Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
4
CUMHURİYET 16TEMMUZ2008 ÇARŞAMBA
HABERLER
Erdoğan, grupta yaptığı konuşmada, soruşturmada siyasi yönlendirme olduğu iddialannı kabul etti
'Ergenekon'un savcısıyım'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosıı) - Başbakan Tayyip
Erdoğan, CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal'ı illegal
yapılanmalann avukath-
ğına soyunmakla suçlar-
ken, "Bize de savcıhk gö-
rcvini sağ olsun yine on-
lar veriyorlar. Bu da güzel
bir şey. Niye? Savcı nıillet
idına oradadır. Biz de nıillet
adına hak aramanın, lıak-
kı savunınanın gay-
reti içerisindeyiz.
Eğer bu anlam-
da savcılıksa,
evet savcıyım"
dedi.
Başbakan Er-
doğan, partisi-
nin gnıp top-
lantısında ka-
patma davası
ve Ergenekon
iddianamesini
değerlendirdi.
Erdoğan, sa-
AKPGRUBU
Vekillerden
rozetli dava
protestosu
• AKP grup toplantısının basına kapalı
bölümünde kapatma davasıyla ilgili
değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Dava
temmuz sonuna kadar sonuçlanırsa ağustos
ayında TBMM tatil olur. Eğer dava uzarsa
ağustosta da çalışırız. Karar açıklanıncaya
kadar çalışınz" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosıı) - Başbakan
Tayyip Erdoğan. partisiyle ilgili kapatma davasının
temmuz ayı sonuna kadar sonuçlanması durumunda
ağustos ayında TBMM'nin tatile gireceğini, ancak
karann uzaması durumunda Meclis çalışmalannın
devam edeccğini söyledi. AKP'nin grup
toplantısında bazı milletvekillerinin yakalanna
"bırakın çalışalınT
1
yazılı rozetler takması, kapatma
davasına mesaj olarak değerlendirildi. Dün partisinin
gnıp toplantısının basına kapalı bölümünde kapatma
davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan,
"Dava temmuz sonuna kadar sonuçlanırsa
ağustos ayında TBMM tatil olur. Eğer dava
uzarsa ağustosta da çalışırız. Karar açıklanıncaya
kadar çalışırız" dedi. Erdoğan, milletvekillerini
TBMM Genel Kurulu'ndaki çalişmalara katılmalan
yönünde uyarırken, topiantı ve karar yeter sayısı
konusunda sıkıntı yaşanmasını istemediğini beliıtti.
AKP'nin grup toplantısı sırasmda bazı
milletvekillerinin yakalanna "bırakın çalışalım"
yazılı rozetler takması dikkat cekti. Söz konusu
rozetler, Anayasa Malıkenıesi'nin karan öncesi
mahkemeye mesaj olarak yorumlandı.
Fırat'tan alaycı sözler
Grup toplantısı öncesinde gazetecilerin davayla
ilgili sorulannı yanıtlayan AKP Genel Başkan
Yardımcısı Dengir Fırat, alaycı bir üslupla
"Türkiye Cunıhuriyeti bir hukuk devleti. Bana
göre kapaülmaması lazım. Niye kapatılsın?
Yazık değil mi? Cici bir parti" dedi. Fırat, bir
başka soru üzerine süreci belirleme yetkisinin
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a ait
olduğunu, anayasaya göre de karann gerekçeli
olarak açıklanınası gerektiğini beliıtti. Fırat,
"geçmişte karar açıklaııdıktan sonra gerekçenin
yayımlandığı yönünde uygulanıalar olduğunun"
belirtilmesi üzerine, "Okumam yaznıaın var.
Anayasada yazanı okuına ve anlaıııa kabiliyetim
var" diye konuştu. CHP'lilerin Ergenekon
iddianamesiyle ilgili olarak "Dağ fare doğurdu"
değerlendirmesi yaptığının anımsatılması üzerine
Fırat, "Onlar avukat olduklarına göre doğru, çok
iyi falan demeleri beklenemez" dedi. Eski
Başbakan Mesut Yılmaz'ın merkez sağda yeni bir
siyasi hareket başlatacağı yönündeki haberlerin
anımsatılması üzerine de Fırat, "Ona hayırlı
ıığurlu olsun, iıışallalı iyi olur" dcmeklc yetindi
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, davayla ilgili
karann YAŞ sonrasına kalabileceği yönündeki
değerlendirmelerin anımsatılması üzerine, "Yargı,
YAŞ'a kuruya bakınaz. Önüne gelen dosyada
soyut konular nedir, soıııııt duruın nedir ona
bakar, karar verir. Heni yargı siyasallas, masın
diyoruz lıenı de bu tür yorumlar yapıyoruz.
Bunun sorulmasını bile doğru bulmuyorum"
dedi. Çiçek, "Siyasallaşma olarak değil de bir
devlet krizi oluşmaması açısından usul
yönünden söyleniyor" denmesi üzerine, "Olur ınu
öyle şey? Bu siyasallaşma anlaınına gelir. Yargı,
krize nıırize bakınaz. Önündeki sonıut duruına
bakar. Aksi yerindelik denetimi olur. Hep
söylüyoruz yerindelik denetimi yapmasın diye,
lıeııı de siyasal tavırlar bekliyoruz. Kriz olur ınu.
olmaz ını o yargının işi değil. O buraıun,
Meclis'in işi. Yargı kararını verir, ondan sonra
Meclis ııe yapacağına bakar" dedi.
• Deniz Baykal'in Ergenekon soruştunnasıyla ilgili olarak "Başbakan savcı ise
Baykal da avukat olur" şeklindeki sözlerini eleştiren AKP lideri Erdoğan, "Biz
kendimize hiçbir vasıf tayin etmemişken, bize de savcıhk görevini sağ olsun yine
onlar veriyorlar. Bu da güzel bir şey. Niye? Savcı millet adına vardır. İddia makamı
millet adına oradadır ve biz de millet adına hakkı aramanın, hakkı savunmanın
gayreti içerisindeyiz. Eğer bu anlamda savcılıksa, evet savcıyım" diye konuştu.
dece belli bir zümrcnin siyasi cı-
karlannı düşünerek hareket eden-
lerin maskeleriyle birlikte deşif-
re olduklannı söyledi.
Geçen hafta lstanbul'da daha
önce dcfalarca sahnelenen kirli
oyunun bir kez daha sahnelen-
mek istendiği bclirten Erdoğan,
"Ama bu menfur saldırıyı ger-
çekleştiren o karanlık cller,
karanlık senaryoları içinde bo-
ğuldular" dedi. Türkiye'de her
firsatta kurumlann yıpratılma-
ması gerektiğini söyleyenlerin si-
yaset kurumuna yönelik yıprat-
malara karşı sessiz kalınaması
gerektiğini anlatan Erdoğan, de-
mokrasinin bütün kurum ve ku-
rallanyla yaşatılabilmesi için si-
yaset kurumuna en az diğer ku-
rumsal yapılar kadar hassasiyet
gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Ustü kapalı olarak kapatma da-
vasını eleştiren Erdoğan, 50-60
yıl kesintisiz siyasi yaşamına
devam eden partilerin bulunma-
dığı bir ülkede siyasetin kurum-
sallaşamayacağını söyledi.
Erdoğan, "Kendi siyasi tari-
himize bir bakalım, siyaset
kurumsallaşmadan demokra-
si nasıl kurumsallaşacak? Bu-
na bir dikkat edelinı" diye ko-
nuştu. Bu konuda herkesin öze-
leştiri yapması gerektiğini bclir-
ten Erdoğan, demokrasinin üst
seviyede kurumsallaştığı ülke-
lerde gelenekler üzerine oturan,
kalıcı ve kuşatıcı teamüller inşa
etmiş asırlık siyasi partiler ol-
duğuna dikkat çekti.
Erdoğan, siyasete dışandan
müdahalelerin nonnalleştiği bir
siyasi iklimde bu tür gelenek vc
teamülleri oluşturmanın zor ol-
duğuna işarct etti.
Demokratik siyasetin özünün,
medeni anlamda yarışma ve uz-
laşma olduğunu kaydeden Er-
doğan, uzlaşmanın hiçbir za-
man yüzde 100 olamayacağmı,
"kısmi azamisinin üzerinde
mutabık kalmanın" başanl-
ması gerektiğini söyledi. Geç-
mişte siyasetin yıpranmasına se-
yirci kalan siyasi aktörlerin na-
sıl kendi sonlannı hazırladıkla-
nnı, millet tarafindan nasıl taslîye
edildiklcrinin hep birlikte gö-
rüldüğünü kaydeden Erdoğan,
bugün siyasetin yıpratılmasına
sessiz kalan, yıpratma ameliye-
sine destek veren siyasctçileri de
aynı sonun beklediğini söyledi.
Baykal'a eleştiri
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
yü#üTi)yo£uz/..
namikzafer@yahoo.com
Erdoğan, CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal'ın Ergenekon so-
ruşturmasıyla ilgili olarak "Baş-
bakan savcı ise Baykal da avu-
kat olur" şekJindeki sözlerini de
eleştirdi. Baykal vc CHP sözcü-
lerinin son günlerdeki gayret-
keşliğini tarihin ve milletin kay-
dettiğini savunan Erdoğan, şöy-
le konuştu:
"Hukuki süreç henüz işler-
ken, demokratik siyasi sürcce
darbe vurma iddiasıyla soruş-
turulan illegal yapılanmala-
nn avukatlığına soyunmak,
ancak demokratik hukuk dev-
leti anlayışına inancı zayıf olaıı
bir siyasi anlayışın kalkışabi-
leceği bir iştir. Bu tür si-
yasetçilerin ve böyle bir
siyaset tarzının, siyase-
te verdiği zararı, de-
mokrasiye verdiği za-
rarı, hukuka verdiği za-
rarı herhalde başka
kinıse veremez. Iktida-
rı yıpratmak uğruna
bindiği dalı kesen, için-
de bulunduğu gemiyi
batırmaya çalışan siya-
setçi tipi, soruyorum si-
ze; bu millele ne vere-
bilir? İzliyor ve değer-
lendirmesini de buna
göre yapıyor, çünkü
kim kimlerin avukatlı-
ğına soyunmuş veya
kimler kimlerin avu-
katlığına soyunmuş. Biz
kendimize hiçbir vasıf
tayin etmemişken, bize
de savcıhk görevini sağ
olsun yine onlar veri-
yorlar. Bu da güzel bir
şey. Niye? Savcı millet
adına vardır. İddia ma-
kamı millet adına ora-
dadır ve biz de millet
adına hakkı aramanın,
hakkı savunmanın gay-
reti içerisindeyiz. Eğer
bu anlamda savcılıksa,
evet savcıyım."
Erdoğan, partiden hiç
kimsenin bir şey kopara-
mayacağıru belirtcrek, ye-
ni parti kurma hazırlığı
yapan Abdüllatif Şe-
ner'e de mesaj verdi.
'Atatürk ve Demokrasi' mitiııgi
Atatürkçü Düşünce Derneği, Ergenekon soruşturmasındaki gözaltı ve
tutuklamaları protesto için 19 Temmuz 'da Kadıköy 'de miting düzenliyor
İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Dü-
şünce Demeği (ADD), Ergenekon Soruştur-
ması kapsamında ADD Genel Başkanı Emek-
li Orgcneral Şener Eruygur'un da aralann-
da bulunduğu 48"i tutuklu 86 kişiye yönelik
hukuk dışı uygulamalan protesto amacıyla 19
Temmuz Cumartesi günii "Atatürk ve De-
mokrasi" mitingi düzenleyecek. ADD Ka-
dıköy Şube Başkanı Coşkun Gürel, Ergene-
kon soruşturması adı altında yürütülen saldı-
rıların hedefinin ulusalcı, aydın ve Atatürkçü
kesim olduğunu belirterek siyasi partilere, de-
mokratik kitle örgütlerine ve yuıttaşlara "bir-
lik" çağnsı yaptı, mitinge davet etti.
Coşkun Gürel, Kadıköy lskelc Meydanı'nda
saat 11.00'de başlayacak olan mitingle ilgili
ADD Şişli Şubesi'nde dün basın toplantısı dü-
zenledi. Gürel, Ergenekon Soruşturması'nın
Türkiye'ye yönelik bir saldırı olduğunu be-
lirtcrek saldınnm dış kaynaklaıca desteklenen
AKP hükümeti tarafındaıı ııygulandığını söy-
ledi. istanbul CumhuriyetBaşsavcılığfnca 13
aydır yürütülen Ergenekon Soruşturması adı
altında yapılan aranıa, gözaltı ve sorgulama-
larda evrensel hukuk ilkelerinin çiğnendiğini
beliıten Gürel, hukukun temel ilkesi olan "adil
yargılanma" hakkınııı ihlal edildiğini kaydetti.
ADD'nin demokratik ve laik hukuk sistenıi-
nc inanan, demokratik bir kitle örgütü oldıı-
ğuna da vurgu yapan Gürel, soruşturmayla il-
gili gizli bilgi ve belgelcrin AKP yanlısı ba-
sın kuruluşlarma servis cdilmcsiyle ilgili ise
"Şüphelilerin ulaşamadığı bilgi ve belgele-
rin hükümet yanlısı basında yayınlanma-
sı ibretle takip edilmiştir" dedi.
Cumhuriyet İçin Güçbiıliği Hareketi ise 27
Temmuz Pazar günü lzmir'de Ergenekon
Soruşturmasrnı protesto mitingi düzenleye-
ceğini açıkladı.
ÎP GENEL BAŞKAN VEKİLİ GÜLTEKÎN, PERÎNÇEK HAKKINDAKİÎDDıALARA TEPKÎ GÖSTERDİ:
Operasyon medyası yalan söylüyor
Mehmct Bedri Gültekin, Ergenekon
iddiananıesine yönelik basın açıkla-
nıası yaptı. (Fotoğraf: DİLEK DAŞCI)
tstanbul Habcr Servisi - Işçi Paıtisi (tP) Ge-
nel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin,
Ergenekon Davası'yla ilgili iddianamenin
içeriğiııin açıklannıadığı halde AKP yanlısı
"operasyon medyasfnda yayımlanmasını
eleştirdi. Gültekin, "Gizli olması gereken ha-
zırlık soruşturması döneminde, hüküııı ve-
rilmiş gibi yayın yapanlar, dava dosyasın-
dan aldıklarım iddia ettikleri belgeleri ya-
yımlayanlar, bile bile yalan haberleri maıı-
şetlere taşıyanlar, tek bir mcrkezden servis
edildiği belli olan haberi çok sayıda gazete
ve televizyona aynı anda servis yapanlar, asıl
çetenin nerede olduğunu vc nc yaprığını tar-
rışına götürmcz kanıtlarla ortaya koynıak-
tadırlar" dedi.
İP İstanbul ll Başkanlığı'nda Ergenekon id-
diananıesine yönelik basın açıklaması yapan
Gültekin, hazırlanan iddianame ve dava ilc il-
gili olarak ortalıkta dolaşan iddialann hiçbir
dayanağının olmadığını anlattı. Gültekin,
şöyle devam etti: "Doğu Perinçek ve diğcr ar-
kadaşlarıınızı terör örgütü yöneticiliği ve
üyeliği ile suçlamak bu davanın içi boş bir
dava olduğunu göstermeyc fazlasıyla yeter.
Perinçek ve İP, 40 yıldır terörle mücade-
le ediyor. Bugüne kadar hiç kinıse bizim-
le ilgili olarak 'tek bir terör olayının içinde
olmak" gibi bir iddiada bulunmadı. Eıııni-
yet Genel Müdürlüğü'nün İP'nin terör ey-
îemleriyle ilgisinin olmadığını belirten ra-
porları mevcuttur."
Perinçek'in Ergenekon operasyonu kapsa-
mında birlikte terör örgütü içinde yer aldığı id-
dia edilen diğer isimlerle yan yana düşünül-
mesinin mümkün olmadığını ifade eden Gül-
tekin, "Doğu Perinçek'in 40 yılhk siyasi mü-
cadele geçmişi Amerika'ıun Türkiye'deki il-
legal terör yapılanmasına karşı mücadele-
nin tarihidir" dedi.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Geleceğe Döniiş - II
Pazartesi günü, ABD hegemonyasını, Clinton dö-
neminin "uluslararası topluluk", "insani amaçlı mü-
dahale" kavramlarına dönerek, bir "emperyalist
yönetişim projesi" üzerinde anlaşan blok oluştura-
rak restore etme çabalarından söz etmiş, çok de-
ğerli enerji ve mineral kaynaklarına sahip Afrika kı-
tasının, hem bu projenin oluşması sürecinde kata-
lizör hem de hedef olacağını ileri sürmüştüm.
Eğer, ABD- Ingiltere ekseni, "uluslararası toplu-
luğu", "kurtarma sorumluluğu" konsepti bağla-
mında, bazı Afrika ülkelerine doğrudan müdahale
etmeye ikna edebilirse, herrı ABD "liderliğini" yeniden
kanıtlamış, hem de müdahale edenler bir taşla iki
kuş vurmuş olacaklar. Birincisi, klasik emperyalist
güçler Afrika'ya doğrudan müdahale etmeye baş-
layabilecekler. Ikincisi, emperyalist ideolojinin,
sömürge siyasetini meşrulaştıran en önemli iddia-
sına geri dönülmüş olacak: Siyah adam çocuk gi-
bidir, kendi kendini yönetemez. Beyaz adam bu so-
rumluluğu yüklenmelidir.
Bu müdahalelere hedef olabilecek iki ülke belli ol-
maya başladı. Bunlardan biri Zimbabve, diğeri de
pazartesi günü Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC)
tarafından, devlet başkanı, ülkedeki meşru muha-
lefet güçlerinin itirazlarına, uluslararası gözlemcilerin
ve uzmanların, "krizi daha da derinleştirir iç savaşa
yol açar" itirazlarına karşın "soykırım" gerçekleştir-
mekle suçlanan Sudan. ICC'nin, 10 yıl önce kurul-
duğundan bu yana hep Afrika ülkelerini hedef almış
olmasının olası etkilerini, petrol kaynaklarıyla ilgisini
bir başka yazıya bırakıp, burada kısaca Zimbabve'ye
bakmak istiyorum. Çünkü Zimbabve önce desta-
bilize edildi, bir iç siyasi ekonomik krize itildi, son-
ra hedef tahtasına çıkarıldı. Sürekli, sömürgecilik-
ten söz eden bir liderliğe sahip olması da Batı açı-
sından ayrıca can sıkıcıydı.
Sömürge mirası üzerinden zorla kriz...
Afrika'da sömürge sistemi çökerken, şimdiki
Zimbabve'de iktidarı elden kaçırmak istemeyen
beyaz azınlık (yerleşimciler) 1965'te lan Smith'in
önderliğinde bağımsızlık ilan ettiler. Ingiltere sö-
mürgesini kaybetmiş olmasına karşın askeri bir
müdahaleyi gündemine almadı. Ancak siyah
halk Zanu ve Zapu örgütleri yoluyla bir ayaklan-
ma, gerçek bir bağımsızlık savaşı başlattılar. Bu
örgütler bağımsızlığı 1980'de kazandı ve ülkenin
yönetimi siyahların eline geçti. Ancak, yeni dev-
letin kuruluşu sırasmda liderlik, nüfusun yüzdei'ini
oluşturan beyazların elindeki, ticari olarak önem-
li toprakların yüzde 70'ini kapsayan mülkleri ka-
mulaştıramadı. Diğer bir deyişle bağımsızlık sa-
vaşının en temel ekonomik talebi karşılanamadı,
dahası potansiyel bir siyasi sorun kaynağı olarak
hep gündemde kaldı.
1998 sonunda ülkenin ekonomik koşulları ağırlaşır,
IMF de facto bir ambargo uygulamaya başlarken bu
toprak reformu, bu kez iktidar partisinin muhalefet
karşısında gücünü koruma çabasının bir parçası ola-
rak yeniden gündeme geldi. Gelmesiyle birlikte baş-
ta Ingiltere ve ABD olmak üzere Batı'nın, Zimbab-
ve'ye tavrı hızla sertleşmeye başladı. Mugabe hü-
kümeti 2000 yılında sömürgecilikten kalma yerle-
şimci beyaz çiftçilerin ellerindeki toprakları alıp si-
yah köylülere dağıtmaya başladı.
Sömürgeciler geri gelmeye hazırlanıyor...
Batı basını zaten otoriter eğilimlerinden, yolsuz-
luklarından dolayı kolay bir hedef olan Mugabe'yi
yeni-Hitler olarak sunmaya başladı. Ancak Muga-
be, o sıralarda gündemde olan ikinci yeni Hitler ada-
yı Saddam'ınkinden çok farklı bir rejimin üzerinde
duruyordu. Örneğin 2001 'de ABD Temsilciler Mec-
lisi Zimbavve Demokrasi ve Ekonomik Kurtarma Ya-
sası'nı geçirdiğinde, ABD Kongre üyesi, Cynthia
McKinney, "Neden genelde demokratik özellikler
gösteren bir Afrika ülkesine ambargo uygulamak is-
tiyorsunuz" diye soracak ve ekleyecekti, "Zim-
babve Afrika'nın iki demokrasisinden biri. Çokpar-
tili rejimi, parlamentosunda muhalefet grubu, yö-
netimi kıyasıya eleştiren bir basını ve bağımsız yar-
gıçları var"...
Ancak ok yaydan çıkmıştı. Batı hükümetleri ve
uluslararası kurumlar Zimbabve'ye ekonomik yap-
tırımlar uyguladılar, dış kredi kaynağını kuruttular,
yabancı yatınmcıları korkuttular ve ülkedeki krizi kao-
sa ittiler.
Geçen mart ayında yapılan parlamento ve baş-
kanlık seçimlerini Mugabe kaybetti. Ancak iktidarı
terk etmiyordu. Böylece yönetimin ülke içindeki meş-
ruiyeti hızla aşınmaya, zaten çok yaşlı olan Muga-
be'nin rejimi çöküşe doğru hızla ilerlemeye başla-
dı. Işte bu noWada Batı ikinci önemli müdahaleyi ya-
parak muhalefet lideri Tsvangirai'yi tabanda, ço-
ğunluğu kendisini destekleyen halka dayanarak de-
mokratik ve kitlesel eylem yollarıyla mücadele et-
mektense, Mugabe hükümetini soykırımla suçla-
yarak Batı'ya sığınmaya ikna ettiler. Böylece yukarıda
değindiğim bir taşla iki kuş vurma şansı oluştu. Ba-
tı, özellikle Ingiltere ve ABD, Zimbabve'ye doğru-
dan müdahale edebilecek. Ikincisi, Zimbabve hal-
kı devreden çıkanlarak pasifleştirilecekler, demokratik
kültürlerini geliştirme şansı ellerinden alınacak, ye-
niden "çocuklaştırılacaklar". Böylece geçmişte
sömürgeciliğe baş kaldırmış olan bir halk daha ezil-
miş olacak. De nobis fabula naratur!
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
ULUSAL BUGUN
13:00
GÜNÜN İÇİNDEN
Esin Ergonç
Bütün yOnleriyle
Ergenekon tertlbi
GÜNDEMİN ÖTESİ
Rıze Zelyut ve
Mustafa Dolu
Ergenekon İddianamesini
degerlendlriyorlar