Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2009 SALI
6 HABERLER
SALI
ORHAN BURSALI
Obama ve Ulus Devlet
Barack Obama’nın yemin ve başkanlığı dev-
ralma töreni, bir “ulus devlet”in, bütün kurum, ku-
ruluş, düşünce, ordu, kahraman, tarih ve törele-
riyle birlikte, gözalıcı ve imrendiriciydi! İki milyon
kişinin böyle bir töreni izlemek için alanları dol-
durması, bir liderin işbaşı yapmasına ülkece ve-
rilen önemin en üst düzeyde göstergesidir.
Yazarım ve söylerim: Biz henüz ulus devlet sü-
recini tamamlayabilmiş bir ülke değiliz! (Bir kitapçık
hazırlıyorum!) Bu süreç henüz yarım kaldığı için,
ulusalcılık, ulus, ulusal yararları savunanlar, ulus
adı geçen ne varsa, bu kadar büyük bir saldırı al-
tında!
Kötüleme yarışını, bu nedenle biri alıyor biri bı-
rakıyor...
8x8 bayrak yarışındalar!
“Ulusalcılık”, benim terminolojimde, dışa karşı
“ulus devletin, ulusun, halkın çıkarlarını, adil
olarak savunma”dır. Bu kadar basit.
Düşünün: ABD ulus devlet değildir sadece.
Aynı zamanda “ulus devlet ötesi”dir!
Yani ulus devletin çıkarlarını, aşırı ölçüde, bü-
tün dünyaya mümkün olduğunca yayılarak sa-
vunur; ve en önemlisi: Dünyanın bütün diğer ül-
kelerinden kendi ülkesine olabilecek en çok “pa-
yı”, “çıkarı” aktararak gerçekleştirir.
Bu amaç için de, ekonomik ve askeri gücünü
kullanır.
Parası vardır, yardım eder (veya gibi yapar) ba-
ğımlı kılar; malları için pazarları açtırır; üsleri ku-
rar, müdahale eder, satın alır, uşak tutar... Dün-
yada sayısız savunucusu vardır vb...
Bunun adına hegemonya deniyor; bir Ulus Dev-
let’in “sınırların ötesine azami taşması” hali...
Burada demek ki bazı ayrımlar yapabiliriz:
a) Dışarı taşıp (ekonomik ve askeri) iyice ya-
yılan ulus devletler: Bunların sayıları azdır, baş-
kaları da bu role taliptir, aralarında rekabet ve giz-
li, açık savaş vardır. Hegemonya yarışı, payla-
şımlarla sürer. Bazen biri yıkılır, diğeri çıkar...
b) Dışarı sadece ekonomik üstünlükleriyle ta-
şan, başarısız olunca geriye çekilen ulus devlet-
ler...
c) Dışarıyla ilişkisini, ekonomik alışverişini den-
gede tutarak ayakta kalmaya çalışan ulus dev-
letler...
d) Pazarı, toprağı, varlığı, kültürü saldırı altın-
da olan ulus (veya ulus olmaya çalışan) devlet-
ler....
Belki bir iki madde daha eklenebilir.
Türkiye “d şıkkı” bir ulus devlettir!
Affedersiniz, yukarıdaki olguları kabul mu eder-
siniz, yoksa “kanıt göster!” mi dersiniz? Fotoğraf
nettir! Kimse kanıt istemez. Kanıt istenmeyen olay-
lara da olgu denir!
Bu kadar basit bir gerçeği, güncel konuların iş-
lendiği bir gazete köşe yazısında yeniden dile ge-
tirmekten utanmıyor musun, demeli birileri!
(Ben utanıyorum da!)
Ama ben yine de “Kader utansın!” diyorum.
Etrafta çok bilmiş allameler varken, ulusun çı-
karlarını savunma halinin, “ulusalcı” olarak dam-
galanarak, ulusalcılıkla gizli çetelerin birbirine ço-
ook kasıtlı olarak karıştırılarak üstelik, bir de
“suçlu derekesine” düşürülmek istendiği bir Tür-
kiye’de, ulus ve ulus devleti yeniden ve yeniden
tarif etmeye kalkma durumuna düşmek, acaba ne-
yin göstergesi olabilir sizce?
Benim zihnim çok açık!
Birinci gösterge, ülkemdeki bilgisizliğin, kül-
türsüzlüğün... Evrensel değer üretememenin ve
çağdaş kültür tarihinde yer alamamanın. (Bazıla-
rı ise ancak “ulus devlet”e küfrederek evrensel
makbullüğe ulaşabiliyor!)
İkincisi, buna bağlı olarak, bütün alanlarda üre-
timi “ulus devlet düzeyine” çıkaramayarak, Tür-
kiye’yi gerçekten bir “ulus devlet” statüsüne
ulaştıramamanın.
Böyle durumlarda, “ulus devlet ötesileşmiş” ül-
kelerin mekanizmaları devreye giriyor; gerekli in-
sanlarını da bularak, ulus devlet için bu zamana
kadar oluşabilmiş parçaları da çözmek için ça-
lışmalar üst düzeye çıkıyor..
Bazıları da bilinçsiz peşlerine takılarak..
(Obama’ya devam edeceğiz..)
obursali@cumhuriyet.com.tr
Sayõştay’õn yaptõğõ inceleme sonucunda belediyeden burs olarak dağõtõlan 3.6 milyon TL kuşkulu bulundu
Burslarõnkimegittiğibelirsiz
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Melih Gökçek yöne-
timindeki Ankara Anakent Belediye
Başkanlõğõ’nõn yoksul öğrencilere
dağõttõğõ burslardan yararlananlarõn
“yoksulluk belgesinin” olmadõğõ ve
burslarõn ödendiğine ilişkin kayõtlarõn
bulunamadõğõ ortaya çõktõ. Sayõştay
sorgusundaki belirlemede, “Yardım
yapılan ailelerin aylık gelir düzey-
lerini ve söz konusu yardımın ilgi-
lilere (bursiyere) ulaştırıldığını ka-
nıtlayıcı belgelerin bulunmadığı
tespit edilmiştir” denildi. Sayõştay’õn
belediyeden açõklamasõnõ istediği 3.6
milyon TL’lik kuşkulu burs “öde-
mesinde” 13 belediye yöneticisi “so-
rumlu” gösterildi.
Sayõştay denetçileri, Ankara Ana-
kent Belediyesi’nin yoksul öğrenci-
lere verdiğini belirttiği burslarõ ve burs
verilen öğrencileri mercek altõna al-
dõ. Yapõlan Sayõştay sorgusunda Ana-
kent Belediyesi’nin farklõ tarihlerde
aldõğõ burs ödeme kararlarõ kuşkuya
yol açtõ. İnceleme kapsamõndaki top-
lam 3 milyon 683 bin 495 TL’lik burs
kuşkulu bulundu. Ulaşõlan belirle-
meler, Sayõştay’õn çalõşmasõnda şöy-
le anlatõldõ: “Ankara’da ikamet
eden ilköğretim, lise ve üniversite-
de okuyan yardıma muhtaç, fakir,
dar gelirli, öksüz, kimsesiz, yetim,
şehit aile çocuğu ve deprem ve do-
ğal afetlere maruz kalmış öğrenci-
lere burs verilmesi ile ilgili ödeme
evrakları ve eki belgeleri arasında,
yardım yapılan ailelerin aylık ge-
lir düzeylerini ve söz konusu yar-
dımın ilgilelere ulaştırıldığını ka-
nıtlayacı belgelerin bulunmadığı
tespit edilmiştir.”
Açıklama istendi
Sayõştay, yaptõğõ belirlemenin ar-
dõndan Ankara Anakent Belediye-
si’nden şu belgeleri ve açõklamala-
rõ istedi: “Belediye meclisinin uy-
gun gördüğü ailelere ilişkin bele-
diye meclisi kararı ve söz konusu
ailelerin fakir olduklarını kanıt-
layıcı belgelerin; Deprem, sel, he-
yelan vb. nedenlerle tabii afetlere
maruz kalan ailelerin söz konusu
doğal afetlere maruz kaldığını ka-
nıtlayıcı belgelerin; okul ihtiyaçları
ve giyimleri aileleri tarafından
karşılanamayan dar gelirli ailele-
rin dar gelirli olduklarını kanıt-
layıcı belgelerin; yardımın ilgililere
ulaştırıldığını kanıtlayıcı banka
mutabakat yazılarının veya elden
teslimlerde ilgililerin yardımı al-
dıklarına dair imzaların gönde-
rilmesi... Aksi takdirde yardım
yönetmeliği hükümlerine aykırı
olan 3 milyon 683 bin 495 YTL
burs yardımı yapılması gerekçe-
lerinin açıklanması...”
Sayõştay kuşkulu bulunan burslar-
la ilgili olarak aralarõnda eski Anakent
Belediyesi Genel Sekreteri Kadir
Ramazan Coşkun’un da bulunduğu
13 belediye görevlisinin sorumluluğu
bulunduğuna işaret etti.
Belediyenin söz konusu burslarõn
gerçekten bursiyerlere ödendiğini ve
bursu alanlarõn yoksul olduğunu
kanõtlayamamasõ durumunda, Sa-
yõştay’õn belirlediği sorumlulara
zimmet olarak yazõlacak. Belirlenen
3.6 milyon TL’lik kamu zararõnõn da
sorumlu kişilerden tahsili yoluna gi-
dilecek.
Sayõştay’õn sorgusunda, belediyenin
yoksul öğrencilere burs dağõtõmõnõn da-
yanağõ olan yönetmeliğin de yasaya
uygun olmadõğõ vurgulandõ. Gerekçe
olarak, belediyece düzenlenen yardõm
yönetmeliği konusunda Sayõştay’dan
görüş alõnmamasõ gösterildi.
Sayõştay sorgusunda Ankara Anakent Belediyesi’nin farklõ tarihlerde aldõğõ burs ödeme
kararlarõ kuşkuya yol açtõ. İnceleme kapsamõndaki toplam 3 milyon 683 bin 495 TL’lik burs
kuşkulu bulundu. Sayõştay’õn sorgusunda, belediyenin yoksul öğrencilere burs dağõtõmõnõn
dayanağõ olan yönetmeliğin de yasaya uygun olmadõğõ vurgulandõ.
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Hamas yanlõsõ tutumu İsrail’in kararõnda etkili oldu
İsrail ‘Heron’ vermediSERTAÇ EŞ
ANKARA - Terörle mücadelede acil
ihtiyaç için İsrail’den stratejik insansõz
hava aracõ Heron-TP modelinden almak
isteyen Türkiye’ye olumsuz yanõt geldi.
Gazze saldõrõlarõndan önce yapõlan baş-
vuru, İsrail makamlarõnõn “İhracat iz-
ni vermemesi” nedeniyle reddedildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn
Gazze saldõrõlarõ nedeniyle İsrail’e yö-
nelttiği sert eleştiriler ve Hamas’õ kol-
layan açõklamalarõnõn kararda etkili ol-
duğu belirtiliyor.
Türkiye, terörle mücadelede insansõz
hava araçlarõna son dönemde yoğun
olarak ihtiyaç duyuyor. Bu amaçla yer-
li bir sistem üretilmesi çalõşmalarõ sü-
rerken mevcut ihtiyacõ karşõlamak ama-
cõyla da ortak üretim, hazõr alõm ve ki-
ralama yoluna gidiyor.
İnsansõz hava aracõ konusunda Tür-
kiye, İsrail ile yoğun işbirliği yapõyor.
Mevcut durumda Türkiye’nin elinde
bir kiralõk insansõz hava aracõ, bir de test
çalõşmalarõ süren sistem bulunuyor.
Türkiye’nin, elindeki sistemleri ye-
deklemek amacõyla stratejik insansõz ha-
va aracõ Heron-TP modelinden almak
için İsrail’e başvurduğu öğrenildi. Bu is-
tek, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldõrõ-
larõndan önce iletildi. Savunma sistem-
lerinin modernizasyonu, ortak üretim ko-
nularõnda yoğun işbirliği yapan İsrail,
stratejik Heron istemini ilgili makamlarõn
ihracata izni vermediği gerekçesiyle
geri çevirdi. İsrail makamlarõnõn bu ka-
rarõ, Başbakan Erdoğan’õn Gazze saldõ-
rõlarõnda kendilerine yönelttiği sert eleş-
tiriler ve Türk kamuoyunda oluşan tep-
ki nedeniyle aldõklarõ savunuluyor.
AVRUPA BİRLİĞİ
Halkõn
Mücahitleri
listedõşõ
ÇİMEN TURUNÇ
BATURALP
BRÜKSEL - AB dõ-
şişleri bakanlarõ, İran re-
jimine karşõ faaliyet gös-
teren Halkõn Mücahitleri
örgütünü terör örgütleri
listesinden çõkardõ.
AB kaynaklarõ, üye ül-
kelerin geçen hafta uzlaş-
ma sağladõğõ kararõn bu-
gün dõşişleri bakanlarõnõn
onayõyla resmiyet kazan-
dõğõnõ açõkladõ. Kaynaklar,
AB Yüksek Mahkemesi
Avrupa Adalet Divanõ’nõn
söz konusu örgütle ilgili
aldõğõ kararlar nedeniyle
AB’nin bu yönde adõm
atmak zorunda kaldõğõnõ
ve “sadece mahkeme ka-
rarını uyguladığını” sa-
vundu. AB ilk kez mah-
keme kararõna dayanarak
terör listesindeki bir örgütü
liste dõşõna almõş oldu.
Toplantõnõn ardõndan ya-
yõmlanan bildiride, Filistin
Cumhurbaşkanõ Mahmud
Abbas’a destek verilerek,
“Filistin’deki taraflar
arasında, Abbas’ın ar-
kasında olduğu uzlaş-
manın barış ve istikrar
için anahtar olduğu” ifa-
de edildi. Toplantõda Gu-
antanamo’nun kapatõlma-
sõ halinde tutuklularõn
AB ülkeleri tarafõndan
kabul edilmeyeceğine iliş-
kin görüş birliği sağlana-
madõğõ için AB adalet ve
içişleri bakanlarõnõn top-
lantõsõnda değerlendiril-
mesine karar verildi.
EKONOMİK FORUM
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - İsviçre’nin Davos
kasabasõnda gerçekleştirilecek
Dünya Ekonomik Forumu top-
lantõsõna katõlacak olan Başba-
kan Tayyip Erdoğan, Dünya
Bankasõ Başkanõ Robert Zoel-
lick ile çok sayõda ülkenin dev-
let ve hükümet başkanõyla ikili
görüşmeler gerçekleştirecek.
l Şubat’a kadar sürecek Dün-
ya Ekonomik Forumu toplantõ-
sõna 96 ülkeden yaklaşõk 2 bin
500 kişinin katõlmasõ, 43 devlet
ve hükümet başkanõnõn Da-
vos’ta bulunmasõ bekleniyor.
Toplantõlarõn bu yõlki temasõ,
“Küresel Kriz Sonrasının
Dünyasını Biçimlendirmek”
olarak belirlendi. 28-29 Ocak
tarihlerinde Davos’ta bulunacak
Erdoğan, “Büyük Oyun Yeni-
den” (Küresel iktisadi durgun-
luğa karşõn Kafkaslar’õn ve Or-
ta Asya’nõn stratejik ve ekono-
mik geleceği yeniden nasõl dü-
zenlenecek) ve “Gazze: Orta-
doğu Barışı İçin Model” (Gaz-
ze’deki kriz ve bunu çevreleyen
belirsizlik ve Ortadoğu barõş sü-
recinin bir kez daha elden kaç-
masõnõ önlemek için ne yapõla-
bilir?) konulu oturumlarda Tür-
kiye’nin görüşlerini anlatacak.
Erdoğan
Davos’a
gidiyor
KİİP için İstanbul’da toplantı
Türkiye,KafkasyaİşbirliğiveİstikrarPlatformu’nunkuruluşunuDavosZirvesi’nde
tamamlamakisteyentaraflarRusyaileGürcistan’õntutumlarõnõdeğiştiremiyor
MAHMUT GÜRER
ANKARA - Türkiye, Kafkasya İş-
birliği ve İstikrar Platformu’nun (KİİP)
yarõn başlayacak Davos Zirvesi’nde
kurulmasõnõ sağlamak için, dün tarafla-
rõ İstanbul’da biraraya getirdi. Dõşişle-
ri Bakanlõğõ Müsteşar Yardõmcõsõ Ünal
Çeviköz’ün başkanlõğõnda gerçekleşti-
rilen toplantõya, Ermenistan, Azerbay-
can, Gürcistan ve Rusya’nõn dõşişleri ba-
kan yardõmcõsõ düzeyinde katõldõğõ öğ-
renildi. Toplantõda, Azerbaycan, Er-
menistan ve Türkiye’nin Davos Zirve-
si’nde hükümet başkanlarõ ya da Dõşiş-
leri bakanlarõ düzeyinde bir araya gel-
mesi konusunun da gündeme geldiği be-
lirtiliyor.
Toplantõda KİİP’nin kurulmasõ yö-
nündeki girişimlerin hõzlandõrõlmasõ is-
tenirken bunun için en uygun ortamõn
Davos toplantõsõ olduğu belirtildi. Top-
lantõda, Türkiye, Ermenistan ve Azer-
baycan’õn “Rusya ile Gürcistan ara-
sındaki gerginliğin Kafkaslar’daki
istikrarın sağlanmasına büyük katkı
sağlayacağı açık olan KİİP’nin ku-
rulması yönündeki engellemeleri kal-
dırmaları” istendiği belirtildi. Ancak
hem Moskova hem de Tiflis yönetim-
lerinin şimdiye kadarki yaklaşõmlarõn-
dan geri adõm atmadõğõ vurgulandõ.
Rusya, olasõ platformun içerisinde Gür-
cistan’õn, Gürcistan da Rusya’nõn yer al-
masõnõ istemiyor. Bu kapsamda Türki-
ye’nin İstanbul’da gerçekleştirilen top-
lantõda Rusya’ya ilk başta gözlemci
devamõnda da, üye olarak KİİP’ye ka-
tõlmasõnõ önerdiği belirtiliyor.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
Yerel seçim öncesi AKP ile DTP’nin Gü-
neydoğu’daki egemenlik mücadelesi giderek
büyürken, perde arkasında PKK’nin bir ce-
maatle yürüttüğü savaş giderek kızışıyor!
Ekonomik gücünü örgüte karşı kullanan bir
grup, “Kürt sorunu”nda söz sahibi olma ça-
basını Kuzey Irak’a da taşımak istiyor. Peki,
bu açılıma yönelik tepkisini giderek sertleş-
tiren PKK, ısrarla hangi “tehlike”lere dikkat çe-
kiyor?
1990-1995 yılları arasında Hizbullah örgü-
tünün kentlerde üstünlük sağlama-
sı PKK’yi ciddi biçimde çıkmaza
sürüklemişti. Üçer kişiden oluşan
Hizbullah timleri Takarov marka ta-
bancalarla kent merkezlerinde terör
estirmiş ve milis yapılanması çok za-
yıf olan PKK’yi etkisizleştirmişti. Hiz-
bullah’ın bu atağında, örgütü des-
tekleyen güvenlik birimlerinin de
ciddi katkısı olmuştu!
17 Ocak 2000’de Hizbullah lideri
Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul Bey-
koz’da güvenlik güçlerince öldürül-
mesi örgütün salt askeri gücünü
değil, siyasi kanadını da çökertti. Mi-
lis gruplar dağıldı ve Hizbullah “Mustazaf- Der”
adlı dernek üzerinden siyasallaşmaya başla-
dı.
Hizbullah varlığını gizemli eylemleriyle dışa
vuran bir örgüttü. Militanlar “Hizbullah” adı-
nı hiç kullanmıyor, “Cemaat” tanımını tercih
ediyordu. Gizliliği esas alan bu tanımlama top-
lumun tepkisini azaltmayı da hedefliyordu!..
Yani örgüt o dönemde günümüzün “kravat-
lı” Hizbullahçıları kadar rejime açıktan kafa tut-
muyordu!..
Hizbullah’ın geri plana çekilmesi salt PKK’li-
leri değil cemaatleri de sevindirdi. Özellikle
2000 yılının başlarından itibaren Fethullahçı-
ların Güneydoğu’daki varlığı iyice hissedilmeye
başladı. Yayın organlarında Hizbullahçıları
“Hizbulkontra” ve “Hizbulvahşet” diye ta-
nımlayan Fethullahçılar bir yandan tıpkı Hiz-
bullah gibi Diyarbakır ve Batman gibi kentlerde
“okuma evi” adı altında eğitim mer-
kezleri açtı diğer yandan yine örgü-
tün yaptığı gibi sosyal yardımlarla böl-
ge halkını kendi saflarına katmaya ça-
lıştı...
‘Cemaat...’ Ve de
‘Cemaat!..’
Güneydoğu’da dengeler bir anda
altüst olmuştu! Bir “cemaat” seri
operasyonların ardından yeniden
yeraltına çekilmiş bir başka “cema-
at” ise ideolojisini yayacağı çok
önemli bir alan bulmuştu!..
Fethullah cemaati şu sıralar Hizbullah’tan
esinlendiği sosyal çabalarla PKK’nin siyasal
gücünü eritmeyi hedefliyor! Özellikle yerel se-
çimlerin AKP ile DTP arasında geçeceği Di-
yarbakır’da, cemaate bağlı işadamları ile
dernek ve vakıflar varoşlarda etkin olmak için
çabalıyor, gıda ve para yardımıyla bölge
gençliğinin sempatisini kazanmaya çalışıyor.
PKK ise ekonomik gücüyle sosyal yaşam-
da etkin olmayı amaçlayan cemaatin çalış-
malarından tedirginlik duyuyor. Abant Plat-
formu’nun geçen yıl Diyarbakır’da yapmayı
planladığı toplantıyı tehditlerle engelleyen
örgüt, dinci grubun benzer bir toplantıyı Ku-
zey Irak’ta düzenleyerek “Kürt sorunu”na
müdahil olmaya çalışmasına tepki gösteriyor.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ile Selahad-
din Üniversitesi’nin 15-16 Şubat günlerinde
düzenleyeceği konferansın açılışını Fethul-
lahçılara Kuzey Irak’ta üniversite açma izni ve-
ren Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Başbakanı Ne-
çirvan Barzani’nin yapacak olması da PKK’yi
kızdırıyor. Örgüt, “Türkiye ile Kürdistan Böl-
ge Yönetimi İlişkileri - Ortadoğu’nun Gelece-
ği” başlıklı konferansa katılacak olan, arala-
rında Prof. Mete Tunçay, Prof. Eser Kara-
kaş, Prof. Mehmet Altan ve AKP Diyarbakır
Milletvekili Abdurrahman Kurt’un da bulun-
duğu gruplara yayın organları üzerinden eleş-
tirel mesajlar gönderiyor!
Örgüt 1994 yılından itibaren Kuzey Irak’ta
3 bin öğrencinin eğitildiği 11 okul açan ce-
maatin bu gibi siyasal çalışmalarını engelle-
mek istiyor. Son dönemde cemaate yönelik
tepkilerin oldukça sertleşmesi de bundan kay-
naklanıyor. Örgütün genellikle yönetim kad-
rosunca seslendirdiği tepkilerin ilk kez aske-
ri kanat yetkilisi tarafından dışa vurulması ise
dikkat çekti. PKK’nin terör gruplarını barındıran
HPG’nin başındaki “Dr. Bahoz Erdal” kod ad-
lı Suriyeli Fehman Hüseyin, 2 Ocak’ta
ANF’nin “Cemaatler eliyle yapılmak istenen ne-
dir” sorusuna şu yanıtı verdi:
“AKP, Kürtler üzerinde etkili olabilmek için
iki alana başvuruyor: Biri dinciliktir. İkincisi ise
halkı yoksullaştırarak, ekonomik destekler adı
altında adeta satın almaya çalışıyor. Fethullah
Gülen cemaati bir maske oluyor. Dindarlık adı
altında köleliğin ve asimilasyonun adeta fet-
vasını çıkarıyor. Bu anlamda Gülen’in cemaati
askeri yönelimlerden çok daha tehlikelidir.”
Öcalan ise 4 Ocak’ta avukatlarına yaptığı
açıklamada ilginç bir karşılaştırma ya-
parak, “El-Kaide ile Araplar denetim
altında tutulmaya çalışılıyor. Fethul-
lah Gülen’le de Türkiye’deki İslami ha-
reket kontrol edilmeye çalışılıyor”
dedi!
Suriyeli Teröristten
Tepki!
Murat Karayılan ve Cemil Bayık’ın
ardından son olarak örgütün üst dü-
zey yöneticilerinden Duran Kalkan
da sesini yükseltti. Kalkan, ANF’ye ilk
kez Fethullahçılarla ilgili çok uzun bir
değerlendirme yaparak şunları söyledi:
“Gülen ABD’de yaşıyor. Onun Müslüman-
lığı ABD siyasetine hizmettir. Şimdi Kuzey
Irak’ta üniversite açıyorlar, ilkokuldan yurtla-
ra kadar her şeyi yapıyorlar, burs veriyorlar.
Gencecik insanları alıp kendi ideolojik siyasi
eğilimleri doğrultusunda şekillendirmeye ça-
lışıyorlar. Peki, nereden geliyor bu kadar pa-
ra? ABD’den, küresel sermayeden geliyor. Biz
geçen yıllarda Kürt bölgesinde Hamas ben-
zeri örgütler yaratılacağını söylemiştik. Kürt-
lerin demokratik talepleri Fethullahçı çabay-
la tasfiye edilmek isteniyor. Fethullahçı dü-
şüncenin tek düşmanı Kürt demokratlığıdır.
Şimdi Abant toplantısı Erbil’de yapılmak is-
teniyor. KDP ve KYB unutmasın ki, Güney Kür-
distan’da siyasi İslam örgütlendirilmeye çalı-
şılıyor.”
PKK’nin yan kuruluşlarından Koma Civaken
Kürdistan’ın (KCK) 21 Ocak’ta Ergenekon ope-
rasyonuyla ilgili değerlendirmesinde de konu
Fethullahçılara getirilerek şöyle de-
nildi:
“Sanki demokrasinin önü açılıyor-
muş gibi bir hava yaratılmak isten-
mesine rağmen, asıl amaç tam ter-
sidir. Bu operasyonlarla AKP ve
Fethullah çizgisinin kendi derin dev-
leti oluşturulmaya çalışılmaktadır.”
Yerel seçimler yaklaşırken özellikle
Diyarbakır’da AKP ile DTP arasındaki
gerginliğin giderek artması bekleni-
yor. Ancak bu iki partinin belediye
seçimleriyle ilgili mücadelesinin per-
de gerisinde Güneydoğu ve Kuzey
Irak’ta egemen kılınmaya çalışılan
dinci bir ideolojinin PKK ile hesaplaşması da
yatıyor.
PKK-Cemaat arasında göz ardı edilen mü-
cadele aslında Kürtçülük üzerinden yürütülen
hareketlerin Doğu coğrafyasındaki siyasal
ve toplumsal tabanının geleceğini de sorgu-
luyor! Çünkü Güneydoğu’daki asıl “siyasal”
kavga 29 Mart’taki belediye seçimleri üze-
rinden değil, PKK ile Fethullahçıların giderek
sertleşen gizli savaşında sürdürülüyor!
Güneydoğu’daki Kavga Sandıkta mı?..
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Fethullah Gülen. Duran Kalkan.