28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ERGENEKON IDDIANAMESI Türkiye'de son yıllardaki birçok suikast ve sansasyonel eylem Ergenekon'la ilişkilendiriliyor 28 Şubat da iddianamedeİstanbul Haber Servisi - lstan- bul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 13 aydır yürüttüğü soruşturmanın id- dianamesinde, Ergenekon terör ör- gütünün 28 Şubat'ı organize ettiği ileri sürülüyor. Yeterli delilin bu- lunatnadığı, ancak Agos Gazetcsi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'iıı de bu örgüt tarafından öl- dürüldüğüne dair ciddi şüphelerin olduğu belirtiliyor. Emekli îstahbarat Daire Başka- nı Bülent Orakoğlu tanık olarak verdiği ifadede, 28 Şubat süreci sonrası görev yaptığı sırada, Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) devlc- tin bütün görevlilerini, siyasileri ve özel kişileri irticacı olduklan ge- rekçesiyle fişlediklerine dair bilgi- ler cldc ettiklerini belirtti. Bazı askeri şahısların PKK'nin üst düzey yöneticileriyle görüş- meler yaptıklarını, Nesim Malki ci- nayetinin yabancı servislerle olan irtibatlannı tcspit ettiklerini belir- terek görcv yaptığı dönemde Er- genekon'la alakah bazı olaylara va- kıf oldugunu anlattı. Orakoğlu, "Her türlü kanunsuz işi yapmayı kendilerinc görcv bilmiş Ergenekon örgütünün de bu 28 Şubat'ı organize etmiş ol- duklarını anladığinı" söyledi. fîginç bağlantı Hatay II Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürdüğü dönemde, 1991 yılı içcrisinde Adana Jandar- ma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz ve tl Jandarma Alay Komutanı Vicdan Başaran ile yemek yedikleri sırada, bölge komutanının yanında bulunan ve önceleri emir eri oldugunu zan- nettiği sivil giyimli şahsın, daha sonra tstanbul'da Hizbullah ope- rasyonunda ölü ele geçirilen Hiz- bullah lidcri Hüseyin Velioğlu ol- dugunu öğrendiğini anlattı. Orakoğlu, Ergenekon'un sağcı ve milliyetçi kesimi kullandığı gibi aşı- n sol örgütleri ve Hizbullah örgü- tünü dc naylon terör örgütü olarak kurdurduğu kanaatine vardığını ifade etti. Dink cinayeti ve diğerleri İddianamede şöyle denildi: "Ülkede son birkaç yılda mey- dana gelen benzer olaylara ba- kıldığında, Danıştay saldınsından önce ve kısa bir süre sonra ben- zer olayların zincirleme bir şe- kildc devam ettiği ve hemen he- men birçok olayda Ergenekon te- rör örgütünü işaret eden ciddi şüphelerin bulunduğu görülmüştür. Fakat örgütün te- mel prensibi olan gizlilik ve hiic- re yapılanması nedeniyle olayla- rın birbirleriyle benzerlik gös- terdikleri görülmüşsc de yeterli delil elde edilmesi nıümkün ol- mamıştır. Fakat eylemlerin amaç ve neticelerine bakıldığmda aynı merkezden yönlendirildiği, ül- kede kaos, anarşi, terör, karga- şa, huzursuzluk çıkarmayı ve ülkemizi uluslararası arenada sıkıntıya sokmayı hedeflediği net olarak görülmektedir." Şüphe var, delil yok Tüm bu eylemlerin, bir an evvel ülkede iç çatışma anarşi, terör vc kaos oluşturup askeri müdahale için gerekli ortamın hazırlanması- nı amaçladığı değerlendirmesinde bulunulan iddianamede şöyle de- nildi: "Yukanda sayılan eylemlerden bir kısmının terör örgütüyle iliş- kisi tespit edilememesine rağ- nıen bu eylemlerin amacı, zamanı ve yapılış tarzı dikkate alındı- ğında, Ergenekon örgütünün ~3 İddianamede Rahip Andrea Santoro cinayeti, Cumhuriyet'in bombalanması, Danıştay saldmsı, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in b'ldiirülmesi, Malatya 'daki Zirve Yayıncılık cinayeti, YÖK Başkam Prof. Erdoğan Teziç'e silahlı saldırı son yıllardaki dikkat çeken provokatif eylemler olarak sıralandu yaptırdığına dair ciddi şüphclcr oluşmaktadır. Ergenekon terör örgütü özellikle tetikçi kanadını hücrelcr şeklinde yapılandırdığı için ele geçirilen tetikçilerin çoğu zaman diğer hücrelerden, hatta kendilerini azmettiren, yönlen- diren şahıslardan bile haberleri olamamaktadır." Ergenekon'un ilkesi Ergenekon terör örgütünün de- mokrasi tarihindc kendi amaç vc çı- karlanna aykırı gördüğü tüm yö- netimleri yok edip yerine kendi amaç ve çıkarlarına ııygun yöne- timleri işbaşına getirmeyi ilke edin- diği belirtildi. Demokratik yollar- la mevcut siyasi yapılanmayla mü- cadele etmek yerine "suikast", "dezenformasyon", "darbe"ye uygun ortam hazırlama gibi bir misyonla mücadelesine başladığı anlatıldı. Veli Küçük'ün, mülkiyeti eski Anayasa Mahkemesi Başkanı'na ait olduğu söylenen, boş olan ve eski bir hipermarket olduğu söylenen bir binada 15 kişilik elemanlannı ba- nndırdığı yönünde ifadelerin ol- duğu beliıtildi. Küçük'ün adamla- nnın hcpsinin sabıkalı tipler oldu- gunu, Küçük'ün Cumhuriyet mu- hafızları adında bir birim oluştur- duğu, bu amaçla işe 150 kişi almak istediği ileri sürüldü. Örgütte rekabet var Ergenekon terör örgütünün han- gi prensiplerle hareket ettiği iddia- namede anlatıldı. Örgütün en temel ve vazgeçilmez prensiplerinden birisinin "gizlilik" prensibi olduğu, örgüt içi denetim mckanizmalannın olduğu, bu denetimin örgüt içeı- sinde rekabet ve yanşmayı getirdiği ifade edildi. Hcm terör örgütünü hem de maf- ya grubunu elinde bulunduran Er- genekon'un, örgüttcn kopan, ayn- lan ya da ihanet eden hiçbir men- subımu kesinlikle affetmediği ve ce- zalann en acımasızı olan ölümle ce- zalandırdığı, hatta bu prensiplerini dc örgütün anayasasmı teşkil eden "Ergenekon" dokünıanmda açık- ça belirttiği kaydedildi. Örgüt üyelerinin "ajan" veya "eleman" olarak adlandınldıklan; doktor, avukat vc psikolog gcnç- lerden seçilmiş yeteneklerin eğiti- lerek kazanılmak istendiği ifade edi- lerek, "Kontrol Dairesi"nin var- lığından Ergenekon örgütü başka- nından başka hiç kımsenin bilgisi- nin olmaması gerektiği beliıtildi. Id- dianamede bu dairede yer alan ajanlann görevlerin de şöyle sıra- landığı belirtildi: "Operasyonlar- da yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanlann ilk gör- evinin operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek so- runlan çözümlcmek olacağı, ikin- ci görevininse karşı istihbarat örgütlerinde geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden hcrhangi bir ajanı öldürmek olduğu belirtilmiştir." Kontrol dairesinde görevlendiri- lecek ajanlann mutlaka Türk Silalılı Kuvvctlcri bünycsindcn vc özel operasyon ünitelerinden scçilmcsi gerektiği, bu ajanlann "merha- metsiz" olması ve emirleri doğru- dan Ergenekon komutanmdan al- ması gerektiğinin beliıtildiğine dik- kat çekildi. îfk doküman Ergenekon Şüphelilerin evraklan üzerinde- ki tarihlerin hazırlandıklan tarih ola- bilcceği, anlatım dilinin aynı ol- duğu, bir üst makama hitaben ya- zılmış resmi bir çalışma raporu şeklinde olduğu, metinlerin so- nunda "saygılarımla" veya "say- gılarımızla" yazısının bıılundu- ğuna dikkat çekildi. Dokümanlann 1999 ve 2000 yıl- lan içersinde hazulandığı, ilk ola- rak "Ergenekon" dokümanınm yazıldığı, bu dokümanın örgütün re- organizasyonuna katkıda bulun- mak amacıyla hazırlandığı belirtildi. "Ergenekon" dokümanmda kim- yasal ve biyolojik silah ürctimi yapılması gercktiğinden bahsedil- diği, bununla ilgili de "NBC si- lahlan üretim analizi" çalışma- smın yapıldığı görüldüğü belirtildi. Finans yaratma Kaynak için orta ve büyük ölçekli AŞ'lcrin içine sızılıp elde edilecek banka işlemleri, hesap ve şifre kodlanyla, yine uluslararası ban- kalarla yurtdışındaki çeşitli ülke bankalanna sızdınlmış ajanlar ara- cılığıyla hesaplardan para akta- nmlannın öngörüldüğü ifade edil- di. İnsan kaynaklanna dayalı tica- ri bir danışmanlık ve hizmet şirke- ti kurularak güçlü ticari kuruluş- larda kadrolaşma sağlanabibnesinin hedeflendiği, örgütün bu amacını gerçekleştirebilmek için de "Pro- tokol AŞ Uluslararası Halkla tlişkiler Şirketi Projesi" çahş- masını yaptığı idda edildi. MİT'i beğenmediler Casusluk bölümündeyse IvÜT'in son 30 yıldaki faaliyetlerinin yüz- de 80'ini ulıısal gcnçlik üzerinde yogunlaştırdığı, yüzde 20'sini Türk aydmlan üzerinde yoğunlaştırdığı belirtiliyor. Fişleme ve karalama kampanyaları uygulayarak Türki- ye'yi aydınlatacak Cumhuriyet devrimlerine gönülden bağlı tek bir Kemalist aydın bırakmadığı, ta- rihsel misyonunu yitirdiği ifade ediliyor. Türkiyc'nin yepyeni bir is- tihbarat mekanizmasına ihtiyacı olduğu belirtilirken "Sanat-Sa- natçı -Entelektüel ve lletişim Dünyasında İstihbarat Faaliyet- leri", yazılı dokümanın incelen- mesinde, Türkiye'deki sanat ve sanatçılann dış ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından kullanıldıklan belirtiliyor. Belgeye göre kültür, sa- nat ve bilim alanında uygulanacak politikalann "hükümet üstü" ku- rumlarca belirlenmesi gerektiği ifade ediliyor. Atatürk'ü kullanıyorlar Ergenekon terör örgütünün özel- likle devlet yönetiminde farklı dü- şüncelere tahammül edemediği, farklı düşüncede olan hemen her- kesi "ikiııci cumhuriyetçi" , "iş- birlikçi" , "karşıdevrimci" , "ABD-CIA-MOSSAD Ajanı", "tarikatçı" , "dinci" , "dönek" , "hain" gibi karalama kampanya- lanyla halk önünde küçük düşür- meyc çalıştığı ileri sürüldü. Propagandalannı yaparken Ata- türk'ün yolunu takip ediyomıuş iz- leninıi verdiklcrinc değinilcrek "Bu sayede hedef kitle olarak be- lirledikleri kesim tarafından senı- patiyle karşılanmayı amaçla- maktadırlar. Atatürk'ün adını kullanıyorlar" denildi. Tandoğan mitingi de iddianamede suç sayıldı Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü ve davanın 43 numaralı sanığı Kemal Alemdaroğlu 'nun, 'Ergenekon Terör Örgütü'nün, Teori, Tasarım vePlanlamaDairesiBaşkanlığı içindegörevliyöneticikonumunda olduğu iddia edildi İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Üni- versitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun 10'ncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer tarafından görevden alınması da iddia- ııameye girdi. Tandoğan Mitingi'ne katılarak "Ordu Göreve Atatürk Gençliği" yazılı pankart taşıttığı da ileri sürülen Alemdaroğ- lu, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni darbe yoluyla isyana tahrik ve teşvik etme suçunu planlı ve ısrarb bir şekilde işledi- ği, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs et- tiği" iddialanyla suçlandı. İddianamede 43 numaralı sanık olarak yer alan Kemal Alemdaroğlu'nun, "Ergenekon Terör Örgütü'nün Teori, Tasarım ve Planlama Dairesi Başkanlığı içinde görevli yönetici konumunda" olduğu iddia edildi. Alemdaroğlu'nun İÜ Rektörlüğü görevinden alınmasıyla ilgili yaptığı tclcfon görüşmele- rine geniş yer verilen iddianamede, Doğu Pe- rinçek'lc yapüğı ve Perinçek'in "Tamam biz görevi aldık, yerine getiriyoruz" şeklindc- ki sözleri ise Ergenekon terör örgütü içinde- ki örgütsel yapıya delil olarak sunuldu. Sav- cılık değerlendimıesinde söz konusu telefon görüşmesiyle ilgili, "Şüpheli Alemdaroğ- lu'nun, lşçi Parüsi Genel Başkam olan şüp- heli Doğu Perinçek'ten de yargı sürecine müdahele etmesi için taleptc bulunduğu Pe- rinçek'in de 'Tamam, biz görevi aldık, ye- rine getiriyoruz' şeklinde yargı sürecine mü- dahale edeceği ve bunun bir görev oldu- gunu belirtmekle, olayın sadece yargı sü- reci boyutu değil örgütsel boyutundan bakılıp görev olarak algılandığı anlas.il- maktadır" denildi. Yine aynı konuyla ilgi- li eski Genelkurmay Başkam Orgeneral Hü- seyin Kıvrıkoğlu ilc 12 Aralık 2007'dc yaptığı telefon görüşmesinde Alemdaroğ- lu'nun "Ama bir şey söyleyeyim mi ko- mutanım bu iş bu demokrasi oyunuyla bir yere vanlamaz. Olacaksa olsun bir şey. Ile- pimiz bilelim ne oldugunu. Artık elime si- lah abp dağa nıı çıkacağım yani" sözleri- ni sarfcttiği belirtilen iddianame, "darbe yapılmasının kendisi için kaçınılmaz ol- dugunu belirttiği" şeklinde değerlendirildi. MAL VARLIKLARI İNCELENDl Para hareketleri mahkemede İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Danıştay saldırı sanıklannın para hareketlerini inceleyin- ce, saldırı sonrası varlıklarında önemli bir artışın oldugunu tespit etti. İddianame, "İdris Arslan'ın oğlu ile arasında lııısıı- met olan Süleyman Esen dahil olmak üzere, oğlu dışındaki diğer sanıklara talepleri olmadan para göndermesi de değerlendirmeye esas bir durum ola- rak mahkemenin dikkatine sunulmuş- tur" denildi. Danıştay saldınsı sanıklannın tutuklıı bulunduğu Ankara Sincan F Tipi Cezaevi kayıtlarının da temin edildiği belirtilen iddianamede, Arslan'ın babası tdris Ars- lan'm tutuklu sanıklar Tekin Irşi, Ismail Sağır ve Erhan Timuroğlu'na değişik tarihlerde ve özellikle Danıştay saldınsı davasının duruşmalanndan önce değişik miktarlarda para yatırdığı kaydedildi. Er- genekon terör örgütü soruşturması kapsa- mında görevlendirilen yeminli murabpla- rın hazırladığı raporda, ilgili şahısların ekonomik hayatlannda olağan görülme- yen işlem ve harekctlcrin incelcndiği be- lirtildi. İdris Arslan'ın banka hesabında, 21 Kasıın 2006'dan itibaren önemli artı- şın tcspit edildiği, Bank Asya Üsküdar Şııbesi'ndeki katılım hesabına dört sefer- de toplam 22 bin 200 Avro para girişinin olduğu bildirildi. Para girişlerinin, şahsın banka hesabına nakit olarak yatınldığı, hesabında vadeli olarak 20 bin 414 Av- ro'nun bulunduğu ifade edildi. Arslan'ın annesinin de aynı şubede hesabının oldu- ğu ve bu hesapta 4 Eylül 2006 tarihinden itibaren önemli artışın olduğuna dikkat çekildi. Şahsın katılım hesabına üç sefer- de toplam 30 bin USD ve 10 bin Avro pa- ranm nakit olarak hesaba yatınldığı, he- sapta vadeli olarak da 26 bin 745 dolar, 7 bin 067 Avro'nun bulunduğu kaydedildi. Danıştay sonrası ve olaya ilişkin dava sü- recinde Arslan'ın anne ve babasının ban- ka hesaplanna toplam 100 bin 290 YTL'nin girdiği belirtildi. İdris Arslan'a dikkat Raporda, sanık Osnıan Yıldırım'ın saldırılar sonrası kendisine vaat edilen paranın verilmediği yönündeki ifadeleri- nin dc doğıaı olmadığı öne sürüldü. Yıldı- rım'ın akrabalan Muhsin Yıldırım'a ait banka hesaplanna toplam 18 bin YTL'lik para yatınldığı, bu artışın da 26 Nisan 2007'den sonra olduğu, Mehmet Yıldı- rım'a 8 bin YTL'lik para girişinin dikkat çekici olduğu kaydedildi. Sanık İlhan Parlak'm kendi hesabına ilk olarak 40 bin YTL, sonra, 101 bin 050, 72 bin 502 yatırdığı kaydedilen raporda, Parlak'ın en son 8 Ocak 2008'de hesabında artışın gö- rüldüğünü, bu artışın da Arslan'ın anne vc babasının varlık artışıyla paralellik arz ettiği belirtildi. Raporda, emekli maaşı ile geçinen, Danıştay öncesi hesaplannda dikkat çekici bir haraket olmayan kişile- rin eylem sonrası hesaplanna yatırdıklan paranın dikkat çekici olduğu vurgulandı. Savcılık, para akışına rağmen sanıkların aykın yönde açıklama yapmalannın mah- kemenin dikkatine sunulduğunu belirte- rek "İdris Arslan'ın oğlu ile arasında husumet olan Süleyman Esen dahil ol- mak üzere, oğlu dışındaki diğer sanık- lara talepleri olmadan para gönderme- si de değerlendirmeye esas bir durum olarak mahkemenin dikkatine sunul- muştur" görüşüne yer verdi. Teldn'i gözden çıkardılar Örgüt yöncticisi Muzaffer Tekin'in gerçekleştirdiği intihar girişimi ile ama- cına ulaştığı, Danıştay'm faili Alparslan Arslan ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı halde serbest kaldığı kaydedildi. Bu olaydan sonra deşifre olan Tekin'in örgüt tarafından sahiplenilmediği, ceza- landırması yönünde telkinlcrde bulunul- duğu iddia edildi. Küçük'ün intihar ola- yıyla ilgili "Eğer subaysa tabancasını çekerek intihar eder, dangul dungul bir intihar olmaz" şeklinde yorum yap- tığma dikkat çekildi. İddianamede, Te- kin ile Arslan arasındaki bağlantınm, Arslan'ın ifadesinin aksini gösterdiği be- lirtilerek "16 Kasım 2005 tarihinde ya- pılan 35 adet telefon görüşmesinin aralarındaki bağlantının tanışıklıktan öteye geçtiğini gösteriyor" denildi. Te- kin'in, Arslan ile irtibatmm kurulama- ması için bilincn telefon hattıyla görüş- meyi kestiğini, aynı semtte bulundukla- rından yüz yüze görüşme veya herkesçe bilinmeyen telefon hatlanyla konuşma yoluna gittikleri öne sürüldü. Gizli tanı- ğm Alparslan Arslan'ın, Veli Küçük ile bizzat görüştüklerini gördüğünü, samimi ilişkiler içerisindc bulunduklannı bildi- ğini söylediği ifade edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle