04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER Gürcistan’da başlayan ve şimdilik ya- tışmış gibi görünse de, yepyeni olaylara ge- be olan gelişmelerle, iki gün süreyle İstanbul halkına kan kusturan, İran Cumhurbaşka- nı Ahmedinejad’ın, sırf Atatürk’ü by pass etmek için Ankara yerine İstanbul’a alınan ziyareti yalnızca Avrupa’ya bakmaya alış- mış olan (o da son zamanlarda gittikçe da- ha az bakılır oldu ya!) Türk kamuoyuna ül- kelerinin dünya üzerindeki konumunu bir kez daha düşünme olanağını sağladı. Yeryüzünün en karmaşık jeopolitik nok- talarından birinde yaşayan Türkiye için konumu tarih boyunca başına büyük işler açmıştır. Ülkeler konumlarını değiştirmek olana- ğına sahip değiller. Ama ondan en az za- rarı görmek, hatta belki de en iyi şekilde ya- rarlanmak kendi hünerlerine kalmış bir şeydir. Türkiye de ilginç bir ülke. Bir yandan, 19. yüzyılın başından hele he- le ikinci çeyreğinden itibaren Avrupa’ya meyletmiş (o sırada Osmanlı’nın toprakla- rının önemli bir bölümü de Avrupa kıta- sındaydı) öte yandan, köklerinin Asya’dan geldiğini kabul etmiş (ne kadar Asyalı ol- duğu da ayrı bir tartışma konusu) bugün- kü durumuyla Ortadoğu’da konumlanmış, yeryüzünün iki büyük istikrarsızlık bölgesi, Kafkaslar ile Balkanlar’ı birbirine bağlayan uzun ve hiç değilse bir süreliğine istikrarlı bir koridor konumunda, bir yandan da bir Akdeniz ülkesi. Nihayet Türkiye, 21. yüzyılda büyük rol oynayacak olan Asya’ya açılan Batı’nın uç kapısı. Türkiye gittikçe kıtlaşan enerji kaynak- larının odağında, aynı zamanda Avru- pa’nın büyük enerji gereksiniminin gideril- mesinde kilit rol oynayacak bir enerji ko- ridoru konumunda. Bir zamanlar, büyük bölümü Osmanlı coğrafyasının parçası olan Ortadoğu bü- yük güçlerin çekişme alanı ve her istikrar- sızlık dolayısıyla Ankara’yı yakından ilgi- lendirmekte. Eskisi gibi dünyanın iki süper gücünden biri olma niteliğini yitirmişse de, yine de, kı- sa sürede bölgesel büyük gücün ötesinde yeniden bir dünya gücü olarak sahne almış olan ve Kafkaslar bölgesinde şu anda kri- tik gelişmeler yaşayan Rusya’nın sıcak de- nizlere inen kapısı Boğazlar’ı elinde tutan, bu su yolundan geçişte, Karadeniz’e kıyı- sı olan ülkelere bazı üstünlükler sağlayan Montreux Sözleşmesi’ne uygun olarak geçişleri kontrol eden bir ülke Türkiye. Türkiye bu çok boyutlu bölgede çok yön- lü konumu ile nasıl bir rol oynayabilir? Bu sorunun yanıtı, “Soğuk Savaş” dö- neminde kolaydı. Türkiye NATO’nun uç boyu konumun- daydı. Atatürk döneminin çok boyutlu çok yön- lü, bölge devletleri ve özellikle Kuzey kom- şusu ile ilişkilerine öncelik veren politika- sının bir yana bırakılması ve Ankara’nın Ba- tı’nın ileri karakolu konumuna geçmesinin kusurunu Türkiye’de aramak yanlış olur. Sovyetler Birliği lideri Stalin’in 2. Dünya Savaşı’nın başlamasından hemen önce ve de sonra, dile getirdiği Türkiye’ye yönelik talepleri, Ankara’ya çok yönlü bir politika uygulama olanağı bırakmamıştı. İnönü zamanında, sağlanmaya çalışılan Menderes döneminde güçlü bir şekilde el- de edilen ABD ile işbirliği gerçi 1950 – 60 döneminde kimi zaman akıl almaz aymazlık, hatta haysiyetsizlik çizgisine çekilmiş olsa da, 1960’tan başlayarak Türkiye, kuzey komşusu ile ilişkilerini normalleştirme yol- larını aramış, 1964 yılında Kruşçef’in açı- lımları bu yönde olumlu olanaklar doğur- muş, sağcı Demirel de bu olanakları de- ğerlendirerek, politikamızın çok yönlüleş- tirilmesine katkılarda bulunmuştur. Kısacası Stalin’in Türkiye’nin hayati çı- karlarına yönelik talepleriyle, bölgedeki varlığını NATO bekçiliğine feda etmek ko- numuna düşmüş olan Ankara on yıllık ay- mazlığın sonunda, bölgede çok yönlü, çok boyutlu bir politikanın zorunluluğunu daha Soğuk Savaş sona ermeden kavra- mış, gereğini iyi kötü yerine getirmeye ça- lışmıştır. Artık dünyada ağırlık merkezlerinin önem- li değişikliklere uğradığı Ortadoğu’da iliş- kilerin çok daha giriftleştiği, Kafkaslar’da- ki kritik gelişmelerin bütün Karadeniz’i il- gilendirdiği bir dönemde, bölgede Asya iç- lerine kadar uzanan çok boyutlu bir poli- tikanın izlenilmesi kaçınılmaz hale gelmiş- tir. Böyle bir ortamda, ABD’de dizayn edi- len ve onun desteğiyle iktidara gelen AKP acaba böyle bir politikayı izleyebilecek yapıya sahip midir? Yoksa ittifakları onu as- lında ideolojisiyle de çelişmesi gereken bir çizgiye mahkûm kılmakta mıdır? Bu konuyu da başka yazılarda enine bo- yuna ele almakta yarar var. [email protected] DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Türkiye’nin Bölgedeki Yeri Kõlõçdaroğlu, Şaban Dişli’nin açõklamasõnõn gerçekleri yansõtmadõğõnõ ortaya koydu Dişli’ye belgeli yanõt ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli’nin “1 mil- yon dolarlık iş takibi” ücreti belge- siyle ilgili olarak yaptõğõ açõklama- nõn gerçekleri yansõtmadõğõnõ bel- geleriyle ortaya koydu. Kõlõçdaroğlu, “Dişli’nin hiçbir zaman Akademi Ofset AŞ’nin ortakları arasında yer almadığını ve bankadan kredi alın- ması için 3 arsanın ipotek edildi- ğini” bildirdi. Kõlõçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Hukuku çalıştırın, Dişli’nin dokunulmazlı- ğını kaldıracağınızı açıklayın” çağ- rõsõ yaptõ. Kemal Kõlõçdaroğlu’nun suçla- malarõ karşõsõnda kõsa bir yazõlõ açõk- lama yapmakla yetinen AKP’li Diş- li, bugüne dek bir basõn toplantõsõ ya- põp basõnõn önüne çõkmayõ göze ala- madõ. Kõlõçdaroğlu, dün düzenlediği basõn toplantõsõnda Dişli’nin “Bu bel- ge daha önce ortağı olduğum Aka- demi Ofset AŞ’nin bir bankadan kredi kullanabilmesi için bankaya teminat olarak bloke ettirdiğim birikimlerim nedeniyle doğabilecek muhtemel risklere karşı imzalan- mış bir protokoldür” açõklamasõnõ anõmsattõ. Akademi Ofset AŞ’nin Denizbank’a gösterdiği kredi temi- natlarõ ve Tesco Kipa ile yapõlan an- laşma belgelerini dağõtan Kõlõçda- roğlu,“Ticaret Sicil Gazetesi ka- yıtlarına göre Şaban Dişli hiçbir dö- nem Akademi Ofset AŞ’nin or- takları arasında yer almamıştır. Akademi Ofset’in bankadan kredi alabilmesi için 3 arsa Denizbank le- hine ipotek edilmiştir. Silivri’deki 3 arsanın ipotek belgeleri elimiz- dedir. Bu belgeler toplam 2.2 mil- yon dolar kredi için 7 milyon 700 bin YTL teminat gösterildiğini or- taya koymaktadır. 7 milyon 700 bin YTL, Ağustos 2006 dolar kuru esas alındığında, 5 milyon 500 bin dolara denk gelmektedir. Ya- ni banka verdiği kredinin karşılı- ğında iki katından fazla teminat al- mıştır. Bu belgeler Şaban Dişli’nin imzaladığı protokolün açıkça bir rüşvet belgesi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu belge halka ge- lince ‘din iman’, kendilerine gelin- ce ‘han hamam’ söyleminin belge- sidir. Yani bir ibret belgesidir. Bir utanç belgesidir. 19 Eylül 2006 ta- rihli Silivri 1 Nolu Noterliği’nce dü- zenlenen Gayrimenkul Satış Vaa- di Anlaşması’nda satıcı Mehmet Karasu, alıcı ise Tesco Kipa Kitle Pazarlama Ticaret ve Sanayi AŞ’dir. Bu sözleşmenin özelliği, henüz satın alınmayan bir arsanın imar durumunun nasıl değiştirile- ceğine dair hükümler içermesidir. Sözleşmede arsada hipermarket inşa edilmesine olanak verileceği, E5 Karayolu üzerinden her iki yönde giriş ve çıkışın sağlanacağı, yola ait giriş çıkış bağlantı izninin Silivri Belediyesi’nden ve Kara- yolları’ndan alınacağı ve bu yolun 1/5000 ve 1/1500 ölçekli imar plan- larına işleneceği taahhüt edilmiştir. Satıcı, yani, Mehmet Karasu ken- dinden o kadar emindir ki, imar de- ğişikliği ile ilgili sözleşmedeki hü- kümlerin yerine getirilmemesi ha- linde Tesco’ya 750 bin Amerikan doları cezai şartı ödemeyi bile ta- ahhüt etmiştir. Çünkü Mehmet Karasu, arkasında ‘Dişli bir iş ta- kipçisi’ olduğundan emindir. Bütün bu belgeler, 1 milyon dolarlık rüş- vet belgesinin birer kanıtıdır” diye konuştu. Belgelere göre Akademi Ofset AŞ’nin Denizbank’tan kredi alabil- mesi için Silivri’de 4 milyon YTL, 3 milyon YTL ve 700 bin YTL de- ğerindeki 3 arsa ipotek ediliyor. Diş- li’nin 1 milyon dolarõ Denizbank’a te- minat olarak bloke ettirdiğine ilişkin bir belge yer almõyor. LONDRA (ANKA) - AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Şa- ban Dişli’nin adõnõn da ka- rõştõğõ rüşvet skandalõ İngiliz basõnõnda da yankõlandõ. Ekonomi gazetesi Financi- al Times, Ankara ve Londra mahreçli, “Tesco, Türki- ye’deki arsası ile ilgili rüşvet olayının içine çekildi” baş- lõklõ haberinde, “Tesco, ül- kedeki en büyük mağazası- nın geliştirilmesinin rüşvet iddialarına karıştırılması- nın ardından bir Türk siyasi skandalına dahil oldu” diye yazdõ. Gazete şöyle devam etti: “İngiliz perakendecisinin, İstanbul yakınlarındaki iyi bir arsa için 13 milyon ster- lin ödediği girişimci, ikti- dardaki AKP’nin önde gelen bir siyasetçisine, iddialı bir imar plan başvurusunun onaylanmasını sağlaması için 1 milyon dolarlık bir rüşvet vermekle suçlanı- yor.” İngiliz gazetesi, Tesco’nun yanlõş bir şey yapmakla suç- lanmadõğõna dikkat çekerken de, girişimci Mehmet Kara- su ve AKP Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli’nin yanlõş bir şey yaptõklarõnõ reddettiklerini kaydetti. Financial Times, Tesco’nun, 2003 yõlõnda 75 milyon ster- lin ödeyip Kipa zincirini satõn alarak Türk pazarõna girdiği- ni yazdõ. Şaban Dişli. Kõlõçdaroğlu, “Dişli’nin hiçbir zaman Akademi Ofset AŞ’nin ortaklarõ arasõnda yer almadõğõnõ ve bankadan kredi alõnmasõ için 3 arsanõn ipotek edildiğini” bildirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, dün düzenlediği basın toplantısında belgeleri gösterdi. Rüşvet skandalı İngiliz basınında
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle