04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Köşe Hamza Saykan: "Atatürk Evi'ne Tayyip köşesi açılmış. Sorun bakalım; Tayyip'in evinde Atatürk köşesi var mı?" Elektronik posta: denizsomdcumhurlyet.com.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - CIA, Türkçe bilen ajan anyormuş... "Vücut dili de gerekir mi!" Hilmi Özkök'ü Gül çağırdı. Zekeriya öz çağırmasında! Görev M. Alpaslan Yener: "Şeriat düzenine karşı tavır almak, Türk aydınının suçu değil görevi olması gerektir." VELEV Kl, sayın seyirciler haber merkezimize az önce gelen bir son dakika gelişmesini aktarmak için olay yerinde bulunan muhabir arkadaşımıza bağlanıyoruz: "Evet, sayın seyirciler; velev ki başkent kulislerinden almakta olduğumuz bir son dakika haberine göre, her yere konmakta olan gözaltı çalışmalarının son dalgasında çok büyük iki gözaltı daha yaşanmasının beklendiği bilgisinin fısıldıları ortaya çıkmaya başladı. llk fısıltıya göre sayın seyirciler, nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama söylemem gerektiği söylendiği için söylüyorum ve şöyle diyorum; binaenaleyh büyük bir gözaltı bekleniyor sayın seyirciler. Ulusalcı terörist olduğu iddia edilen çevrelerle son birkaç yıl içinde yakın ternaslarda bulunduğu ve bu şahıslara zaman zaman akıl verdiği iddia edilen Velev 4evet sayın seyirciler, binaenaleyh eski cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'in adı geçiyor sayın seyirciler. Başkent kulislerindeki güvenilir kaynakların konuşmalarından duyulduğu kadarıyla bir grup polisin bir ara Süleyman Demirel'i evinde ziyaret edeceği konuşuluyor. Ikinci fısıltıya göre ise sayın seyirciler, gözaltı çalışmalarının Türkiye sınırlarının dışına taşacağı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne sıçrayacağı belirtiliyor. Yapılan belirlemelere göre yine ulusalcı teröristlerle yakın ilişkide olduğu belirlenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın adının da son dalgada gözaltına alınabilir kişiler listesinin ikinci sırasına yazıldığı bildiriliyor. Denktaş'ın sorgusunun adada yapılması halinde sorguya Rum ve Ingiliz polislerinin de katılacağı söyleniyor. Bu arada sayın seyirciler; şu anda kulaklıktan kulağıma gelen sıcak bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a yakın çevrelerden edinilen bilgiye göre yarından itibaren büyük bir tadilat ve tamirat çalışmasının başlatılacağı Anıtkabir'in epey bir süre yurttaşların ziyaretine ve törenlere kapatılacağı öğrenildi. Evet, tekrar haber merkezine bağlanıyoruz." Evet, sayın seyirciler velev ki diyerek aldığımız yeni gelişmeleri sizlere anında aktarmayı sürdüreceğiz. Şimdi mevlit ile yayınımıza devam ediyoruz. Kuyu Ayşe Kansak: "Izledikleri yolu değiştirmezlerse, kazdıkları kuyulardan birine kendileri düşecek!" Tutuk Fatoş Sezer \ Ulusoy: " "Cumhuriyet'e kafayı takanlar hiçbir şey bulamazlarsa yazarların bilgisayarlarını tutukluyorlar!" SESSİZ SEDASIZ (!) L Küresel Enternasyonal'in yeni aydınları! KÜRESEL sermayenin, soğuk savaş yıllarında muhalifleri ortadan kaldırmak, aydınları susturmak için yarı militer birtakım güçler kullandığını anımsatarak söze giriyor Haşim Can Sözer ve şöyle devam ediyor sözlerine: "Doğu Bloku çökünce ve Avrupa'daki tehdit ortadan kalkınca, ileride ne yapacağı belli olmayan bu güçler hukuksal yollarla sistem dışına çıkarıldı. Araya bu işlerle ilgisi olmayan bolca muhalif ve aydın katılarak tabii. Sermayenin önünde ne devlet, ne millet, ne de devlet adına engel oluşturacak hiçbir gücün kalmasına izin verilebilirdi. Ve öyle oldu. Işte size, Italya'da olup bitenler. Yaptıran da aynı el, temizletirmiş gibi yapan da. Yani neymiş; hep beraber söyleyelim: 'Yaşasın özgür ve küresel sermaye, yaşasın küresel sermayenin hizmetindeki özgür ve kartel medyası, yaşasın demokrasi, yaşasın hukuk devleti...' özür dilerim, bunları nereden biliyorsun diyeceksiniz tabii ki. Şuradan efendim, bakın bakalım 'temizlik' çalışmalarının başladığı o günlerden bu yana Avrupa'da eli ayağı düzgün bir aydın kaldı mı?" Sosyalist Enternasyonal'de bile adam kalmadı! Islamcı bir partinin ihbarını ciddiye alıp Türkiye'de "sosyal demokrasi sorgusu" yapacak denli sapıttılar! 'Kuzular Keçiler ve Çobanbaşı' MERİÇ VELİDEDEOĞLU Alemdar gazetesinin, 2 Şubat 1920 tarihli sayısında yer alan başyazının başlığı bu. Osmanlı Mebusan Meclisi için Anadolu'da seçilen milletvekil- lerinin bir bölümüyle Atatürk, Ankara'da görüşüp onlara Ana- dolu hareketinin anlamını anlat- mıştı. 12 Ocak 1920'de Osman- lı'ntn bu son Meclis'i açılır açıl- maz bu milletvekillerine dolayı- sıyla Atatürk'e, Istanbul bası- nında saldırılar yoğunlaşır Refik Halit (Karay) sözü edi- len yazısında: "Merhaba Sıvas kuzulan, Ankara keçileh, ağıla mı geldiniz? Yeni çobanbaşı, millet paşası mı sizi seçip ayırdı? Boy- nuzlarınızı yaldızlayıp sırtınızı kı- nalayıp bize sizi o mu hediye gönderdi? Boynunuzdaki tas- mayı da o mu taktı" gibi sorularla başlar. Kuşkusuz bu "Mütareke Ba- s/n/"nın -onların diliyle- "serger- cte"si yalnızca Karay değildi. Anımsatmayı şimdilik bırakalım. Bu gibi yazıları büyük bir ke- yifle izleyen Osmanlı yönetimine gelince, devletin başı Halife Sul- tan Vahdettin, tüm varlığıyla Ingiltere'nin kucağına oturmuş- tur. Sadrazam (başbakan) bu "ku- cak"\an daha da çoğaltır. Ali Rıza Paşa kurduğu hükümetin, dolayısıyla kendisinin "ItilafDev- letleri" ve yandaşlarınca iste- dikleri gibi sınırsız denetlenebi- leceğini duyurmuş, bugünkü söylemle adeta "Kullanın be- ni\" demiştir "Maşa"\ann bu tutumundan, çağrısından yararlanan Ingiltere, ayrılıkçı derneklerin kurulmasını, tarikatların genişlemesini, aşi- retlerin ortaya sürülmesini ra- hatlıkla gerçekleştirir. Kullandığı temel malzeme de "d/n"dir. Tüm oluşumlar, olaylar, isyanlar bu malzemeyle örülüp dokunur ve ortaya salıverilir. Kısaca 20. yüzyılının ilk çey- reğinde, emperyalizmin ülkemi- ze yönelik amaçları için, ustaca kullandığı temel "üç öğe"nin, "basın", "maşa"\ar ve öteden beri "din" olduğu söylenebilir. Atatürk kuşkusuz tüm bunla- rın bilincindeydi. llkin Ingilte- re'ye, güdümündeki Yunanis- tan'a unutamayacağı tarihsel bir "ders"i, orduyla ve halkla birlikte verip sindirilmesi zor "yan/f'ını yollar. Ardından "Mütareke Bası- n;"nın karşısına, "Devrim"in ga- zetesi olarak "Cumhuriyet"\n bütün gücüyle dikilmesini ister. "Maşa"\ara gelince, bunlar daha "Kurtuluş" döneminde düşmana sığınırlar. Bir bölümü de dışlanır, çok azı da yola ge- tirilmeye çalışılır. Üçüncü öğe "d/n"in, "laik" yönetim sistemi kurulup, ardın- dan "devrimler" gerçekleştirile- rek her türlü "kullanılması"r\m önüne geçilir. Ne var ki halkımızın, "Su uyur, düşman uyumaz\" deyişindeki "hikmet"\n ne denli yerinde ol- duğu, 1950'detüm boyutlarıyla beliriverir. Ingiltere'nin yerini artık ABD al- mıştır. "Basın", "Mütareke 6as/n/"nın yolundadır. Aynı saldırılar dirilti- lir. "Maşa'ların da canlandırılıp ik- tidara çökmeleri sağlanmıştır. Bunlar Türkiye'yi, kucaklarına oturdukları ABD'ye benzete- cekler, "Küçük Amerika!" ya- pacaklardır. Cumhurbaşkanı Bayar, ABD'deki ünlü eğlence merke- zi "Disneyland"\ görünce coş- kuyla bu kararı almıştır, denir. "Din" hamuru da yoğurul- maktadır. Öyle ki Başbakan Menderes: Siz isterseniz hila- feti bile getirebilirsinizl" diye seslenir kendi milletvekillerine. Ne ki, coşan "iktidar" millet- vekilleri, ülkenin altüst oluşunu görmezden gelip Meclis'i mah- keme salonuna döndürürler. Bu kaosu ve uçurumu gören "halk" destekli Türk Silahlı Kuvvetleri, daha fazla bekleyemez. Bugün bile hâlâ düzeyine erişemediği- miz "7967 /Anayasas/"nın yara- tılmasını sağlar. Yine de bu üç "öğe" belirli bo- yutlarla olsa da, dış destekle bir- likte varlıklarını hep sürdüre- cektir. 21. yüzyılda ise AKP ik- tidarıyla "doruk"\a dolaşmaya başlarlar. ABD ve AB basınını arkasına alan AKP giysili "basın" "Müta- reke Basını"n\ "yaya" bırakır. Cumhuriyet gazetesi baş hedef durumuna getirilir. "Maşa"\ar ve "maşacıklar gö- revdedir. örneğin bir maşacık ABD'ye, Başbakan Erdoğan için, delige süpürmeyin "kullanın, kullanınl" diye yalvarır. Bu yalvarış, Âfrika'nın en ilkel kabile reisi için bile katlanılamaz boyutta onur kırıcı da olsa, ses seda çıkmaz. Bu tutumuyla Erdoğan, Ali Rıza Paşa'yı, Bayar'ı, Mende- res'i "fersah, fersah" geride bı- rakmıştır. "D/n"in ise hem AKP hem de ABD ve güdümündeki AB tara- fından ne boyutta kullanıldığını adım adım yaşıyoruz. ABD'nin "din devleti" projesi ustalıkla, aşama aşama uygulanıyor. Bu uzun yazıyla anlatılmaya denendiği gibi, dışannın ve içteki işbirlikçilerinin amaçları doğrul- tusunda kurgulanan "oyun" ge- çen yüzyıldan yüzyılımıza da aktarılmıştır. Sürdürüleceği de, dördüncü "öğe" olarak, Türki- ye'nin bölünmesini hedefleyen "terör"ün eklenmesiyle belir- miştir. Artık hiç olmazsa "tehlikenin farkına varan", halkın sivil siya- si "tüm" kurumlarının, kuruluş- larının, sivil toplum örgütleri- nin, basının, üniversitelerin vö.'lerin "bütünleşerek" ülkeye sahiplenmemiz, dikilmemiz ge- rekiyor. Daha fazla "zaman" yi- tirmeden... [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEIÜÇAK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] ) < HAYAT EPİK TİYATROSU MIJSTAFA BILGHS [email protected] 6ARİPLERİM -*.\ KULÜBEOEN ÇTKMASALAR ŞEHtT OLMAYACAKLAR MIŞ... YA ÇIKIP ŞEHtT OLACAK. CENNETE GtöECEKLERöt YA DA ÇIKMAYIP TOPLUM UN HAYATLARINI CEHENNEME CEVÎRÎŞLERÎNE ŞAHÎT OLACAKLARÖI I 1 1 I 1 1 1 1 OTOBUSTEKILER KEMAL VRGENÇ du mmUke+UBu u ma««jql <j?t>r - . & • / / f: [email protected] cız-t>tz TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 11 Temmuz www.mumtaz-arikan. com B/ILONL/I KESF/.. 183?'/>£ BUGÜN,İSveçU SiUM ADAMI LOMON AUGUSr ANPIZEE, *UJZ£Y KUTSUMU tZEftF^U*/<ICiyc4l SAÇOA/i-A YOLAt çıtcri. 4332- 'DE A/O&EL ÖPÜU) ALM'f 8/je jStŞI OLJ4A/ AA/P/eEe, İSt/EÇ. «•&« " DA PARASAL DESTEĞrYLe SÖZ. MEK 'Ç'/V ÇASA ö »«4er ilcj /ZJŞİYİ DAHA 771f/ro&C>U- YOLA ÇIAUt-fŞfA/üAM fe/ SÜKJ so/ıjeA BİR GÜIı' SALOMOAM SOM AAETSAJI GEn'RMİf, EKİP7EU BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Şehre Karşı Dayanışma Yerine, Kentte Yaşama Kültürü Bugün müsaadenizle, her şeye rağmen 'yerel- leşme' mantığı üzerinde duracağım. Gelenek, görenek ve geçmişe saygı, sevgi, sa- hiplenme başka şeydir, 'herşeye karşı yerelleşme' başka şeydir. Orf ve âdetlerimize ters de düşen, yaşanan ve hayatın geçtiği şehre karşı 'dayanışma ve dayat- ma' odağı haline gelen bazı "kültür ve dayanışma" adlı direniş komiteleri, yerini mutlaka siyasi parti- lere bırakmalıdır. Biliniz ki tek başına 'alt örgütlemelerden' hayır çıkmayacaktır. Toplumsal fayda da. Belki demokrasi de 'keyfileşti' ama biryığın par- ti var. Toplum adına etkinlik arayanlara naçizane önerim şudur: Aklınız hangi partiyi buluyorsa ora- yagidin. Siyasi dayanışmayı, siyasi parti üzerinden götürmenin zamanı geldi, geçiyor bile. Bir yığın parti kuruldu. Aklınız hangisini doğru bu- luyorsa, aklınızı onayaslamalısınız. Bulunduğunuz şehirlerde, semtlerde, sokaklarda yönetime katıl- malı, aktif seçmen olmalı, sorumluluk almalı, ver- melisiniz. Kimlere sorumluluk verdiğinizin de bi- lincinde olmalısınız. ••• Geçmişinize, kültürünüze sahip çıkmalısınız. Ama önceliğinizi yaşadığınız mekânlara, şehirlere vermelisiniz, aklınızı ve sevginizi yaşadığınız me- kânlara katmalısınız. Bunun yolu kentli olmaktır. Insanın doğduğu yerlere karşı sorumluluk duy- ması doğrudur. Ama bu, yaşadığı yerler için daha az sorumluluk duymasını gerektirmez. Sizi seviyorum. Sizi memleketim gibi seviyorum. Bu toprakların hepsi bizim, hersantimine ortağız, biz Anadolu insanıyız, Anadolu da bizim. Ama 81 il olarak, idari taksimat yapmışız. 81 adet 'kültür' yoktur bu topraklarda, bin çeşit dayanışma gös- terebilirsiniz. Akıl yoldaşlığı üzerinden kırk bin çeşit dayanış- manız, bu ülkeye de bize de mutluluk katar. Sizi atıl tutmak, işlevsiz kılmak isteyenler, ufak, sigara du- manlı odalara, davullu zumalı festivallere zorlamasın. Zorda olan hemşerinize, komşunuza koşmanı- zı dilerim. Sizler zor zamanların sıkı dostlarısı- nız, bunu kendi kısa tarihimden de bilirim. Enerjinizi aynı zamanda yaşadığınız yerlere harcayın, dikkatlerinizi sizi yönetenlere çevirin. Onları izleyin, gözleyin, müdahil olun, katılın... Sağlıkla kalın... [email protected]/Faks: 02126727171 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Hindu tıp -| bilimi. 2/ Fut- « bolda sayı... V ü c u t t a k i 3 AIDS virüsü- 4 nü saptamakta c kullanılan test. 3/ Akla gelen, 6 içe doğan dü- 7 şünce. 4/ Bc- g lirti... Üstü ka- Q palı olarak a n - " latma. 5/ "Uzatır boynunu arar eşini / Bir tck — gördüm göl kenarında" (Ka- racaoğlan)... Ger- çekleştirilmesi za- mana bağlı istek. 6/ Vilayet... Satıançta özel bir hareket... Tantal elementinin simgesi. II Aynı tür- 1 2 3 4 5 6 7 G U R A R l •A P U V E Z •L A L A Z A R A R •B A R LLJ l A •0 M A C A 9 A Y A K •N A L •'A K 0 N I • T E S • TK A | A T •K A K 0 F 0 N i Dl M v A •E] R i den hayvanlar arasında iletişimi sağlayan kimyasal maddelerin ortak adı. 8/ Eskiden Karagöz oyna- tılan kahvelere verilen ad... llişkin, değgin. 9/ El- ma, armut, kayısı gibi meyvelerin kurutulmuşu... Penye konfeksiyonunda zincirli dikiş yapan bir tür aygıt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Saldırgan. 2/ "Hayır" anlaınında kullanılan söz... Boğa güreşinde, boğayi şaşırtmak ve yor- ınak için kullanılan kınnızı kumaş. 3/ Övünme, iftihar etme... Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi. 4/ Maranta adlı kamıştan çıkanlan ve çocıık maması yapmaya yarayan un. 3/ Bir ka- lenin ya da berkitilmiş bir yenn teslimi... Omur- gayı oluşturan kemiklerden her biri. 6/ Ağrı Da- ğı'nda bir yayla... Yankı. II Aydın'ın turistik bir ilçesi... "Git, defol" anlamında argo sözcük. 8/ Görkem, heybet... Parola. 9/ Yunan mitolojisin- de, koşuda kendisini geçen erkekle evlenen av- cı kız. HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL ACIYI BAL EYLEDİK ÖZGÜRLÜSE, TIITSAKLIĞA VE SKVDAYA UAİR ŞİİIİ. MİİZİK \'R HHLSE FİLMLERLE aili SAHNE GÖSTERİSİ ŞiİSLERİ VORUMLAYANLAIÎ: GÜLSEN TUNCER IİNDEIİ YlötT NEJMİ AYKAR MüzİK : İI.KAY AKKAYA - KIZ1L1RMAK UYAKLAYAN VF. YÖNETEN : ERKAL UMUT 02 Temmuz ( .us.ırııl>.ı S.uvl: 21.00 Rıl.ıi ll;vw Aııkluv.v Tiyatrosu ESENKENT 1VI: 02I2.50O 33 55 672 87 77 11 Temmuz Cuma Sa.it: 21.00 N.ı/ım Hikmet Kültür Merkezi KADIKÖY Tcl. 0216.414 22 39 İletişim İçin GSM 0535.600 30 66 |
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle