22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 KASIM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ‘Melih Gökçek’e karşı birlik’ ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - SHP Gençlik Meclisleri Genel Başkanõ Umut Akdoğan, 2004 yerel seçimlerinde 540 bin seçmenin sandõk başõna gitmediğini belir- terek “Melih Gökçek’e ve AKP’ye verilen her oyu bize dönüştürecek kampanya başlatacağõz” dedi. Genç Ankara Gö- nüllüleri’nin Mülkiyeli- ler Birliği Lokali’nde dü- zenlediği toplantõnõn açõ- lõşõnda konuşan Akdo- ğan, SHP Genel Başkanõ Murat Karayalçõn ve CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal’õn, “Anka- ra’nõn ilk 2 gönüllüsü” olduğunu söyledi. İki gö- nüllünün yanõnda DSP Genel Başkanõ Zeki Se- zer’i de görmek istedik- lerini dile getiren Akdo- ğan, Melih Gökçek’e karşõ bir araya gelinmesi çağrõsõnda bulundu. Gökçek: Zammın bizimle ilgisi yok ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - BO- TAŞ’a olan borçlarõnõ ödememekte direnen Ankara Anakent Bele- diye Başkanõ Melih Gökçek, doğalgaza ya- põlan zammõn kendi be- lediyesiyle hiçbir ilgisi- nin olmadõğõnõ öne sür- dü. Gökçek, yaptõğõ açõklamada, BOTAŞ’a olan borçlarõnõn ka- muoyuna yanlõş yansõ- tõldõğõnõ savunarak “Büyükşehir Belediyesi olarak 500 milyon YTL borcumuz var” dedi. Meclis’te bütçe maratonu ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - TBMM’de bütçe marato- nu bugün başlõyor. AKP hükümetinin gurbetçi pa- ralarõnõ Türkiye’ye getir- me bahanesiyle hazõrla- dõğõ ve Deniz Feneri e.V. tarafõndan Kanal 7’ye usulsüz aktarõlan parala- rõn aklanmasõ yolunu açacak yasa tasarõsõ da bu hafta Meclis Genel Kurulu’na gelecek. Tunceli’de 8 tutuklama TUNCELİ (AA) - Tunceli’de terör örgütü TKP/ML’ye yardõm ve yataklõk yaptõğõ iddiasõy- la gözaltõna alõnan 10 ki- şiden 8’i tutuklandõ. 14 Temmuz’da, güvenlik güçlerine teslim olan “Savaş” kod adlõ M.D’nin verdiği bilgiler doğrultusunda Ö.Y, H.B, A.Y, H.A, Z.V, Ö.V, K.G, H.K, F.G. ve Ş.G. gözaltõna alõndõ. Zanlõlardan Ö.Y, H.B, A.Y, H.A, Z.V, Ö.V, K.G ve H.K. söz konusu örgüte yardõm ve yatak- lõk yaptõklarõ gerekçesiy- le tutuklanõrken 70 ya- şõndaki F.G. ile Ş.G. tu- tuksuz yargõlanmak üze- re serbest bõrakõldõ. ‘Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin’ Parlamento Muhabirleri Derneği’nin 44. kuruluş yılı nedeniyle 30 Nisan 2008 tarihinde gerçekleştirilen panelde basın-siyaset ilişkisi tartışmaya açılmıştı. O tarihte Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı olan Hıdır Göktaş’ın “kıldan ince, kılıçtan keskin” diye nitelendirdiği bu ilişkiyi sorgulayan tartışmalar geçen günlerde bir kitapta toplandı. Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Göksel Bozkurt, bu kitabın “Sunuş”unda “Yaşanılan erozyonda siyasetçilerin medyayı kullanma / yönlendirme / yönetme çabalarının etkisi hangi boyutlarda” sorusunun altını çiziyor. Doç. Dr. Doğan Tılıç, “Önsöz”de “medyanın artık asıl işleri ekonominin gazetecilikle ilgisi olmayan alanlarında olan grupların hâkim olduğu bir sektöre” dönüştüğünü vurgularken “Turgut Özal 2.5 patronlu bir Türkiye medyası öngörüyor ve istiyordu. Onun bu öngörüsü geçen zaman içerisinde büyük ölçüde gerçekleşti” diyor. ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Raşit Kaya’nın “Medya sahipliği sorunu üzerine” başlıklı yazısında da “1980’li yıllardan başlayan basından medyaya dönüşüm süreci” üzerinde duruluyor:“Her yerde yeni medya patronları ya bankalar, ya müteahhitler, çoğu kez bu iki işi de aynı zamanda yapmakta olan gruplardır. Türkiye de bu konuda bir istisna değildir ve bu tür sermaye gruplarının kayda değer tek rakibi İslamcı sermaye tarafından sahip olunan ya da desteklenen ‘İslamcı’ medya olmuştur. ‘İslamcı medya’nın bir kesiminin de holdingleşerek hızla büyüyen bir sermaye kesiminin elinde temerküz ettiği görülmektedir.(...) Yeni gelişmeler, özü itibarıyla Türkiye’nin medya ortamının görünümünü fazla değiştirmemiştir. Bu, Doğan Medya Grubu’nun hâkim konumda sahibi olduğu, düşünce spektrumu bağlamında çoğulculuk ve çeşitlilik göstermeyen bir ortamdır. Radyo- televizyonda kamu tekelinin kaldırılmasıyla Türkiye’de medya sektörüne büyük sermaye kuruluşları ile dinsel akımlarca desteklenen kuruluşların egemen olacağını çok önceden kestirmek hiç zor değildi. Şimdilerde gözlemlenen yenilik, İslamcı medyanın asıl ağırlığının ‘ılımlı İslamist hareketler’e yakın sermaye gruplarına kaymış olmasıdır. Türkiye’de siyasal yaşamın temel ekseninin ‘laik-İslamist’ karşıtlığı çerçevesinde kurulu olması gibi, medyada da iki başat çizgi rahatça görülebilmektedir. Bunlardan birincisi büyük sermayenin egemenliğindeki medya grupları, ikincisinde de İslamcı medyadır. Bugün, Turgut Özal’ın daha 1980’li yılların sonunda dile getirdiği ‘2.5 gazete kalacak’ öngörüsü lafzen değil ama ‘özde’ gerçekleşmiştir. Özal’ın meram ve muradı da başka bir şey değildi.” Münferit ölümler... Türkiye son günlerde “işkence ve polis şiddeti” ile çalkalanıyor. Polis kurşunu, gardiyan tekmesiyle ölümler gırla gidiyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, Metris Cezaevi’nde “işkenceyle” öldürülen Engin Çeber’in ailesinden, yakınlarından “özür” dilemesinden kısa bir süre sonra Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman’dan o çok tanıdık açıklama geldi: Olay münferit! Geçen hafta Meclis’te CHP Sıvas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’i ziyaret eden Engin Çeber’in babası Ali Tekin (soyadını değiştirdi), bu açıklamadan mesajı almıştı:“Soruşturmanın savsaklanacağı kaygısı yaşıyorum, hiç umudum yok... Öldürenler belli, ne polis, ne cezaevi görevlisi, ne jandarmadan tek tutuklu yok, hemen çıkacağı söylenen otopsi raporu hâlâ yok...” Tam da bu tartışmalar sürerken bu sefer, Antalya’da 18 yaşındaki Çağdaş Gemik, tıpkı geçen yıl İzmir’de polis ateşiyle yaşamını yitiren Baran Tursun’la aynı kaderi paylaştı ve son 1 yıl içinde “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle, polisin kurşunlarına hedef olan 33. kişi olarak kayıtlara geçti. Baran Tursun olayında olduğu gibi, Gemik’i öldüren polis de benzer ifadeyi verdi: “Mıcırda kaydım, düştüm, bu sırada silah ateş aldı...” Bütün bunlar olurken İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın ağzını neredeyse “bıçak açmadı.” Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Bakan Atalay’ın bu tutumuna isyan etmiş olmalı ki, soru önergesiyle konuyu gündeme taşıdı. Genç, Atalay’dan şu sorulara yanıt bekliyor: “Polisin bu suretle adam öldürmesini doğru buluyor musunuz? Bulmuyorsanız şimdiye kadar ne gibi önlemler aldınız? Suçlular hakkında ne gibi bir işlem yaptınız? Bu öldürme olaylarında bakan olarak sorumluluğunuz yok mudur? Varsa neden istifa etmiyorsunuz? İstifa etmeniz için daha kaç masum vatandaşın ölümünü bekliyorsunuz?” Bize bir şey olur! TBMM Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Kullanımını Araştırma Komisyonu, uyuşturucu kullananlardan hükümetin ilgili bakanlarına, bizzat mücadeleyi yürüten güvenlik güçlerinden uzman hekimlere kadar hemen her kesimin bilgisine başvurduktan sonra raporunu ana hatlarıyla tamamladı. Komisyonun kurulması için yıllardır çaba harcayan ve kendisi de komisyonun üyesi olan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, komisyon raporuna eklenmesi istemiyle kaleme aldığı önerilerinde, Türkiye’nin geçmişte sadece “transit ülke”yken son dönemde artık “üretici” ülke konumuna geldiğini, bu yüzden başka ülkelere göre kullanımının daha hızla yaygınlaştığına dikkat çekti. Çeşitli araştırmalarda Türkiye’de uyuşturucu kullanımının 11 yaşa kadar indiğini vurgulayan Ersin, Türkiye’de yetkililerin ise “bize bir şey olmaz” aymazlığı içinde bu önemli sorunu henüz fark etmediği görüşünde. “Oysa uyuşturucu ile mücadele terörle mücadele kadar önemlidir” diyen Ersin, saptama ve önerilerini özetle şöyle sıralıyor: ? Terör örgütlerinin en önemli finans kaynağı uyuşturucu kaçakçılığıdır. Toplumu çürüten terör kadar tehlikeli bir sorundur. Bu nedenlerle, uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yaygınlaşmasına karşı alınması gereken önlemler, MGK’nin gündeminin değişmez maddelerinden biri olmalıdır. ? Uyuşturucu kaçakçılığına ve kullanımının yaygınlaşmasına karşı, sadece polisiye önlemlerle mücadele edilmektedir. Kaldı ki, bu yolla etkin sonuçlar almak mümkün olmamakta, genellikle kendileri de uyuşturucu kurbanı olan sokak satıcıları etkisiz hale getirilmekte, kamuoyunda “baron” olarak tanımlanan asıl sorumlulara ulaşılamamaktadır. Bu nedenle, yasalarımızda değişiklikler yapılarak uyuşturucu kaçakçılarının yakınları üzerine kaydettikleri malvarlıklarına el konulabilmesi olanağının sağlanması gerekir. ? Uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yaygınlaşmasına karşı, topal bir mücadele sürdürülmektedir. Mücadelenin eğitim ayağı ihmal edilmektedir. Dahası, bu konuda Türkiye’nin herhangi bir projesi ve politikası da bulunmamaktadır. ? Çocukların ve gençlerin, uyuşturucunun kendi bedenlerinde, ailelerinde ve toplumda yarattığı sorunlar hakkında, onları özendirmeden bilinçlendirme görevi ağırlıklı olarak Milli Eğitim Bakanlığı’ndadır. Ancak bakanlık bu görevini masa başından sürdürmekte, çocuklara ve gençlere yönelik uyuşturucu içerikli kitaplar basmakla yetinmektedir. ? Sonuç olarak, uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yaygınlaşmasına karşı bugüne kadar sürdürülen mücadele yöntemlerinin başarılı olmadığı açıktır. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com DSP LİDERİ SEZER ‘CHP bizimle görüşmek istemiyor’ AHMET ŞEFİK TRABZON - DSP Ge- nel Başkanõ Zeki Sezer, yerel seçimler için ittifak çağrõsõnda bulundu. Mu- rat Karayalçın’õn Anka- ra Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ adaylõğõ konu- sunda CHP ile uzlaşabile- ceklerini belirten Sezer, “Ama CHP bizimle gö- rüşmek bile istemiyor” dedi. Trabzon Havalima- nõ’nda bir basõn açõkla- masõ yapan Sezer, “Bize göre AKP’den Anka- ra’yı kurtarmak için Ka- rayalçın’ın adaylığında bir formülde uzlaşılabi- lirdi. Tamamen yanlış aksettiriliyor. Biz AKP’den, Melih Gök- çek’ten Ankara’yı ve Türkiye’yi kurtarmak istiyoruz. Bunun için üzerimize ne düşerse ya- pacağımızı milletimiz bi- lir. Ama CHP herhalde AKP’den değil de ken- dine rakip olarak bizi gördüğü için bizden kur- tulmak istiyor. İl bele- diyeleri olarak DSP’nin belediye başkanı olan yerlerde yine DSP’li be- lediye başkanları aday olsun ve CHP desteklesin ya da aday göstermesin. CHP’li belediye baş- kanlarının olduğu yer- lerde de DSP üzerine düşeni yapsın bu an- lamda. Ama AKP’den değil de DSP’den kurtu- layım, bunlar benim ba- şıma dert olacak anlayı- şı varsa onu da milletin sağduyusuna havale et- mek isterim.” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, doğalgaza yapõlan yüzde 22.5’lik zammõ, “Milletin ümü- ğünü bu doğalgaz zammıyla sen sıktın Tayyip Erdoğan. Ümük sıkmamın daniskasını Başba- kan doğalgaz zammıyla göster- miştir” sözleriyle eleştirdi. Bay- kal, “Başbakan, elini kolunu sal- layarak bir yerlere gidemiyor, kepenkler kapanıyor, lastikler, arabalar yakılıyor. Bu iyi bir gi- diş değildir” dedi. Baykal, dün Ankara’nõn Hasa- noğlan beldesindeki belediye par- kõ ve içindeki yöresel el sanatlarõ ürünlerinin sergilendiği müzenin açõlõş törenine katõldõ. Burada bir konuşma yapan Baykal, doğal- gaz zammõnõn iktidarõn içyüzünü ortaya koyduğunu söyledi. Do- ğalgaza zammõn “vurgun” gibi bir gece yarõsõ ansõzõn geldiğini kaydeden Baykal, “Ankara Bü- yükşehir Belediyesi’nden alacağı var. Alacağı tahsil etmesine izin vermiyorsun. Sonra bunların acısını vatandaştan çıkarıyor- sun. Bu doğalgaz zammı için ‘zulümdür’ demiştim. Bugün ye- ni bir şey söylüyorum; bu zam bir mali terördür. Ne IMF’nin ümük sıkması... Milletin ümü- ğünü bu doğalgaz zammıyla sen sıktın Tayyip Erdoğan. Ümük sıkmanın daniskasını Başbakan doğalgaz zammıyla göstermiştir” diye konuştu. ‘KURDA KUŞA TESLİM ETMEYİZ’ Baykal, daha sonra partisinin El- madağ ilçe binasõnõn açõlõş törenine katõldõ. Burada kendisini dinleyen kalabalõğa “Niçin böyle büyük bir coşkuyla büyük bir topluluk oluşturdunuz? Birilerine mesa- jınız mı var” diye soran Baykal, Elmadağlõlarõn bu coşkularõyla Türkiye’ye sahipsiz olmadõğõnõ gösterdiklerini söyledi. Baykal, “Türkiye’ye biz sahip çıkarız. Kurda kuşa teslim etmeyiz memleketi. Her türlü tehlikeye karşı koruruz” diye konuştu. “Bugün terör konusunda yaşananların endişe verici bir hale geldi- ğini” belirten Bay- kal, “Başbakan, eli- ni kolunu sallaya- rak bir yerlere gi- demiyor, kepenk- ler kapanıyor, las- tikler, arabalar ya- kılıyor, polislere saldırılıyor. Bunu seyrediyoruz. Bu iyi bir gidiş değil- d i r ” dedi. KarayalçõnCHPadayõoldugibi kez gittiği SHP Genel Merke- zi’nde ziyaret etti. Yaklaşõk 1 sa- at süren görüşmeden sonra Baykal ve Karayalçõn birlikte açõklama yaptõ ve sorularõ yanõtladõ. Baykal, Karayalçõn’õn adaylõğõ için parti- sinden istifa etmesi gerektiğine dikkat çekerek, ondan sonra yeni bir çalõşma dönemine girecekleri- ni söyledi. Karayalçõn’õn “en kısa sürede, gecikmeden bu süreci netleştirmesini” beklediklerini belirten Baykal, “Onların uygun gördükleri şekilde, süreç uza- madan konuyu en kısa zamanda netliğe kavuşturacaklardır. Biz de sayın Karayalçın’la resmi iş- birliği noktasına geleceğiz. Öyle sanıyorum ki ondan sonra da CHP belki de ilk resmi belediye başkan adaylığını Ankara’da kamuoyuna ilan etme şansına kavuşacaktır” diye konuştu. SHP’den istifa edecek Karayalçõn’õn genel başkanlõktan istifada acele etmesine sõk sõk vur- gu yapan Baykal, sürecin netleş- mesinden sonra Karayalçõn’õn “hem projeleri, hem de oluştu- racağı kadrosuyla Ankara’da yeni bir belediyecilik ufku açmak üzere verimli bir çalışma içine gi- receğini” söyledi. CHP’nin Kara- yalçõn’a “tam bir dayanışma ve destek” vereceğini kaydeden Bay- kal, “Birlikte çok güzel bir yerel seçim çalışması yapacağımıza ve Ankara’nın geleceğini bir- likte aydınlatacağımıza inanı- yorum” dedi. Karayalçõn da halen genel baş- kanlõk görevini sürdürdüğüne dikkat çekerek, “Bu girişimin ba- şarıyla sonuçlanması için ne yapmam gerekiyorsa onu ya- pacağım” dedi. Daha sonra ye- niden söz alan Baykal, “Biz önemli bir dayanışmayı önü- müzdeki dönemde başlatıyo- ruz” diye konuştu. Karayalçõn da adaylõğõ konusunda “Hiçbir pü- rüz olmadığını” vurguladõ. FIRAT KOZOK ANKARA - RTÜK’ün 3 CHP’li üyesi, Kurul Başkanõ Zahid Ak- man’õn görevden çekilmiş sayõl- masõ yönündeki başvurularõnõn reddine ilişkin kurul kararõyla, Akman’õn ikinci kez üyeliğe se- çilmesine yönelik TBMM kararõ- nõn iptali ve yürütmesinin durdu- rulmasõ istemiyle yargõ- ya başvurdu. Kurul üyeleri Şaban Se- vinç, Hülya Alp ve Mehmet Da- dak’õn avukatla- rõ Tezcan Ça- kır tarafõndan Ankara 4. İda- re Mahke- mesi Baş- kanlõğõ’na sunulan dava dilekçesinde, Deniz Feneri e.V. davasõ sürecinde Akman’õn RTÜK üyeliğine seçildiği dönemde çeşitli şir- ketlerin yöneticisi olduğunun ortaya çõktõğõ belirtildi. Akman’õn Türkiye’de de Kanal 7 televizyonu yönetim kurulu başkanõ Zeke- riya Karaman ile birlikte Armada alõşveriş merkezinin ortağõ olan Hayat Yapõ Ticaret ve Yatõrõm Limited Şirketi’nin de ortağõ oldu- ğunun saptandõğõ belirtilen dilekçede, 3 üyenin Akman’õn bu tür ilişkileri nedeniyle görevinden çekilmiş sayõlmasõ yönünde ku- rula başvuruda bulunduklarõ, ancak bu baş- vurunun reddedildiği anõmsatõldõ. RTÜK Yasasõ’nõn 9. maddesinde kurul üyelerine ilişkin “Üst kurulun görev ve yet- ki alanına giren konularda herhangi bir yüklenme işine giremez, özel radyo ve tel- evizyon şirketlerinde ve bu şirketlerin doğrudan veya dolaylı ortaklık bağı bu- lunan şirketlerde ortak veya yönetici olamazlar... Aykırı davrananlar görev- lerinden çekilmiş sayılır” hükmünün yer aldõğõ belirtilen dilekçede, Devlet Memur- larõ Yasasõ ile RTÜK’ün Çalõşma Esas ve Usulleri Hakkõndaki Yönetmelik’te de ben- zer düzenlemelerin yer aldõğõna dikkat çe- kildi. Akman’õn TBMM’de seçim yapõldõğõ tarihte, seçilebilme yeterliliğinin olmadõğõnõn ancak Deniz Feneri e.V. davasõyla anlaşõ- labildiğine dikkat çekilen dilekçede, bu nedenle Akman’õn üyeliğe yeniden seçilme işleminin “yok hükmü” taşõdõğõ vurgulandõ. RTÜK’ün Akman’õn görevden çekilmiş sayõlmasõnõn reddi yönündeki kararõn altõ- na imza atan kurul üyelerinin iktidar parti- sinin oylarõyla seçildiklerine işaret edilen di- lekçede, “ İşbilir ve dişli politikacı ve ka- mu görevlileri, kendinden yana olanları koruma refleksi içinde tutum sergile- mektedirler” denildi. Ahmet Ersin. Çağdaş Gemik. Akman’ın üyeliği mahkemelik Doğalgaz zammõnõ eleştiren CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’a yüklendi: Milletin ümüğünü sõktõnAnkara’nõn Hasanoğlan beldesindeki belediye parkõ ve müzenin açõlõş törenine katõlan Baykal, “Ümük sõkmanõn daniskasõnõ Başbakan doğalgaz zammõyla göstermiştir” dedi. CHP lideri Baykal, Hasanoğlan Müzesi’nde gözleme açtı. (AA) Üç üye, dava dilekçesinde başkanlarõnõn, RTÜK üyeliğine seçildiği dönemde Almanya’da kurulu çeşitli şirketlerde yönetici olduğunun ortaya çõktõğõnõ belirtti Baştarafı 1. Sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle