02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER DUNYADA BUGUN AlJ SİRMEN Sopgu Bu satırları yazdığım sırada, Mustafa Balbay, Erol Mütercimler ve Sinan Aygün'ün de ara- larında bulunduğu, hepsi topluma mal olmuş ki- şilerin savcılıktaki sorgulanmaları sürüyordu. Ne zaman bir sorgulanma söz konusu olsa aklıma Uğur Mumcu'nun "Sakıncalı Piya- cfe"sinde anlattığı bir olay gelir. Uğur, 12 Mart döneminde Patnos'ta sakın- calı piyade olarak askerlik görevini yaparken ta- bii ünü her yana yayılmıştı. 12'nci Tümen Ko- mutanı Kazım Avdan da Uğur'un ününü duyup merak edenlerdendir. Kendisini çağırtır. Çok uzatmayalım, Uğur Paşa'nın huzuruna çıkar, sonrasını onun kaleminden izleyelim: "Prensip sahibi astsubayla birlikte tümen komutanının odasına kadar geldik. Kazım Av- dan şöyle baktı: - Ha Uğur gelmiş. Prensip sahibi astsubaya eliyle çıkmasını işaret ettikten sonra: - Gel bakalım, gel otur şöyle. Gösterdiği yere oturdum. - Ha, hımm demek sendin. O sırada aklım 'ben bir küçük askerim' şar- kısına takılıyor, kendimi güç tutuyordum. Ken- dimi bıraksam güleceğim. • • • - Sendin ha. Söyle bakalım fikirlehn neymiş? Hoppala. Ne anlatacağım şimdi? Ayıkla pirincin taşını. - Komutanım biraz uzun sürer. - Sürsün, sürsün. Bak bu da akıllı çocuktur. Benim Kurmay Başkanvekilim Sedat. O da din- lesin. Haydaa... Ne yapalım emir emirdir. Üstelik ben rütbe- siz bir askerim, karşımda oturan komutan ise koskoca tümgeneral. Ben de başladım anlat- maya. Ben anlattıkça tümgeneral gözlerini kısıp dinliyor, ara sıra: - Ama ya anarşistler!.. diye soruyordu. Peki kimdi o anarşistler! Paşaya göre Lenin anarşistti. Bülent Ecevit de anarşistti, ya Uğur Alaca- kaptan? O hem Maoist, hem Leninist, hem de anarşistti. Ben de soruyorum: - Komutanım ne ilgisi var Alacakaptan'ın? Paşa çok emin. - Biz biliriz, biliriz. Neler biliriz, neler... Paşa neler biliyordu neler. Ama açıklamıyor- du. - Bak Mümtaz'/n da davasını almış. Önce suç işletiyor, sonra da davasını alıyor. Paşaya göre Mümtaz Soysal komünistti, ama pek zaran yoktu. Alt tarafı bir kitap yazmıştı. Toplarsın kitabı, yakarsın iş bitti. Ama Alaca- kaptan öyle mi? ••• (Paşa konuşmasını sürdürür) - Alacakaptan gençleri kışkırtıyor. - Nasıl kışkırtıyor? - Sen bilirsin, bilirsin..." Ne zaman öykünün burasına gelsem, kendimi tutamam makaraları koyuveririm. "Ne yapmış" sorusuna "biz biliriz" diye yanıt veren, "bunda ne varmış?" diyenleri "sen bilir- sin bilirsin" diye susturan mantığın yaptığı sorgulama ne kadar muhteşemdir. Işine geldiğinde "biz biliriz", işine geldiğinde "siz bilirsiniz bilirsiniz" arasında mekik dokuyan bir mantığın sorgusu da diyaloğu da çok hoş olsa gerek. Sakıncalı Piyade, sevgili okurlarım, faşizmin ve angutluğun kafa yapısını en iyi anlatan ki- taplardan biridir. Eğer bu yapıt birçok yaban- cı dile çevrilmemişse, bu onun değeri değil, 12 Eylül'ü kayda değer bir hale bile getiremeyen kıçı kırıklığı yüzündendir. Masamın başına oturmuşum, yazıyı yazıyo- rum, kulağım içerdeki açık televizyonda, sor- gularla ilgili bir haber gelmiyor. Ben de, birazdan yazıyı noktalayıp, yeniden Uğur'un Sakıncalı Piyade'sine döneceğim. Ve de düşüneceğim, "33 yıldır, koca dünya aca- ba Türkiye için boşuna mı döndü?" diye. Beşiktaş'taki binada sorgu sürüyor, şu yazı- ya son noktayı koymaya hazırlandığım sırada... [email protected] KISKAÇ Tutku Bazen Öldürebilir... Polisiye / Roman ^ÇIKTI! YILDIRIM BORAN Kitapçılarda Siyah Beyaz Kitap [email protected] Rahşan Ecevit 'le Genel Başkan Zeki Sezer kavgasında 'olağanüstü' kurultay zorlanacak DSP'de kılıçlar çekildiANKARA (Cumhuriyct Bürosu) - Rahşan Ecevit, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'e karşı açık savaş açar- ken; tüzüğe göre ancak genel başka- nın secimli olağanüstü kurultay top- layabilcceğinc dikkat çekildi. Rahşan Ecevit'e destek verenler, yönetimin, güven tazelemek için olağanüstü ku- rultay toplamasını isterken; DSP Ge- nel Başkanı Sezer ise "Olağanüstü bir güvenle karşı karşıya olmanın mutluluğunu yaşıyorum" diyerek bıına yanaşmayaeağını ortaya koydu. DSP'nin kurucu genel başkanı Rahşan Ecevit, "Parti tıkandı, bü- yümüyor" diyerek DSP Genel Baş- kanı Zeki Sezer'i açıkça hedef aldı. Rahşan Ecevit'in son açıklamasından sonra Sezer istifa etmeyeceğini kesin bir dille ortaya koyunca, olağanüstü kurultay tartışması başladı. Ancak DSP tüzüğüne göre, yönetimin iste- ği dışmda seçimli olağanüstü kurul- DSP kurucusu Rahşan Ecevit. tay toplanması kolay görünmüyor. DSP tüzüğüne göre, genel başkan is- tifa ederse 45 güıı içinde seçimli ola- ğanüstü kurultaya gidiliyor ya da ge- nel başkan seçimli olağanüstü ku- rultay çağnsı yapabiliyor. Zeki Se- zer'in istifa etmek ya da olağanüstü kurultay toplamaya niycti olmadığı dikkate alınırsa; Rahşan Ecevit'in önünde sadece delegelerin yimıide bi- rinin imzasıyla seçimsiz olağanüstü kuıultay toplayıp, tüzüğü değiştirme yolunıı zorlamak seçeneği kalıyor. DSP tüzüğüne göre, "Tüzük ve programda değişiklik yapılması konusunda veya parti politikasını ilgilendiren konularda karar alın- masına ilişkin öneriler, ancak bun- ların genel başkan, parti meclisi ve- ya kurultay üyelerinin en az yir- mide biri tarafından yapılmış ol- ıııası durumunda gündeme alına- bilir" deniyor. Rahşan Ecevit, ancak delege ağır- lığını sağlarsa, tüzük değişikliği ile se- çim maddesinin gündeme alınması- nı sağlayabilir. Genel Başkan Zeki Sezer. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ise "Güven tazelemek için olağanüstü kurultay toplamaya düşünüyor musunuz" sorusu üzerine "Ola- ğanüstü bir güvenle karşı karşıya olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bütün örgütlerimiz, kadrolarımız görüşlerimizin arkasında olduğu- nu ifade ediyor. Her gün kurultay yapan bazıları gibi düşünmüyoruz, bunun yararlı olmadığını biliyo- ruz" açıklamasını yaptı. Sezer, "Rahşan Ecevit'in aklın- da başka bir isim mi var" sorusu üzerinc dc "Örgütün aklında, Tür- kiye'nin aklında Zeki Sezer var" diyerek istifa etmeme konusundaki kararlılığını açıkça ortaya koydu. Rahşan Ecevit'e destek verenlerden Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli, yönetinıi güven tazelemek için ku- rultay toplamaya çağırdı. İçli, "sağ- sol aynıııının yapay olmadığını, sa- dece bu kritik dönemde bu ay- rımların geri itilmesi gerektiği gö- rüşünde olduğunu, kendisinin sol- cu olduğunu" sözlerine ekledi. Ömer Ulusoy'un da aralarında bulunduğu sanıkların yargılannıası dün Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirildi. Öğrenci gruplarına ateş ettiği görüntülerle tespit edilen, alnındaki kılıç dövmesiyle de dikkat çeken provokatör Ulusoy, havaya ateş açtığını iddia cderek "Yaklaşık 7-8 el ateş ettim. Kastım olsaydı, nıutlaka birilerini vurur veya yaralardım" diye kendini savundu. •• •• AU'de solcu öğrencilere kurşun sıkan Omer Ulusoy'un yargılanmasına başlandı Havaya ateş açmış ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Akdeniz Üniversite- si'nde 6 Nisan'da solcu öğrenci- lere kurşun sıkan Ömer Ulu- soy'un da aralarında bulunduğu sanıkların yargılanmasına dün başlandı. Görüntülerde silahını öğrencilere doğrulturken görülen Ulusoy, havaya ateş açtığını id- dia ederek "Yaklaşık 7-8 el ateş ettim. Kastım olsaydı, mutlaka birilerini vurur veya yaralar- dım. Üzerlerine ateş ederdim. Ayrıca kimseyi suç işlemeye teşvik etmedim. Daha üniver- siteye girer girmez olayların or- tasında kaldım" dedi. Akdeniz Üniversitesi Kampu- su'ndaki Akdeniz Öğrenci Yur- du'nda ülkücü öğrcncilcr ve öğ- renci olmayan kişilerin solcula- ra saldınnasıyla başlayan olay- larla ilgili ilk duruşma dün An- talya 2. Ağır Ceza Mahkeme- • Üniversite yerleşkesine dışarıdan gelerek silahını öğrencilere doğrultan Ulusoy "Havaya ateş aç- tım. Kastım olsaydı, mutlaka birilerini vurur veya yaralar- dım" dedi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti 15 kişinin tahliyesine, Ulusoy'un da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. si'nde gerçekleştirildi. Saat 10.30'da başlayan duruşmaya öğrenci gruplanna ateş ettiği gö- rüntülerle tespit edilen, alnında- ki kılıç dövmesiyle de dikkat çeken provokatör Ömer Ulu- soy'un da aralannda bulunduğu 22'si tutuklu 46 sanık katıldı. Du- ruşmaya siyalı takım elbiseylc ka- tılan Ulusoy'un sakal ve bıyık- larmı kestiği görüldü. Zanlıların adliyeye getirilişi sırasındapolis görüntü alınmasına engel olmak isteyince, polisle gazeteciler ara- sında arbede yaşandı. Ulusoy'un gctirildiği araç binaya tamamen yaklaştınlarak gazetecilerin gö- rüntü alması cngellendi. Zanlı- lardan ilk olarak, öğrenci olma- dıkları halde olaylara karışan, ülkücü oldukları idda edilenlerin ifadesi alıdı. Kampus içerisinde- ki olaylarda tabancayla 9 el ateş ettiği tespit edilen ve "öldürmeye teşebbüs", "suç işlemeye tah- rik", "silahlı tehdit" suçlama- larıyla toplam 13 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargıla- nan Ulusoy, ilk olarak söz aldı. Ulusoy, mahkeme başkanının, "6 Nisan günü öğrenci değilsin, ne işin var orada, seni kim ça- ğırdı" sorusuna, "Bizim arka- daşlarla birlikte, bu olaylar nedeniyle oraya gittik" yanıtı- nı verdi. Hâkimin, "Öğrenci de- ğilsin, nc işin vardı senin ora- da" diye yinclcmesi üzerine Ulu- soy, "Gazeteciler de oradaydı, onların ne işi vardı" şeklinde karşılık verdi. Kampusta olaylar olduğunu, arkadaşlannın yardıma çağırdığını anlattı. Basına yansıyan fotoğraf- lardaki kişinin kendisi oldu- ğunu kabul eden Ulusoy, poli- se kendisinin tesliın olduğunu belirtti. Duruşma sonunda mahkeme heyeti, tutuklu 15 sanığın tah- liyesine, Ömer Ulusoy'un da aralannda bulunduğu 4'ü olay- lara dışarıdan karışan, 3'ü üni- versite öğrencisi 7 sanığın tu- tukluluk halinin devamına ka- rar vererek duruşmayı erteledi. BAŞBAKAN TAYYÎP ERDOĞAN'IN GÜNDEMİ YOĞUN Irak ziyareti ertelendi MAHMUTGÜRER ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'ın bugünlerde gerçekleştinnesi bekle- ııen Irak ziyaretinin bir sürc daha ertelendiği öğrenildi. Ziyaretin 7-14 Temmuz günleri ara- sındaki herhangi bir tarihte yapılması planla- nıyor. Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yö- netimi Başkanı Mesud Barzani ile "PKK te- rör örgütü değildir" sözü nedeniyle göriiş- meyecek. Görüşmelerde, Irak Dışişleri Baka- nı Hoşyar Zebari dışmda herhangi bir Kürt yet- kilisi de bulunmayacak. Cumhuriyet'e bilgi veren üst düzey bir yet- kili, ziyaretin yoğun gündem nedeniyle erte- lendiğini belirtirken Erdoğan'ın mutlaka Irak'ı ziyaret edeceğini söyledı. Daha önce ziyaretin 4 Temmuz tarihinde gerçekleştirileceğine iliş- kin haberler yer almıştı. Program ertelenirken Erdoğan'ın 7-14 Temmuz günleri arasındaki herhangi bir tarihte Irak'a gideceği bildirildi. Edinilen bilgilere göre, bu kapsamda Irak'a Başbakan Erdoğan'dan önce Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik gidecek ve ım- zalanacak Stıatejik lşbirliği Protokolü ile ilgili son pürüzleri giderecck. tmzalanacak protokol kapsamında Stıatejik tşbirliği Komisyonu ku- rulması planlanıyor. Komisyonun kurulması- nın ardından ikili ilişkilerin geliştirilmesi, ekonomi, tarım, enerji, ulaştırma ve teleko- münikasyon konularında da Irak ile ilgili ba- kanlar arasında çeşitli protokoller imzalanacağı vurgulanıyor. Barzani'nin lafı Ankara'yı kızdırdı Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinde sadece merkezi hükümet ile değil ülkedeki hükümet dışı Şii ve Sünni gruplar ile de görüşmesi ön- görülürken bu gruplar arasında Kürtlerin yer alması beklenmiyor. Dışişleri Bakanlığı kaynakları Kürtlerin dışarıda bırakılmasınm Mesud Barzani'nin PKK ile ilgili sürekli ve süreci baltalayan açıklamalanndan kaynak- landığını belirttiler. PROF. CEZMt ERASLAN Atatürk Araştırma Merkezi 'nin başına Nur uzmanı getirüdi FIRAT KOZOK ANKARA - Başba- kanhk'a bağlı Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı'na Nurcu- luk ve Saidi Nursi uz- manı Prof. Dr. Cezmi Eraslan getirildi. Eras- lan, "Milli Mücadele- de Bediüzzaman Said Nursi" başhklı maka- lesinde, "19 Mayıs 1919'un, Kurtuluş Sa- vaşı'nın ikinci aşa- ması olduğunu ve pa- dişahın onayı ile baş- ladığını" savunuyor. Eraslan, Nursi'nin ri- salcleri ile Istanbul hü- kümeti ve halifenin fet- valarına karşı Anka- ra'yı rahatlattığını, Ata- türk'ün dc onun mü- cadelesini destekleye- rek kendisini Anka- ra'ya çağırdığını ileri sürüyor. Saidi Nursi hayranı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Ku- rumu'nda açık bulunan Atatürk Araştırma Mer- kezi Başkanlığı'na Prof. Dr. Cezmi Eras- lan'ın görevlendiril- mesine ilişkin "görev- lendirme karan" Res- mi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Nur cemaatinin kura- cusu Saidi Nursi hak- kındaki araştırmalany- la dikkat çeken Eraslan, doktorasını da "Ab- dülhamit'in İslaııı Birliği Politikası" üze- rinc yaptı. Eraslan, "Milli Mücadelede Be- diüzzaman Saidi Nursi" başhklı makalesinde çarpıcı görüşler ortaya koyuyor. Milli Müca- dele döneminin sonuç- lannın derinliği ve yay- gınlığı bakımından Cumhuriyet tarihi için büyük önem taşıdığmı belirten Eraslan, altı asırlık devletin artık kendi ayaklan üzerinde durnıa problemiyle yüzleşmesinin, devle- tini, milletini seven in- sanlan çıkar yollar ara- maya sevk ettiğini ifa- de ediyor. Mücadelenin aksiyon aşanıasında yer alan in- sanlar arasında asker, din adamı ve serbest mcslck sahibi insanla- rın yoğunluğunun bu kesimlerin konuyla ya- kmdan ilgilendiklcrini gösterdiğini dile getiren Eraslan, 19 Mayıs 1919'un Kurtuluş Sa- vaşı'nın "ikinci aşa- ması" olduğunu ileri sürüyor. Eraslan, bu görüşünü şu ifadelcrle ortaya koyuyor: "Bilindiği üzere İs- tanbul hükümeti ile bu hükümetin kabulü ve tasvibc arzından sonra padişahın ona- yı ile başlayan 19 Ma- yıs 1919 tarihli ikinci aşamada, memleketin ilim ve fikir erbabı ikili bir tercihle kar- şılaşmışlardır." MALATYA ZİRVE YAYrNEVl SANIKLARIÎFADE VERDİ Tanıklardan ilginç ifadeler SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Malatya'daki Zirve Yayın- evi'nde biri Alnıan 3 kişinin vahşice katledil- mesiyle ilgili davanın dünkü duruşmasında ta- nıkiarın ifadelerine başvuruldu. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki du- ruşmada, tutuklu sanıklar Emre Günaydın (19), Salih Gürler (20), Abuzer Yıldınm (19), Cu- ma Özdemir (20) ve Hamit Çeker (19) ile tu- tuksuz sanıklar Kürşat Kocadağ ve Mehmet Gökçe hazır bulundu. Mahkeme heyeti, tutuldu samklara, işyerine birden fazla kişi ile girdik- lerinin, suçun sabit olduğunun anlaşılması ha- linde Türk Ceza Yasası'na göre cezanın artın- labileceğine ilişkin hükmü anımsatarak Emre Günaydın'a bu duıoıma ilişkin bü - savunma ya- pıp yapmayacağını sordu. Günaydın ise ceza- evindeki uygulamalardan yakındı. Daha sonra tanıkların ifadelerinin alınmasına geçildi. Ko- caeli'de öğrenci olan Ozan Dağhan Çobanoğlu (26) sanıkları tanımadığını, Emre Günaydın'la "Incil Türk" adlı bir internet sitesindeki soh- bette tanıştığım anlattı. Duruşma daha sonra öl- dürülenlerden Tilman Geske'nin muhasebeci- si Emin Mığ'ın da aralannda bulunduğu ta- nıkların dinlenmesıyle devam etti. Duruşmada tanık olarak dinlenen cinayet su- çundan Elbistan Cezaevi'nde yatan Metin Do- ğan, olayın tetikçiliğinin Emre Günaydın'dan önce 2005 yılında eski MHP milletvekili N.H.D ve MHP ll Başkanı Ö.E ve kendisini tuğ- general olarak tanıtan Ülkü Ocaklan Başkanı B.Ç. tarafından 300 bin dolar karşılığında kendisine teklif edildiğini iddia etti. Doğan, "Ya- nıma ocak dışından 2 sağlam genç alıp, ya- yınevinde kim varsa, hepsini öldürmemi söylediler. 'Devlet biziz, biz seni 2 ayda alınz' dediler. Yanıma aldığım 2 genci de olaydan sonra, Orduzu'ya götürüp, öldürmemi iste- diler. Bana olayın zamanını bildirecekleri- ni söylediler" dedi. Doğan, abisini öldürenle- ri öldürüp cezaevine girince tetikçiliğin Enve Günaydın'a verildiğini duyduğunıı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle