Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
dishab@cumhuriyet.com.tr 11
KAVŞAK
OZGEN ACAR
AKP Kapatılırsa AB Uyeliği Yatap!'
Pazartesi akşamı Isveç Büyükel-
çisi Christer Asp, aralarında Türk
kökenli iki milletvekilinin de bu-
lunduğu, Isveç parlamento heyeti
onuruna bir resmi kabul daveti ver-
di. Heyet, Ankara'da Türk meslek-
taşları ile de görüştü.
Bir heyet üyesi, kısa bir bilgi no-
tu dağıttı. Notta, Isveç'in Türki-
ye'nin AB üyeliğini desteklediği,
"temel sorunlann insan hakları, de-
mokrasi ve hukuk yönetimi olduğu"
vurgulandıktan sonra "yasal siyasal
partilerin, bir anayasal soruna dö-
nüştürülmesinden duyulan üzüntü-
den" söz ediliyordu. Ardından da
"Yargıtay Başsavcısı'nın bu girişi-
minin Türkiye'nin AB üyeliğini ve
gündemdeki reformlan geciktirecek
bir tehlike olarak görüldüğü" söz-
leriyle de aba altından sopa gös-
teriliyordu. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın neden AKP'nin ka-
patma davasının hemen ardından
Isveç'e gittiğini yazdığımız için bu
konuya yeniden girecek değiliz.
Başka bir konuya, ilginç bir rast-
lantıya değineceğiz!
25 Nisan Bakû'da Nobel'in Evi
Isveçli bir milletvekili ile
konuşurken, heyetin Azer-
baycan'da bir binanın açılış
töreninden Ankara'ya geldi-
ğini öğrendim. Kendisine yö-
nelttiğim "Yoksa Nobel Kar-
deşlerin evi mi" biçimindeki
sorumu, "Evet, nereden bi-
liyorsunuz" sorusuyla yanıt-
ladı. Yalnızca tahmin etmiş-
tim. 25 Nisan'da Bakû'da ye-
niden açılan bu evin öykü-
sünü, bir başka 25 Nisan
öyküsü ile birlikte aktaralım.
Dinamiti keşfeden, bugün
dünyanın en onurlu "Nobel
Ödülü"nün kurucusu Alfred'in
kardeşi Robert Nobel (1829-
96) ile başlar ilk öykü. Robert,
altı kardeşin en büyüğü idi.
Amerikan petrolü- ı
nü Finlandiya'ya;
Balkanlar'daki,
Anadolu'daki ce-
viz ağaçlarını tüfek
dipçiği yapılması
için Rus Çarı'na
satan uluslararası
bir işadamı idi. Ce-
viz ağacı avını sür-
dürmek için gittiği
Azerbaycan'da
"neft"\n, "pefra/"ün
ticari amaçlarla
üretilebilecek bo-
yutta zengin ya-
taklarının varlığını
görmüştü.
Robert, kardeşi
Ludvig'i de Ba-
kû'ya çağırarak
petrol işine so-
yundu. Kurduğu
Robert
Nobel
Alfred
Nobel
Villa Petrolea
Nobel'in kuyuları
rol tüketimi artmıştı. Alfred'in
de katılımı ile Nobel kardeşler
Rus Çarı ile ilişkilerini daha da
geliştirirlerken, "American
Standard Oil Company Of
New York" da Osmanlı paza-
rını ele geçirmişti. Bu şirketin
başında "Karun gibi zengin"
denilen John Rockefeller var-
dı. John, Amerikan petrolünü
Rusya'ya satmada Robert'ın
en büyük rakibi idi.
1910'larda Henry Ford da
piyasaya yeni model arabala-
nnı sürüyordu. Ticaret gemileri
de "fueloil"e dönmüşlerdi. Pet-
rol, bugün olduğu gibi o gün
de para, zenginlik için önem-
li birfırsat demekti. Rockefel-
ler kardeşler ile Nobel kar-
—ı deşler dünya petrol
pazarını paylaşmış
gibiydiler.
Nobel kardeş-
ler 1884'te Ba-
kû'da, 1920'ye
kadar kullanacak-
ları şato görü-
nümlü "Villa Pet-
rolea" adlı konut-
larını inşa ettiler.
Yönetici lojman-
ları, okul, hastane
ve tiyatrosu ile bu-
rası yaşanır bir or-
tama kavuşturul-
du. Iskandinav-
ya'dan pek çok
mühendis, kimya-
ger ve uzman ge-
tirtilerek "Nobel
Imparatorluğu"
kuruldu.
"Branobel" adlı şirketle ilk kuyusu-
nu açtıktan bir yıl sonra 1877'de bir
buharlı gemi ile ilk petrol satışını ger-
çekleştirdi. Bu olay dünyada "pet-
rol çağı" diyebileceğimiz bir döne-
mi başlattı. Insanlargazyağı ile ay-
dınlanıyor, ısınıyor, bazı tesisleri
çalıştırıyorlardı.
20. yüzyılın başına doğru, ABD
donanmasını "kömür-buhar" yerine
"fueloil" ile yüzdürmeye geçince pet-
1920'den sonra yıkıntıya dönüşen
bu evle bağlantılı olarak "Nobel Im-
paratorluğu" Bakû'da birkaç yıl önce
bir kültürel miras vakfı kurdu. Vakıf,
bu binayı onardı. Bina, Nobeller'in
müzesi olmakla kalmadı; konuk oda-
ları, uluslararası kongre ve konser sa-
lonlan, yemek odaları, antikalar ve es-
ki resimler ile bir Ingiliz kulübü gibi dü-
zenlendi. 25 Nisan'da Isveç heyetinin
de katılımıyla törenle açıldı.
25 Nisan'da 'Şafak Ayini'
Gelelim öteki 25 Nisan'a... Orta-
doğu'da, Kafkaslar'da, Balkan-
lar'da, Kuzey Afrika'da petrol ya-
takları üzerine yan gelip yatan Os-
manlı, o yıllarda borçlandıkça borç-
lanıyor, sıcak suda yıkanmış yün ku-
maş gibi çekip duruyordu.
1914 yılı.. Enver Paşa, Ruslara
karşı ayaklanacak Türklerden me-
det umuyor, 90 bin kişinin yaşamı-
nı Kafkaslar'da yok ediyordu. Rus-
lar ise Boğazlara el koyup Akdeniz'in
sıcak sularına inmek istiyorlardı.
Ingilizler de Karadeniz'e çıkıp Kaf-
kas petrollerinden daha fazla pay al-
ma peşindeydiler.
1905'te Rusya'da çiftçiler ile işçi-
lerin toplumsal adaletsizliğe tepki ola-
rak ayaklanmaları Rus Ça-
n'nın tahtını sallıyordu. Ekim
1917'de Bolşevik Ihtilali,
Rus Çarlığı'na nokta koydu;
komünist yönetim de
1920'de Azeri petrolünü
devletleştirirken Nobel kar-
deşlerin "Villa Petrolea"s\-
na el koydu.
Kafkasya petrolü uzan-
tılı uluslararası çıkar sava-
şı Karadeniz'e kaydı. İki Al-
man zırhlısı "Goeben (Ya-
vuz)" ve "Breslau (Midi
Anzak töreni
Boğaz-
lardan geçerek Don Kişot'un yel de-
ğirmenlerine saldırdığı gibi Kara-
deniz'de Rus limanlarını bombala-
ması her şeyin üzerine tüy dikti. Ba-
bıâli, iki zırhlının Osmanlı'ya ait ol-
duğunu söyleyerek Alfred'in "Kaf-
kasya'da petrol, kan ve siyasa bir-
birine karışık" dediği petrol savaşı-
nın içinde kendisini buldu.
Donanmasını petrole geçirme uğ-
raşında olan Ingiliz Bahriye Nazırı
VVinston Churchill, bazı Fransız sa-
vaş gemilerinin yanı sıra, binlerce mil
ötede, kısaca "Anzak" denilen, Avus-
tralya ve Yeni Zelanda'dan da aske-
ri birlikleri alarak 1915'te Çanakkale
Boğazı'na yığdı. Churchill'in bir ge-
rekçesi de Bolşeviklere karşı Rus
Çarı'na yardıma gitmek idi. St. Pe-
tersburg'daki Çar'a, Kuzey Deni-
zi'nden yardım etmek yerine, tüm Ak-
deniz'i geçip Boğazlardan Karadeniz'e
çıktıktan sonra kuzeye çıkmanın as-
keri mantıkla izahı olabilir miydi?
19O3'te 12 küçük Ingiliz şirketinin
petrol çıkardığı Azerbaycan'da
1912'de Ingiliz-Hollanda ortaklığı olan
Shell şirketi, bir başka Avrupalı ünlü
zengin aile olan "Rotschild Banka-
s;"nın "Mazut" adlı şirketinin yüzde
80'ini almıştı. Ingilizlerin Azeri petro-
lündeki çıkarlarının arttığı günlerde,
Churchill'in donanmasının Çanakka-
le'de boy göstermesi boşuna değildi.
25 Nisan 1915'te Anzakların sabah
5.30'da yaptığı saldırıyı 57. Alay püs-
kürttü, 8 bin 709 Avustralyalı, 2 bin
701 Yeni Zelandalı asker öldü. Pasi-
fik Denizi'nin askerleri Karadeniz ve
Hazer Denizi'nde Ingilizlerin çıkar sa-
vaşına kurban gittiler.
Işte 25 Nisan 2008'de yine o kur-
banların torunları "Şafak Ayini"ne bir
borazanın sesi ile başlarlarken, aynı
gün Bakû'da da Nobeller'in görkem-
li "Petrol Villar"\ yeniden
açılıyordu.
3 bin 250 yıl öncesinin ta-
rihi Çanakkale'de tekrar-
landı. Sözde "Güzel He-
len'i" kaçıran Troia Kralı
Priamus'un küçük oğlu Pa-
ris'in elinden kurtarmak için
Yunan donanması da Ça-
nakkale girişindeki bu ken-
ti kuşatmıştı. Çanakkale
Boğazı'nın rüzgârını gö-
nence dönüştüren Troialı-
lar, o zamanki yelkenli teknelerin yıl—
da ancak 2-3 ay geçebilmelerinden
yararlanıp zenginleşmişlerdi. Afga-
nistan'dan kalay, Kıbrıs'tan ve Kara-
deniz'den bakır yüklü yelkenliler bo-
ğazdan geçerken, Troia'ya bir çeşit
gümrük vergisi bırakıyorlardı. Yu-
nanlar Helen'i kurtarmak için değil, bu
gönenç kaynağı için Troia'yı kuşat-
tıklarında Ahileus, Paris'in ağabeyi
Hektor'u öldürmüştü.
Çanakkale Savaşı'nın zaferiyle ün-
lenen Mustafa Kemal, "Bugün Hek-
tor'un intikamını aldık" demekle ye-
tinmemiş, 25 Nisan kurbanları için de
şöyle konuşmuştu: "(...) Bu memle-
ketin topraklan üstünde kanlannı dö-
ken kahramanlar! Burada bir dost
vatanın toprağındasınız. Huzur ve sü-
kûn içinde uyuyunuz. SizlerMehmet-
çiklerleyan yana, koyun koyunasınız.
(...) Evlatlannız bizim bağnmızdadır-
lar. Huzur içindedirler ve huzur içinde
rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu
topraklarda canlannı verdikten sonra
artık bizim evlatlanmız olmuştur."
Dikkat ettiniz mi şu günlerde Kaf-
kaslar yine karışıyor? Orada ne var?
Elmek: oacar@superonline.com Faks:0312.442 79 90
Görev tamamlanalı 5 yıl oldu
Bush, 1 Mayıs 2003'teki tarihi konuşmasında, 'Irak işgalinin başanyla tamamlandığını' ilan etmişti.
Direniş ve çatışmalar dinmezken Bush'un sözcüleri, o konuşmanın yanlış olduğunu kabul ediyor
Dış Haberler Servisi - ABD Baş-
kanı George W. Bush'un bundan 5
yıl önce USS Abraham Lincoln sa-
vaş gemisindc Irak savaşının "ba-
şanyla tamamlandığını" ilan etmesi
hâlâ hatırlanıyor. Bush'un sözcüsü
Dana Perino, ABD Başkanı'nın 1
Mayıs 2003'te, arkasında "görev
tamamlandı" yazılı bir pankart ol-
duğu halde yaptığı konuşmanın yan-
lış olduğunu kabul etti. Medyanın her
yıl 1 Mayıs günü, Bush'un, Bağdat'ın
düşmesinden 21 gün sonra yaptığı bu
konuşmaya rağnıen Irak'ta çatışma-
lann devam ettiğini vui"guladığını ha-
tırlatan Perino, "Kesinlikle, o pan-
kartta yeterince sarih olmamanın
bedelini ödedik" dedi.
Beyaz Saray sözcüsü, pankartta
kastedilenin, "Bu gemide görev yü-
rüten denizciler için görev ta-
mamlandı" olduğunu savundu.
'Metinden çıkanlması istenmiş
ABD ve tngiltere'nin Irak işgali 20
Mart 2003'te başlamış ve başkent
Bağdat, 9 Nisan 2003'te düşmüştü. Iş-
galin başuıdan bu yana hayatını kay-
beden ABD askeri sayısı 4 bini aştı.
Bush'un yardımcıları, konuşmada
"görevin tamamlandığına" dair bir
ifadenin ohnadığını, yalnızca "Ana
çatışma operasyonlarının sona er-
diğinden ve 11 Eylül 2001 "de baş-
layan terörle savaşın Irak ayağımn
zaferle $onuçlandığından" söz edil-
diğini savunmuştu. Eski ABD Sa-
vunma Bakanı ve Irak işgalinin mi-
marlanndan Donald Rumsfeld ise
"savaşın bittiğine" dair ifadelerin ko-
nuşma metninden çıkarılması için
Beyaz Saray'a yaptığı başvurulann
yanıtsız kaldığını açıklamıştı.
Bush, 5 Haziran 2003'te Katar'daki
Amerikan askerlerine hitap ederken
Kan vegöçyaşıdinmiyor
Irak'ın başkenti
Bağdat'ta Amerikan
devriye askerlerine
yönelik bombalı
saldırı hedefini
şaşırınca, en az 9
Iraklı sivil öldü,
aralarında bir kız
çocuğunun da
bulunduğu 26 kişi
yaralandı. 2 milyona .
yakın nüfuslu Sadr
semtinde Mukteda el
Sadr'a bağlı milisler
ile çoğunluğu diğer Şii
gruplara iiye Irak
güvenlik güçleri
arasında nisan ayı
boyunca devam eden
çatışmalarda ölenlerin
sayısının 500'e
yaklaştığı belirtildi.
Ölenlerin kaçının
nıilis, güvenlik
görevlisi ve sivil
olduğu ise bilinmiyor.
(Fotoğraf: AP)
de, "Amerika sizi vahim bir tehdi-
di ortadan kaldırmak ve baskı al-
tındaki bir halkı özgürleştirmeklc
görevlendirdi ve bu görev tamam-
landı" diye konuşmuştu. Beyaz Sa-
ray sözcüleri, bu konuşmada kaste-
dilenin de, Irak'ın eski Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin'ın devrilmesi ol-
duğunu öne sürmüştü. "görev ta-
mamlandı" paııkaıtmın Beyaz Saray
yetkilileri tarafından mı, yoksa ge-
mideki askerler tarafından mı hazır-
landığı sorusu da uzun süre Amerikan
medyasını meşgul etmişti.
KÜRT YÖNETİMİ İLE İLK TEMAS
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, 2003 yılından bu yana mesafeli
durduğu Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi
ile ilk üst düzey teması gerçekleştirdi.
Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet
Davutoğlu ile Türkiye'nin Irak Özel
Temsilcisi Murat Özçelik, günübirlik
ziyaret için dün özel bir uçakla Bağdat'a
gitti. Güvenlik gerekçesiyle ziyarete
ilişkin bütün ayrıntılar son dakikaya
kadar gizli tutuldu. Türk heyeti, Irak
Cumhurbaşkanı Celal Talabani,
Başbakan Nuri el Maliki, Meclis
Başkanı Mahmud Meşhedani'nin yanı
sıra, Kürt yönetiminin Başbakanı
Neçirvan Barzani ile bir araya geldi.
Türk heyetinin, başbakanlann
başkanlığında stratejik diyalog
mekanizması kurulması önerisine, El
Maliki olumlu yanıt verdi.
Türk berber Boğday'a ölüm cezası tebliğ edildi, temyiz süreci başladı
Kral GüPün ricasını duymadı
G ül, "Allah'a küfrettiği"
gerekçesiyle idama mahkûm
edilen Boğday için, Suudi
Arabistan Krah'na rica
mektubu yazmasına rağmen
değişen bir şcy olmadı. Tür-
kiye, Kral Abdullah'a 'Dev-
let Şeref Madalyası1
vermiş,
Gül ayağına gitmişti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Suudi Arabıstan'cla ber-
berlik yaptığı sırada Mısırlı iş-
yeri komşusuyla kavga ederken
"Allah'a küfrettiği" iddiasıyla
yaklaşık 13 aydır rııtuklu bulu-
nan ve hakkında idam cezası ve-
rilen Sabri Boğday'm idam ka-
ran kendisine dün tebliğ edilir-
ken, Türkiye'nin kısa bir süre
önce Devlet Madalyası verdiği
Suudi Arabistan Kralı Abdullah
bin Abdülaziz el Suud'un,
Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'ün iki hafta önce yazdığı
"rica" mektubunu da görmez-
den geldiği ortaya çıktı. Oysa
Gül, Ankara ziyareti sırasında
Türkiye'nin geleneksel protokol
geleneklerini zorlayıp kaldığı
otelde kralın ayağına gitmişti.
Cumhuriyet'in sorularını
yanıtlayan Türkiye'nin Riyad
Büyükelçisi Naci Koru, Boğ-
day hakkında vcrilen ölüm ce-
zası karannın imza sürecinin
dün tamamlandığını ve ölüm
cezasının Boğday'a tebliğ
edildiğini söyledi.
Temyiz süreci başladı
Bundan sonra 1 aylık temyiz
sürecinin başladığını dile geti-
ren Koru, Türkiye'nin avukat-
larının konuyu yakından takıp
ettiğini, Gül ile Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan'ın da
devrede olduğunu belirtti. Ko-
ru, Gül'ün iki hafta önce kra-
la bir mektup yazdığını da di-
le gctirdi ve bundan sonraki
sürece ilişkin bilgi verdi. 1 ay-
lık temyiz süresi içinde Türki-
ye'nin avukatları başvuruda
bulunacak. Eğer temyiz kara-
rı da ölüm cezasının infazı yö-
nünde olursa bu kez yüksek
mahkemeye başvuru yapıla-
cak. Yüksek mahkemc de ka-
rarı onarsa bu kez dosya kra-
lın önüne gidecek. Büyükelçi
Koru'nun verdiği bilgiye göre
sürecin her aşamasında kralın
devreye girip Boğday'ı affet-
me yetkisi buJunuyor.
Ancak Ankara'ya ziyareti sı-
rasında Türkiye'nin devlet ma-
dalyası verip "onurlandırdı-
ğı", Cumhurbaşkam'nın ayağı-
na giderek "jest yaptığı" ve
Başbakan ile birlikte fotoğraf
çcktirdiği Kral Abdullah bin
Abdülaziz, Gül'ün yazdığı "ri-
ca" nıektubunun üzerinden iki
hafta gcçmiş olmasına karşın,
affetme yctkisini kullanmadı.
ABD BAŞKANI VAZGEÇtRMlŞ
Atom bombası
Çin 7 teğetgeçmiş
Dış Haberler Servisi - 2. Dünya Savaşı'nda
Japonya'ya iki adet atom bombası atan ABD
Hava Kuvvetleri'nin 1958'de Tayvan
yüzündcn yaşanan krizde Çin'e nükleer
bomba atmayı planladığı ancak bunun
dönemin ABD Başkanı Dwight Eisenhower
tarafından engellendiği ortaya çıktı. ABD
Hava Kuvvetleri'nin yeni açıklanan
belgelcrinde, siyasi danışmanlann atom
bombasının radyoaktif etkisi ncdeniyle
tehlike oluşturduğunu kabul etmesi sonucu
planın uygulanmaktan vazgeçildiği
bildirildi. Belgelerc göre, Hava Kuvvetleri
ilk başta Çin'deki havaalanlanna 10-15
kiloton nükleer bomba atmayı planladılar,
ancak Eisenhower Çin güçlerine karşı ilk
başta konvansiyonel bomba kullanılması
talimatı verince, bundan vazgeçildi.
Carrefour misillemesi
Çin'de, 2008 Pekin Olimpiyat
Oyunları kapsamında yapılan
meşale koşusunun Paris aya-
ğında düzenlenen Tibet yanlısı ve Çin karşıtı gösteriler nedeniyle Fransa kar-
şıtı tepkiler büyüyor. Ülkenin çcşitli kentlerinde bulunan ünlü Fransız süper-
market zinciri Carrefour mağazaları önüııde toplanan ve Çin bayrakları taşı-
yan yüzlerce ÇinU, Carrefour ve Tibet'in bağımsızlığı aley hindc sloganlar ata-
rak Pekin Olimpiyatları'na yönelik desteklerini ifade etti. (Fotoğraf: AP)
ABD.
El Kaide'yi
Somali'de
vurdu
Dış Haberler Servisi - ABD,
Somali'de El Kaide örgütünün
bu ülkedeki lidcrınin evini
hedef aldığı bir hava saldırısı
düzenledi. Somali'deki Şeriat
Mahkemeleri hareketinin
askeri kanadı El Şebab
örgütünün sözcüsü, örgütün
lideri Aden Haşi Ayro ile bir
liderlerinin daha aralannda
bulunduğu 11 kişinin
öldüğünü, 6 kişinin de
yaralandığını bildırdı. Sözcü,
öldürülenlerden birinin de
Ayro'nun erkek kardeşi
olduğunu duyurdu. Görgii
tanıkları da Somali'nin orta
kesimindeki Dusamaberb
kentindc düzenlenen saldırıda,
bir Amerikan uçağının
Ayro'nun evini vurduğunu
söyledıler.
Füzeyle vurulan evin ve
çevredeki binalann tamamen
tahrip olduğu da öğrenildi.
Somalili yetkililere göre,
1990'h yıllarda Afganistan'da
eğitim gören Ayro, El
Kaide'nin Somali'deki
hücresinin lideriydi.
Haşimî
Ankara'da
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Irak Cumhurbaşkanı 1.
Yardımcısı Tank
Haşimi, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e Irak
Cumhurbaşkanı Celal
Talabani'nin iyi niyet
mesajını getirdi.
Haşimi'nin Ankara'daki
temaslannda Dışişleri
Bakanı Ali Babacan'm
açıkladığı, ilişkileri
geliştirmeye yönelik
"stratejik diyalog
mekanizması", terörle
mücadele ve PKK'ye
yönelik olarak atılacak
adımlar gündeme geldi.
Clinton'ı BM'ye
şikâyet ettiler
• Dış Haberler Servisi
- Tahran yönetimi,
ABD'de Demokrat
başkan adaylanndan
senatör Hillary
Clinton'ı, lran'la ilgili
sözleri yüzünden BM'ye
şikâyet etti. Clinton,
geçen hafta yaptığı bir
açıklamada, "Israü'e
nükleer saldın
düzenlemesi halinde.
ABD'nin tran'ı
tamamen yok
edebileceğini"
söylemişti. tran,
Clinton'ın sözlerini
"sorumsuz ve kışkııtıcı"
olarak nitelendirdi.
Dügiin alayına
saldırı
• BAĞDAT (AA) -
Irak'ın başkenti
Bağdat'ın
kuzeydoğusunda 30
kişinin öldüğü çifte
intihar saldırısının, bir
düğün alayını hedef
aldığı bildirildi.
Polis, Balad Ruz
kasabasmdaki
kalabalık bir çarşıda
düğün için
toplananlann
arasına kanşan iki
intihar saldırganımn,
üzerlerine bağladıklan
bombalan peş peşe
infılak ettirdiğini,
65 kişinin yaralandığı
saldırının
sorumluluğunu
üstlenen olmadığını
kaydetti.