Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA
HABERLER
CHP'li Süha Okay, TRT Genel Müdürü'nün tavnnı 'Korkunç, ürkütücü, mafya yöntemi' olarak niteledi
'Şahin derhalistifa etmeli'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TRT Genel Müdür Yardımcılı-
ğı görevinden ahnan Ümit Hatipoğ-
lu'nun Genel Müdür tbrahim Şahin
ve ekibinin kendisini tehdit ettiği yö-
nündeki iddialan geniş yankı buldu.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Sü-
ha Okay, olayı "Korkunç ürkütü-
cü, mafya yöntemi" olarak nitelerken
Haber-Sen Merkez Yönetim Kurulu
üyesi Osınaıı Köse, Şahin'i istifaya
çağırdı.
Hakkı Süha Okay, yaptığı açıkla-
mada, "Eğer bunlar doğruysa ger-
çekten ürkütücü, korkunç bir şey.
Yani bir mafya yöntemi" dedi.
Okay şöyle konuştu:
"Bunlar bir hukuk devletinde
insanların aklına gelmeyecek, dü-
şünülmeyecek, düşünülmemesi ge-
reken, hele böylesine bir kurumda
düşünülmemesi gereken yöntemler.
Artık Türkiye'de insanlar hukuka
güveni son kapı olarak görüyorlar,
amu buradaki başvuruların son-
rasında da başlarına ne gelecekle-
ri konusunda da endişe içinde ya-
şıyorlar demektir."
Haber-Sen Merkez Yönetim Ku-
rulu üyesi Osman Köse, Şahin'in gö-
reve yeni başladığı günlerde üst dü-
zey yöneticilerle yaptığı bir toplan-
BANU AVAR'IN HAZIRLADIĞI 'SINIRLAR ARASINDA' SONLANDIRILDI
Sansür yetmedi programı kaldırdılar
F1RAT KOZOK
Banu Avar
ANKARA - Gazeteci Banu Avar tara-
fından hazırlanan "Sınırlar Arasında"
programını dcfalarca sansürleyen, ardından
da programı TRT 1 'den TRT 2'ye kaydıran
TRT Genel Müdürü Ibrahim Şahin, prog-
rama son darbeyi vurdu. Şahin, 2009 Ocak
ayuıa kadar sözleşmesi bulunmasına karşın
Avar'dan hizmet alımını kesti.
TRT Haber Dairesi Başkanı Ahmet Ça-
vuşoğlu imzasıyla 16.05.2008 tarihinde
Istanbul Bölge Müdürlüğü'ne gönderilen
"B.02.2.TRT.0.10.73.00/125/270"sayıh,
"Sınırlar Arasında" konulu yazıda, "Baş-
kanhğımız yayın piamnda değişikliğe
gidilmesinden dolayı Banu Avar'dan
15.05.2008 tarihi itibarıyla Sınırlar Ara-
sında adlı haber program hizmeti alın-
mayacakür. Bilgi ve gereğini arz ederim"
denildi.
Çavuşoğlu'nun söz konusu yazıyı prog-
ranıuı "Singapur; Uzak Asya'da İsrail
Modeli" adlı bölümünün yayımlanmasın-
dan 2 gün sonra göndermesi dikkat çekti.
Programa nokta konulması, Avar'ıdaşaş-
kına çevirdi. Avar, yaptığı açıklamada,
"2007 Aralık ayında genel müdüre isti-
famı sunduğum halde kabul edilmemiş 1
yıllık sözleşme yapılmıştır. Beş ay son-
ra sezonun ortasında Sınırlar Arasında
aniden TRT 2'ye sürülmüş ardından da
programın sonlandırılması kararı ve-
rilmiştir" dedi.
tıda, "Ben yasa, yönetmelik tanı-
mam" dediğine ilişkin haberlerin ba-
sında yer aldığını aııımsattı. "Bu id-
dialar gerçekse, ki yargıya taşın-
ması gerçeklik boyutunu güçlen-
diriyor, TRT'nin kimler tarafın-
dan ve nasıl yönetildiğinin fotoğ-
rafıdır" diyen Köse, olayın Şa-
hin'in gerçekten "yasa tanımadı-
ğının bir göstergesi" olduğunu söy-
ledi. Köse, "Şahin, bugüne kadar
yaptığı her icraatla kuruma zarar
vermektedir. Kurumu daha fazla
yıpratmadan, istifa etmelidir" de-
di. Köse şunlan kaydetti:
"Böyle bir tehdit ve baskıyla kar-
şı karşıya kalan kişinin genel mü-
dür yardımcısı olduğunu düşü-
nünce, diğer TRT çalışanlarının
ne tür baskılara maruz kaldığımn
tahminini kamuoyunun takdirine
16 MART KATLlAMI DAVASI
Avukatlardan
zamanaşımı
operasyonu
• Avukat Cenı Alptekin 'Zamanaşımı'
gerekçesiyle davanın ortadan
kaldırılamayacağını yargıya
anımsatmak için 21 Mayıs'taki
duruşmaya katılacaklannı söyledi.
Istanbul Haber Servisi - 16 Mart
davası müdahil avukatlanndan Cem
Alptekin, katliamın üzerinden 30 yıl
geçtiği gerekçesiyle, dosyanın
zamanaşımı ile ortadan kaldınlma
tehlikesi bulunduğuna dikkat çekti.
Alptekin, "Yargıya asıl görevini
hatırlatnıak için müdahil avukatlan
olarak 21 Mayıs'taki duruşmaya
yeninden katılacağız" dedi.
Cem Alptekin, 16 Mart Davası Müdahil
Avukatlan adına yazılı bir açıklama
yaptı. Bir süredir, mahkemeye ve
İcendilerine yönelik baskılan protesto
etmek amacıyla 'yargınm süsü'
olmamak adına 16 Mart davasının
oturumlanna katılmadıklannı anımsatan
Alptekin, "Bizler, ölen arkadaşlarımızın
anısı ve ülkenıizde bir daha benzeri
katliamlar yaşamaması
adına verdiğimiz hukuk mücadelesi
sonucunda -devlet organlarınm büyük
direncine rağmen-1995 yılında 16
Mart dosyasım yeniden
açtırmayı ve bu davayı kısa
zamanda 'konrrgerilla davası'na
dönüştürmeyi başardık. Ancak
davamız, biz duruşmalardan
çekildikten sonra tamamen
unutulmaya terk edilmiştir. Bu
nedenle, şartlar değişmemiş olsa da 21
Mayıs'taki oturuma yeniden
katılacağız" dedi. 'Zamanaşımı'
gerekçesiyle davanın ortadan
kaldırılamayacağını yargıya anımsatmak
için 21 Mayıs'taki duruşmaya
katılacaklannı söyleyen Alptekin,
"Devlet içindeki suç örgütüyle
hesaplaştıklarını iddia edenler ve yargı,
her nedense Türkiye'nin sürmekte
olan tek 'konrrgerilla davası'nı
görmezden gelmektedir"dedi. Siyasi
iktidarı ve 'yargı'yı yanı başlarındaki
'kontrgerilla' gerçeğiyle yüzleştirmek ve
samimiyet sınavından
geçirmek için bugünkü oturuma
katıldıklannı vurgulayan Alptekin,
emperyalist mimarlann, 'Ergenekon' adı
altındaki içi kof
operasyonlarla yerelleştirilerek toplumun
hafızasından neredeyse silinmek üzere
olduğunu vurguladı. Alptekin,
"Toplumun yeni 16 Mart'lara, 12
EylüTlere her daim gebe olduğunu ve
on yıüardır süren bu düzenin baş
aktörünün, 'yerli işbirlikçileriyle
birlikte' ABD emperyalizmi ile onun
'evsahibi' ülkelerde hiç vazgeçmediği
bir koçbaşı olan 'gladio', bizdeki
adıyla 'kontrgerilla' olduğunu bir kez
daha anımsatmak için 21 Mayıs'taki
duruşmaya katılıyoruz" dedi.
bırakıyoruz. Biz TRT çahşanlanna
yasa ve yönetmelikler çerçevesinde
davranmaları ve yasasız emirleri
yerine getirmemeleri çağrısında
bulunuyoruz."
'Dağ yasaları mı
uygulanıyor?'
Eski TRT Genel Müdürü Yücel Ye-
ner de yaptığı değerlendirmede, "Ha-
beri okudum hayretler içerisinde
kaldım. Eğer bu yazılanlar doğ-
ruysa olacak şey değil, gayri me-
deni. TRT'de herhalde dağ ka-
nunlan uygulanıyor" dedi. 1969'dan
bu yana TRT'nin içinde bir insan ola-
rak böyle bir uygulamayla askeri
darbe dönemlerinde bile karşılaşma-
dığmı anlatan Yener şöyle konuştu:
"TRT bir parti kanalı haline gel-
di. Bundan önce de Şenol Demiröz
ve Ali Güney zamanında istedikle-
riııi yapamadılar. Daha bir militan
genel müdür buldular. Kararna-
mesi kerelerce döndü, anıa ısrar et-
tiler ve getirdiler. Şimdi genel mü-
dür, uygulamalanyla da AKP'nin
doğru bir tercih yaptığını gösteri-
yor. TRT'nin parti kanalı haline ge-
tirilmesinin birinci şartı kadrolaş-
ma. Kendileri de bunun için çalışı-
yorlar."
11. YILDÖNÜMÜ
Türk-Alman Medya Diyaloğu
8. Türkiye Avrupa Medya Diyaloğu 15-18
Mayıs tarihleri arasında Antalya'da
gerçekleştirildi. "Birbirimizi Ne Kadar lyi
Tanıyoruz?" logosu altında yapılan
sempozyum Türkiye Araştırmalar
Merkezi Vakfı, Basm Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü ve
Friedrich Nauman Vakfı tarafından
düzenlendi. Sempozyuma Almanya'dan,
Isviçre'den ve Türkiye'den basın
mensupları katıldı. lki gün süren
sempozyumda 4 ayrı oturumda "Alman
medyasında Türkiye imajı", "Türk
medyasında Avrupa İmajı" "Haber
lçeriklerini lyileştirmenin Yolları",
"Medya açısmdan Türkiye'nin AB
üyeliği" ele alındı. Toplantının açüış
konuşmalarını Türkiye Araştırmalar
Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen ve
Friedrich Nauman Vakfı Türkiye
Direktörü Jörg Dehner yaptılar. Kapamş
oturumunda gazetemiz Yazıişleri Müdürü
Güray Öz ve Alman Focus Dergisi
Yurtdışı Redaktörü Andrea Claudia
Hoffmann "Birbirimizi Ne kadar tyi
Tanıyoruz" konusunda konuştular.
EkmekçVyi
anıyoruz
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemiz yazan
Mustafa Ekmekçi'yi,
aramızdan aynlışının 11.
yıldönümünde özlemle
anıyoruz.
21 Mayıs 1997 yılında
yitirdiğimiz Ekmekçi için
bugün ilk tören, Cebeci
Asri Mezarhğı'ndaki
gömütü başında, saat
12.30'da düzenlenecek.
Uğur Mumcu Araştırmacı
Gazetecilik Vakfı'nda da
(Paris Caddesi, No: 14 -
Çankaya) saat 18.00'de bir
anma toplantısı
gerçekleştirilecek.
Toplantının açılış
konuşmasını, Ekmekçi'nin
yazılarında sürekJi
öneminden bahsettiği Köy
Enstitüleri adına kurulmuş
olan Köy Enstitüleri ve
Çağdaş Eğitim Vakfı'nın
Başkanı Erdal Atıcı
yapacak. Ardından, "Basın
ve tktidar" konulu açık
oturuma geçilecek.
Gazetemiz yazan Işık
Kansu'nun yöneteceği açık
oturumun konuşmacılan,
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Başkanı Ahmet Abakay,
Haber-Sen Merkez
Yönetim Kurulu Üyesi
Osman Köse ve Türkiye
Gazeteciler Sendikası
Ankara Şubesi Başkanı
Turgut Dedeoğlu olacak.
HSYK üyeleri tepkili
Yargı kurumlanndan önce AB Komiseri Olli Rehn 'e verilen Yargı Reformu Strateji Taslağı 'nın
tartışılacağı toplantıya HâMmler ve Savcılar YüksekKurulu 'ndan bazı üyelerprotesto için katılmadı
GURSU KUNT
ANTALYA - Adalet
Bakanlığı'nca hazırlanan
Yargı Reformu Strateji
Taslağı, Antalya'da Adalet
Bakanlığı Sosyal Tesisleri'nde
düzenlenen toplantıyla
tartışılmaya başlandı. Ancak
taslağın, yargı kurumlanndan
önce AB Komiseri Olli
Rehn'e verilmesine tepki
gösteren, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'ndan
(HSYK) bazı üyeler toplantıya
katılmadı. Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin,
protestoyla ilgili olarak
"Onları üzecek, rencide
edecek beyanda bulunmam,
çünkü onlar benim mesai
arkadaşlarımdır. Onlarla
birlikte HSYK'de Türk
yargısına hizmet ediyoruz.
Kendi takdirleridir. Ona da
saygı duyuyorum" dedi.
HSYK Başkanı Kadir
Özbek'in annesinin vefatı
dolayısıyla toplantıya
katılamadığını, ancak diğer
kurul üyelerinin davetli
olduğunu ifade eden Şahin,
"Ümit ediyorum ki
çahşmamn devam eden
günlerinde kendilerini de
aramızda görürüz. Ben
HSYK Başkanı ve Adalet
Bakanı sıfatıyla, bir araya
gelmiş olan yargı
mensuplarıyla görüşmeyi,
istişare etmeyi
önemsiyorum. Savcı ve
yargıçlarıma
söyleyeceklerim var.
Inanıyorum ki onların da
bizimle paylaşacak
düşünceleri, önerileri var. O
bakımdan yargıçlarımıza,
savcılarımıza söyleyeceği
olan kişilerin burada
olmasımn yararlı olacağını
düşünüyorum" diye konuştu.
Toplantının açılış
konuşmasını yapan Şahin,
yargı reformu strateji planını
yıl sonuna kadar AB'ye
sunmak zorunda olduklannı
söyledi. Bunun için bir
komisyon kuracaklannı
açıklayan Şahin, bu
komisyonda Adalet
Bakanlığı'nın üst düzey
yöncticileri, akademisyenler,
Yargıtay ve Danıştay üyeleri
ve baro temsilcilerinin
bulunacağını belirtti. AB
müktesebatını Türkiye'ye
taşıma gereksinimi olduğunu
vurgulayan Şahin, sözlerini
şöyle sürdürdü:
'Devlet meselesi'
"Türkiye 40 küsur yıldır
AB'ye gireceğim, demiş.
Şimdi müzakereler başanyla
yürüyor. Her şeyin standardı
var. Salatalığın, affedersin
kabağın, domatesin bile
standardı var. Standarda
uymazsan elinde kalır, çürür,
satamazsın. Artık evrensel
standartlara hukuku da
uydurmak zorundasın. Bir
başka ülkeden suçlunun
iadesini isterken bile
uluslararası standartlar var.
O bakımdan Türkiye doğru
olarak, çağdaş hukuk
normlarını Türkiye'ye
taşıma kararı vermiştir. Bu
partiler üstü bir konu, devlet
meselesidir."
AVRUPA
GURAY OZ
Anlaşabiliyor muyuz?
Hayır! Anlaşamıyoruz.
Türkiye ile Batı'nın; Avrupa ve ABD'nin ilişkileri
anlaşmak üzerine kurulmamıştır. Aynı şekilde, Rus-
ya'nın ve tüm Doğu dünyasının Batı ile ilişkisi de öy-
ledir. Kuşkusuz bu tarihsel olarak kanıtlanmış yargı-
yı ülkeler, devletler arası ilişkilerin tümüne yaymak
da olanaklıdır. Ülkeler, devletler, o devletlere hâkim
olan egemen güçler için asıl yönlendirici olan çıkar-
lardır.
Şimdi "küreselleşme çağı" adı verilen "yeni" bir
dönem olduğundan ısrarla söz edilen zamanımızda,
"bu genel kuralın değiştiği, devletlerin, ülkelerin
etkisinin azaldığı, ulus devletlerin artık kendi top-
rakları üzerinde egemen olmadıkları, bu ege-
menliklerini başka güçlerle, özellikle uluslarara-
sı tekeller yoluyla biçimlenen yeni bir ilişkiler
ağıyla paylaşmak durumunda oldukları" anlatılı-
yor.
Gerçekten de uluslararası ağ, geçmişe göre tek-
nik olarak daha etkin, daha buyurgandır. Yaptırım-
ları daha sonuç alıcıdır. Kendi ülkemizin başına ge-
lenlerden biliyoruz. Programlar sunuluyor, stand-
by'laryazılıyor, gizli açık istekler kimi zaman sabırta-
şını çatlatacak küstahlıkla iletiliyor.
Tüm bunların karşısında çaresiz, eli kolu bağlı gi-
biyiz.
•••
Çaresizliğimizin en önemli nedenlerinden birisi za-
aflarımızın çokluğudur.
"Demokrasi" konusunda sağlam bir fikre sahip
olamadığımız, öngörülen şema konusunda eli kolu
bağlı kaldığımız, bir türlü bu tuhaf demokrasiyi sınıf-
ların gerçekçi dünyasına oturtamadığımız, var olan
demokrasimiz çok güdük olduğu için, önerdikleri
kurumsal olarak sınırlı demokrasiye, "öyle değil
böyle" diye karşı çıkamadığımız için susup kalıyo-
ruz.
Zaaflarımızdan bir diğeri, kendi kültür dünyamız-
daki çatışmaları nasıl savunacağımızı, nereye otur-
tacağımızı bilememekten kaynaklanıyor.
Batı'ya karşı kazandığımız, temel hedefini "çağ-
daşlaşma", "Batılılaşma" koyduğumuz mücade-
lemizin sağlam bir tahlilini hâlâ yapabilmiş değiliz.
Aydınlanmayı aşma çabamız, kapitalizmin taşe-
ronluğu seçmesi, kompradorlukla yetinmesi, hâlâ
bunda ısrar etmesi nedeniyle yarıda kalmıştır.
Demokrasiyi savunmaya yetenekli sınıfların ör-
gütlenmesine, etkin olmasına ise yine aynı güdük-
lük nedeniyle izin verilmemiş, onlar da baskı, zorbalık
altında ezildikleri için demokrasi ile sömürü arasın-
daki ilişkiyi, çelişkiyi anlamakta zorlanmış, "en iyi de-
ğil, en olabilir demokrasinin" ancak kendi örgüt-
lülükleriyle gerçekleşebileceğini anlatamamışlardır.
•••
Avrupa, Türkiye ile ilişkilerinde "demokrasi" ko-
zuna ağırlık vermiştir. Çıkarlarının gerektirdiği istek-
lerini bu örtünün arkasına saklamaktadır. Ama aynı
Avrupa, demokrasinin içeriğini tartışmaya yanaş-
mamaktadır. Çünkü Avrupa kendi içinde de konuyu
neredeyse kesin biçimde "çözmüş", "serbest pi-
yasayı" ebedi düzen ilan etmiş, bunu neredeyse
tüm siyasi yapıya kabul ettirmiştir. Bu nedenle Av-
rupalı dostlarımızla tartışırken küçük bir azınlık dı-
şında farklı bir frekanstan konuşuyoruz artık.
•*•
ABD ise her türlü demokrasinin çok, ama çok uza-
ğındadır.
Çok dar ölçülerde biçimlendirdiği iki partili palya
ço demokrasisi kendisi içindir. Kendisi dışındaki
dünyanın, Avrupa dahil, esas olarak boyun eğmesi,
en azından uyumlu davranması gerektiği kanısında-
dır.
Klasik emperyalist tutum, variığını hâlâ ABD üze-
rinden sürdürüyor.
Bu tabiiyet ve uyum esaslı ilişkiyi Avrupalıların da
büyük ölçüde içselleştirdiklerini görmek, günümü-
zün küresel dünyasını anlamayı kolaylaştırıyor.
•••
Geçen hafta sonu Avrupalı ve Türk gazetecileri bir
araya getiren Türkiye Araştırmalar Merkezi Vak-
fı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlü-
ğü ve Friedrich Nauman Vakfı tarafından Antal-
ya'da düzenlenen "Türk-Avrupa Medya Diyaloğu
- Birbirimizi Ne Kadar lyi Tanıyoruz?" konulu top-
lantıda bunları düşündüm, bunları anlattım.
Söylediklerimin pek kabul görmediğini biliyorum.
Yine de birkaç dostumun "Hayır, bunlar eski laf-
lar, sen nerelerde kalmışsın" dememeleri, "Durum
ümitsiz görünüyor, ama susmak kesinlikle doğ-
ru olmaz" diye konuşmaları beni mutlu etmeye yet-
ti, diyebilirim.
Çok kolay mutlu oluyorum ben.
Bu iyi bir şey midir, doğrusu bilmiyorum!
e-posta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr
'KAMU BİLİŞİM PLATFORMU'
Bilişim
profesyonelleri
buluşacak
Haber Merkezi - Türkiye Bilişim Derneği
(TBD) tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen
"Kaıııu Bilişim Platformu" yann Antalya'da
başlıyor. Kemer Limra Otel'de yapılacak olan
etkinliğe kamudan üst düzey yöneticiler, kamu
ve özel sektör bilgi işlem yöneticileri,
akademisyenler, sektör şirket yöneticileri ve
medya mensuplan katılacak.
500'e yakın bilişim profesyonelinin
katılımının beklendiği etkinlik, kamu
kurumlannın bilgi işlem yöneticilerini özel
sektörle bir araya getiren en önemli buluşma
olma özelliğini taşıyor. Açılışını Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Nazını Ekren'in
yapacağı etkinliğe Teradata EMEA Bölgesi
Başkan Yardımcısı Jonathan Klaus konuk
konuşmacı olarak katılacak.
Platformun bu yılki teması "Kamu-BtB ile
10 Yıl" şeklinde belirlendi. Antalya'da 25
Mayıs'a kadar sürecek etkinlikte "Bilişim
Teknolojilerinde Yönetişim" ve "Kişisel
Verilerin Korunması" gruplannın
çalışmalannm sonuçlan ele alınacak.