04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2008 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI T U R K I Y E Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale izrnir Manisa Aydın Denizli B B B B A R A B 30 33 30 32 33 35 38 38 Sinop BP 26 Adana B 34 Samsuı ı Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y B B PB PB 24 25 25 32 29 29 27 Zonguldak PB 26 Antalya B 37 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B A A A A PB PB 32 39 41 37 36 30 27 B 24 Yurdun kuzeydoğu kesimleri ile Göller yöresi parçalı bulut- lu, Orta ve Doğu Ka- radeniz. Afyon ve Is- parta çevreleri sa- ğanak ve gök gü- rültülü sağanak ya- ğışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık ge- çecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paıis Bonn Y B B Y Y Y Y Y 18 22 22 19 19 18 20 23 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belqrad Soyfa Roma Atina Y PB PB PB B B B B 26 31 33 31 31 28 29 34 Münih 27 Zürih 29 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Sam B A B A B A B B R ; J 1 36 32 39 27 34 35 36 38 Parçalı bulutlu ! Sisli | u t i u h Çok bulutlu ı Yağmuriu Sulu kar , Gök güriiltülü GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada veya olaylar izliyor. Son örnek, ABD'nin Istanbul Başkonsoloslu- ğu'na saldırı. Insaf edin; şimdi soruşturmayı yü- rüten savcılar, bu olayın Ergenekon çetesi ile bağ- lantılı olup olmadığını araştırmasınlar mı? Ya, saldırıda ölenler Ergenekon çetesinin Bit- lis şubesinden geldilerse? Olayı soruşturup id- dianameye almak en az bir hafta daha gecike- bilir. Olmaz olmaz demeyin. Olur! örneğin iddia- namede Danıştay saldırısına 60 sayfa ayrılmış. Nedenini bulamayan hukukçunun gugukçunun kafası karışık. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Danıştay da- vasını, üstelik kanıtlayacak delil bulamadığı Için "Saldırı ile Ergenekon davasının bağlantısı yok" diye karara bağlamış, ne gam! Bir zamanlar hemen her taşın altında komü- nist aramıyor muyduk; şimdi de Ergenekon çe- tesine üye! O karar bu karar, hiçbiri Ergenekon soruştur- masına engel olamaz. Bir yerde bir biçimde Da- nıştay saldırısını Ergenekon çetesinin yaptığına veya yaptırdığına dair en ufak bir belirti, bir söy- lem gördü ise savcılık.. neden iddianameye al- masın? Üstüne üstlük memleketimizin yetiştirdiği son büyükTürk; RTE, son konuşmalarında Danıştay saldırısını Ergenekon soruşturmasının içinde göstermeye önem verdi, özen gösterdi. Bu özene takılmak niye? Özgür bir ülkede bir başbakanla bir savcı aynı yargıyı aynı kanıyı söy- leyemezler mi? ••• Muhalefetin eleştirilerine yanıt verirken ne di- yor AKP'nin Başbakanı: "...Acaba Başbakan'ın bildiği birşey mi var? Başbakan 'ın bildiği bir şeyler olması lazım zaten. Nereden ne geliyor, ne gidiyor, tabii bir şeyler bil- mesi, lazım...." Böyle konuşmak zorunda kalıyor; zira Baş- bakan yargıda olup bitenleri, örneğin iddiana- menin tamamlanıp tamamlanmadığmı, ne zaman açıklanacağını, ima yoluyla içeriğini Istanbul Başsavcısı'ndan önce öğreniyor ve açıklıyor. "Nereden ne geldiğini, ne gittiğini" pekâlâ öğ- reniyor. örneğin emekli Oramiral Ozden Ömek'in eşinin arsa davasında "mağdur edildiğini" öğ- reniyor. Bayan örnek ile bir törende uzun uza- dıya bu konuyu konuşuyor ve... Deniz Kuvvet- leri Komutanı'nın eşi bayan Sevil Hanım'a Baş- bakan -o güne dek aldıklarına ek olarak- 75 mil- yarcık daha ödenmesini sağlayıveriyor. Bu işlem, bu muhabbet ise 2003 yılında, dar- be hazırlıklarının yapıldığı yılda. Bu gelişmelerin, oluşmaların -kimi arkadaşlarımızın yazdığı gibi- neresi "tuhaf!" Oramiral örnek için bu durumlar tuhaf değil ki, çıkıyor ekrana oğullarından birinin belgesel yap- mak için RTE ile doğrudan ahbap, arkadaş, dost olan Çalık Holding gibi sermayeden yararlandı- ğını, diğerinin ise RTE'nin damadının söz sahi- bi olduğu bir başka şirkette yönetim kurulu üye- si olduğunu ve eşinin davasını Başbakan'ın bizzat meşgul olarak çözmesini olağan olaylar dizisiymiş gibi anlatıyor. Bir yandan da böylece Başbakan, "nereden ne geldiğini gittiğini" bildiğini kanıtlamış oluyor. Fakattt; kendisine ait olmadığını söyleyen, ama Ergenekon soruşturmasına bile kaynak olan darbe günlükleri ile ilgili ne bilgisine başvurulu- yor ne de hakkında soruşturma açılıyor emekli oramiralin... Yoksa, yoksa... Başbakan'ın ailesel ilişkileri ne- deniyle mi emekli oramiralin ifadesine başvu- rulmuyor? • •• Iktidar sahiplerinin diğer kimi girişimleri de bir- den gündeme giriyor. Genelkurmay Başkanlığı'ndan emekli Orgeneral Hilmi Özkök, dün Çankaya'daki AKP'li ile öğ- le yemeği yedi, görüştü. Tam 2.5 saat! Bayram değil seyran değil, Çankaya'daki AKP'li, devletin zirvesi, üstelik darbe günlükle- rinde adı baş sırada geçen, darbe söylentileri- nin ayyuka çıktığı bir gün emekli Genelkurmay Başkanı'nı neden Ankara'ya çağırdı? Yanıt, ama uydurma yanıt hazır: Efendim Hil- mi Özkök, içine düştüğümüz kargaşadan çık- mamız için akil adamların, faal rol almaları ola- naklı kişilerin harekete geçmesine işaret ederek, Çankaya'daki AKP'linin devreye girmesini iste- yen bir demeç verdi, Çankaya'dakini göreve ça- ğırdı! Pekâlâ ama.. daha bir hafta geçmedi. MHP Ge- nel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı'nın ku- rumlar arası uyumu sağlaması için anayasal gör- evini yerine getirmesini istemedi mi? Çanka- ya'daki, bu çağrıyı bir iki cümleyle karşılık verip es geçti. Ama şimdi emekli Orgeneral özkök'ü, bir demecine dayanarak Çankaya'ya çağırıyor. Şeytanın avukatlan bu çağnyı başka biçimlerde yorumluyor ve soruyorlar: Çankaya'daki AKP'li, ne de olsa AKP'li. Hilmi özkök'ten darbe olaylarına "Ne yalanlarım ne de doğrulanm" biçimindeki söylemleri bırakarak, şa- yet devlete ve rejime hizmet etmek istiyorsa, 2003-2004'lerde yaşandığı söylenen kimi ko- mutanların darbe girişimlerine karşı durduğunu açıklamasını istemiş olamaz mı? Bu biryana, Çankaya'daki AKP'li, özkök'ten -AKP'li hukukçuların, sözcülerin iddia ettiği gi- bi- kapatma davasını açan iddianamedeki de- lillerin Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nde kabul görmeyeceğini söyleyen eski AİHM Yar- gıcı Rıza Türmen'i neden öğle yemeğine çağı- rıyor? İçine düştüğü açmazlardan devletin nasıl kur- tulacağını araştırmak için mi yoksa... Yoksa... AKP'yi kurtarmak için mi? 'Öliim' atölyeleri Hiçbir güvenlik önlemi almadan çalıştınlan kot taşlama işçileri, tedavisi olmayan silikosis hastalığına yakalanıyor. Şu ana kadar 20'yi aşkın işçi bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdi BURAK ALİÇAVUŞOĞLU Ünlü markalardan taklit ürün- lere kadar çok sayıda finnanın sa- tışını yaptıği jean (kot) kumaşla- nn taşlama işinde çalışan işçile- rin canlanna mal oluyor. Dün- yanm birçok ülkesinde makine- lerlc yapılan kot taşlama işlemi, Türkiye'de 2 metrekarelik, ha- valandırması olmayan odalarda ve 15-25 yaşlanndaİti işçilerin kol gücüyle yapılıyor. Taşlama işin- de 3 ay dahi çalışanlann, "kum- lama hastahğı" olarak bilinen "silikosis hastalığına" yakalan- ma riskinin çok yüksck olduğu belirtiliyor. Silikosis hastalığına yakalanan Gazi Polat (38), "Yü- rümeye bile derman bırakmı- yor bu hastalık. Öleccğimiz giinü bekliyoruz" diyerek taş- lama işindeki tehlikcnin boyutu- nu gözler önüne seriyor. Tuzla tersanelerindeki "iş ci- nayetlerine" son bir yılda 27 kurban veren Türkiye'de, kot taşlama işi nedeniyle şu ana ka- dar 20'yi aşkın işçi yaşamını yi- tirdi. Kumlama hastalığına ya- kalanan işçilerin sayısı da kaçak olarak açılan kot taşlama atölye- leri de artıyor. Sosyal güvencesi HASTALIK ÜÇ AYDA ORTAYA ÇIKABİLİYOR İsianhul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Göğüs Has- talıklan Uzmanı Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, kotlarm beyazla- tılması, yıpratılması işlcminde yapılan "kumlama yönte- mf'nin işverenin önlem almaması duruınunda işçilerin "silikosis" hastalığına yakalanmasına neden olduğunu söyledi. Hastahğın daha çok madencilerde görüldüğünü ve 20 - 30 senede ortaya çıktığını anlatan Prof. Kılıçaslan, "Ancak kot atölyelerinde 3 ayda çalışıp silikosis hastası olan işçiler bile var" dedi. Has- tahğın tedavisinin olmadığına dikkat çeken Prof. Kılıçaslan, has- talığın en başında kişilerde öksürme; yürürken, merdiven çıkarken göğüs ağrısı görüldüğünü, ileri durumlarda ise aşın kilo kaybı yaşandığını anlattı. Kılıçarslan, "Işçinin o tozu yutması ön- lenirse hastalık yüzde 100 önlenebilir" dedi. olmadan çalışan işçiler tedavi masrafiannı karşılayamıyor, atöl- yelerin denetimini ve kapatılma- sı yönünde hiçbir adım atılmıyor. 'Utanç duyuyorum' Mehmet Bekir Başak 37 ya- şında, 7 çocuğu var. Daha önce pazarlarda terazicilik yapan Ba- şak, ekonomik koşullar ağırla- şmca 2002 yılmda kot taşlama işi- ne başladı. Kumlama hastalığımn başlatıcısı olan kum tanelerini ilk önceleleri önemsemeyen ancak zamanla nefes darlığı çekmeyc başlayan Başak ilk muayenesin- de "silikosis" hastalığına yaka- landığını öğrenir. Hayatının en zor günlerini şöyle anlatıyor Ba- şak: "Firmadan daha kolay, ağır olmayan bir iş istedim. Onlar da beni paketleme bö- lümüne verdiler. Çalışmakta zorlanınca işi bırakmak zo- runda kaldım. Şu an 13 ve 17 yaşlarında olan 2 çocuğum da çahşıyor. Çocuklarım çalıştığı için utanç duyuyorum." Gazi Polat da 5 yıl çalıştığı atölyede alınmayan önlemler ne- deniyle kumlama hastalığına ya- kalanan işçilerden biri. Hastahğa yakalandığını öğrenince önlem alınmadığı için atölye ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aleyhinc dava açan Polat, yaşa- dıklannı şöyle anlattı: Uç kuruşluk kâr için "Çoğu arkadaşımız öldü biz- de ölümü bekliyoruz. Bazı ar- kadaşlarımıza verem teşhisi konmuş, 8 ay verem tedavisi gördüler. Tabii sonuçta bu ar- kadaşlar yaşamını yitirdi. Ge- çene sene tsviçre'de kot giy- meme kampanyası başladı. As- lında bizim çalıştığımız yerlere robot kıyafetine benzer bir el- biseylc girmemiz lazımdı. Ha- vayı da dışarıdan borular sa- yesinde almalıydık ama bu sis- tem pahalı olduğu için patron- lar buna yanaşmadı. Üç ku- ruşluk kâr için hepimizin ha- yatını yaktılar. Geçen yıl bir arkadaşımız askerde koşarken ciğeri patladığı için hayatını kaybetti. Birçoğu da askere gitmek için muayene oldukla- rı sırada hasta olduklarını öğ- rendi. O atölyelerden sağ çık- mak neredeyse olanaksız." 56. KURULUŞ YTLDÖNÜMÜ TGS'den 'yandaş medya' uyarısı tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 56. ku- ruluş yıldönümünde yayımladığı bildi- ride, "özgür ve bağımsız habercilik ile elcştiri hakkını kullanan gazete- cilerin, sıkıyönetim dönemlerini aratmayacak biçimde gözaltına alınmalarının demokratik toplum- larda rastlanmayan bir görüntüyü yansıttığım" bildirdi. Kuruluşunun 56. yıldönümü dolayısıyla TGS tara- fından yapılan açıklamada, şu görüş- lere yer verildi: "Siyaset-medya-tica- ret çıkmaz üçgeninde, çalışanlann sendikal haklarına saygı duymayan bir düzen, bugün yerini geçmişten hiç ders almayan medya sahiplerin- ce oluşturulan 'yandaş medya'ya bı- raktı. Kendisi veya yandaşı olduğu kesimlerin çıkarları uğruna, olayla- rı ve doğruları halktan gizleme ya da bilgi kirliği yaratma çabası fazla- sıyla belirgin hale gelmektedir." GENÇSEN'den protesto Türkiye'nin ilk öğrenci sendikası Öğrend Gençlik Sendikası (GENÇ-SEN) hakkın- da açılan kapatma davasına Sirkeci'dcki Is- tanbul 6. İş Mahkemesi'nde başlandı. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, "Bu utanç verici davayı püskürteceğiz" dedi. Duruşmanın ardından mahkeme önünde bir araya gelen GENÇ-SEN'liIer, "Para- sız eğitim istiyoruz", "Insan hakları ev- rensel beyannamesi madde 23. fıkra 4:1 lcr- kesin sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır" pankart ve dövizleri ta- şıyarak, "Sendika hakkımız engellene- mez", "Yaşasın sınıf dayamşması", "Direne direne kazanacağız" sloganlarını attı. Sonuçlar saat 10.00'dan itibaren bakanlığın internet adresinden öğrenilebilecek OKS bugün, OSS yann açıklanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Orta- öğretim Kurumlan Öğrenci Seçme ve Yer- leştirme Sınayı'nın (OKS) sonuçlan bugün açıklanıyor. Öğrenciler puanlannı öğrendik- ten sonra, tercih maratonuna başlayacak ve 11 -18 Temmuz tarihleri aı^asında tcrcihlerini Mil- li Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bildirecek. İlk yerleştirme sonuçlan, 25 Temmuz'da açıklanacak. Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ve Yabancı Dil Sınavı (YDS) sonuçlan, yann açıklanacak. Puanla öğrenci alan liselerc yerleşmek is- teyen 913 bin 612 8. sınıf öğrencisinin katıl- dığı ve bu yıl son kez yapılan OKS'ye girenler, saat 10.00'dan itibaren, bakanlığın "www.meb.gov.tr" adresli internet sitesinden, sonuçlan öğrenebilecek. Sonuçlara ilişkin bilgi vennek amacıyla, MEB'de de basın top- lantısı düzenlenecek. Sonuçlara göre, Türkçe- Matematik (TM) ve Matematik-Fen (MF) pu- an türlerinin herhangi birinden 160 ve üzeri puan alan adaylar tercihte bulunabilecek. Adaylar, tercih işlemlerini, MEB'in "http://oges.meb.gov.tr" veya "www.meb.gov.tr" adresli internet sitesinden yapabilecek. Tercihlcr, veliler tarafından bi- reysel ya da ilgili okul müdürlükleri aracılı- ğıyla 11-18 Temmuz 2008 tarihleri arasın- da yapılacak. Sınav sonucuna göre adaylar için iki kez yerleştirme vc bir kez de tercihte yük- selme işlemi yapılacak. Adaylar bir defa ol- mak kaydıyla 20 tercihte bulunacak. ÖSYM'den dün yapılan açıklamaya göre, 15 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen OSS ile 22 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen YDS sonuçlannm değerlendirilmesi ve ortaöğretim kurumlanndan alınan diploma notlanndan adaylann Ortaöğretim Başan Puanlan'nın hesaplanması çahşmalan tanıamlandı. Sınavlann sonuçlanna ilişkin bilgiler, ya- nn saat 10.00'da YÖK'te düzenlenecek ba- sın toplantısıyla açıklanacak. Adaylar so- nuçlan yann saat 10.30'dan itibaren ÖSYM'nin http://oss.osym.gov.tr intemct ad- resinden öğrenebilecek. KENE İKİ CAN DAHA ALDI ÇORUM (Cumhuriyet) - Çorum ve Çankırf da iki kişi Kınm Kongo Kanamah Ateşi (KKKA) hastahğı nede- niyle yaşamını yitirdi. Çonım'un Oğuzlar ilçesinden ya- şayan M.K'yi bir süre önce kene ısırdı. KKKA şüphe- siyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilen M.K. Enfcksiyon Hastalıklan Servisi'nde tedavi altına alındı. Durumu kötülcşen M.K, tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak yaşamını yi- tirdi. Çankırf nın Orta ilçesi Kalfat beldesinde yaşayan Sabriye K'yi de geçen pazar günü kene ısırdı. Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan Sabriye K. burada yaşamını yitirdi. DAGLARCA'NIN DURUMU CİDDİ tstanbul Haber Servisi - Zatürree nedeniy- le geçen hafta Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırı- lan Türk şiirinin büyük ustası, yaşayan en büyük şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağ- larca'nın (94) durumunun ciddiyetini ko- ruduğu belirtildi. Tedavisine devam edi- len Dağlarca'nın bilincinin de zaman za- man açıldığı ifade edildi. Böbrek yetmez- liği nedeniyle haftada 3 gün diyalize gi- ren Fazıl Hüsnü Dağlarca 5 Temmuz gü- nü diyalizde olduğu sırada fenalaşmıştı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada 1 - Gaziantep'e yanıt: Bu senaryoya göre bir süre önce Gaziantep'te düzenlenen El Kaide operasyo- nuna karşılık vermek için El Kaide'nin Türkiye'de uyu- yan hücreleri emir üzerine harekete geçti ve bu sal- dırıyı düzenledi. 2- Afganistan operasyonuna yanıt: Bu senaryoya göre de ABD'li askerlerin 6 gün önce Afganistan'da öldürdükleri Bitlisli El Kaide'cinin intikamı alındı. 3- Başbakan'ın Irak gezisine yanıt: Erdoğan, ha- ziran ortasından beri Irak gezisi hazırlığındaydı. ABD Irak'ı işgalinin Irak yönetimince yasal kabul edilme- sini de içeren çerçeve anlaşmasının başlıca tanığı- nın Türkiye olmasını istiyor. Bu senaryoya göre, te- rör örgütü ABD ve Türkiye'ye Irak'ta bunu yapmayın, dedi. 4- Ergenekon işi: Bu senaryoya göre de ABD kon- solosluğuna saldırı Ergenekon operasyonuna misil- leme! 5- Iran uyarısı: ABD'nin yakın gelecekte Iran'a yö- nelik olarak bugüne kadar uyguladığı politikaların ter- sine daha sert bir yaptırım öngöreceği haberlerinin dozu arttı. Konsolosluğa saldırı ABD'nin Iran politi- kasını değiştirmesine dönük. ••• Yukandaki birbirine benzemez bu senaryolarterörün yarattığı karmaşanın bir başka habercisi. Hangisi doğru olabilir? Peşin hükümle hiçbiri ya datümü demek olanak- sız. Ancak böylesi eylemlerin arkasında mutlaka dev- let destekli bir gizli servisin bulunduğunu vurgulamak da doğal paylaşımlardan biri olsa gerek. Saldırıya bir başka açıdan yaklaşırsak, şu sorunun yanıtı önemli: Bu saldırı kimin işine yaradı? Buna da net bir yanıt vermek zor ama, birkaç ola- sılık sıralayalım: 1- Böylesine büyük boyutlu bir silahlı eylem Tür- kiye'yi ister istemez toprakları içindeki ve dışındaki terörle mücadele operasyonlarının parçası olmaya ite- cek. 2- Türkiye'nin terörle mücadele için oluşturulacak kurumlara katılması, böylesi saldırılarla birlikte kaçı- nılmaz bir durum olacak. Bir başka deyişle Türkiye'nin karmaşaya itilmesi için konsolos saldırısından daha çok işe yarayacak bir yöntem bulmak çok zor. ••* Gazetelerde sanki doğal bir durummuş gibi yer alan şu cümle bize göre dikkat çekiciydi: "El Kaide'nin Türkiye'de uyumakta olan hücreleri!" Polis, Gaziantep örneğinde olduğu gibi zaman za- man terör örgütünü çökertmek üzere operasyonlar yapıyor. Ancak bunun bataklıktaki sinekleri tek tek öl- dürmek kadar anlamlı bir iş olduğu anlaşılıyor. Başbakan Erdoğan dün Irak Başbakanı Maliki ile birlikteydi. Hafta içinde ayrıca Türk askerinin Lüb- nan'daki varlığının bir yıl daha uzatılması için Mec- lis'ten karar çıktı. Başbakan'ın ziyaretiyle Meclis ka- rarının arkasına Istanbul saldırısını ekleyince, şöyle bir saptama yapılabilir: Türkiye'nin bölgede üstleneceği rol küçükten en bü- yüğüne kadar bütün bölgesel ve küresel aktörler için çok önemli! Hükümet, kendi varlığını sürdürmenin tek başına "istiknariıyız" demeye yettiğini düşünüyor. Oysa istikrar sadece hükümetin değil, aynı zamanda kurumların ayakta kalması anlamına gelir. Istanbul'daki terör sal- dırısı, bu bağlamda Türkiye'nin toplam istikrarını za- yıflatmayı da hedefliyor. [email protected] Aşiyan'daki törene Mehmet Ali Aybar'ın ailesi ve dostları katıldı. (Fotoğraf: DUYGU NEŞELİ) Aybar anıldı Istanbul Haber Servisi - Türk sosyalist hare- ketinin önde gelen isimlcrindcn, Türkiye îşçi Par- tisi (TÎP) ve Sosyalist Devrim Partisi (SDP) Ge- nel Başkanı Mehmet Ali Aybar ölümünün 13. yı- lında ailesi, dostlan ve mücadele arkadaşları ta- rafından anıldı. Aybar'ın Aşiyan'daki mezan başında dün dü- zenlenen törende konuşan eski DİSK Genel Sekre- teri Mehmet Atay, "Onun özgürlük ve yurtseverlik konusundaki açık ve net çizgisini şimdi çok da- ha iyi kavrıyoruz. Türkiye değiştikçe Aybar'ın söylediklerinin önemi giderek artıyor ve 68 ku- şağını dolduracak sosyalist bir gençlik yok" di- ye konuştu. Anma törenine kahlanların sayısının az- lığına dikkat çeken gazetemiz yazan Deniz Ka- vukçuoğlu, "Ben Cumhuriyet gazetesi yazan olarak bugün en azından haberi okuyan 15-20 Cumhuriyet okurunun Aşiyan'a gelmesini is- terdim. Benim için bu ayrı bir hüzün ama bun- lar bizi umutsuzluğa götürmesin; tam tersine, da- ha bir şevkle hatalarımızdan daha fazla ders çı- kartarak daha güzel bir geleccği kurmak için da- ha fazla çalışalım" diye konuştu. 68'liler Birliği Vak- fi Başkan Yardımcısı Merdan Aslan ise şunlan söy- ledi: "Bizim sosyalist olmamızda, o dünyayı, tarzı kavramamızda çok önemli rolü var. Ozel- likle Aybar'ın eşi Siret Hanım'ı da anmak gerek, çünkü hapishaneye yiyecekleri, elbiseleri taşırken ağır işçilik onun üzerindeydi." Tören, mezara ka- ranfıl konulmasının ardından sona crdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle