05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
| SAYFA 12 KAVŞAK ÖZGEN ACAR Yaşasın Amerika! Yaşasın Rusya! Yaklaşık son yarım yüzyılda Rusya ile Türkiye arasında köprülerin altından çok sular aktı. DP'nin ekonomiyi iflas ettirdiği, TL'nin değerini do- lar karşısında üç katı düşürdüğü, sonrasında Ismet Inönü'nün koalisyon hükümetinin "5 senîe muhtaç" olduğu günlerdi! Inönü, 1960'lann başındaSSCB Hü- kümeti ile bir anlaşma imzaladı. Bugün Türk sana- yiinin altyapısını oluşturan; örneğin Iskenderun De- mir-Çelik ve Seydişehir Alüminyum fabrikalan ile Alia- ğa Petrol Rafinerisi gibi tesisleri, Ruslara dövizsiz kur- durttu. Tesislerin parası, başta mavnalara "dökme" yüklenen narenciye gibi ürünlerin "takası" ile öden- di. SSCB vatandaşları narenciyeyle bolca "C" vita- mini alırken, kimsenin aklına bunlarda "Haşere ila- cı kalıntısı varmı" diye sormak gelmedi. Rus Federasyonu kurulduktan sonra, özellikle 21. yüzyıla girerken Ruslar, taze sebze ve meyve dış alımlannda insan sağlığını etkileyecek olumsuzluklan önlemeye çaba göstermeye başladılar. Türkiye'nin taze sebze ve meyveleri ile ilgiii ilk sorun 2005'te patladı. Moskova, domateslerimizde "Akdeniz si- neği" saptayınca alımı durdurdu. Başbakanlar, uzman heyetlerin diyaloglarıyla so- runa çözüm buldular. Rusya'ya gönderilecek do- mates, patates, patlıcan, biber, salatalık, narenciye, iizüm, önce Türkiye'deki laboratuvarlarda incele- necek, Rusların öngördüğü standartlara uygun "haşere ilacı" ya da "azotlu gübre" ka- lıntısı olmadığına ilişkin belge verildikten sonra sevkıyat ya- pılabilecekti. Sorun çözümle- ninceye, 11 laboratuvar dev- reye girinceye kadar Türki- ye'nin dışsatımı çok düştü. Türk üreticilerine göre Rus- lann standardı, AB ülkelerine kıyasla çok yüksekti. Bu ne- denle AB'ye taze sebze ve meyve satışı Ruslarınkini iki kat aşıyordu. Ama olsundu. Rusya iyi bir pazardı. Üretici ve satıcı Türkiye, alıcının isteklerine uy- mak zorundaydı. Sahte raporlu laboratuvarlar Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Baş- bakanı Vladimir Putin'i telefonla arayıp önerilerde bulunmuştu. Edindiğimiz bilgilere göre Moskova'da tatilin sona ereceği pazartesiden sonra heyetler ara- sında teknik düzeyde görüşmelere başlanacaktı. Ta- rım Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında bir heyetin Moskova'ya gitmesi gündemdeydi. Heyetler "tek- nik ölçüm yöntemleri, standart kavramında uyum sağlanması" gibi konuları ele alacaktı. Ankara, laboratuvar konusunda önlem alındığı- nı; Ruslar Türkiye'de kendi laboratuvarlannı açmak istediklerini söylüyorlardı. Türkler, laboratuvarda in- celenen domateslerden "tanık örnek" sakladıkları- nı, Rusya'ya gönderilen ve tazeliğinden dolayı çabuk bozulabilecek yaklaşık yarım milyon ton do- matesin süratle tahlillerinin yapılmasında yaşana- bilecek sorunlardan söz ediyorlardı. Bu arada ABD'den gelen, 16 eyalette domates- te "salmonella bakterisinin" yol açtığı salgın nede- niyle bazı lokantalann domates kullanmadıkları ha- beri ortalığı büsbütün karıştırdı. llaçlasan birtürlü, ilaçlamasan birtürlüydü... Soruna bir an önce çözüm bulunmalıydı. İki aya kadar Türkiye'nin Rusya'ya taze üzüm satışı baş- layacaktı. 3-4 yıl önce ABD ile Türkiye arasında "ku- ru üzüm" sorunu çıkmıştı. ABD'ye giden Türk ku- ru üzümünde yüksek derece- de "kurşun kalıntısı" saptan- mıştı. Karayollarında taşıt araç- larının havaya karışan egzoz- lanndaki kurşun ağır olduğu için yakın bağlara çöküyor, asma- nın özsuyundan üzümlere ze- hir olarak geçiyordu. Aynı üzümler yine yol kenarlarında kurutulduğu için, kurşun çök- mesi bir kez daha yaşanıyordu. Sorun Amerikalılar sayesinde zamanla çözümlendi. Türkiye'nin toplam taze sebze ve meyve dışsatımı; 2007'nin ilk dört ayına kıyasla 2008'de mik- tar olarak yüzde 1.6 azalırken; değerde yüzde 18.4'lük artışla 547 milyon dolara yükseldi. Bunun 235 milyon doları Rusya'ya yapılmıştı. Tarım Bakanlığı, "sahte rapor" veren iki özel la- boratuvarın kapatıldığını, Rusların iki yılda 31 bin ürün belgesinden ancak 140'ından yakındıklarını açıkladı. Ancak son haftalarda Moskova'dan gelen haberlerde, Türk laboratuvar belgelerinde kötü ko- kuların yükseldiği gözlendi. Türk sebze ve meyve- lerinde "haşere ilacı" kalıntılannın dışında "azot güb- re" bulguları yoğunlaşmıştı. Halkımızın yanhş alış- kanlığı olan "yıka geçer" önlemiyle giderilemeyecek türden çeşitli tarım ilaçlarının yarattığı olgulardı. "Azotlu gübrenin" ya da "değişik tarım ilaçlarının" topraktan bitkinin özsuyuna geçip içinde yerleşti- ği cinsten olumsuz kalıntılardı. Uretici, ucuz diye "fos- fatlı, potaslı" yerine "azotlu" gübre kullanmaya başlamıştı. Hiçbir standarda uymayan Çin malı ta- rım ilaçları piyasaya Iran ve Suriye'den kaçak giri- yordu. Rus halkı için laboratuvar vardı, Türk halkı için yoktu! Türkiye'de halkımız, Rusların veto etti- ği domates ve maydanozları da afiyetle yiyordu. Moskova, 7 Haziran'a kadar yola çıkmış ürünle- ri alacağını, ancak 15 Haziran'dan sonra tümden yasakladığını Ankara'ya resmen bildirdi. Bu tarih- ten sonra zaten Rusya'nın kendi domates üretimi devreye girecekti. Konuyu çarşamba akşamı An- kara'da Rus Federasyonu Büyükelçiliği'nde "Ulu- sal Egemenlik Günü" kutlaması resmikabulünde Rus diplomatlan, bu satırlaryazılırken Moskova'daki Türk meslektaşları ile de telefonla konuştum. Kanser neden arttı? Hiç önemsediniz mi bilmiyo- rum! Türkiye'de bakkal ve ma- navları yok eden, sonradan bitme "süpermarket"\er, taze sebze ve meyveleri, bina içinde değil de kal- dırımlarda sergiliyoriar. Dönerciler, kaldınmlarda döner kesiyorlar. So- kağın tozu, pisliği bir yana; yoldan geçen taşıt araçlarının, belediye halk otobüslerinin egzozlannın bunlann üzerine çök- melerinin yarattığı olumsuz sağlık koşullarını dü- şünün! Ondan sonra da "kanser neden arttı" diye sorup duruyoruz. Rusya'nın veto ettiği domatese, bir de sokakta sergilenmesi ile eklenen kimyasal kir- liliğin etkisini hiç düşündünüz mü? Domatesin tarla fiyatı 3 yeni kuruşa düşmüş. Biz- ler, vetolu, egzoz karışımlı domatesi 2-3 YTL'ye yi- yoruz. Annemin salça yaparken kilolarca yediğim do- matesi gibi domates kokan, ağızda domates gibi do- mates tadı bırakanından vazgeçtik, Edime'nin mum- dan yapılmış süs domatesleri gibi domatese bile ra- zı olduk. Peki, ama böylesine kirli domates ve mey- velere "hayır" demenin zamanı gelmedi mi? Anlaşılan Amerikalılar sayesinde üzümü, şimdi de Ruslar sa- yesinde domatesi sağlıklı yiyebileceğiz. Başkentlilere arsenikli su! Rus Büyükelçiliği'nde Ankara'nın Büyük Beledi- ye Başkanı Melih Gökçek de vardı. Kızılırmak'tan getirilen suyun ne kadar temiz olduğunu ballandı- rarak anlatıyordu. Ne var ki ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut Gökçek'i "yalancı" yaptı, çıktı. Gök- çek'in, Kızıhrmak suyu hakkında ODTÜ'den rapor aldığının doğru olmadığını, suyun normalin iki ka- tı arsenik içerdiğini resmen açıkladı. Bir zamanlar radyasyonlu çayı içiren bakan gibi "Kızılırmak su- yundan kimse ölmedi ki" diyen Gökçek'in de hal- ka arsenikli suyu içirdiği anlaşıldı. Inşallah Anka- ra'daki diplomatlar, başkentin suyuna el koyarlar da biz de rahat ederiz! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 I Afganistan için yardım arayışı Fransa'mn başkenti Paris'te yapılan uluslararası Afganistan'a destek konferansında, ülkenin ihtiyacı olan 50 milyar dolarhk yardım için çalışmalar yürütülüyor. Ancak bu miktann toplanmasının zor olduğu, 15-20 milyar dolar toplanabileceği belirtiliyor. Konferansa katüan ABD Başkanı George Bush'un eşi Laura Bush, ülkesinin Afganistan'a 10.2 milyar dolar tutarında maddi yardım yapacağım duyurdu. BM Genel Sekteri Ban Ki- nıun ise Afganistan yönetiminin, rüşvetle mücadelede daha etkili önlemler almasmı istedi. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın temsil ettiği konferansta konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de Afganistan'a yardım için yeni bir stratejiye ihtiyaçları olduğunu belirtti. Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, yardım çalışmalarına darbe vuran rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede kendilerine daha fazla destek verilmesini istedi. (Fotoğraf: AFP) AB MÜZAKERELERİ Türkiye'ye teselli hediyesi: 2 fasıl ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL-ABDaimi Temsilciler Komitesi'nin (COREPER) 2 yeni fashn daha müzakerelere açıl- masını onaylamasıyla Tür- kiye'nin görüşmeleri yü- rüttüğü fasıl sayısı 8'e çı- karken, aynı tarihte üyelik görüşmelerine başlayan ve 18 faslı açan Hırvatistan, 2010'da birliğe katılma he- saplan yapıyor. CORE- PER, 17 Haziran'da Lük- semburg'da yapılacak AB hükümetlerarası konferan- sı öncesinde, Türkiye ile müzakerelerde "şirketler hııkııku" ve "fikri mül- kiyet hııkııku" fasıllan- nın açılmasına onay verdi. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başladığı 3 Ekim 2005'ten bu yana açtığı fasıl sayısı 8'e çıkarken, tam üyelik için tamamlaması gereken fasıl sayısı 35. Bu 35 fasıldan 8'inde müzakareler, AB tarafın- dan, Türkiye'nin hava ve deniz limanlannı AB üye- si olan Güney Kıbns Rum kesimine açmaması nede- niyle askıya alınmıştı. AB aynca, Türkiye ile müza- kerelerde açılan fasıllann hiçbirinin, limanlar açıl- madığı takdirde kapanma- yacağında ısrar ediyor. 35 fasıldan 5'i ise, Türkiye'nin tam üyeliğini kabul etme- yen Fransa'nın engelleme- si yüzünden askıda. Hırvatistan 'ın hedefı 2010 Türkiye ile eşzamanlı olarak tam üyelik görüş- melerine başlayan Hırva- tistan'ın açtığı fasıl sayısı şimdiden 18 vebunlara 17 Haziran'daki konferansta yeıülerinin eklenmesi bek- leniyor. Hırvat diplomatik kaynaklarının Cumhuri- yet'e verdiği bilgiye göre, Hırvatistan'ın amacı 2008 sonuna kadar bütün fasıllan tamamlayarak, 2010 yıhn- da AB'ye tam üye olmak. Hırvatistan böylece, mü- zakere sürecinin aslında ne kadar hızlı ilerleyebile- ceğine iyi bir örnek teşkil ediyor. 1938 bobonız için... Ürünlerimiz bu sayfalara sığamaz o/du. Siz değerli dostlarımız ürünlerimizi, kalitesini ve tartışılmaz fiyatlarımızı, b/zden daha iyi bilir hale geldiniz. Sizlere hizmet etmenin nasıl meşakkatli, nasıl zor olduğunu 45 yıldır öğreniyoruz. Modadaki incelikler ve kalite için sıkıntı ile ödediğiniz bedelleri görmememize imkan yok. Sizlerin arzu ve taleplerinizle 53 şehirde 135 mağazaya ulaştık. Toplam mağazalanmızda 3.000.000 adet ürünü Yaz-Kış demeden hizmetinize hazır halde bulunduruyoruz. 22.000 rrf'lik Lojistik Merkezimizde 90 kişilik servis grubumuzla inanın an gibi çalışıyoruz. Daima; doğru ürünü, doğru zamanda, doğru fiyatla sizlere ulaştırmak için. Şimdi I Haziran - 15 Haziran arası mağazalanmıza uğrayıp Babalar Günü için Kiğılı kalitesiyle özel olarak hazırladığımız bir GÖMLEK / KRAVAT SETİ almanız babanızı gerçekten onurlandıracaktır. Lütfen sakın unutmayın gömlek-kravat seti adetlerimiz, stoklarımızla sınırlıdır. Sizlere mutlu günler ve sıhhat dolu ahşverişler dileriz. BABALAR GÜNÜNÜ1 KUTLU OLSUN... bız daima, enıyiyi gun f/yaf/o satıyoruz. www.kigili.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle