15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA HABERLER Serbest bırakılan Aygün, ATO olağanüstü meclis toplantısında 'Hiçbir zaman darbeci olmadım' dedi 'Aklanacağımdan kuşkumyok' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkani Sinan Aygün, hiçbir zaman darbele- rin ve darbecilerin yanında olmadığı- m belirterek, "Demokrasiden, hu- kuktan hiç ayrılmadım. Anayasal düzenin zedelenmeden sürdürül- mcsinin Türkiye için hayati önem taşıdığının bilincindeyim" dedi. Ay- gün, Türk yargısına sonuna kadar gü- vcndiğini, kendisine yönelik suçla-r malardan aklanacağından kıışkıı duy- madığını da vurguladı. Ergenekon soruşturtnası kapsa- mında tutuklandıktan sonra önceki gün serbest bırakılan Aygün, dün sa- bah ATO'ya giderek, olağanüstü mec- lis toplantısına katıldı. Uzun süreli al- kışlarla kürsüye çıkan Aygün, kendi- sine destek olan herkese teşekkür et- ti. Demokratik düzenin Türkiye için tek seçenek olduğuna her zaman inan- dığını ve 11 yıldır ATO Başkanlığı'nı da bu anlayış çerçevesinde yürüttü- ğünii dile getiren Aygün, "Demok- rasiden hiç ayrılmadım, hukuktan hiç ayrılmadım, yasalar çerçeve- sinde işlerimi sürdürdüm. Anayasal düzenin zedelenmeden sürdürül- mesinin Türkiye için hayati önem taşıdığının bilincindeyim" diye ko- nuştu. Aygün, şunlan kaydetti: "Benimle ilgili iddiaların yargı sü- rccinde aydınlığa çıkacağından ve mahkeme kararıyla aklanacağım- dan hiç kuşku duymuyorum. Türk yargısına sonuna kadar güveniyo- ATO Meclis yöneti- mi ve üyeleri ile ATO personcli tarafından coşkuyla karşılanan Sinan Aygün ATO'ya girdiğinde, bir koç ke- sildi. Yoğun ilgi ve sevgi gösterileri ara- sında ATO'nun top- lantı salonuna giren Aygün,uzun süre ayakta alkışlandı. Bu sırada ATO çalışanla- rından bazılarının ağ- ladığı görüldü. (Fotoğ- raf: NECATt SAVAŞ) rum. Yargıçlarımızın titiz bir ince- leme yapacağına kalpten inanıyo- rum. Çünkü darbecilik, darbe be- nim lügatımda yok. Bu tür eylem- lerin ve söylemlerin, en çok Türk iş âlemine zarar verdiğinin bilincinde olan bir insanım. 12 Eylül'den soıı- ra hissettik, yaşadık ve bundan en çok Türk iş âleminin zarar gördü- ğünü, siyasetçilere bir şey olmadığını gördük. Hiçbir zaman darbelerin Türkiye'ye huzur getirmeyeceğini biliyorum. Geçen süreçte, kendimi şöyle avuttum: Türkiye Cumhuri- ycti Devleti'nin misafîri oldum. Ge- rek Ankara Emniyeti, gerek İstan- bul Emniyct Müdürlüğü, savcılık ve hâkim sürecinde, gündc 3 öğün ye- meğimizi ayağımıza kadar getirdi- ler. Daha sonra Metris Cezaevi günleri, orada da ayııı şekilde ağır- landım; sonra Kandıra F Tipi Ce- zaevi günleri, orada da aynı şekilde... Devletimin 14 gün ekmeğini ye- dim, helallik istiyorum. Çünkü hak etmeden bir ekmek yemiş oldum. İnşallah devletime bu borcumu en kısa sürede öderiın." tlk kez yargıç karşısında Aygün, 11 yıldır sürekli konuşan bir başkan olarak bir kez bile hakkında ya- landan, iftiradan, hakarerten dava açıl- madığuu, hâkim karşısına çıkmadığı- nı, bunun takdir edilecek bir şey ol- duğunu belirtti. Aygün, kendisine yö- nelik suçlamalan gözden geçirdiğini, avukatıyla da konuştuğunu ve üst mahkenıeye verilmek üzcre dilekçe ha- zırladığını, dilekçe neticesinde de ön- ceki gün serbest bırakıldığını söyledi. 'Mcmura sordunı, yok dedi' Saat 19.00 sıralarında NTV'nin kendisinin serbest bırakıldıği haberi- ni geçtiğini belirten Aygün, dışanya çı- kış sürecini şöyle anlattı: "Haber üzerine infaz koruma memurunu çağırıp sordum, 'Öyle bir şey yok' dedi. Sonra CNN Türk televizyonu da aynı haberi verdi; yine çağırıp sordum, öyle bir şey olmadığını söyledi. Son olarak Star haber baş- ladı ve Uğur Dündar ilk haber olarak verdi. Tekrar sordum; 'Bakın Uğur Dündar da söylüyor, neden beni bı- rakmıyorsunuz' dedim. O zaman, 'Ben müdüriyete sorup, geleyim' de- di. 10 dakika sonra tekrar geldi ve böyle bir şey olmadığını söyledi. Ben de yaıılış haber diye düşündüm. Sonra koğuşun yağsız kapısı gıcır- dayarak açıldı, gardiyan geldi; 'Baş- kanım gözünüz aydın, faks yeni gel- di' dedi. Böylece, saat yedide baş- layan süreç, dokuzu çeyrek geçe bit- ti. Ondan sonra 'acaba nasıl giderim' dedim, 'taksiye binerim' diye dü- şündüm. Ama dışarı çıktım, 8-10 araçhk konvoy bekliyordu." 'Yargı doğruyu bulacak' Sinan Aygün, "Karşısımzda sanık olarak bulunuyorum. Dün tutuklu bir sanıktım, bugün tutuksuz bir sa- mğım ama yine sanığım" derken, ko- nuşmasını şöyle noktaladı: "Yüce yargının doğruyu bulacağına kal- ben, sonuna kadar inanıyorum. Çünkü hiçbir zaman darbeci ol- madım, darbelerin karşısında ol- dum; herkese de bu şekilde söyle- meye devam edeceğim. 14 gün evvel buradan çıknğını gibi yüce devletim beni buraya tekrar yolladığı için devletime, gardiyan kardeşlerimizc, polis kardeşlerimize, yüce yargı- mıza teşekkür ediyorum." ERGENEKON SORUŞTURMASI 'GizliliğiihlaV suçlamasına beraat kararı tstanbul Haber Servisi - Aydınlık Der- gisi Sorumlu Yazıişleri Müdürii Zahide Ruhsar Şenoğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında Aydınlık dergisinde yer alan haberler nedcniyle "Soruşturmanın Giz- liliğini İlılal Ettiği" iddiasıyla açılan iki dava ile yine aynı dergide yer alan bir baş- ka haberden dolayı "Türkiye Büyük Mil- let Meclisi'ni Alelen Aşağılama" iddia- sıyla hakkında açılan davadan beraat etti. Adliye çıkışı gazetecilerc açıklama yapan Şenoğlu'nun avukatı Mehmet Nuri Ayte- kiıı, "Mahkeme, kararıyla Ergenekon savcılarına ders vermiş, bu kararla giz- liliği asıl ihlal eden savcılar ise mahkûm olmuştur" dedi. 2. Asliye Ceza Mahkemesi'de dün görü- len duruşmaya Şenoğlu ile avukatı Ayte- kin katıldı. Cumlıuriyet Savcısı Kadir Nazmi Yelkenci esas hakkındaki mütaala- sında, derginin 29 Tenımuz 2007 tarihindc çıkan sayısında "Cumhuriyet Mitingle- rinin Kırılma Noktası ve Seçim, Türki- ye'yi Bölme Meclisi, 20 Apo, 20 Barza- ni, 90 Fetullah, 120 Hortumcu Mecliste" başlıklı yazının içeriğinde yer alan ifadelcr nedcniyle sanık hakkında 301/1 maddesi uyarınca dava açıldığını anımsattı. Yazının bütünü incelendiğinde atılı suçun unsurla- nnın oluşmadığıııı belirten cumhuriyet savcısı, sanığın beraatine karar verilmesini talep etti. Mahkeme Yargıcı Sevim Efen- diler de, dergide "basın hürriyeti kapsa- mında kamuyu aydınlatma, haber ver- me ve kamuoyu oluşturma ncdeniyle eleştiri mahiyetinde yazılar yazıldığını ve atılı suçların oluşmadığını" belirterek sanığın beraatına karar verdi. İki kez beraat etti Şenoğlu daha sonra aynı mahkemede, Aydınlık dergisinde 04.05.2008 tarihinde yer alan "Ümraniye Operasyonundaki Yalanlar", "Savcı Zekeriya Öz İfademi Aldı Tutanağa Geçirmedi" başlıklı yazı- lar nedeniyle yargılandı. Savcmın beraat isteminin ardından mahkeme, bu davada da atılı suçun unsurlanııın oluşmadığından sanığın beraatına karar verdi. Gizliliğin ihlali iddiasıyla açılan diğer davada ise Şenoğlu, Ergenekon operasyo- nu kapsamında tutuklanan lşçi Partisi Ge- nel Başkanı Doğu Perinçek ile ilgili ikti- dara yakın basın yayın organlannda yanlış haberlerin yapıldığını, bunun üzerine ken- dilerinin de Perinçek'in gerçek ifadelerini yayımladıklannı belirterek, "Biz de doğru haber yapma hakkımızı kullandık" dedi. Avukat Aytekin de, soruşturmayı yürüten savcılann, avukatların ulaşamadığı bilgile- rin bazı basın yayın kumluşlanna sızdınl- masına müsaade etmesi yüzünden sanıkla- nn adil yargılanma hakkınm ihlal edildiği- ni vurguladı. Aytekin, gerçek bilgilerin or- taya konması için ifadelerin yayımlanma- sının meşrıı bir hal aldığmı ve Aydınlık dergisinde de bunun yapıldığını söyledi. Mahkeme heyeti Şenoğlu'nun bu davadan da beraat etmesine karar verdi. ÜÜVELİ KÜÇÜK HASTANEDE Ümraniye soruşturması kapsamında Kocaeli 1 No'lu F tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, koğuşundaki banyoda düştü. İnfaz koruma memurlarının yardımıyla kalkan Veli Küçük, daha sonra cezaevi ambulansıyla yarı baygın halde Kocaeli Devlet Hastanesi'ne getirildi. Acil serviste tedavi altına alınan Küçük'ün kan ve idrar tahlilleri yapıldı, tomogrofisi ve röntgeni çekildi. Geceyi hastanede geçiren emekli Tuğgeneral Küçük'e eşi Leyla Küçük ve avukat olan kı/.ı Zeynep Küçük refakat etti. (Fotoğraf: AA) Bakanlık iddianamenin UYAP sisteminde hazırlanmasını istedi, savcı dışandan sisteme soktu Talimat göz ardı edildi İLHAN TAŞCI ANKARA - Ergenekon soruşturmasına ilişkin lstonbul Cumlıuriyet Savcılığı'nca düzenlenen 2 bin 500 sayfalık iddianamenin Adalet Bakanlı- ğı'nın genelgesine aykın olarak "dışarıda" ha- zırlanıp Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) siste- mine aktanlması kuşkulara yol açtı. Bakanlık ge- nelgesi, soruturmalann başlanıasından bitimine kadar her şeyin UYAP üzerindcn gerçekleştiril- nıesi talimatını içeriyordu. Buna karşın Ergene- kon iddianamesinin açıklanması 15 gün boyun- ca UYAP sistemine aktanlnıayı bekledi. Adalet Bakatılığı 9 Şubat 2006 tarihindc UYAP uygulamalarma ilişkin bir genelge ya- yımladı. Genelge, UYAP'ın yargı birimlerinde, nıerkez ve taşra teşkilatında bağlı ve ilgili kuru- luşlannda adalet hizmetlerinin daha etkin ve ve- rimli şekilde yürütülmesini, iş süreçlerinin hız- landınlmasını, elektronik arşivin oluşturulması- nı amaçladığına işaret edildi. Genelgedc "UYAP'nın işletime geçtiği bi- rimlerdeki bütün kayıt, tevzi, veri girişleri, so- ruşturma, kovuşturma, lıarç. duruşma, karar, infaz ve diğer tüm işlemlcrin UYAP üzerinden gerçekleştirilmesi" istendi. Bu gcnelgeye karşın lstanbul Savcılığı'nca yürütülen Ergenekon so- ruştunnasma ilişkin iddianamenin UYAP'a yük- lenmesi yaklaşık 15 gün sürdü. lstanbul Cum- huriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, iddia- namenin açıklanmasındaki gecikmcnin nedeni- nin UYAP sistemine aktanmdan kaynaklandığını duyurdu. Oysa Adalet Bakanlığı'nın genelgesi- ne göre, iddianamenin düzenlenmesinin UYAP'ın içerisinde yapılması gerekiyordu. '2500 sayfa en fazla bir saat sürer' Savcıhğın iddianameyi UYAP yerine tanıam- ladıktan sonra sisteme aktarması, iddianame "dışarıda" yazılıp, sonradan mı sisteme aktanldı sorusunu gündeme getirdi. Bilgi işlem uzmanlan ise 2 bin 500 sayfa da olsa iddianamenin siste- me aktanmının cn fazla bir saat süreceğini, Er- genekon iddianamesinde olduğu gibi 10-15 gün sürmesinin münıkün olmadığını kaydettiler. Sabriye Okkır: Acım bir o kadar daha arttı lstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşrurması kapsamında tutuklandıktan sonra sağlanı girdiği cezaevinden kanser tanısıyla zorunlu tahliye edil- mesinin ardından ölen Kuddisi Okkır'ın eşi Sab- riye Okkır, iddianamenin açıklandığı gün "Eşim hiç yere öldü. Başkaları aynı konumda ölmesin" dedi. Operasyon kapsamında yargılanan sanıklann ceza alsalar bile evlerine döneceklerini belirten Okkır, "Ama Kuddisi iddianamesini dahi oku- yamadan öldü. Onlar gibi bir gün geri de döne- meyecek" dedi. Okkır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suçsuz olduğunu bildiği için iddianamedeki id- diaları çok merak ediyordu. Ama onu kanser ederek, cezaevinden çıkardılar. Son günlerini yaşarken ona, 'Biz suçsuzuz. Olayını gündeme ta- şıdık. lnsanlar aydmlandı' diyerek teskin etmeye çalıştıysam da yaşama döndüremedim." ASKERİ SAVCILIK: BELGE İSTEMEDİK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanhğı Askeri Savcılı- ğı, askeri savcılık tarafindan Ergenekon so- ruşturması kapsamında yürütülen bir so- ruştunna bulunmadığını, tstanbul Cum- huriyet Başsavcılığı 'ııdan da bilgi ve bel- ge talep edilmediğini bildirdi. Genelkur- may Başkanhğı Askeri Savcıhğı'nın ya- zılı açıklamasında, önceki gün ve dün ba- zı basın-yayın organlannda lstanbul Cum- huriyet Başsavcılığı'nın gündemdeki bir soruşturma (Ergenekon) ile bağlantılı ol- duklan iddiasıyla bazı muvazzaf askeri per- sonel hakkında Genelkurmay Başkanlı- ğı'na bildirimde bulunulduğu, aynca Ge- nelkunııay Askeri Savcıhğı'nın da konu hakkında ayn bir soruşturma yapmak amacıyla gerekli tüm bilgi ve belgeleri ls- tanbul Cumlıuriyet Başsavcılığı'ndan ta- lep ettiği yönündc haberlerin yer aldığı anımsatıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca bu konuda yürütülen bir soruşturma bulunmamakta olup, lstanbul Cum- huriyet Başsavcılığı'ndan da bilgi ve bel- ge talep edilmemiştir. Ancak, adli ve as- keri yargı arasında yasal mevzuat çer- çevesinde sürdürülen işbirliği kapsa- mında lstanbul Cumhuriyet Başsavcı- lığı'nca yapılan aramalarda el konulan ve 09.07.2008 tarihli yazı ile resen Ge- nelkurmay Askeri Savcüığı'na gönde- rilen belgelerin niteliklerinin ve askeri yargıyla ilgisinin olup olmadığının be- lirlenmesi maksadıyla incelenmesine devam edilmcktedir." • - • • - • - • ; ' • • AVRUPA GURAY OZ Türkiye'nin Tasfiyesi İddianame tamam. lstanbul 13. AğırCeza Mah- kemesi'ne gönderildi. Mahkeme bakacak, uygun bulursa dava açacak. Biz de yargılama başladı- ğında... Yok, yok dostlar sağ olsun hemen, id- dianamenin içinde yazılanı, çizileni öğreneceğiz, hatta öğrendik bile. Başsavcı'dan duyduğumuz yalnızca tutuklu ya da tutuksuz yargılanmaları öngörülenlerin neyle suçlandıklarıdır. 2003 yılın- da değiştirilmiş "terör" tanımına uygun olarak birterörörgütü kurmak, yönetmek, yardım etmek gibi suçlardan yargılanacak şüpheliler. Hepsi bu kadar... ••• Başkaları ise bizden daha çok şey biliyorlar. O kadar çok şey "biliyorlar" ki, bildiklerinin pek çoğunun yalan yanlış olduğunu Başsavcı söyleyince insan şaşırıyor. Neden "yanıltıyorsu- nuz" ki bu değerli arkadaşları? Onlar sizden bek- lediklerini söylüyor, siz onların beklentilerini kar- şılayacak "bilgileri" veriyorsunuz da, ayıp olmu- yor mu yani?.. Yazık değil mi bu arkadaşlara? ••• Ama artık onlar da üzülmesinler. Yolun sonu görünüyor. Bu davada şu meşhur günlükler yok. Darbe te- şebbüsü iddiaları da şimdilik yer almıyor. Ek id- dianameye kaldığını söylüyorlar. Aynca o iddia- lara askeri yargının el koyacağına ilişkin belirtiler var. Olsun, zaten davaya fena halde taraf arka- daşlar da ilgilerini yavaş yavaş yitiriyorlar. Mak- sat hasıl olmuştur. Yandaş medyanın silahşorla- rı şimdi, "önemli olan bu dava değil, yargıla- nanlar aklansalar da, mahkûm olsalar da fark . etmez, bize gerekli olan bir tasfiyenin ger- çekleşmesiydi, bu da oldu, oluyor" demekte- ler. Tasfiye gerçekleşti herhalde. Kim kimi tasfiye etti, nasıl, ne zaman oldu ya da oluyor bilemiyorum, ama bildiğim başka bir tasfiye var benim... ••• Bu kargaşa içinde sizler, bizler Ergenekon'a, dalga dalga tutuklamalara bakar, şaşırır, üzülür ya da sevinir, zil takıp oynarken, Türkiye Cum- huriyeti adım adım tasfiye ediliyor. "Demokratik cumhuriyefin pek de derin ol mayan "demokratik" niteliği artık su götürüyor. Temsili demokrasinin övünç kaynağı "kuvvetler ayrılığı" darbelenmiştir. TV ekranları usuldan usuldan sansürün ege- menliğine geçiyor. Medya giderek tek sesli ol- muştur. Tekelleşmenin de ötesinde siyasi bir kut- bun eline geçmek üzeredir. Bunun çıplak anlamı ülkenin ufkunun kararması, zindanlaşmasıdır. Örneklerini Arap dünyasında, Farsi âlemde gö- rebilirsiniz. "Demokratik cumhuriyefin "cumhuriyet" ol ma özelliğinin de Batılı anlamından Doğulu bir an- lama kaydırılmak istendiği âlemin malumudur. Bu Batı'dan Doğu'ya kayışta, en önemli engel olarak görünen laikliğin, öncelikli ve temel bir hedef ola- rak seçildiği de herkesin bildiği sır değil mi? ••• Tasfiyenin oturduğu zemin var bir de. Bu zemin halkın açlıkla, yoksullukla, sadakay- la terbiye edilmesidir. Ekonominin kapılarının dış desteklerin deva- mını sağlamak amacıyla emperyalizme, küresel sermayeye tümüyle açılmasıdır. Memleketin ne- yi varsa paraya çevrilip günün kurtarılmasıdır. Gün kurtarılamaz hale geldiğindeyse, umdukları odur ki, demokrasinin içi tümüyle boşaltılmış, halk iyice terbiye edilmiş, sesini soluğunu çıka- ramaz hale gelmiş olacaktır. Günümüzün çok an- lamlı "Susma, sustukça sıra sana gelecek" slo- ganı tersine çevrilecek, genç felsefeci Ali Bu- lunmaz'ın dediği gibi "Sus, susmazsan sıra sa- na gelecek" olarak piyasaya sürülecektir. Sürülecektir de laf mı? Sürülmüştür. Sürülmekten de öteye geçmiş tasfiyenin temel sloganı haline gelmiştir. ••• Yeni Şafakçı, Tarafçı arkadaşlar çok haklı. Artık bu dava önemini yitiriyor. önemli olan bu dava vesilesiyle bir tasfiye hareketinin yol almış olmasıdır. Peki, biz ne yapacağız? Susmamayı seçebili- riz. "Sıra kime gelirse gelsin, susma" diyebili riz. Tasfiyeyi rahat koltuklarımıza oturup seyret- mek de mümkün tabii. Sıra bize gelene kadar seyrederiz. Çünkü bili- yoruz, susalım ya da susmayalım, sıra sonunda nasılsa bize gelecektir. Uzak ya da yakın, tarih böyle söylüyor. e-posta: [email protected] ABD 'den 'iç mesele' yorumu ELÇİN POYRAZLAR VVASHINGTON - Amerika Türk Koalisyo- nu (TCA) tarafindan düzenlenen toplantıda ye- ni çıkan kitabını tamtan ve Türkiye-ABD iliş- kilerine değinen ABD Kongresi Türk Dostluk Grubu eşbaşkanı Florida milletvekili Robert Wexler'e Türkiye'deki AKP kapatma davası ve Ergenekon soruştunnası soruldu. Türkiye'deki son döncmde yaşananlarla ilgi- li Türkiye'yi seven herkesin endişe duyması ge- rektiğini söyleyen Wexler, "Türkiye'nin bir anayasası, yargısı ve demokratik süreci var. Yeni bir seçim olsun olmasın Türk demok- rasisi varhğmı sürdürecek ve gelişecek" dedi. Demokrat Parti başkan adayı Senatör Barack Obama'yı destekkyen Wexler, Türkiye'de ba- zı kesimlerin Obama'ya yönelik endişeler taşı- dığını ancak Obama'nın başkan olması duru- nıunda iki ülke ilişkilerinin "çiçek açacağını" ifade etti. Wexler Obama'nın Irak'tan sorumlu bir biçimde asker çekmeyi planladığını ve bunu yaparken Türkiye ile yaİcın işbirliği içinde ola- cağını da sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle