Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
politika rotamız zikzaklar çiziyor.
8 Ağustos’ta başlayan Gürcistan krizi giderek da-
ha çok ülkeyi ilgilendiren uluslararası bir sorun ha-
line geliyor. Yolun sonu; NATO-Rusya gerilimi... Bu-
radaki fay hatları zaten hareketlenmeye başladı.
AKP hükümeti, öncelikle Gürcistan’a iyi görünme
kaygısına girdi. 9 yıl önceki koşullar içinde oluş-
turulmuş, “Kafkas Paktı” önerisini raflardan çıka-
rıp masaya koydu. Başta Gürcistan karşı çıktı. Rus-
ya’nın dikkatle izlediği bu adımların sonrasında Tür-
kiye-Rusya ilişkileri sarsılmaya başladı. İş bir ara
Bakanlar Kurulu içinde krize kadar vardı. Son ola-
rak açıklanan rakam şu:
Rusya’nın Türkiye’ye sınır kapılarında tavır koy-
masından kaynaklanan nedenlerle doğan zarar 500
milyon dolara ulaştı.
Bu durumda şöyle bir saptama yapmak da yan-
lış olmayacaktır:
Gürcistan krizi, olayın doğrudan tarafı olan ül-
keler dışında en çok Türkiye’yi etkiledi! Montrö’yü
herkesin değdiği bir açık kapı durumuna getirmek
de cabası...
Bu yaptığımız arabuluculuk mu, arada kalıcılık mı?
Cumhurbaşkanı Gül, dün Azerbaycan’ın baş-
kenti Bakû’ya gitti. Erivan ziyaretinin ardından İl-
ham Aliyev’le buluşacak. Sızan haberlere göre
Gül, “Azerbaycan’la ilişkilerimizi olumsuz etkile-
yecek hiçbir şey olamaz” diyecek.
Azerbaycan’da seçim sürecine giriliyor. Dağlık
Karabağ’ın statüsüyle ilgili en küçük bir olumsuzluk
iç politikayı doğrudan etkiliyor. Bu durumda Ali-
yev’in Türkiye’nin bastırdığı gibi üçlü bir zirvede
yer alması lehine görünmüyor. Plan o ki; BM ze-
mininde Gül-Sarkisyan-Aliyev buluşacak. So-
runların diyalog yoluyla çözülebileceği mesajı
verilecek.
Bunun olabilmesi için ilk adım atması gereken
Sarkisyan. Ermenistan hangi politikasından vaz-
geçti de, diyalogla sorunlar çözülecek?
Ermenistan için şu aşamada gerekli olan, sı-
nırların açılması ve ülkenin nefes alması. Bu bizim
de lehimize olur. Ama, sonrasında ne olacak?
Kendi durumumuzdan vazgeçtik; ister misiniz
Azerbaycan, Türkiye’nin zorlamalarına tepki gös-
tersin, ilişkilerimiz gerilsin!
O zaman Gül’ün durumu, arabuluculuk mu olur,
arada kalıcılık mı?
Yukarıdaki örneklere benzer bir durum İran’la iliş-
kilerimizde yaşanıyor.
ABD, Irak başarısızlığını örtebilecek bir İran ba-
şarısı istiyor. Bunu yapabilmesi için Türkiye’nin için-
de yer alacağı genel bir desteğe gereksinim var. İran
Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın İstanbul ziyareti
bu açıdan bakıldığında farklı yorumlara yol açtı. Ah-
medinejad, İstanbul ziyaretinin baştan sona İslam
dünyasına mesajlar içerdiğini söyleyip gitti.
O mesajlar aynı zamanda ABD’yeydi.
Türkiye kendi durumunu anlatırken şu tez öne
çıkarıldı:
Biz, iki tarafa da gerçekçi duruşun ne olması ge-
rektiğini söylüyoruz. ABD’ye, her şey askeri güç-
le çözülmez, diyoruz. İran’a, dünyadan soyutla-
narak bir yere varamazsın, diyoruz.
Durum bir ölçek daha gerildiğinde, bu sözlerin
çok anlam taşımayacağı açık.
O gün arabulucu mu olacağız, arada kalıcı mı?
Atasözlerimiz arada kalanlar için hiç de iyi şey-
ler söylemez!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
DİÇ’lerin (Din İman Çeteleri) dinci bir parti (AKP) ik-
tidarında serpilip gelişmesine karşın Başbakan sıfatlı
bir Genel Başkan’ın yolsuzlukları şiddet ve hiddetle
savunması…
Demokrat mı demokrat… AB’nin ABD’nin gözde-
si mi gözdesi… ve fakat:
Kapatma davası Anayasa Mahkemesi’nde karara
bağlanıncaya kadar bedava avukatlığını üstlenen AB
kodamanları, örneğin Joost Lagendijk bile RTE’nin
gerçek kimliğini ve ne kadar demokrat olduğunu an-
lamış görünüyor.
Lagendijk Sevgili RTE’sine yükleniyor; “Bir baş-
bakan, hakkında kötü haber yapılıyor diye medyayı teh-
dit etmemeli” diyor.
Bu kadarla kalmıyor. “Bir politikacının özellikle de
bir başbakanın medyaya ‘şantaj’ yapma ya da ‘bas-
kı kurma’ yolunu tercih etmemesi gerektiğini” söylüyor.
Nihayet, evet nihayet AB; RTE’nin karakter yapı-
sını anlamış, kavramış görünüyor ve şöyle özetliyor:
“Bu tonda çıkışlar yapması karakterinin bir parçası ol-
sa gerek ama kendini biraz tutmalı!”
RTE, yolsuzluklara karışanları değil, aslında ken-
dini savunuyor.
Kimi gerçekleri saptırarak haklı çıkmaya çalışıyor.
Örneğin Almanya’daki Fener davası iddianamesinde
deliller arasında yer alan bir makbuz sorununu ken-
dine yontuyor.
Bu makbuz sanıklardan Firdevsi Ermiş ile sanık
Mehmet Gürhan arasındaki bir para teslimini gös-
teriyor. Makbuza göre parayı teslim eden Ermiş, tes-
lim alan Gürhan.
Fakat nedense makbuz iki dilde düzenlenmiş; Türk-
çe ve Almanca.
Türkçe yazılan paragrafta paranın verildiği adres ola-
rak “Başbakanlık” yazılı. Almanca paragrafta ise
“Başbakan” yazıyor.
Savcılık iddianamesinin Türkçe çevirisinde “Baş-
bakan”a verildiği yazılı.
Deniz Baykal, yeminli çevirmenlerin düzenlediği
Türkçe metindeki ifadeyi kullanıyor. Meblağı belli ol-
mayan paranın 2003 yılında Doğu Asya’daki tsuna-
mi felaketinde zarar görenlere verilmek üzere “Baş-
bakan’a” verildiğini söylüyor.
RTE ise makbuzdaki “Başbakanlık’a” ifadesine sa-
rılıyor; CHP liderine, Başbakanlık’la Başbakan’ı bir tut-
tuğu için saldırıyor.
Oysa ha Başbakan demişsin ha Başbakanlık. Ha
Ali ha Veli!
RTE’nin açıklaması gerek: Başbakan olarak gü-
nübirlik çalıştığı, bilgisi dışında kuş uçmayan Baş-
bakanlık’a giren para ne oldu? Uçtu uçtu da başka-
larının kasasına mı girdi, yoksa dinci ve yeni bir TV’nin
kurulmasına mı ayrıldı? Nerede?
RTE makbuzda Başbakanlık yazılı diye, sözcüklerle
oynayarak aklanmaya çalışıyor.
Tam bir saptırma, basit bir demagojik manevray-
la gerçeğin üstünü örtüyor.
Frankfurt’taki mahkemede Fener soruşturmasını yü-
rüten başkomiser, (1)- Almanya’daki Fener’le Türki-
ye’deki Fener arasında bağlantı olduğunu kanıtlayan
belgeler olduğunu, (2) Deniz Feneri’nin siyasal kimi
ilişkiler içinde bulunduğunu söylüyor.
Hükümetten ses yok. Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin, savcılara emir verilemeyeceğini öne sürüyor.
Ne ki, siyasi bir partinin üçkâğıt oyunlarıyla gelir sağ-
ladığı iddiasına, Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin
mutlaka soruşturulması gerektiğine değinen bir de-
meç vererek savcıları uyarması gerekmez mi? Yap-
mıyor.
Bu suskunluk Deniz Baykal’ın “Din, iman, insanlık
demişler para almışlar. Parayı bir siyaseti -AKP’yi- fi-
nanse etmek için göndermişler” saptamasına haklı-
lık kazandırıyor.
RTE’nin medyaya saldırılarında dediği gibi; AKP dö-
nemindeki “bu hamur daha çok su kaldırır!”
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 11 EYLÜL 2008 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 29
Edirne B 32
Kocaeli B 30
Çanakkale B 30
İzmir B 30
Manisa B 31
Aydın B 35
Denizli B 34
Zonguldak PB 25
Sinop Y 26
Samsun Y 25
Trabzon Y 24
Giresun Y 23
Ankara B 28
Eskişehir B 28
Konya B 27
Sıvas B 23
Antalya PB 32
Adana PB 34
Mersin PB 32
Diyarbakır B 33
Şanlıurfa B 33
Mardin B 31
Siirt B 32
Hakkâri Y 26
Van Y 25
Kars Y 23
Oslo PB 16
Helsinki PB 12
Stockholm PB 16
Londra Y 18
Amsterdam Y 23
Brüksel PB 22
Paris Y 23
Bonn PB 23
Münih PB 26
Berlin PB 24
Budapeşte Y 26
Madrid Y 28
Viyana Y 25
Belgrad PB 29
Soyfa B 29
Roma B 27
Atina A 29
Zürih Y 28
Moskova Y 11
Aşkabat PB 34
Astana PB 21
Taşkent PB 38
Bakû Y 26
Bişkek PB 28
Tiflis Y 22
Kahire A 33
Şam A 34
Yurdun kuzey ve doğu
kesimleri parçalı çok
bulutlu, Orta Karadeniz
kıyıları, Doğu Karade-
niz, Doğu Anadolu’nun
doğusu ile Sinop çev-
releri sağanak ve gök
gürültülü sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler az bu-
lutlu geçecek. Hava sı-
caklığı; kuzey ve iç ke-
simlerde 2 ila 4 derece
azalacak.
ANTALYA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Antalya’nõn Alanya ilçe-
sinde DP’li belediye meclis üye-
si Hilmi Arıkan, turistlerin sokak
ve alõşveriş merkezlerinde mayo
ve bikiniyle dolaşmasõnõn yasak-
lanmasõnõ istedi.
Alanya’da ahlaki bir erozyon
yaşandõğõnõ, yurttaşlarõn da bu du-
rumdan rahatsõz olduğunu öne sü-
ren Arõkan, turistlerin ancak plaj-
da giyilebilecek, hatta orada bile
yadõrganacak kõyafetlerle sokak-
ta dolaştõklarõnõ belirterek, “Yer-
li ve yabancı turistler, nere-
deyse vücudun tamamını açık-
ta bırakan kıyafetlerle cadde,
sokak, anayol, çarşı ve pazarda
pervasızca dolaşıyor” dedi.
Bu tür davranõşlarõn toplumda
huzuru bozma potansiyeli olan
davranõşlar olduğunu iddia eden
Arõkan, “Turistler, kaldıkları
otellerde bile plaj kıyafeti ile lo-
kanta ve bar gibi bölümlere
girmemeleri konusunda levha
ile uyarılıyorlar. Geçmiş yıl-
larda Alanya’da cadde ve so-
kaklarda bu tür uyarılar mev-
cuttu. Şimdi de bu yapılabilir ve
turistler uyarılabilir. İlçede ya-
şayan halkın huzur ve refahını
temin etmekle görevli beledi-
yeye bu konuda önemli görev-
ler düşmektedir. Konuyla ilgi-
li belediyece gerekli hassasiyet
gösterilmezse bu konuda top-
lumda oluşabilecek her türlü
olumsuzluğun maddi ve manevi
vebali altında kalınmış olur.
Bunun hesabı ise verilemez”
diye konuştu.
‘Otellere tabela asılsın’
ANAP’lõ belediye meclis üye-
si Murat Koçak, kendisinin de
bu konudan rahatsõz olduğunu
ancak zabõtalarõn yapacağõ uya-
rõyla çözümün sakõncalõ olacağõ-
nõ söyledi. Yasağõn turizme tela-
fisi mümkün olmayan zararlar
verebileceğini dile getiren Koçak,
“Otel ve tesislerde asılabilecek
tabelalarla turistler, sokağa
mayo gibi plaj kıyafetleriyle
çıkmamaları konusunda uya-
rılabilir” dedi. AKP’li belediye
meclis üyesi Şükrü Sadulla-
hoğlu mayolu gezen bir turisti
uyardõğõnõ anlattõ. Sadullahoğlu,
“Kendisi bana, ‘hiçbir uyarõ ol-
madõğõ için mayoyla dolaştõğõnõ,
uyarõ olmasõ halinde buna uyabi-
leceğini’ söyledi” diye konuştu.
Alanya Belediye Başkanõ Ha-
san Sipahioğlu ise belediye mec-
lis üyelerinin önerileri konusun-
da yorum yapmadõ.
CERN’de ilk adõm başarõyla atõldõ
REYHAN OKSAY
CERN’de 20 yõldõr sürdürülen
çalõşmalar, önümüzdeki gün-
lerde LHC’nin devreye sokul-
masõyla bilim dünyasõ parçacõk
fiziğiyle ilgili çok değerli bil-
gilere erişme şansõna kavuşacak.
Yeditepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dekanõ Prof. Dr.
Ömür Akyüz, CERN’de son
günlerde “büyük patlama ya-
ratılacak” şeklindeki haberle-
rin doğruyu yansõtmadõğõna dik-
kat çekerek, bu çalõşmalarõn
aşama aşama ilerlediğini, çar-
põştõrõlmasõ planlanan proton
huzmelerinin yoğunluğunun ya-
vaş yavaş arttõrõlarak, ortaya
çõkacak manyetik alanlarõn, sõ-
caklõklarõn, vakumlarõn aşama
aşama kalibre edileceğini söy-
lüyor. Ve bu çalõşmayõ, “sonun
başlangıcı” şeklinde nitelen-
dirilen “Normandiya Çıkar-
ması”ndan esinlenerek “baş-
langıcın sonu” olarak değer-
lendiriyor.
Doktora çalõşmalarõnõ
CERN’de tamamlayan ODTÜ
Fizik Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Mehmet Zeyrek,
CERN’de başlatõlan bu çalõş-
malarõn gerçek başlangõcõnõn
100 yõl öncesinde, yani Eins-
tein’õn görelilik kuramõnõ ge-
liştirmesiyle başladõğõnõ ileri
sürüyor. O tarihten sonraki bi-
limsel bulgularõn õşõğõ altõnda
bugünlere gelindiğine işaret
eden Zeyrek, LHC’deki de-
neylerin de bir sonuç değil, sü-
recin bir aşamasõ olduğuna dik-
kat çekiyor.
Nominal enerjiye ulaşma
2009’un ilk aylarında
Dünkü deneyde proton huz-
melerinin õşõk hõzõna yakõn bir
hõzda soğutulmuş halkadan ba-
şarõyla geçirildiğini belirten Zey-
rek, bunun da yerin 100 metre al-
tõnda 27 km. uzunluğundaki
halkada parçacõklarõn yolunun
üzerinde hiçbir engelin olmadõ-
ğõ anlamõna geldiğini söylüyor.
Protonlarõn ekim ayõnda çarpõş-
tõrõlmasõnõn ve 2009 yõlõnda no-
minal enerjiye ulaşõlmasõnõn
planlandõğõnõ belirtiyor.
CERN’in yöneticisi Robert
Aymar ise dünkü deneyle ilgi-
li şu açõklamalarõ yaptõ:
“Şu anda iki mutluluğu bir
arada yaşıyoruz; biri önemli
bir aşamayı başarıyla ta-
mamlamış olmak; bir diğeri
de önümüzde bizi bekleyen
önemli keşiflerin yolunun açıl-
mış olmasıdır.” Aymar gelecek
haftalarda proton huzmelerinin
halkadan iki yönlü olarak, aynõ
anda geçirilerek yüksek hõzda
çarpõşma yaratmayõ planladõk-
larõnõ belirtti. Bu deneyleri bü-
yük bir heyecanla izleyen bilim
insanlarõ bu küçük çarpõşmala-
rõn sonucunda elde edilecek
verileri bekliyor. Olasõlõklar-
dan biri bu çarpõşmalarõn mad-
denin oluşumuna yol açmasõ.
Dolayõsõyla maddeye kütlesini
veren “Higgs Bozonları”nõn
varlõğõ doğrulanmõş olacak.
Avrupa-ABD
Profesör Zeyrek, projede bu-
gün 10 bine yakõn bilim insa-
nõnõn çalõştõğõnõ ve bunlarõn
arasõnda 50 kadar Türk bilim in-
sanõnõn da yer aldõğõnõ belirti-
yor. Bilinenlerin tersine bu pro-
jede yüzde 10 kadar Amerika-
lõ bilim insanõnõn da çalõştõğõna
dikkat çeken Zeyrek, parçacõk
fiziğiyle ilgili çalõşmalarda Av-
rupa ülkelerinin ABD ile hem
yarõştõğõnõ hem de işbirliği yap-
tõğõnõ söylüyor. Kaldõ ki
ABD’nin Chicago kentinde bu-
lunan başka bir çarpõştõrõcõnõn
devrede olduğunu ve bunun
proton başõna enerjisinin 7 kat
daha düşük olduğunu belirtiyor.
Kıyamet senaryoları
amacına ulaşmadı
Bu arada CERN’deki deneyin
antimadde veya kara delik ya-
ratacağõnõ ileri sürerek korku ya-
ratmaya çalõşan kõyamet senar-
yolarõ yazarlarõ, Dünya’nõn ka-
ra delikler tarafõndan “yutula-
cağı” iddiasõnõn dayanaksõz ol-
duğunu belirten bilim insanlarõ
tarafõndan şiddetle yalanlandõ.
Zeyrek, çarpõşmalarõn sonu-
cunda elde edilecek olan küçük
kara deliklerin termo-dinamik
yasalarõna göre -mini kara de-
likler oluşsa bile- çok kõsa za-
man aralõklarõnda başka parça-
cõklara bozunarak yok edilece-
ğine dikkat çekiyor.
Turistin bikinisi rahatsõz etti
BEHZAD BARIŞ
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
- BM Genel Sekreter Ban Ki-
mun tarafõndan düzenlenen “Te-
rör Mağdurlarına Destek Sem-
pozyumu” başladõ. Toplantõda
konuşacak 18 terör mağduru
arasõnda, Ankara’da 1 Ağustos
2003’te meydana gelen terör
saldõrõsõnda yaralanan polis me-
muru Osman Kaya da bulunu-
yor. Kolombiya’nõn gerilla gru-
bu FARC tarafõndan 2002’de
kaçõrõlan ve 6 yõl rehine olarak tu-
tulduktan sonra iki ay önce kur-
tarõlan Ingrid Betancourt,
BM’nin terör mağdurlarõna ulus-
lararasõ statüsü vermesi gerekti-
ğini belirtti. Ban Ki-mun öneri-
yi değerlendireceğini belirtti.
BM’de ilk kez bu konuda dü-
zenlenen sempozyumun ilk otu-
rumunun başkanlõğõnõ Türki-
ye’nin BM Daimi Temsilcisi Bü-
yükelçi Baki İlkin yaptõ. İlkin,
toplantõnõn siyasi bir içerik taşõ-
madõğõnõ, BM’nin amacõnõn terör
mağdurlarõnõ desteklemek oldu-
ğunu belirtti. Ban Ki-mun da
yaptõğõ açõklamada, BM’nin tarihi
bir gün yaşadõğõnõ belirterek “Biz
bugün burada ortak bir amaç
için toplandık, bu amaç terör
kurbanlarına destek vermek”
dedi. Terorizmin kurbanlarõ ara-
sõnda hiçbir ayrõm yapmadõğõnõ
belirten Ban, “Biz bugün terör
kurbanlarını anıyoruz, Lon-
dra’da, New York’ta, Mad-
rid’de, İstanbul’da, Cezayir’de,
Bağdat’ta meydana gelen terör
saldırılarını her zaman anım-
sayalım” diye konuştu. Ban Ki-
mun, 2006’da BM Genel Kuru-
lu’nda kabul edilen Terorizmle
Mücadele Küresel Stratejisi’nin
BM’ye üye ülkelere teröre karşõ
işbirliği yapma ve terör mağdur-
larõna destek olma amacõ taşõdõ-
ğõnõ da belirtti. Toplantõya terör
mağdurlarõnõn yanõ sõra sivil top-
lum örgütleri, gazeteciler ile böl-
gesel kuruluşlar ve üye ülkelerin
temsilcileri katõlõyor.
Kolombiya’nõn gerilla grubu
FARC tarafõndan 2002 yõlõnda ka-
çõrõlan ve 6 yõllõk rehinelik ma-
cerasõndan sonra iki ay önce kur-
tarõlan Ingrid Betancourt, Ban
Ki-mun ile birlikte katõldõğõ ba-
sõn toplantõsõnda, BM’nin terör
mağdurlarõna uluslararasõ statüsü
vermesi gerektiğini belirtti.
BM’den web sitesi istendi
Betancourt, terör kurbanlarõy-
la ilgili olarak BM tarafõndan
bir web sitesi açõlmasõnõn ve kur-
banlar ile bilgilerin bu siteye ko-
nulmasõnõn terorizm ve terör kur-
banlarõna karşõ ilgisizliği sona
erdireceğini söyledi. Betancourt,
bazõ totaliter devletlerin kendi
ülkelerinde terör kurbanlarõnõn
olduğu gerçeğini sakladõklarõnõ
belirterek uluslararasõ alanda te-
rör kurbanlarõna verilecek bir
statünün terör kurbanlarõnõn hak-
larõnõ iyileştireceğine inandõğõnõ
kaydetti. Betancourt, dünyada
tüm sorunlarõn çözümünün ara-
cõnõn ise sevgi ve diyalog oldu-
ğunu vurguladõ. Ban, Betanco-
urt’un önerisine katõlõp katõlma-
dõğõnõn sorulmasõ üzerine öneri-
yi değerlendireceğini belirtti.
Mağdurlara uluslararası statü
BM’de düzenlenen sempozyumda terör mağdurlarõnõn sorunlarõ tartõşõldõ
Fransa’nın eski Sağlık Bakanı Simone Veil ve Desmond Tutu sempozyumda bir konuşma yaptı.
Talat: Rumlar
çözüm istemiyor
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet
Ali Talat, Rum tarafõnõn çözüm için takvim ka-
bul etmediğini, kendisinin ise Kõbrõs sorununu
Haziran 2009’da yapõlacak Avrupa Parlamentosu
seçimlerinden önce çözüme ulaştõrmak istediğini
söyledi. Talat, AB’nin de Rum kesimini çözüm
için teşvik etmesi gerektiğini belirtti.
Kõbrõs’ta taraflarõn yeni bir kapsamlõ görüşme
süreci için masaya oturmalarõnõn öncesinde,
Brüksel’de dün Avrupa Politika Merkezi’nde ko-
nuşan Talat, kapsamlõ çözüm umudu belirdiğinde
Rum lider Dimitris Hristofyas’tan taleplerini ba-
sõna değil kendisine söylemesini istediğini, ancak
Hristofyas’õn müzakere masasõnda görüşülmesi
gereken konularõ basõna yansõtmasõ yüzünden
meselelerin çözümünün güçleştiğini ifade etti.
Talat, Türk ordusunun Kõbrõs’ta çözüm müza-
kerelerine nasõl yaklaştõğõnõn sorulmasõ üzerine,
“Türkiye, çözümü tüm kurumlarıyla destekli-
yor. Bazı kurumlarda bazı endişeler olabilir.
Türkiye’nin desteği olmadan, garantisi olma-
dan Kıbrıslı Türkler çözümü kabullenmez”
dedi. Kõbrõs’taki asker sayõsõnõn kapsamlõ çözüm
müzakerelerinde ele alõnacağõnõ anõmsatan Talat,
barõş halinde mevcut rakamõn azaltõlmasõndan
yana olduklarõnõ dile getirdi. Talat, müzakerele-
rin başlamasõ nedeniyle Kõbrõs’taki Türk barõş
gücünün BM ya da AB misyonuyla değiştirilme-
si önerisi üzerine, 1963-1974 tarihleri arasõnda
İngiliz askerlerinin de, BM’nin de barõşõ koruma
görevini üstlendiklerini fakat başarõlõ olamadõk-
larõnõ ve Türk toplumunun bundan büyük zarar
gördüğünü hatõrlattõ. Toplantõ sonrasõnda Türk
gazetecilere konuşan Talat, “Rum tarafının çö-
züme çok fazla ihtiyacı yok, Rum kesiminde
iyimserlik yok. Türk toplumunda ise yaşanı-
lan deneyimlerden sonra heyecan yok” dedi
Alanya Belediye Meclisi’nin DP, ANAP ve AKP’li üyeleri yerli ve yabancõ turistlerin
sokak ve alõşveriş merkezlerinde mayoyla dolaşmasõnõn yasaklanmasõnõ istedi
Parçacõk fiziğiyle ilgili 20 yõldõr süren ve aralarõnda yaklaşõk 50 Türk’ün de olduğu 10 bine
yakõn bilim insanõnõn görev aldõğõ projede yüksek hõzda çarpõşma için hazõrlõk yapõlõyor
AB’YE TEŞVİK ET ÇAĞRISI
Yeni formalar görücüye çıktı
ANKA-
RA (ANKA) -
Gelecek yõl
mavi önlükle-
rin tarihe karõ-
şacağõnõn açõk-
lanmasõnõn ar-
dõndan, ilköğ-
retim ve orta-
öğretim okul
kõyafetlerine
ilişkin model-
ler Kõz Teknik
Öğretim Genel
Müdürlüğü tarafõndan hazõrlanarak Milli Eği-
tim Bakanlõğõ’nõn internet sitesinde görücüye
çõktõ. 4 farklõ kõyafet tasarõmõndan en çok beğe-
ni toplayanõn tercih edileceği bildirildi.
Ankara’da Kıbrıs diplomasisi...
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki-
ye KKTC’de bugün başlayacak kapsamlõ görüş-
meler öncesinde BM Genel Sekreteri Ban Ki -
mun’un Kõbrõs Özel Danõşmanõ Alexander
Downer’õ ağõrladõ. Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dõşişleri Ba-
kanõ Ali Babacan ile bir araya gelen temsilci,
çözüm için Londra ve Zürih anlaşmalarõ ile sağ-
lanan garanti haklarõnõn korunmasõ gerektiğini
iletti. Downer, bugün adada Dimitris Hristofyas
ile Mehmet Ali Talat arasõnda başlayacak görüş-
melere katõlacak. Öte yandan Erdoğan dün tele-
fonla aradõğõ BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’a
Türkiye’nin çözüm perspektiflerini anlattõ.
Gümrükte 12 Glock yakalandı
Yurt Haberleri Servisi - Habur Sõnõr Ka-
põsõ Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü ekipleri,
Irak’tan Türkiye’ye giriş yapan bir kamyonda
arama yaptõ. Kamyonda 12 Glock marka taban-
ca ele geçirildi. Gümrükler Muhafaza Genel
Müdürü Neşet Akkoç, “Silahlarõn tetik tertibat-
larõ yok. Aramalarda ayrõca Irak menşeli 7.65
çapõnda tabanca da bulundu” diye konuştu.