18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Zamanın Diyalektiği Artık “liberal” kesimce resmen dillendirildiği için niyet okumaya gerek kalmadı. Türkiye’de “büyük tasfiye” başarıyla yürütülüyor. “Bu büyük iş yapı- lırken hukukun, insan haklarının zedelenmesi, ufak işlere takılmaktır, yapılan işe zarar verir. Öy- leyse yola devam.” Neoliberalizmin pragmatik medya militanları Tür- kiye’de, “devletin yeniden yapılandırıldığını”, “ku- rucu bir dönemden geçildiğini” iddia ediyorlar. Pragmatik tabiatları, geçmişleriyle ya da genel ola- rak geçmişle bir sorunlarının olmamasından bellidir. Geçmişte Susurlukçu olabilirler, önemli değil, artık başka bir zamanda, başka bir zemindeysek, yeni du- rumu tahlil etmekte, sıkı bir taraftar olarak yer al- makta hiç, ama hiç beis yoktur. O geçmiş zaman- ların hesabını soracak olanlar zaten şimdi topun ağ- zında değiller mi? Peki, bu büyük tasfiyede ellerine geçirdikleri neş- terle karşılarına çıkan herkesi kesip biçer, o zorba- lıkları, o faşizmi, 12 Eylül’leri, 12 Mart’ları ustaca es geçerken, neyi, kimle kurduklarını da biliyorlar mı? Yoksa utangaç bir edayla demagojinin arkasına mı gizleniyorlar? Gizlenebilirler mi? Dinci bir ekibin önce hükümet, sonra iktidar ve şimdi devlet olma yolunda attığı adımların ortağıdırlar. Ya gururla itiraf ediyorlar or- taklığı ya da üstünü örtme yolunu seçiyorlar. Yanıt- lamaktan ısrarla kaçındıkları bir soru var: Gelecek- te ne olacak? O muhteremler devlete egemen olma işini bitir- dikleri zaman görürsünüz ne olacağını. Bu liberallerin bir kısmı Susurluk’un şalcıları, Şa- hin’lerin hamisiydi. Bir kısmı da ama solcuydular eskiden. Önce hü- kümet, sonra iktidar ve nihayet devlet olma yolun- daki harekete yönelttikleri “eleştirilerin” sudanlığı bir yana, kendi solculuklarının da geçen zaman için- de sulandığını bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Sınıf ilişkilerini, devletin içindeki konumlanmaları, emperyalizmle ilgili eskidiğini pek bir sevinçle iddia ettikleri bilgiyi unutunca geriye nasıl bir solculuk ka- lıyor ki? Kalmadığını onlar da biliyorlar. O zaman geriye solcu olma iddiasının tek ve pek çürük bir dayanağı kalır. Bireyin hakları. Bireyin bi- rey olmaktan kaynaklanan özgürlükleri. Ama bununla solcu olunamıyor. Zaten bireye tanındığı iddia edilen haklar da, sağ- lam bir mücadelenin korumasında olmadığı için ilk rüzgârda uçup giderler. Daha ilk rüzgârda liberal ke- simin şahinlerinin “biz bir büyük iş yapıyoruz; Tür- kiye’yi tasfiye ediyor, yeniden kuruyoruz, öyle hakmış hukukmuş, kurunun yanındaki yaşmış, sapla samanı ayırmakmış, bırakın bunları” rüz- gârına kapılıp gidiyor bizim solcunun “bireyin hak- ları” masalı. Bu büyük tasfiye, aynı zamanda solun geleceği- nin de tasfiyesidir. “Canım bu devleti tasfiye etsinler, biz zaten karşı değil miyiz bu statükoya” diyenler, bir baş- ka ve sökülüp atılması zor bir statükoya doğru sü- rüklendiğimizi görmeyenlerdir. Şimdi durumun garipliğini fark eden, ama ne ya- pacaklarını bilemeyenler de, telaş içinde kendileri- nin ne olduklarını değil, ne olmadıklarını anlatmaya çabalıyorlar. Kimliklerini böylelikle kanıtlamaya, üst- lerine üstlerine gelen sivil darbeden kurtulmaya ça- lışıyorlar. Büyük tasfiye operasyonuna dahil olarak kimlik edinmeye çabalarken gerçekte yitirdiklerinin kendi gerçek kimlikleri olduğunu anlayabilirler mi dersiniz zaman içinde? Kim bilir? Ama belki de artık çok geç- tir onlar için. Belki de Türkiye tasfiye edilirken, onlar da soldan tasfiye ediliyorlardır. Kimi zaman, zamanın diyalektiği pek şaşırtıcı sürprizlerle yüklüdür çünkü. Ergenekon davasõnda savunmasõnõ tamamlayan Perinçek, Türk adaletine güvendiğini söyledi: SavcõlaradagüvenmekisterimHATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu Pe- rinçek, “Bu davanın sanıkları örgüt değil ama buradan bir örgüt çıkar. Savcı Zekeriya Öz, Tuncay Güney, Sami Demirkõran, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Osmanõm. Bunlar bir ör- güt. Bunlar arasındaki bağ son de- rece açık. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’e kadar bu örgüt gider. Bu ör- güt de yargılanacak” dedi. Türk adaletine güvendiğini söyleyen Pe- rinçek, “Savcılara da güvenmek is- tiyorum. Bu ülkenin evlatları el birliğiyle gerçekleri ortaya çıkara- lım. Bırakın bizleri seçimlere gire- lim Türkiye buradan çıksın” diye konuştu. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nce görülen davanõn 43. oturu- munda tutuklu sanõk İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek, 15 Ocak Perşembe gü- nü başladõğõ 4 günlük savunmasõnõ dün tamamladõ. Güney ile İstanbul Emni- yet Müdürlüğü Organize Suçlar Şu- besi’nde yapõlan mülakatõn, iddiana- mede kendisinin ve İşçi Partisi’nin suç- lanmasõnda temel kanõt durumunda ol- duğunu söyleyen Perinçek “Şimdi zaman değişti. Savcılar mülakat yapıyor, gazeteciler iddianame ya- zıyor. Tuncay Güney, kesinlikle Aydınlık Dergisi, Ulusal Kanal ve İş- çi Partisi’ne sızmış, istihbarat ör- gütleri adına görev yapmış değildir” dedi. Güney’in kendisine iki sahte PKK mektubu düzenleyerek ceza- evine atõlmasõna neden olan itirafçõ grubunun başõnda olduğunu iddia eden Perinçek, “Sahte mektubu dü- zenleyen PKK itirafçısı Sami De- mirkıran’a bunu itiraf ettirttik. Güney’e itiraf ettiremedik ama düş- man olduğunu biliyoruz. Güney ‘Ergenekon üyesi değilim’ diyor. Bir insan üyesi bile olmadığı bir örgüt- te çekirdekten merkeze kimler ol- duğunu bilecek konumda nasıl ol- sun? Ben Tuncay Güney ile hiçbir şekilde görüşmedim” dedi. Kürtler de anlamış Kuzey Irak’a bir grup işadamõnõn ge- zisine ilişkin rapor yazan İP’li yöne- ticilerden Bayram Yurtçiçek’in ge- zide bulunan Güney’den rahatsõzlõğõ- nõ dile getirdiğini anlatan Perinçek, “Yurtçiçek Güney için ‘geveze, ha- fif ve kendini ele veren’ ifadelerini kullanıyor. Kürt yöneticiler de Gü- ney’in ne olduğunu anlamışlar ve yüzüne vurmuşlar” diye konuştu. Mõsõrlõ bir bakanõn Türkiye News- week dergisine verdiği demeçte “Tun- cay Güney 3 sahte adla MOSSAD ile ilişkiye girmiştir” şeklinde tespit- lerde bulunduğunu, Batõlõ büyükelçi- lerin de yüzde 99.5 MOSSAD ajanõ ol- duğunu söylediğini anlatan Perinçek şöyle devam etti: “Güney’in Mehmet Eymür ile ilişkisi vardı. Eymür’ün Hiram Abbas ile birlikte MİT için- deki CIA-MOSSAD kliğinin en ön- de gelen adamlarından olduğunu dünya âlem biliyor. Tuncay Güney’i Eymür’ün yolladığı görülüyor.” ‘Röportaj komplosu’ Güney’in polis ve asker istihbaratõ ile ilişkili olduğunu öne süren Perin- çek, kendisinin Abdullah Öcalan ile röportajõnõn fotoğraflarõnõ Güney’in Cilvegözü kapõsõnda polisin yakalamõş gibi yaptõğõnõ, bu işi Hanefi Avcı’nõn organize ettiğini ve Fethullahçõ gaze- telere servis ettiğini anlattõ. Nevzat Yıl- maz adlõ çok güvendikleri bir İşçi Par- tilinin Güney’in mahallesinde otur- duğunu, eskiden arkadaş olduklarõnõ anlatan Perinçek “Mahalleden yakın arkadaşı olduğu için yanlış teşhis et- mesi mümkün değil. 2007 sonundan Ocak, Şubat, Mart 2008’e kadar Güney’i mahallede görmüş. Gü- ney, güvenceler altında, bu ope- rasyonda kullanmak için eller üze- rinde sanık bile yapılmadan hima- ye ediliyor” diye konuştu. 3 bölüm makaslandı Polis müdürü Ahmet İhtiyaroğ- lu’nun, Güney’in mülakattaki rahat- lõğõna karşõn Fethullah Gülen soru- larõnda terlediğini anlattõğõnõ belirten Perinçek, dosyaya konulan mülakat kasetinde Ethem Sancak, Fethullah Gülen ve Muhsin Yazıcıoğlu’na iliş- kin bölümlerin makaslandõğõnõ söyledi. Davanõn tutuklu sanõklarõndan emek- li yüzbaşõ Zekeriya Öztürk’ün bir ku- rum tarafõndan Ulusal Kanal’a gön- derildiğini, üç ay sonra da kovuldu- ğunu söyleyen Perinçek, “Benim da- nışmanım olması söz konusu ola- maz. Vasfı yetmez. Kendisinin bil- gisayarından çıkan belge de bizi doğruluyor. Öztürk, bu belgede ‘hocam’ dediği bir kişiye ‘ABD el- çiliği ile ilişkilerim Türk ajanlõğõ şek- linde değildir’ diyor. İşte Eymür’ün adamları. Tuncay Güney ve Zeke- riya Öztürk. Bunlar savcıların da şahitleri. Eymür kiminle çalışsa ABD bağlantılı” diye konuştu. Başsavcı sahip çıkmadı İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin’in 25 Temmuz 2008’de iddianameyi açõkladõğõ top- lantõdaki ifadelerini yorumlayarak, “Başsavcı bu soruşturmaya sahip çıkmadı” iddiasõnda bulunan Perinçek, kendisinin gözaltõna alõnma talebi- nin Başsavcõ’nõn önüne üç kez geti- rildiğini ve reddedildiğini ancak dör- düncüde gözaltõna alõndõğõ söyledi. Danõştay saldõrõsõ hükümlüsü ve Atatürk’e saldõran Osman Yõldõrõm’a Ergenekon savcõsõnõn “Osman’ım” dediğini belirten Perinçek, bu durumun iddianamenin seviyesini gösterdiğini anlattõ. “İddianame toplumu teröri- ze etmek amaçlıdır” diyen Perinçek, “Öyle bir korku yaratılmıştır ki koca koca komutanları bile kor- kutmuştur. Türk ordusu Kurtuluş Savaşı’nı yapmıştır ama çamura karşı savaşmayı bilmiyor” dedi. Emniyet Genel Müdür Vekili Necati Altıntaş’õn, “Fethullahçı polisleri tespit edip devlet kurumlarına ver- diği listeyi” kendilerinin de aldõğõnõ söyleyen Perinçek, “Niçin mi araştı- rıyoruz. Fethullahçıların kökünü kazımak için. İddianamede Fet- hullahçılıktan ‘dini görüş’ olarak söz ediliyor. Çok yanlış... Tarikattır, ce- maattir. Tarikatlar ise anayasamı- za göre yasaklanmıştır” dedi. “Türkiye’de gladyo vardır” diyen Perinçek, “Gladyo hukukuna göre, 4 Haziran 2003 günü Süleymani- ye’de Türk subayının kafasına çu- val geçirilmiştir. Olayı duyunca ABD’den toplantıyı terk edip Tür- kiye’ye dönen Hurşit Tolon şimdi zindanda” diye konuştu. Perinçek sa- vunmasõnõ, mahkeme heyetine hita- ben, “Bu dava aydınlanmıştır. Sa- nıklar da hâkimler hakkında hü- küm verirler. Biz de sorduk, ‘na- sõl hâkimler’ diye. Siz alınları ak hâ- kimlersiniz. Biz sizi aklıyoruz” di- yerek tamamladõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergene- kon davasõ kapsamõnda gözaltõna alõnõp sonra serbest bõrakõlan Türk-İş Genel Teşkilatlandõrma Sekreteri ve Türk Metal Sendikasõ Genel Başkan Yardõmcõsõ Pevrul Kavlak, genel başkanlarõ Mustafa Özbek’in “terörist ve dolandırıcı” ol- madõğõnõ, bu nedenle tutuksuz yargõlanmasõ ge- rektiğini söyledi. Kavlak dün Türk Metal Sendi- kasõ Genel Merkezi’nde, Ergenekon davasõndaki son durum ile ilgili bir basõn toplantõsõ düzenle- di. Salonda bulunan sendikalõlarõn yoğun alkõşla- rõ ile “Türk Metal sizinle gurur duyuyor”, “Özbek nerede biz oradayız” sloganlarõ eşli- ğinde kürsüye gelen Kavlak, emperyalist çevre- lerin kendilerine “kukla” olacak örgütler ve sendikalar oluşturmaya hõz verdiklerini kaydetti. Çevre örgütleri hükümetin 2B yasasõyla ormanlardaki rant hedefini ortaya koyduğunu belirttiler Ormanlar arsa oluyorİstanbul Haber Servisi - Çevre ör- gütleri, orman özelliğini yitirmiş arazi- ler olarak bilinen 2B’lerin satõşõnõn önü- nü açan düzenlemenin daha önce olduğu gibi Orman Yasasõ değil Tapu Yasasõ içinde yapõlmasõnõn, hükümetin bu ara- zilere arsa gözüyle baktõğõnõ da ortaya çõkardõğõnõ belirttiler. TEMA’dan yapõlan yazõlõ açõklama- da, 2B’lerin TOKİ tarafõndan yapõlacağõ söylenen kentsel dönüşüm ile perdele- nip satõlacağõ vurgulanarak “Anayasa- da açıkça yasaklanmasına karşın ye- rel seçimler öncesi, hem de anayasa değişikliği tartışması ile ormanları- mız, siyasi propoganda aracı olarak kullanılmak istenmektedir” denildi. Satõş vaadiyle kitlelerin, bir gün işgal ettikleri orman alanlarõna sahip olma beklentisi içinde tutulup oy potansiyeli olarak görüldüğü ifade edilerek anayasa değişikliği ile açõkça orman işgali suçu- nun teşvik edildiğine dikkat çekildi. Açõklamada, değişikliğin onaylanmasõ ile yaklaşõk 485 bin hektarlõk 2B arazi- sinin devlet eliyle orman dõşõna çõkarõl- dõğõ kaydedilerek “Bu alanların yakla- şık 60 bin hektarı tamamen yerleşim alanına dönüşmüş durumdadır. Ka- lanın yaklaşık 110 bin hektarı mera, 300 bin hektarı tarım arazisi ve diğer geri kalanı da çeşitli şekillerde kulla- nılmaktadır” denildi. Çözümün “işgali hukukileştirmek değil, ormanları ko- rumak” anlayõşõndan geçtiğine vurgu yapõlan açõklamaya şöyle devam edildi: “2B arazilerinin hiçbir şekilde tam olarak özel mülkiyete konu olmaması ve en önemlisi de bu konudaki beklen- tinin yok edilmesi temin edilmelidir. TEMA Vakfı olarak herkesi, gerek bi- reysel olarak ve gerekse dahil olduğu- muz demokratik kitle örgütleri ve gö- nüllü kuruluşları harekete geçirerek var gücümüzle ormanlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.” ‘Masumiyet karinesi’ ihlal ediliyor ErgenekonsoruşturmasõndaAİHMiçtihadlarõnaaykõrõyöntemizleniyor.Mahkemenindahaönceverdiği benzerkararlar,sanõklarõnAİHM’yetazminattalebiylebaşvurmasõhalindeiçtihadolarakdikkatealõnacak BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Ergenekon soruştur- masõ kapmasõndaki gözaltõ sürecinde uygulanmakta olan yöntemlerin Av- rupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’ne (AİHS) ve Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin, (AİHM) “masumi- yet karinesine” ilişkin içtihadlarõna aykõrõ olduğu belirtildi. Ankara Barosu avukatlarõndan Se- dat Vural’õn yaptõğõ çalõşmada AİHM’nin konuyla ilgili içtihatlarõ yer aldõ. Buna göre Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda “şüpheli” olarak evi aranan Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine AİHS’nin ko- rumaya aldõğõ hak ve özgürlüklerden sadece, “Adil Yargılama Hakkı” başlõklõ 6. maddesinin 2. fõkrasõnõn “Bir suç ile itham edilen herkes, suç- luluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır” hükmü gereği “Masumiyet karinesinin ihlali” ne- deniyle AİHM’ye tazminat talepli başvuruda bulunursa, yüksek mahke- me daha önceki şu içtihatlarõnõ dikkate alarak karar verecek: Telfner/Avusturya kararı, 20.03.2001: Suç işlendiği iddiasõnõ, makul şüpheye yer bõrakmayacak şe- kilde ispat, iddia makamõna aittir. Kural olarak sanõk suçsuzluğunu ka- nõtlamakla yükümlü değildir. İlkenin doğal sonucu, sanõğõn şüpheden ya- rarlanacağõ; iddianõn kanõtlanamama- sõ durumunda da davanõn beraatla sonuçlanacağõdõr. Mineli/ İsviçre kararı, 05.03.1983: Adil yargõlamanõn bir unsuru olan ma- sumiyet karinesi, zanlõ veya sanõk sõ- fatõnõ aldõğõ andan itibaren sonuç do- ğurmaya başlar; yani bir suç davasõ- nõn hukuken açõlmõş olmasõ gerekmez. Suç işlediği şüphesiyle hakkõnda po- lis soruşturmasõ başlatõlmõş yahut gözaltõna alõnmõş kişide bu karineden yararlanacaktõr. (...) Sanõğa kendi aleyhindeki kanõtlarõn neler olduğunu bildirmek, bunlarõ göz önünde tutarak savunmasõnõ hazõrlamasõ olanağõnõ sağlamak ve suçluluk saptamasõna dayanak olacak yeterli kanõtlarõ sun- mak savcõya düşer. Barbera, Messegue ve Jabardo/ İspanya kararı, 06.12.1988: AİHS’nin 6. maddesi, herkesin adil yargõlama ve özellikle masumiyet ka- rinesinden yararlanma hakkõnõ ko- rumak suretiyle hukukun üstünlüğü temel ilkesini içermeyi amaçlamak- tadõr. Allenet de Ribemont/Fransa ka- rarı, 10.02.1995: İşlendiği iddia edi- len suç nedeniyle gözaltõna alõnan başvurucunun emniyet yetkilileri ta- rafõndan yapõlan basõn toplantõsõnda suçun tahrikçisi olduğunun belirtil- mesi masumiyet karinesinin ihlalidir. Bu ihlal nedeniyle, başvurucuya, sözleşmenin 50. maddesine göre adil karşõlõk gereği; manevi tazminat ola- rak 2 milyon Fransõz Frangõ, ücret- ler ve masraflar için ise 100 bin Fran- sõz Frangõ ödenmesine… Özbek tutuksuz yargõlanmalõ e-posta: [email protected] PEVRUL KAVLAK: Üsküdar’da plan ve projelerine uygun ola- rak yapılmış 4 bin 408 adet konutta oturan 2B mağduru kooperatif temsilcileri, ruhsat alarak ve imar planına tamamen uygun şekilde yap- tıkları konutların tapularını alamamaktan do- layı kaygılarını dile getirdiler. Çengelköy’de dün basın toplantısı düzenleyen grup, 1985’te bedelini ödeyerek aldıkları tapulu arazilerin 1987’de geçen orman kadastrosunun 2B tuta- naklarıyla evlerini kaybettiklerini anımsata- rak, siyasi partileri konuya ilişkin duyarlı ol- maya çağırdılar. Ormanların talanına karşı olduklarını ve işgalci olarak anılmaktan bü- yük üzüntü duyduklarını dile getiren koopera- tif başkanları, 10 yıldır evlerinde oturdukları halde tapularını alamayan yurttaşlar bulun- duğunu söyledi. (SERKAN YILDIZ) Siyasi partilere çağrõ ÜÇ SAVCI DAHA GÖREVLENDİRİLDİ ZEKARİYA ÖZ JİTEM DOSYASINI İSTEDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, İstanbul ve Bakõrköy adliyesinde görevli 3 savcõnõn, Ergene- kon soruşturmasõnõ yürüten özel yetkili Cumhuriyet Başsavcõ Vekilli- ği’nde görevlendirildiğini bildirdi. HSYK internet sitesinde yer alan karara göre İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Rasim Işıkaltın, Bakõrköy Cumhuriyet savcõlarõ Kasım İlimoğlu ve Mustafa Çavuşoğlu, geçi- ci yetki ile görevlendirildi. Üç savcõnõn hangi soruşturmalara bakaca- ğõna İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ veya başsavcõvekili karar vere- cek. Görevlendirilen savcõlardan Rasim Işõkaltõn, Başbakan Tayyip Erdoğan ile eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ Ali Müfit Gürtuna hakkõnda dava açan ekipte yer almõştõ. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkõnda yolsuzluk iddialarõyla ilgili başlatõlan soruştur- ma kapsamõnda Erdoğan soruşturmayõ yürüten cumhuriyet savcõlarõ Erol Canözkan, Rasim Işõkaltõn ve Hüseyin Yıldız’a ifade vermişti. Haber Merkezi - Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõ Zeke- riya Öz, Diyarbakõr’da 10 yõldõr yargõlamasõ devam eden 11 sanõklõ JİTEM dosyasõnõn incelemeye alõnmasõ için Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’ndan talepte bulundu. Güneydoğu’da 1988-1996 yõllarõ arasõnda ‘araç bombalamak, suikast, adam kaçırıp infaz etmek, fidye almak’ gibi suçlardan haklarõnda ömür boyu hapis cezasõ iste- miyle dava açõlan ve 10 yõldõr Diyarbakõr 3’üncü Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde tutuksuz yargõlanan PKK itirafçõlarõ İbrahim Babat, Adil Timurtaş, Recep Tiril, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Hayrettin Toka, Fethi Çetin ve Abdulkadir Aygan ile jandarma istihbarat elemanlarõ Mehmet Zahir Karadeniz, Lokman Gündüz ve koru- cu Faysal Şanlı ile ilgili savcõ Zerekiya Öz, Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na bir yazõ gönderdi. Öz’ün isteği doğrultusunda bilgi ve belgelerin ivedi olarak savcõ Öz’e fakslanacağõ bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanõ Aytaç Durak’õn, eşi Fahriye Durak’a ait ta- şõnmazõ avantajlõ bir duruma getiren imar planõ değişikliğine ilişkin iş ve iş- lemlerle ilgili “Dürüstlük ve taraf- sızlık” ile “Çıkar çatışmasından ka- çınma” ilkelerine aykõrõ davrandõğõna oybirliğiyle karar verdi. Elektronik posta ile gönderilen id- dialarõ inceleyen Etik Kurul, “Du- rak’ın, eşine ait taşınmazı da kap- sayan imar planı değişikliğinin gö- rüşüldüğü toplantıya katılmaması gerekirken aksine davranmasının yasaya aykırı olduğuna” karar verdi. Kurul kararõnda değişiklik sonucunda Durak’õn eşine ait parselin değerlene- ceğinin de açõk olduğu belirtildi. Ka- rarõ değerlendiren Durak, “Etik ol- mayan komplolarla etik kurullar ve adli makamlar meşgul edilme- meli” dedi. Geçtiğimiz dönem AKP’den belediye başkanõ seçilen Durak, tekrar aday gösterilmeyeceği yönündeki iddialar üzerine partisinden istifa ederek MHP’ye geçmişti. Etik Kurul’dan Durak aleyhine karar ÖZ İÇİN SORUŞTURMA İSTEMİ CHP’li Atilla Kart HSYK’ye başvurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kon- ya Milletvekili Atilla Kart, “ Ergenekon n so- ruşturmasında yaptıkları işler ve davranışla- rıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı, kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı ka- nısını uyandıran; ayrıca soruşturmanın gizlili- ğini ihlal eden eylemler içinde bulunduğuna dair bulgular mevcut olan” savcõ Zekeriya Öz ve diğer savcõlar hakkõnda inceleme ve soruştur- ma yapõlmasõ için Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvurdu. Kart, “Zekeriya Öz ve diğer savcıların, üstlerine düşen görevi bihakkın yapamadıkları ve bundan böyle de yapamayacakları ortaya çıkmıştır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle