03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ2008SALI 8 HABERLERIN DEVAMI T U R K I Y E Istanbul B 33 Sinop Edirne PB 28 Adana B 36 B 36 Samsun 28 Kocaeli B 36 Trabzon 26 Çanakkale B 34 Giresun Izmir B 37 Ankara Y 26 B 35 Manisa B 41 Eskişehir B 34 Aydın Denizli J3 42 Konya B 32 B 40 Sıvas PB 26 Zonguldak PB 30 Antalya B 42 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B PB Y 35 36 38 35 36 28 26 Yurdun kuzeydoğusu parçalı çok bulutlu, Or- ta Karadeniz, Doğu Ka- radeniz, Doğu Anado- lu'nun kuzey ve doğu- su ile Amasya ve Tokat çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu açık geçecek. Hava sıcaklığı iç ve ba- tı bölgelerde 3 ila 5 de- rece artacak. MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B B B B B B 22 •19 26 24 21 21 25 25 Berlin PB 24 Moskova PB Budapeşte Y 20 Aşkabat B Madrid B 32 Astana PB Viyana _Y 22 Taşkent Belgrad Y 24 Bakû Soyfa PB 31 Bişkek PB Roma PB 27 Tiflis PB Atina B 31 Kahire Münih PB 24 Zürih Y 24 Şam 0Aç!k P a r ç a l 1 b u l u t l u Sisli , Bulutlu ^ Çok bulutlu Kaılı Gök gürültülü GUNCEL CÜNEYTARCAYUREK • Bagtarafı 1. Sayfada tıldı ve yaşandı. Haberlerin ve yorumların pek çoğu "gerçekdışı." Bu bilgiler ve yorumlar "çeşitli gruplar tarafından" yanlış değerlendirildi. Şimdi akla gelen soru şu: Bilgi kirliliğine, kamuo- yunun yalan ve yanlış haber ve yorumlarla yanıltıl- masına neden olan yayınlara bugüne kadar neden bir açıklamayla engel olunmadı? Bu haberlerin ve yorumların soruşturmanın içeri- ğine ve temeline en azından uygun olmadığı, aykı- rılık taşıdığı kısa bir açıklamayla kamuoyuna duyu- rulabilir; günlerdir amaçlı amaçsız (daha çoğu ikti- dara yakın) iletişim organlarına sızdırılan yalan yan- lış haberlerin önü alınabilirdi. Bu yola başvurulmaması "bilgikirliliğine" neden ol- du. Üstelik sızdırılan yalan yanlış haberler sadece ka- muoyunun kafasını karıştırmakla kalmadı, soruş- turmada adı geçenlerin belki de kimi yerde haksız yere suçlanmasına olanak sağladı. • • • Başsavcı, Nokta dergisinde yayımlanan Darbe Günlükleri'nin iddianamede yeralmadığını açıkladı. Yakın geçmişe, en azından üç-beş ayda yapılan yayınları gözden geçirelim. Yayımlanan haberlerde; Ergenekon soruşturma- sının temelinde Nokta dergisinde yazılan darbe ha- zırlıkları önemli yer tutuyordu. Soruşturmada Sarıkız ve Ayışığı adları verilen dar- be girişimleri temel öğeydi. Bu noktadan hareket edil- diği zaman emekli Orgeneral Şener Eruygur'un Jan- darma Komutanlığı sırasında bu girişimleri hazırla- dığı, diğer komutanlarla yapılan görüşmelerde en azından hükümete bir muhtıra verilmesinin önerildiği, hazırlıkların görüşmelere katılan zamanın Genel- kurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün bilgisinden geçti- ği çeşitli haber yorum ve hatta kim tarafından sız- dırıldığı bilinmeyen çeşitli bilgi ve belgelerle des- teklendi. Oysa şimdi başsavcılık üç cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturmada Nokta dergisindeki ya- zımların söz konusu olmadığını açıklıyor. Savcılık bu türden yayınları, bilgi kirliliğine yol açan bu haber belge ve yorumların soruşturmaya temel olmadığını daha önce kısa bir açıklamayla durdu- rabılirdi. Böylece bugün yakını konusu olan bilgi kirliliğinin önü alınırdı. Aylarca Darbe Günlükleri'ne koşut sız- dırılan bir yığın haber belge kamuoyuna (iktidara ya- kın) kimi yayın organları tarafından duyuruldu. ••• Başsavcının açıklamalarında kamuoyunu yanlış yönlendiren bilgi ve belgelerin nasıl, kim veya kim- ler tarafından sızdırıldığına dair inceleme, araştırma, soruşturma yapıldığına dair tek satır bulunmuyor. Oy- sa soruşturma gizli. Gizliliğe riayet etmeyen (daha çok iktidara yakın medyadaki) yayınlar üzerinde ne gibi bir inceleme ve soruşturma yapıldığından söz edilmiyor. • • • Başsavcı Engin, savcıların 13 aydır sürdürdüğü so- ruşturmaya Ergenekon adını vermediğini açıkladı. Ergenekon'un, soruşturmaya alınanların taktığı bir ad olduğunu söylüyor. Oysa aylardır kamuoyu soruşturmayı Ergenekon adıyla tanıyor, yazıyor, manşetlere çıkarıyor. Yine kı- sa bir açıklamayla savcılığın soruşturmaya Ergene- kon adını takmadığı kamuoyuna duyurulabilirdi. Böyle bir açıklama da yapılmadı. ••• Açıklamalardan diğer önemli bir nokta daha ortaya çıkıyor: Bugün soruşturmaya alınan, tutuklanan kimileri- nin, başta iki komutanın iddianamede yazılan dar- be hazırlıklarını emekli olduktan, sivil hayata geçtikten sonra hazırladıkları öne sürülüyor. 0 zaman Sarıkız, Ayışığı ve benzeri iddialar ko- mutanların muvazzaf askerlik yaşamlarında düzen- ledikleri girişimler oluyor. 0 halde? Darbe girişimlerinde adı geçenlerle ilgi- li soruşturma veya dava açılması gerekiyorsa, bu gö- rev Türk Silahlı Kuvvetleri'ne düşüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başta zamanın Genel- kurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili da- va açması gerekiyordu veya gerekiyor. Oysa Darbe Günlükleri Nokta dergisinde yayım- landıktan hemen sonra Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaptı. Bu açıklamada Genelkurmay kayıt- larında Darbe Günlükleri'nde geçen konularla ilgili "bir kayıt olmadığını" bildirdi. Şimdi ne olacak? Ergenekon soruşturmasında 2003-2004 yıllarındaki darbe girişimleri söz konusu edilmediğine göre adı geçenlerle ilgili yalan yanlış bir- takım haber ve yorumlar yazılmaya, adları üzerinde yeni spekülasyonlar yapılmasına devam mı edilecek? Hatta kimi TSK düşmanları, Cumhuriyet karşıtla- rı darbe diye sunulan konularda TSK'nin soruştur- ma yapmadığını, yapması gerektiğini söyleyip ya- zacaklar. Yeni bir kargaşa! ••• Akla şu soru gelmiyor mu?: Daha önce günlükler üzerinde türlü çeşit spekülasyonların yapıldığı sıra- da bir açıklama gerekmez miydi? Ne çare, bu yanlış uygulamaların bir-iki konuda bil- gi kirliliğinin devam etmesine yol açması olası. Üstelik 13. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi ka- bul ettiğini söyleyinceye kadar yine iddianame kay- naklı bilgilerin eksik veya yanlış medyada yer alması da olası. 2455 sayfa ve 41 klasörden ibaret olan iddiana- meyi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 15 gün içinde in- celemesi ve karar vermesi gerekiyor. Başsavcının açıklamalarına göre Eruygur ve Tolon'un tutuklan- masıyla sonuçlanan son dalga soruşturmaya ait id- dianamenin ayrıca hazırlanacağı ve bu iddianame- ye ekleneceği bildiriliyor. Bir olasılık, bir soru: Ağır Ceza Mahkemesi ikinci bir iddianamenin ilk iddianameyle birlikte yazılarak gönderilmesini savcılıktan isterse, o zaman ne ola- cak? Yeniden iddianameyle ilgili bir süreç başlayacak ve bu arada kafalan karıştıran, yalan yanlış eksik bel- geler, bilgiler kamuoyuna yansıtılmaya devam edi- lecek. Hatta 2455 sayfalık iddianameden bölük pörçük eksik yanlış kimi bilgiler Ağır Ceza Mahke- mesi karar verinceye kadar iletişim organlarında yer alacak. Bu da bir başka sakınca değil mi? İddianameyi değerlendiren Özok, terörün tanımının belli olduğunu söyledi 'Yeterli kanıt yok gibi' Özdemir Özok ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Ergenekon id- dianamesini değerlendiren Tür- kiye Barolar Birliği (TBB) Baş- kanı Özdemir Özok, başsavcının terörle ilgili yeni bir tanım getir- mesinin son dercce yanlış oldu- ğunu belirterek "Terör bellidir, terörün tanımı bellidir. Ben id- diaları kanıt layacak yeterli ka- nıt yok kuşkusu gördüm" dedi. Özdemir Özok, gelişmelere iliş- kin şu değerlendirmeyi yaptı: "Sayın savcının hem en ağır suçlamaları ve iddiaları sanık- lar ve şüpheliler hakkında söy- ledikten sonra bu kez terörle il- gili yeni bir tanım ve yeni bir açıklama getirmesi de son de- rece yanlış. Terör bellidir, te- rörün tanımı bellidir. Cebir ve şiddet varsa, bu düşünülüyorsa, bu hedefleniyorsa ve bu cebir ve şiddet yoluyla düşünülen kafa- • Özdemir Özok, "Sayın savcının terörle ilgili yeni bir tanım ve yeni bir açıklama getirmesi de son derece yanlış" dedi. daki o düşünce gerçekleştiril- meye çalışıhyorsa burada terör vardır. Bunu Güneydoğu'da- kiler farklı, bunu yapan insaıı- lar son derece saygıdeğer gibi tamamen insani ve vîcdaııi bir duyguyla bunu ayırmak, bu so- ruşturmanın çok net ve çok açık bir biçimde kafalarında oluşmadığı, biçimlenmediği ve kendilerinin de bu konuda çok yeterli bir yoğunluk taşıma- dıklarını gösteriyor. Doğrusu ben en çok ona üzüldüm. Bizim hcp iddia ettiğimiz şey, Türki- ye'de dağda koyunlarını otlatan çobanla Çankaya'da oturan Muhalefet partilerinden Ergenekon iddianamesine tepki: 6 Dağ fare doğurdu' • CHP Grup Başkanvekili Okay, birilerinin Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bilgi servisi yaparak soruşturmayı yönlendirdiğini ve baskı oluşturduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ana muhalefet partisi CHP, Ergenekon iddianamesini "dağ fare doğurdu" sözleriyle değerlendirdi. CHP Genel Sayınanı Mustafa Özyürek, iddianameye ilişkin değerlendirmesinde, uzun sürc darbe günlükleri etrafinda bir dar- be girişiminden bahsedildiğine dikkat çekti. Özyürek, "Oysa darbe günlükleri ve orada geçen olaylar iddianamenin konusunu oluşturmamış. Onun etrafın- daki komutanlara dönük suç- lamalar şimdi ne olacak"diye konuşru. Toplumun "darbeciler ve darbeye karşı olanlar" şek- linde ikiye ayrıldığını kaydeden Özyürek, AKP yanlısı medyanm sanıklann haklarına çok ağır sal- dırıda bulunduğuna dikkat çekti. Özyürek, "Yargılamanın ger- çekleri ortaya çıkaracağını dü- şünüyoruz. Hem tlhan Selçuk hem Mustafa Balbay iddiana- menin sanıklan. Bu isimler ken- di gazetelerini kendileri bom- balamış gibi suçlanıyor. İddia- namenin tümü ortaya çıktığın- da daha önemli çelişkilerin ola- cağı anlaşıhyor" dedi. CHP Grup Başkanvekili Hak- kı Suha Okay da Meclis'te yap- tığı basınla sohbet toplantısında bi- rilerinin Ergenekon soruştunna- sıyla ilgili bilgi servisi yaparak so- ruşturmayı yönlendirdiğini ve baskı oluşturduğunu söyledi. Okay, Istanbul Cumhuriyet Baş- Mustafa Özyürek Hakkı Suha Okay Mehmet Şandır savcısı Aykut Cengiz Engin'in CHP'nin soruşturma sürecine iliş- kin tespitini doğruladığını, iddia- namenin büyük kısmının basmda yer aldığını ifade ettiğini belirtti. Okay, "Çok ciddi şekilde sızın- tı olduğu başsavcı taranndan da kabul edildi" dedi. 'Görmezden geliniyor' Bilgi sızmasının başsavcı tara- fından da kabul edildiğini anım- satan Okay, bu durumda soruş- tunnayı yürüten savcının o gö- revde kalmasınm uygun olup ol- madığına ilişkin soru üzerine, savcı hakkında soruşturma açılıp bilgilerin nasıl sızdınldığının sap- tanması gerektiğini söyledi. Okay, emekli Oramiral Özdcn Örnek'e ait olduğu iddia edilcn günlükle- rin iddianamede yer almamasının da dikkat çekici olduğunu belir- terek "Bu, işin muamma taraf- larından biri. Eğer bu darbe günlükleri var da delillerle tev- sik (belgelendirme) ediliyorsa, o zaman bu niye görmezden geli- niyor? Ama yok da böylesine gerçekdışı iddia ortaya atıldıy- sa ve bu ülkedeki kimi kıırum- ları yıpratma amacına yöne- likse o zaman gözden geçirilmesi lazım. Eğer o darbe günlükleri var da ve ona yönelik kimi id- dialar varsa, bu konuda Genel- kurmay Adli Müşavirliği'nin de olaya el atması gerekirdi" de- di. İddianamede sözü edilen 20 gizli tanığa da değinen Okay, "İddialı olarak piyasaya sunul- mak istenen Ergenekon soruş- turmasının gizli tanığa bırakı- lacak tarafı olmadığını" söyle- di, "O zaman kafalarda bunun bir komplo olduğu tescil edilmiş olur" dedi. MHP Grup Başkanvekili Meh- met Şandır ise açıklanan belge- lerde, "sözde darbe günlükle- ri"nin yer almamasını ülke açı- snıdan faydalı bulduğunu söyledi. Türk milletine vc devletine hukuk dışı darbe söylentilerinin yakış- mayacağını bildiren Şandır, "Bu konuda birtakım itham ve id- diaların netliğe kavuşması, si- yasi iktidarın sorunıluluğun- dadır. Sayın Başbakan'ı bu ko- nuda topluma bir açıklama yap- maya davet ediyorum. Çünkü sözde darbe günlüklerinde ismi geçenler, o gün görevde olan devlet görevlileridir ve başba- kana bağlıdır. Bunların doğru olup olmadığını idareten sor- gulamak siyasi iktidarın gör- evidir" dedi. cumhurbaşkanına da yargı git- meli ama yargı gibi gitmeli. So- ruşturma yapılmalı ve gerçek- ten bağımsız, özgür vc insanla- ra güven veren tamamen kamu adına iddiada bulunan bir sav- cılık kurumu gibi gitmeli. Yani biz bu suçlamaları yapıyoruz ama bu suçlamalardaki çok ağır ithamlar bu kamuoyun- dan çok saygın insanlar için değil. Ben böyle bir şey görmü- yorum. Suç ve ceza herkes için eşittir. Buradaki insanlar kim olursa olsun. Tek koşul vardır, bu iddia ettiği suç gerçekten o kişi tarafından yapılmış mıdır yapılmamış mıdır? Siz bunu vicdanen ve önünüzdeki ev- raktaki bilgiler ve belgeler doğ- rultusunda buna kanaat getiri- yorsanız artık bu terör örgütü bu şekildeydi, bu böyleydi, o si- zi ilgilendirmez. O yasa koyu- cunun sorumluluğu- dur. Bu konuda iddia- lar ciddi iddialardır. Bu iddiaları kanıtla- yacak, bunun arkasın- da bilgi, belge, kanıt, delil yoksa gerçekten, ben bu kuşkuyu gör- düm, en çok beni üzcn tarafı bu oldu." Özok, çok sayıda ki- şinin haklarının, özgür- lüklerinin lekelenmeme hakkının yerle bir edil- diği soruşturma sonu- cunda sanıklar beraat ederlerse savcılığın bu- nun altından nasıl kal- kacağmı sordu. Galatasaray Üniversi- tesi (GSÜ) Hukuk Fa- kültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasa- kal, "Bir kişi oturup darbe planı yapsa ve bunları yazıh metinler haline getirip polise gö- türse dahi cezalandı- rılmaz. Yeni TCK bu konuda çok net. Mla- zırlık hareketleri ceza- landınlmaz.' Bu ayrım yapılmazsa darbe iste- yen herkesin tutuklan- ması gerekir" dedi. Kocasakal, Ergenekon soruşturması kapsamın- da TCK'nin 285'inci maddesinde net bir şe- kilde tanımlanan "ma- sumiyet karinesinin" hiçe sayıldığını belirte- rek "tnsanların telefon konuşmaları dinlendi. Bu dinlemelerin hâkim kararıyla yapılıp ya- pılmadığı belli değil. Bu süreçte kendini li- beral, demokrat diye tanımlayan ikinci Cumhuriyetçiler sınıf- ta kaldı. Anayasa Mah- kemesi'nin türban ka- rarını 'yargı darbesi' diye niteleyenler bu so- ruşturmayı görmüyor- lar. Bu çifte standart- tır" diye konuşru. Temyizdeki dosya iddianamede ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ergenekon soruştunna- sının iddianamesinde, Danıştay ve gazetemize yönelik saldınla- ra da yer verilnıesi, bir ilk olarak kayıtlara geçti. Danıştay ve ga- zetemize yönelik saldınlara iliş- kin dava Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlan- mıştı. Dava, Yargıtay'da temyiz aşamasını bekliyor. Karara rağ- mcn Ergenekon soruşturmasına Danıştay saldınsının da dahil edilmesiyle "tek olayda iki yar- gılama" biçiminde yorumlanan bir tablo ortaya çıktı. Istanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün koordinesinde sürdürülen ve 1 yıl sonunda ha- zırlanan Ergenekon iddianame- si, karara bağlanmış davalan da kapsamına aldı. Böylece karara bağlanmış bir dava, "yeni bir delil" olmaksızın başka bir so- ruşturma içerisinde ikinci kez ele alındı. Tetikçi Alparslan Arslan'ın Danıştay 2. Dairesi'ne 17 Mayıs 2006 tanhinde düzenlediği silahlı saldın davası Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görül- müştü. Mahkeme, Ergenekon soruştunnasının dayanağını oluş- turan Ümraniye'de ele geçirilen bombalarla ilgili olarak lstan- bul'dan dosyayı istemişti. Yap- tığı incelemenin ardından Erge- nekon soruşturması ile Danıştay saldınsının bağlantılı olmadığı- na karar veren mahkeme, dos- yalann birleştirilmesi istcmini de reddetmişti. Ankara 11. Ağır Ceza Mah- kemesi, Alparslan Arslan'ın da aralannda bulunduğu 4 sanığı "anayasal düzeni yıkmak üze- re silahlı örgüt kurup yönet- mek" suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarp- tırmıştı. Danıştay saldın dava- sı temyiz için Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde bekliyor. Usul ge- reği, Istanbul Cumhuriyet Sav- cılığının Yargıtay'ın kararını beklemesi gerekiyor. Danıştay saldın davasmı karara bağla- yan mahkemenin yerinde gör- mediği "ilişkilerin" yeniden iddianamede gündeme getiril- mesindeki ısrann nedeni ise an- laşılamadı. Mahkemenin yerin- de gönnediği bulgulan savcılı- ğın yeniden değerlcndirmeye tabi tutarak, iddianameye al- ması dikkat çekti. Mahkemenin ret karanndan sonra savcılığın yeni bir bilgi ve belgeye ulaşması durumunda ise bunu iddianamesine almak yerine ilgili mahkemeyc gön- dermesi gerekiyordu. Ancak bu yapılmadı. Yapılsaydı, Yargı- tay 9. Ceza Dairesi temyiz in- celemesini sürdürürken savcılı- ğın göndereceği olası bilgi ve belgeleri de inceleyebilecckti. Yeni bilgiler ışığında daire, Da- nıştay saldınsı davasının eksik soruşturma ya da araştırma ge- rekçesiyle bozulmasına hükme- debilecekti. Bu durumda ise da- va yerel mahkemede yeniden görüşülebilecekti. Tüm bu usul yollanna karşın savcılığın Danıştay saldınsını da Ergenekon iddianamesine al- ması, "yargının yargıya bas- kısı" olarak nitelendirildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Balkanlar kan gölüne dönüyor; bir ucu Türkiye... Kan ve tarih bağımızın da olduğu uluslar, çözü- mün parçası olarak Türkiye'yi görüyor. Kafkaslar karışıyor; mutlaka Türkiye'nin içinden de yankı buluyor. Nüfusumuzun onda biri Kafkas kökenli yurttaşlarımızdan oluşuyor. Ortadoğu karışıyor; ayağımızın bağından dizi- mizin bağına kadar her şeyimiz etkileniyor. Çemberi genişletmek de olası... Küresel güçlerin hiçbiri Türkiye'yi dışarıda bırakarak bölge oyunu kuramayacağını görüyor, biliyor. NATO'dan BOP'a küresel güvenlik planlarının da kesişme noktası is- ter istemez Türkiye... Bu durum hem ciddi sorunları beraberinde getiriyor, hem fırsatları... Ustalık, fırsatları öne çıkarmakta! ••• Elbette her konu masaya getirilir ama, büyükelçiler iki ana konuyu tartışacaklar: Enerji ve su... Her ikisi için şu tanımı kullanabiliriz: 21. yüzyılın harita çizim mürekkepleri. Türkiye, enerji kaynaklanna sahip değil ama, ku- zeyden güneye, doğudan batıya çok önemli bir ge- çiş yolu. Herkes kabul ediyor ki; enerjide kaynaklar kadar, pazarlara güvenli ulaşımı da önemli bir ko- nu. Su, ayrı bir durum... Geleceğin gerilimleri, savaşları, sudan olacak. Zaten özellikle bölgemizin bugünkü ve yakın geçmişteki başlıca stratejik konusu da bu. Örne- ğin, Israil'in 1967'de işgal ettiği toprakların baş- lıca özelliği şuydu: Su kaynaklanna sahipti. Pek çok ülke suyu "devlet güvenliği"n\n bir un- suru olarak görüyor. AB'nin, Türkiye'ye yönelik raporlar hazırlarken Dicle ve Fırat'a ayrı bir yer ayırması ve uluslararası yönetimden söz etmesi, bu konudaki planların da- ha ileri olduğunu ortaya koyuyor. Dicle ve Fırat'ın yanında Türkiye'nin sınır aşan 5 suyu daha var: Çoruh, Aras, Kotur, Meriç, Asi. Dünya henüz sınır aşan sular sorununa herke- sin üzerinde birleşeceği bir çözüm üretebilmiş de- ğil. Yeryüzünde sınır aşan 214 ırmak var. Bunlardan 69'u Amerika'da, 57'si Afrika'da, 48'i Avrupa'da, 4O'ı Asya'da. Irmakların 155'i iki ülke sınırını aşı- yor, 36'sı üç, 23'ü dört ve daha fazla... Bu tablo içinde Türkiye'nin dünyadaki gelişmeleri yakından izlemesi ve atılan her adımın sonrasını hesap etmesi gerekiyor. Küçük bir örnek: Irak ta Saddam döneminde su bakanlığı yok- tu. ABD döneminde var! ••• Büyükelçilerin tartışacağı ana gündem hakkın- da genel hatlarıyla dikkatimizi çekenleri paylaştık. Konu dışarıdan açılmışken şu noktayı da vur- gulayalım: Türkiye'nin yeni oluşan dünya dengeleri içinde kurulmakta olan uluslararası birlikteliklerde pek çok fırsatı var. İki örnek: Orta Asya ülkeleriyle 1991 'de başlayan sarılma, bazen darılmayla bazen kırılmayla karışık yanm iş- liyor. Şimdiye çoktan kimsenin ağabey olmadığı bir 'Türk devletleri ligi" oluşabilirdi. Karadeniz Eko- nomik Işbirliği, Karadeniz'in dalgalarına bırakılmış görünüyor. Türkiye'nin ufku Avrupa ile Akdeniz'den ibaret değil! [email protected] AL GOZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK IMFAlParanı Bırak Yakamı! • Baştarafı Arka Sayfada lavralannı pek duymazsınız, kendi madenlerini ken- dileri işletirler, kendi uçaklannı kendileri yaparlar. Kimse bizim gibi zenginliklerini kimselere peşkeş çekmiyor. Türkiye'nin IMF'den çıkması gerçek bir dev- rimdir. Bir zamanlar kendi yağıyla kavrulan, İkin- ci Dünya Savaşı sırasında Adalar'dan kaçan 2500 Yunan direnişçisine kendi kuru üzümünü şeker ola- rak ikranı eden Türkiye, bu yeni devrimi de başa- rabilecek güçtedir. Ne düşündüğünüzü biliyorum, senin bu önerile- rini ancak sol bir parti yapabilir diyeceksiniz. Doğrudur ama ülkesini seven, muhafazakâr bir sağ parti de pekâlâ bu işlere soyunabilir ve bir yeni unıut olmayı başarabilir. Dünyada bunun pek çok örneği var, devam ede- lim, öncelikle enerji politikasının bir raya konulması gerekmektedir, çünkü enerji bir sağ-sol işi değil Tür- kiye'nin hayati bir meselesidir. Türkiye daha nereye kadar dışa bağımlı bir enerji politikasıyla yöneti- lebilir? Yönetilemediği gün gibi açık, elektriğe da- ha ne kadar zam yapabilirsiniz, doğalgaz fıyatı ne- relere kadar çıkabilir? O zaman nükleer mi, rüzgâr enerjisi mi daha az maliyetli, bunun bir iyi açığa ka- vuşturulması gerekmektedir. Fransa'da nükleer santral sayısı 23; komşumuz Bulgaristan'ın bir nük- leer santralı hemen burnumuzun dibinde. Biz de bu işi iyi bir tartıp biçelim. Çünkü enerji olmazsa ha- yat olmaz. Tıpkı su gibi. Daha bir yığın öneri aklıma geliyor ama yerim az. Son söz, hangi parti kurulacaksa kurulsun ama ne olur içinde türban sözü olmasın. Yeni parti vatana ve millete hayırlı olsun: Ve hep birlikte bağıralım, "IMF al paranı bırak yakamı!" [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle