25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 1 MAYIS Siyasetçiler, emekçilere yönelik müdahale tarzının demokrasiyle bağdaşmadığını vurguladı Taşizm uygulaması'İstanbul Haber Servisi- 1 Ma- yıs lşçi Bayramı'nı Taksim Mey- danı'nda kutlamak isteyen emek- çilere yönelik polis saldı- nsı milletvekilleri ve si- yasetçilerin sert tepki- sine neden oldu. Uygu- lamanın bir faşizm olduğunu savunan milletvekilleri, yurt- taşlara yönelik sal- dın yapanlann he- sap vereceğini söylediler. Po- lisin sert tutumunu değerlendi- ren milletvekillerinin görüş- lere özetle şöyle: CHP İstanbul Millet- vekili Çetin Soysal: Emekçilere yönelik bu saldın demokrasiyi içine sindiremeyenlerin saldı- nsı. Yasakçı anlayışın de- mokrasi ile bağdaşmaya- cağmı burada bir kez da- 'SAVAŞTA BİLE KULLANILMASI YASAK' Polis müdahalelerini gcrek DİSK binasında, gerekse CHP'nin Şişli binası önünde sıcak bir şekilde yaşayan siyasetçilerden CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, "Polisin DİSK binası içine sıktığı biber gazının Cenevre Konvansiyonu'na göre savaşlar- da kullanümasının bile yasak olduğunu*' söyledi. lstanbul'un dünkü halini "Beyrut gibi" sözleriyle dcğerlendiren ve bombalan atanlann yargılanması gerektiğini söyleycn Mengü, DİSK binası- na saldın sırasında yaşadıklarını telelefonla şöylc anlattı: "Burası çok kalabalık. Abluka sürüyor. Partili arkadaşımız Mehmet Ali Özpolat biber gazından etkilendi. tki saattir ambulans bekliyoruz. Biber gazının etkisiyle kustunı. Çok sayıda CHP ve DSP'li milletvekili var. Burada bir vahşet yaşanıyor. ha gördük. Bana dahi saldın gerçek- leştirildi. Emekçilere bu faşizan sal- dınnın hesabını verecekler. CHP İstanbul Milletvekili Meh- met Sevigen: Bu vahşet sıkıyöne- tiın günlerinı anımsatıyor. Işçisinden korkan Başbakan ve lçişlcri Baka- nı olur nıu? lstanbul'da bir savaş alannı venlmiş. tnsan bunu düşnıa- nına yapmaz. Bu saldıralann hesa- bı TBMM'de somlacak. ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras: Ben arkadaşların ' 1 Mayıs polis bayramı'nı kutladım. Çünkü burada emniyetten başka kimse yok. Emekçilerden korkmamak gerek. tşgal altındaki tstanbul bile 1 Ma- yıs'ı kutlamıştı. Bir kere daha hü- kümet demokrasi sınavında sınıfta kaldı, yüzüne gözüne bulaştırdı. DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk: Vali ve Emniyet Müdürü, yıllardır kabaran beceriksiz sicille- rine biryenısini daha ekledilcr. tçiş- leri Bakanı dcrhal istifa etmelidir. İstanbul Valisi ve Emniyet Müdü- rü derhal görevden alınmalıdır. Baro: Polis suç işledi İstanbul Barosu'ndan yapılan açıklamada, TCK'nin 256. madde- sinde yer alan suçun işlendiği be- lirtilerek "Söz konusu hükünı ge- reğince de güvenlik güçlerine yö- nelik olarak kasten yaralama hii- künılerinin uygulanma olanağı doğnıuştur. Bu konunun takip- çisi olacağız" denildi. HALKPERİŞANOLDU îktidara büyük tepki İstanbul Haber Servisi - Hükümetin 1 Mayıs işçi bayrammın Taksim Meyda- nı'nda kutlanmasına izin vermemesi, yetkililerin yaptığı açıklamalarla ortanıı germesinin ardından düıı kentte yaşa- nan kaos, esnafı ve yurttaşı perişan etti. Yurttaş işine gidemedi, esnaf siftah ya- pamadı, gergin saatler yaşamasına neden oldu. Siyasi iktidara tepki gösteren böl- ge esnafı, olayların sorumlusunun "siya- si iktidar" olduğunu belirtti. Yurttaşlar özetle şu görüşleri dile getirdiler: Nail Çelebi: Polisin attığı gaz bom- basından çok etkilendik. Bizi mahvetti. Hükümet 1 Mayıs'uı Taksim'de kutlan- masına izin verseydi, bu kadar sorun ya- şamayacaktık. 1 Mayıs resmi tatil olma- dı da ne oldu? Dükkânlar yine kapalı, yi- ne zarar ettik. Böyle şey olamaz. Hasan Yurtgil: Uzun yıllardır Istan- bul'dayım. Böyle bir olay görmedim. Korkudan dükkânlannıızın kepenkleri- ni açamadık. Bizim zararuruzı kim kar- şılayacak? Mustafa Taras: Bugünü kutlamak is- teyen kişiler emekçiler, işçiler ama dev- letin politikası onlara düşman gibi dav- ranıp savaş alanına çevirdi etrafi. Her iki tarafda bu devletinyurttaşı değil mi? Böy- le bir şey.plamaz. Ayşe Özgil: Polisin attığı biber gazı- na mamz kaldım. Caddeden çıkmaya çalıştım ancak çıkış yok, her yerde olay var. Böyle mi engellenecek yurttaşlan- mız? Polis yurttaşlan provoke ediyor, başka kişiler değil. Mustafa Aydın: Şişli'de 10 yıldır ayakkabıcıük yapıyorum. Böyle bir şey görmedim. Polisin bu sert tavrının kesiıı- likle onaylanmaması gerektiğini düşünü- yorum. Sonuçta insanlar yalnızca bay- ramı kutlamak istiyorlar. Metin Ersoy: Taksim'i 1 Mayıs kut- lamalanna açmalan gerekirdi. Taksim, işçilere yasaklanmasaydı bugün bu man- zara ile karşılaşmayacaktık. Nermin Bal: Bugün yapüanlarla yurt- taşlar zarar gördü. Bu İcadar insana ya- zık değil mi? Keşke bıraksalardı iste- yenler Taksim'e yürüseydi. Bu ne biçim demokrasi? Hasibe Mengir: Bu olaylar neden oluyor? Devlet neden işçilere, demok- ratik kesimlere zarar veriyor. Taksim'e çıkmanın nc zararı olurdu, tüm bunlar AKP zihııiyetinin bir ürünüdür. Bütün dünyaşölenle kutluyor, bizdeyse neredeyse kan gövdeyi götürüyor Bu neyin provası? ORHANBURSALI Evet, dün yaşadıklanmız neyin pro- vası? Bütün dünya 1 Mayıs'ı banş içinde ve şölenle kutluyor, bizde ise nere- deyse kan gövdeyi götürüyor! Gaz maskeli özel kuvvetler, gaz maskeli ga- zeteciler; polisin gaz bombalan nede- niyle maskeli dolaşmak zorunda ka- lan yurttaşlar... Gazetemiz binası çev- resinde, gösterici kovalayan polisle- rin bitmek bilmez turlan! Bina içinde nefes alamıyoruz! Büyük bir kıııle göstericilcre inen kalkan uzun cop- lar... Göstericiler Taksim'e sokulma- dı ama Emniyet Müdürü'nün Tak- sim'e muzafFerane girişini seyrediyo- ruz! Gözlerimiz, yamııda, "lstanbul Sıkıyönetim Komutan;" Vali Bcy'i anyor! Vali Bey, "kr— yönetimi"nde, Ankara'ya "TaKsim Sa\ aııması hak- kında bılgi veriyor olsa gerek! Hükümet, dün çok başanlı bir "Tak- sim'e girilmez, Taksim geçilmez!" provası yaptı! Plan çok ıyiydi: Toplu- luklara ycriide ve anında müdahale! "Hafi ...üdafaa", Taksim'e çıkan bü- tün sokak başlannda kurulurken, "sat- hı müdafaa" ise Taksim'e ulaşılabile- cek bütünbölgelerde "sokak", "semt", "mahalle" düzeyinde uygulandı. Ya- ni, "nerede bir topluluk görüle, tez dağıtıla, gerekirsc başı ezile!".. Bu plan çerçevcsinde, DİSK, lider- leri ve önündekı 100 kadar çoğu genç insan da bina önünde hapsedildi! Sabah 6.30'da yola çıkmışım, ken- dini bir an önce "karşıya" atmaya ça- lışan otomobil seli içinde akıp gelmi- şinı Şişli'ye, gazeteye! Sendika Baş- kanı'nın ılan etliği yürüyüşe katılaca- Taksim'e çıkan yollarda görevli trafik polisleri de şiddet uyguladı. ğım ve izlenimlerimi yazacağım! Ama 30 metre ötedeki binaya ulaşamadım! Gaz maskeli uzaylı yaratıklar, "hare- kef'e izin vcnniyor. DİSK önüne çı- kan sokakta bekleşiyoruz. Gazeteciler, gençler, kızlar, kadınlar.. derken, önün- de durduğumuz apartmanın girişine "yürüyüş liderleri" geliyorbirbir.. Çe- lebi, Budak, KESK'liler ve TTB Baş- kanı Gürsoy... Şişli Belediye Başka- nı Sarıgül ve DSP lideri Sezer de... Apartmaıı giriş merdivenlerinde yap- tıklan "meşveref'te, anlaşılan, Tak- sim'e yürümeme karan alıyorlar! Dün lstanbul'un merkezi, sankı bir Filistin-Israil savaşı yaşadı! "Silahlı kuvvetler", "sivil düşman kuvvet- ler"e nefes aldımıadı! Dün hükümet, bir prova yaptı! Neym provası diye sormayın! Ben, ıktidann, içgüdü ile uygulanıaya koy- duğu, bir "gelecek lasaıınn" olarak, "dinci diktatoryası"nın provasıru his- settim! Dinci siyaset, kendisinden ön- ce Türkiye'yi 60 yıldır yöneten ne ka- dar sağcı iktidar varsa hepsini solladı ve özgürlük, demokrasi ve emek düş- manı yüzünü, 1 Mayıs'ta bir kez da- ha tescilledi. Iktidann İstanbul temsilciliği de bu- nu "mükemmel" uyguladı! Merkezi ve yerel olarak, iyi bir deneyim kazandı- lar! Öyle ki Çalışma Bakanı bile so- nuçtan çok memnun ve Taksim'in ebe- di olarak böyle gösterilere kapalı oldu- ğunun artık anlaşıldığmı söyledi! Çelik'ler, Erdoğan'lar, Gül'ler, Içişleri Bakanlan.... Sizlerenindeso- nunda, şöyle veya böyle ama mutla- ka gideceksiniz, Taksim de cnınde so- nuııda 1 Mayıs'uı olacak! "Ayaktakum", o alanı yüz binler ola- rak yeniden dolduracak!... Alıa, bunu şurada yazıyorum! MED CEZİR MEHMET FARAÇ Mudanya'da Karanlık Bir Gece'!.. " Islamcı basın Hüseyin Üzmez olayının şokunu ya- şamaya devam ediyor! Bu şok- la olsa gerek, kuma gömdükleri başlarını bu işin içinden nasıl.çıkarı- rız diye çabalıyorlar. Gökhan Özcan, dünkü Yeni Şafak'ta, "Ahlakkimin sorunu" başlıklı yazısında, lafı nasıl dolandınrım di- ye kıvranıp durmuştu. Özcan'a göre, "Müslümanlann ahlak konusunda birdu- yarsızlıkyaşıyorolmasıkabuledilemez"d\[ Hatta Yeni Şafak yazarı daha da ileri gi- derek, "ortaya çıkan heryüz kızartıcı ha- disede Müslümanlan ahlakgösterisiyap- maya davet etmenin ciddiyetten uzak" olduğunu buyurmuştu! Özcan, "Medya- tikşahsiyetlerin söylediklerinasılkendile- rini bağlıyorsa, kusurlan da kendilerini bağlıyor" derken küçücük kızlann tuza- ğa düşürülmesinde inanç sömürüsünün etken olmasını sorgulayamamıştı! Bu da yetmemiş, "Islamcımedya diyebirşeyyok. Müslümanlann değeherine saygı göste- renler ve göstermeyenler var" diyerek kendileri dışındakileri din düşmanı gös- termeye çalışmıştı. Yalnızo değil. Milli Gazete yazarı Mah- mut Toptaş da dünkü yazısında neden- se önce Islamın ilk dönemlerindeki bazı SAVUNMASI Mliı nayaiiM . ifeİRİİIİ "iftira" öykülerine değinmiş sonra da sö- zü tuhaf bir yaklaşımla Üzmez olayına getirmişti: "Farz edelim ki çağdaş eğitimden aldı- ğı bilgi, Islam kültüründen milyonlarca faz- la olan Hüseyin Üzmez'in ifade ettiği gibi bu birkomplo ve bugüne kadarmaddiyar- dım yaptığı aileye birileh paravererekya- lan yere iftira attırdılar ve geçici de olsa tutuklattırdılar. Hüseyin Üzmez'e düşen görev, bu aileye yine de uzaktan hem de çok uzaktan yardıma devam etmesidiri." Ahlak, inanç, fazilet konusunda hiç susmayan Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi'nin dünkü yazısını okuyan- lar ise adını vermeden Üzmez'i nasıl sa- hiplenmeyeçalıştığını göımüşlerdi. Eygi'ye göre Islam "Dört duvar arasında utana- ra/c işlenen gizli günahlann araştınlması- na izin vemiez"miş!. "Insanlann gizli gü- nahlanna karşı 'karanlık gece' gibi olmak Islam tasavvufunun kurallanndan Mfymiş! "BirMüslüman, agresifdinsizlerin pençe- sine düşünce ona saldırmakvicdanlı Müs- lümanlara yakışmaz"m\şl Eygi'nin yaz- dıkları, gerici basının Üzmez olayı karşı- sında neden sustuğunu anlatmaya yeti- yor! Ne de olsa tasavvufun gereğini ya- pıyorlar! AKP destekçisi Stargazetesinin dün- kü manşeti "bu nc yanıan çelişki" dcdirtecek cinstendi!.. Star, rejimi sarsan, Alcvilere aynmcılık yapan, sendikaI mücadeleyiengeUeyen, mu- haliflerini partiden atan, türban bö- lücülüğü, içkiyasağıve dinci kadro- laşmayla özgürlükleri lıedef alan bir partiye kapatnıa davası açıldığını unutııyor! AKP'nin ön savunmasını öz- gürlükle ilişkilendircn medya stan, Holfyvvood kaldıı ıııııııı hak ediyor. Koru'ya Sızan Komünist!.. Sabahattin Önkibar, dünkü Yeni çağ'da da Ikinci Cumhuriyetçi-dind it- tifakıyla ılgıli ilginç ilişkileri deşifre etme- yi sürdürdü: "Ali Bayramoğlu fakülte günlerinde Bağdat Caddesi'nde süs köpeği gezdi- ren, lümpen bir komünistti. Bizonuogünlerde adamye- | i H \\ rine bile koymazdık. Derken B J L I L L ı kapağı Fehmi Koru'ya atması ile kulvar değiştirerek ikinci cumhuriyetçi oldu ve biranda önemli adam sınıfına sokuldu. Peki M, Koru'ya nasıl mı sızdı? Fehmi köylünıhlu vekomplekslidir. llahiyatme zunu olmasına rağmen misafir gazeteci statüsü ile birkaç hafta Harvard'a takıldı ve bunu bütün Türkiye'ye Harvard me- zunuyum diye sundu. Fehmi 9O'lı yılla- nn başında önce Özal yakınlığını kulla- narak Yavuz Gökmen'/e arkadaşlıkkur- du ve kompleks açığını onunla kapattı. O ölünce Cengiz ÇandarVa M i T M sürdürdü bunu. Ama Çan- dar, Fehmi'yi iyi tanıyınca salladı onu. Boşta kalan Fehmi bu sefer, o günlerde Sezen Aksu flörtü ile gün- demdeolan Bayramoğlu'na kapağı at- û. Ogün bugün FehmiileBayramoğlu'nun yoldaşlığı sürüyor. Muhafazakârlarda bu fotoğrafa kutsiyetler atfedlyor." L KIMNEYAZDI' İ((|Xarşımızda, seçim zamanı 'taban' di- i V y e yücelrtiği kitleyi, istediğini al- dıktan sonra 'ayak' diye aşağılayabi- len birkarakterdurmaktadır! Dileğimiz ve duamız, bugün ödeyeceğimiz be- delin korku duymak ve kendimizi eve hapsetmekle sınırlı kalmasıdır. Kötü şöyler olursa, yani kıyamet yaşarsak bir kez daha anlayacağızkL.Sadece emek dünyasında değil ülkenin yö- netiminde de ayaklar baş olmuştur!" Güngör Mengi, Vatan U"T"ürkiye'nin en ünlü meydanını, maç I gecesi fanatizme, yılbaşı gecesi al- kolizme açıp bayram günü emekçiye kapatmak, okullarolmadan maarif yö- netmeye benzer ki, 'Ben senle baş edemiyorum' diyerek provokatöre tes- lim olmak anlamı taşır." Can Dündar, Milliyet " D ırakın şimdi 1 Mayıs'ı, 3 Mayıs'ı, 5 D Mayıs'ı... Taksim'e çıksanız ne olur, Aksaray'a gitseniz ne değişir? Devrim mi yapacaksınız, ölenleri geri mi ge- tireceksiniz? 'Yarakaşımaktan' ve 'yü- rek soğutmaktan' öte neye yaraya- cak eyleminiz?" Engin Ardıç, Sabah geleneğimizde, göreneğimizde ve di- nimizde olmamasına rağ- men, bazı aileler, göğsü- nü gere gere, Noel Baba- lı, çam ağaçlı davetler ve- rip, Hz. Isa'nın doğum gü- nünü kutlayabiliyor. Ama, Hz. Muhammed'in Kutlu Doğum Haftası'nda, ilahi okuyan birkaç kız başını örttü mü, kıyamet kopuyor. Hoşa gitsin diye, acaba ilahileri Noel Baba kıyafe- tiyle mi okusalar?" Nazlı llıcak, Sabah " A KP'nintakıyye yaptığı söylenirhep. #\Eğer takıyye yapıyorsa bence bu- nu 'şeriat' için yapmıyor, ruhundaki o gizli '12 Eylülcülüğü' saklamak için yapıyor. Çünkü her kriz anında ilk tep- kisi aynı 12 Eylül gibi yasaklamak olu- yor." Ahmet Altan, Taraf 11Q 01. maddeyi tümüyle kaldırma im- O kânını da harcadı siyasi iktidar. Pe- ki, Başbakan'ın Kürt meselesindeas- kerle yarışan tavrını, sert üslubunu na- sıl açıklamalı? AKP adeta bir yalnızlık arayış içinde. Endişemiz odur ki, bu anlamsız politikanın faturası sadece Er- doğan'a ve partisine değil, tüm top- luma, tüm ülkeye çıkacaktır." Ali Bayramoğlu, Yeni Şafak " O u n a s l ' ^'r güvenlik? Devletin gü- D venliği... Temel hak ve özgürlükle- ri gözetmeyen bir güvenlik... Demok- rasiyi gözetmeyen bir güvenlik... Her şeye 'güvenlik' açısından bakan ama 'demokrasi' açısından bakmayan gü- venlik..." Mehmet Altan, Star Vakîtln Bahçesîndeki Kalaşnikof! Özellikle Atatürkçülere kin kusmayı bir misyon haline getiren Vakit gazetesi, Hü- seyin Üzmez olayında Islam inancına hiç de uymayan, utanç verici birtutum sergilerken ciddi çe- lişkilerdeyaşıyor! Önceki gün gazetenin yayın kurulundan yapılan "Ne yanlışa sa- hip çıkanz, ne de komploya boyun eğeriz" başlıklı açıklama bile bu gazetenin ikiyüz- lü tavrını göstermeye yetiyor. Açık- lamadaki şu satırlar ise çok dikkat çekiyor: Evrensel hukukta, suçun şah- siliği ilkesi esastır. Fail kim ise, eylem se- bebiyle sadece o suçlanabilir." Bazen yanlış adamlar da doğruyu söy- leyebiliyor!.. Ama bu gerçek, yakınları su- ça kanştı diye Atatürkçü gazetecileri fotoğ- raflarıyla iftira yağmuruna tutan Vakit'i ev- rensel hukuk hayranı yapamıyor! Aynı za- manda, "Bizim ölçümüz, fasıklardan gelen habere itibaretmemektir" diyenler bir sa- pıklıktan gelen tufanı neden bertaraf etme- ye çalışıyor! Vakitçiler, Tarsus'ta Hizbul- lah'ın cinayetlerini namus meselesi diye per- delemeye çalıştıklannı niçin unutuyor! "Biz; duruşunu, güvenilirliğinitüm kamuoyu nez- dinde ispatetmiş birgazeteyiz" demek ise Vakit'in hedef göstermesi yüzünden öldü- rülen aydınlann kemiklerini şızlatıyor! Med- ya Vakit'in iddia ettiği gibi Üzmez olayıyla mütedeyyin insanlan karalamıyor, 14 yaşındaki birçocuğayapılan ah- laksızlığı ve arkasındaki inanç sö- mürüsünü sorguluyor. Vakit'in "lna~ nanlann yüz akı" iddiasında bulunabilme- si için arşivindeki sayfaları ahlak, merha- met ve vicdan süzgecinden geçirmesi ge- rekiyor! Vakitçiler, Uzmez'le ilgili açıklama- da, gazetelerınin bahçesine atılan Kalaş- nikof üzerinden 28 Şubat'a vurgu yapıyor! Ancak onlar, o silahı gerçekte kimlerin at- tığını çok iyi biliyor! eposta: mfaracCacumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle