24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ERGENEKON IDDIANAMESI Ergenekon yapılanması içinde Veli Küçük'ün her konu ile bizzat ilgilendiği öne sürüldü îddianamede 'ilişkiler ağı' Uçkun Geray, İstanbul'a geldi • tstanbul Haber Servisi- Konya Emniyet Müdürlüğ'nc bağlı ckipler tarafından 23 Temınuz'da Istanbul, Konya, lznıit, Mersin ve Elazığ'da düzenlenen eşzamanlı operasyonlaıda gözaltına alınan vc önceki gün çıkanldığı Adana Adliyesi'nden serbest bırakılan tşçi Partisi Mcrkcz Karar Yürütme Kıırulu üyesi Prof. Dr. Uçkun Geray, dün İstanbul'a geldi. Havalimanında, gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Geray, "Emperyalistler tarafından bize bir oyun oynanmiştır. Türkiye'de tertip üretnıek artık kolay hale geldi. Bir grııbu tertibin içine alır da, kazara lşçi Partili biri onıınla telefon görüşmesi yaparsa tertip tamamdır. Okuduğunuz, seyrettiğiniz her şeye inanmayın. lzlediğim haberler karşısında kendimi tanıyamadım. Ben neymişim?" dedi. Havalimanından çıkan Geray, araç beklerken çevresindekilere, "Çekilin ben teröristim, terörist geliyor" diye espri yapti. Israfın maliyeti 65 milyar YTL' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB tarafından lıazırlanan "Tanmda lsraf ve Verinısizlik" raporunu değerlendirdiği basın toplantısında, tanmda israf ve verimsizliğin ortaya koyduğu toplam kaybın çok önemli bir büyüklüğe ulaştığını belirterek, "Tanmdaki tüm israf ve verimsizliğin ülkemize maliyeti 65 milyar YTL'ye yaklaşmaktadır" dedi. Türkiye'de bir kısım arazilerin kabiliyetlerine uygıın kullanılmadığını ifade eden Bayraktar, bazı arazilerin orman ve mera olarak kullanılması gerekirkcn işlemeli tanm yapıldığını, buna karşılık verimli tanm arazilerinin de tanm dışı amaçlarla kullamldığını belirtti. için Türkiye'de • BRÜKSEL (ANKA) - Türkiye-AB Kanna Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk, bugün Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmeye başlayacak AKP davasını izlenıek için Türkiye'ye geldi. ABHabcr, Lagendijk'in AKP davasını izlemek için Türkiye'ye geldiğini duyıırduğu haberinde AB kıırumlannın da yaz tatili nedeniyle gelişnıeleri Ankara'daki misyon aracılığıyla yakından izlcdiğini kaydctti. tstanbul Haber Servisi - Ergenekon içindeki mafya ya- pılanmasında her konuyu şüp- hcli Veli Küçük'ün bildiği, Küçük'ün her konu ile bizzat il- gilendiği öne sürüldü. Muzaffer Tekin'in, disip- sizlinlik nedeniyle TSK'den atıldığı, Senıih Tufan Gülal- tay ve Sedat Peker'le ilişki kurduğu, uyuşturucu kaçakçı- sı olarak bilinen Ertuğrul Yıl- maz'la ortaklık yaptığı belir- tildi. Örgütün sivil toplum ör- gütleri yapılanmasını oluşturan Sevgi Erenerol ile yakın iliş- ki içerisinde olduğu, örgütte "köprü personel" olan Te- kin'e bağlı suikast timlerinin oluşturulduğu, örgütün ger- çekleştirnıeyi planladığı ey- lemleri bazen bu suikast tim- lerine, bazen yeni oluşrurulan Kuvayı Milliye demekleri ça- tısı altmda oluşturulan örgüt üyelerine, bazen de mafya gruplanna yaptırdığına dikkat • Îddianamede llhan Selçuk'un, Veli Küçük ile doğrudan irtibat kumıadığı, aradaki irtibatı Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu aracıhğı ile sağladığı ileri sürüldü. çekildi. Ergenekon'un kendi bünyesindeki mafya ile uzuıı yıllar öncesine dayanan ilişki- lerinin olduğu, Sami Hoş- tan'ın "Arnavut Sami", Sedat Peker'in ise "Reis" kod adla- nnın buluııduğu belirtildi. Îddianamede gazetemiz lm- tiyaz Sahibi tlhan Selçuk'un, Veli Küçük ile doğrudan irtibat kurmadığı, aradaki irtibatı Do- ğu Perinçek ve Kemal Alem- daroğlu aracıhğı ile sağladığı ileri sürüldü. Şüpheli Alemda- roğlu'nun 25 Ekim 2003 günü Ankara'da Cumhuriyet'in 80. yılı kutlamalan çerçevesinde düzenlenen gösteriye katıldığı, öğrencilerin elinde "Ordu Gö- reve" yazılı pankartlann bu- lunduğu anımsatılarak Alem- daroğlu'nun telefon konuşma- lannda, "...ben gerçi her or- tamda söylüyorum ya artık herhalde bu iş demokrasiyle olmaz. Ulusal bir devrim ol- malıdır" dediği kaydedildi. Ergenekon örgütünün bir özel- liğiııin de kendi menfaatlanna ve ideolojilerine uygun olan darbeleri "devrim" diyerek övmeleri olduğu ifade edildi. Askeri yapüanma başkanı Perinçek Perinçek, Ferit İlsever, Gü- ler Kömürcü, Vedat Yenerer, Adnan Akfırat ve geçmiş dö- nemde Tuncay Güney'in doğ- rudan Küçük ile irtibath ol- duklan, Kömürcü'nün Zeke- riya Öztürk vasıtasıyla da OSMAN YILDIRIM'IN $İFRELİ MEKTUBU 'Demirel hedefteydV iddiası İstanbul Haber Servisi - Îd- dianamede, Danıştay davası sa- nığı Osman Yıldınm'ın, şifre- li mektupla soruştunna savcı- lanna ulaştığı, üyesi olmadığı- nı iddia cttiği Ergenekon örgü- tünün, Süleyman Demirel'in de aralannda buluııduğu birçok is- mi öldümıeyi planladığını söy- lediği öne sürülüyor. Yıldınm ifadesinde, Ergene- kon yapılanması içerisinde ol- duğunu bildiği tbrahim Genç'in kendisine komplo kur- duğunu, yalnızca Cumhuriyet'e saldından ceza alması gerekir- kcn, Danıştay saldınsından da sorumlu tutulduğuııu belirtti. Genç'in, yanında bulunduğu dönemlerde sohbet ortamlann- da birtakım şahısların adını, mektuba çizdiği şekil üzerine, geliştirdiği şifreli yazılar ile yazdığını ileri söyleyen Yıldı- nm, bunlann Ergenekon'un ey- lem yapmayı planladıkları kişi- ler olduğunu ifade etti. Sakallı ve şapkalı insan şeklinin kul- landıklan tetikçiyi temsil ettiğini söyleyerek "Bu insan resminin sağ tarafındaki arapça yazıda "ya Allah", sol tarafında da "Allah'u Ekber" yazıyordu. Bu cümleler tetikçilere kul- landırdıkları sloganlar, ke- lepçe resmiyle de tetikçinin ya- kalanacağı anlatılıyor" dedi. Yıldınm'ın ifadcsinc görc, Sü- leyman Demirel, Deniz Bay- kal, Erdoğan Teziç, Bülent Eczacıbaşı, Vural Savaş, Şe- ncr Eruygur, Kemal Anadol, Kemal Gürüz, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Tuncay Öz- kan, Sabih Kanadoğlu, Ahmet Necdet Sezer, Cumhuriyet gazetesi (yeni), Türkan Say- lan, Mustafa Süzer, ABD El- çiliği, Tülay Tuğcu, Orhan Pamuk, Ruhat Mengi, Lajen- dijk, VVilson ve patriklıaneler Ergenekon örgütü tarafından saldın planmın yapıldığı kişi ve yerler... Yıldınm, bu ihban yap- üktan sonra televizyondan Cum- huriyet gazetesine yeni bir mo- lotoflu saldın yapıldığını öğ- rendiğini de belirtti. Süleyman Demirel. Cumhııriyet'e sızma planı Ergenekon belgesinde, örgütün medya kuruluşlannın kontrol altına ahnmasından bahsedildiği kaydedildi tstanbul Haber Servisi- Ergenekon belge- sinde, örgütün medya kuruluşlannın kontrol al- tına alınması, kendi medya kuruluşlannı oluş- tunııası gerektiğinden bahsedildiği, bununla il- gili de "Ulusal Medya 2001", "Kanal 6 Ana- liz", "Televizyon Analiz", "Dergi" isimli ça- hşmalann yapıldığı kaydedildi. "Ulusal Med- ya 2001" adlı dokümana göre bağımsız ulusal medya kuruluşlannın yaratılabilnıesi için yurt- ta ve yurtdışında faaliyet gösteren Türk işa- damları arasından seçilecek kişilerden "Med- ya-Finans Konseyi"nin oluşturulması gereki- yor. Bu çerçevede öncelikle Cumhuriyet gaze- tesinin ele geçirilerek ulusal medya oluşumu- nun merkez üssü olması kararlaştınlmış. Belgede, bunuıı yanı sıra Perinçek grubuna ait Ulusal TV'nin ise görsel yayın kanadını oluşturabileceği, ancak bu televizyon bünye- sinde bir amcliyat gcrektiği, yine de Ulusal TV'nin, Cumhuriyet gazetesi ile elde edilecek başanya gölge düşürebileceği belirtiliyor. "Bu nedenle Cumhuriyet gazetesi ile Kanal 6 televizyonunun evlilik yapmasının daha akılcı olduğu"nun belirtildiği belgede, "Cum- huriyet gazetesinin reorganizasyonu" başlı- ğında ayn bir bölüm bulunuyor. Îddianamede şöylc deniliyor: "Gazetenin yönetimine sap- lantıları olmayan, değişik koşullara uyum sağlayabilme ve öngörü yeteneğine sahip, gerçek bir gazeteci portresinin getirilmesi gerektiği, gazetenin haber merkczinde görev yapan redaktör, yazıişleri görevlileri ve köşe yazarlarımn tümüyle değiştirilmesi gerekti- ği, yayım politikasının yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir." Belgede, Cumhuriyet'in ele geçirilmesiyle ilgili Gürbüz Çapan'la yapılan görüşmenin yazıldığı, Çapan'ın, Cumhuriyet'in "Ulusal Medyanın Merkez Üssü" olarak seçilmesini kabul cttiğinin belirtildiği kaydediliyor. Bura- da, hissenin, en az yüzde 51 'inin örgütün aidi- yetine geçmesinin kararlaştınldığının belirtildi- ği de ifade ediliyor. Başka bir dokümanda da Cumhuriyet gazetesinin Alman-Nazi istihbarat örgütünün finansal desteği ile kurulduğu, yine Hürriyet gazetesinin de Mossad bağlantılı ol- duğu, bu şekilde basının tümü ile dışa bağımlı Bilderbekciler tarafından rotası çizilen sermaye gruplan ve bunların hizmetindeki CIA'nın kontrolü altma girdiği ileri sürülüyor. Kuvayi Milliye demekleri ile ir- tibatlannı sürdürdüğü kayde- dildi. Demeğin başkanının Be- kir Öztürk'ü ve Kömürcü'yü Küçük'ün talimatlanna uygun olarak yönlendirdiği, Zekeriya Öztürk'ün örgütün üst düzcy toplantılanna katılıp alınan ka- rarları uyguladığı, Danıştay olayı sonrasında Küçük ile ir- tibatmı Güler Kömürcü vası- tasıyla yürüttüğü iddia edildi. Perinçek'in aynı zamanda as- keri yapılanma ile de irtibath bulunduğu ileri sürülerek Kü- çük'ün Türkeli dergisini kur- durduğu, kendi talimatı ile ku- nılan Vatansever Kuvvctler Güç Birliği Derneği'ne bu der- ginin yönetimini bıraktığı an- latıldı. Perinçek'in yönettiği kanallarda, Adnan Akfırat, Ferit İlsever, Serhan Bolluk, Hikmet Çiçek ve Hayati Öz- can'ın medya yapılanması içer- sinde yer aldıklan, istihbarat toplama ve kişisel verileri kay- detme ile devlete ait gizli bel- geleri ele geçirdiklerinin tespit edildiği öne sürüldü. Lider deşifre edilmedi "Gizli hiyerarşik yapıya bağlı üst örgütlenme, bu ör- gütlenmenin üst düzey ol- masının yanında stratejik örgütlenmenin de buradan yönetildiği ve kararlann bu- rada alınıp ait örgütlenme bi- rimlerine iletilip uygulama- ya konulduğu anlaşılmakta- dır" denilerek, bu plan çerçe- vesinde de eylem ve faaliyet- lere başladıkları, silahlı grup- lar oluşturduklan, Muzaffer Tekin'in bu grubun başmda ol- duğu, Tekin'in ofisinin gencl- de buluşma ve toplantı yeri ola- rak kullanıldığı, yine silahlı ve bombalı birimin Mete Yala- zangil vasıtası ile Tekin'e bağ- lı olarak hareket ettikJeri ileri sürüldü. Ergenekon ve "Dev- letin Yeniden Yapılanması" dokümanına göre planlama yürütme kunılu ve ait kurulun 21 kişiden oluştuğu, 21 ayn ör- gütlenme birimi ve bu birim- lerin aralannda farklı kişiler ol- duğu, buna bağlı olarak tüm şüpheliler arasında bire bir hi- yerarşik ve organik bağ bu- lunmasının, zorunlu olmadığı ifade edildi. Ergenekon baş- kanlığına 7 gizli birimin bağ- lı olduğu, 5'inüı başında asker bulunduğunun belirtildiği, bu bölümlerin başkanlıklanna ko- mutanlık diye isim verildiği, bu durumun örgütlenmenin ku- rucularının vc yöneticilerinin asker kökenli olduklarmı gös- terdiği kaydedildi. 'Örgüt için yazdılar' Şüpheli Hayrettin Erte- kin'in, tahliyc edilen Ayşe Asuman Özdemir, yazar Er- gün Poyraz, Güler Kömürcü, Umit Sayın, Emin Gürses ve Vedat Yenerer'in çcşitli gazete, internet sitesi ve telev- ziyonlarda örgütün amacı doğ- rultusunda yazı, yayın ve pro- paganda faaliyetleri yaptıkla- n iddia edildi. Örgütün sivil yapılanmasımn Aralık 1999 tarihli "Lobi - Ergenekon" dokümanında tüm aynntılanyla anlatıldığı ifade edilerek "Beş sivil yö- neticinin şüphelilerin eylem ve faaliyetlerinden Sevgi Ere- nerol, Kemal Kerinçsiz, so- ruştunna aşamasında ölen Kuddusi Okkır, tsmail Yıldız ve Erkut Ersoy olduğu, bun- lann örgüt içinde özel göre- ve haiz oldukları anlaşılmış- tır" denildi. '12 Eylül darbecileri deyargılansın' 78'liler Girişimi, Antikapita- list, EMEP, ESP, EHP, DTP, KESK İstanbul Şubeler Plat- formu, ÖDP, SEH, SDP, SPG, SODAP, Toplumsal Özgürlük, SODEVMn aralannda bulun- duğu çeşitli siyasi parti ile emek örgütleri Ergenekon operasyonları konusunda Ga- latasaray'da ortak açıklama yaptı. Açıklamada, "Eğer AKP hükünıeti yalnızca kendi- nc Müslüman, deınokrat değil- se ve darbeciliğe sahiden kar- sıysa, parlementoda kurulacak bir konıisyonla bütün darbeci- leri ve darbe girişimlerini so- ruşturmalı, anayasanın geçici 15. maddesini kaldırarak dar- bccilerin yargılanma yolunu açmalıdır" denildi. Açıklama- da, 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, "12 Eylül'de ABD desteğiyle darbe yapan paşalar, emir komuta zinciri içerisinde Türkiye'yi karanlı- ğa sürükleyen militaristlcr ne olacak? ABD'nin desteğiyle darbe yapanlar da yargılan- sın" dedi. (SERKAN YILDIZ) • Asil'den Tırpanlanan.. 'Vekil'e Ekim ayında yürürlüğe girecek olan yeni Sosyal Güvenlik Yasası, çalışanların birçok kazanılmış hakkını elinden aldı. Iktidar milletvekilleri, "IMFİstedi" deyip, gözlerini kırpmadan, birkaç günde çalışanların haklarını ellerinden alacak düzenlemeler için el kaldırdılar. AKP'li Ibrahim Yiğit'in imzasıyla TBMM Başkanlığı'na verilen bir yasa önerisinde bu yasanın "kendilerine dokunan" maddelerinin törpülenip, "milletvekillerine ayrıcalıklarının iade edilmesi"ri\ içeren bir dizi düzenleme öngörülüyor. Tabii bu girişimi tek başına Ibrahim Yiğit'e yüklemek de haksızlık olur. Belli ki birileri bu önerinin hazırlanmasında Yiğit'e "hatırı sayılır katkıda" bulunmuş. Çünkü Yiğit, verdiği yasa önerisinin "milletvekillerine ayrıcalık sağladığı, temsil tazminatı verilmesi öngördüğü ve emekliliği hak eden milletvekillerine 2 yıl parlamenterlik görevi yapma zorunluluğunu kaldırdığı" yönündeki haberleri şiddetle yalanlıyor. Bununla da kalmıyor, bunları yazan gazetecileri de "okuduğunu anlamamakla" suçlayıp hakaret ediyor. Ancak kimin "okuduğunu" ya da "verdiğiyasa önerisini anlamadığını" bizzat TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın açıklamaları ortaya koydu. Meclis Başkanı Toptan, Yiğit'in "külliyen" reddettiği, temsil tazminatına ilişkin düzenlemeyi de "1500 YTL temsil tazminatı, 2001 yılına kadar milletvekilliği sona eren ve emekli olamayan kişiler için halen ödenen bir tazminat. Onun yeniden ihyası için bir hüküm öneriliyor" sözleriyle doğruluyor. Yiğit şu saate kadar "Meclis Başkanı da okuduğunu anlamıyor" açıklaması yapmadığına göre, Toptan'ın tespitlerini doğru kabul etmiş demektir. Gazetecilere hakaret ettiği basın açıklamasında "Bu yasa teklifinin hangi cümlesinden, 1 günde emeklilik, 1500 YTL tazminat, ikiyıl yerine 1 yıl bekleme süresi" gibi anlamlar çıkarılıyor" diyen Yiğit'e önerimiz, altmda imzası olan teklifi, yanına bir sosyal güvenlik uzmanı alarak tekrar baştan sona okuması. Biz burada bir de vekillerin kendilerine yönelik "ayrıcalık" koparmaya çalıştıkları yeni Sosyal Güvenlik Yasası'yla çalışanların tırpanlanan haklarının bir bölümünü anımsatalım istedik. Olur ya belki "vicdan" - cüzdan arasına sıkışmaz da vekiller "ayrıcalık" isteminden vazgeçerler... • Başta gazeteciler olmak üzere ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanlara daha erken emeklilik olanağı sağlayan "yıpranma" tazminatı hakları ellerinden alındı. • Emekli maaşları kademeli olarak azaltılacak. Çalışanlardan daha çok prim kesilecek ve ele geçen ücretler azalacak. • Halen kadınlarda 58, erkeklerde 60 olan emeklilik yaşı kademeli olarak arrtırılarak 65'e çıkacak. • Kadın çalışanların emzirme yardımı ödeneği de düşülerek, hükümet, yeni doğan bebeğin "rızkına" bile göz koydu. • Evlenmediği sürece anne- babasının sağlık yardımından yararlanan kız çocuklarının bu hakkı 18 yaş ile sınırlandı. Ev hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli çalışıp prim kesilemeyecek kadar az gelir elde eden kadınların, sigortalı olma ve yardımlardan yararlanma hakları kaldırıldı. • Işsiz kalan sigortalıların işsizlik maaşı aldıklan süre boyunca sağlık sigorta primlerinin devletçe karşılanması tasarıdan çıkarıldı. Işsiz kalan Bağ-Kur'lunun 240, SSK'linin 90 gün boyunca sağlık hizmetlerinden sigortalı olarak yararlanma hakkı 10 güne düşürüldü. • Genel Sağlık Sigortası sonrasında tüm vatandaşlar ayrım olmaksızın eşit, ancak paralı sağlık hizmetinden yararlanacak. Her muayene için 2 YTL katkı payı alınacak. Hastaneler sınıflandırılacak ve hastadan yüzde 20 katkı payı talep edilebilecek. Hülya Avşar'ın defterleri TBMM'de... TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası'nda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarı görüşülürken kürsüye çıkan bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, TOKl'ye imar planı yapma yetkisi veren düzenlemeyi sert bir dille eleştirince Hülya Avşar'a dek uzanan atışmalar yaşandı: KAMER GENÇ: Başında Tayyip Erdoğan'ın en yakın adamı var. Devletin en kıymetli arsalarını gidip alıyor, devletin ihalelerini alıyor, getiriyor istediği tüccarlardan, kendi yandaşları fabrikalardan inşaat malzemelerini alıyor, hiçbir denetime tabi değil. Böyle bir keyfilik olmaz. Şimdi, TOKl'ye niye imar planı yapma yetkisini veriyorsunuz? İmar planı yapma yetkisi zaten devletin belli yerlerinde var. Ama siz bununla, nasıl ki Ergenekon'da AKP'ye karşı olanları gidip de hemen içeriye Hülya Avşar. alalım, aylarca, yıllarca iddianameyi hazırlamayayım düşüncesiyle hareket ediyorsunuz, şimdi de kızdığınız vatandaşların... VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Biz mahkeme miyiz ya? KAMER GENÇ: TOKİ gidiyor, devlet dairelerinde ihale alıyor, - hem rakipsiz alıyor- aldığı o ihaleyi de kendi yandaşlarına, ait müteahhitlere veriyor. Bu, devlet malının talan edilmesi demektir, talan, talan! Talan nedir biliyorsunuz değil mi? Bunu en iyi bilen sizin iktidarınızdır, tamam mı? NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Senin uzmanlık alanın o, o işleri sen iyi bilirsin. KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi, siz konuşmayın. Sizin İstanbul defterdar muavini olduğunuzu biliyorum. Hemen gittin Hülya Avşar'ın defterlerini incelettin, kadını ağlattın, onların hepsini ben biliyorum. Hülya Avşar'ın hesaplarını niye incelettin? Ne istedin o kadıncağızdan? TRT'de Pip Sultan'a 'Şah' yasağı DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız; 19 Temmuz günü Sıvas'ta Aşık Veysel adına düzenlenen TRT'nin de canlı yayın yaptığı Uluslararası Âşıklar Bayramı'nda Pir Sultan Abdal'a ait "Kul olayım kalem tutan eline/ Kâtip ahvalimi Şah'a böyle yaz" türküsünün "Kul olayım kalem tutan ellerel Kâtip arzuhalim yaz yâre böyle" biçiminde okunmasını bir halkbilimci olarak içine sindirememiş. Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi vererek konuyu TBMM gündemine taşıyan Yağız şunları söylüyor. "Sanatçı kardeşimizi kesinlikle yadırgamıyor ve suçlamıyorum. O nedenle de adını vermiyorum. Zira TRT'nin repertuvannda böyle kayıtlı olduğu ve 'şah' sözcüğüne yıllar önce yasak konulduğu içindir ki, sanatçımız değiştirememiş ve 'şah' yerine 'yâr' demek zorunda kalmıştır. Oysa özellikle bu türkünün Pir Sultan Abdal ve Alevi kardeşlerimiz açısından tarihsel bir önemi vardır. Bilindiği gibi, Hızır Paşa, Pir Sultan'a, 'İçinde Şah geçmeyen üç deme (şiir) söyle seni affedeyim' demiştir. Pir Sultan Abdal da üç deme söylemiş, ama üçünde de şah sözcüğünü geçirmiştir. Birinde, 'Hızır Paşa bizi berdar etmeden / Açılın kapılar Şah'a gidelim' demiş, ikincisinde 'Kul olayım kalem tutan eline / Katip ahvalimi Şah'a böyle yaz' diye seslenmiştir. İçinde şah sözcüğü geçen üçüncü demesinde ise 'Sizde Şah diyeni öldürürlerse / Ben de bu yayladan Şah'a giderim' diye isyan etmiştir. Bu yüzden de Pir Sultan Abdal idam edilmiştir. O nedenledir ki, 'Kâtip ahvalimi Şah'a böyle yaz' türküsünün, özellikle Pir Sultan Abdal'ın memleketi Sıvas'ta ve halk şiiri geleneğinin büyük ustası ve kendisi de Sıvaslı olan Âşık Veysel"in adına düzenlenen Uluslararası Âşıklar Bayramı'nda yanlış okunmasını bir halkbilimci olarak içime sindiremedim." DSP'Iİ Yağız, Devlet Bakanı Aydın'a "Bu, Pir Sultan Abdal'a yapılan çok büyük bir haksızlık ve anısına karşı büyük bir saygısızlık değil midir? Ayrıca, yaşamsal önemdeki tarihsel olaylarımızı çarpıtmak ve halkımızı da tarihimizle ilgili olarak yanlış bilgilendirmek anlamına gelmiyor mu? Pir Sultan Abdal'ın en önemli demelerinden/şiirlerinden birinin TRT'de aslına uygun olarak söylenmesinin sağlanması için de bir girişiminiz olacak mıdır" sorulannı yöneltti... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle