23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2008 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Tehlikeli Cehalet... Ayın dünyadan uzaklığını bilmemek ‘tehli- kesiz cehalet’tir. Bunu bilmezseniz ‘tehlikesi yoktur’. Ama önünüzdeki çukuru göremezseniz, bu ‘TEHLİKELİ CEHALET’ olur. Çukura düşer ve kurtarılmayı bekleyerek de- belenirsiniz. Belki birisi sesinizi duyar ve sizi kurtarır. Ama artık siz kendinizi ‘onun sizi kurtardığı duygusu’ndan kurtaramazsınız. Eğer o çukurdan kendi gücünüzle çıkabilir- seniz özgüveniniz artar. Bağımlılıkla bağımsızlık arasındaki fark kısaca budur. Durumunuzu bilirseniz bir belki kendinize yar- dım edebilirsiniz. Ama başkasının kolunda yürürken kendini- zi bağımsız sanarsanız, işte bu ‘TEHLİKELİ CE- HALET’tir. Bugün Türkiye’yi bağımsız sanmak, bu ne- denle ‘tehlikeli cehalet’tir. Gönlü Arap ülkelerinde, beyni Amerika’ya ipotekli, cebi uluslararası sermayeye çengel- li bir siyasal iktidarla Türkiye bağımsız olamaz. Atatürk Türkiye’si ile bugünkü ülkemiz ara- sındaki farkı görmemek, görüp de kabul et- memek, kabul edip de Atatürk’ü eleştirmek ‘TEHLİKELİ CEHALET’tir. Atatürk’ün büyük hedeflerinden birisi ‘bilince yönelik çağdaş eğitim’ idi. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü o’nundur. Bugünün siyasal iktidarı için geçerli eğitim hedefi bütünüyle değişmiştir. Siyasal iktidarın eğitim hedefi, ‘inanca yönelik sermayenin hizmetine uyarlı insan gücü ye- tiştirmek’tir. Din temelli toplumun eğitim amaçları her yolla devreye sokulmaktadır. Bunu görmemek, görüp de kabul etmemek, kabul edip de bu durumu ‘demokrasi sanmak’ ‘TEHLİKELİ CEHALET’tir. Demokrasi, bütünüyle bir kurallar ve ku- rumlar politikasıdır. Demokrasinin temeli laikliktir. Laikliğin temeli dindar-dinsiz ayrımı yap- mamaktır. Laiklik olmazsa yurttaş eşitliği olmaz. Yurttaş eşitliği olmazsa demokrasi olmaz. Bunu bilip de bilmezden gelmek, bunu bi- lip de görmezden gelmek, ‘TEHLİKELİ CE- HALET’tir. Neden ‘TEHLİKELİ CEHALET’ toplumların başına bela olur? Çünkü, toplumların bir bölümü bu durumdan büyük çıkarlar sağlar. Geri kalan bir bölümü de küçük çıkarlarla ye- tinir. Bir bölümü, ilerde kendisinin de çıkar sağ- layacağını umar, bir bölümü durumu görür, toplumu uyarmaya çalışır, ama gücü yet- mez. İşte böyle durumlarda da felaket kapınızı çal- mıştır ve gelmektedir. Bu durumun en yaygın araçları kitle iletişim araçlarıdır. Televizyon en yaygın biçimde bu doğrultu- da çalışmaktadır. En izlenen saatler ‘toplumu gerçek bilgiler- den uzak tutmak’ amacıyla kullanılmaktadır. Ivır zıvır eğlencelikler, boş zevzeklikler, pı- rıltılı eğlencelikler hep bu amaçla hazırlan- maktadır. Düşünmeye alışmamış beyinler de böylece oyalanıp gitmektedir. Düşünen beyinlerin de bu durumu önleme- ye gücü yetmemektedir. ‘TEHLİKELİ CEHALET’, farkına varmadan bu tuzağın içine düşüp eğlenmektir. Bunu bilip de bilmezden gelen, görüp de çı- kar sağlayanlar, sonra da ‘işte özgürlük budur’ diyenlerse toplumun asıl belalarıdır. Bilmemiz gereken budur. Görmemiz gereken budur. Anlamamız gereken budur. Mücadelemiz de bu olmalıdır... erdalatak@gmail.com erdalatak@superonline.com www.erdalatabek.com Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün Van’da olduğu gibi Hakkâri’de de protesto eylemleriyle karşõlandõ ‘Kimliksiyasetiyapõyorlar’ YUSUF ZİYA CANSEVER HAKKÂRİ - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Hakkâ- ri’de de protesto gösterileri ile kar- şõlandõ. Kentte, kepenkler açõl- madõ, çöpler toplanmadõ. Göste- ricilere polis müdahale etti. Kürt kökenli yurttaşlarõn kimlik siyaseti ile istismar edildiğini belirten Er- doğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, dedik. Bu- na karşı çıkabilenin bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği ye- re gitsin” dedi Erdoğan dün Van’da olduğu gi- bi Hakkâri’de de protesto ey- lemleriyle karşõlandõ. Erdoğan’õn Yüksekova ilçesindeki açõlõşlara katõldõğõ sõrada Mezran ve Bağlar mahallelerinde yola barikat ku- rarak ateş yakan göstericiler, po- lise taş ve molotofkokteylleriyle saldõrdõ. Polis göstericilere gaz bombalarõ ile müdahale etti. Polisin müda- halesiyle ara sokaklara dağõlan göstericiler, zaman zaman topar- lanarak eylemlerini sürdürdü. Hakkâri merkezde ise geniş gü- venlik önlemleri alõnõrken esnaf kepenk açmadõ, çöpler toplanma- dõ. Erdoğan’õ izleyen bir grup ga- zeteci ise Depin Köprüsü civarõn- da eylemciler tarafõndan tartak- landõ. Hakkâri merkez ilçe kongre- sinde konuşan Erdoğan, DTP’li belediyelerin Kürt kökenli yurt- taşlarõ istismar ettiğini, kimlik si- yaseti yaparak oy toplamayõ he- deflediklerini belirtti. Erdoğan, “Çekirge bir atlar, iki atlar, üçüncüde işi biter. Bunlar da fazla atlayamayacaklar. Her ge- çen gün eriyecekler ve benim milletim bunlara gereken dersi er veya geç verecek” dedi. Terör örgütü PKK lideri Ab- dullah Öcalan’õn İmralõ’da fizi- ki saldõrõya uğradõğõ iddialarõnõ ya- lanlayan Başbakan Erdoğan, “Son zamanlarda ‘İmralõ’daki, orada- ki işkenceye uğradõ. Onun için bu işkenceyi telin ediyoruz’ diyorlar. Biz neyi telin ettiklerini çok iyi biliyoruz. İmralı’da işkence fi- lan bir şey yok. Bunların hepsi yalan” dedi. Daha önce de Öcalan’õn ze- hirlendiği yönünde iddialar or- taya atõldõğõnõ anõmsatan Erdo- ğan, birlik ve beraberlik çağrõ- sõ yaptõ. Erdoğan, “Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşıyız. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ dedik. Buna karşı çıkabilenin bu ül- kede yeri yok. Buyursun iste- diği yere gitsin” dedi. Mezran ve Bağlar mahallelerinde yola barikat kurarak ateş yakan göstericiler, polise taş ve molotofkokteylleriyle saldõrdõ. Başbakan Erdoğan Yüksekova ilçesinde bir dizi açılışa katıldı. (Fotoğraf: AA) Türkiye Barolar Birliği, DTP’nin son dönemde yürüttüğü politikayõ sert şekilde eleştirdi ‘Ayrımcılık kabul edilemez’ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, yurttaşlar ara- sõnda etnik kökenlerine dayalõ ayrõm ifade eden nitelendirmeler üzerinden siyaset yapmanõn, bu- nu Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn gezisi sõrasõnda örgütlü sokak eylemlerine dönüştürmenin ulusal bütünlüğe yönelik kabul edilemez bir ayrõmcõlõk olduğunu bildirdi. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafõndan dün yapõlan yazõlõ açõklamada, DTP’ye yöne- lik sert eleştiriler yöneltildi. Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn Gü- neydoğu illerine yaptõğõ geziler sõ- rasõnda yaşanan olaylara dikkat çe- kilen açõklamada, “Bütün ulus el- birliği edip bu gidişi durdur- mamız gerekirken başta siyasi- ler olmak üzere yanlışta ısrar edilmesinin anlaşılır tarafı yok- tur” denildi. ‘Etnik temsil’ Bir kõsõm milletvekilinin bu sõ- fatlarõnõ unutarak kendilerini ‘et- nik temsil’ ile sõnõrlamalarõ ve tar- tõşmayõ parlamento dõşõna taşõ- malarõnõn sorunu çözmek yerine daha da büyümesine neden oldu- ğuna işaret edilen açõklamada, “Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşları arasında etnik kökenle- rine dayalı ayrım ifade eden ni- telendirmeler üzerinden siya- set yapmak, bunu Sayın Başba- kan’ın gezisi sırasında örgütlü sokak eylemlerine ve meydan okumaya dönüştürmek, özenle korumamız gereken ulusal bü- tünlüğümüze yönelik kabul edi- lemez bir ayrımcılıktır” denildi. 14 yaşõndaki B.Ç’ye cinsel ta- cizden yargõlanan, ancak Adli Tõp raporu ile tahliye edilen Va- kit gazetesi yazarõ Hüseyin Üz- mez ile ilgili tartõşmalara da de- ğinilen açõklamada, “Son gün- lerde yaşanan olaylarda bir kı- sım meslektaşımızın, ‘hükümlü’ konumundaki müvekkilleri hakkındaki iddialarını hukuk- sal çözüm sağlamak üzere takip etmeleri gerekirken, toplumsal gerginliği artıracak şekilde or- taya atmaları ayrı bir üzüntü kaynağımızdır” denildi. Yaşanan tüm sorunlarõn ulu- sun eksiksiz demokrasi, insan haklarõ, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinden oluşan aydõn- lõk Türkiye özlemi ve hedefini as- la engellemeyeceği kaydedilen açõklamada, ulusal birlik ve bü- tünlüğü zedeleyecek her türlü davranõştan kaçõnõlmasõ gerektiği vurgulandõ. Açõklamada, “Bü- tün bu hainlikleri nefretle kını- yoruz” denildi. TBB, yurttaşlar arasõnda etnik kökenlerine dayalõ ayrõm ifade eden nitelendirmeler üzerinden siyaset yapmanõn ulusal bütünlüğe yönelik kabul edilemez bir ayrõmcõlõk olduğunu bildirdi. AYŞE SAYIN ANKARA - Bir dönem siyasete dam- gasõnõ vuran ancak son iki dönemdir “ba- raj altından” çõkamayan Anavatan Par- tisi’nin ardõndan, Demokrat Parti (DP) de kongreyle “kan tazeleme”ye hazõrlanõ- yor. ANAP’ta Salih Uzun’un genel baş- kanlõğa seçilmesinin ardõndan gözler 15-16 Kasõm’da 9. olağan büyük kong- resini yapacak olan DP’ye çevrildi. Ku- lislerde, DP Genel Başkanõ Süleyman Soylu’nun yeniden bu göreve seçilme- si durumunda iki parti arasõnda Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’õn da desteğiyle yeniden “birleşme görüşmelerinin can- lanacağı” konuşuluyor. Hatta kongre- lerini yaklaşõk birer ay arayla yapan iki partinin, Soylu’nun yeniden seçilmesi du- rumunda yerel seçimlerde “işbirliği” ola- naklarõnõ görüşmek için masaya otura- bileceği dile getiriliyor. Parti tabanõ ve seçmende istenilen heyecanõ yaratamayan Genel Başkan Süleyman Soylu, kongrede “güven ta- zeleme” hesabõ yapõyor. Merkez sağ kan tazeleme peşinde DEMİRTAŞ ‘Başbakan bir kaosa neden olur’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn 20 Kasõm’da yapacağõ Diyarbakõr zi- yaretiyle ilgili “Eğer bu tablo içerisinde Başbakan yine Diyar- bakır’a gelmeyi düşünüyorsa büyük bir ihtimalle bir hesabı vardır” dedi. Erdoğan’õn son haftalarda Doğu ve Güneydoğu bölgelerine yaptõğõ ziyaretlerde tepki ile karşõlaştõğõna dikkat çeken Demirtaş, Erdoğan’õn bu tabloyu iyi okumasõ gerektiği- ni söyledi. Olaylarõn sosyolojik bir durum olduğunu, halkõn sesinin kõsõlmak istendiğini savunan De- mirtaş, “Bu durum Başbakan tarafından net bir şekilde anla- şılmalı, ona göre hareket edil- melidir. Aksi takdirde sokakta gösteri yapanları, kepenklerini kapatarak protesto eden esnafı ve halkı cezalandırarak bunu önlemeye çalışırsanız yine bir kaosa neden olursunuz” diye ko- nuştu. Erdoğan’õn, yakõn zamanda ger- çekleştirdiği Diyarbakõr ziyare- tinde protesto edildiğini anõmsatan Demirtaş, “Bu kadar kısa bir sürede ikinci Diyarbakır gezisi yapmayı planlıyorsa büyük bir ihtimalle bir hesabı vardır” de- di. Erdoğan’õn bu tür mesajlar vermesi halinde bölge halkõnõn kendisini iyi karşõlayacağõnõ ifade eden Demirtaş, “Ama bu mesaj- ları vermeyecekse, biz Başba- kan’a ‘Gelmesin’ diyemeyiz. O bu ülkenin başbakanıdır ve şe- hirleri ziyaret edip insanların so- runlarını dinlemek görevi ve hakkıdır. Ama demokratik tep- ki göstermek de beklentisi kar- şılanmamış insanların hakkı- dır. Bizim umudumuz 20 Ka- sım’da bu talepleri artık gör- mesidir” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle