da inekler karşımıza çıktı. Bu sade- ce bir gösteri. Kamusal sanat değil ama bun- lar kamusal alanı işgal ediyorlar” diye konuş- tu. Avrupa Kültür Derneği Başkanõ Mahir Namur ise düşüncelerini şöyle açõkladõ: “Ben demokratik bir ülke mi istiyorum, yoksa erk tarafından gü- dülen bir sanat ve kültür dünyası mı istiyorum bu ülkede. Bence en büyük sorun bu.” ‘KAMUSAL ALANI İŞGAL EDİYORLAR’ Kentvesanat 6. MED ÇOCUK FESTİVALİ ‘İkiBavulDolusu’ Tunus’ta... Kültür Servisi - Geçen yõl ilki yapõ- lan “Kadıköylü Yazarlar ve Kadı- köy’ü Yazanlar Buluşması” etkinliği- nin ikincisi 13 - 15 Mart tarihleri arasõnda yapõlõyor. Bu yõl yine Caddebostan Kül- tür Merkezi’nin ev sahipliği yapacağõ et- kinlik, Kadõköy Sağlõk ve Sosyal Daya- nõşma Vakfõ yükleniciliği; Kadõköy Be- lediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdür- lüğü, Türkiye Yazarlar Sendikasõ, Gazete Kadõköy, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Dostlarõ Derneği ve BİLFEN okullarõ desteğiyle gerçekleştiriliyor. Bu yõl, et- kinliğin temasõna Kadõköy ve Kadõköy- lü olmanõn yanõ sõra, 2008 de kaybetti- ğimiz ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlar- ca’nõn yaşamõ ve yapõtlarõ da katõldõ. Üç gün sürecek etkinlikte, sanat ve edebiyat dünyasõnõn değerli isimleri; söyleşi, im- za günleri, atölye çalõşmalarõ, saydam gösterileri ve dinletiler ile Kadõköylü sa- natseverlerle buluşacak. Bu yõl, Kadõköylü Yazarlar ve Kadõ- köy’ü Yazanlar Buluşmasõ kapsamõnda, Dağlarca’nõn vasiyeti üzerine bir de şi- ir yarõşmasõ düzenlendi. Yarõşmaya il- ginin çok yoğun olduğu, İstanbul gene- linde 60’a yakõn ilköğretim okulundan 700’ün üzerinde şiirle başvurulduğu bil- diriliyor. “Doğa ve Hayvan Sevgisi” ko- nulu şiirler, iki aşamalõ olarak değer- lendirildi. Yarõşma ön seçici kurulunda; Türkiye Yazarlar Sendikasõ’ndan Meh- rizat, Nurullah Can, Sanat Yaprağõ Dergisi’nden Tanju Akerman ve Nus- ret Karaca yer alõyor. İlk eleme so- nuçlarõna göre finale kalan şiirler, Dağ- larca’nõn ölümünden önce kendisinin oluşturduğu; Ahmet Soysal, Alpagut Gültekin, Haydar Ergülen ve Ömer Aygün’den oluşan asõl jüri tarafõndan son kez değerlendirildi. Tüm katõlõmcõlarõn birer kitap ve katõlõmcõ belgesiyle ödül- lendirileceği yarõşmada dereceye giren- leri ise süpriz ödüller bekliyor. Yarõn 11.00-13.00 saatleri arasõnda düzenle- necek açõlõş töreni protokol konuşmala- rõ ile başlayacak, Özel Bilfen Okullarõ öğ- rencilerinin “Dağlarca” konulu etkin- likleri ile sürecek. Açõlõşta ayrõca “Ka- dıköylü Yazarlar ve Kadıköy’ü Ya- zanlar Buluşması”nõn bu yõl ki onur ko- nuklarõ Ahmet Miskioğlu, Nail Güre- li, Melisa Gürpınar, Ataol Behra- moğlu’na ödülleri sunulacak. Açõlõş günü, Fazõl Hüsnü Dağlarca’nõn özel eş- yalarõ da 4. kat fuayede tüm konuklar için sergilenecek. (www.kasdav.org) Kültür Servisi - Goethe Enstitüsü, Internationale Kurzfilmtage Oberhausen ve Pe- ra Müzesi işbirliğiyle ‘Oberhausen Turda! - Kısa Filmler’; 20 -22 Mart tarih- leri arasında Pera Müzesi’nde yapılacak. Almanya’nın Oberhausen kentinde 50 yılı aşkın bir süredir düzenlenen Kısa Film Günleri’nde her yıl deneysel film- lerden müzik videolarına uzanan geniş bir yelpazede filmler gösteriliyor. Gös- terimleri ücretsiz olan Oberhausen Turda programında ise, 2009 Festival seç- kisi yer alıyor. Kısa filmlerde ‘Oberhausen Turda’ ‘Vesikalı Yârim’in 40. yılı Kültür Servisi - Türk sinemasõnõn iz bõra- kan örneklerinden “Vesikalõ Yârim”in 40. yõlõ, “Türk Sinemasõ Sevgi Gü- nü” etkinlikleri çerçevesinde 17 Mart Salõ günü saat 14.00’te Beykent Üniversitesi Ayazağa Kampusu Konferans Salo- nu’nda törenle kutlanacak. Atilla Dorsay’õn sunumuyla başlayacak olan törene, baş- rol oyuncularõ Türkan Şoray, İzzet Günay ve senarist Safa Önal katõlõrken Ömer Lütfi Akad’a onur ödülü sunula- cak. Ayrõca sinema araştõrmacõsõ ve yazarõ Agah Özgüç’ün koleksiyonundan sağlanan, Türkan Şoray ve İzzet Günay film afişlerinden oluşan bir de sergi açõlõyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle