25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Barış Şimdi Daha Uzak “Anlaması Zor Bir Savaş...” demiştim, bir oku- rum itiraz etti: “Hiç de anlaşılması zor filan değil… Ambargo altındaki bir ülkenin, emperyalizme kar- şı direnişidir bu savaş. …İsrail’in barışmak gibi bir niyeti hiç olmadı.” Gerçekten de ilk bakışta durum apaçık. Geç- mişte İsrail ordusunda savaşmış Prof. Avi Shla- im ülkesi için “ilkesiz liderler tarafından yönetilen gangster devlet” deyimini kullanırken, Ben Guri- on Üniversitesi’nden Prof. Neve Gordon, İsrail’in Gazze politikasını “kesimlik hayvan yetiştirme çift- liğine benzetiyor”. Haaretz yazarı Gideon Levy “Ahlakın sesi geride kaldı, artık adeta her şey mu- bah Filistinliler söz konusu olunca” diyor tiksintiyle. Yine de, iki sorun var: Birincisi, Gazze’de sa- vaşan tarafların hedeflerine ulaşma şansları hiç yok. Anlaşılması zor olan ikinci nokta da şu: Ha- mas İsrail’in varlığını kabul etmediğine göre ye- ni bir barış süreci hangi zeminde gerçekleşecek? Kimse kazanamayacak Annapolis zirvesinin mantığı gereği Hamas’ın tasfiye edilmesi, Abbas’ın, Filistin yönetiminin Gaz- ze’de de egemen olması gerekiyordu. FY’nin bu- na gücü yetmeyeceğine göre iş İsrail’e düşebi- lirdi… Ancak, hemen herkesin kabul ettiği gibi Hamas’ı askeri yöntemlerle tasfiye etmenin insani, ahlaki ve diplomatik maliyeti, İsrail yönetiminin, (Na- tenyahu, Olmert, Barak, Livni ne kadar ilkesiz olursa olsunlar) üstlenemeyeceği kadar yüksek. FY’nin Gazze’ye İsrail tanklarının arkasından gir- mesi, olasılığıysa en hafif deyimiyle müstehcen. Hamas’ın da kendisinden her açıdan çok da- ha güçlü, İsrail karşısında, ateşkesi bu kadar ko- laylıkla terk etmesine yol açan hesapları da ger- çekçi değil. Hamas’ın Gazze’de “Hizbullah tarzı bir zafer kazanıp”, Filistin halkının tek temsilcisi du- rumuna yükselmesinin maliyeti, bunu denemenin riski, yaşayarak görmekte olduğumuz gibi çok ama çok yüksek. Bu iki hesap hatası, savaş başladıktan, bu ka- dar kan aktıktan, bu kadar nefret, hiddet biriktikten sonra, şimdi barış sürecini düşünmeyi bile ola- naksız hale getirdi. Taraflar ateşkese bile yanaş- mıyorlar… Soğukkanlı bakmakta yarar var… Denebilir ki böyle oransız bir saldırı, çoğu sivil hatta çocuk, 900’den fazla ölü 3 binden fazla ya- ralı, Gazze’deki yıkımdan sonra nasıl soğukkan- lı bakabiliriz! Ne yazık ki bakamazsak, Filistin so- rununu ne anlayabiliriz ne de “çözümüne” bir kat- kıda bulunabiliriz. Önce şuradan başlayalım. Filistin sorunu, ortaya çıkış koşulları temel alınarak çözülebilir olmaktan çoktan çıktı; ya da “yakın bir gelecekte çözülebi- lir olmaktan çıktı”. Diğer bir deyişle bu soruna mut- lak bir çözüm bulunamaz. Ancak barış sürecini her seferinde tıkayan üç temel engel etrafında göreli, sınırlı bir çözüm söz konusu olabilir. Birincisi, 1948’de sürgüne gi- denlerin büyük çoğunluğunun geri dönmesini İs- rail devleti ve halkı kabul etmez. Ama, İsrail 1967 sınırlarının gerisine çekilirse, ABD ve AB’nin hatta Arap ülkelerinin yardımıyla, tazminat ve ye- niden yerleşim olanakları bağlamında, geri dön- mek isteyenlere yönelik göreli bir çözüm düşü- nülebilir. İkincisi, Kudüs’ün Filistin halkına geri dön- mesi de bugün için gerçekçi bir amaç değil. An- cak Filistin yönetiminin Kudüs’ün Müslüman böl- gesine taşınması, kutsal yerlerin yönetimini üst- lenmesi düşünülebilir. Üçüncü sorun da yerle- şimcilerle ilgili. Bu yerleşimlerde İsrail’in en yok- sul, en dinci kesimleri yaşıyor. Yerleşimlerin tas- fiyesi İsrail için hem siyasi, psikolojik bir hem de ekonomik açılardan çok büyük bir sorun. Bu ko- nuda ABD ve AB’nin İsrail’e bu yerleşimleri sök- mesi için baskı yapmanın yanı sıra ekonomik ve siyasi destek vermesi de gerekiyor. Bu engeller aşılabilir ve bir Filistin devleti ku- rulabilirse ilerde bir gün, İsrail ve Filistin halkları- nın, kendilerini güvende hissetmeye başladıkla- rı, yan yana yaşamayı, birbirlerine güvenmeyi öğ- rendikleri bir aşamada Filistin sorununu, demo- kratik yöntemlerle ve “mutlak” olarak çözecek ta- sarımlar gündeme getirilebilir. Sorun dönüp dolaşıp öncelikle Hamas liderli- ğinin kendi ideolojilerini Filistin halkının genel çı- karlarının, FKÖ ne kadar çürümüş olursa olsun, birlik oluşturma dinamiğinin yerine koymadan dav- ranmaya başlamasına, İsrail ile konuşmayı kabul ederek, İsrail liderliğinin, bu sorunu kendi siyasi çıkarlarına alet etmelerine olanak veren gerekçeyi ortadan kaldırmasına geliyor. Ne yazık ki bu son savaş, İsrail ordusunun ina- nılmaz zorbalıktaki saldırısının uluslararası alan- da yol açtığı tepki, Hamas’ın verdiği büyük ka- yıplar, Tzip Livni gibi ağzından çıkanı kulağı duy- mayan politikacıların diplomatik gafları (“Ma- demki Hamas asker sivil ayrımı yapmıyor biz de yapmayız…”) Hamas’ın bu adımı atma olasılığı- nı daha da zayıflattı. Her iki tarafın bencil ve si- nik liderlerinin siyasi ihtiraslarının maliyetini ne ya- zık ki Filistin ve İsrail halkları kanlarıyla ödemeye devam ediyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Baykal, üç generalin gözaltõna alõnõp serbest bõrakõlmasõnõn davanõn inandõrõcõlõğõna darbe vurduğunu söyledi ‘Üç günde ne değişti?’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, son gözaltõlarla Ergenekon davasõnõn kendi gözünde inandõrõ- cõlõğõnõ, hukukiliğini bir kez daha yi- tirdiğini vurguladõ. Baykal, grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada Ergenekon soruşturmasõ çerçevesinde geçen hafta gerçekleşti- rilen gözaltõlarla “Türkiye’nin de- rinden sarsıldığını” vurguladõ. Bu sü- reçte yürütülen temaslara dikkat çeken Baykal, şu görüşleri dile getirdi: “Memnuniyetle gördük ki bir muhtıra verilmedi, konu bir krize dönüştürülmedi. Bu temaslardan 3 gün sonra 3 general tahliye edildi, eski YÖK Başkanı bırakıldı. Olayın vites yükseltmeden, yeni bir aşa- maya yükseltilmeden ciddi bir fren- le durdurulduğunu gördük. Bu ki- şilerin gözaltına alınması için sağ- lam bir dosya, sağlam kanıtlar var idiyse 3 gün sonra neden bırakıl- dılar? Bırakılmalarından mutluluk duyuyorum o ayrı. Ama dosyanın icabı olarak mı bırakıldılar? Eğer elinizde sağlam deliller varsa neden hukuki gereklilikten vazgeçiyor- sunuz? Hangi yüksek makam olur- sa olsun, hukukun işlemesini kim önleyebilir? Hukuk işliyorsa, ‘Bir dakika, muhatap biz değiliz, yargõç- lar gereğini yapar’ diyebildik mi? Türkiye hukuk devleti, vatandaşlar eşit. İster adı oda başkanı olsun, is- ter MGK Genel Sekreteri olsun. Bu dava benim gözümde inandırıcılı- ğını, hukukiliğini bir kez daha kay- betti. Kimse dokunulmaz değildir diye nutuk atanlar, kolaysa önce kendi dokunulmazlıklarını kaldır- sınlar. Dokunulmazlık zırhının ar- kasına saklanacaksın, hukuk sana işlemeyecek, ondan sonra nutuk atacaksın. Deniz Feneri dosyası hâlâ Almanya’dan Türkiye’ye ge- lemedi. Önüne geleni tutukluyor- sun. Maşallah gücün -3 günlüğüne de olsa- MGK genel sekreterine ye- tiyor, Türkiye’deki Deniz Feneri sa- nıklarına niye gücün yetmiyor?” Baykal, Ergenokon davasõyla ilgi- li eleştirilerini de şöyle özetledi: ?Ortada hukuki tanõmõna uygun bir iddianame yoktur. 2 bin 500 sayfalõk iddianame olmaz. Nürnberg’deki 2. Dünya Savaşõ’nõn iddianamesi bile bu kadar uzun değildi. Gözaltõlar soruş- turmanõn gereği bir tedbir olarak de- ğil, bir cezalandõrma yöntemi olarak uygulanmaktadõr. Dalga dalga adalet olmaz. Ucu açõk adalet, ucu açõk yar- gõlama olmaz. Bu, Türkiye’yi AB’ye almak istemeyenlerin ucu açõk mü- zakere sözlerine benziyor. Sanõktan ka- nõta gidilmeye çalõşõlõyor. Adamõ alõ- yorlar, anlat hayatõnõ... Oradan bir şey çõkmazsa gelsin Tuncay Güney. ? Bu dava hibrit bir dava. Bir bo- yutunda suç ilişkileri olanlara yönelik; bir boyutunda bu kişilerle ilişkisi ol- mayan, hatta onlarla mücadele etmiş olanlara yönelik. Canlõ yayõnda ilk so- ruşturma, delil toplama faaliyetleri ya- şanõyor. Tuncay Güney de savcõnõn bi- lirkişisidir. ? Ergenekon diye bir örgütün var ol- duğunu ortaya koyan bir kanõt ka- muoyuna yansõtõlmamõştõr. İbrahim Şahin de bu örgütün üyesi, Sabih Ka- nadoğlu da. Bu örgütü görmedik ama niteleme olarak dillerde. Örgütmüş, ne- reden belli, o mahkemeden çõkacak. Terör örgütüymüş, hangi terör ey- Emekli üst düzey bürokratlara yönelik gözaltõ dalgasõnõn ardõndan bir kriz çõkmamõş olmasõnõ memnuniyetle karşõladõğõnõ söyleyen Baykal, ‘‘Bu kişilerin gözaltõna alõnmasõ için sağlam bir dosya, sağlam kanõtlar var idiyse 3 gün sonra neden bõrakõldõlar? Eğer elinizde sağlam deliller varsa neden hukuki gereklilikten vazgeçiyorsunuz?’’ dedi. Baykal, Ergenekon’da önüne geleni gözaltõna aldõran iktidarõn, Deniz Feneri dosyasõnõ hâlâ Almanya’dan Türkiye’ye getiremediğine dikkat çekti. lemlerini yapmõş. Silahlar bulunmuş. O silahlar kimin, onlarõ oraya kim koydu? Kanadoğlu’nun o silahlarla bir ilgisi var mõ? Bu, toplumu yönlen- dirme projesidir. Elbette suç çeteleri vardõr. Onlara karşõ mücadele edin. Başbakan’õn partisinin genel başka- nõ Susurluk’a “gulu gulu dansı, fa- so fiso” derken biz ciddi mücadele ve- riyorduk. Derdin suç örgütleriyle mücadele etmekse o mücadeleyi adam gibi yap. Dürüst, namuslu in- sanlarõ suçlamaya kalkõşma. ? Başbakan, muhalefet ve medya panik içinde, diyor. Demek ki sen pa- nik ortamõ yaratõyorsun. Bunlar da suçlu, demek istiyor. CHP ile uğraş- mamasõnõ tavsiye ediyorum. CHP’yi suçlamak Başbakan’õn boyunu aşar. ‘11. dalgayı bekliyoruz’ ? Van 100. Yõl Üniversitesi ola- yõnda CHP büyük hizmet yaptõ, Er- genekon’da aynõ hizmeti yapõyo- ruz. Bizim söylediğimiz yanlõşlõklar, kazdõk silah çõktõ, diye kapatõla- maz. Bunun cevabõ o değil. O iş ay- rõ. O işi de sonuna kadar soruşturun. Kim koydu o silahlarõ bir şahõs mõ, bir örgüt mü, o örgüt devletin için- de mi? Aydõnlõğa çõkarõn. Bu göz- altõlar davayõ yeni bir aşamaya çek- me girişimi olarak ortaya çõktõ. Ora- da duruldu. Yeni bir deneme daha yapõlabilir. 11. dalgayõ bekliyoruz. Erdoğan: Bunlar daha işin başı Başbakan, Ergenekon soruşturmasõnda muhalefeti eleştirdi, savcõlarõ ve polisi kutladõ. Kurumlarõ zan altõna sokmamak gerektiğini belirten Erdoğan, Baykal’õ yargõ üzerinde baskõ oluşturmaya çalõşmakla suçladõ. Erdoğan’õn, soruşturmanõn ileriki aşamalarõnõ biliyor gibi, ‘Daha neler gelecek’ demesi dikkat çekti. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin Ergenekon soruşturma- sõna ilişkin eleştirilerine sert tepki gösterirken, savcõlarõ “cesaretli adım attıkları” için kutladõ. Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda, maf- ya ve çetelerle mücade- lenin asla bir intikam hõrsõna dayalõ olmadõğõ- nõ savundu. Erdoğan, “İnsan burada biraz insaf eder, sıkılır. Allah aşkına, günlerdir çu- kurlardan çıkarılan bu bombalar, silahlar, ha- ritalar neyin nesi? Bu konuda yargı, yürüt- meye böyle bir görevi vermiş ve yürütme de bunu sumen altı etme- den meydana çıkar- mışsa o zaman bizim güvenlik güçlerini, al- kışlamamız, teşekkür etmemiz gerekir” dedi. Hangi kurumun içinde olursa olsun bunu ya- panlarõn karşõlõğõnõ gör- mesi gerektiğini kayde- den Erdoğan, kişilerin işlemiş olduğu suçlar nedeniyle kimsenin ku- rumlarõ zan altõnda bõ- rakma yetkisine sahip olmadõğõnõ söyledi. Yenikent’te çõkan bomba ve mühimmatõ anõmsatan Erdoğan, “Yi- ne insanı hayrete dü- şüren lav silahlarından tutunuz, el bombaları- na varıncaya kadar binlerce mermiye va- rana kadar. Bakıyor- sunuz, harbe mi gidi- yoruz ya, nedir bu? Bu ülkede neler olmuş, ne- ler oluyor, kim bilir? Bunlar daha işin başı. Daha neler gelecek? İn- sanı bu düşündürüyor. Birilerinin bu işe gü- venle cesaretle gitmesi gerekiyordu” dedi. CHP lideri Deniz Baykal’õn hukuk süre- cine her fõrsatta müda- hale etmek istediğini ile- ri süren Erdoğan, şunla- rõ söyledi: “ Neden kor- kuyorsunuz, neden çe- kiniyorsunuz sayın Baykal. Telaş etmenize hiç gerek yok. Anado- lu’da güzel bir laf var- dır. ‘Aptesinden şüphe- si olmayanõn namazõn- dan şüphesi olmaz’. Ba- zı isimlerle gönül bağı- nız, iletişiminiz, ilişkiniz olabilir. Bu ülkenin savcısı hâkimi, soruş- turmasını yapar kara- rını verir. Hiç telaş et- meyin. Mahkemeler üzerinde siyasi baskı oluşturmaya hiç yel- tenmeyin. Adalete ve hukuk sistemine güve- nin. Mesuliyet maka- mında biri olarak eli- nizi ve dilinizi hukukun üzerinden çekin.” Üstü kapalõ olarak YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emina- ğaoğlu’nu eleştiren Er- doğan, hukuku koruya- cak olanlarõn hassas dav- ranmasõ gerektiğini be- lirterek, “Çünkü biri- leri söylediği zaman ‘burada yargõya müda- hale var’ deyip de sayın Baykal söylediği zaman ‘ne kadar da güzel söy- lemiş’ diyenleri de kı- nıyorum” dedi. ‘Dava süreci uzatılmamalı’ MHP lideri Devlet Bahçeli, Ergenekon operasyonunda yargõlamanõn uzamasõnõn hukuka inancõ zedeleyeceğini söyledi, mahkeme heyetinin genişletilmesini istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Ergenekon’da soruşturma sürecinin uzatõlmasõnõn adalete ve hukuka inancõ zedeleyeceği uyarõsõnda bu- lundu. Bahçeli, bu süreçte Türk Silahlõ Kuv- vetleri’nin karalama kampanyalarõ karşõsõnda zayõf ve korumasõz bõrakõlmasõnõn da bir “yö- netim zafiyeti” olduğunu söyledi. Bahçeli, grup toplantõsõnda Ergenekon’da- ki 10. dalga operasyonuyla ilgili ilk kez ka- muoyuna dönük açõklamalarda bulundu. Er- genekon davasõnõn aşamalarõnõn “çok sayıda tutuklu şahıs” ile devam ettiğine işaret eden Bahçeli, şunlarõ söyledi: “Davayla ilgili so- ruşturma ve kovuşturma sürecinin uzun sürmesi toplum üzerinde tedirginlik yara- tacak, adalet ve hukuka olan inancı zede- leyecektir. Davanın en kısa sürede sonuç- lanması mutlak bir zorunluluk olarak kar- şımızdadır. Bu nedenle, davanın genişleyen kapsamı ve derinleşen hukuki boyut ve an- lamı dikkate alındığında, dar bir hukukçu kadrosu ile çözülemeyecek boyutlara yük- selmiş olması, mahkeme heyetinin ilave ted- birlerle ve kadrolarla usulü çerçevesinde desteklenmesini zorunlu kılmaktadır.” Ergenekon davasõ kapsamõnda gözaltõna alõnan ve yargõlananlar arasõnda TSK men- suplarõnõn bulunmasõ nedeniyle TSK’nin giz- li ve karanlõk işlerle ilintili gösterilmeye ça- lõşõldõğõna dikkat çeken Bahçeli, şu ifadeleri kullandõ: “Suç işleyenlerin tespiti ve ce- zalandırılması ayrı bir konudur, bu suça iştirak ettiği iddiası ile bütün bir kurumun zan altında bırakılması farklı bir konu- dur. Terör örgütü ile mücadeleyle geçen yılların ardından binlerce şehit ve gazi vermiş ve bugün bu mücadeleyi başarı ile sürdürmeye çalışan Türk ordusunun ka- ralama kampanyaları karşısında zayıf ve korumasız bırakılması bir yönetim zafi- yetidir.” AKP’nin bütün siyasi düşüncele- re saygõ ile yaklaşmasõ gerektiğini kaydeden Bahçeli, “Aksi halde, AKP’nin sayısal ço- ğunluğu demokratik güç olmaktan çıka- cak, tek parti diktasının ya da Baas reji- mi arayışlarının tehlikeli darboğazlarına sürüklenecektir” dedi. ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) dün Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin başkanlõğõnda toplandõ. Şahin, kurul toplantõsõndan ayrõlõrken ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Bir gaze- tecinin, “Kurulun rutin toplantısı ama toplantıda Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bazı kaygıların ele alındığı yö- nünde iddialar var” sorusu üzerine Şahin, “İtirazları İnceleme Kurulu’nun top- lantısı vardı. Ayda bir yapılır. HSYK’nin asil ve yedek üyeleriyle bir araya gele- rek, İtirazları İnceleme Kurulu oluşur. Gündemimizde, bahsettiğiniz konular- la ilgili herhangi bir başlık yoktur” ya- nõtõnõ verdi. “Kaygıların giderilmesi adı- na özel hayata yönelik dinlemelerin kı- sıtlanması gibi birtakım önlemler alın- ması gündeme gelebilir mi?” sorusu üzerine Şahin, şunlarõ kaydetti: “Türki- ye’de iletişimin tespiti, teknik takip ya- pılacaksa bunun kuralları vardır. Bu ku- ralların dışında eğer bir işlem yapılı- yorsa, tabii ki bu suçtur. Bana denme- li ki, ‘Şurada hukuk dõşõ bir iletişim tespiti yapõlmõş’... Ben bileyim bunu, ilgili mer- ciler bilsin, üzerine gitmezsek, o zaman bizi eleştirin.” Şahin, “Ergenekon so- ruşturmasını yürüten savcılarla ilgili herhangi bir inceleme olup olmadığı” so- rusuna, “Hayır, benim gündemimde şu anda böyle bir konu söz konusu değil” karşõlõğõnõ verdi. Yargõtay 9. Ceza Dairesi Başkanõ Mah- mut Acar, bazõ basõn yayõn organlarõnda yer alan kendisinin ve daire üyelerinin Er- genekon soruşturmasõnõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz hakkõnda Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na suç duyurusunda bulunduğu şeklindeki ha- berlerin gerçek dõşõ olduğunu bildirdi. Ankara’da HSYK toplanõrken İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin de Beşiktaş’ta Ergenekon savcõla- rõnõ ziyaret etti. Engin gazetecilerin soru- larõnõ, “Burası benim çalışma ofisim, bu- raya gelmem kadar doğal bir şey yok” diye yanõtladõ. Ergenekon savcõsõ Zekeri- ya Öz’den sonra Engin’e de tam zõrhlõ ma- kam otomobili tahsis edildiği öne sürüldü. Engin ise yaptõğõ açõklamada iddialarõ yalanyarak “aracın, İstanbul’a gelen misafirler için kullanıldığını, zırhlı ol- madığını makam aracının Renault Megane marka olduğunu ve uzun süredir bunu kullandığını” belirtti. TEŞEKKÜR Canõm Hocam Dikmen Gürün Uçarer’e tiyatromuza, kültürümüze gazetemize, bizlere (bana) desteğinden dolayõ yürekten Teşekkür ederiz. Emre Erdem Başbakan gözdağı verdi ADALET BAKANI ŞAHİN, HSYK TOPLANTISINDA ERGENEKON’UN GÜNDEME GELMEDİĞİNİ SÖYLEDİ ‘Savcõlara yönelik soruşturma yok’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle