Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 TEMMUZ 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DSP'nin kurucu genel başkanı Rahşan Ecevit'le Genel Başkan Zeki Sezer arasında ipler koptu
DSP'de istifa gerginliği
ZEKİ SEZER
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP'nin
kurucu genel başkanı Rahşan Ecevit, örgüte
yazılı bir mesaj göndererek DSP Genel Başkanı
Zeki Sezer'le yaptıklan görüşmede iplerin na-
sıl koptuğıuıu anlattı. Ecevit, "DSP'nin hak et-
tiği büyümeyi sağlayamadığını belirttim.
DSP'nin ve kendisinin çok aına çok başarı-
lı olduğunu, aşın sinirli ve yüksek bir ses to-
nuyla anlattı. Tek taraflı sö/.lü saldırı biçi-
ıninde geçen görüşmemizin sonunda istifa et-
tiğini söyledi. Ben de ilk defa itira/da bu-
lunmadım" açıklamasını yaptı. Parti genel mcr-
kezinde basın toplantısı düzenleyen Sezcr,
"Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima da-
hi etmedim" dedi.
Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklaınada, DSP
Genel Başkanı Sezer'le yaptığı görüşme hak-
kında bilgi verdi. Bülent Ecevit'in hastahği ön-
cesinde "sağhsollu işbirliği"nden söz ettiği-
ni, hastanedeyken de onun adına bu konudaki
arayışlan kendisinin yüriittüğünü aktaran Ece-
vit, "Ancak sadece DSP-CHP işbirliği oluş-
turulabilmiş ve hedeflenen sonuç elde edi-
lememiştir" dedi. Sağlı-sollu işbirliğine olanak
sağlayacak bir açılını yapılnıası gerektiğini
vurgulayan Ecevit, "düşüncelerini geçen ay bir
basın açıklamasıyla kamuoyuna da duyur-
duğunu, ancak bu açıklamasına partinin in-
ternet sayfasında yer verilmediğini" bildirdi.
Ecevit, Sezer'le yaptığı son görüşmeyle il-
gili olarak da şu bilgileri verdi: "Sayın Sezer,
açıklamanın parti adına bir olumsuzluk
yarattığını, çok sayida önemli ismin parti-
ye katılmak için başvurduğunu, ancak bu
açıklamadan sonra tümünün partiye katıl-
maktan vazgeçtiğini söyledi. Ben de kendi-
sine partiye katılınılarla ilgili iddiasını ger-
çekçi bulmadığımı, 3-4 yıldır DSP'ye katı-
lınılarla ilgili çok sözlcr söylendiğini, ancak
hepsinin sonuçsuz kaldığını, DSP'nin hak et-
tiği büyümeyi sağlayamadığını belirttim. Sa-
yın Sezer, DSP'ııin ve kendisinin çok aına
çok başarılı olduğunu aşırı sinirli ve yüksek
bir ses tonuyla anlattı. Tek taraflı bir sözlü
saldırı biçiminde geçen görüşınemizin so-
nunda da istifa ettiğini, en kısa zamanda ku-
rultayı toplayacağını ifade etti. "
QEZER'DEN YALANLAMA
Ecevit'in yazılı açıklamasının ardından Ze-
ki Sezer de parti genel merkczinde basın top-
lantısı düzenledi. Sezer, şöyle konuştu: "Saym
Rahşan Ecevit'in o açıklamasından anlaşı-
lan 'Zcki Sezer istifa etti' sözü külliyen yan-
lıştır. Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima
dalıi etmedim. Ancak, siyasette bir istifa me-
kaniznıası olduğunu bilirim, o istifa başa-
rısızlık sonueunda olmalı, cğcr Türkiye'de
siyaset görevini doğru yapacaksa."
RAHŞAN ECEVİT
Başsavcı Yalçınkaya AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu, örneklerle ortaya koydu
4
Laiklik ükesi aşmcbnhyor'
AKP SÖZLÜ SAVUNMASINI SUNDU
HAK-PAR
davasını
örnekgösterdi
• AKP'nin, Anayasa Mahkemesi'ne sözlü
savunmasını Başbakan Yardımcısı Çiçek ile
Grup Başkanvekili Bozdağ sundu. Anayasa
Mahkemesi'nin HAK-PAR ile ilgili gerekçeli
kararının ömek gösterildiği savunmada, ey-
lem kategorisi dışında kalan verilerin kapat-
manın nedeni sayılamayacağı ileri sürüldü.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçm-
kaya'nın ardından AKP dc, Anayasa Mahkeme-
si'ne sözlü savunmasını sundu. Savunmayı ya-
pan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Grup
Başkanvekili Bekir Bozdağ, partinin laiklik
karşıtı eylemlerin odağı olmadığını, Başbakan
Tayyip Erdoğan ve parti yöneticilerinin beyan
ve açıklamalannın ifade özgürlüğü çerçevesinde
değerlendirilmesi gerektiğini savundular. Sa-
vunmada Anayasa Malıkemesi'nin HAK-PAR
ile ilgili gerekçeli kararı örnek gösterildi.
AKP'nin kapatılnıası istemesiyle Anayasa
Mahkemesi'ne açılan davada savunma süreci ta-
mamlandı. AKP sözlü savunmada, partinin laik-
lik karşıtı eylemlerin odağı olmadığı iddia edil-
di. Erdoğan ve parti yöneticilerinin, laiklik kar-
şıtı eylemlerin odağı olduğuna delil olarak gös-
terilen beyan ve açıklamalannın ifade özgürlüğü
kapsamında değerlendirilmesi gcrcktiğinin ilcri
süriildüğü savunmada, Anayasa Mahkemesi'nin
3 gün önce Resmi Gazete'de yayımlanan HAK-
PAR ile ilgili gerekçeli kararı örnek gösterildi.
Anayasa Mahkemesi'nin HAK-PAR kararı ile
parti kapatma davalannda yeni bir içtihat başlat-
tığını, eylem kategorisi dışında kalan düşünce
açıklamaları, öneriler, tüzükler, programlar, pro-
jeler ve benzeri verilerin hiçbir şekilde kapatma-
nın nedeni kıhnamayacağın beliıtildiği savun-
mada, gerekçeli karardaki "Tüzük ve progra-
mında ifade edildiği biçimde partinin, Kürt
sorunu olarak ele alıp değerlendirdiği sorıı-
na, kendine göre çözüm önerileri getirmesi,
vatandaşlık temelinde ulus kavramımn reddi
olarak nitelendirilemez.... Belli bir sorunun
varlığına ve buna dair çözüm önerilerine iliş-
kin ifadelerin demokratik bir rejimde düşün-
ce ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendi-
rilmesi gerekir" ifadesi anımsatıldı. Savunma-
da, Anayasa Mahkemesi'nin 2001'de davanın
açılmasından sonraki eylemlerin ancak yeni bir
dava konusu olabileceği yönünde karar verdiği
ileri sürülürken, bu konuda Yargıtay Onursal
Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun
oğlıı Prof. Korkut Kanadoğlu'nun 2004'teki
yazısı ömek gösterildi.
QAVUNMA 6.5 SAAT SÜRDÜ
6.5 saat süren sözlü savunmanın ardından
gazetecilere açıklamalarda bulunan Çiçek,
"İddianamede, esas hakkındaki mütalaada
ve sözlü mütalaada ileri sürülen hususlarm,
partimiz bakımından neden varit, doğru,
hukuki olmadığının çok yönlü değerlendir-
melerini yaptık" diye konuştu. Zanıanlama
konusunun yüksek mahkemenin takdirinde ol-
duğunu belirten Çiçek, "Biz davanın uzama-
ınası gerektiğini söyledik. Çünkü biz ikti-
dar partisiyiz. Aına bu, bizim beklentileri-
nıizdi. Takdir mahkemenin" dedi.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Abdurrah-
man Yalçınkaya, Anayasa Mah-
kemesi'ne sunduğu sözlü müta-
laada, AKP'nin laiklik karşıtı
cylcmlcnn odağı olduğunu hü-
kümetin 6 yılhk icraatından ör-
nekler vererek ortaya koydu.
Yalçınkaya, AKP'nin laiklik il-
kesini aşındırmaya çahştığını,
eğitimi dinselleştirdiğini, sürek-
li olarak dini hükümlcri referans
gösterdiğini, alkol kullanımında
şer'i nizamı anımsatacak uygu-
lamalara gittiğini vurguladı. Yal-
çınkaya. "Davah siyasi partinin
beyan ve eylcınleriııiıı bir kıs-
mı dahi, laikliğe aykırı fıillerin
odağı haline geldiğini göster-
meye yeterli bulunmaktadır"
dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı Yalçınkaya, Anayasa Mah-
kemesi'ne sunduğu sözlü müta-
laasında, siyasi partilerin yasak-
lanmış eylemlerin odağı haline
gelebilmesi için anayasaya aykın
fıillerin bir partinin üyeleıince yo-
ğun bir şekilde işlenmesi ve bu
durumun partinin yetkili organ-
lannca benimscnmesi gerekti-
ğini belirtti. Yalçınkaya,
AKP'nin laiklik karşıtı eylemle-
rin odağı olduğuna ilişkin şu
bilgileri verdi:
• AKP, iktidara gelişinden iti-
baren anayasanın başlangıç kıs-
mı ile 2. ve 24. maddelerinde iş-
levsel bir tanımı yapılmış, yük-
sek mahkeme kararlarıyla da
açıklanmış olan laiklik ilkesinin
anayasadaki tanımının yeterli
olmadığı söylemiyle aşındırma-
ya çalışmıştır.
• Laik devletin bütün inançlara
cşit mesafede olması, ancak
dünyevi ilişkilerde devletin akıl
ve bilimin ışığında ve dinden ba-
ğımsız olarak düzenleme yapma
yetkisi görmezden gelinerek
"ulcmaya danışma, af yetkisi
maktulün mirasçılarına ait-
tir" gibi söylemlerle dini hü-
kümler referans gösterilmiştir.
• Din ve vicdan özgürlüğünün
sınırsız ve kısıtlanamaz bir hak
gibi topluma benimsetilmesi ve
benimsctilen bu inanç üzerinden
türbanın üniversitelerde serbest
bırakılması ve bu serbestinin gi-
derek tüm kamusal alana yay-
gınlaştınlması için partili mil-
lctvckillerinden, belediye baş-
kanlanna kadar ortak bir söyleın
kullanılmıştır.
tİKİLİ BİR EĞİTİMİ
İÖZENDİRDİ'
• tmam hatip lisesi mezunla-
rına üniversiteye girişte uygula-
nan katsayı sistemi bir hak ihla-
li algısıyla sürekli eleştirilerek
Tevhid-i Tedrisat Yasası'na ve
eşitlik ilkesine aykın olarak
Cumhuriyet öncesi gibi ikili bir
öğrctimin özcndirilmesi ve bu
okullann meslck okulu hüviye-
tindcn çıkanlmasına, ortaöğreti-
min asıl unsurlan haline gctiril-
mesine çalışılmıştır.
• Eğitim müfredat da dahil ol-
mak üzere Milli Eğitim Tcmel
Yasası'na aykırı olarak dinsel-
leştirilmiştir. 12 yaşın altındaki
çocukların Kuran kurslarma de-
vamını engelleyen düzenleme-
lcrin kaldınlmasma yönelik söy-
lem vc çaba gösterilmiştir.
• Devlet kadrolanna siyasal 1s-
lamcı bir yapının oluşturulması.
özellikle üst düzcy atamalarda li-
yakat ve kariyer yerinc dini inanç
ve aidiyet ölçüt olarak öne çıka-
rılmıştır.
• Halk sağhğı ve gençliğin ko-
runması bahanesiyde adeta şer'i
nizam uygulanırcasına alkollü
içki satış ve tüketim alanlan dar-
altılmış ve giderek yasaklan-
mıştır.
• Yurtiçi ve yurtdışı her türlü
resmi toplantı ve törcnlcrdc laik
bir cumhuriyetin yöneticileri ol-
duklan hiçe sayılarak dinscl kim-
lik ve aidiyetlere vurgu yapılmış,
tanıtımlarda dini motifier öne
çıkanlmıştır.
• Dini bayram ve günler, ulu-
sal bayramlan gölgeleyecek bir
tamtım ve göstcriş içinde kut-
lanmış, her türlü siyasi faaliyet-
te din ve dince kutsal sayılan şey-
lcr tüm parti kademelerince is-
tismar cdilmiştir.
'L
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANVEKİLİ PAKSÜT AÇIKLAD1
'AKPdavası 1.5 ayda biter'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, AKP
hakkındaki kapatma davası sürecinin kısa bir sü-
re içinde biteceğini belirterek "4 ile 5 hafta gibi
biter. Bu süre 3 hafta da olabilir, 6 hafta da.."
dedi. Buna göre, dava en geç 1.5 ay içerisinde ya-
ni ağustosun 15'ine doğnı sonuçlanacak.
ABD'nin bağımsızlık yıldönümü büyükelçi-
lik konutunda düzenlenen resepsiyonla kutlan-
dı. Resepsiyona, Dışişleri Bakanı Ali Babacan,
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Devlet Ba-
kanı Mehmet Şimşek, CHP lideri Deniz Bay-
kal, 9. Cıımhurbaşkanı Süleyman Demirel,
Anayasa Malıkemesi Başkanvekili Osman Pak-
süt, çok sayıda milletvekili ve yabancı misyon
temsilcisi katıldı. Resepsiyonda sonılan yanıt-
layan Paksüt AKP hakkındaki kapatma süreci-
nc ilişkin bilgi verdi. Paksüt, "Artık kısa süre-
de bitecek. 4 ile 5 hafta gibi biter. Bu süre 3
hafta da olabilir, 6 hafta da.." dedi. Gazeteci-
lerin adli tatil nedeniyle davaya ara verilip ve-
rilmeyeceğini somıalan üzerine "Bu iş bitme-
den kimse bir yere gitmeyecek" karşıhğını ver-
di. Taraflarca ek süre istcneceğini sanmadığını
ifade eden Paksüt, ondan sonra Mahkeme Baş-
kanı Haşim Kıbç'ın bir gün belirlcycceğini, ne-
zaketen kendilerine de danışacağını söyledi.
Paksüt, Anayasa Mahkemesi'nden aynhrken dc
AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin çeşit-
li açıklamalar yaptı. Paksüt, Çiçek ve Bozdağ'ın
AKP adına yaptığı sözlü savunmanın tutanak ha-
line getirileceğini belirtti. Sözlü savunmanın da-
vada görevlendirilen raportöre verilmediğini be-
lirten Paksüt, "Raportör, bıından sonra çalış-
maya başlayacak ve en kısa zamanda raporu-
nu sunacak. Gün vermek mümkün değil. Ra-
portörümüz raporunu sunduktan sonra heyetçe
incelemeye başlayacağız. Çok fazla ek ve delil
var. Davayı mümkün olan kısa süre içinde so-
nuçlandırma konusunda bir ııiyet var" dedi.
AİKLİK İLKESİ KALDI-
RILMAYA ÇALIŞILDI'
• Çoğulcu demokrasinin, kuv-
vetler aynlığı ve hukukun üs-
tünlüğü ilkesine dayandığı göz
ardı edilerek anayasanın değiş-
tirilemez ve değiştirilmesi teklif
edilemez olarak bclirlediği laik-
lik ilkcsi, dolanılarak ortadan
kaldırılmaya kalkışılmış, bu
amaçla anayasanın 10 ve 42.
maddeleri değiştirilmiş, YÖK
Yasası'nın ek 17. maddesinin de-
ğiştirilmesi için yasa önerisi ve-
rilmiştir.
• Davalı partinin, temel hak ve
özgürlüklerin geçeıii olduğu la-
ik ve demokratik bir hukıık dev-
lctini değil, dini kurallara daya-
nan, referanslannı dinden alan bir
devlet ve toplum modelini ger-
çekleştinncyi aınaçladığını ortaya
koymaktadır. Bu eylemlerin, par-
tinin genel başkanından başla-
yarak genel başkan yardımcıla-
n, milletvekılleri ile teşkilatla-
nnda ve aynca yerel yönetim-
lerde görcv alan her kademede-
ki partililcrin yoğun, kararlı, ıs-
rarlı ve süreklilik gösteren beyan
ve fiilleri ile işlenmesi, davalı par-
tinin laiklik karşıtı eylemlerin
odağı haline geldiğini kanıtla-
maktadır. Davalı siyasi partinin
beyan ve cylemlerinin bir kısmı
dahi, laikliğe aykın fıillerin oda-
ğı haline geldiğini göstenneye
yeterli bulunmaktadır.
• Davalı parti başkan ve üye-
lcrinin beyan ve eylemleri, çok
hukuklu bir sistem çerçevesi
içinde şeriata dayalı bir rejim
oluştumıaya yönelik uzun vade-
li bir politikanın varhğını ortaya
çıkarmıştır. Davalı partinin söz
konusu politikasını uygularken ve
öngördüğü sistemi yerleştirir-
ken şiddctc başvunna olasılığını
dışlamadığı açıktır. Bu projeler,
demokratik toplum kavramıyla
bağdaşmadığı gibi, demokrasiye
yönelik tehdidi dalıa somut ve ya-
kın kıldığmdan, açık ve yakm bir
tehlike oluşrunnaktadır.
DUZ YAZI
ORHAN BtRGtT
Krizi Daha da Büyümeüen
Durdurmanın Yolu
Belki de ilk kez Batı basını Tayyip Erdoğan ile
partisinin gerçek yüzünü görmeye başladı. Bir yı-
lı aşkın süredir, sorgusuz sualsiz tutukevlerinde
tutulan ve sayıları ile kimlikleri hâlâ tam olarak bi-
linmeyen onlarca insanın varlığı da, önceki gün-
kü gözaltı olayları ile hem kendi medyamızda hem
de dış dünyada yer almaya başladı.
Dahası, Adalet Bakanlığı'nın internet sitesini çö-
kertecek kadar büyük hacimli bir iddianamenin ni-
hayet ve harıl harıl sürdürülen bir çaba ile ta-
mamlanmak üzere olduğunu da, önce ne hikmet
ise Yürütme Erkinin Başı kimliğini unutmuş olduğu
anlaşılan Sayın Başbakan'ın ağzından; daha
sonra da Istanbul Cumhuriyet Başsavcı Veki-
li'nin açıklamasından öğrenebildik.
AlHM'deki eski Yargıcımız Rıza Türmen, sav-
cının davayı açmakta gecikmesinin sonucu tu-
tukluluğun uzamasını, Sözleşmenin 5. madde-
sini ihlal olarak gördüğünü yazıyordu. {Milliyet 3
Temmuz 2008) AKP'nin kapatılma davası ile ilgili
olarak hemen her akşam bir televizyonda arzı en-
dam eden onca hukuk allamemizden, Ergenekon
tutuklularının iddianamesiz geçirdiği bu biryılla il-
gili en küçük biryorum yaptığını gören, bilen var
mı?
Son büyük gözaltı olayında güvenlik güçleri ye-
rine ilgili savcının yazılı bir çağrısının daha insancıl
olacağını söyleyenlere karşı AKP medyasının
yanıtını dün okuduk ve dinledik:
İlgili çevreler, zanlı generallerin ve Ankara Ti-
caret Odası Başkanı ile sevgili Mustafa Balbay'ın
ve Tercüman Genel Yayın Müdürü Ufuk Bü-
yükçelebi'nin adlarını vermeden, izlenilen yön-
temi, polisin elinden kaçmayı önlemek gibi bir
gerekçeye dayandırma yarışındaydılar.
Bu dava öyle anlaşılıyor ki, artık kısa bir süre
sonra açılacak. 2000 sayfayı bulduğu bildirilen id-
dianame, ilgililere, yani Cumhuriyet Savcısı'nın sa-
nık olarak belirteceği kişilerle avukatlarına tebliğ
edilecek. Ama tebliğin, o 2000'i aşan sayfa ne-
deniyle CD'ler ile yapılacağı söyleniyor.
Küçük bir soru: Avukatların CD'leri okuyabilmesi
elbette mümkün.Yatutuklu sanıklar, haklarında-
ki suçlamaları ve o suçlamanın dayanağı olan bel-
geleri nasıl okuyacaklar?
Acaba her sanığa bir dizüstü bilgisayar da ve-
rilerek dünya adalet tarihinde bir ilke imza mı atı-
lacak?..
Ve havada uçuşan bilgi kirliliği
Soruşturmanın bugünkü aşamasında bile sis-
tematik ve kasıtlı bir bilgi kirliliğinin sürdürülmekte
oluşu hazindir.
Iki emekli orgeneralin gözaltına alınmasından ön-
ce Başbakan'ın, Kara Kuvvetleri Komutanı ile
görüşüp bir mutabakat sağlandığı haberi iktidar
medyasında yer aldı.
Haberin asılsız olduğunun Başbakanlıkça açık-
lanmadığını gören Kara Kuvvetleri Komutanı ya-
lanladı. Başbakanlığın aynı yöndeki açıklarnası ise
o sert yalanlamadan daha sonra geldi. Oysa ön-
celik, son buluşmanın ev sahipliğinin, Başba-
kanlığın olmalıydı.
Aynı bilgi kirliliği fabrikalarının, Istanbul polisi ta-
rafından bilgilerine başvurulan sanıkların neler söy-
lediğini yazan dünkü malum gazetelerin sayfa-
larında okumayanlar; Mustafa Balbay'ın susma
hakkını kullanmasında ne kadar isabetli davran-
dığını görmüş olmalılar.
Türkiye'yi içinden çıkılmaz bir bunalıma götür-
mek isteyenlerin ayak sesleri bu son olaylarla da-
ha da yakından duyuluyor. Eski Genel Kurmay
Başkanı Özkök'ün dün Fikret Bila ile yaptığı söy-
leşide açıkladığı kuşkuları paylaşmamak ola-
naksız.
özkök, "resmi bir aktörün daha geç olmadan or-
taya çıkıp ortalığa çeki düzen verecek birhareketi,
halkı da arkasına alarak gerçekleştirmesini" istiyor.
Bence de çok haklı bir istek. Sivil güçler, ön-
celikle siyasi partiler, kendilerine düşen görev için
geçilmemelidirler.
Rahmetli Bülent Ecevit'in 2006 yılı 14 Şubat
günü yaptığımız görüşmede, bugün olacakları ta-
mamı tamamına gözlemleyen, değerlendiren
teşhislerini ve önlem olarak ortaya attığı çözüm
yolları için DSP'ye önerilerini zaman zaman yaz-
mıştım. O önerileri yürürlüğe geçirmemekte di-
renen parti yönetimi, bugün sıkıntısını ulusça çek-
tiğimiz muhalefet boşluğunda büyük sorumluluk
taşıdığını hâlâ kabullenmek istemiyor.
Ve ne yazık ki, çok sorumsuzca bir siyasi ku-
marda ısrar ediyor.
Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
D-8'DE BABACAN TEMSİL EDECEK
Erdoğan Malezya
gezisini iptal etti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Tayyip Erdoğan D-8 zirvesine katıl-
mak için gitmeyi planladığı Malezya gezisi-
ni gündemin yoğunluğu nedeniyle iptal etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dc son
anda katılmama karan aldığı zirvede Türki-
ye'yi, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ın tem-
sil etmesi bekleniyor.
Erdoğan'ın Kuala Lumpur'da yapılacak D-
8 zirvesine katılmak üzere 7-8 Temmuz ta-
rihlerinde Malezya'da bulunacağı açıklan-
mıştı. Ancak iç siyasette yaşanan gelişmeler
nedeniyle Erdoğan programı iptal etti. Dip-
lomatik kaynaklar Erdoğan'ın yerine Cıım-
hurbaşkanı Gül'ün D-8 zirvesine gitnıe seçe-
neğinin de görüşüldüğünü belirtirken, Çankaya
Köşkü kaynakları dün öğle saatlerinde Gül'ün
Malezya'ya gitmeycccğini açıkladı. Ortaya çı-
kan tabloda son anda bir değişiklik olmazsa Er-
doğan ve Gül'ün yerine Türkiye'yi Dışişleri
Bakanı Babacan temsil edecek. Malczya'nın
başkanlık edeceği, gclişcn 8 ülke zirvesine Tür-
kiye'nin yanı sıra, Iran, Mısır, Pakistan, En-
donezya, Bangladeş ve Nijeıya katılıyor.