04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Rekor seviyedeki enerji fıyatlan, 40 milyar dolan aşan ödemeler dengesi açığını daha da arttıracak Cari açığa çözüm yokREUTERS (Kiev) - Avrupa Imar ve Kal- kınma Bankası'nın Kiev'deki yıllık top- lantısına katılan Hazine Müsteşan tbrahim Çanakçı, artaıı enerji fıyatlannın Türki- ye'nin cari açığının, yıhn başında bekle- ncnden daha fazla büyümesine yol açaca- ğını söylcdi. Bu yıhn mart ayı itibarıyla yıllık 40 milyar dolan aşan açığı fınanse et- me beklentilerinin yine de olunılu olduğu- nu söyleyen Çanakçı, hükümetin özelleş- tirnıe gelirleri beklentisinin 5 milyar dolar olmasına karşm, asıl miktann bunun iki veya üç katına çıkabilecegini söyledi. Çanakçı, "Cari açığın gayri safi yurti- çi hnsılava (GSYH) oranı geçen yıl yak- laşık yüzde 5.7 idi ve bu yıhn başında bu yıl için benzer bir oran bekliyorduk. Bu- nııııla birlikte artan enerji ve diğer em- 2 002 yılı sonunda 626 milyon dolar olan cari açık, dış ticaretin ithalata bağımlı hale gelmesiyle son 5 yılda tam 65 kat arttı. Bu yıhn mart ayı itibarıyla ödemeler dengesi yıllık 40 milyar 375 milyon dolarlık açık 'verdi. Türkiye ekonomisinin en çok başını ağntan ve gittikçe kronikleşen cari açık sorunu, ekonomi yönetimini de pes ettirdi. AKP hükümeti, açığın fînansmanında umutlannı yine özelleştirmelere bağladı. tia fiyatları mevcut cari açığın genişle- mesine neden oluyor ve bu yılki cari açık projeksiyonumuz GSYH'nin yüzde 6.5'i kadar" dedi. Çanakçı,Türk Telekom'un halka açılmastnın ardından, köprü ve oto- yollar, elektrik dağıtım şirketleri, şeker fabrikaları ve Milli Piyango'ya kadar pek çok kunıluşun özelleştirmc gündeminde olduğunu da belirtri. "Özelleştirme gelir- lerindc yüksek performans sağlanırsa bunu, rezervlerimizi güçlendirmek veya borçlarımızın itfası için kullanacağız" diyen Çanakçı, şöyle konııştu: "Esas ola- rak 7 milyar YTL bekleniyor. Ancak bu çokmuhafazakârbirrakam. Potansiyel bu- nun iki, üç katı" dedi. Ekonomiden so- runılu Devlet Ba- kanı Mehmet 2 0 0 6 yil SOnu Şıınşek, hukumet * olarak 18.5 mil- " 3 1 . 8 9 3 yar dolarlık bir doğrudan yaban- cı yatırım hedefı belirlemelerine karşın nihai rakamın 14-16 mil- yar dolar olabileceğini söyle- mişti. Iç piyasa 200rden kötü DURGUNLUK KRİZ GÜNLERlNl HATIRLATIYOR BORÇTAN BUNALANA YÜKSEK FAİZ Kredi kartına tefeciçözümü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yıhn ilk çeyreğinde beyaz cşya satışla- rında yüzde 25'e varan azalmalar ger- çekleşti. Bayi iflasları gündcmc gclirken protesto edilen senet tutan da yüzde 17 ar- tış gösterdi. Cunıhuriyet'in çeşitli kaynaklardan derlediği son verilere göre piyasadaki du- rum şöyle: • Yıhn ilk 3 aymda çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fınn ve buzdolabından oluşan 4 ana grup üründe üretim yüzde 4 azalırken, iç satış da yüzde 5 gerileme gösterdi. • 2007'nin ocak, şubat ve mart ayla- nnda 4 milyon 15 bin 871 adet olan top- 02 yıl sonu -626 0 ^0.*} 2001 yıl sonu 3.760 (Rakamlar milyon dolar) 4 AYDA YÜZDE 8 DÜŞTÜ lam üretim rakamı bu yıhn ilk üç ayında 3 milyon 858 bin 2004 yıl sonu lOadede mı%+ geriledi. "14.43" Ayııı dö- nemde iç satış 1 milyon 128 bin 677 adetken, bu yı- hn aynı döne- minde yüzde 2003 yıl sonu -7.515 5 gerileyerek 1 milyon 67 bin 727 adede indi. • Yıhn ilk üç ayında beyaz eşyanın ami- ral gemisi buzdolabı üretimi yüzde 20, satışlan yüzde 17 düştü. Çamaşır maki- nası satışlan ise yüzde 25 azaldı. • Makine ve teçhizat yatırımlarında 2007'de sadece yüzde 1 'lik artış yaşandı. • Inşaat alanında yapı ruhsatı alınan yüz ölçümünün 2007 yılında sadece yüz- de 1 arttı. 2005 yıl sonu -22.137 Borçluların sıkıntısından faydalanmak isteyenler, ilanlarla kredi kartı borcu nedeniyle darboğaza girenlere ulaşmaya çalışıyor. Karaman'da bir esnaf astığı ilanda "Bunalmayın, kredi kartınızın borcunu biz ödeyelim. 12 takside bölelim'^ diyerek mağdurlara çağn yapıyor., KONYA (AA) - Bazı kişiler, kredi kartı bor- cundan bunalan kişilere kent merkezlerine as- tıkları ilanlarla ulaşarak, yüksek faizle para ve- riyor. Karaman'da bir esnaf astığı ilanda "Bu- nalmayın, kredi kartınızın borcunu biz ödeyelim. 12 takside bölelim" diyerek mağdurlara çağn yapıyor. İlanda, İcen- dilerine daha kolay ulaşılması için Turkcell, Avea ve Vodafone'a ait 3 telefon numarası da bulunuyor. Ismi gizli tutulan kişi, yapılan görüşme- de kredi kartı borcunun öncelikle hangi bankaya ait olduğunu so- ruyor ve ona göre de faiz belirli- yor. Birbanka ismi verildiğinde ise " Biziın faizimiz biraz yüksek. Ör- neğin 1000 YTL borcunuz var. Biz size 1000 YTL'yi nakit veriyoruz. Faiziyle birlikte 1295 YTL'yi 12 ay taksitle geri alıyoruz. Masrafı önden öderseniz 228 YTL vermeniz gerekiyor. Bu durumda 1000 YTL'yi 12 aya bölü- yoruz" diyor. Söz konusu kişi, bankaya göre faiz oranlannın değiştiğini belirtiyor. ı. l ım».w ı jı*WHDMiı*iMi> rnrr YTL en çok değer yitiren ikinci para Ekonomi Servisi - Uluslararası Vergi ve Danışmanhk Şirketi KPMG'nin "Türkiye Ekonomisi Görünü- mü ve Beklentileri" raporunda, ocak-nisan döneminde YTL'nin yüzde 8 değer yi- tirdiği, Güney Afrika'dan sonra para- sı en çok değer yitiren ikinci ülkenin Türkiye olduğu ifade cdildi. Türkiye'nin 2008'de, 2007'ye göre küresel dalgalanma dışında da bazı olumsuzluklar taşıdığı ifade edilen ra- porda, 2008'de doğrudan yabancı ser- maye akışı ve özelleştinne açısından da başanlı olunamayacağı vurgulandı. ABD'de borsanın krizden bu yana yüzde 12 değer yitirdiği, Ingiltere'de de kaybın yüzde 12 olduğu belirtilen raporda, Türkiye'de ise borsadaki kay- bın yüzde 25 düzeylerine ulaştığma işaret edildi. YENl REKOR: 129 DOLAR Olimpiyat ateşi petrolü vurdu Ekonomi Servisi - Ham petrolün varil fiyatı 129 dolann üstünde seyre- diyor. Uluslararası piyasalarda işlem gören ABD ham petrolünün varil fi- yatı, dün bir önceki güne göre 2 dolar- lık artışla 129.31 dolardan işlem gör- dü. Petrol fıyatlanndaki artışta, dola- nn düşük seyretmesinin yanı sıra Çin'in deprem nedeniyle öncmli kent- Iere enerji arzını sarsması ve yaz mcv- siminde Olimpiyat Oyunlan'ndan ön- ce şirketlerin stokyapmasının gelecek ay ithal dizel talebini hızla yükseltme- si beklentisi de etkili oldu. Kapıya kilit vuranlar ikiye katlandı Dört ayda kapanan şirket, kooperatifve işyerlerinin toplam sayısı geçen yıhn aynı Yıllık toplam kapanan şirket sayısı (adet) dönemine göre yüzde 73.4 artarak 22 bin 294 'e ulaştı 25000 20000- 15000 10000- /\ N 5000- • İlk S ay 22.294 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008* Ekonomi Servisi - Ekonomide göstergelerin kötüleştiği bu yıhn ilk dört ayında şirket ve işyeri kapanışlan hızlandı. İlk dört ayda kapanan şirket ve kooperatifler ile ticaret unvanlı işyerlerinin toplam sayısı, geçen yıhn aynı dönemine göre bir kata yakın artarak 22 bin 294'e ulaştı. Türkiye Istatistik Kurumu (TÜİK), kurulan ve kapanan şirketlere ilişkin nısan ayı verilerini açıkladı. Buna göre, nisan ayında, kurulan şirket ve kooperatif sayısı geçen yıhn aynı ayına göre yüzde 0.6 azalarak 4 bin 729'dan 4 bin 699'a düştü. Kapanan şirket ve kooperatif sayısıysa yüzde 17.3 artarak 686'ya çıktı. Nisan ayına göre kurulan ticaret unvanlı işyeri sayısı yüzde 0.5 azalarak 4 bin 495'ten 4 bin 471 'e düştü. Kapanan ticaret unvanlı işyeri sayısı ise yüzde 209.2 oranındaki artışla 1443'ten 4 bin 462'ye çıktı. Bu ayda yeni açılan 4 bin 471 ticaret unvanlı işyerinin; 1537'si lstanbul, 597'si Ankara, 141 'i tzmir ve 2 bin 196'sı diğer illerde bulunuyor. Ocak-nisan döneminde, kurulan şirket sayısı geçen yıhn aynı dönemine göre yüzde 0.7 artarak 20 bin 450'ye ulaşırken, kapanan şirket sayısı yüzde 4.1 azalarak 3 bin 827'ye indi. Kurulan ticaret unvanlı işyerleri yüzde 2.3 artarak 18 bin 432'ye, kapananlarsa yüzde 108.4 artarak 18 bin 467'ye çıktı. 2007 yıl sonu -37.575 EKONOMİ POLİTİK ERtNÇ YELDAN IMF ile 0n Uzun Yıhn 'Ardından' IMF ile Türkiye arasındaki 2005-2008 döne- mini kapsayan son stand-by geride kaldı. IMF lcra Kurulu Yedinci Gözden Geçirme ve Enflas- ' yon Konsültasyonu raporunun bu ay başında yayımlanmasının ardından Türkiye'ye 3.6 milyar dolarlık yeni kredi dilimini de açtı (1). Bilindiği üzere, Türkiye ile IMF arasındaki ilişkiler aslın- da sadece teknik olarak sürdürülen stand-by düzeyinin çok ilerisine geçmişti. Türkiye, IMF ile daha 1998'in Ağustos ayında Yakın IzlemeAn- laşması imzalamış ve iktisadi yönetimini IMF'nin denetim ve gözetimine terk etmişti. Bu anlam- da 1998 yılı, yakın tarihimizdeki 1980 24 Ocak dönüşümü ya da sermaye hareketlerinin ser- bestleştirilmesinin tamamlandırıldığı 1989 gibi son derece önemli bir dönemeçtir. Türkiye'nin IMF ile olan on yıllık birlikteliğinin ayrıntılı bir dökümünü yapmak bu köşe yazısı- nın sınırlarını aşmaktadır. Böylesi bir çaba Ba- ğımsız Sosyal Bilimciler'ln Yordam Kitap tara- fından Mart 2007'de yayımlanmış olan IMFGö- zetiminde On Uzun Yıl, 1998-2008: Farklı Hü- kümetler, Tek Siyaset başlıklı incelemesinde sergilenmiştir. Bu yazıda daha çok son stand- by döneminin (2005-2008) bir özet değerlen- dirmesiyapılacaktır. Bunun için IMF verilerinden derlediğimiz aşağıdaki tabloyu kullanacağım. IMF Programi Program Hedeflon Gerçekleşme 2005 2006 2007 2005 2006 2007 GSYİHBUYÜME(%) TÜFE Enflasyon (%) CarıDenge/GSYlH(%) Finansal olmayan kamu sektörü faiz denge / GSYİH (%) Not: Işsizlik (%) Dış Borç (Milyar $) 5.0 80 -3.3 5.0 5.0 6.0 4.0 -2.7 -2.1 8.4 7.7 4.6 6.9 8.7 4.5 8.4 -57 4.9 4.9 4.9 5.1 4.6 3.5 10.2 9.9 168.7 205.5 10.1 247.2 Tablodaki verilerden IMF'nin 2005-2007 dö- neminde Türkiye için ısrarla yüzde 5 oranında büyüme; sırasıyla yüzde 8.0, 6.0 ve 4.0 oranla- rında da yıllık enflasyon hedeflemiş olduğu gö- rülmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için uygula- nan programın çok önemli bir ayağının kamu ke- siminde göreceli olarak yüksek sayılması gere- ken bir oranda faiz dışı fazla elde etmek olduğu bilinmektedir. öyle ki, söz konusu dönemde ka- mu sektörünün faiz dışı fazla hedefi, deyim ye- rindeyse bir fetiş haline dönüştürülmüş ve dev- letin kamu hizmeti üretme anlayışı tamamen göz ardı edilerek tüm maliye politikası tek bir hede- fe odaklanmıştır: Borçları çevirebilmek için IMF hedefini tutturabilmek. Bütün bu hedef paketi üzerine daha önceleri yapmış olduğumuz temel eleştiriyi burada bir kez daha yineleyeceğiz: IMF programının mak- ro hedefleri hiçbir öngörüye ve tutarlı herhangi bir iktisadi analize dayanmamaktadır. Progra- mın ardında kuramsal tutarlılığı olan herhangi bir modelleme çabası yer almamaktadır. Iktisat ya- zınında neoliberal düşüngüye mensup iktisatçı- ların kendilerine "yabancı" yaklaşımlar için sık sık sözünü ettikleri "mikro temeller" ya da "ras- yonel beklentilere" dayalı öngörüler IMF'nin kur- gusunda hemen hiç kullanılmamış, program he- defleri daha 2001 yılından başlayarak rasgele tahminler biçiminde IMF ve dönemin hükümet- lerinin resmi programlarında yer alır olmuştur. Rasgele yaklaşımı bir yana, IMF programının uygulamasonuçları açıktır. Program, son üç yıl- da Türkiye'nin dış borç stokunun dolar bazında yüzde 50 arttırılması sayesinde büyüme için ge- rekli ithalatfinansmanını sağlamış, ancak işsiz- lik ve cari açığın yüksek tempoda sürdürülme- sine seyirci kalmıştır. Türkiye, IMF programı al- tında dış borçlanmaya dayalı, spekülatif nitelik- li bir büyüme süreci yaşamıştır. Bu sürecin be- deli ise ileri düzeyde dış kırıiganlık (cari işlemler açığı) ve göreceli olarak düşük istihdam (yüksek işsizlik) olarak ortaya çıkmıştır. IMF 7. Gözden Geçirme Raporu'nun "özef" paragrafları ise küresel finans piyasalarında ar- tan "çalkantılar" ve dünya ekonomisinde bekle- nen durgunluk göze alındığında,Türkiye'nin yük- sek cari işlemler açığı nedeniyle ileriki aylarda "sıkıntılı bir döneme girmekte olduğunu" vurgu- lamaktadır. Son on yıllık IMF serüveni sonucunda Türki- ye ekonomisinin dış kırılganlıkları ve dışa bağımlı sanayisinin yapısal sorunları daha da derinleş- miştir. (1) IMF raporunu tanıtan özet için bkz. http://www. imf. org/external/np/sec/pr/2005/pr 05104.htm İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK [email protected] Bu yazıda Nuri Demirağ'dan bahset- mek istiyorum sizlere. İsmi pek bilinmez, çünkü onun adı ne bir sokak ya da cad- deye ne de bir parka verilmiştir... Ancak Kurtuluş Savaşı'nın hemen akabinde Mustafa Kemaİ Atatürk tarafından baş- latılan kalkınma hamlesinin isimsiz kah- ramanlanndan biridir Nuri Demirağ... 1886'da Sıvas'ın Divriği ilçesinde do- ğan Demirağ, Maliye Bakanlığı'nın açtı- ğı sınavı kazanarak Istanbul'a maliye me- muru olarak atanır ve ardından maliye müfettişi olur. Ancak bu görevini fazla sürdürmez. Kendi ideallerini gerçekleş- tirmek üzere görevinden istifa ederek kardeşi ile birlikte ticaret hayatına atılır. İlk iş olarak, o zaman azınlıkların elin- de olan sigara kâğıdı üretimine girişir. "Türk Zaferi" adıyla ürettiği sigara kâğı- dı, ulusal bilinçlenme ortamının da etki- siyle, kısa sürede Demirağ'ı zengin eder. Ancak farklı bir kişiliği vardır Demirağ'ın. Kazandığı paraları hep ülkenin kalkın- ması yönünde harcamak ister. Cumhuriyetin kurulmasının ardından Türkiye Demiryolları ve şoseleri ile baş- layan büyük imar işini benimseyerek mü- teahhitlik hayatına atılır. Samsun'dan başlayarak "Fev- zipaşa-Diyarbakır", "Afyon-Antal- ya", "Sıvas-Erzurum" ve "Irmak- Filyos" hatlarında 1012 kilomet- relik demiryolu yapar. Fransız firmalannın demiryolu yapımını bırakmaları üzerine demiryolları yapmak için açılan ihaleye davet edilen yabancı firmalardan en ucuz teklifi veren firmanın istediği fiyatın dört- te biri fiyatına bu yolları yapacağını belir- terek ihaleyi alır ve işi tamamlar. Sıvas- Erzurum arası arazi çok dağlık ve kaya- lık olduğu için tünel yapımı balyozlarla dağlar delinerek gerçekleştirilir. Bu çok zor ve kıt kaynaklarla yapılması imkânsız görülen uzun demiryolu inşaatlannı yapıp tamamladığı için 1934 yılındaAtatürk ona ve kardeşine Demirağ soyadını verir. Izmit SEKA Kâğıt Fabrikası'nın teme- lini atar, lstanbul Hal Binası inşaatlarının yapımını üstlenir... Demirağ'ın önemli katkılanndan biri de Türk havacılık alanında gerçekleşir. Türkiye Cumhuriyeti, ordusuna yeni uçaklar almak için zengin işadamların- dan para yardımında bulunmalannı ister. Bu amaçla, zamanın önemli zenginlerin- den olan Nuri Demirağ'a da başvurulur. Nuri Demirağ... Ancak o, "Madem ki bir millet teyyaresiz yaşayamaz, öyleyse buyaşama vasıtası- nı başkalannın lûtfundan beklememeli- yiz. Ben bu uçaklann fabrikasını yapma- ya talibim" diyerek farklı biryaklaşım ser- giler. 1936'da lstanbul Beşiktaş'ta bu- gün Deniz Müzesi'nin olduğu yerde ta- sarım ve prototip (model imalat) çalış- maları yapmak amacıyla büyük bir atöl- ye kurar. Türk Hava Kurumu tarafından açılan 10 okul uçağı ve 65 planör üretimi ihalesini kazanır, hemen tasarım ve ima- latına girişir. Montaj atölyesini Fransa'da uçak mühendisliği okumuş arkadaşı Se- lahaddin Alan ile birlikte Almanya'dan uzmanlargetirerek dökümhanesi, motor ve pervane imalathanesi, malzeme mua- yene ve teknik laboratuvarlan olan uçak imalat fabrikasına dönüştürür. Günümüzde Uluslararası lstanbul Ata- türk Havalimanı olarak kullanılan Yeşil- köy Havalimanı'nın bulunduğu alan, o dönemde Nuri Demirağ'ın çiftliğidir. Bu- raya pistler ve hangarlar yapar. 1941 yı- lında pilot ve teknisyen yetiştirmek amacıyla Yeşilköy'de Gök Uçuş Okulu'nu açar. lstanbul fabrikala- rında yapılan ilk yerli uçağımıza NuD38 kodu verilir. Altı kişilik olan bu uçaklar, saatte 325 kilometre hız yapa- bilmekte ve 1000 km. mesafeye uçabil- mektedir. İlk üretilen uçak 1941 yılının Ağustos ayında Nuri Bey'in doğduğu yer olan Divriği'ye uçarak gidip gelir. Nuri Bey, 12 uçaktan oluşan bir filoyu, Bur- sa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elazığ, Malatya rotasında uçu- rarak halka yerli üretim uçakların yete- neklerini göstermek ister. Ne yazık ki Nuri Demirağ tarafından yapılan bu uçaklar THK tarafından alın- maz ve sözleşmesi de iptal edilir. Yaptı- ğı uçaklar başka devletlere satılır. Fakat THK'nin almadığı bu uçaklar yıllarca gökyüzünde uçacak ve bir tek kaza da- hi yapmayacaklardır. Ülkenin kalkınması konusuna kafası- nı takmış olan Nuri Demirağ, "Milli Kal- kınma Partisi"n\ kurar. Ancak yapısı ge- reği siyasette başanh olamaz ve De- mokrat Parti'ye katılır. Demirağ, ülke- mizde ilk yerli paraşüt imalatını gerçek- leştirir, prefabrike evler yapar. Bu arada Bursa'da Sümerbank'ın Merinos fabri- kasını, Karabük'te Demir ve Çelik Fabri- kası'nı kurar. Demirağ, lstanbul Boğazı'na "yap-iş- let-devret" modeliyle köprü yapılması, Keban'a büyük bir baraj yapılması dü- şüncelerini de ilk kez gündeme getiren kişidir... Demirağ'ı neden uzun uzun anlattık? Çünkü 19 Mayıs 1919'datam bağım- sızlık için başlatılan savaş, aynı zaman- da ülkenin uygarlık savaşıydı. Ve ne ya- zık ki 89 yıl sonraki 2008 Türkiye'si, "Ne yapalım, küreselleşmenin doğalsonucu" söylemiyle basite indirgenen, borç al- manın, ülkeyi parsel parsel satmanın ge- lişmişlik ve büyüme olarak algılandığı bir ülke haline dönüştürüldü. Bu açıdan Nuri Demirağ'ın öyküsü hem anlamlı hem de kalkınma hamlesi- nin yıllar içinde nasıl birseyir izlediğini or- taya koyması açısından ibret verici... NOT: Daha fazla bilgi sahibi olmak is- teyenler 2007 Haziran'ında yayımlanan "NuriDemirağ: Türkiye'ninHavacıhkEf- sanesi" adlı kitabı okuyabilirler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle