Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
5 OCAK 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 9dishab@cumhuriyet.com.tr
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Siz ‘Asist Yapın’, Golü
Dinciler Atacak
Türkiye’de ilginç bir oligarşi oluştu. Oligarşinin en
önemli özelliği, “Batı’nın taleplerini yerine getirme-
si” ve onunla çıkar ortaklığı sağlaması. Türkiye’de-
ki oligarşi hem türel (homojen) değil hem de “onu
oluşturan öğeler arasında kopukluklar bulunuyor”.
Hatta aralarında çatışmalar görülebiliyor. Ancak
ABD ve AB’nin himayesini ve otoritesini kabullen-
meleri, bu çatışmaları kontrol altında tutuyor.
Kimler var diye saymaya kalktığımızda çok farklı
(heterojen) unsurlarla karşılaşıyoruz. En seçkin olan-
larından başlayalım;
- Büyük sermaye çevrelerinin bir bölümü oligarşinin
içine yerleşmiş durumdalar. Özellikle 1990 sonrası
Batı’nın talepleri bunlar için kutsal sayılır, mutlaka ye-
rine getirilmelidirler.
Gümrük Birliği’nin sömürgeci ve tek yanlı yü-
kümlülükleri yüzünden kendi şirketleri zarar da gör-
se, “başkaldırıp, değiştirilsin diyemezler”. Kol kırılır
yen içinde kalır misali, Batı kapitalizmi karşısındaki
kutsal yeminlerini bozmak istemezler.
- Seçkinler, sanatkârlar, aydınlar ve Atatürkçülük
oynayan elit çevrelerden de oligarşinin içinde yer-
leşmiş simalar bolca vardır. Bunlar kurnazca her ta-
rafa oynarlar. Masada kimle otururlarsa onun tür-
küsünü söylerler, her tarafla çıkarlarını sürdürürler...
- Bürokrasinin bir bölümü de belli etmeden oli-
garşinin içine yerleşmiştir. Tarafsız görüntü altında,
“oligarşinin ve Batı’nın Türkiye’deki egemenliğini sür-
dürmesi için” sistemdeki görevlerini, işi kitabına uy-
durarak yürütürler. “Gözlerimi kaparım, vazifemi ya-
parım” kuralını esas alırlar.
- Üniversite çevrelerinde de yeni bir sınıf türedi.
Akademik kimlik adı altında Batı’nın Türkiye’deki ta-
leplerini ve oligarşinin egemenliğini “bilim adı altın-
da pazarlamakla görevli oldular”. Bu pazarlamacılar,
Batı (ve oligarşi) tarafından tatmin edici bir biçimde
ödüllendirilirler. Sömürüden, onlar da paylarını alır.
1 Mart 2003 tezkeresini, 24 Nisan 2004 Annan Pla-
nı’nı, Barzani’nin kukla devletinin desteklenmesini,
PKK ile masaya oturulmasını, Ermenilerden özür di-
lenmesini, Patrikhane’nin Lozan’ın dışına çıkarılmasını
açık veya örtülü savunurlar.
Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya, ABD ve AB’nin göz-
lüğü ile bakarlar. Bunlar da ödüllerini Batı’dan faz-
lasıyla alırlar.
- Batı’da piyasa ekonomisinin çökmesinden son-
ra fena halde bozulan liberalleri de bu gruba dahil et-
mek gerekir.
- Gelelim ağır toplara. ABD tarafından, 28 Şubat
Süreci ertesinde oligarşinin tepesine oturtulan siyasal
İslama; bunlar biçimsel olarak ve yaşam tarzları iti-
barıyla yukarıda sıralananlardan çok farklı olsalar bi-
le artık “oligarşinin kaptan köşküne yerleştirildiler”.
ABD, İngiltere ve İsrail ile kurdukları stratejik or-
taklık, dincilerin oligarşinin tepesine oturtulmasına yol
açtı. Türkiye ve Ortadoğu’da, BOP kapsamında, as-
li bir görev üstlendiler.
- Türkiye’deki ayrılıkçı unsurlar da ilginç bir bi-
çimde, oligarşiye hizmet etmeye başladı.
ABD’ye (ve AB’ye) yıllarca hizmet veren sermaye,
bürokrasi ve liberallerin bir anda Batı tarafından ikin-
ci plana itilmeleri ve dincilerin oligarşinin tepesine
oturtulması büyük rahatsızlık yarattı.
Sermaye çevreleri, liberaller ve bürokrasi Türkiye’nin
seçkinleri (eliti) konumundaydılar; Batı ne istediyse el-
lerinden geleni yaptılar. Ama BOP gündeme gelince çu-
valladılar. Bunun üstesinden ancak dinciler gelebilirdi,
işin içine dincileri sokmadan “proje yürümezdi”.
İşte bu nedenle diğerlerine, “Siz asist yapın, golü
dinciler atacak” dendi, bütün mesele bundan ibaret.
Üstelik, talep eden ABD ve AB olduğuna göre di-
ğerlerine söz dinlemekten başka bir şey zaten düş-
mez; kızmaları, alınmaları anlamsız; nasıl olsa hep-
sinin en tepesinde ABD ve AB var. “Yukarıdakiler” ay-
nı olduktan sonra “yerli oligarşi” içindeki değişimi, na-
sıl söylenir, “görev değişimi” olarak görmek gerekir.
Batı’nın verdiği görevi kim daha iyi yaparsa başa o
geçer, bu kadar basit.
Oligarşi dışındaki çoğunluk…
Ya “oligarşi dışındaki” büyük çoğunluk? Örgütle-
nemiyorlar, güçlerini gösteremiyorlar. Ulusalcı bilinç
ve düşünce etrafında toplanamıyorlar.
Oligarşinin içindeki unsurlara karşı olduklarını
söyleyen siyasal partiler bile aralarında birleşmeye
ya da güç birliğine gidemiyorlar.
- Oysa halkın “yüzde 90’ı” ABD’nin emperyalizmine
karşı;
- “Yüzde 70’i”, AB’nin Türkiye’yi bekleme odasında
oyalayarak iğfal ettiğini görüyor; “Hayır, yeter artık”
diye isyan ediyor.
Ama oligarşi halka karşı.. büyük çoğunluğa rağ-
men ABD ve AB’nin hizmetinde. Batı’nın yeni Tür-
kiye ve bölge politikasını uyguluyor.
2009 yılının başında Türkiye’de, “yönetimdeki oli-
garşi ile büyük çoğunluk arasında” bir hesaplaşma,
bir ayrışma, bir çatışma yaşanıyor.
Ergenekon, bu çatışmanın sonucu (ve kanıtı) değil mi?
Bir Gazze notu…
Gazze’yi bombalayan İsrailli pilotlar Konya’da
tatbikat yaptılar. Denizden Gazze’yi bombalayan İs-
rail gemileriyle bizimkiler, Doğu Akdeniz’de tatbikat
yaptılar. İçimizdeki oligarşi, “ABD ve AB’nin isteklerini
yerine getiriyordu”.
Başbakan’ın Ortadoğu gezisi mi? Türkiye’de
halkın, “Hükümet istifa…” yerine sadece, “Kahrol-
sun İsrail, kahrolsun Amerika…” demekle yetinme-
si için, sokaktaki insanın hedefini dışarıya yönelten
bir manevra…
Bakın, Amerika da, Avrupa da saldırgan İsrail’in ar-
kasındalar. Oligarşinin haddine mi düşmüş İsrail’e
karşı önlem alarak onları kızdırmak…
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
Dış Haberler Servisi - Gazze’yi sekiz
gün havadan bombaladõktan sonra önceki
gün kara harekâtõna başlayan İsrail kuv-
vetleri, tank ve topçu birlikleri desteğinde
ilerliyor. Şiddetli çatõşmalarõn meydana
geldiği bölgede cesetler sokaklarda ya-
tõyor. Elektriklerin kesik olduğu, abluka
altõndaki Gazze’de tõbbi malzeme yeter-
sizliği yüzünden yaralõlarõn tedavisinde
büyük güçlükler çekiliyor. İsrail iki Ha-
mas liderinin öldürüldüğünü açõkladõ.
Gazze semalarõ İsrail ateşiyle vurulan
bir benzin istasyonu ve diğer binalardan
yükselen yoğun dumanla kaplanõrken
kara harekâtõ başladõğõndan beri çoğu si-
vil 35 Filistinlinin öldürüldüğü öğrenildi.
Kuzeyde Beyt Hanun, Beyt Lahya ve
Cebaliye bölgelerine giren İsrail bir-
likleri, güneydeki Refah kenti yakõnla-
rõna kadar sokuldu. Gazze’nin kuzey,
doğu ve güneyden kuşatma altõnda
olduğu bildiriliyor. İsrail savaş ge-
mileri de Akdeniz kõyõsõndan böl-
geyi topa tutuyor.
Filistin kaynaklarõ, ölen sivillerden
8’inin topçu ateşi altõnda evlerinden çõ-
kõp yakõndaki bir okula sõğõnmaya ça-
lõşõrken vurulduklarõnõ, aynõ aileden 5
kişinin de evlerinde topçu ateşiyle ha-
yatlarõnõ kaybettiklerini duyurdular.
İsrail tanklarõnõn Gazze’nin en büyük
alõşveriş merkezine açtõğõ ateş sonucu
da 5 sivil öldü, 40 kişi de yaralandõ.
Tuffah mahallesinde de evleri hedef
olan bir anne ile biri 1 biri de 2 yaşõnda olan
4 çocuğu hayatõnõ kaybetti. İsrail saldõrõlarõnõn
başõndan bu yana ölenlerin sayõsõ 505’e, yaralõ
sayõsõ da 2 bin 300’e çõktõ.
Gazze’de yayõn yapan Hamas’õn El Aksa
radyosuna, çatõşmalarõn sürdüğü Zeytun
Mahallesi’nden bağlanan bir kadõn ağlaya-
rak “Pencereden baktım. Cesetler sokak-
larda” dedi. Çok korktuğunu, tir tir titredi-
ğini anlatan kadõn, etraflarõndaki evlerin
bombardõmanda isabet aldõğõnõ da söyledi.
Anadolu Ajansõ’nõn (AA) haberine göre,
Gazze kenti ve kuzeyindeki Cebaliye’de am-
bulanslarla yaralõlara ulaşmaya çalõşan Şifa
Hastanesi doktorlarõndan İhab Medhun ile
Muhammed Ebu Hasira’nõn da aralarõnda
bulunduğu doktor ve ambulans şoförü 5 kişi,
ambulanslarõn hedef alõnmasõ sonucu öldü.
Doktorlardan biri sõk sõk kesilen telefonda
AA muhabirine, “Ambulanslar rahat ha-
reket edemiyor. Şu anda Beyt Lahya’nın
güneyinde bir evde, sivillerden 20-25
kadar yaralı var. Ama ambulanslar
bombardıman altında oraya gidemiyor”
dedi. Operasyon çerçevesinde, Gazze
Şeridi ile sõnõrlar boyunca daha önce ilan
edilen “kapalı askeri bölge”nin sõnõrla-
rõ da genişletildi.
Batõ Şeria’da da İsrail’i protesto göste-
risi sõrasõnda çõkan çatõşmada bir Filistin-
li genç İsrail askerlerinin açtõğõ ateş sonucu
hayatõnõ kaybetti.
İsrail çatõşmalarda, bir askerinin öldü-
ğünü ikisi ağõr 30 İsrail askerinin de ya-
ralandõğõnõ açõklarken Hamas el Aksa tel-
evizyonu da Hamas militanlarõnõn 2 İsrail
askerini esir aldõğõnõ duyurdu. Önceki gün-
den beri Hamas’õn İsrail’e düzenlediği ro-
ket saldõrõlarõnda 4 İsraillinin öldüğü 60
kişinin de yaralandõğõ bildiriliyor. Ha-
mas’õn askeri kanadõ İzzeddin el Kassam
Tugaylarõ’ndan yapõlan açõklamada Gaz-
ze’nin “İsrail’e mezar olacağı”, İsrail’in
bölgeden yenilgiyle ayrõlacağõ belirtildi.
AA’nõn haberine göre, Filistinli militan-
larõn Gazze Şeridi’nden fõrlattõğõ Grad fü-
zelerinden biri, İsrail’in Aşdod Limanõ’na
düştü. “Tayyar Şenkaya” adlõ bir Türk ge-
misinin de yük boşaltmak üzere yeni ya-
naştõğõ limandaki depolara düşen füze, yan-
gõn çõkmasõna neden oldu. Türk gemiciler-
den birkaçõnõn da o sõrada gümrüksüz satõş
mağazalarõnda bulunduğu ancak ciddi bir ya-
ralanma meydana gelmediği de öğrenildi. Li-
manda ayrõca 5 Türk gemisi daha bulunuyor.
Gazze üçe bölünüyor
İsrail kuvvetlerinin Gazze’yi güney,
kuzey ve merkez olmak üzere üçe bölerek,
güney ve kuzey bölgeleri arasõnda bağlan-
tõlarõ ve silah sevkõyatõnõ kesmeyi hedefle-
diği bildiriliyor. Bu amaçla Gazze’yi boy-
dan boya kesen, güneyi Gazze’ye ve diğer
yörelere bağlayan Selahhaddin Caddesi’nin
İsrail birlikleri tarafõndan kontrol altõna
alõndõğõ duyuruldu.
Dış Haberler Servisi -
Washington Post’un kö-
şe yazarlarõndan David
Ignatius, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn Baş-
danõşmanõ Ahmet Davu-
toğlu’nun Ortadoğu ile il-
gili “domino teorisi”ni
anõmsatarak “Domino
taşları yanlış tarafa dü-
şüyor” uyarõsõnõ yaptõ. Ig-
natius, Türkiye’nin aracõ-
lõğõyla Hamas ile El Fetih
arasõndaki anlaşma sağ-
lanmasõ için Barack Oba-
ma’ya çağrõda bulundu.
Ignatius, “Çevrilmesi
zor bir sayfa” başlõklõ
köşe yazõsõnda 20 Ocak’ta
ABD yönetimini devra-
lacak Obama’nõn, yeni
bir sayfa çevirerek Orta-
doğu’da barõş ve güven-
liğin sağlanmasõ amacõy-
la Suriye ve İran gibi
ABD’nin düşmanlarõ ile
bir diyaloğu açmaktan
söz ettiğini ancak Oba-
ma’nõn bu açõklamalarõ-
nõn, Ortadoğu’da birçok
kişiye umut verirken tüm
taraflardaki şahinleri kay-
gõlandõrdõğõ yorumunu
yaptõ. Ignatius, şöyle de-
vam etti: “Türkiye’nin
başlıca dış politika stra-
tejisti Davutoğlu, iki
hafta önce bana bölge-
nin siyasi seçenekleri-
nin domino taşları gibi
sıralandığını anlatmıştı.
Son haftada bu taşlar
yanlış tarafa düşüyor.”
Ignatius, Obama’nõn,
Gazze çatõşmalarõ öncesi
var olan seçenek listesi
üzerinde çalõşmasõ gere-
ğini vurgularken şunlarõ
kaydetti: “Barış görüş-
melerinin 2009 yılında
Filistin Yönetimi Baş-
kanı Mahmut Abbas’ın
otoritesi altında sürebil-
mesi için Abbas’ın görev
süresinin uzatılması
amacıyla Türkiye’nin
aracılığında Hamas ile
El Fatih arasında bir
anlaşma yapılması; Su-
riye ile İsrail görüşme-
lerine ABD desteğinin
sağlanması; bölge için
yeni bir güvenlik çerçe-
vesi çizilip çizilmeyece-
ğini görmek üzere Tah-
ran’la istikşafi görüş-
melerin yapılması.”
Türkiye arabulucu
olmalı
Yunan basõnõnda çõkan
yorumlarda da “Erdo-
ğan’ın Ortadoğu krizi
konusunda cesur bir po-
litika izlediği” vurgulan-
dõ. Kathimerini gazetesi,
“Cesur Erdoğan Politi-
kası” başlõklõ yorumunda,
“Erdoğan hükümetinin
Ortadoğu krizi konu-
sunda izlediği politika
sonucunda, 60 yıllık
Arap-İsrail çatışmasın-
da Türkiye’nin güveni-
lir uluslararası arabu-
lucu olarak başrol oy-
nadığını” yazdõ.
Ethnos gazetesi, “Er-
doğan’ın Galip Geldiği
Diplomatik Masa Teni-
si” başlõğõnõ kullandõğõ
haberinde, “ABD, AB ve
Rusya gibi büyük güçler
İsrail saldırıları karşı-
sında kayıtsız kalırlar-
ken, Erdoğan’ın yete-
nekli bir arabulucu şek-
linde ortaya çıkarak
herkesi etkilediğini”
yazdõ. Erdoğan’õn, İsrail
saldõrõlarõna karşõ ilk baş-
tan verdiği tepkinin, “Li-
derlerinin ılımlı tepki-
lerinden hayal kırıklığı-
na uğrayan Arap dün-
yasında da kendisine
puan kazandırdığı” vur-
gulandõ. Gazete, “BM
önerisinin, Türkiye’nin
arabuluculuğuyla, Ha-
mas ile El Fetih arasın-
da da bir anlaşma ön-
gördüğünü” kaydetti.
Elefterotipiya gazetesi,
“Ankara’nın, Türk-İs-
rail işbirliğinden elde
edilen yararları riske
sokmadan, Arap nüfu-
sun İsrail karşıtı duy-
gularını tatmin eden bir
politika izlediği” yoru-
munu yaptõ ve “Türki-
ye’nin, Gazze aracılı-
ğıyla Ortadoğu ekse-
ninde yeniden bir rol
arayışı içerisine girdi-
ği” ifade edildi.
Kara harekâtõyla Gazze’ye giren İsrail kuvvetleri, tepkilere kulak tõkayõp sivil katliamõnõ sürdürüyor
Ambulansõ da vurdular
HAMAS-EL FETİH
‘Başrol
Ankara’nın’
İsrail birlikleri Gazze içlerinde ilerlerken yaralõ
taşõyan ambulanslara bile ateş açõldõ. İsabet
alan bir ambulansta aralarõnda doktorlarõn
bulunduğu 5 kişi öldü. Şiddetli çatõşmalarõn
yaşandõğõ bölgede cesetler sokaklarda yatõyor.
Çocuklar korku içinde.... Sõkõşõp kalan
Gazzeliler için kaçõş yok. (Fotoğraflar: AFP/AP)
Dış Haberler Servisi - İsrail’in kara ha-
rekâtõnõ başlatmasõnõn ardõndan acilen top-
lanan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik
Konseyi, karar alamadõğõ gibi açõklama bi-
le yapamadõ. Libya’nõn Arap ülkeleri adõ-
na Güvenlik Konseyi’ne başvurarak acil
toplantõ istemesi üzerine yapõlan ve yakla-
şõk 3.5 saat süren toplantõda, bir basõn
açõklamasõ metni üzerinde bile anlaşma sağ-
lanamadõ.
Libya, toplantõda, Konsey’den taraflara
acil ateşkes çağrõsõnda bulunmasõnõ isteyen
bir başkanlõk açõklamasõ metni dağõtmõştõ.
Ancak bu metne ve metnin “başkanlık
açıklaması” şeklinde kabul edilmesine
ABD’nin karşõ çõkmasõyla toplantõdan her-
hangi bir sonuç alõnamadõ. ABD’nin BM
Daimi Temsilci Yardõmcõsõ Alejandro
Wolff, Hamas’õn geçen hafta konsey tara-
fõndan yapõlan ateşkes çağrõsõna uymadõğõnõ,
bu yüzden yeni bir açõklamanõn yarar ge-
tirmeyeceğini söyledi.
Türkiye uygun buldu
Geçen ekim ayõnda konseyin 2009-2010
dönemi geçici üyeliğine seçilen Türkiye de
toplantõya katõldõ. Toplantõda Türkiye’yi
temsil eden ve ilk kez bir konsey toplantõ-
sõna katõlan BM Daimi Temsilcisi Büyük-
elçi Baki İlkin, sorular üzerine, “Türkiye
olarak, Libyalıların getirdiği metni ga-
yet uygun bulduk. Fakat içeriğinden zi-
yade bu metnin nasıl açıklanacağı soru-
nu ortaya çıktı” diye konuştu. ABD’nin
metnin bir basõn açõklamasõ olarak çõkma-
sõnõ istemediğini söyleyen İlkin, “O nok-
tada bir kilitlenme oldu. Dolayısıyla
metin, ortak Güvenlik Konseyi açıkla-
ması olarak kabul edilemedi maalesef”
dedi. İlkin, “Bence tabii bir kayıptır, bu
son gelişmeler ve trajedi karşısında her
halükârda bizim hiç olmazsa en asgari-
si olan bir basın açıklaması yapmamız
icap ederdi diye düşünüyoruz.. olmadı,
mümkün olmadı” diye konuştu.
ABD: Bize haber verilmedi
ABD Başkan Yardõmcõsõ Dick Cheney,
İsrail’in Gazze Şeridi’nde Hamas’a karşõ ka-
ra harekâtõ başlatmadan önce kendilerini ha-
berdar etmediğini belirtti. Cheney, muhte-
melen İsrailli liderlerin, Hamas’õn roket sal-
dõrõlarõna son vermek için hava saldõrõlarõ-
nõn yeterli olmadõğõna karar verdiğini söy-
ledi. Cheney, İsrail’in harekâttan önce
Bush yönetiminden yetki ya da onay iste-
mediğini ifade etti. ABD Dõşişleri Bakan-
lõğõ Hamas’õn roket saldõrõlarõnõ sürdür-
mesine izin vermeyecek bir ateşkes sağ-
lanmasõ için çalõştõklarõnõ duyurdu. ABD
Başkanõ George Bush da İsrail’in “roket
saldırılarına yanıt olarak Gazze’deki
Hamas mevzilerine askeri harekât baş-
lattığını” söyledi.
AB dönem başkanı:
Yanlış anlaşıldık
Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanõ Çek
Cumhuriyeti’nin Dõşişleri Bakanõ Karel
Schwarzenberg ise Çek Cumhuriyeti söz-
cüsünün önceki gün yaptõğõ, İsrail’in Gaz-
ze’ye kara harekâtõnõn “saldırı değil sa-
vunma amaçlı” olduğu yönündeki sözle-
rinin yanlõş anlaşõldõğõnõ belirterek kullan-
dõğõ ifade için özür diledi. Schwarzen-
berg, “AB dönem başkanlığının tek ge-
çerli tutumu, ateşkes ve insani yardım
geçişlerinde kolaylık sağlanması çağrı-
sının iletildiği açıklamadır” dedi.
İsrail hükümeti sözcüsü Avi Pazner, İs-
rail’in operasyonlarõna karşõ “uluslarara-
sı alanda büyük bir anlayış” olduğunu
söyledi. Fransõz Europe 1 radyosuna ko-
nuşan Pazner, “AB, Çek Cumhuriyeti Dış-
işleri Bakanı’nın ağzından, hareketimi-
zi saldırı değil savunma amaçlı olarak ni-
telemiştir, biz burada, Hamas terörist-
lerinin Gazze topraklarından düzenlediği
saldırılara karşı meşru müdafaa hakkı-
mızı kullandığımız konusunda uluslar-
arası alanda büyük bir anlayış olduğu-
nu görmekteyiz” dedi. İngiltere Başbakanõ
Gordon Brown, “İsraillilerin, roket sal-
dırılarının olmayacağı konusunda bir-
takım garantiler alması gerekiyor” diye
konuştu. Filistin Devlet Başkanõ Mahmut
Abbas, BM Genel Sekreteri Ban Ki-
mun’la yaptõğõ telefon görüşmesinde İsra-
il saldõrõsõnõn derhal durdurulmasõnõ istedi.
Dünyadaki iktidarlar, İsrail saldırganlığı
karşısında sessiz kalırken başkentler yine
protesto eylemlerine sahne oldu. Lübnan’da
ABD Büyükelçiliği’ne gitmeye çalışan bir
grup, polisle çatıştı. İsrail’in Gazze Şeridi’ne
saldırıları, Almanya’nın Bremen kentinde de
Lübnan, Filistin, Türk ve Alman sivil toplum
dernekleri tarafından düzenlenen ortak bir
yürüyüşle kınandı. Göstericiler, “Çocuk
katili İsrail”, “Hepimiz Filistinliyiz”,
sloganları attı. (Fotoğraf: AFP)
ABD engelledi BM kilitlendi
Güvenlik Konseyi karar alamadõğõ gibi açõklama bile yapamazken, İsrail,
AB’den gelen ilk açõklamalarõn ardõndan, “Dünya bize çok anlayõşlõ” dedi
HepimizFilistinliyiz
MİSKET BOMBASI - İsrail’in Filistin’i bombalarken
ortaya çıkan görüntüler, İsrail’in misket bombası kullandığı
kuşkusunu uyandırdı. Reuters ajansı, bazı fotoğraflarda
“bomba” ya da “füze” tanımını kullanmazken resim
altlarında “İsrail, uçaklarından ateşlenen silah sistemlerinin”
yazması dikkat çekti. (REUTERS)