22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 OCAK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk IMF KUŞLARI - AGALAGAH YAGARDIGIM EGEDEGERSEGE UGUCUGUZLUGUK OGALAGACAGAK GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Hukukun Onuru Hukukçuların dilinde tüy bitti. Hemen her dalgadan sonra dediler ki: “Gözaltına alınan insanlar kamuoyunda tanınmış insanlardır. Adları adresleri bellidir. Kimi emekli ge- neraldir, kimi profesördür, kimi yazardır. Çoğu devletin en üst kademelerinde yıllarca görev yap- mış kişilerdir. Bir yere kaçmazlar. Kovsanız gitmezler. Haklarında soruşturma açılacaksa, çağırırsınız.. kendi ayaklarıyla gelir ifade verirler. Sabahın köründe bu insanların evlerini basmak, kameraların önünde yaka-paça, adeta sürükleyerek, itip kakarak götür- mek doğru değildir. Bırakın hüküm giymeyi, henüz sanık bile olmamış insanları bu şekilde rencide et- mek yanlıştır, haksızlıktır.” Hukukçular söyledi, hukukçular dinledi. Bir şey değişmedi. Son dalgada da yine aynı yöntem uygulandı. Pro- fesörler, emekli orgeneraller evlerine yapılan baskınlarla götürüldü. Hukuk ve insan hakları adına herhalde Tür- kiye’nin gurur duyacağı bir uygulama değil bu. Dün İstanbul Barosu tarihsel bir açıklama yaptı. Başkan Muammer Aydın’ın okuduğu açıklama hu- kuk kuralını çok net bir biçimde ortaya koydu: “Ce- za Muhakemeleri Kanunu’nun 145’inci maddesine gö- re ifadesi ya da sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrı- lır. 98’inci maddeye göre ise çağrı üzerine gelmeyen şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenebilir. Ka- nunda doğrudan gözaltı gibi bir müessese bulun- mamaktadır. Gözaltını düzenleyen 91’inci maddeye göre yakalanan kişi cumhuriyet savcısı tarafından bı- rakılmazsa, gözaltına alınmasına karar verilebilir.” Kanun buysa, diğer baroların da yüksek yargı or- ganlarının da farklı düşünmediğine kuşku yok. Hüsamettin Cindoruk deneyimli bir siyasetçi. Ve deneyimli bir hukukçu. Siyasete ve hukuka bir ömür vermiş Cindoruk ciddi uyarılarda bulunuyor. Diyor ki, “Gözaltına alırken dikkatli olun. Karşı tarafı rencide ede- bilirsiniz.” Ergenekon dalgalarında rencide etmeme gibi bir kaygı var mı? Sabih Kanadoğlu da bir hukukçu. Yargıtay Cum- huriyet Başsavcılığı yapmış bir hukukçu. Şimdi sıfa- tının altını çizelim: “Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Onur- sal Başsavcısı.” Şimdi de bu sıfatın içindeki bir söz- cüğün altını çizelim: ‘Onursal.’ Onur sadece Kanadoğlu’nun onuru değil. Yargıtay’ın da onuru. Hukukun da onuru. Yargıtay Onursal Başsavcısı’nın evini basmak, her şeyden önce hu- kukun onurunu rencide etmiyor mu? Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Cumhurbaşkanlığı kadar önemli ol- duğunu hatırlatan Cindoruk, Kanadoğlu’na yapılan muamele için şöyle konuşuyor: “Savcılar bizzat ge- lerek ifadesini alabilirdi. Bu işlemi savcılık makamına karşı saygısızlık sayıyorum.” Şimdi de Deniz Baykal’ın bir tespitini hatırlatalım: “Hukuk adına kötü günler yaşıyoruz.” Yine Deniz Baykal’ın inancıyla bitirelim: “Hukuka her zamankinden daha çok inanıyorum.” [email protected] Okul müdürü Çiftçioğlu’nun tuvalette sigara içen kadõn öğretmenleri kamera ile tespit edeceği tehdidinde bulunduğunu savunan öğretmenlerin şikâyet dilekçesi ile açõlan soruşturmadan 6 aydõr bir sonuç çõkmadõ Öğretmene ‘kamera’ tehdidi EVRİM KAYA Karaman Anadolu Öğretmen Lisesi’ndeki kadõn öğretmenler tuvaletinde “sigara içildiği” iddiasõ or- talõğõ karõştõrdõ. Okul Müdür Vekili Muzaffer Çift- çioğlu’nun söz konusu tuvalete “kamera yerleş- tireceği” tehdidinde bulunduğunu savunan bir kadõn öğretmen, Karaman Milli Eğitim Müdürlü- ğü’ne (MEM) şikâyet dilekçesi verdi. Hakkõnda açõ- lan soruşturma yaklaşõk 6 aydõr sonuçlandõrõlma- yan Çiftçioğlu, iddialarõ “Tamamen asılsız, söz- lerim çarpıtıldı” diyerek yalanladõ. Karaman Anadolu Öğretmen Lisesi’nde yaşanan trajikomik olay, okuldaki kadõn öğretmenlerden bi- rinin 13 Haziran 2008 tarihinde Milli Eğitim Mü- dürlüğü’ne verdiği dilekçe ile ortaya çõktõ. İddia- ya göre olay şöyle gelişti: Çiftçioğlu 4 Haziran’da okuldaki tüm kadõn öğretmenleri toplantõya çağõr- dõ. Gelen şikâyetler üzerine tuvaletlerde sigara içil- diğini tespit ettiğini iddia eden Çiftçioğlu, öğret- menleri azarlayarak bundan sonraki süreçte tuva- letlere yerleştireceği kamera ile sigarayõ kimin iç- tiğini tespit edeceği tehdidinde bulundu. Öğret- menler arasõnda paniğe neden bu tehdidin ardõndan okuldaki bir kadõn öğretmen Karaman MEM’e ver- diği şikâyet dilekçesinde “tuvaletlere girmeye çe- kindiklerini” belirterek, “cinsiyet ayırımcılığı ve kameraya çekim gibi aşalayıcı tutum beni de- rinden etkilemiştir” dedi. İddiaya göre okuldaki tüm kadõn öğretmenler söz konusu olayla ilgili şi- kâyette bulunmaya karar verdi ancak okul yöneti- minin baskõsõ sonucu dilekçe vermekten vazgeçti. Müdürlük görevini vekaleten yürüten Muzaffer Çiftçioğlu, olayõn soruşturma aşamasõnda olduğu- nu vurgulayarak açõklama yapmasõnõn doğru ol- mayacağõnõ söyledi. Hakkõndaki iddialarõ yalanla- yan Çifçioğlu “Sigara içme yasağı ile ilgili karar çerçevesinde gelen şikâyetler üzerine öğret- menlerimizi sözlü uyardım. İddialar tamamen asılsızdır. Sözlerim çarpıtıldı” dedi. İstanbul Haber Servisi - Bağcõ- lar’da eşiyle boşanmasõndan sorumlu tuttuğu ailenin evini basan M.Ş.B. ölüm saçtõ. Baba ile iki kõzõnõ pompa- lõ tüfekle öldüren saldõrgan, 2 çocuk ile bir yurttaşõ da yaralayarak kaçtõ. Güneşli Evren Mahallesi İstiklal Caddesi 7. Sokak’taki apartmanõn bodrum katõnda yaşayan bir aile, ev- lerinde silahlõ bir kişinin saldõrõsõna uğradõ. Saldõrõda baba Ahmet Ç. (45) ile kõzlarõ B.Ç. (16) ve F.Ç. (11), sal- dõrganõn pompalõ tüfekle açtõğõ ateş sonucu olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Saldõrgan, ailenin diğer çocuklarõ Fulya Ç. (18) ve S.Ç. (11) ile evden çõktõktan sonra sokakta karşõlaştõğõ Aslan Yıldız’õ (37) da pompalõ tüfek- le yaraladõ. Yaralõlar tedavi altõna alõndõ. Eve gelen Çelik ailesinin bazõ yakõnlarõ sinir krizi geçirdi. Saldõrõnõn ardõndan bir minibüse binerek olay yerinden kaçtõğõ iddia edilen Ahmet Ç’nin bacanağõ M.Ş.B’nin arandõğõ öğrenildi. M.Ş.B’nin, karõsõndan ay- rõlmasõndan Ahmet Ç. ve eşini so- rumlu tuttuğu ve saldõrõyõ bu nedenle gerçekleştirdiği iddia edildi. İstanbul Haber Servisi - Gözaltõnda öldürülen ga- zeteci Metin Göktepe, ölümünün 13. yõlõnda ailesi, yakõnlarõ ve meslektaşlarõ tarafõndan mezarõ başõnda karanfillerle anõldõ. Esenler Kemer Mezarlõğõ’nda dü- zenlenen törende, Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe ile arkadaşlarõ mezara kõr- mõzõ karanfil bõraktõ. Metin Gökte- pe’nin yakõnlarõ, Evrensel gazetesi çalõşanlarõ, bazõ siyasi parti ve sendi- kalarõn temsilcilerinin katõldõğõ tören- de, Göktepe için saygõ duruşunda bu- lunuldu. Fadime Göktepe, burada yaptõğõ konuşmada, “Emekçiler ve emekçi çocuklar Metin’i 13 yıldır unutmadı. Benimle birlikte adım atıyorlar” dedi. Metin Göktepe 8 Ocak 1996 tarihinde Ümraniye Ce- zaevi’nde yaşamõnõ yitiren tutuklularõn cenazesini iz- lemek üzere gittiği Alibeyköy’de gözaltõna alõnmõş ve Eyüp Kapalõ Spor Salonu’nda yaşamõnõ yitirmişti. Göktepe unutulmadõ ÖLDÜRÜLÜŞÜNÜN 13.YILI BAĞCILAR’DA EV BASKINI: 3 ÖLÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle