05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
“Silahlı terör örgütüne üye ol- mak”, “yasaklanan bilgileri temin etmek”, “hukuka aykırı olarak ki- şisel verileri kaydetmek”, “adil yar- gılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “açıklanması yasaklanan gizli bil- gileri temin etmek” suçlarõndan yar- gõlanan iddianamedeki 8. no’lu sanõk Halil Behiç Gürcihan, hakkõnda- ki suçlamalarõn asõlsõz olduğunu söyledi. Hukuki delil tanõmõndan uzak olgularla adil yargõlanma hakkõnõ, kişisel özgürlük ve gü- venlik hakkõnõ bizzat çiğneyen savcõlar hakkõnda suç duyurusun- da bulunduğunu belirten Gürcihan, “Şahsım hakkındaki kararınız ne olursa olsun, hukuku, aklı ve vicdanı bu kadar ayaklar altına alan bu zihniyet virüsünün hu- kuk sistemimize sızmasına izin vermemenizi ve bu mahkemede karantina altına almanızı özel- likle rica ediyorum” dedi. İd- dianamenin, anayasal düzen açõ- sõndan zehirli bir mantõk ile örül- düğünü savunarak, “Bu hepimiz açı- sından bir fırsattır. Yeter ki pan- zehirinin de aynı yılandan elde edildiğinin bilincinde olalım” dedi. Gürcihan, savunmasõnõ yaparken Ergenekon terimini değil, gladyo is- mini kullanacağõnõ söyleyerek, “Türk milleti değerinin terör örgütü ile öz- deşleşmesine içim elvermiyor” de- di. “Bu ülkede gladyo ve devşirdi- ği yapı mevcut. Bu yapı ile mücadele edilecekse önce zihniyeti doğru tes- pit etmek lazım” diyen Gürcihan, Da- nõştay saldõrõsõnõn türban yüzünden iş- lendiğine inanmadõğõnõ, yazõlarõnda da bu saldõrõnõn ülkede kaos çõkarmak adõna yapõldõğõnõ savunduğunu kay- detti. Soruşturma savcõsõ Zekeriya Öz’ün bu yapõdan yeni haberdar ol- duğunu ileri süren Gürcihan, “Öz’e okuması için kitap tavsiye ettim. Bu örgüt telefon tapesi okumakla an- laşılmaz. Şunu anladım ki Öz’ün karşısındaki sokağa gladyo dükkânı açılsa, İtalyan marka ayakkabı ma- ğazası zannederdi” dedi. Gürcihan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuk firavunu değil. Gayrimeşru yapıya karşı gayrimeşru yöntem kullanır- sanız, sonra gelir ayağınıza dolaşır, bütün kozları eline verirsiniz. Bu id- dianame buna neden oluyor. Bizim savcı iktidarın i’sine bile dokun- madı. İktidar sadece iktidar parti- si değildir. Siyasi ve bürokratik iktidarı kastediyorum. Bu iddia- namede ne NATO, ne masonlar, ta- rikatlar, yabancı istihbarat servis- leri yok. Bu saydıklarımın i’sine do- kunulmamış durumda.” Gladyo minnettar Gürcihan, yõllarca aleyhinde yazõ- lar yazdõğõ zihniyet yerine kendisinin yargõlandõğõnõ söyledi. Gürcihan, bu operasyonun gladyoyu perdelediğini ifade ederek, “Yabancı istihbarat servislerinin milyonlarca dolar ve yıllar harcayarak elde edeceği bil- gi kümesini alenen kamuoyuna ser- vis etti” dedi. Dosyanõn, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Müca- dele Şubesi’nde görevli polisleri de- şifre ettiğini söyleyen Gürcihan, “Bir terör örgütünün peşine böyle gide- mezsiniz. Gladyo bu iddianameyi hazırlayan zihniyete fazlası ile min- nettardır” diye konuştu. İddianamede “Gladyo’ya mek- tuplar: Lobi kurmuşsun, hayırlı olsun” başlõklõ yazõsõnõn yer aldõğõnõ söyleyen Gürcihan, “Danıştay cina- yeti ve Cumhuriyet gazetesi bom- baları ile Ergenekon, gladyoyu iliş- kilendiren bu yazı, LOBİ teşkilatı- nı Türk basınında deşifre eden ilk yazılardan biridir. Eğer ben örgü- tün üyesiysem, bu yapının temel taş- larından LOBİ’ye karşı neden tavır alıyorum? Ben dünyanın en salak terör örgütü üyesi miyim ve örgüt dünyanın en salak terör örgütü mü?” dedi. Gürcihan, hukuk tarihinde örgütün olmayan bir bölümüne üye yapõlan tu- tuklu olarak cezaevinde 6 ayõnõ dol- durduğunu söyledi. CMYB C M Y B 21 KASIM 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT CHP’deki Tartışma Türbanı da azımsayarak “kara çarşaf” giyen hanımları partisine katılma töreninde altıok rozeti ile onurlandıran CHP Genel Başkanı Baykal’ın başlattığı girişim, ekonomik krizi bile geride bıra- karak haftanın gündemine yerleşmiş görünüyor. Önce CHP dışında başlayan tartışmalar so- nunda partinin hem tabanı hem de çatısında bu- lunan partilileri de kapsam alanı içine aldı. İstan- bul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Prof. Dr. Necla Arat, yazılı ve görsel medyaya yaptığı açıklamalarla, İstanbul’un Alibeyköy ve Sultangazi beldelerinde düzenlenen katılma törenlerindeki görüntülerin “Cumhuriyet kadınlarını derinden ya- ralayan popülist yaklaşımlar” olarak değerlendirir- ken seçim bölgesinin İl Başkanı Gürsel Tekin’in “Ben, üniversitelerde türbanın özgür olmasını is- tiyorum” dediğini de öne sürüyor. Gürsel Tekin’in bu eleştiriye verdiği yanıt, sadece Necla Arat’ı değil, tümü Sayın CHP Genel Başka- nı tarafından aday gösterilmiş oldukları için, CHP’nin 23. yasama döneminde seçilmiş olan bü- tün milletvekillerini de hedef almaktadır: “Tombaladan milletvekili olacaksın, sonra da taban rahatsız diyeceksin. Kim bu taban?.. Ya sev ya terk et diyen Tayyip Erdoğan gibi fa- şist kafaların CHP’de yeri olmayacak.” Öylelikle görülüyor ki, ana muhalefet partisinde başlayan tartışma, değerli bir meslektaşımın dün- kü yazısına başlık olarak kullandığı “Başörtülüler CHP’li olamaz mı?” sorusuna aranılan bir yanıt ol- manın çok ötesine sıçramıştır. Başörtülülerden isteyenler, tıpkı başları açık olanlar gibi elbette CHP’li olmalıdır. Zaten öyle bir ayrımın benim CHP’de üye olduğum, yönetici olarak görev yaptığım dönemlerde de gündeme gel- mesi şöyle dursun, 70’li yıllarda “inançlara say- gı”nın her türlü yanlış yorumlara yer vermemek için partinin laiklik ilkesi ile örtüştüğü de resmi görüş olarak benimsenmişti. İl başkanının görüşü resmi politika mı? Bence, CHP Genel Merkezi’ne sorulacak asıl so- ru, İstanbul İl Başkanı Tekin’in, “Ben, üniversite- lerde türbanın özgür olmasını istiyorum” açık- laması ile partinin bu konudaki resmi politikasına karşı çıkıp çıkmadığının yanıtının verilmesi olma- lıdır. CHP Millet Meclisi Grubu, anayasanın 4. ve 10. maddelerinde değişiklik yapılarak türbanın yükseköğrenim kurumlarına devam eden kız öğ- renciler için serbest bırakılmasını isteyen AKP ile MHP’li milletvekillerinin girişimine karşı çıkmakla kalmamış; 411 oy ile kabul edilen o yasa değişik- liğinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne de da- va açmamış mıdır? Faşist kafalar suçlaması Öyle anlaşılıyor ki, CHP’nin bu doğrultudaki is- teğini karara bağlayan 11 mahkeme üyesinin ara- sında ret yönünde oylarını kullanan Haşim Kılıç ve Sacit Adalı gibi düşünenler arasında CHP’liler de vardır. Dahası bunlardan bir sayın yurttaşımız İs- tanbul’da partinin il başkanlığını da yapmaktadır. Aynı kişi, partisinin milletvekillerini de genel baş- kanın tek seçiciliği nedeni ile “tombaladan çık- mışlar, tabanla ilişkileri bulunmuyor” diye kü- çümsemekle de kalmayarak faşist kafalar suçla- ması ile de onları partiden ayrılmaya davet et- mektedir. Yerel seçimler için örgüt yoklaması mı? İyi de o zaman daha yerel seçimler için CHP’nin adaylarını hangi yöntem ile belirleyeceği bile ka- rarlaştırılmadan, belediye başkanlığı adaylığı vaa- dini alarak aşiret mensupları ve akrabaları ile ya- pılan toplu katılımların tombalacıları kimlerdir? Milletvekillerinin tepeden inme adaylığına karşı çıkan İstanbul il başkanının tombaladan çıkanlar eleştirisini, yıllardan beri unutulup tozlu raflara atıl- mış olan aday yoklaması yöntemini yerel seçimler için yaşama geçirmek yolunda atılmış ilk adım ola- rak değerlendirebilir miyiz? Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946’da ku- ruldu; hem geçmişe hem geleceğe dönük olan an- lamõ, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye saygõ ve sevgiden kaynaklanõyor. Yalnõz Cumhuriyet gaze- tesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşun- da büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anõsõnõ her yõl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve de- mokrat Cumhuriyet’in Ulusal Bağõmsõzlõk Savaşõ- mõzla ve Türkiye Cumhuriyeti’yle zamandaş ve eş- anlamlõ bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, ga- zetemizin temel taşlarõnõ bu doğrultuda koydu. Yu- nus Nadi’nin ölüm yõldönümünü geçmişe dönük bir acõ olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayõ- na dönüştürmek amacõyla bu yarõşma düzenlendi. Yarõşmanõn ilk düzenlendiği yõllarda Türkiye’de sanat alanõnda hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dö- nemiydi ve yalnõz CHP’nin koyduğu bir şiir ödü- lü vardõ. Aynõ dönemde bütün dünyada sanat, bi- lim ve edebiyat ödülleri ün yapmõşlardõ. İsveç’te No- bel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçlarõ Türkiye’de de iz- leniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmõş- tõ. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendi, alt- mõş yõl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağa- nõ’yla sanat ve kültür yaşamõmõzda bir yarõşma coş- kusu oluşturdu. Daha sonraki yõllarda Türkiye’de de yarõşmalarõn ve ödüllerin sayõsõ çoğaldõ, yirmi- yi aştõ. Bugün belki ödül enflasyonundan söz açõ- labilir; eleştirel bir yaklaşõmla sakõncalarõ günde- me getirilebilir, ama yine de kültür, bilim ve sanat konularõnda yapõlan yatõrõmlarõn çok yararlõ olduğu rahatlõkla söylenebilir. Zamanla ödüller arasõnda ayrõmlar ortaya çõkar; bir yarõşma kurumsallaştõkça, amacõ, nitelikleri, karakteri belirginleşir. Bu ara- da kimi holdinglerin kendi amaçlarõna yönelik ya- rõşmalar düzenlemeleri ve ödüller dağõtmalarõ da bu alanda kaçõnõlmaz çoğulculuğu yansõtõyor. Ki- mi bankalarõn, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacõyla düzenledikleri yarõşmalarõn ödülleri, pa- rasal açõdan ne kadar büyük olursa olsun; özü, mad- di çerçevenin dõşõndaki anlamda odaklaşõyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarışması adõyla aralõksõz olarak kõrk yõlõ aşkõn bir sürede düzenli ola- rak gerçekleştirildi, kültür ve sanat hayatõmõza amaç- lanan katkõlarõ yaptõ ve etkilerini duyurdu. Daha ön- ce bir dalda yapõlan ödüllendirmenin kapsamõ 1990 yõlõndan itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adõyla sürmeye başladõ. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamõ bütün baltalanmalara ve olumsuz yatõrõmlara karşõn sürekli gelişiyor ve yaygõnlaşõ- yor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye’de tam de- ğil; siyasal iktidarõn baskõlarõ hâlâ sürüyor ve çağ- daş demokratik ortamdan henüz yoksun sayõlõyoruz. Buna karşõn fikir, sanat, bilim, kültürde çabalar sü- rüyor. Tarihsel gelişim sürecinde elbette ‘aydın- lanma’nõn önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uygarlõğa giden yolun fikir, sanat, kültür, bi- lim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabalarõ desteklemek ve özen- dirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2009 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da- lı’nda öykü, roman, şiir; Görsel Sanatlar Ana Da- lı’nda karikatür; Bilimsel Araştırma Ana Da- lı’nda Sosyal Bilimler Araştõrmasõ olarak sürüyor. Adaylara başarılar diliyoruz. Ö Y K Ü Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ya- yõmlanmõş bir kitap ya da yayõna hazõr bir ‘kitap dosya- sõ’yla aday olunabilir. Yayõmlanmamõş yapõtlarõn, beyaz dosya kâğõdõna makine yazõsõ ile çift aralõklõ yazõlmõş ol- masõ gereklidir. Adaylar yapõtlarõnõ altõ adet olarak gön- dereceklerdir. Ödül bir yapõta verilir. Seçici Kurul, ödü- lü, kitap ve kitap dosyasõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Ku- rul: Hikmet Altõnkaynak, Mehmet Başaran, Tarõk Dursun K., Sami Karaören, Emin Özdemir. R O M A N Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ya- yõmlanmõş bir kitap ya da yayõna hazõr bir ‘kitap dosya- sõ’yla aday olunabilir. Yayõmlanmamõş yapõtlarõn, beyaz dosya kâğõdõna makine yazõsõyla çift aralõklõ yazõlmõş ol- masõ gereklidir. Adaylar yapõtlarõnõ altõ adet olarak gön- dereceklerdir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosya- sõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, Ahmet Cemal, Konur Ertop, Mehmet Eroğlu, Prof. Dr. Tah- sin Yücel. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ya- yõmlanmõş bir kitap ya da yayõna hazõr bir ‘kitap dosyasõ’ ile aday olunabilir. Yayõmlanmamõş yapõtlarõn beyaz dosya kâ- ğõdõna makine yazõsõ ile çift aralõklõ yazõlmõş olmasõ gerek- lidir. Adaylar yapõtlarõnõ altõ adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapõta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosya- sõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Cevat Çapan, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hõz- lan, Kemal Özer. S O S Y A L B İ L İ M L E R A R A Ş T I R M A S I Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda yayõmlanmõş bilimsel araştõrmalarla yayõma hazõrlanmõş en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğõdõna makine ya- zõsõyla çift aralõklõ yazõlmõş bilimsel araştõrmalar katõla- bilir. Adaylar yapõtlarõnõ sekiz adet olarak gönderecek- lerdir. Ödül bir yapõta verilir. Seçici Kurul ödülü kitap ve kitap dosyasõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Kurul: Erdal Atabek, Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Prof. Dr. Türkel Minibaş, Prof. Dr. Ahmet Mumcu. K A R İ K A T Ü R Karikatürlerin boyutu 30X40 cm.’yi geçmemelidir. Her tür- lü teknik serbesttir. Yarõşmaya en fazla 5 karikatürle katõla- bilinir. Seçici Kurul: Kâmil Masaracõ, Tan Oral, Ferit Ön- gören, Turhan Selçuk, Tonguç Yaşar. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör- profesyonel herkese açõktõr. (Cum- huriyet mensuplarõ hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Aday- lar gerçek ad ve adreslerini ve telefon numaralarõnõ belirtmek zorundadõrlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklõ tutulmasõnõ isteyebilirler. Ödül koşullarõna uymayan yapõtlarõ yarõşma dõ- şõnda tutmak zorundayõz. Adaylarõn yapõtlarõyla birlikte adlarõnõ ve soyadlarõnõ arkasõna yazacaklarõ iki fotoğrağlarõnõ, açõk ad- reslerinin de yer aldõğõ katõlma belgesini ve yaşam öyküleri- ni 15 Şubat 2009 Pazar günü saat 17.00’ye kadar ‘Cumhu- riyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri Prof. Dr. Nurettin Maz- har Öktel Sok. No: 2 - 34381 Şişli / İstanbul adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştõrmalarõ ya da elden teslim et- meleri gerekmektedir. Yayõmlanmõş yapõtlarõn daha önce her- hangi bir ödül almamõş olmasõ şartõ geçerlidir. Zarfõn ya da pa- ketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiir, roman, öy- kü vb.) yazõlmasõ zorunludur. Ödül dallarõnda konu sõnõrlamasõ yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapõtlar, genel yayõn ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayõmlanabilir. Ödül sonuçlarõ gazetemizin kuruluş yõldönümü olan 7 Mayõs 2009 Perşembe günü açõklanacaktõr. Ö D Ü L Her dal için: 2.000 YTL. 63. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2009 K A T I L M A B E L G E S İ ADIM, SOYADIM: ...................................................... ADRESİM:............................................................................. .............................................................................................................. TELEFONUM:................................................................. KATILDIĞIM DAL:.................................................. Ergenekon davasõnõn 16 oturumunda savunmasõnõ yapan Gürcihan, “Gladyo iddianameyi hazõrlayanlara minnettardõr” dedi ‘Savcõ İtalyan markasõ sanõr’ HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnõn 16. oturumun- da savunmasõnõ yapan, “terör örgütü üyesi olmak ve hukuka aykırı kişisel bilgileri saklamakla” suçlanan tutuk- lu sanõklardan Gazi Güder, hakkõnda- ki suçlamalarõ reddetti. İnternette “Açık İstihbarat” sitesinin sahibi Halil Behiç Gürcihan da LOBİ teşkilatõnõ ilk ken- disinin deşifre ettiğini belirterek, “Glad- yo bu iddianameyi hazırlayan zihni- yete fazlası ile minnettardır” dedi. Gür- cihan, gladyo ile ilgili daha önce yazõ- lar kaleme aldõğõna dikkat çekerek, “Ben ne kadar salak bir örgüt üyesi- yim ki, 6 yıl önce yazarak yayımladı- ğım örgütün üyesi olarak suçlanıyo- rum” diye konuştu. Gürcihan, “Savcı Öz’e okuması için kitap tavsiye ettim. Bu örgüt telefon tapesi okumakla anlaşılmaz. Şunu anladım ki Öz’ün karşısındaki sokağa gladyo dükkânı açılsa, İtalyan marka ayakkabı ma- ğazası zannederdi” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nce Silivri Cezaevi’ndeki duruşma sa- lonunda görülen davaya, tutuklu sanõk- larõn sorgu ve savunmalarõyla devam edi- liyor. İddianamenin 6 No’lu sanõğõ Ga- zi Güder, Türk Silahlõ Kuvvetleri’nde yüzbaşõ rütbesiyle görev yaparken isti- fa ettiğini belirtti. Güder 23 Haziran 2006’da gözaltõna alõndõğõnõ ancak suç- lamalara ilişkin somut kanõt bulunama- dõğõ için serbest bõrakõldõğõnõ daha son- ra savcõlõğõn itirazõ üzerine yeniden gözaltõna alõnõp tutuklandõğõnõ anlattõ. Emniyet tarafõndan saatlerce kendisine ait işyerlerinde arama yapõlmasõna kar- şõn hiçbir suç unsuru bulunmadõğõnõ be- lirten Güder, beylik tabancasõna el ko- nulduğunu ancak herhangi bir olayda kullanõlmadõğõnõn anlaşõldõğõnõ söyledi. Cezaevinde rahatsõzlanan ve tahliye- sinden kõsa bir süre sonra yaşamõnõ yi- tiren Kuddusi Okkır’da bulunduğu iddia edilen dokümanlarõn kendisinde bulunmadõğõnõ anlatan Güder, iki bilgi- sayarõna el konurken kopyasõnõn veril- mediğine dikkat çekti. Yazõlõm gelişti- ren bir şirketin sahibi olduğunu belirten Güder, “örgüt üyesi olmakla” suçlan- masõna karşõn sanõklardan yalnõzca Kuddusi Okkõr ve Ayşe Asuman Öz- demir’i tanõdõğõnõ, Bekir Öztürk ile de bayram nedeniyle mesajlaştõklarõnõ an- lattõ. Okkır ile irtibatım örgütsel değil Şirketinde KOSGEB ile ilgili bir ya- zõlõm üzerinde çalõştõğõnõ bu konuda Kuddusi Okkõr’dan danõşmanlõk aldõğõnõ belirten Güder, Ayşe Asuman Özdemir ile moderatör yardõmcõlõğõnõ yaptõğõ “Demokrasi Platformu”nun internet üzerindeki yazõşma grubundan tanõştõ- ğõnõ söyledi.Güder, “iki kişiyle olan iliş- kilerimde suçlamalar e-maillere (elek- tronik posta) dayalı. Benim ‘karah- gâhta olmalõsõnõz’ sözlerime anlam yüklemeye çalışılmış. Asker kökenli olduğum için karargâh sözünü kul- lanmamdan kuşkulanıldı herhalde. Ama İngilizce ‘head quarter’ sözcü- ğünün karşılığı yönetim anlamında kullandım ve örgütsel bir kastım yok” diye açõklamalarda bulundu. Kendisine örgüt üyeliği suçu isnat edi- lirken “lakaplarının” da dayanak ya- põldõğõnõ anlatan Güder “1976’da mas- ter yapmak üzere Amerika’ya gön- derildim. Bana takılan lakapların hepsine bakın ‘adam gibi adam’ anla- mına gelirler. ‘Cesur Yürek’ lakabı da insana hizmet konusunda çalışmala- rım nedeniyledir. Bilgi, yazılım ve iş- letmecilik konusunda çok insan ye- tiştirmiş olmamdandır” dedi. “Taha- made” lakabõnõn kendisinin bilmediği Çerkescede “saygıdeğer” anlamõna geldiğini, Ayşe Asuman Özdemir’in zor za- manlarõnda desteklediği için kendisine bu adõ verdiğini anlatan Güder “Bu suçla- maları aklıma sığdıramı- yorum. Mail adreslerim gazigüder şeklinde açık- tır” diye konuştu. Çapraz sorgu Savcõ Mehmet Ali Pek- güzel, Güder’e Ayşe Asu- man Özdemir’in gönderdi- ği “Türkan Saylan ile ilgili maili” sordu. Güder, “Asu- man Hanım tatile gitti- ğinde yaşadıklarını yazmış” dedi. “Si- ze gelen her maili Kuddusi Okkır’a gönderme amacınız nedir?” sorusuna, “Her maili göndermiyordum” yanõtõ- nõ verdi. Maillerdeki kõsaltmalarla ilgi- li sorulara karşõlõk da “Varsa bir iki ma- ilde vardır. Hatırlamıyorum. Yazan ben değilim. Asuman Hanım bana göndermiş” yanõtõnõ verdi. “Ayşe Asu- man Özdemir neden bu mailleri size gönderdi” sorusu üzerine Güder, “Bun- larla ilgili bilgi talebim olmadı. Baş- ka mailler de geldi. Gönderme diye- meyeceğime göre... Bu mailleri Ok- kır’a göndermemin de özel bir nede- ni yok. Zaten üç beş mail söz konusu. İstihbarat toplama üç beş maille mi olur?” diye konuştu. Türk Kadõnõ Pro- jesi’ni Okkõr’õn hazõrladõğõnõ, içinde suç unsuru olmadõğõnõ söyleyen Güder, bilgisayarõndaki “ayrık otu” adlõ belgeyi görmediğini ifade etti. Tutuksuz sanõk Kemal Alemdaroğlu, Güder’e “bilgi- sayar kasası alındıktan sonra içine bil- gi koymak mümkün mü” diye sordu. Güder de “Son derece basit, 14 yaşın- daki çocuklar bile yapabilir” yanõtõnõ verince, Alemdaroğlu, “Benim de bil- gisayarıma el konuldu, kopyalanma- dı. Bu suç değil midir?” dedi. Savcõ Pekgüzel, sanõğa bilirkişi ola- rak soru yöneltildiğini söyleyerek, “O zaman şunu da yanıtlayın kopyası (image) alınmış bilgisayarda sonradan bir harf dahi değişebilir mi?” diye sor- du. Güder, “hash” değerinin değişebi- leceğini ancak sonradan neyin yüklen- diğinin anlaşõlamayacağõnõ, bu durumun bilgisayarõyla oynanmadõğõ anlamõna gelmeyeceğini söyledi. Savcõ hash de- ğerinin uluslararasõ olduğunu söyledi. Söze karõşan Halil Behiç Gürcihan, bil- gisayar ilk işleme tutulduğunda, “Ac- quisition Hash” değerinin hesaplandõ- ğõnõ, “Verification Hash”in ise işlem sonlandõktan sonra hesaplandõğõnõ kay- detti. İlk değer hesaplanmadan bir ek- leme yapõlabileceğini, sonradan yapõlan hesabõn hukuki olmayacağõnõ ifade et- ti. Güder, bilgisayara el konulmadan da istenilen virüsün her zaman uygulana- bileceğini belirtti. Tutuklu sanõklardan Gazi Güder, hakkõndaki suçlamalarõ reddetti. İnternette “Açõk İstihbarat” sitesinin sahibi Halil Behiç Gürcihan da LOBİ teşkilatõnõ ilk kendisinin deşifre ettiğini belirterek “Gladyo bu iddianameyi hazõrlayan zihniyete fazlasõ ile minnettardõr” dedi. ‘Savcõ iktidarõn ‘i’sine bile dokunmadõ’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle