Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2008 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
T U R K İ Y E
Istanbul B 32 Sinop
Edirne
B 28
Kocaeli
J3 35 Samsun PB 25
B 31 Trabzon Y 25
Çanakkale B 32 Giresun Y 24
Izmir B 35 Ankara B 31
Manisa B 38 Eskişehir B 31
Aydın B 41 Konya B 29
Denizli B 39 Sıvas B 25
Zonguldak B 26 Antalya B 37
/ " ^ Parçalı bulullu
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Kars
B
B
B
B
B
B
B
B
PB
36
33
36
38
35
35
28
24
?1
Yurdun kuzeydoğu ke-
simleri parçalı bulutlu,
Doğu Karadeniz kıyı-
ları sağanak ve gök gü-
rültülü sağanak yağış-
lı, diğeryerleraz bulut-
lu ve açık geçecek. Ha-
va sıcaklığında önemli
bir değişiklik olmaya-
cak. Rüzgâr; kuzey ve
kuzeydoğu yönlerden
hafif, ara sıra kuvvetli
esecek.
MERKEZLER
Oslo PB 23 Berlin B 25 Moskova PB 23
Helsinki PB
Stockholm PB 22 Madrid
1Z Budapeşte A 29
A 33
Londra 25 Viyana B 27
Amsterdam PB 24 Belgrad
Brüksel
B 30
Paris
_B 26 Soyfa PB 29
PB 29 Roma PB 30
Bonn B 31 Atina B 32
Münih B 28 Zürih Y 29 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
PB
PB
Y
PB
PB
Y
33
27
36
26
30
31
36
PB 36
0Açık j Sisli , Bulutlu k
ÇoK bulullu fc Yağmuıiu Kaılı Gök gurültülü
GUNCEL CİJNEYT ARCAYIJREK
I Baştarafi 1. Sayfada
CHP lideri Baykal, çok bilmişlik gösterisi üzerine
"Sana ne?" diye başiadı, "sen, savcılık adına açıkla-
ma yapmakla yükümlü basın sözcüsü müsün" diye
sordu. RTE'den yanıt yok.
Baykal'ın sabah yaptığı konuşmayı, sahibinin se-
si RTE ile görüştükten sonra, RTE'nin sık kullandığı
sözcüklerle karşılamak istedi.
Yalanlamaya çalıştıkları doğrular ne? Kapalı kapı-
lar arkasında söyledikleri.
Yargıya karışmadıklarını iddia ediyor ya; bir prog-
rama katılan 120 kadar öğrenciye, "Ergenekon so-
ruşturması sonucu ne olursa olsun sonuna kadar gi-
deceklerini" söylüyor.
Bir başka soruya verdiği yanıt, Ergenekon soruş-
turmasında yapılanları ve yapılacak olan uygulama-
ları (örneğin gözaltıları) veya soruşturmanın sonuna
gelindiğini önceden öğrendiğini, "Istihbarat birimle-
ri ile emniyet bana bağlı birimlerdir. Ben istihbaratı-
nı alırım" diyerek itiraf ediyor...
Yargıyla iç içeliği kuşkusuz olan istihbarat birimleri
(herhalde MİT), emniyet (herhalde polis), örneğin, bey-
efendiye savcılıktaki Ergenekon soruşturmasının ne
zaman sona ereceğine, ne yapıldığına ve yapılaca-
ğına dair bilgiler ulaştırmaya çalışıyor.
•••
Baykal "Hiçbir dönemde hükümetle yargı bu kadar
laubali olmamıştı" derken haksızlık mı ediyor AKP'ye?
Hayır! Üstelik açıklamaktan çekindiği kimi bilgile-
ri söylemekten sakınıyor.
Iktidarın konuşması gereken, ama sustuğu konu-
larda da ulusal sağduyuyu seslendiriyor.
Örneğin, Avrupa Parlamentosu'nun çıkardığı ta-
sarıdaki kimi ifadeler: "...Ergenekon davası mutlaka
en kısa zamanda kapsamlı birşekilde incelenmeli, so-
nuçlandırılmalı ve hedeflere ulaşılmalıdır..."
Ortada iddianame yok ama Avrupalı, savcılara ta-
limat veren bir üslup kullanıyor ve tartışmalı siyasal
bir hesaplaşmayı sonuçlandırma buyruğu verebiliyor.
•••
Medya ile devam edelim: Yazımı sona ermiş id-
dianamenin. Ama ortada iddianame yerine olduk ol-
madık biçimde yalan yanlış iddialar dolaşıyor, yazı-
lıyor. Daha doğrusu ilk büyük gözaltılar sırasında yan-
daş dinci basına sızdırılan saptırılmış kimi ifadeler gi-
bi.. bugün de kozmik belge diye takdim edilen
"dehşet verici planlar" manşetlerde.
Benzer içerikte Akşam'daki haber yayımlandığı ön-
ceki gün, sorgular başlamamıştı. Lakin gazete, "Is-
tanbul Emniyet Müdürlüğü'nde sorguları devam
eden" diye başlayan manşet haberinde şunlan yazıyor:
"...orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon,
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ile Cumhuriyet Ga-
zetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, ATO Baş-
kanı Sinan Aygün ile yazar Erol Mütercimler'/n...
(şimdi dikkat:) ...birbirleriyle olan temaslarına ilişkin
iddialar içeren 'Darbe Günlüğü', Ergenekon soruş-
turmasını yürüten Savcı Zekeriya öz
J
ün en önemli da-
yanağını oluşturdu..."
Emekli Oramiral Özden Ömek'in günlüğü tanık gös-
terilerek Balbay'ın darbe söylentilerine adı karışan-
larla temas halinde olduğu öne sürülüyor.
öyle mi? öyleyse buyurun: Nokta dergisinin ya-
yımladığı Darbe Günlüğü'nde 29 Mart/4Nisan 2007
tarihli 29. sayfasında 5 Aralık 2003'de yazılan notu bir-
likte okuyalım:
Oramiral örnek o gün aynen şunları yazıyor: "Ak-
şam üstü Cumhuriyet gazetesinden Balbay (Ankara
Temsilcisi Mustafa Balbay-Nokta) aradı. 'Başba-
kan'a zor anlar yaşatmışsınız doğru mu' dedi. Ben de
'hayır' dedim. (Balbay, Askeri Şûra'daki tartışmalara
gönderme yapıyor. - Nokta)"
Darbe üzerine sayfalar dolusu yazımlarda Musta-
fa Balbay'ın adı bir kere, o da üç-beş satırlık bir not-
ta geçiyor. O kadar!
Yazılan, mesleği gereği bir olayın içyüzünü öğ-
renmek isteyen bir gazetecinin doğal göreviyle ilgi-
li.
Balbay, kulaklara fısıldanan söylentileri masa ba-
şı haberi yapan gazetecilerden değil.
Işittiğini, öğrendiğini iki üç kanaldan doğrulatma-
dan yazan gazetecilerden de değil. Inandığı doğru-
ları yazan gazeteci.
Gözaltındaki Balbay, bir haberi doğrulatmak için
aradığı bir kuvvet komutanının not defterine yazdığı,
içeriğini aynen yazdığımız üç-beş satırla, "darbeci
gruplarla temaslarda" diye bağlantı kurulmasına,
yorumlanmasına mı üzülsün, yoksa meslek adına ağ-
lasın mı?
Ne çare, gazeteler araştırmadan, sormadan insanlan
karalayan satırlar içeren haberler yapıp yayımlaya-
biliyorlar.
Eğer gazetenin yazdığı gibi, savcılığın "en önemli
dayanağı" Nokta'nın yayımladığı emekli Oramiral öz-
den örnek'in darbe günlüğü ise...
Davutpaşa'ya 700 bin YTL'lik dava
• Istanbul Haber Servisi - Davutpaşa'da çalış-
ma izni olmayan bir dükkânda nıeydana gelen
patlama sonucu hayatını kaybeden ve yarala-
nanlann yakınlan Çahşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanhğı, Istanbul Büyükşehir Belediyesi,
Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ'a aile ba-
şına 700 bin YTL'lik tazminat davası açtı.
Avukat Murat Menner, Davutpaşa'da yaşanan
patlanıada hayatını kaybeden vc yaralananla-
nn yakınlan ile birlikte Istanbul ldare Mahke-
mesi'ne başvurdu. Verilen sözlerin hiçbirinin
yerine getirilmediğini söyleyen Mermer, yet-
kililerin ilgisiz olduğunu savundu. 31 Ocak
2008'de Davutpaşa'da nıeydana gelen patla-
nıada 21 kişi hayatını kaybetmiş, 100'den faz-
la kişi de yaralanmıştı.
Tonguç Göker topnağa verildi
• tstanbul Haber Servisi - Yakalandığı hasta-
lık nedeniyle 1 Temnıuz Salı günü yaşamını
yiteren eski Sağlık Bakanhğı müsteşarlanndan
diş hekimi Doç. Dr. Tonguç Göker (78). top-
rağa verildi. Dün öğleyin Levent Canıii'nde
kılınan cenaze namazının ardından bir süre
omuzlarda taşman Tonguç Göker'in ccnazcsi.
Yeniköy Mezarhğı'nda toprağa verildi.
Tutanağa girmeyen diyalog
Emekli Albay Erdal Sanzeybek, Ergenekon savcılannın kendisine 'psikolojik baskı'
yaptığını belirterek askerler lehine verdiği ifadenin tutanağa geçirilmediğini ileri sürdü
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Ergenekon operasyonu kapsamında ya-
şanan gözalhlarla ismi yeniden basının gün-
demine gelen Emekli Albay Erdal Sarı-
zeybek, operasyonu yürüten cumhuriyet
savcısı Zekeriya Öz'ün kendisini tanık sı-
fatıyla iki saat dinlediğini ve kendisine "psi-
kolojik baskı" yapıldığını açıkladığı gö-
rüşmedeki diyaloğu aktardı. Sanzeybek'in
anlatımına göre Savcı Zekeriya Öz, emek-
li albaya, "Sizi harcamışlar albayım, bi-
ze anlatın gereğini yaparız" dedi. San-
zeybek, Öz'le yaptığı görüşme sırasında
"odada badcnı bıyıklı" bir savcuıın da ay-
nı üslubu kullandığmı açıkladı.
Görüşmede, 2000'li yıllarda emekli Tuğ-
general Levent Ersöz'le yaşadığı "telefon
tespiti" gerginliğinin gündeme getirilerek
asker aleyhine konuşmasının amaçlandığını
söyleyen Sanzeybek, savcı Öz'ün beklen-
tisinin aksine ifade verdiği için "tuta-
nak" tutulmadığını da bildirdi. Sanzeybek,
savcı Öz'ün kendisini teletbnla özel olarak
tstanbul'a çağırdığını ve görüşme öncesi
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne giderek
çağnnm savcıdan gelip gelmediğini onay-
lattırdığını kaydetti. Sarızeybek, görüş-
menin ardından savcıyla arasında geçen di-
yalogu Jandarma Gcnel Komutanlığı'na
ilettiğini de açıkladı.
Işte o diyalog
Emekli Albay Sarızeybek, savcı Öz'le
arasında geçcn "o diyaloğu" aktardı. Ni-
san ayıııda operasyonu yürüten savcı Ze-
keriya Öz'ün kendisini telefonla lstan-
bul'a "özel olarak" çağırdığını açıklayan
Sarızeybek, Öz'le nisan sonunda Istanbul
Levent'te adliyenin ek binasında iki saat sü-
ren bir görüşme yaptığını söyledi. Sarı-
zeybek'in anlatımına göre odada bulunan
Operasyon
kapsamında
savcı Öz'ün
kendisini özel
telefonla lstan-
bul'a çağıra-
rak ifadesini
aldığını açıkla-
yan Sarızey-
bek, açıklama-
larını tutanağa
geçirmeyen
savcı hakkında
suç duyuru-
sunda buluna-
cağını açıkladı.
iki savcıyla bu önemli diyaloğun bir bölü-
mü şöyle gelişti:
Öz: Başarılı bir subaymışsınız. Çok iyi
eğitinı almışsınız ve başanlı görevlerde bu-
lunmuşsunuz. Sizi harcamışlar.
Odadaki diğer savcı: Evet, albayım. O
yıl general olacakmışsınız, yapmamışlar.
Öz: Tutuklu sanıklardan birinde bir dos-
ya ele geçirdik ama dosyayı silmişler, zor
kurtardık. Orada sizinlc ilgili bazı şeyler var;
bir telefon tespiti yapmışsınız. Bu meyda-
na çıkınca Levent Paşa'yı görevden almış-
lar, istihbarat kadrolarını dağıtmışlar. Ayı-
şığı-Sarıkız, duymadınız mı hiç? Sonra
Fevzi Paşa gelmiş, bütün tayinleri o yapmış.
Sarızeybek: Hayır, savcı bey. Bu an-
lattığınız olaylar hcm Gazi Paşa kitabın-
da hem de Aksiyon dergisinde yayımlan-
dı. Bunlar bitmiş soruşturmalar. Sonra, Le-
vent Paşa'yı görevden alan Şener Paşa'dır,
istihbaratı tayin eden de Şener Paşa'dır.
Fevzi Paşa, genel komutanlığa atandığın-
da bu tayinler yapılmıştı zaten. Fevzi Pa-
şa sadece Albay Atilla Dğur'u Kocaeli
Alay Komutanlığı'ndan alıp Çanakkale
Eğitim Alayı'na verdi. Ayışığı-Sarıkız'ı
duymadım. Şu bant kaydı demiştiniz sav-
cım, onda ne var?
Öz: O sizinle ilgili değil. Veli Küçük,
Yalçın'ın eşini arayıp size yapılanlarla bir
ilgisi olmadığmı söylüyor, bunu kayda
almış.
'Sizi harcamışlar albayım'
Sarızeybek: Veli Küçük'ün Yalçın Tan-
fer'le doğrudan bir ilişkisi olamaz zaten,
çünkü ben kendilerini arayıp olayı bildi-
rince. "Yalçın naraussuzun tekidir, bir
yakalasam ben hesap soracağım" demişti.
Hatta genel komutanlığı arayıp bu olayla
benim bir ilgim olmadığmı anlatmak iste-
mişti, ama telefonla yetkililere ulaşamamış,
bana kendilcri söyledi.
Öz: Sizi birçok polis iyi tanıyor, sizinle
görev yapanlar da var burada, sizi çok se-
viyorlar. Eğer bir şey biliyorsanız anlatın
albayım. Bak sizi de harcamışlar, siz anlatın
biz gereğini yaparız...
Odadaki diğer savcı: Sizi harcamışlar
albayım!..
HSYK'ye başvuracağım
Savcı Zekeriya Öz'ün kendisini "ta-
nık" sıfatıyla çağırdığını, ancak ifadesini
tutanağa geçirmediğinin altını çizen San-
zeybek, "Bu CMK'ye göre yanhştır.
Çünkü savcı, tanıktan, sanıklar hak-
kındaki lehine ya da aleyhine tüm be-
yanını tutanağa geçirmekle sorumlu-
dur" dedi. "Şimdi kâtip eve gitmiştir, yaz-
nıusak da olur" gibisinden ifadelerle tu-
tanak tutulmasından vazgeçilemeyeceğini
söyleyen Erdal Sanzeybek, savcı Zekeri-
ya Öz'e, "Tanık psikolojik baskı altına
aluımaz. 'Sizi harcamışlar albayım' ne de-
mektir, neden söylenmiştir, ne uıııııl-
muştur" diye sordu.
'Türkiye zor bir
yoldan geçiyor'
TÜRSAB Genel Başkanı Başaran Ulu-
soy, Türkiye'nin siyasi ve ckonomik
olarak zor bir yoldan geçtiğini belirte-
rek "Bu camiayı yara almadan, sıkıntı-
ya sokmadan bu süreçten geçirmeye ça-
hşıyoruz" dedi. Ulusoy, TURSAB Ku-
şadası Bölgesel Yürütme Kurulu Genel
Kurulu'nda yaptığı konuşmada, turizm
sezonunda beklenen hedeflere ulaşıldı-
ğını bildirdi. Ulusoy şöyle dedi: "Türki-
ye siyasi ve ekonomik olarak zor bir
yoldan geçiyor. 2009 yılı daha zor ola-
cak. Ayağınızı denk alın. Aldığınız kre-
dileriniz varsa, elinizdekini, avucunuz-
dakini satın, ödeyin. Dünyada finans
çevrelerindeki mali sıkıntılar, daralan
piyasalar bizi etkileyecektir. Bu ncdenle
herkes dikkatli olsun, ucuza kaçsın,
nıasraftan kaçınsın." (Fotoğraf: AA)
ÂB diplomatlarından yakın takip
AB üyesi ülkelerin diplomatları son gözaltılarla ilgili olarak Türkiye 'nin
bütünsel bir buhrana sürüklenebileceği değerlendirmesinde birleşti
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Avrupa Parla-
mentosu'nun (AP) geçen mayıs
ayında açıklanan Türkiye ra-
porunda "Türk yetkililer Er-
genekon hadisesinin üzerine
kararlı bir şekilde gitmcli. Bu
şebekenin devlet içindeki bağ-
lantıları taııı anlamıyla gün
yüzüne çıkarılmalı ve sorum-
luları adalete teslim edihneli"
yönünde ifadelerin bulunması-
na karşın, son gözaltılar AB
üyesi ülkelerin Ankara'daki
temsilciliklerinde farklı değer-
lendinnelere neden oldu. AB
üyesi ülkelerin diplomatlannın
büyük bölümü, son gözaltılar ve
kapatma davası ile birlikte si-
yasal gerginliğin artacağı, bunun
toplumsal gerginliği tetikleye-
ceği ve buna olası bir ekonomik
krizin eklcnmesiyle Türkiye'nin
bütünsel olarak bir bulırana sü-
rüklenebileceği değerlendinııe-
sinde birleşti.
AB, geçen salı günü aralann-
da gazetemiz Ankara Temsilci-
si Mustafa Balbay ve iki emek-
li orgeneralin de bulunduğu 23
kişinin gözaltına alınmasından
sonra gelişmeleri yakın takibe
aldı.
Edinilen bilgilere göre bazı
AB üyesi ülkelerin Ankara tem-
silciliklerinde sadece AKP'nin
kapatılması davası ve Ergenekon
soruştunnası ile ilgilenecek dip-
lomallar görevlendirildi. An-
cak bu konuda AB üyesi ülke-
lerin Ankara'da görev yapan
diplomatları arasında farklı de-
ğerlendirmelerin olması da dik-
kat çckti.
Bazı AB üyesi ülkelerin dip-
lomatlan, gelişmelerin iki yön-
lü ele alınması gerektiğini, ko-
nunun "Türkiye'nin demo-
kratikleşme süreci" ve "Tür-
kiye'deki siyasal ortam" bağ-
lanıında değerlendirilmesi ge-
rektiğini savunurken, diplo-
matlann büyük bölümü ise "Son
gözaltılar ve Anayasa Mah-
kcmcsi'ndeki kapatma dava-
sı ile cepheleşme doruk nok-
tasına çıktı. Bundan sonra si-
yasal açıdan ortak zenıin bu-
lunması güç. Siyasilerin açık-
lamaları uzlaşmaya değU cep-
heleşmeye yanyor. Bu da top-
lumsal gerginliği tetikleyebilir.
Olası bir ekonomik sıkıntı da
buna eklenirse, Türkiye bü-
tünsel bir buhrana sürüklenir.
Bu konuda hassas olunmalı"
görüşünde buluştu.
Hükümete muhalif
isimler dikkat çekti
Ankara'dan Avnıpa'daki baş-
kentlere gönderilen bazı değer-
lendirmelerin ana hatlan ise
şöyle:
v
0
Türkiye'de ilk kez Türk Si-
lahh Kuvvetleri'nin (TSK) üst
düzeyinden, emekli iki komutan
gözaltına alındı. TSK'nin bu
konudaki tutumu dikkat çekici.
TSK üst kademesi sessiz kala-
rak yeni dönemin işaretlerini
verdi.
i^* Son gözaltılar, Türkiye'de
demokratikleşmenin ve sivil ik-
tidann güç kazanmasının işare-
ti mi yoksa siyasal muhalifiere
bir tasfiye operasyonu mu bel-
li değil.
j^* Gözaltına alınan isimlerin
tamamının AKP hükümetine
muhalif isimler olması, gözaltı-
lann kapatma davası ile ilişki-
lendirilmesine neden oluyor.
Türk kamuoyundaki görüntü de
bu yönde. Gözaltına ilişkin uy-
gulamalar, muhalif sesleri sus-
turma iddialannı güçlendiriyor.
v0
İddianame açıklandıktan
sonra suçlamalar iyi değerlen-
dirilmeli. Dava süreci sonunda
Avrupa tnsan Haklan Mahke-
mesi'ne (AlHM) başvurularda
önemli bir artış beklenebilir.
*^* Türkiye'deki toplumsal
ve siyasal hareketlilik açısından
Ergenekon iddianamesi yeni
dönemin kmlma noktasını oluş-
turabilir. Siyasal zeminin de bu
kınlma noktasına bağlı şekil-
lenmesi önemli bir olasılık ola-
rak değerlendirilmelidir.
SÖZLÜ SAVUNMA
AKP'nin
laiklik
takıyyesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP,
Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu sözlü savun-
mada, esas savunmada getirdiği "modern ve
demokratik laiklik" tanunının 1982 Anayasa -
sı'nda tanımlanan laiklik anlayışıyla uyumlu ol-
duğunu ileri sürdü. Partinin laiklik karşıtı ey-
lemlerin odağı olduğu iddiasını kabul etmeyen
AKP, laikliğe aykın hiçbir beyan ve eylemleri-
nin olmadığmı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
sı Abdurrahman Yalçınkaya'nın "hava bu-
lutlu iken vay bana niye ördek dedin"e giden
çarpık bir mantık zinciri içinde olduğunu sa-
vundu. AKP'nin Anayasa Mahkemesi'ne sun-
duğu sözlü savunmada şu görüşlere yer verildi:
Degişime NâZim Örheğl: Siyasi paıtile-
rin yaşamaları esastır; kapahlmalan istisnadır.
Siyasi partileri şeklen demokratik siyasi haya-
tın vazgeçilmez unsurlan kabul edip yeterince
ifade özgürlüğü tanımıyorsak o sisteme anaya-
sal demokrasi ve çağdaş demokrasi denemez.
Toplumdaki çeşitlilik unsurlannı, kurumsal ve
siyasal hayattan tasfiye etmek, böyle bir çaba
içinde olmak, demokrasi için bir tuzaktır. Yine
şu kısa hayatımız içerisinde çok zaman geçme-
den, öyle yanm asır, bir asır veya çeyrek asır
geçmeden fikirlerimizde çok köklü değişiklik-
ler olduğunu gördük. Bir zamanlar Nâzım Hik-
met'e kimler karşı idi, şimdi kimler şiirini oku-
maktadır? Doğru olan bugünküdür. Geçmişte
kimler Avrupa Birliği'ne karşı oldu? Şimdi
aman Avrupa Birliği'ne girelim diyen, bunu
yüksek sesle söyleyenler kimler? Öyleyse, yan-
nın muhtemel doğrulannı bugün yasak ya da
düşman ilan etmek, değişimin değişmez dina-
miğine ters düşmektedir.
Seçîm kOŞUİU: Serbest seçimler sonucun-
da iktidara gelen bir parti, ülke sorunlannın çö-
zümü için demokrasi ve hukulcun üstünlüğü
çerçevesinde programmı uygulama yetkisine
sahiptir. Demokrasilerde iktidarlann cl dcğiştir-
mesi ancak seçim yoluyla mümkündür. Siyasi
partiler sahip olduklan vazgeçilmez konumlan
nedeniyle, demokrasilerde hukuki güvenceye
kavuşturulmuştur. Kapatma biçimindeki yaptı-
nm, siyasi parti özgürlüğünün özünü ortadan
kaldırabileceği içindir ki, ancak zorunlu durum-
larda istisnai ve en son çare olarak düşünülmek-
tedir. Zira, siyasi partilerin kapatılması, kişiler
açısından ölüm cezasuıa denk düşmektedir.
ülkenin imajı zedelenlr: İfade ve 6r-
gütlenme özgürlüğü neticede Türkiye'de de-
mokrasinin ne ölçüde var olduğu hususunu hem
bize hem tüm dünyaya göstermesi bakımından
tesir katsayısı yüksek bir karar olacaktır. Bu
nedenle bu davanın partimizi aşan bir boyutu
vardır. Ülkemizin demokratik imajı, kazanımla-
n, itiban, bu dava vesilesiyle içeride ve dışanda
değerlendirme ve tartışma konusu yapılacaktır.
Leblebiden n e m kapmak: Demokrasi
bir anlamda toleranstır, çoğulculuktur. Çok
farklı, çok zıt fikirlerin, çıkarlann ve bunlann
taraftarlannın bir arada yaşamasına imkân ve-
ren bir siyasi iklimdir. Hukuk da bunun çerçe-
vesüıi çizer. Bu çcrçeve çelikten değildir. Es-
nektir, degişime yatkındır. Demokratik toplum-
lar alıngan da değildir. Hava bulutlu iken "vay
bana niye ördek dedin"e giden çarpık bir
mantık zinciri yoktur. Bir halk deyimiyle "leb-
lebiden nem kapmak" da yoktur. Olaya böyle
bakmaz isek her konuşmadan, her talepten, her
tenkitten, rejime yönelik bir tehdit algılaması
yapabiliriz.
Barış İçinde hukuk değlşlkllğh Bir
şeyin yasak olması başka, yasağın yasal yollarla
kaldınlmasını talep etmek başka bir şeydir. tşte
iddia makamı ile anlaşamadığımız konulardan
bir tanesi budur. Eğer bir siyasi parti veya siya-
set yapan insanlar, yasak olan ya da olmayan
herhangi bir konuyu veya bir yasağı yine yasal
yollardan giderek hukukun dışına çıkmadan,
cebir ve şiddeti teşvik etmeden, banş içerisinde
ve usulüne uygun olarak bu yönde bir hak ve
özgürlük talebinde bulunuyorsa, bunun neresin-
de demokrasiye aykın bir tutum var? Bu türlü
bir siyaset anlayışının neresi antidemokratik,
neresi laikliğe karşı bir durum?
Bazı açıklamalar kişisel görüş: Kişi-
sel görüşler, kapatma nedeni ve kapatma davası
delili olarak kullanılamaz ve bir siyasi partiye
isnat edilemez. Iddianamede yer alan konuşma-
lardan, genel başkanın konuşmalan ile Mec-
lis'te grup adına yapılan konuşmalar dışındaki
açıklamalann tamamı, kişisel görüş açıklaması-
dır. Bunlann partiyi bağlaması mümkün değil-
dir. AKP, Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın
"Eğer bir kadın kapanması gerektiğini düşü-
nüyorsa, buna hakkı var", tstanbul Milletve-
kili Egemen Bağış'ın "Benim üniversiteye gi-
demeyen kardeşlerim, bacılarım, arkadaşla-
rım var... Bu tamamen bir insan hakları ayı-
bıdır" biçimindeki açıklamalan "kişisel gö-
rüş" olarak nitelendirdi.