23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Adı ‘Cumhuriyet’ Olan Karakolda Acılı Adana Kebabı Ziyafeti! 11 MART 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Haftanın belirli günleri köşe yazısı yazıyorsanız, okurlarınıza en güncel ve ilgilerini en çok çekecek olaylar üstünde görüşlerinizi açıklamanızın, çok da- ha doğru olacağını unutmayarak konunuzu belir- lersiniz. Çarşamba günü yayımlanacak bu yazı için de ay- nı geleneği uygulamak isteği ile masama oturdum... İla maşallah; birbirinden önemli o kadar da ko- nu var ki... Darwin’in doğumunun 200. yılı nedeni ile olayı TÜBİTAK’ın yayımladığı Bilim ve Teknik Dergi- si’nin kapak konusu yapmak isteyen editörün gö- revden alınmasına yol açan çağdışı yönetimin marifetlerini mi yazsam? Yoksa, ekonomi gemisi- ni karaya oturtan son krizi inatla görmemezlikten gelen başbakanımızın kaptanlığını mı ele alsam? İki hafta sonra yapılacak yerel seçimlere, aylar öncesi şaibe damgasının vurulmasına yol açan “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” için vic- danının sesini dile getirmek zorunda kalan TÜİK Başkanvekili Ömer Toprak’ın seçmen kütükle- ri ile ilgili kuşkularını bir kez daha kâğıtlara dökerek, Danıştay Dava Daireleri’nde aylardır sıra bek- leyen, dostum Tayfun İçli’nin iptal ve yürütme- yi durdurma başvurularının akıbetini sormak, da- ha doğru olmaz mı? Zorla karakol konuğu olmak! Ama bir başka olay daha öne çıkıyor yazılması gereken. Başbakanımızı birdenbire hiddetlendirip o ünlü “Ananı da al git” diye azarladığı Mersinli yurttaş Mustafa Kemal Öncel’in pazar gününü, sabahın kör saatlerinden akşam geç vakte kadar zoraki ko- nuk olmasına yol açan, o kaba ve akla sığmayan idari tasarrufu öne çıkartan. Birden çok yüzü olan bu zoraki konukluğun be- ni en çok ilgilendiren yönü, insanın köpeği ısırma- sını anımsatan ve ancak geri kalmış ülkelere özgü olayın en somut açıklamasını, Öncel’i oturduğu kah- vehaneden alarak karakola götüren, çay-kahve ıs- marlamakla da yetinmeyerek kebap ikram eden pol- islerin, bu cömert davranışlarını ancak “Biz de emir kuluyuz” olarak yapması da değil. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun Baş- kanı, Mersin milletvekili ve emekli anayasa profesörü Dr. Zafer Üskül’ün minareyi çuvala sığ- dırmak isteği ile dünkü Hürriyet’te yayımlanan açık- lamasıdır. İnsan hem milletvekili, hem anayasa profesörü olur, üstelik yurttaşların insan haklarının zedelen- memesi, bir hukuk devletine yaraşır ölçütlerde ko- runmasını denetlemek amacıyla kurulan İnsan Hakları Komisyonu’na da başkanlık yaparsa, ağ- zından çıkacak tek kelimenin bile o ölçütlere uygun olmasına özen gösterir. Zafer Üskül ise kendisine hiç yakışmayacak bir mazeret söylemi ile liderinin ikramı olan parla- menterliğin hakkını vermek için, mızrağı çuvala sığ- dırmaya kalkışırken adeta senaryo yazarlığına so- yunuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, “Bir hukuki problem var gibi görünüyor” demek zorunda kal- dığı olayı, “sıkıntıdan bunalmış Öncel’in oturduğu kahveye çay ısmarlamak için yaptığı çağrıya uyarak gittiği karakolda onlarla tavla oynaması” diye çar- pıtmaktan çekinmiyor. Öylece üstelik seçim bölgesinde doğmuş bir hemşerisinin, o akıllardan silinmeyen “Ananı da al git”li paylanma olayından sonra karşılaştığı hukuk dışı davranışlar karşısında görmez ve duymaz üç maymunu oynadığını bile fark etmeyecek bir par- lamenterlik ve bilim adamlığına soyunduğunu unut- muş görünüyor. Öncel’i vatandaş olmaktan yıldıran girişimler... Öncel’in evinin cumartesi gecesinden üç polis aracı ile sarılmış olması yetmezmiş gibi, karakola çağrılmasına sessiz bile kalmayarak, bu örtülü iş- kence olayında Mersin Emniyeti’nin gönüllü avu- katlığına soyunuyor. Çiftçi yurttaş o 2006’da gerçekleşmiş olaydan sonra “yaşayan ölüden farksız” vatandaşlıktan çı- karılması için iki kez başvuruda bulunmak zorun- da kalmış. Öncel’in açıklamalarını ve o açıklamaları örtmek amacı ile Zafer Üskül’ün sahneye koymak istedi- ği senaryoyu okuyunca, Anadolu Üniversite- si’nde ders vermek amacıyla Eskişehir’e giderken motorlu tren arkadaşlığı yaptığım genç anayasa do- çentinin o dönemdeki dünya görüşleri ile ilgili ko- nuşmalarını hatırlıyorum. Ecevit’e yönelik övgü dolu sözleri, CHP’den Ba- kırköy belediye başkanı adayı olma girişimlerini ha- fıza ambarımın arşivlerinden tek tek çıkarıyorum. Bunları, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, emekli anayasa profesörü Üskül’ün bugünkü pat- ronu ile paylaşsam bana değişimin erdeminden mi söz açar? Yoksa o çok sık kullanmaktan hoşlan- dığı “Neredeeen nereye” tiradı ile mi yanıt verir?.. Eski TÜBİTAK Başkanõ Pak, siyasallaştõrõlma sürecinin AKP’nin düzenlemesiyle tamamlandõğõnõ vurguladõ MAHMUT LICALI ANKARA - TÜBİTAK’õn Bilim ve Teknik dergisinde “Darwin ve evrim teorisi” konulu kapağõn veto edilerek Genel Yayõn Yönetmeni Çiğdem Ata- kuman’õn görevden alõnmasõ kurumda bilimin değil, siyasi tercihlerin ön pla- na çõktõğõnõ ortaya koydu. TÜBİTAK Bilim Kurulu’nun 10 üyesi AKP dö- neminde göreve getirilirken, ağustos ayõnda değiştirilen TÜBİTAK Yasa- sõ’yla kurul üyelerini atama yetkisi ta- mamen Başbakan’a verildi. Eski TÜ- BİTAK Başkanõ Prof. Dr. Namık Ke- mal Pak, TÜBİTAK’õn bilimsellikten koparõlarak siyasallaştõrõlmasõ sürecinin ağustos ayõnda yapõlan düzenlemeyle ta- mamlandõğõnõ vurguladõ. TÜBİTAK’õn 45 bin tirajõ olan Bilim ve Teknik dergisinin mart sayõsõnõn Dar- win ve evrim teorisi konulu kapağõnõn yönetim tarafõndan veto edilmesi, AKP döneminde kurulda yaşanan kadrolaş- mayõ gözler önüne serdi. AKP’nin ik- tidar olduğu 2002 yõlõndan bu yana TÜ- BİTAK Bilim Kurulu üyelerinin ta- mamõna yakõnõ değişti. Başkan ve 12 üyeden oluşan Bilim Kurulu’nun 10 üyesi AKP döneminde göreve başladõ. TÜBİTAK Bilim Kurulu’na üye ata- masõnda Başbakan’a geniş yetkiler ve- rerek “siyasi kadrolaşma” yolunu açan yasa 1 Ağustos 2008 tarihinde TBMM’de kabul edildi. AKP döne- minde kurula seçilen başkan ve bazõ üyeler şöyle: Prof. Dr. Nüket Yetiş: 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Se- zer’in TÜBİTAK Başkanlõğõ’na geti- rilmesini veto ettiği Yetiş, Cumhur- başkanõ Abdullah Gül tarafõndan 18 Ağustos 2008 tarihinde asaleten atan- dõ. Prof. Dr. Hüseyin Akan: Aralõk 2003’ten beri Bilim Kurulu üyeliğini yürüten Akan, kapatõlan Refah Parti- si’nden 1995 yõlõnda Samsun millet- vekili adayõ olmuştu. Prof. Dr. Abdullah Atalar: Hükümete yakõn isimlerin başõnda ge- len Atalar, Aralõk 2003’ten bu yana Bi- lim Kurulu üyesi. Prof. Dr. Ömer Cebeci: TÜBİ- TAK Başkan Yardõmcõlõğõ görevini de yürüten Cebeci, Aralõk 2008’den bu yana kurul üyesi olarak görev yapõyor. Prof. Dr. Ahmet Mete Saat- çi: Saatçi, 1980 ile 1990 yõllarõ arasõnda Suudi Arabistan’daki Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde çalõştõ. Nuri Güngör: Eski MHP Genel Sekreteri olan Güngör, Aralõk 2003’te kurulun üyeliğine getirildi. AKP’nin iktadar olduktan sonra gö- revden aldõğõ eski TÜBİTAK Başkanõ Prof. Dr. Namõk Kemal Pak, Bilim ve Teknik’in kadrosunun tamamen de- ğiştirildiğini, bazõ çalõşanlarõn emekli ol- maya zorlanarak görevini bõraktõğõnõ kaydetti. Ağustos 2008’de TÜBİTAK Yasa- sõ’nda yapõlan bir değişiklikle TÜBİ- TAK’ta bilim dönemi yerine siyaset dö- neminin başladõğõnõ belirten Pak, “AKP’nin daha önce iki teşebbüsü de Anayasa Mahkemesi tarafından dur- durulmuştu. Dolayısıyla, yaptıkları yeni düzenleme bizi tasfiye edip ye- ni ekip getirme ve kurulun siyasal- laşması bağlamındaki düzenlemeyi meşrulaştırma çabasıydı. Benim açımdan da bundan sonra TÜBİ- TAK başka bir kurum haline dön- üştü. Oyçokluğuyla, parmak hesa- bıyla bilimsel bir kanunun doğru olup olmadığını belirleyemezsiniz. Bilim bağımsız ortamlarda, siyasal erkten bağımsız olarak gelişir.”Namık Kemal Pak. 45 bin tirajlõ Bilim Teknik dergisinin mart sayõsõnõn Darwin ve evrim teorisi konulu kapağõnõn yönetim tarafõndan veto edilmesi, AKP döneminde kurulda yaşanan kadrolaşmayõ gözler önüne serdi. SEÇİL TÜRESAY Evrim teorisinin kurucusu, İn- giliz doğabilimci Charles Dar- win’e yönelik sansürü Türki- ye’deki bilim dünyasõnõn tepkisi- ne yol açan TÜBİTAK’a yurtdõ- şõndan da tepki geldi. Amerikan Fi- zikçiler Birliği’nin 2007 Uluslar- arasõ Fizik Forumu’nun oturum başkanlõğõnõ üstlenen, Stanford Üniversitesi Uygulamalõ Fizik Bö- lümü’nden Ordinaryüs Profesör Herman Winick, TÜBİTAK Baş- kanõ Prof. Dr. Nüket Yetiş’e ön- ceki gün, e-posta yoluyla mektup göndererek yapõlan büyük hatayõ düzeltmesini istedi. Winick, Dar- win içerikli dergiye uygulanan sansürün “Dünya yuvarlaktır ve Güneş etrafında dönmektedir” diyen Kopernik ve Galilei’ye yö- nelik baskõcõ tutumlarla eşdeğerde olduğunu savundu. Mektupta özet- le şöyle deniyor: “TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergisinin, Charles Darwin’in 200’üncü doğum yılı nedeniyle ev- rim teorisine ilişkin makaleleri içeren dosyanın yer alacağı mart sayısının başka bir içerikle de- ğiştirildiğini, Darwin’den ve ev- rim teorisinden de hiç bahsedil- mediğini öğrendim. Anladığım kadarıyla derginin yayın yönet- meni de böyle bir sayı hazırlamak suçunu işlediği için işten kovul- muş. Durum gerçekten böyleyse buna ciddi anlamda karşı çıktı- ğımı ifade etmek isterim. 200. doğum yılı Bu yıl Darwin’in 200’üncü do- ğum yılı ve bütün dünya Darwin’i ve yaşamın kökenlerini anlama- mıza yaptığı katkıları kutluyor. Arama motoru ‘Google’da Dar- win’e ilişkin bu kutlamaların çok sayıda örneği bulunabilir. Dar- win’in gerçek arayışı ve bilimsel başarılarına ilişkin yazıların Bi- lim ve Teknik gibi toplumu bilim konusunda bilgilendirmeyi he- defleyen bir dergiye çok uygun ol- duğunu düşünüyorum. Bana gö- re derginin Darwin içerikli sayı- sının yayımlanmasına izin ver- memek ve yayın yönetmenini ce- zalandırmak Galilei ve Koper- nik’in bilimsel katkılarına yapı- lan baskılarla eşdeğerdedir. Ha- zırlanan sayının yayımlan- masına izin verip yayın yö- netmenini tekrar görevinin başına döndürerek yapı- lan bu hatayı düzeltme- nizi önemle rica ediyo- rum.” ABD Başkanõ Beyaz Saray’da yaptõğõ açõklamada, ‘ideolojinin değil bilimin izlenmesi’ çağrõsõ yaptõ Obama’dan kök hücreye yeşil ışıkDış Haberler Servisi - ABD Başkanõ Barack Obama, kök hücre araştõrmalarõna hükümet fonla- rõndan yeniden yardõm yapõlmasõnõn kapõsõnõ açar- ken bilimin önemini vurguladõğõ açõklamalarõyla dikkat çekti. Obama önceki gün selefi George Bush yönetimi- nin kök hücre araştõrmalarõna hükümet fonlarõndan yardõm yapõlmamasõ kararõnõ yürürlükten kaldõrõldõ- ğõnõ duyurdu. Beyaz Saray’da yaptõğõ açõklamada Obama, araştõrmacõlara “ideolojiyi değil bilimi izle- meleri” çağrõsõ yaptõ. Cumhuriyetçi Bush yönetimi döneminde izlenen muhafazakâr çizgiye açõk eleştiri getiren Obama, “Hükümetimiz, benim karşı oldu- ğum bir şekilde, bilimsel söylemle ahlaki değerler arasında seçim yapmaya zorlanmıştır” ifadesini kullandõ. Demokrat Partili ABD Başkanõ, ülkenin bi- lim politikasõnõn değiştiğini ve birçok araştõrmacõnõn çalõşmalarõna engel teşkil eden kõsõtlamalarõ kaldõrdõ- ğõnõ ilan ederken “Bilimsel veri siyasi bir ajandaya hizmet için gizlenemez ya da çarpıtılamaz. Bilim- sel kararlar ideolojilere göre değil gerçeklere göre alınır” dedi. Yönetiminin bilimsel çalõşmalara saygõ- lõ olacağõnõ vurgulayan Obama, bilim insanlarõnõn yönlendirme veya baskõlardan uzak bir şekilde işleri- ni yapmalarõna izin verilmesi gerektiğini belirtti ve “Onların bize söylediklerini dinleyeceğiz, bizi ra- hatsız edici olsalar bile” dedi. Obama yönetiminin bu adõmõ başta ABD’de ol- mak üzere genel olarak bilim dünyasõnda mem- nunlukla karşõlanõrken yapõlan yorumlarda, “Bili- min Amerikan hayatında yeniden önem kazan- dığının” altõ çizildi. Barack Obama’nõn Bush’un koyduğu kõsõtlamalarõ kaldõrmasõyla, araştõrmacõlar kök hücre çalõşmasõ yapmak için federal fondan yararlanabilecek. Oba- ma, bu fonla yapõlacak çalõşmalarda insan kopyala- maya asla izin verilmeyeceğini de açõkladõ. Başkan- lõk seçimi kampanyasõ sõrasõnda da Obama ABD’de- ki laboratuvarlarda kök hücre araştõrmalarõnõn ser- bestçe yapõlmasõna izin verilmesinden yana olduğu- nu söylemişti. ABD’de bu alanda yapõlan araştõrma- lara federal bütçenin fonlarõndan yapõlan yardõmlar Bush yönetimi döneminde Ağustos 2001’de kesil- mişti. Embriyoya ait gelişme aşamasõndaki kök hüc- reler, vücutta herhangi bir hücre türüne dönüşebili- yor. Araştõrmacõlarõn bir kõsmõ kök hücrelerin, zarar görmüş organlarõ ya da işlevsiz hücreleri değiştire- cek dokularõ sağlayabileceğine inanõyor. Sansür TBMM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TÜBİ- TAK yönetiminin Bilim ve Teknik dergisinin “Charles Darwin ve evrim teorisi” konulu ka- pağõnõ değiştirmesi, TBMM gündemine taşõndõ. CHP milletvekilleri Hüsnü Çöllü ve Akif Eki- ci, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanõ Mehmet Aydın’õn yanõtlamasõ istemiyle verdik- leri soru önergesinde, şu sorularõ yönelttiler: Uluslararasõ Biyolojik Bilimler Birliği ve UNESCO tarafõndan 2009 tüm dünyada “Dar- win yılı” olarak ilan edilirken, TÜBİTAK’õn mart sayõsõnda bu konuyu işlememesinin ve basõ- ma hazõr dergiyi iptal etmesinin nedeni nedir? Sorumlu yazõişleri müdürünün, evrim teori- sinin kurucusu Darwin’in derginin mart sayõsõnõn kapak konusu olarak belirlediği gerekçesiyle TÜ- BİTAK başkan yardõmcõsõ tarafõndan görevinden alõndõğõ iddialarõ doğru mudur? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net ABD’li Profesör Winick, Darwin içerikli Bilim ve Teknik dergisinin yayõmlanmasõnõ istedi ‘Galilei’ye yapılanlardan farksız’ Obama ‘TÜBİTAK’ta bilim dönemi bitti’ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Bilim ve Teknik dergisinde- ki sansüre ilişkin açõk- lama yapan Devlet Ba- kanõ Mehmet Aydın, sansürün kurumdaki “yetki çatışmasından” kaynaklandõğõnõ ileri sürdü. “Darwin’e san- sür koymanın” akla gelecek bir şey olma- dõğõnõ söyleyen Aydõn, uygulamanõn siyasetle ilgili olmadõğõnõ sa- vundu. ‘Yetki çatışması yaşanıyor’ Aydõn, “Çünkü bu siyasetle ilgili bir ka- rar değildir, bu bi- limsel bir karardır. Dolayısıyla o süreç- lerden geçmeyen bir durumla karşı karşı- yayız. Yani normal bilim kurulları karar vermemişler. Dar- win’le ilgili olsun, Darwin’in resmi baş- ta olsun ve Darwin’le ilgili özel yazılar ol- sun gibi bir süreçten geçmemiş bu. Dolayı- sıyla evvela orada bir yetki çatışması var, bir karar verme me- kanizmasında usule uymama gibi bir du- rum var. İçinde de- ğildim, zaten olamam da. Benim işim de de- ğil. Bana verilen bilgi bu” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - Bilim ve Teknik dergisinin kapağõndan Dar- win’in çõkarõlmasõ, bilim dünyasõnõn sert tepkisini çekti. TÜBİTAK’õn si- yasallaştõğõ ve yapõlanõn bilimsel öz- gürlüğe aykõrõ olduğu vurgulanõrken Prof. Celal Şengör, müdahaleyi ya- pan TÜBİTAK Başkan Yardõmcõsõ Ömer Cebeci için savcõlar harekete geçmezse kendisinin olayõ uluslar- arasõ yargõya taşõyacağõnõ belirtti. TÜBİTAK’õn yarõm asra yakõndõr yayõn yapan Bilim ve Teknik dergisi- nin son sayõsõnõn kapağõnõn, “Char- les Darwin ve evrim teorisi” yer al- dõğõ için değiştirilmesi, konunun içe- rikten de çõkarõlmasõ, dergiyi hazõrla- yan Genel Yayõn Yönetmeni Çiğ- dem Atakuman’õn ise görevinden alõnmasõ, akademisyenleri “ayağa kaldırdı.” İstanbul Teknik Üniversi- tesi Öğretim Üyesi Prof. Şengör, ga- zetemize gönderdiği mektupta, Prof. Cebeci’nin “bilime ve insanlığa ihanet ettiğini” belirterek “Üstelik böyle bir yetkisi olamaz. TÜBİ- TAK, bilimin ülkemizde üretilme- sine ve yayılmasına yardımcı ol- ması amacıyla kurulmuş bir ku- rumdur. Bir kişi buna engel olma- ya kalkarsa, kurumun işlemesini sabote ediyor demektir” vurgusunu yaptõ. Şengör, şunlarõ kaydetti: “Böyle bir işi yapan bir zatın bili- mi yönetmekle ve öğretmekle so- rumlu kurumlarda işi olamaz. Savcılarımız el atmazlarsa ben Av- rupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giderek, gençlerimizin öğrenme hakkını ellerinden almaya kalkan bu zatı dava edeceğim. Türkiye bu derin utancı hak etmemiştir.” Üniversite Öğretim Üyeleri Derne- ği Başkanõ Prof. Tahsin Yeşildere de yaşanan olayõn TÜBİTAK’õn ne kadar siyasallaştõğõnõ gösterdiğini vurguladõ. Yeşildere, “Yapılan bi- lim etiğine, bilimsel gelişmeye ay- kırı. TÜBİTAK’ı siyasallaştırmak isteyen AKP’nin vardığı nokta çok net görülüyor” dedi. Tüm dünyanõn Darwin yõlõnõ kutladõğõna dikkat çe- ken Yeşildere, şunlarõ kaydetti: “TÜ- BİTAK’ta böyle şeyler daha çok yaşanacak. Çünkü TÜBİTAK’ta kadrolaşıldı. Siyasal görüşlerini bi- lim alanında kullanmak isteyenle- rin eline bırakıldı. Dinsel teoriler öne çıkarılarak, bilimin yok sayıl- dığının göstergesi. Bilimin içinde dogma olmaz. Bu tip zihniyetleri şiddetle kınıyoruz. TBilimin üze- rinde kara bulutlar dolaşıyor. TÜ- BİTAK’tan ellerini çeksinler.” Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli ise özgür bilime ve çağdaş eğitime müdahalenin sadece TÜBİ- TAK’ta değil, Talim Terbiye Kurulu, YÖK gibi birçok önemli yerde görül- düğüne işaret etti. Adõbelli, eğitim konusundaki stratejik kurumlarõn AKP’nin yaptõğõ atamalarla geriye götürüldüğünü ve yõpratõldõğõnõ ifade ederek “Bilimsel özgürlük bunların kitabında yazmıyor” dedi. ‘Cebeci’ninokurumdaişiyok’ Bilim dünyasõ, Charles Darwin ve evrim teorisiyle ilgili araştõrmanõn Bilim ve Teknik’te kapaktan ve içerikten çõkarõlmasõna sert tepki gösterdi BAKAN TEPKİLİ Aydın: Darwin’e sansür koyulmaz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle