25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 'Opera üç boyutlu bir tablonun hayata geçirilmesi gibiydi' Aida ve gençlik... O pera sanatı ölüyor mu? Gençlik opera- ya ne kadar gidiyor? Bu "Fast food" dünyasında Iıangi genç saatlerce opera izleyebiliyor? Bu sorular yalnız Türkiye'de de- ğil dünyanın her köşesinde soruhnakta. Yıllardır Boğaziçi Üniversitesi'nde verdiğim Müzik Tarihi derslerimde sınıfla tanıştığım ilk gün hep sor- muşumdur: "Içinizde lıiç opera izlenıcmiş olan var nu?" Önceleri birkaç el kalkardı havaya yü- reklice. Sonralan bu soruyu tersine çevirdim: "Içi- nizde hiç opera izlemiş olanınız var nıı?" Yi- ne bir, bazen iki kişi çıkabiliyor. Ben de on- lara opera izleme ödevi verir oldum. Yıl sonu sınavı için bir konser ve operaya gidip sınıfta öğrendikleri bilgiler ışığında değcrlendinnele- rini istiyorum. Bu kez Istanbul Devlet Opera- sı'nm yeni prodüksüyonu olan Aida'ya gitınc- yi seçmişlcr. Vc türnü de ilk kez bir opera izle- menin heyecanını aktarmış. 21 -24 yaş arasında- ki bu gençlerin ilginç saptamalarını okurlanmla paylaşmak istediın. "İlk defa operaya gittiğimden doğrusu baş- larda biraz heyecanlıydım. Eserin daha ilk da- kikalarıııdaıı itibaren Grand Opera'nın özel- liklerine rastladım. Dekor, konunun geçtiği dö- nenıe göre ayarlanmıştı. Heykeller, sanatçı- lann kıyafctleri, gösterişliydi. Ayrıca eserde ge- çen bütün diyaloglar günlük ses tonuyla değil, şarkıyla veriliyordu. Operayı baştan sona i/.- lerken bu sanat dalının ne kadar zor olduğu- nu fark ettim." Öğrencilerimin tümü neyse ki öy- küyü önceden okuyup gitmişler. Hemen hepsi, opera başlamadan önce edindiklcri kitapçığa övgüler yağdırmış, perde açılmadan önce bir çır- pıda öyküyü ve Verdi hakkında yazılanlan oku- maya çalışmış, önceki bilgileriyle pekişrinnişler: "Eserle ilgili bir kitapçık olması çok fayda- lı oldu. Opera türünü izlemeye çok fazla alı- şık olnıasam da olayları, yeri ve zamanı öyle- sine güzel betimleyen bir dekor vardı ki, bir an bilc bir kopukluk yaşamadan izledim. Yalnız gitmeden önce öyküyü okurken tutsak Prenses Aidayı gözümde incecik hayal etmiş- tim, güzel sesine karşın daha tombul bir prenses vardı sahnede. Genel olarak baktı- ğınıda opera denen ilk kez tanıştığım bu gös- teriden doğrusu bu kadar etkileneceğimi bek- lemiyordum. Üç boyutlu bir tablonun hayata geçirilmesi gibiydi." Aynca dcrste bu dönem 19. yüzyıl operasmı ve Grand Opera geleneğini işlemiştik. Kimi teknik terimleri ve besteci hakkındaki bilgilerini de an- latınılannda kullananlar vardı: "Aida'da Ver- di'ııiıı romantizmi açık bir şekilde görülüyor. Her perdedeki tcmalar bütün duygusallığıy- la seyirciye anlatıbyor. Ayrıca gösterişli kos- tümler, ışık oyunlan ve muhteşem dekorla Grand Opera'nın özellilderi yansıyor... lş- te opera seyirciyi böyle etkilemeli, ayakta al- kışlanmalı." Genellüde 4 saatlik süre önceden gözlerini korkutmuş. Oysa hemen tümü bu sürenin nasıl geçtiğini fark etmemiş bile: "Acaba arya- lar ve tekrarlar biraz kısaltılamaz mıydı diye kuşkularım vardı, başında dört saat nasıl da- yanacağım diye düşünüyordum. Ama böyle- sine görkemli dekor ve kostümlerle, güzelim melodilerle lıenı görsel hem işitsel olarak saıı- ki 4 saatten de uzun seyredebilirdim bu ope- rayı." Bir başkası da 4 saatin nasıl geçtiğini şöy- le anlatıyor: "Dört saat süresine rağmen tutkulu korosu, orkestranın tüyler ürpertici görkemi ve sanatçıların başarılı performansı bu süre- yi eritti. Beni en çok etkileyen eserin son bö- lümünde gerçekleşen mezarlık sahnesiydi. Aida'nın Radames ile birlikte ölüme yelken aç- maları, aşklarının büyüklüğünü hissettirdi." Anlaşılan dekor ve ışık onlan en çok etkileyen etmenler olmuş, aynca sahne üstünde elektronik yazıyla yansıtılan Türkçe çeviriden de et- kilenmişler: "Arkada ışık oyunlarıyla canlan- dırılan Nil nehrini özellikle çok başarılı bul- dum. Burada Radames, Aida ve Amonas- tro'nun aynı anda farklı şarkıları söylemesi - önceleri takip etmem biraz zor da olsa- seyir- ciye keyif vericiydi. Sahnenin üst kısmında elektronik olarak Türkçesi yazan librettoyu iz- lemek zor oluyordu, aynı anda sahneyi de ka- çırmamak imkânsızdı, ama tek kelime bilc kapsanı olayı daha iyi anlamama yol açıyor- du. Orkestra sahnenin altındaki çukurdaydı. Şefin arkası dönüktü ve belden yukansı gö- rülebiliyordu. Bir anda şefin ellerini sahnede görebiliyordunuz ve aynı anda müzik tır- manmaya başhyordu, özellikle o anlar çok ho- şuma gitti." En hoşlanna giden pcrdelerden bi- risi beklediğim gibi danslanyla, marşlanyla gör- . kemli olan ikincı perdeymiş. Ama son sahnede- ki duygu yüklü kapanışı övmeleri, hâlâ gençle- rin romantik duygular taşıdıklannın göstergesi. www.evinilyasoglu.com Afiro'mın soyut Prof. Dr. ÜMRAN BULUT M iro bazen girift, bazcn de yalın biçimleriyle renkli ve sıra dışı sanatçı olarak anılır. lzleyenlere bir şeyler çağ- nştıran lekeleri, çizimleri ve zaman zaınan da birkaç renkle sınırlandınlmış bir paleti vardır. Sanata duyarlı insanlan, yaratımı bilenleri her zaman biler; güçlü kılar. "Neden böyle? Ne yapmak istemiş? Hangi sanat bu?" diye resmin plastik özel- liklerini anlatan, anlamını sorgulatan sorular sorduıiır. Adeta bir eğitimci gibidir, sanatı öğretir. Soyut sanatı, gerçeküstücülüğü du- yumsamanın önkoşullarında duraksatır. tçselliğin, özgünlüğün, yaratıcıhğın sırursızlığmda dolaşan estetik algısıyla birçoklannı sanata karşı olabildiğincc özcndirir. "Kafanızı yorun, sanatı an- lamaya çahşın" dedirtir. Miro 1920'lerden hayatının sonuna kadar sürrealistler arasında yer almış, ama kendi çiz- gisini, görsel seçkisini belirgin kılmaktan hiç vaz- geçmemiş, duyarlılığını şiirselliği ile bezenıiştir. Kendiliğindenliği otoınaii/nı'i savunur. Aslm- \ da sadece savunur demek yanlıştır, Miro kendi- lindenliği adeta doruklannda yaşamıştır. Çocuksu içselliği ile oluşturduğu soyut dili etkileyicidir. Pe- ra Müzesi'ndeki sergisinde kendinizi özgür ve mutlu hissetmeniz çok doğal. Çünkü siz de tüm do- ğallığını gerçeküstücü tavnyla bütünleştirmiş modern bir sanat- çinın içselliğine tanık olacaksınız. Belki de dikkate almadan uzak- laşacaksınız Miro'dan. Ama öğreneceğiniz nokta, onun üretimi ile birçoklan arasında özentilerc neden ohnuş bir sanatçı olduğudur. Miro'nun resmi sanatsal yaraıımın en uç noktalannda du- yulan bireyselliğin nc denli yetkin olabileceğini gösterir. Özgün bir sanatçının yorumundaki diyalektiliği kanıt- layan Miro'nun 2. Dünya Savaşı'nın ardından yaptığı bas- kılannı, resimlerini, heykellerini izlemek için Pera Mü- \ zesi'ne 31 Ağustos'a kadar gitmelisiniz. \ Yoyo Maeght ve Pera Müzcsi işbirliğinde izleme şan- ] sma kavuştuğunıuz savaşın ardındaki Miro'yu hisse- deceğiniz sergi, aynı zamanda da renklerin coşkusunun yanı sıra resimdeki armoni, ritim, sembol, simge okumalan için bilgilenme firsatı sunuyor. Sergiden aynhrken kuşkusuz siz de Fransa'da Maeght ailesinin 1964'te kurduğu ve modern sanatın destekleyicisi olan Maeght Vakfi'na özeneceksiniz. Belki de böy- lesi vakıflan düşlcyip rahatlayacaksmız... DENİZE DİPLOMAT OTELueAPART DOĞACENNETİ "• 7MARMARİS - MUĞLA Ui ÖzelPlaj, Yiizme Havuzu, Geniş Batrçe, Oto Park, Wi-R İnternet Geniş Balkon,Telefon. Kliıııa, MinlBaı. Oİjİtâi Rec8wer_Uydu TV, Saç Kurutma GENİŞ BİLGİ, FİYATve REZERVASYON www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 KİŞİ BAŞI; 42,50/YP'dan BAŞLAYAN FİYATLARLA • STAR HOTEL • Ölüdeniz'de harika bir tatil imkanı Fethiye Ölüdeniz Ovacık'ta PLAJ + Havuz + Çocuk Havuzu ve Bahçesi Açık-Kapalı Restaurant + Bar + Havuz Bar Odalarda: Klima + TV + Fön + Balkon+Kablosuz Intemet Sabah + öğle + Akşatn Açık Büfe Yemekler + 5 Çayı Ikramlan Tüm Yerli Alkollü ve Alkolsüz içeceklerimiz ÜMİTSİZDİR. * Haftada 2 Gün Kömiirde Mangal Zevki Dans Gösterileri + Animasyonlar FETHİYE OTOGARINDAN ÜCRETSİZ TRANSFER Anlaşmalı plajımıza ücretsiz servis 12 Adalar+KelebeklerVadisi+Dalyan+Göcek+JEEP ile Saklı Kent Turlarına Katılma İmkanı 7 GECE 8 GÜN HERŞEY DAHİL 16.07 - 06.08 Arası: 2 KİŞİ 900 YTL 17.08 - 31.08 Arası: 2 KİŞİ 825 YTL. Hiç Peşinatsız 12 Taksit İmkanı Indirimler: Nakit ödemelere & Balayı çiftlerine & 60 yaş üstüne %5 Aynı odada kalan 3.kişiye %10 + 4.kişiye %15 + 13-16 yaş %25 +7-12 yaş %50 + 0-6 yaş 2.çocuk %75 + 1.çocuk ücretsizdir. Aile ortamında huzurlu ve zevkli bir tatil düşlüyorsanız, Sizleri STAR HOTEL'e bekliyoruz. Tel: 0252.616 76 11 - 12 Cep : 0543.882 91 11 - 0533.416 21 84 www.oludenizstar.com -« tSöıO R E N T A T İ L K O Y U mutfu ffirtatifiçin... XX TTTTTTY I L L A R D I R S ö İ N L E N C E A L I Ş K A N L I Ö I Büyük-küçük havuz, futbol, basketbol, plaj voleybolu, masa tenisi.mini club,oyun alanlan, çim çocuk parkı, atari salonu, kablosuz internet erişimi. REZERVASYON VE BİLGİ: Tel:+90.266.416 37 76 (pbx) Faks: +90.266.416 32 26 artemis@artemis.gen.tr www.artemis.gen.tr Artemis Tatil Köyü, 30.000 nf'lik bir alanda denizin hemen kıyısında kurulmuştur. 112 standart oda ve 6 suit, toplam 244 yatak kapasitesiyle yörenin en buyuk tesisidir. Peyzaj düzenlemesiyle ünlü, rengarenk çiçeklerin kokulannı yaydığı tatil köyümüzde, tüm odalarda klima, balkon, direkt telefon.saç kunjtma makinesi, minl bar ve TV mevcuttur. BODRUM/MİLAS/ÖREN TAM PANSİYON AÇIK BUFE KİŞİ BAŞI Haziran Temmuz Eylül - Ağustos 40 YTL 55 YTL 40 YTL Cumhurlyel okurlarına özel %10 indirim. Gazeteniz hersabah kahvaltı masanızda. 0-6 Yaş Ücretsiz 6-12 Yaş %50 indirimli. Odalarımızda; Klima, Tv uydu yayını, 24 saat sıcak su, kablosuz internet mevcuttur. Tel : 0252.532 28 44 Fax : 0252.532 28 43 GSM : 0532.650 68 68 0542.609 98 98 0505.535 70 95 www.oteldenizyildizi.net HUNNAPHAN Slr hrt; t»)wdt Hlt bılıkltm.)»:«;«" kmk Btf» inkim 1)1 m. mufrit tU», mtjn ıj$flm tmmi* ıtkin n hx*rlu I itıl %U)t uUf Ur hlii tttl I mm İskele Mah. Koru Mevkli. 36.Sokak No: 2 Oatça Tel: +90.252 712 41 81 Fax: +90.252 712 40 81 Web: http://www.datcaturkevi.com Tarih, Deniz ve Oksijeni ile, Kazdağı eteklerinde, lOOOyıllık geçtnişi olan, taş evleri ile dikkat çeken tarihi Adatepe Köyü içinde, 250yMık otantik mekanlartnda, konukUtrtm ağtrlıyor. Cumhuriyet Okurlanna özel indirim. Adatepe Köyü - Küçükkuyu - Çanakkale - Türkiye Rez. Tel :+90.286 7526581 Faks : +90.286 7522066 GSM: 0533.4363232 http://www.hunnaphan.com E-mail: info@hunnaphan.com GÜZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN SönirgecîyeIıHenTokat Biliyorsunuz, Istanbul'u 1453'te Bizans'tan geri al- dık; geri aldık diyorum, çünkü Kâzım Mirşan belge- leriyle kanıtladı, Halûk Tarcan da kitabına aldı, daha ortalıkta Hıristiyanlann izi bile yokken, ön-TürklerTrak- ya'ya gelmişler, mağaralara izlerini yazılannı bırakmışlar, sonra Boğaz'ı geçip Erenköy dolaylarında yaşamış- lar. Ama küresel buyurganlık döneminde bunlan ön- ce Türklere anımsatabilmek, sonra alçak Batılılara onaylatabilmek için yeni bir Atatürk gerekiyor. Istanbul yeniden Türklerin eline geçip de Çin ve Hin- distan'dan gelen değerli ürünlere ulaşım engellenin- ce, sömürgeciler öncülerini gemilere bindirip Hindis- tan yoluna saldılar. Bunlardan biri Hindistan'ı değil, ama onun kadar zengin başka bir karayı, Kuzey ve Güney Amerika'yı buldu 1492'de; o günden sonra bu iki ana- karada yaşayan güzelim uygar halklar soykınmdan ge- çirildi, bütün zenginliklerine el koyuldu. Oysa belki ilk ışığı Atatürk'ten almış soylu bir önder, Fidel Castro, Küba'da bütün bunların bilincinde; ge- çende yazılarından birinde şöyle diyordu: "Amehkan fıli, sağlık ve eğitim konusunda Küba ka- rıncasınayenildi; ABD, bualanlarda, Küba'ylayanşa- maz. Zorba buyurganlık (faşizm) tarihin hiçbir döne- minde görvlmediği kadar tehdit edici ve güçlü biçimde yeniden boygöstermiştir; Amerikan imparatorluğu, her şeye egemen olmak üzere, dünyanın dört biryanına uçak gemisi göndermektedir. Sağlık konusunda bi- zimle yanşabilmek için, bunlardan birini hastaneye çe- virmiş, insanlan sağaltmak üzere, 10 gün süreyle dün- yanın çeşitli ülkelerine gönderiyor. Ama boşuna." 1492'den beri acımasızca sürüp gelen sömürünün bilincinde olan başka bir güzel insan, Venezüella Dev- let Başkanı Hugo Chavez de, öncüsü Fidel'le aynı gün- lerde, AB ülkelerine kaçak girmek zorunda kalan aç ve açıkta bırakılmış çaresiz üçüncü dünya ülkesi yurt- taşlarının sınır dışı edilmezden önce 18 ay gözaltın- da tutulmalanna ilişkin karara imza atan ülkelere pet- rol satışını durdurabileceğini, petrol arama çıkarma iş- lerinde Avrupalı yatırımcılara kapılarını kapatabilece- ğini söyledi: "Onlara burada hiç gereksinmemizyok; AB'nin aldığı bu kararzorba buyurganlığın açık belir- tisidir; petrolümüz bu ülkelere gitmemelidir." Derken, AB bir karar daha aldı, Küba'ya uygulanan yaptınmlan kaldırdığını bildirdi; bunun üzerine yine Fi- del, iletişim ağındaki yazısında, bu karann ne kadar düz- mece, göz boyayıcı olduğunu belirtti: Tıpkı BM'nin al- dığı bütün kararlardaki gibi, ABD katılmadıkça, onay- lamadıkça bu karann en küçük bir değeri, anlamı yok- tu; Küba'ya 50 yıldır uygulanan insanlık dışı yaptınmlar sürecekti ve AB ülkeleri, her zamanki gibi, söz oyun- larıyla bu korkunç olguyu unutturmaya, gözden sak- lamaya çalışıyorlardı. Fidel'in başka bir yazısı, 11 milyoncuk Küba halkı- nın 50 yıldır bu ambargoya nasıl dayanabildiğini, sağ- lık ve eğitim alanlannda o göz kamaştmcı başanyı na- sıl elde edebildiğini açıklıyordu: Bütün öbüıieri gibi. ABD'nin denetim ve güdümündeki kuruluşlardan bi- ri, UNESCO, Küba'nın başta matematik, bütün somut bilimlerin öğretilmesinde herkesten önde olduğunu bil- dirmiş. Bunun üzerine Castro da haklı olarak soruyordu: "Peki ama, bunca yıllık ambargoya karşın nasıl sağla- yabildik acaba bunu?" Bugünlerde, Assos'ta, Nilgün'le birlikte, sevgili Turgut Özakman'ın değerli kitabı Diriliş'i okuyoruz. Bu sorunun yanıtı o kitapta da var: 30, 40, 50, bile- mediniz 80 Mehmetçiğin yüzlerce düşmanı nasıl durdurabildiğini, düzenini bozduğunu, kimi zaman ge- ri püskürttüğünü anımsatıyor özakman, canlarını ve yurtlarını o gözü doymaz, alçak sömürgeci anamal- cılara üstelik bu kez dövüşmeden teslim etmek üze- re olan Anadolu insanlarına. Sevgili Fidel, öncülü Mustafa Kemal Atatürk gibi, Devrim Alanı'nda toplanmış coşkulu milyonlara anım- satıyordu 2003 1 Mayıs'ında: "Düşüncelerin, en gelişmiş, en karmaşık silahlardan çok daha etkili olduğu konusundaki köklü inancımız sar- sılmadan sürüyor. ınsanlığın kesin utkusuna dek hep ileri!" bertanonaran @ hotmail.com S2Cgösterl sanatıarı sahnesl Oyunlaştıran: Uğıır MUMCU / Rutkay AZtZ Töneten: Mehmet ULAT Mitzik Tiraıır SELÇVK Harelcet IMtzeni: Gizem ERBEN Işık Tasarıraı: Yütael AYMAZ Dekor-Kostüm: Mıwtafa Ziya ÜLKENCtLER Belgesel Filra Tasanmı: önder ÖNSAL Genel Sanat Tonetmeni: Orhan ATDIN Oyxmya.n 1 m.r * •Mehumet ULAÎ-Orhan ATDI1T •Hecep YENEa-MuatBfa KIEABTEPE *Tsnar ÖZCEVİZ •Senlz ATAM •Canau FIHIHCI-Eamazan ATBAŞ ve Oğuz TUKÇ 1 9 NÂZIM HİKMET KÜLTÜR MERKEZİ |TEMMİZ Saat 2100 Tel 0216 414 22 39 2 7 E G S pARK|(ÜLTÜRVEK0NGREMERK| TEMMUZ Saat 2100 Tel 0505 872 42 03 29 KARŞIYAKA AÇIK HAVA TİYATROSÜ TEMMUZ Saat 21.00 Tel 0232 362 6161 ı**w Bilet satışı açık hava gişe ve Biletix gişeleri 30 ALİAĞA AÇIK HAVA ANFİ TİYATROSÜ TEMMUZ Saat 21.00 Tel 0546 434 34 34 3 1 BURHAMİYE- ÖREN AÇIK HAVA TİYATROSÜ TEMMUZ Saat 21.00 Tel 0536 326 50 22 1 ALTINOLUK ANFİ TİYATROSÜ t 21.00 Tel 0546 434 34 J34 •^*t kar Cumhuriyef ^90546 343 34 34 0532 274 20 76
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle