Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15TEMMUZ2008SALI CUMHURİYET SAYFA
17
N
R
U
Q
e•51)
ıa
Özkök'e yeni
unvan:
Eskimeyen
Genelkurmay
Başkanı!
Temiz
T. Doğan özdinç:
"Senin elin temiz mi
diye sormuşlar...
Neyi tutturacaksınız
demiş!"
D E N İ Z S O M
Elektronik posta: denizsotn@cumhuriyet.com.tr www.denlzsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
- Kasaptaki ete soğan
doğramazmış...
"Seni gidi
köftehor, seni!"
Arsen
Aydın Türkaydın:
"jfpK "Ankara'nın
L, suyunda
rastlanan arsenik,
Ergenekoncuların işi
olmasın!"
İmtiyaz m
M. Alpaslan Yener:
"Hiçbir demokraside
muhalefet ediyorum
diye suç işleme
imtiyazı tanınamaz; bu
imtiyaz sadece iktidara
mahsustur!"
Tiyatro
Jı Ö. Naci Soykan:
| "Rumelihisarı
j[ Açık Hava
Tiyatrosu'nda
Kuran okuma etkinliği
düzenleniyor. Namaz
saatleri dışında
camilerde de tiyatro
oynansın; binlerce
cami boş duruyor!"
BEKLENEN iddianamede yer alan iddialar,
gizli tanıkların da kimliği dikkate alınarak saklı
tutulmak kaydıyla fakat öte yandan kamuoyunu
tatmin etmek için bazı teknik hususlar aşağıdaki
şekilde açıklanmıştır.
Madde 1: Görev başındaki hükümetin
icraatlarını eleştirmek, darbe girişiminde
bulunmakla eşdeğerdir. Hükümet eleştirilemez.
Istikrarın tek teminatı olan hükümeti eleştirmek
hem demokrasiden vazgeçmek hem de dinden
çıkmak anlamına gelir.
Madde 2: Hükümeti eleştirme girişiminde
bulunmak silahlı örgüt kurmayı düşünmekten
farksız bir düşünce tarzıdır. Dolayısıyla silahlı
örgüt kurmayı düşünmek, halkı hükümete karşı
silahlı isyana teşvik etmektir.
Madde 3: Silahlı isyan örgütünün kuruluş
sermayesi olarak kullandığı silahlar,
Açıklama
gecekonduda bulunan seri numaraları tutanakta
yazılı yirmi yedi adet el bombasıdır. El bombaları,
elde patlamasın diye gizli tutulan ek tutanakla
imha edilmiştir.
Madde 4: Silahlı isyan örgütü aynı zamanda
terör örgütüdür. Bu örgüt, klasik anlamdaki terör
örgütü değildir. Avrupa kapısındaki ve Amerika
kıyısındaki çağdaşlık dikkate alınara
postmodern terör örgütü olarak algılanmalıdır.
Madde 5: Halen şüpheli olarak adı geçen
kişiler aslında birer teröristtir. Fakat bunları
dağdaki terörist gibi düşünmek yanlıştır; bunlar
kentli teröristtir ve çağdaş kılıkta dolaşırlar,
örneğin takım elbise giyer, kravat takar,
sinekkaydı tıraş olurlar.
Madde 6: Haklarında dava açılacak şüpheli
teröristlerin, silahlı terör örgütünün kurucu üyesi
olup olmalarına bakılmaksızın halkı silahlı isyana
teşvik etmiş olmaları bakımından kasaptaki ete
soğan doğrama girişimi nedeniyle
cezalandırılmaları kaçınılmazdır.
Madde 7: Hükümeti cebir ve şiddet yoluyla
devirmeyi düşünenlerin cebirden sonra
geometriye başvurmaları söz konusu olduğu için
olay matematiksel yönden de ayrı bir soruşturma
konusu yapılacaktır.
Madde 8: Iddianame bu kadar değildir. Ek
iddianame birkaç yıl içinde hazırlanacaktır ve
bundan sonraki açıklamaların hükümet
tarafından medyaya iliştirilmiş gazetecilerce
yapılması yolunda kanun hükmünde kararname
yayımlanacaktır.
SESSÎZ SEDASIZ (
£?CĞf£XİG!/A/'/A/
I J
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırmak!
İSTANBUL Barosu Genel
Sekreteri avukat Hüseyin Özbek
yaşanmakta olan son olaylar ışığında
bazı saptamalarda bulunuyor:
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
kurumsal yapısına, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti içindeki
anayasal statüsüne, Türk milletinin
bilinçaltında yaşattığı ordu algısına
yönelik stratejik saldırı kampanyası
hız kesmeksizin sürüyor. Atlantik
ötesindeki ana karargâhta
oluşturulan stratejiye AB'nin de sıcak
baktığı anlaşılıyor... Emperyalist
sistemin bitmez tükenmez
istemlerine karşı ulusal çıkarlar
gereği direnme Batı jargonunda
çözümsüzlükte ayak direme ve
reform karşıtlığı olarak
tanımlanmaktadır. Çözümsüzlük
yerine teslimiyeti iktidarda kalmanın
amentüsü belleyip, sözlüklerinden
ulusal onur, bağımsızlık, özgürlük
kelimelerini çoktandır silmiş
olanlarca Türk Silahlı Kuvvetleri'ne
karşı sürdürülen kampanya
geleceğin tarihçilerince nasıl
değerlendirilecek dersiniz?
Psikolojik operasyonlarla, kesintisiz
kampanyalarla halkın gözündeki
itibarı örselenmek istenen, darbeci,
ekonomik ve demokratik gelişmenin
baş engeli olarak suçlanıp
sindihlmeye çalışılan Türk Silahlı
Kuvvetleri, kışlasına hapsettikten
sonra, Kıbrıs'ta, Ege'de,
Güneydoğu'da, Kuzey Irak'ta
emperyalist sistemin istediği her türlü
çözüme(!) toptan kabul sözü vermiş
olanların acelesi olduğu anlaşılıyor!"
Terör Her Yerde
PERİHAN ERGUN
Yıllardır her gün PKK, geç-
mişte de Hizbullah terörüyle
toprağa verdiğimiz şehitleri-
mizin acılarıyla sızlanıp duru-
yor, TSK'ye de borçluluk du-
yuyoruz. Doğu Anadolu'nun
günahsız halkının acılarını
bizler de yaşarken, büyük
kentlerdeki bombalı saldırıla-
rın korkularına da düşüyoruz.
Üç dört gün önce gene Bey-
tüşşebap'ta operasyon sıra-
sında PKK kurşunuyla bir eri-
mizi, Tunceli kırsalında da
biri astsubay, öteki er iki as-
kerimizi mayın patlamasıyla
şehit verdik. Doğu'daki terör
olayları yetmezcesine, geçen
hafta ortasında gene El-Kai-
de'nin uyuyan hücrelerinden
dört kişi uyandırılarak, Sarı-
yer'deki kale misali korunan
ABD Başkonsolosluğu'na şa-
şırtıcı ve dehşet verici terörist
bir saldırıya kalkıştılar. ABD'li
korumacılar hemen binanın
içine girerek, korumacı Türk
polisini kulübesinde yapa-
yalnız bıraktılar.
Tanımı belirtilen arabadan
inen üç kişi, izleyenleri çok
korkutan bir görüntüyle, ku-
lübeyi yaylım ateşine tuttular.
O sırada çekicide görevli iki
polis -ki birisi daha on beş
gün önce göreve başlamış-
dayanamayıp koruma görev-
li arkadaşlarının yardımına
koşarken, ikisi de yaralanıyor.
Rize kökenli koruma polisi
Nedim Çalık dışarıya fırlaya-
rak üzerine yağan kurşunlara
aldırmaksızın üç teröristi öl-
dürüyor. Ne yazık ki hasta-
neye götürülen ağır yaralı iki
polisimizi de orada şehit ve-
riyoruz. Burada acı olan bir
gerçek de, yaralı polisleri-
mizden birinin, konsolosluk
görevlilerinden içeriye alınıp
korunmasını istemesine kar-
şın ABD korumacılarının on-
lara seyirci kalmasıdır. Ana
babalarının, yakınlarının, yurt-
taşların bu kahraman polis-
lerimizin şehadetiyle yürekleri
yanarken Bush'la sefirinin
methiyelerle başsağlığı dile-
meleri ne yazar!..
Emperyalistlerce teröre bu-
laştırılan birçoğu gibi bu ka-
tiller de kentin en yoksul yö-
resinde hemşerilik bağlarıyla
yaşıyorlar. Eğitimsiz ve çok
fakirler. Örneğin Erhan Kar-
gın ilkokuldan sonra okula gi-
dememiş. Babasımn ölü-
münden sonra bunalıma gir-
miş. El Kaide'nin oltasına ta-
kılmış. Üç kez Afganistan'a gi-
dip eğitim alıp çarpışmış. Iş-
te toplumun eğitimden ve
yaşam koşullarının ekono-
mik güvencesinden yoksun-
luğun bir canlı örneği daha.
Bir ulusa çağdaş ve demokrat
diyebilmemiz için başta bu
sorunlar çözülebilmelidir.
Devlet üretici olmalı; zırai ve
sanayi kalkınmayla da insan-
larını eğitimsiz, işsiz ve aş-
sızlıktan kurtarmalıdır. laney-
le bu iş yürümez,
Herhalde AKP'nin kurucu
üyesi, eski Başbakan Yar-
dımcısı, 22 Temmuz seçim-
lerinde adaylıktan çekilen Ab-
düllatif Şener, bu nedenler
le 11 Temmuz günlü MKYK
toplantısına son kez katılarak
istifasını verme kararını al-
mıştır. Toplantıdan çıkışında
kendisine, bu karara Başba-
kan'ın ne dediği sorulduğun-
da, "Çok nezaketle karşıladı,
hayırlı olsun dedi. Gerçekte si-
yaseti nezaketle yürütmek,
nazik olmak şarttır" dedi. Bu-
nu izlerken yol arkadaşı eski
TBMM Başkanı Bülent
Arınç'ın bu kurala uymada
eski dostundan ders alması-
nı diledim. Geçenlerde Erge-
nekon soruşturması hakkın-
da kendisine değerlendirme-
si sorulan Arınç, "Bağırsak-
lardaki pislikler boşaltılıyor"
cevabını verdiğinde midem
bulandı. Partisinde en üst
makamlara oturtulmuş bir si-
yasetçinin kenar mahalleler-
deki eğitimsiz küfürbazlarca
bile böyle bir cevabın ola-
naksızlığını düşündüm.
Toplumumuzun büyük der-
di olan terorizmi lanetlerken 1
Temmuz'daki tutuklamalarda
serbest bırakılanların anlat-
tıklarını izlerken içim karardı,
yaşama sevincimi yitirdim.
Mustafa Balbay salıverili-
şinden iki saat sonra taraflı
gazetelerde, gizlenmesi ge-
reken cevaplarının çarpıtıla-
rak yayımlandığını görünce,
savunma güdüsüyle ART'de,
olanları ve psikolojik sıkıntı-
lannı özetledi.
Aynı günde tutuklanan Erol
Mütercimler de korkutucu
bunalımlara düştüğü bekleme
saatlerinde mealen, "Kendi-
mi köşeye sıkıştırılmış ha-
mamböceği sandım" diye
SKY-Türk'te açıkladı. Soruş-
turmanın servis edildiği ga-
zetede, binbaşıyken emekli
olduğu bilinirken, kendisini
aşağılayıcı birtanımla -ihraç
edildi- denmesini de lanetle
kınadı.
Aynı günlerde, 11 ay önce
darbecilerin finansörü oldu-
ğu savıyla tutuklanan Kud-
dusi Okkır, ölümünden dört
gün önce sedye içinde ceset
görüntüsünde eşine teslim
edildi. İçeriye alınırken hiçbir
sağlık sorunu olmayan Ok-
kır'ın bilinçsiz, boş bakışları
hiç aklımdan çıkmıyor. Is-
tanbul Barosu'nda siroz ve
epilepsiden raporu bulunan
Av. A. Asuman Özdemir'in
de akıbetinden endişe edil-
diği açıklanınca, bir kurban
daha mı, diye düşündüm.
Bu ve daha birçok örnek de
terörle örtüşmüyor mu? Ya-
şam hakkı, hukukun üstün-
lüğünün önkoşulu değil mi?
Meclis'te insan haklarından
sorumlu komisyonun baş-
kanı nerelerde?
Ç İ Z G İ L İ K K.ÂMİL MASARACI kamilmasaraci@mynet.com
Kâmil Masarcı yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından çizgilerine bir süre ara vermiştir.
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİ1S . . _ hetiyatrosu@mynet.com
İbblANAME'yi
OKUYORUM..
I 11 1 I I I I I JLJ X I !-
(ÇÖPLUK ÇOCUKLARI) TAYTAR ÖZKAN www.junkidz. com
/ ESKİDEN
' İNSANLAR FARKLI
RENKLERDC OLDUKLARI
İÇİN KAVCA
EDERLERMİŞ?
HEY SEN ORDAKI
SARI KAFA, SÖYLE O KARA
KAFAYAKESSİNfU
CÜRÜLTÜYÜÜ
OTOBİ1STEKİLER JO?M4L r/R6f?/v(: k__urgenc@yahoo.com
•t\ olsn har/...
TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 75 7VIIHIIHZ www.mumtaz-arikan. com
"PENİSİLİN" BULUNUYOR..
1326'DESUGÜN, ISKOÇYALI BAIOlBRİypLOG
Dr. ALEXANDEH FLEMIN6 PENİSİLİNİ BUL-
DU. FLEMING, ÇEŞİTLİ ABAÇT/RM4LAR
YAPARKEN, BİR RASLANTI SOMUCU
"PENICILLUM NOTATUM"ADU KÜFMANTAZ.
LARININ "COCCUS"'(<OK) CİHSİ BAKTERİ-
LEeİN ÇOSALMASlNI EN6EU£l>ita.ERİMİ
GÖRMÜŞTÜ. FLEMlNS, BU MİÜFMANrARlAfUH-
OAN £U>£ ETTİĞİ İLACA "PENİSILİN"ADINI
VERDİ. KOK CİNSİ 8AtCTERİLE/2İM NEOEhJ OL
OUGU UASTAL/KL4İÎDA BU İLAC ÇGK
£>/". Dr ALEXANOER. FLEMING 194S'T£yy
E>1MCJL4R/ /=LOf?EY YE CHA/N'LE BİRLİK-
TE, ÎLK NOBEL T/P ÖPÜLÜA/Ü
ALAYA HAK AZAMACAKTI
Kahraman Gazilerimizin Tedavi ve Rehabilitasyonları İçin
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI
T.C. Ziraat Bankası Ankara Kızılay Ş. 39025990-5002 YTL
Tel: 0312 431 99 36 www.elele.org.tr
GÖRÜŞ
BEDRI BAYKAM
İddianame: Devlet ve
Hükümet Farkı Üzerine
Sayın Başsavcı Aykut Cengiz Engin'in "iddianame"
hakkındaki basın açıklamasını dinledim. Neyin "suç", ne-
yin "demokrasi" olduğunun tamarnen özel yorumlara bağ-
lı olduğu görülen ülkemizde, ikinci bir ernre kadar dü-
şünmek yasaklanmadığına göre, beynimden geçenleri si-
zinle paylaşayım.
Başsavcının haklı olarak "gizlilik" kapsamı çerçevesinde
yalnız değindiği bilinen "iddialar" var. Bunlar arasında kul-
lanılan ve "terör" tanımlarnası kapsamına alınıp medya-
da yankılanan çeşitli deyimler var: "Azmettirmek", "iti-
bannı zedelemek", "halkı silahlı isyana teşvik etmek", "Dev-
let otoritesini zaafa uğratmak", "Devlet itibarını zedele-
mek" ...
Şimdi, bu ülkenin değerli hukukçuları benden çok da-
ha iyi bilirler. Iddianarneyi içeriğiyle beraber hiçbirimiz oku-
madık. Ama "terör örgütü" üstünden "devlete karşı isyana
teşvik" ve "itibarzedelemesi" konulannı da, şu ayrırnı net
olarak yapmak gerekmez mi? Türkiye Cumhuriyeti Dev-
leti ve onun başında olan iktidar, aynı şeyler mi? Devlet,
yapısı, felsefesi, itibarı üzerine kurulduğu zemin ile ikti-
dardaki parti ve onu temsil edenler her zaman aynı ke-
feye oturtulabilir mi?
Beynimizi sansürsüz olarak açarsak şöyle bir durum
çıkıyor ortaya: AKP kapatma davası ve Sn. Başsavcı Yal-
çınkaya'nın iddialarına bakarsak, AKP, Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'nin temel niteliklerini yok edip, ülkeyi bir
"şeriat devleti"ne geçirme peşinde olduğu suçlarnasıy-
la karşı karşıya. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda ne
karar alacağını beraber göreceğiz. Daha önce Erdoğan'ın
da üyesi olduğu bazı partilerin, aynı "şehatçılık" gerek-
çesiyle kapatıldığını hatırlarsak ve şayet aynı sonuç or-
taya çıkarsa, o zaman nasıl bir durumla karşı karşıya ka-
lacağız, ben bir vatandaş olarak merak ediyorum. Şöy-
le ki, şayet bu iktidarın, bu devletin temel niteliklerine, on-
lan yok etmek üzere saldırdığı, Anayasa Mahkemesi'nce
saptanırsa, o zaman bu hükümete karşı "darbe" girişi-
minde bulunmakla suçlanan insanlar, o eylem suçlamaları
kapsamında, "devlete karşı terör örgütü kurmak"\a suç-
lanabilecekler mi? Yani ortaya çıkacak tabloda, Anaya-
sa Mahkemesi'ne göre "T.C. Devleti'nin temel nitelikle-
rinin en önemlilerini yok etmek isteyen bir hükümef'e kar-
şı gelerek, tam tersine o devleti yok edecek fiili darbe-
ye karşı duruyor duruma gelmiş olmayacaklar mı? Ya-
ni teorik olarak, ortaya atfedilen suçlamalar tabii ki yine
var olacak, ama bunlar kanıma göre o andaki hüküme-
te karşı ele alınabilecek, devlete karşı değil. Çünkü adı
geçen kişiler, Anayasa Mahkemesi'ne göre suç işleyen
bir hükümete yönelik, benzer gerekçelerle yasadışı bir ey-
lem yapmışlarsa, "silahlı kalkışmadan" suçlanabilecek-
ler ama devlete karşı kanımca herhalde terör ve itibar ze-
delemesi yapıyor olamayacaklar. Çünkü aynı kişiler, ben-
ce bu mantıkla o devlete karşı, o iktidarın neden oldu-
ğu yıkımlardan onu korumak için, "terör örgütü" kuruyor
olamazlar! Suçlarının niteliği, o olasılıkta aynı kalmaz, de-
ğişir mi? Işte bu teknik soru aklıma takıldı...
Gelelim yine ortada gezdirilen suçlarla ılgıli yorumla-
ra: Dünkü Cumhuriyet'te Ibrahim Yıldız'ın yazısı, "Om-
raniye bombalan" ve "Cumhuhyet'e atılan bombalar" ara-
sındaki seri numaraları ilişkisinin basın tarafından iddia
edilenin aksine, doğru olmadığını ortaya koydu. Ben şah-
sen Cumhuriyet ve Danıştay saldırılarıyla Ergenekon kap-
samında ortaya atılan iddialar arasında nasıl bir ilişki ola-
bileceğini hiçbir zaman anlayamadım. Iddianamenin
bu konularda neler söyleyeceğini ilgiyle bekliyorum. Ya-
ni Danıştay'ın tescilli katili "Ben bu işi türban gerekçesiyle
yaptım, nereden çıkarıyorsunuz bu iddiaları?" diye ifade
verirken ve tüm neden-sonuç ilişkileri buna işaret eder-
ken, acaba hangi veriler üzerine bu iddia ortaya atılabildi?
Yine ortada gezdirilen ve son derece anti-dernokra-
tik gerekçelere işaret eden başka veriler ise AKP kapatma
davası veya Ergenekon davası dışında tamamen de-
mokratik bireysel haklar ve basın özgürlüğü çerçevesinde
ele alınacak kavramlar: Medyada en çok dolaşan "suç"
tanımlamalarından biri de "halkı sokağa dökmek"\ İyi de,
bir hatırlatma yapalım: Bu söyledikleri zaten de-
mokrasinin tanımı değil mi? Izni alınmış bir mitinge hal
kı çağırmanın neresi suç? Suçsa o mitinge niye izin ver-
din? Yoksa iktidara karşı mitinglerin yasak olduğu ka-
palı anti-demokratik bir rejime mi geçtik? Ya da uygu-
lamak istenen terör tanımlamalanna bakarsak "devlet oto-
ritesini zaafa uğratmak", "isyana teşvik etmek", "devlet
itibannı zedelemek" gibi tamamen muğlak kavramlara ba-
kıp, her eleştirel makalenin veya telefon konuşmasının(!)
bu yönde değerlendirilebileceği birortam, açık-demokratik
bir rejim olabilir mi? O zaman çıkar dersiniz ki, "Demo-
kratik haklar askıya ahnmıştır, hükümeti eleştiremezsiniz,
bu halkı isyana teşvik ve darbeciliğe girer", biz de başı-
mızın çaresine nasıl bakacağımızı düşünürüz. AmaTür-
kiye'de artık, parlamentodan yargıya, basından kitle ör-
gütlerine kadar, herkes demokratik ve özgür birtoplum
olup olmadığımız konusunda, lafı gevelemeden düşün-
cesini ortaya koymalı ve ortamımız bu gülünç çelişkile-
ri yaşamamalıdır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
l/EI,ayak veyüz- -|
de kızartı ve şiş- „
melerle kendini
gösteren bir hasta- 3
lık. 2/ Doıımuş lav 4
akıntılanyla kaplı /-
alan... Boğaza ya
da badenıciklere "
yerleşen ve anjin 7
tiirü hastalıklara o
neden olan mik- _
rop. 3/ Dolma"
yapmak için hazırlanan
kanşım... Çok iri ve ze-
hirsizbiryılan... Akıl. 4/
Çeşitli renkte çiçckler
açan, kokıılu bir süs bit-
kisi. 5/ Katışıksız, saf...
Ödenti. 6/ Tabaklanmış
deri... Dört Halife'nin
sonuncusu. 7/ Avuç içi...
Gerekcn ilgiyi gösternıe-
me, boşlama. 8/ Dökülcn
tohumlarla eıtesi yıl çıkan tahıl... Bir nota. 9/ Tehlike
işareti... tşycri olarak kullanılan birkaç katlı yapı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kuşbaşı doğranmış koyuıı eti ve yufkayla yapılan bir
tür kebap. 2/ Kıl elek... Köpek ve inekleıe yedirilmek
için un ve kepeklc hazırlanan yiyecek. 3/ "Doğar — mi-
delerden nur topu ihtilaller" (F. N. Çamlıbel)... "Sığla
yağı" da denilen ve günlük ağacından elde edilen özsu.
4/ Hindistan'a özgü, hörgüçlü bir sığır cinsi... Utanç
duyma. 5/ Kendi kendine cinsel doyum sağlama. 6/ El
dokuması yünden yapılan üst giyeccöi... Alan ölçüsü
hektarın kısa yazılışı. II Kuzu sesi... iyi yetişmiş, de-
ğcıii kimse. 8/ Iskambilde koz... Akdeniz Bölgesi'nde
bir akarsu. 9/ Güçlü ve beyaz bir ışık vererck yanan hid-
rokarbonlu bir gaz.
1
2
3
4
5
6
I
8
9
1
S
u
r
L
E
G
t:
N
•
2
E
S
R
A
R
•r
A
T
3
K
•A
İM
T
2
A
G
ö
K
0
V
A
•t:
L
D
F
•
7R
0"
N
T]
6
H
E
•
TD
A
ü
T
•
7
A
M
T
L
A
Z
•N
U
8
N
T
T
T
L
T
K
|
R
9
•
IA]
"Kİ
•Aİ
T]