Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
umduklarını söyledi. Öyle anlaşılıyor ki fazlasıyla da
buldu. En azından görüntü böyle.
Doğuya doğru giden bir geminin güvertesinde
hızla Batı’ya koşuyormuş görüntüsü veren AKP’nin bu
tutumu küresel kabul görmüş durumda.
Batı giderek militanlaşan bir biçimde AKP’cileşiyor.
Artık denge gözetmeyi de bir kenara koydular, açık
bir biçimde Türkiye=AKP denklemine geldiler.
The Economist geçen günlerde şöyle bir başlık at-
mıştı:
Erdoğan laikleri ürkütmeden yürümeli!
Çok çok affedersiniz, sanki laikler arada bir haşin-
leşen vahşi bir yaratık. Onları ürkütmemek, olabildi-
ğince sakin davranmak ve tatlı tatlı uyuşturmak ge-
rekiyor...
Batı’nın akıl hocalığına teslim olan AKP de verilen
kopyaları başarılı bir şekilde temize geçiyor.
AB’den ABD’ye Batı’nın bu tutumu üç temel nedene
dayandırılabilir...
1- AKP istedikleri her şeyi yapıyor. Önceki hükü-
metler döneminde sağından soluna ne olursa olsun
Türkiye’nin temel çıkarları önde gelirdi. Örneğin AKP
hükümetine dek Kıbrıs’la ilgili bütün kararlar Meclis’te
oybirliğiyle çıkmıştır. İlk kez AKP döneminde böyle bir
oybirliğinin olmadığını görüyoruz. Kimi temel ekono-
mik kararlar da aynı şekilde ilerliyor.
2- Türkiye’yi Ortadoğu’ya model yapmak istiyorlar.
Atatürk’ün koyduğu temel hedef, Türkiye’nin çağdaş
uygarlık düzeyine çıkmasıydı. Batıcı olması da değildi.
Çağdaş uygarlık düzeyi neyse Türkiye’nin olması ge-
reken yer orasıydı. Batı ise Batı, Doğu ise Doğu... Oy-
sa AKP ile birlikte Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Pro-
jesi’nin (BOP) model ülkesi yapılmaya başlandığını gö-
rüyoruz.
3- AB “kendisine uzak” bir Türkiye’yi seviyor. AB Tür-
kiye’yi ne tam olarak içine alma, ne de dışlama ni-
yetinde. Bunun ortasında bir yol bulabilmesi için Tür-
kiye’nin AB değerlerinden uzak olduğunu Türkiye’ye
de kabul ettirmesi gerekiyor. AKP ile birlikte Ortado-
ğu’ya model olmuş bir Türkiye’ye karşı AB’nin eli da-
ha da güçlenecek. Diyecek ki; “Arkadaş görüyorsun,
senin kültürün benimkinden çok farklı. Yaşam biçi-
minden eğitimine, her şeyle bizim dışımızda bir yapı-
ya dönüştün. Bunu biz değil sen istedin. Bu durum-
da biz seni içimize alamayız.”
Nedenler uzatılabilir, ama bize göre bu üç temel şık,
AKP ile küresel yapıyı sarmaş dolaş yaptı. Dileriz dü-
ğüm olmazlar.
Yukarıda sıraladığımız şıklardan birincisinin ekonomi
boyutunu biraz açalım...
İçerden dışardan pek çok kuruluş Türk ekonomi-
sinde iki noktaya dikkat çekiyor:
1- Üretim ekonomisinden koptunuz.
2- Cari açık başınıza iş açabilir.
Buna bir ek de biz yapalım:
İşsizlik olağanüstü boyutlarda artıyor. İş Kurumu ra-
kamlarına göre 2 milyon 164 bin “İş arıyorum” diyen
işsize karşılık, 1 milyon 703 bin “İş bulma umudumu
yitirdiğim için artık aramıyorum” diyen işsiz var. Bize
göre ikinci rakam birincisinden daha vahim. Ancak bu
gerçekler ekonomik tabloya yansımıyor. Medya “İş ara-
mıyorum” diyenleri istatistiğe katmıyor, “İşsizlik aza-
lıyor” yalanını habermiş gibi sunuyor.
Bu küresel yapı, AKP Türkiye’yi ekonomik krize sok-
mamış gibi göstermek için her şeyi yapıyor. Tabii kar-
şılığını da istiyor:
Temel varlıklarının tümü bir bir benim olacak!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Ahmedinejad’dan bir şeyler koparmasına olanak
sağlamadı.
Diğeri de herhalde Moskova’da da Gürcis-
tan’ın toprak bütünlüğünü savundu; ne ki Gürcü
topraklarına ayak bastığı sırada Rusya Dışişleri Ba-
kanı Lavrov’un havada bulut sen bu konuyu
unut diyen açıklaması ile karşılandı.
Moskova’da Gürcistan üzerinden Ceyhan’a
ulaşan boru hattı için güvence arayan RTE, Med-
vedev ile Putin’den bu konuda güvence aldı ise;
bu, başarısızlığı örtmeye yeter de artar bile.
Anladık; Türkiye bölgede coğrafi konumu ne-
deniyle büyük ve güçlü devlet. Ama bu, RTE’ye
herhalde Rusya’yı Mihail Saakaşvili’nin önüne
koyduğu fırsattan vazgeçirme yetki ve yetisini ver-
medi.
-Şayet RTE ders çıkardı ise- Tiflis gezisine iki açı-
dan yararlı oldu denilebilir.
Dost büyük devletlerin, Batı’nın diplomatik bir
dille ancak kendi yararlarını gözeten söylemlerine
inanarak -Saakaşvili gibi- yola çıkmanın ne den-
li zararlı sonuçlar verdiğine tanık olmasını sağla-
mış olabilir.
Bir diğer ders de; denize düşen adamın beni kim
itti diye haykırması gibi; Saakaşvili’den Rusya’yı
harekete geçiren askeri harekâta kimin kışkırttığını
dinlemiş ve böylece Batı’nın esnek vaatleriyle ulu-
sal davalarda oyunlara girişmenin ne denli sakın-
calı olduğunu anlamış da olabilir.
“Kardeşler” evvel Allah ve ya nasip diye yola çık-
tılar. Barış meleğimiz Moskova’dan sıfır kere sıfır,
elde var sıfır sonuçla Tiflis’e uçtu.
Çankaya’daki ise İran Cumhurbaşkanı’nı öptü,
sırtını sıvazladı. Ziyarete ne denli önem verdiğini
halka, İstanbul’u hapishaneye çevirerek kanıtladı.
Lakin Türkiye için önemli olan konulardaki anlaş-
malara imza attıramadı.
Çankaya’dakini destekleyen haber ve yorumlar
arasında İran’ın dost ve kardeş dediği Türkiye’ye
izlediği politikaların gerçek yüzünü gösteren ya-
zıyı Milliyet’te Güngor Uras yazdı: “Şunu kabul
edelim” diyor, “İran ile ekonomik ilişkiler başlar, so-
nuçlandırılamaz”.
Yarım yüzyıla yakın zaman içinde başkentte, dev-
leti yönetenlerden dinlediğim, ama diplomasi ge-
reği açıklanamayan söylemleri doğruluyor bu
saptama.
Bugün olduğu gibi; Şah döneminde de İran’la
gerek doğalgazın ve gerekse akaryakıtın Türkiye’ye
nakli görüşmeleri yapılır, anlaşma imzasına gelindiği
sırada Tahran mutlaka yeni bir neden bulur, an-
laşmanın imzası bir başka bahara kalırdı. 1965’ler-
den, Şah zamanından beri kimi ortak projeler bir
türlü gerçekleşemedi. Bugün olduğu gibi!
Bir yanda ABD baskısı, diğer yanda isteksiz İran:
Çankaya’dakinin saatlerce dil dökmesine kar-
şın; “İran ve Türkmenistan doğalgazını Türkiye üze-
rinden Avrupa’ya nakledecek boru hattı inşaatı” ile
“Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın İran’ın
Güney Pars doğalgaz yataklarına yaklaşık 3.5
milyar dolarlık yatırım yapması” için imzalanan mu-
tabakat zaptının anlaşmaya dönüşmesi “İran’ın (da-
ha önceleri olduğu gibi) kimi yeni talepleri nede-
niyle” sağlanamadı.
Uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı yapan İhsan
Sabri Çağlayangil, Şah döneminde İran’la sıcak
ve yakın ilişkiler kuran bir diplomattı ama gerçekçi
bir siyaset adamıydı.
Bursa’daydık, teleferikle Uludağ’a çıkardı. Bir ara
kıs kıs gülerek, “…Şah Pehlevi Bursa’ya geldi, te-
leferiği gördü ve Tahran’a döner dönmez aynısı-
nın yapılması için emir verdi” dedi ve ekledi:
“Türkiye’yi kıskanırdı.”
Yine Çağlayangil’den dinlemiştim; Şah Pehlevi,
Topkapı Sarayı’nı gezerken Yavuz Sultan Selim’in
savaşta yendiği Şah İsmail’in İstanbul’a getirdi-
ği tahtına bakmadan hızla önünden geçerdi.
Çankaya’daki ile Ahmedinejad görüşmesinin tek
olumlu sonucu; taraflar arasında terorizm, uyuş-
turucu kaçakçılığı, kütüphanecilik gibi alanlarda iş-
birliği sağlayacak klasik bir anlaşma!
İran’dan halen ithal etmekte olduğumuz doğal-
gazda kış aylarında görülebilen kesintilerin önü-
ne geçilmesi isteğimize bile İran olumlu yanıt ver-
medi.
Dünya; “dostları alışverişte gördü!”...
[email protected]
SAYFA 16 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 32
Edirne B 36
Kocaeli B 33
Çanakkale B 32
İzmir B 34
Manisa B 37
Aydın B 38
Denizli B 38
Zonguldak B 26
Sinop B 27
Samsun PB 28
Trabzon Y 28
Giresun Y 28
Ankara B 33
Eskişehir B 31
Konya B 32
Sıvas PB 28
Antalya B 35
Adana Y 34
Mersin Y 32
Diyarbakır PB 38
Şanlıurfa PB 38
Mardin PB 36
Siirt PB 37
Hakkâri PB 31
Van PB 30
Kars Y 27
Oslo Y 19
Helsinki Y 19
Stockholm Y 22
Londra Y 20
Amsterdam Y 21
Brüksel Y 20
Paris Y 21
Bonn Y 21
Münih PB 21
Berlin PB 21
Budapeşte PB 24
Madrid B 31
Viyana PB 18
Belgrad PB 27
Soyfa B 34
Roma PB 27
Atina PB 32
Zürih Y 22
Moskova PB 32
Aşkabat B 33
Astana B 30
Taşkent B 37
Bakû PB 30
Bişkek B 28
Tiflis PB 25
Kahire PB 36
Şam B 35
Yurdun iç ve doğu ke-
simleri parçalı ve çok
bulutlu, Doğu Karade-
niz, Doğu Anadolu’nun
kuzey ve batısı ile Do-
ğu Akdeniz kısa süreli
sağanak ve gökgürül-
tülü sağanak yağışlı di-
ğer yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığı yağış alan yer-
lerde 1 ile 3 derece
azalacak.
Her konuda bilgi sahibidirler.. Spordan si-
yasete, ekonomiden kültüre... Onlar bilirler...
Sapla samanı karıştırırlar, olsun!.. Onlar li-
beraldir, Müslüman demokrattır, sol geldi-
ğinde devrimci!..
Onların yazılarını okurken Aziz Nesin’i
anımsarım...
Yaşasaydı ve bugünleri görseydi neler
yazardı acaba?
AKP ampulünün uç uç böcekleri gibidirler...
Tarikat şeyhlerinin sofralarına kurulurlar... Ye-
ni Dünya Düzeni’ni savunup DİSK’e, ,TÜSİAD’a
zaman zaman övgüler düzüp, zaman zaman
saldırırlar...
Hele içlerinde bir tanesi var ki, neredeyse 40
yıldır tanırım... Söke Ovası’nda toprak işgal-
lerinden, Ayvalık’tan, Kaz Dağları’ndan,
Ege’de tütün, Karadeniz’de fındık, çay mi-
tinglerinden...
Ben onlara “Liberal Tosuncuk”ların kı-sal-
tılmışıyla seslenirim:
“Liboşlar!”
Bazıları tarikatçı medyada yuvalanmışlardır
bazıları ise çok satışlı gazetelerde...
Dayanışma içindedirler...
Bazıları Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve Er-
dal İnönü’ye danışmanlık yapmış, bazıları
Turgut Özal’dan başlayarak Tansu Çiller ve
Mesut Yılmaz’ın peşinde koşmuştu...
Yıllar ne çabuk geçiyor...
Şimdilerde Tayyip Bey’in kayığındalar...
Geçmiş yıllarda ben onlara “zibidiler” diye
seslenirdim, şimdilerde “sapı silik takımı” de-
yip geçiyorum...
Onlar Anayasa Mahkemesi’ni çağdışı bulurlar,
laikliği tek parti döneminden kalmış baskıcı bir
yönetim biçimi olarak görüp, AKP’yi “de-
mokrasinin ve özgürlüğün simgesi” diye top-
luma yuttururlar...
Gazetelerde köşeleri, televizyonlarda prog-
ramları, vakıf üniversitelerinde kürsüleri,
holdinglerde danışman odaları...
Her ay yurtdışına çıkarlar.. Brüksel, Berlin,
Londra üçgeninde konuşmalar yapıp binlerce
Avro’yu ceplerine indirirler...
Lailklik olmadan demokrasi olur mu?
Olmaz!
Bunu onlar da bilir ama işlerine gelmediği için
kıvırırlar...
Şimdilerde ellerinde “Ergenekon Oyunca-
ğı”, dincilerle birlikte eğleniyorlar...
Susurluk Çetesi ortaya çıktığında suspus
olan bizim liboşlar bugünlerde pek yaman...
Demokrasi, özgürlükler... Hukuk, insan hak-
ları... Faili meçhul cinayetler...
Yahu siz Güneydoğu’da faili meçhul cina-
yetler işlenirken neredeydiniz? Vedat Aydın,
Musa Anter, Behçet Cantürk, Savaş Buldan,
Mehmet Sincar öldürüldüğünde neden tek sa-
tır yazmadınız?
Bazıları Tansu Çiller ve Necmettin Erba-
kan’ın, bazıları da Mesut Yılmaz’ın danış-
manlarıydılar...
Bizim “liboş” takımının gittiği yolun “ABD
Doları ve Avro ambarı”na ulaştığını fark
eden yeniyetmeler ise ağabeylerinin izinde...
Türkçeyi ne doğru dürüst yazıyorlar ne de
konuşabiliyorlar...
Her biri “turfanda hıyar” gibi boy boy!..
Cihangir barlarında ve kafelerinde buz-
lu badem niyetine alıp yiyebilirsiniz...
Hadi dedelerinin, Şahin amcalarının izle-
rini sürüyorlar...
Fırsat bu fırsat ya tutarsa!
Yeniyetmeler, dedeleri ve amcaları gibi sap-
la samanı karıştırıp onlara özendiklerinden,
yazılarının sonuyla başı birbirini tutmuyor.
Yirmi paragrafta ne virgül var ne nokta...
Yazıda İngilizce kelime Türkçeden fazla...
Medya patronları, genel yayın yönetmenle-
ri bunları kulağından yakalayıp “Sen önce ya-
zı yazmayı öğren, sonra gel” neden demiyor?
Yeniyetmeler torpilli...
Ağabeyleri, dedeleri, amcaları gibi hem üni-
versitede çalışıyor, hem televizyon programı ya-
pıyor, hem bir bankada kültür danışmanlığı hiz-
meti veriyor, hem de yazı yazıyor...
Medyamız kuşatılmış vaziyette...
Liboşlar, Müslüman demokratlar, tarikat
şeyhlerinin müritleri...
Laiklik ne ki!..
Vur poposuna gitsin.
Fethullah Gülen, ABD’den dönüp Türkiye’ye
gelsin, yeni çağdaş anayasa yapılsın... İlkokul
mezunları cumhurbaşkanı olsun!..
[email protected]
Faks numaramız: 0212 343 72 69
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Dönekler...
Montrö Sözleşmesi
ve Türk Boğazlarõ
Montrö Sözleşmesi 20
yõllõk bir süre için yapõl-
mõştõr; yani sözleşme
1956 yõlõnda sona ermiş
olabilirdi. Ancak, bu so-
na erme için taraf dev-
letlerin birinin, sözleş-
meyi sona erdirme iste-
ğini bildiren bir bildirim
yapmõş olmasõ gereki-
yordu (madde 28/4). Hiç-
bir devlet, böyle bir bil-
dirimde bulunmadõğõ
için, sözleşme sürekli
olarak yenilenmektedir.
Bu durum, Montrö Söz-
leşmesi’nin, gerçekçi bir
temele dayandõğõnõ gös-
termektedir.
Türk Boğazlarõyla il-
gili kazanõmlarõmõz, seç-
kin diplomatlarõmõz ve
onlara teknik alanlarda
destek veren uzman de-
nizcilerimiz ve hukuk-
çularõmõzõn çabalarõyla
bugüne kadar ustalõkla
korunmuş ve geliştiril-
miştir.
Bu arada, rahmetli
ağabeyim Kaptan-Avu-
kat Gündüz Aybay’õn
öncülük ettiği bir giri-
şimle Türk Boğazları
Trafik Düzeni Tüzüğü
hazõrlanmõş ve Uluslar-
arasõ Denizcilik Örgü-
tü’nün (IMO’nun) ko-
nuyla ilgili itirazlarõ da
başarõyla önlenmiştir.
Dõşişleri Bakanlõğõmõz
kadrolarõnda, Boğazlar
konusunda deneyimli ve
birikimli diplomatlarõ-
mõz bugün de elbette var-
dõr ve dünyanõn bu çok
duyarlõ bölgesinde, Tür-
kiye’yi zor durumda bõ-
rakacak konumlardan sa-
kõnõlacaktõr.
Baştarafı 2. Sayfada
Prof. Dr. Rona AYBAY
İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi
ÖSS ve YDS sonuçlarõ açõklandõ. Tercih yapan adaylarõn yarõsõndan fazlasõ açõkta kaldõ
Meslek liseleri döküldüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÖSS
ve YDS sonuçlarõ dün açõklandõ. Tercih ya-
pan 1 milyon 179 bin 944 adaydan 505 bin
83’ü önlisans ve lisans programlarõna yer-
leşmeye hak hazandõ. 674 bin 861 aday ise
herhangi bir programa yerleşemedi, önlisans
ve lisans programlarõnda toplam 24 bin 361
kontenjan boş kaldõ. Lisans programõna yer-
leşme oranlarõnda fen ve Anadolu liseleri en
başarõlõ liseler oldu, meslek liseleri ise yine
döküldü.
ÖSYM tarafõndan dün yapõlan açõklama-
ya göre, tercih yapma hakkõ bulunan 1 mil-
yon 574 bin 928 adaydan 1 milyon 179 bin
944’ü tercih listesi gönderdi. Bu adaylardan
265 bin 230’u lisans programlarõna yerleş-
meye hak kazandõ. Tercihte bulunan aday-
lardan 505 bin 83 aday önlisans ve lisans
programlarõna yerleşmiş oldu. Devlet üni-
versitelerinin lisans programlarõnda 125, va-
kõf üniversitelerinin lisans programlarõnda bin
151, KKTC’deki üniversitelerde 5 bin 775,
diğer ülkelerdeki üniversitelerde 303 olmak
üzere toplam 7 bin 354 kontenjan boş kaldõ.
Önlisans programlarõnda ise devlet üniver-
sitelerinde 6 bin 612, vakõf üniversitelerinde
8 bin 507, KKTC’deki üniversitelerde bin 888
kontenjan dolmadõ. Önlisans ve lisans prog-
ramlarõnda toplamda 24 bin 361 kontenjan ise
boş kaldõ, 674 bin 861 aday da açõkta kaldõ.
Açõköğretimde ise 197 bin 614 aday lisans,
130 bin 818 aday da önlisans programlarõna
yerleşti.
Lise birincilerinden ÖSS ve sõnavsõz geçiş
için başvuran toplam 4 bin 260 adaydan 3 bin
541’i yerleşirken 719’u açõkta kaldõ. ÖSS’de
kõz adaylardan 127 bin 778’i, erkek aday-
lardan ise 137 bin 452’si bir lisans programõna
yerleşmeye hak kazandõ.
Sonuçlara göre, fen ve Anadolu liseleri en
başarõlõ liseler oldu. Fen liselerinden başvu-
ran toplam 5 bin 978 adaydan 4 bin 174’ü bir
yükseköğretim programõna yerleşti. Ana-
dolu liselerindeki 111 bin 955 adaydan 58 bin
218’i (yüzde 52) lisans, 4 bin 199’u önlisans
programlarõna, 6 bin 291’i de Açõköğretim Fa-
kültesi’ne girdi. Endüstri meslek lisesi me-
zunu 139 bin 620 adaydan 5 bin 945’i (yüz-
de 4) lisans programlarõna yerleşirken, 42 bin
668’i sõnavsõz geçişle, 1496’sõ ÖSS ile önli-
sans programlarõna, 24 bin 892’si Açõköğ-
retim Fakültesi’ne girme hakkõ kazandõ.
İmam hatip liselerinden sõnava başvuran 59
bin 481 adaydan 3 bin 668’i (yüzde 6’sõ) li-
sans, 3 bin 64’ü önlisans programlarõna, 24
bin 929’u da Açõköğretim Fakültesi’ne yer-
leşti. Sayõsal ve eşit ağõrlõklõ puan türlerinde
en başarõlõ il olan Denizli’den sõnava giren 18
bin 29 adaydan 9 bin 199’u bir yükseköğre-
tim programõna yerleşti.
Ek yerleştirme başvurularõ geçen yõl 1-4
Ekim tarihleri arasõnda alõnmõştõ. Üniversi-
telere kayõtlar 1-8 Eylül 2008 tarihleri arasõnda
yapõlacak. Adaylar YURTKUR’dan sağlanan
burs, öğrenim kredisi, katkõ kredisi ve yurt için
dün başlayan başvurularõnõ 24 Ağustos’a ka-
dar yapabilecekler. Başvurular https://yurt-
kur.osym.gov.tr internet adresinden gerçek-
leştirilebilecek.
Harun Karadeniz anõldõ
İstanbul Haber Servisi
- 68 kuşağõnõn gençlik ön-
derlerinden Harun Kara-
deniz, ölümünün 33. yõl-
dönümünde Karacaah-
met’te bulunan mezarõ ba-
şõnda törenle anõldõ. 68’li-
ler Birliği Vakfõ tarafõndan
düzenlenen törene, 68’liler
Birliği Vakfõ Başkanõ Sön-
mez Targan, Harun Ka-
radeniz’in yakõnlarõ, dö-
nem arkadaşlarõ ve vakõf
temsilcileri katõldõ. Tören-
de konuşan Sönmez Tar-
gan, Harun Karadeniz’in
mücadeleci kişiliğinin ya-
nõnda aydõn kişiliğine de
vurgu yaparak, “Bugün
Türkiye karanlık bir dö-
nemden geçiyor. Özellik-
le Ergenekon adıyla sür-
dürülen bir davanın si-
yasal paçavraya dönmüş
iddianamesiyle, ABD ve
emperyalizme karşı olan
tüm ilerici, yurtsever ve
devrimciler kirletilmek
istenmektedir. Bizler, Ha-
run’lardan aldığımız mü-
cadele geleneğimizle, bu
kirli ve karanlık oyunla-
rın üstesinden geleceğiz’’
dedi.
İstanbul Haber Servisi - Hollan-
da’da yaşamõnõ yitiren DHKP/C lide-
ri Dursun Karataş, Gazi Mahalle-
si’nde düzenlenen törenle toprağa ve-
rildi.
Cenaze töreni için dün sabah saatle-
rinden itibaren kalabalõk bir grup, Ga-
ziosmanpaşa ilçesindeki cenazenin bu-
lunduğu Gazi Mahallesi Hacõ Bektaşi
Veli Gazi Kültür Vakfõ Cemevi önün-
de toplandõ. Cemevi önünde toplanan
yaklaşõk 5 bin kişilik grup, cemevinin
morgunda bulunan Karataş’õn cenaze-
si önünde saygõ duruşunda bulundu.
Daha sonra kortej oluşturan grup, cem-
evi önünden Gazi Mahallesi eski ka-
rakol binasõ önüne dek sloganlar atarak
yürüdü. Kõzõl bayraklar ve Karataş’õn
posterlerini taşõyan grup yürüyüş bo-
yunca çeşitli sloganlar attõ. Bölge es-
nafõnõn dükkânlarõnõ kapattõğõ gözle-
nirken, polis helikopterleri de gün bo-
yunca Gazi Mahallesi’nin üzerinde
güvenlik uçuşlarõ gerçekleştirdi. Ka-
rataş’õn cenazesi Yeşil Cami’de kõlõnan
cenaze namazõnõn ardõndan Gazi Ma-
hallesi’nde bulunan eski karakol du-
rağõna getirildi. Burada toplanan kala-
balõk grup, konuşmalarõn ardõndan Ka-
rataş’õn cenazesi eşliğinde Gazi Me-
zarlõğõ’na kadar sloganlar atarak yü-
rüdü. Geniş güvenlik önlemleri aldõğõ
gözlenen polisin, yürüyüş sõrasõnda
gruba müdahale etmediği gözlendi.
Yürüyüşün ardõndan Karataş, Gazi
Mezarlõğõ’nda toprağa verildi.
İstanbul 1. Ordu Komutanlõğõ 1
No’lu Sõkõyönetim Mahkemesi’nce
1981 yõlõnda açõlan 1243 sanõklõ Dev-
rimci Sol Ana Davasõ kapsamõnda
hakkõnda İnterpolden yakalama emri
bulunan Dursun Karataş’õn “anayasal
düzeni değiştirmeye teşebbüs” su-
çundan ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis
cezasõna çarptõrõlmasõ isteniyordu. Ka-
rataş hakkõnda ayrõca İstanbul 10. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde yine eski
TCK’nin 146/1. maddesi uyarõnca
“anayasal düzeni silah zoruyla de-
ğiştirmeye teşebbüs etmek” suçundan
1993 yõlõndan beri devam eden bir da-
va daha bulunuyor.
Dursun Karataş toprağa verildi
İstanbul Haber Servisi - Karikatürcüler Derneği’nin
düzenlediği 28. Uluslararasõ Nasreddin Hoca Karikatür
Yarõşmasõ sonuçlandõ. Yarõşmada, Büyük Ödül Ende-
nozyalõ Karikatür Sanatçõsõ Arif Sutristanto’ya verildi.
Cumhuriyet Gazetesi Özel Ödülü ise Meksikalõ sanatçõ
Angel Boligan’a layõk görüldü. Ödüller, 28 Kasõm’da
Ankara Sheraton Otel’de düzenlenen törenle sahiplerine
verilecek. Ana sponsorluğunu Koç Holding’in yaptõğõ,
gazetemizin de sponsor kurumlar içinde yer aldõğõ 28.
Uluslararasõ Nasreddin Hoca Karikatür Yarõşmasõ’na 63
ülkeden 910 karikatür sanatçõsõ 910 eserle katõldõ. Bu
yõlki yarõşmanõn jüri üyeleri, Turhan Selçuk, Kadir
Doğruer, Paolo Dalponte (İtalya), Gürbüz Doğan Ek-
şioğlu, Nazan Erkmen, Luiz Carlos Fernandes (Bre-
zilya), Muhittin Köroğlu, Cheong San Lim (Güney
Kore), Leng Mu (Çin), Metin Peker, Tonguç Yaşar,
Thomas Rodriguez Zayas’dan (Küba) oluştu. Karika-
tür ve Mizah Müzesi’nde yapõlan toplantõdaki değerlen-
dirme sonucunda Büyük Ödül’e Arif Sutristanto değer
görüldü. Ödülleri ise Musa Gümüş (Ankara), Agim
Sulaj (İtalya), Shahrokh Heidari (İran) ve Alessandro
Gatto’ya (İtalya) verildi.
Yarõşmada sponsor olan kurum ve kuruluşlarõn değer
gördüğü özel ödüllerin verildiği sanatçõlar şu isimlerden
oluştu:
Nasreddin Hoca Özel Ödülü: Serdar Günbilen/Er-
tan Sertöz, Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü:
Grzegorz Szumowski/Polonya, Jüri Özel Ödülü: Mil-
do Dikov/ Bulgaristan, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Özel Ödülü: İsmet Lokman, Başbakanlık Basın Ya-
yın ve Enformasyon G. Md. Özel Ödülü: George Li-
curici/ Romanya, Koç Holding Özel Ödülü: Feng Gui
Bo/Çin, İBB Özel Ödülü: Nam Myung-Lae/Güney Ko-
re, Çankaya Belediyesi Özel Ödülü: Luka
Lagator/Sõrbistan-Karadağ, Şişli Belediyesi Özel Ödü-
lü: Mahmood Nazari/İran, Akşam Gazetesi Özel Ödü-
lü: Vladamir Kazanesky/Ukrayna, Cumhuriyet Gaze-
tesi Özel Ödülü: Angel Boligan/Meksika, Sabah Ga-
zetesi Özel Ödülü: Erico Junqueira/Brezilya, Milliyet
Sanat Dergisi Özel Ödülü: Ali Aghaey/İran, Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Özel Ödülü: Yang Xiang
Yu/Çin, TRT Özel Ödülü: Goran Divac/Sirbistan-Ka-
radağ, NTV Özel Ödülü: Pavel Kuczynski/Polonya,
Fox Televizyonu Özel Ödülü: Zhi Dong Zeng/Çin,
Serdar Çakırer Özel Ödülü: Lubomir Mihailov/ Hõr-
vatistan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DHKP/C’nin
elebaşõlarõndan Aslan Tayfun Özkök’ün gözaltõna alõn-
masõnõn ardõndan, Rum kesiminden Türkiye’ye iade-
si için gerekli girişimlerin yapõlmakta olduğu bildirildi.
Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõndan edinilen bilgiye
göre, Dursun Karataş’õn ölümünden sonra örgütte
“baş olma” çekişmesi içine girdiği öne sürülen Aslan
Tayfun Özkök’ün iadesi için Rum kesiminin tanõn-
mamasõ nedeniyle dolaylõ yollardan girişimlerde bu-
lunuluyor. Yetkililer, bunun için Interpol ve terorizmle
mücadele çerçevesindeki diğer kanallarõn kullanõldõ-
ğõnõ belirtiyor. Dursun Karataş’õn cenazesine katõlmak
üzere havayoluyla Hollanda’ya gitmek isteyen Aslan
Tayfun Özkök, Kõbrõs Rum kesiminde yakalanmõştõ.
Interpol nezdinde “kırmızı bültenle” aranan,
DHKP/C’nin yönetici kadrosundan Aslan Tayfun
Özkök’ün, Karataş’õn ölümünün ardõndan Musa
Asoğlu ile örgütte “baş olma” çekişmesi içine girdi-
ği öne sürülmüştü.
DHKP/C’nin elebaşılarından
Özkök’ün iadesi isteniyor
Büyük ödül Endonezyalı
Arif Sutristanto’nun