23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Birinci T. Doğan Özdinç: "En kötü icatlar sıralaması Türkiye'de yapılsa, birinci herhalde AKP olurdu!" Elektronik posta: denizsom9cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Çankaya Köşkü'ne Osmanlı sokacaklarmış. "Başbayan istedikten sonra!" Kanserde umut, soya imiş. Umutları soya soya bakalım nereye kadar gidecekler! İnek Doğan Kapkıner: "Oyak Bank'ı satın alan ING, 'Bizim adımız i- ne-ge bank' diyor. Bizim için sakıncası yok, daha kolay okuruz; ineğe bak!" Uzaylı ^ ^ Orhan * Incemızrak: "Eloğluyla bir olup, yargıçlarımıza saldıranlara sormak gerekir: Bu yargı uzaydan mı geldi?" Saksağan A. Tarık Emre: "Dam üstünde saksağan derken kafasına saksı düşmüş olmalı.*" ANLADIYSAM Arap olayım derler ya işte o hesap, ben de bu işi anladıysam AKP'li olayım! Istanbul'un orta yeri Sultanahmet'teki bir otelde yabancılara içki veriyor ama yerlilere verilmiyormuş. Gazeteci otele gidip bu olayı ortaya çıkarınca şimdilerde bu işin fırtınası kopmuş. AKP'li Müslümanlardan Başbakan RTE, olayla ilgili olarak "Densizlik" demiş; sonradan olma AKP'li Müslümanlardan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Islam kültüründen ve tesettür turizminden de sorumlu olmanın duyarlılığı ile "Her türlü yaptmmı uygulayacağız" demiş. Ne densizliği, ne yaptırımı! Anladıysam Arap, şey pardon AKP'li olayım! Bir kere Ertuğrul Günay'a ne oluyor onu anlayabilmiş değilim. Çünkü otel, turistik işletme belgeli değil; belediye denetiminde bir tesis. Vah Günay vah!Belediye denetimindeki bu otel zaten içki ruhsatı almak için başvurmamış; başvursa bile Eminönü'nün AKP'li Müslüman Belediyesi'nden ruhsat almak çift hörgüçlü deveye Fizan Çölü'nde hendek atlatmaktan daha beter bir iş. Eğer ortada bir densizlik varsa o da içki ruhsatı olmayan bir tesiste yabancılara içki satışı yapılması. Yerlilere içki verilmemiş olması Müslüman halkımızı kötülüklerin anasından koruması bakımından takdir bile edilebilir. Ama elin gâvuruna içki satılması, işletmenin ruhsatı olmadığı için gerçekten bir "densizlik" ve bu densizlik Islam kültüründen ve tesettür SESSİZ SEDASIZ (!) — • turizminden de sorumlu AKP'li Müslüman bakanlardan Ertuğrul Günay'ı hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Çünkü bu konunun doğrudan sorumlu bakanı bir başka AKP'li Müslüman Içişleri Bakanı Beşir Atalay'dır. Atalay susuyor, olayın içinde "turist" bulunduğu gerekçesiyle Günay konuşuyor da konuşuyor. Anlaşılan Ertuğrul Günay konuşmaktan hoşlanıyor. Ama konuya "turist" kaldığının farkında olduğumuzun da farkında değil. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın turistik işletme belgesi verdiği bazı otellerde yabancıya dahi neden içki verilmediğini sanki bilmiyor gibi konuşuyor. Türkiye'de Dubai modeli değil resmen Riyad modeli uygulanıyor. Ondan sonra da yok Türkiye'nin imajıymış; falanmış, feşmekânmış. Vah Günay vah! Bırakın bu takıyyeleri artık. Maskeniz hepten düştü! AKP kapatıldığı yerden devam etmeli! getirilmelidir, ancak elde kalan son varlıklarımız da satılıncaya kadar aynı ekip politika yapmaya devam etmelidir. AKP kapatılınca Hazine yardımı alamayacağından siyaset yasağı # getirilen kadro için vergi gelirleri henüz Hazine'ye girmeden, gereksindiği kadar kaynak kullanabilme olanağı sağlanmalıdır. Türban yasağına dokunulmamalıdır, ancak kamusal alanlar tümüyle özelleştirileceği için herkes her istediği yerde türban, kara çarşaf ya da burka ile dolaşabilmelidir." ANAYASA Mahkemesi'nin hukukçu olmayan başkanı Haşim Kılıç'ın çok önemli görevler yüklediği usta raportör Osman Can'ın hazırladığı ve itina ile medyaya sızdırılan "Kapatma Davası Raporu"ndan sonra bir rapor da Kaya Çetin ele geçirmiş. Ele geçen rapordan el değmemiş bölümler: "AKP kapatılmalıdır, ancak her seferinde yapıldığı gibi mühür fekki ile toplumun dinselleştirilmesi sürdürülmelidir. RTE ile arkadaşlarına siyaset yasağı Yüksek Yerilim Hattı erdlncutkuOyahoo.com AKP sayesinde "Bilgi Çağı"nı ıskaladığımtz için blz hâlâ "Bildiri Çağı'ndayız! ÇED KÖŞESI OKTAY EKÎNCİ 27 Mayıs'ın Yıldönümüııde 'Kapatılan Belediyeler' İçin... Dün 27 Mayıs'tı... Sadece bu iilkeye değil, tünı iıısanlığa en öz- gürlükçü, en adil ve en yurtsever "anayasa"yı armağan eden "1960 Devrimi"nin yıldönümü... Zaten bu nedenle "bayram"sız bıraktılar. lktidarlann hukuk dışı uygıılanıalannı sürdürebilmelcri için "unutmamızı" istediler... Kimlermi?.. Ne kadar çıkarcı, rantçı, ülke- yi pazarlayan, ırkçı, dinci, onlann yağdanlıkları ve tünı ulusal de- ğerlerimizi yok etmeye niyetli Batı yalakası ile Suudi sevdalısı varsa, tümü... "12 Eylül faşizmi" de işte bu karşıdevrim cephesinin en bii- yük engeli olan 27 Mayıs huku- kunu "yok etnıe" darbesiydi. "Anayasayı koruma" adına ik- tidara el koyduklan "an"da aynı anayasayı kaldırmadılar mı? Demokrasi tarihine geçen 61 Anayasasfnın önderleriyle, fa- şizm tarihine geçen 12 Eylülcüleri sadece "üniforma"lanna bakarak "aynı" tutan şu pek demokrat sivillerimiz, gel- miş geçmiş en "bi- linçli cahil- ler"dir... Bir anayasanın niteliğini "giysi" değil "niyef'be- lirler. 27 Mayısçılann niyeti, bağımsız- lık, özgürlük, ada- let, hukukun üs- tünlüğü, toplumsal hakların ve ulusal na çarpacak bir sıyasetçiyi ara ki bulasın... 'Keyfi' demokrasi! Okıııııuş ıııuydunu/.'.' Geçen pazar gecesi Kanal B'de- ki tmar Dosyası 'nda konuğumuz olan hukuk bilgelerimizden Prof. Dr. Ülkü Azrak ile AKP'nin Gül hükümetindeki Başbakan Yar- dımcısı Av. Ertuğrul Yalçınba- yır dediler ki: "En iyi anayasa 61'di. Çünkü en geniş katılını- la ve tünı üniversitelerin de gö- rüş ve önerileri alınarak lıa/.ır- lamııışlı..." Buııu duyunca sordıım; "- Örneğin 5747 sayılı bele- diyeleri kapatma yasasını, aynı belediyelere haber bile vernıe- den hazırlayıp 6 Mart 2008'de çıkardılar. 61 Anayasası'yla bu münıkün müydü?" Böylesi "keyfi" bir demokra- sinin 12 Eylül'ünkinde bile ola- mayacağını belirten Yalçınbayır, hocası Azrak'ın da onayıyla şunu anımsattı: Türkiye, 05.05.1991 tarih ve 3723 sayılı yasasıyla, ta 1988'de onayladığı "Avrupa Yerel Yöne- timler Özerklik Şar- tı'nı kendi "iç huku- ku" yapan bir iilke. Bıına göre, belediye kurulmasındaki "refe- randum" kuralı, ka- patma şöyle dursun, sı- nır değişikliğinde bile ine "önkoşul"... Yani, cldc halkının görüşü alınmadan belediye ka- patan 5747 sayılı yeni yasa, bunu hukuka ay-çıkarların korun- masıydı... Anayasalan da bunla- kın bulan 3723 sayılı yasayla çe- n hedefledı. 12 Eylülcülerin niyetini ise 28 yıldır yaşamıyor muyuz? Bugün omıanlanmız, kıyılanmız, tüm ulusal değerlerimiz ve yaşam kay- naklanmız, giderek artan bir iş- tahla talan ekonomisine kurban ediliyorsa, dayanağı da hâlâ yü- rürlükte tutulan "12 Eylül huku- ku"dur. Bunlara açılan davalann teme- lindeki "ülke ve toplum yararı" kavramı ise 61 Anayasası'nın, 82 Anayasası'nda bile tümüyle yok edilemeyen "yurtsever hu- kuk anlayışf'nın mirasıdır... Şimdiki "sivil anayasa!"cılar ise işte bu mırası da tümüyle yok etmek "niyeti"ndeler... "Yargı denetinıi"nın hiç olmadığı tam bir "özgürlük"le ülkeyi hem Sııudi- lere lıem de Batı dünyasına pa- zarlayabilmeleri için... Nitekim AB sözcüleri de şunu buyurmuyorlar mı: "Yargınız si- yasete karışnıasın; hükümetiniz hukuksal denetim altında ol- nıasın!" Oysa, yine onlara karşı verilen bağımsızlık savaşımızın temelin- de bile "nıüdafaa-i hukuk" ör- gütlenmesinın yattığını suratlan- lişiyor. Anayasanın 90. maddesinde ise bu gibi durumlarda öncelikle "haklarla ilgili uluslararası söz- leşmeleri onaylayan yasalar"ın geçerli olacağı açıkça yer aldı- ğından, belediyeleri referandum- suz kapatmak mümkün görün- müyor... Muhalefetin "hukuka aykırı" belediye kapatma yasasını Ana- yasa Mahkemesi'ne götürdüğünü anımsatan Yalçınbayır diyor ki: "Buna rağmen helediyeler de haklarıifi aramalıdır. Orneğin, tçişleri Bakanlığı'nın 'Sizi ka- patıyoruz, demirbaşlannızı bil- dirin' şeklindeki yazılarına 3723 sayılı yasaya aykırı olduğunu bclirtcrck hcnıen dava açabilir; böylecc 5747 sayılı yasanın ge- çcrsizliği yargı kararına da bağ- laııahilir..." Referandıımsuz kapatmanın nıağdunı olan belediye başkanla- n ve belde sakinleri, daha ayrın- tılı bilgi alabilmek için "der- nek@egridere.com" adresine e- posta gönderebilirler... ekinci@cumhuriyet.com.tr KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behlcak@yahoo.com.tr ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACl kamllmasaracl@mynet.com HARBİ SEMİHPOROY HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA BtLGlıs hetlyatrosu @mynet.com NEMUTLU ORTALAMA TURK'UM DİYENE. MEYbAN IMAMLARA KALMIŞ.. KÖSEBASLARI bA 'HATİP'LERINI.. TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Mayıs www.mumtaz-arlkan. com SiR (*•) Doldurulorak •fo/>ru£/cira "POLPEK:" BIROEN DEGIŞEN ZU/DER-ZEE/. 1932'PG BUGÜN, HOLCA/VOA'DA yAPtLAN 3DKftOMETKEUK. /İFSU//K OlJK S£NPİ mMAMl/iAJOI- ZXJIC>E&-Z£E (&Ü İ ^ ' OEUİZİ 'A/DEM AY/BAN SENr, SC/K/fyl S/IS Ş Ş DAHA SOMISA r /SS£CMe£ft"ADI VE&CECEfC OtA/V ZUIPEK- ç TAK/M SINE ÇEIf&İLECEKr7fS. ASUNDA, 13. YÜZY/L&4 AZI- ZEY DEAl/z/'A/f/V KA&A/SA&4K ARADA& I-A&l SU ACr/NPrt BIRAJKM/HS/AIMM ÖMCE, AMLA PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU 68 Hareketinin Düşünsel Temelleri İki haftadır bu köşede Stokely Carmichael (ABD), Angela Davis (ABD), Rudi Dutschke (Almanya), Ta- rık Ali (Ingiltere), Daniel Cohn-Bendit (Fransa) gibi 1968 hareketinin çeşitli ülkelerdeki gençlik önderle- rinin yaşamöykülerini özetlemeye çalıştım. Bu adla- ra hiç kuşkusuz yakın bir döneme kadar Almanya'da Şansölye olan Gerhard Schröder ile Dışişleri Baka- nı olan Joschka Fischer, Italyan düşünür Antonio Negri gibi daha birçok kişi eklenebilir. Saydığım bu adların ortak özelliği, 1968 baharın- da yaşadıkları ülkelerde kitlesel gençlik hareketlerin- de öne çıkmış olmalarının yanı sıra daha önceki yıl- lardan başlayarak ve birbirlerinden habersiz olarak ay- nı bilgi kaynaklarından beslenmiş olmalarıydı. Göre- ce erken yaşlarında kazandıkları siyasal/ideolojik kimliklerinin oluşmasında Ernst Bloch, Theodor Adomo, György Lucâcs, Martin Heidegger, Je- an Paul Sartre, Herbert Marcuse gibi düşünürler önemli rol oynamışlardı. Diğer bir ortak özellikleri ise yükseköğrenimlerini felsefe, sosyoloji, tarih gibi dal- larda yapıyor olmalarıydı. Yaşadıkları ülkelerdeki toplumsal olguları ve bu olgulardan doğan sorunla- rı kuramsal zeminlerde tartışıp irdeleyebilmelerinde, bu zeminlerden hareketle muhafazakâr yapılara se- çenek oluşturan sosyal öneriler üretebilmelerinde bu niteliklerinin önemli bir payı vardı. ••• Batılı 68'lilerin Türkiye'deki 68'lilerden temel farkı, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan ülke- mizdekinden daha ileri düzeydeki toplumlarda yetişmiş olmalan kadar kendilerini bilgiyle donatmada verdikleri özel çabalarından ileri gelmektedir. Doğal ki, Batı ül- kelerinin, muhafazakâr yapılarına rağmen 196O'lı yıl- larda topluma sunduklan özgürlük ve demokrasi alan- larının aynı yıllardaki Türkiye ile karşılaştırılamayacak ölçüde geniş olduğunu unutmamak gerekir. Türk di- linin en büyük şairi Nâzım Hikmet'in şiirlerinin yasak olduğu, pelür kâğıtlarda çoğaltılıp elden ele dolaştı- rıldığı yıllarda Angela Davis'in, Marksist düşünceyle, kazandığı American Friends Service Committee bur- suyla gittiği New York'taki lisede 15 yaşındayken ta- nıştığını yaşamöyküsünden öğreniyoruz. Batılı 68'li gençlik önderlerinden Komünist Parti üye- si olan Angela Davis ile Almanya Sosyal Demokrat Par- tisi'nin öğrenci gençlik örgütü Sosyal Demokrat Yükseköğrenim Birliği Başkanı olan Gerhard Schrö- der dışında hiçbiri mevcut siyasal partilere yakın ol- mamıştır. Aynı şekilde, o yıllarda kendilerini 'sosya- list' olarak tanımlamalarına rağmen hiçbiri 'Sovyet', 'Çin', 'Küba', 'Arnavutluk' gibi reel sosyalist uygula- malardan birini ülkesine 'model' olarak seçmemiştir. • * • Gençlik kitlelerine önderlik eden Batılı 68'liler, 68'i de sonrasını da 'özgür bireyler' olarak yaşamışlar, iler- leyen süreçte Almanya Yeşiller Partisi örneği gibi 'var olana seçenek oluşturan' siyasal/ideolojik akımlara, oluşumlara öncülük etmişlerdir. Siyasallaşma süreci 'Bağımsız ve demokratik Tür- kiye' sloganı ile başlayan ülkemizdeki gençlik hare- keti ise başından itibaren karşısında devlet kaynak- lı ya da devlet destekli şiddeti bulunca savunma gü- düsüyle kendisi de bir süre sonra şiddete yönelmiş, aynı zamanda da farklı 'reel sosyalist modeller' bağ- lamında bölünerek gençlik, kendi arasında da çatış- maya girmiştir. 68 sonrası süreçte gençlik liderleri- nin önemli bölümü öldürülmüş, on yıl içinde iki askeri darbe yaşayan gençlik krtlesel tutuklamalar, işkenceler, baskılar ve yasaklamalarla sindirilmiş, büyük ölçüde siyasetten uzaklaştırılmıştır. ••• Azımsanmayacak sayıda gençlik önderinin de da- ha sonra, 68'de ve izleyen yıllarda savundukları si- yasal/ideolojik görüşlerinin tam karşıtı siyasetler için- de yer almaları, bu siyasetlerin sözcülüğüne savun- malan, üstelik de bu radikal dönüşü 'özgürlük ve de- mokrasi' adına gerçekleştirdiklerini iddia etmeleri, her- halde 'eski 68'lilik' bağlamında dünyada benzerine sık rastlanmayan 'özel' bir durumdur. 40 yıl önce filizle- nen özgürlük ve demokrasi özlemlerini, 40 yıl sonra Adalet ve Kalkınma Partisi yandaşlığıyla giderdiğini sanmak, sanabilmek, Türkiye'ye özgü bir 'feno- men'dk. www.denizkavukcuoglu.blogspot.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Antalya'nuı -| Demre ve Fi- n nike ilçeleri arasında yer 3 alan bir kıyı 4 gölü. 2/ Kişi- c nin öz benli- ği... Trabzon " ilindebiryay- 7 la. 3/ Bir burç g adı... Renyum Q elementinin simgesi. 4/ Savaşta düşmandan ele ge- çirilen mal. 5/ "tsim- ler" anlamında eski sözcük... Evcil ol- mayan hayvanları vurma ya da yakala- ma işi. 6/ Arjantin'in plaka imi... Kiraya verilerek gelir geti- ren ev, dükkân gibi müUc. 7/ Ortadoğu'da, "Ölüdeniz" de denilen bir göl... Japon kökenli bir köpek cinsi. 8/ Kendisi- ne inanılan, sır verilen kimse... Küçük mağara. 9/ Ege Bölgesi'nde körpe saplan sebze olarak kul- lanılan bir ot. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Denizli'nin Çardak ilçesinde, birçok kuş türünü banndıran bir göl. 2/ Bir çocuğu koruyan ve her türlü davranışından sorumlu olan kimse... Buhar banyosu. 3/ Rendelenen bir ağaçtan çıkan parça... Azerbaycan ve Kars yöresinde yaygın telli bir çal- gı. 4/ Yunan abecesinde bir harf... Bir nota. 5/ Bir işin, bir şeyin "en iyisi, en mükemmel biçimi" an- lamında kullanılan sözcük. 6/ "Çinkirazı" da de- nilen bir meyve... Yankı. II Birbirinin aynı olan iki şeyden her biri... Yat limanı. 8/ Üzerine şil- te serilerek yatmaya ya da oturmaya yarayan se- dir. 9/ Kabul etmeyerek geri çevirme... Çekik ka- rınlı bir köpek cinsi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle