Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Geriye, RTE’nin pek fazla övündüğü ve güvendiği
istikrarın giderek sarsıldığını gösteren işaretler kalıyor.
RTE birden milliyetçiliğe sarıldı. Kürt sorununa çö-
züm bulamayan, sağdan sola savrulan politikalar iz-
liyor.
Yıllardır tek başına iktidarda olmasına karşın terör
belasına etkileyici bir düzen, bir programla mücade-
le olanağı yaratamamasının dışında AKP içinde ve li-
der düzeyinde ayrışma göze çarpıyor.
Ayrışmalar hangi düzeyde? Sorunun yanıtını gün-
cel olaylar veriyor.
Partinin ikinci adamı DMM Fırat’ın yönetimden ay-
rılması sağlık sorunuyla açıklanmayacak kadar önem-
li bir olay.
Başbakan’ın izlediği yeni Güneydoğu politikaları ne-
deniyle Fırat’la RTE arasında derin anlaşmazlık su üze-
rine çıktı.
Fırat’ın ayrılmasının AKP bünyesindeki Kürt kökenli
milletvekillerini etkilemediği söylenebilir mi?
Bu olay AKP içindeki kutupları, gruplaşmaları gi-
derek kristalize ediyor.
RTE iktidar olalı beri ilk kez izlediği veya izlemeyi
öngördüğü politikalara bu denli bir karşı koyuşla kar-
şılaşıyor.
Çankaya ile hükümet arasındaki gelişmeler, son
günlerin dikkat çeken olaylarının bir diğeri.
Çankaya’daki AKP’li, kimi açıklamalarıyla kimi
olaylarda RTE gibi düşünmediğini ortaya koyuyor.
Birkaç gün önce iş çevrelerinden bir heyetle görüşen
Çankaya’dakinin, örneğin RTE’nin ümüğümüzü sık-
tırmam diye karşı çıktığı IMF ile bir an önce anlaşmaya
varılmasında sayısız yararlar gördüğü açıklandı.
Çankaya’dakinin yakın arkadaşı olduğu bilinen
bir yazarın RTE’nin Obama gibi gelip Bush’a dö-
nüştüğünü yazması; kişisel bir görüş olmaktan çok,
Çankaya’dakinin değerlendirmesi diye yorumlanıyor.
RTE’nin, isteseydim Köşk’e ben çıkardım, ama ben
istemeseydim Dışişleri Bakanım Çankaya’ya çıka-
mazdı, demeye gelen dokundurmaları; kulislerde
Başbakanlık’la Cumhurbaşkanlığı arasında giderek de-
rinleşen anlaşmazlığın belirtileri diye irdeleniyor.
Çanak çatladı mı bir kere, onarma çabaları para et-
mez!
Hemen her alanda, ekonomiden siyasal alana ka-
dar giderek büyüyen sorunlara RTE (tabii AKP iktidarı)
çare arayacağı yerde; yerel seçimi yüzde 47’nin üze-
rinde (örneğin yüzde 55-60) oyla kazanma hırsına ya-
tırım yapıyor.
Kimi söylemleri ise kendini Kafdağı’nda görmeye
başladığına işaret. “Atatürk ve Kanuni Süleyman var-
ken beni Obama’ya, Bush’a benzetmeyin” ne demek?
Ben ancak Atatürk’le, Kanuni ile kıyaslanabilirim
demek değil mi?
Ama nedense Barack Obama, küresel mali kriz için,
Afganistan, iklim değişikliği, İran’ın nükleer silahlan-
ması gibi konularda dokuz ülkenin başbakanını arı-
yor. Lakin Türkiye ile (tabii kendini ve başarılarını bu
konuların göbeğinde gören RTE ile) görüşmüyor.
Seçilmiş Başkan, Irak’taki Talabani, Barzani’nin
adamı Dışişleri Bakanı Zebari ile ikili görüşmeler ya-
pıyor, ama nedense yakından ilgilendiği Irak konu-
sunda Türkiye ile görüşmeyi düşünmüyor. Bizimki
Washington yolcusu; Obama ile bire bir görüşme ta-
lebine olumlu yanıt alamıyor.
Bir AKP’li milletvekilinin evinde yalaka yazarlar, ken-
dine uygun düşen kimi profesör ve rektörlerle, kimi
işadamlarıyla bir araya geliyor.
Amacı kendine uygun gelenlerin görüşlerini almak
ve izlediği politikaları anlatarak destek gereksinimi-
ni peşinen sağlamak. Dünya değişiyor, her alanda ko-
şullar değişiyor.
Ama kafa bu kafa. Hâlâ aynı kafa!
SAYFA12 KASIM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 17
Edirne B 16
Kocaeli Y 18
Çanakkale Y 16
İzmir Y 18
Manisa Y 18
Aydın Y 19
Denizli Y 19
Zonguldak Y 15
Sinop B 18
Samsun PB 18
Trabzon PB 18
Giresun PB 18
Ankara B 16
Eskişehir Y 14
Konya B 15
Sıvas PB 14
Antalya Y 25
Adana B 26
Mersin B 26
Diyarbakır PB 19
Şanlıurfa PB 21
Mardin PB 17
Siirt PB 17
Hakkâri PB 9
Van PB 10
Kars PB 6
Oslo Y 4
Helsinki Y 8
Stockholm Y 8
Londra B 11
Amsterdam Y 11
Brüksel Y 9
Paris B 11
Bonn B 8
Münih B 11
Berlin PB 11
Budapeşte Y 11
Madrid PB 14
Viyana Y 10
Belgrad PB 17
Soyfa PB 12
Roma Y 19
Atina B 19
Zürih Y 9
Moskova B 8
Aşkabat B 9
Astana Y 3
Taşkent B 7
Bakû B 14
Bişkek B 5
Tiflis B 12
Kahire Y 25
Şam Y 17
Yurdun batı kesimleri ile
Akdeniz parçalı ve çok
bulutlu, Marmara’nın
güney ve doğusu, Ege,
Batı Akdeniz ve Eski-
şehir, Bolu, Hatay ve
Gaziantep çevreleri
yağmur ve sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler az bu-
lutlu geçecek. Hava sı-
caklığı güney ve batı
bölgelerde 1 ile 3 de-
rece azalacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yar-
gõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Vural
Savaş, Ergenekon davasõ kapsamõnda yapõlan
dinlemelerin yasadõşõ olduğuna işaret ederek
Adalet Bakanõ başta olmak üzere davadaki sav-
cõ ve hâkimleri himaye eden AKP’lilerin
Yüce Divan’da yargõlanacağõnõ bildirdi.
Eski başsavcõ Savaş, başta Adalet Bakanõ ol-
mak üzere, Ergenekon savcõlarõnõn anayasa-
yõ ihlal, gö-revi kötüye kullanma, devlet sõr-
rõnõ ifşa etmek ve iftira suçlarõnõ işledikleri-
ni savundu. Savaş, “Sadece Ergenekon so-
ruşturması dolayısıyla Adalet Bakanlığı hi-
mayesinde yapılanlar ileride dava konusunu
teşkil edecektir. Adalet Bakanı dahil tüm
görevliler için Yüce Divan’da dava açılın-
ca iştirak eden savcı ve hâkimler da bu su-
çun sanığı olacaktır” diye konuştu.
‘Başlı başına Yüce Divan dosyası’
Savaş, iddianamenin düzenleme biçimiyle
bile başlõ başõna Yüce Divan dosyasõ olduğuna
işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptõ: “Bir
kişinin dinlenmesi için hâkim kararı olacak,
dinlenecek olan ismen belirlenecek ve bel-
li bir süre dinlenecek. Ama tüm Türkiye’yi
dinlemek için yetki alıyorlar. Adalet Ba-
kanlığı emniyetin dinlemesini istediği için,
jandarma için alınan yetkinin kaldırılma-
sı için başvuruyor ama emniyet için aynı yo-
la gitmiyor. Yargıtay hiçbir kurumun tüm
yurttaşları suçlu gibi dinleyemeyeceğine ka-
rar verdi. Ama yasadışı dinleme sürüyor.
Ergenekon’daki tüm konuşmalar yasaya
aykırı şekilde elde edilmiş. Dinlemeyi yap-
tıranlar, himaye edenler hepsi yasa ve
anayasayı ihlal etmişlerdir. Bu yasadışılı-
ğı yapan savcı ve hâkimler için soruşturma
izni vermeyerek cezalandırılmalarını en-
gelleyenler, kanunsuz eylemler için cesaret
veren herkes Yüce Divan sanığı olarak he-
sap verecektir. Ceza Muhakemesi Kanunu
gereğince özel hayatın gizliliğini ihlal eden
bulguların ayıklanması lazım. Suçla ilgisi
olmayanların imha edilmesi gerekiyor.”
Yargõtay Onursal Başsavcõsõ Vural Savaş, adalet bakanõ ile savcõlarõn suç işlediğini savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dev-
rim tarihçileri, Milli Savunma Bakanõ Vecdi
Gönül’ün “Milli devlet yaratmak için Rum
ve Ermenilere yönelik mübadeleye gidildi”
açõklamasõna tepki gösterdi.
Nüfus değişiminin 1827’den sonra Rumla-
rõn Anadolu’da başlayan faaliyetleriyle birlikte
düşünülmesi gerektiğini, 1800’lerin sonunda
Balkanlar’õn Türkler açõsõndan boşalmaya
başladõğõnõ anõmsatan Prof. Dr. Şerafettin Tu-
ran, “Kurtuluş Savaşı öncesinde, mütare-
ke döneminde Yunanlılar Pontus yaratmak
amacıyla Doğu Karadeniz’e, Batum’a ka-
dar nüfus gönderiyor. Mübadele asıl bun-
ları kapsıyor” diye konuştu. Atatürk’ün bir
ulus devlet yaratmak istediğini, bunu da õrk ve
din ayrõmõna göre yapmadõğõnõ anlatan Turan,
şu değerlendirmeyi yaptõ: “Yunanistan lehi-
ne çalışan gruplar var, Patrikhane var. Bir
savaş sonucunda bunların geri gönderilmesi
kadar doğal bir sonuç olamaz. Kaldı ki iki
taraf da gönüllü yapmıştır.”
‘Bugün Kerkük’te yapılanla aynı’
Prof. Dr. Ünsal Yavuz da, Atatürk’ün ulus
yaklaşõmõnõn açõk olduğunu belirterek “Er-
meniler, Rumlar burada oturmaya kalk-
saydı bu devleti kuramayız demek sığ, bil-
gi tabanından yoksun bir yaklaşım” dedi.
Türkiye’deki bazõ azõnlõklarõn bulunduklarõ
yerlerde çoğunluk gibi gösterilerek muhtari-
yet verilmek istendiğini kaydeden Yavuz,
“Mondoros’tan sonra gelenler, Ege’ye
Doğu Karadeniz’e göçenler vardı. Amaç-
ları çoğunluk olup muhtariyet kazanmak-
tı. Bugün Kerkük’te ne yapıldıysa o gün de
aynısı yapılıyordu. Mübadele bunun dü-
zeltilmesidir. Gelenlerin geri gönderilme-
sidir. Askerliğini yapan, vergisini veren Er-
meni, Rum, Yahudi kardeşlerimiz var. Bu
yaklaşım onları rahatsız eder” dedi.
Gönül: Geçmişe dayalı ifadeler
Bakan Gönül ise mübadelenin tek taraflõ ya-
põlmadõğõnõ karşõlõklõ anlaşmalarla gerçek-
leştirildiğini belirterek, “Bu ifadelerim ta-
mamıyla geçmişe dayalı, Atatürk’ün teşhiste
ve tedavide nasıl bir yol tuttuğunun iza-
hından ibarettir. Ulus devlet olmanın ni-
metlerinden Türkiye bugün nasıl istifade et-
miştir, onu izah etmekten ibaretti” dedi.
KAYBIMIZ
Yakın çalışma arkadaşım,
çok sevgili kardeşim
ERTUĞRUL
YÜCEL’i
kaybetmenin derin üzüntüsü içinde
Perihan’a, Kıvılcım’a, Özüm’e,
tüm ailesine, hemşerilerine,
arkadaşlarına ve tüm SHP’lilere
başsağlığı dilerim.
Murat KARAYALÇIN
SHP Genel Başkanı
Ağar mahkemeye gelmedi
Mehmet Ağar’õn Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili davada görevsizlik
kararõ veren mahkeme heyeti, dosyayõ terör suçlarõna bakan mahkemeye gönderdi
İstanbul Haber Servisi - Kurtuluş Sava-
şõ’na katõlan, İstiklal Madalyasõ sahibi hayat-
taki son gazi Mustafa Şekip Birgöl 105 ya-
şõnda İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede
hayatõnõ kaybetti. Birgöl, 14 Kasõm Cuma
günü Selimiye Camisi’nde öğle vakti düzen-
lenecek cenaze töreninin ardõndan, Karaca-
ahmet Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek. 1903
yõlõnda doğan Birgöl, asteğmen rütbesi ile
Afyon Cephesi’nde Kurtuluş Savaşõ’na katõl-
dõ. Büyük Taarruz’da da bulunan Mustafa
Birgöl, düşmanõn İzmir’de denize dökülme-
sinin ardõndan Samsun’daki kõtasõna döndü.
Birgöl, Sarõkamõş, Bayburt ve Muğla’da gö-
rev yaparken Kurtuluş Savaşõ’ndan sonra çõ-
kan bazõ ayaklanmalarõn bastõrõlmasõnda fii-
len görev yaptõ. Mustafa Şekip Birgöl, 13
Eylül 1952’de albaylõktan emekli oldu.
Son gazi Birgöl’ü
İstanbul’da yitirdik
HATİCE TUNCER / HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnõn 12. oturumunda sa-
nõklarõn sorgulanmalarõna başlandõ. İddiana-
mede birinci sõrada yer alan tutuklu sanõk
Oktay Yıldırım, hakkõndaki suçlamalarõn
senaryodan ibaret olduğunu söyledi.
Davanõn dünkü oturumuna 45’i tutuklu
toplam 58 sanõk katõldõ. Sorgusuna başlanõ-
lan Oktay Yõldõrõm heyetin önündeki kürsü-
ye gelerek konuştu. Yõldõrõm, sanõk Mahmut
Öztürk ile 1994-1997 yõllarõ arasõnda Kilis
2. Hudut Taburu’nda birlikte görev yaptõkla-
rõnõ, aynõ lojmanda kaldõklarõnõ söyledi. Yõl-
dõrõm, “1998’de İstanbul’a izine geldiğim-
de, Öztürk ile birlikteyken, tesadüfen Mu-
zaffer Tekin ile tanıştım. Arkadaşlığımız
İstanbul’a atandıktan sonra da devam et-
ti” dedi. Ümraniye Çakmak Mahallesi’ndeki
el bombalarõnõn bulunduğu evin kendisine
ait olmadõğõnõ söyleyen Yõldõrõm, o evin sa-
hibi olduğu iddia edilen Mehmet Demir-
taş’õn 1994-1995 yõlõnda Kilis’te kendisinin
askeri olduğunu belirtti. Yõldõrõm, daha sonra
İstanbul’da tesadüfen karşõlaşmalarõ üzerine
görüşmeye başladõklarõnõ söyledi.
‘Bombaları avukatım hatırlattı’
Kendisine ait olduğu iddia edilen bomba-
larõ ne daha önce ne de gözaltõna alõndõğõnda
emniyette görmediğini belirten Yõldõrõm,
“Avukatım da görmedi, hatta bombaların
imha kararını veren mahkemenin dahi
görmediği, dosya muhteviyatından anlaşı-
lacaktır. Mahkeme beni iki dakikada tu-
tukladı. Avukatımın hatırlatması üzerine
bombalar soruldu” diye konuştu.
Gözaltõnda, Danõştay saldõrõsõ, Muzaffer
Tekin, Hurşit Tolon, Veli Küçük, Şener
Eruygur ve Cumhuriyet mitinglerinin sorul-
duğunu belirten Yõldõrõm, “Bana sorulan
sorular çok önemli. Bunlar ‘Bu emekli pa-
şalar neden çok konuşuyor?’, ‘Genelkurmay
neden seçilmişleri rahat bõrakmõyor?’, ‘As-
ker neden başörtüsüne karşõ?’ gibi sorular-
dı. Hatta bir tanesi bana gazeteden kesil-
miş olan yazarı ve gazetesi belli olmayan
‘Yeniçeri hortlar mõ’ başlıklı yazıyı oku-
mam için verdi” dedi.
Bombalar nerede imha edildi
El bombalarõnõn yapõsõnõ ve ne şekilde
patlayacağõnõ kâğõt üzerine çizdiği şema ile
anlatan Yõldõrõm, “El bombası hiçbir de-
poda patlamaz. Patlar diyen bir uzman
varsa uzmanlığından şüphe ederim” de-
di. Emniyette birbirlerine “memati, bozo,
polat, yüzbaşı” diye hitap eden birkaç po-
lisin dõşõnda imha kararõ veren hâkim dahi
kimsenin bu bombalarõ görmediğini belir-
ten Yõldõrõm, “Orada gerçekten el bom-
bası çıktı mı? İmha işleminin nerede ya-
pıldığı bile belli değil” diye konuştu.
Bombalara el konulmasõna ilişkin tutanak-
larõn düzmece ve sahte imzalarla hazõrlan-
dõğõnõ savunan Yõldõrõm, “Bu tutanaklar
18 aylık zulmün temel tuğlasıdır” dedi.
Yıldırım: El
bombaları
benim değil
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkentteki
çeşitli tüketici mahkemeleri, AKP’li Melih
Gökçek yönetimindeki Ankara Anakent Bele-
diyesi’ne bağlõ EGO Genel Müdürlüğü’nün,
başkentli yurttaşlardan doğalgaz abone bedeli
adõ altõnda aldõğõ, 150 dolarlõk sayaç bedeli ile
150 dolar abone bağlantõ bedelinin haksõz oldu-
ğuna karar verdi. Eryaman semtinde oturan
100 kadar yurttaş, bireysel olarak, belediyenin
encümen kararõ doğrultusunda doğalgaz abone
bedeli adõ altõnda aldõğõ, 150 dolarlõk sayaç be-
deli ile 150 dolar abone bağlantõ bedelinin, tü-
ketici haklarõnõ ihlal ettiği gerekçesiyle, çeşitli
tüketici mahkemelerine dava açmõşlardõ.
Abone ücreti
haksız bulundu
SANIKLARIN SORGUSU BAŞLADI
KURTULUŞ SAVAŞINA KATILDI
‘Ergenokon dinlemeleri yasadõşõ’
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ankara 3.
Ağõr Ceza Mahkemesi,
Mehmet Ağar’õn Susur-
luk davasõ kapsamõnda
yargõlandõğõ dava ile ilgi-
li görevsizlik kararõ vere-
rek dosyanõn terör ve or-
ganize suçlara bakmakla
görevli, kapatõlan
DGM’ler yerine kurulan
Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne gönderil-
mesini kararlaştõrdõ. Ağar,
aldõğõ 5 günlük rapor ne-
deniyle dünkü duruşmaya
katõlmadõ.
Ağar’õn, Emniyet Ge-
nel Müdürü olduğu dö-
nemle ilgili “suç işlemek
amacıyla silahlı teşekkül
oluşturmak” suçundan
yargõlanmasõna başlandõ.
Ankara 3. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nde Ağar’õn gelmediği duruş-
maya avukatlarõ Abdullah Ege-
li ve Abdulkadir Toluç katõldõ.
Çoğunluğunu Çağdaş Hukuk-
çular Derneği üyelerinin oluş-
turduğu bir grup avukat da du-
ruşmayõ izledi.
Sanõğa atõlõ suçun “cürüm iş-
lemek için silahlı teşekkül oluş-
turmak” olduğuna işaret eden
Cumhuriyet Savcõsõ Ömer Gür-
sel Özgencil, Türk Ceza Yasa-
sõ’na göre yargõlanacak Ağar’õn
dosyasõnõn, görevsizlik kararõ
verilerek, terör ve organize suç-
lara bakmakla görevli Ankara 11.
Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gön-
derilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, baş başa
yaptõğõ çok kõsa bir değerlendir-
menin ardõndan, dosyanõn gö-
revsizlik kararõ verilerek Anka-
ra 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
gönderilmesinin kararlaştõrõldõ-
ğõnõ açõkladõ.
Mehmet Ağar, 1993-1996 ara-
sõnda, “cürüm işlemek için si-
lahlı teşekkül meydana getir-
mek, gıyabi tutuklu sanık Ab-
dullah Çatlõ’nın saklı bulun-
duğu yeri bildiği halde yetki-
li mercilere haber vermemek
ve gizlenmesine yardım et-
mek, yasalara aykırı olarak
Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz’e
silah taşıma izin belgesi ver-
mek suretiyle görevi kötüye
kullanmak, yasalara aykırı
olarak Çatlı ve Öz’e hususi
damgalı (yeşil) pasaport ve-
rilmesini sağlamak suretiyle
görevi kötüye kullanmak” suç-
lamalarõyla yargõlanõyor.
Halk Cephesi İstanbul
Temsilciliği üyeleri, Susur-
luk davası kapsamında yar-
gılanmasına başlanan Meh-
met Ağar’ın tutuklanması,
istemiyle suç duyurusunda
bulundu. TAYAD Yönetim
Kurulu üyesi Gülser Sarı-
gül, her türlü kontrgerilla
operasyonu içerisinde yer
alan Ağar’ın faaliyetlerinin
Susurluk olayı ile gün yü-
züne çıktığını söyledi. Açık-
lamanın ardından avukat
Behiç Aşçı ve Halk Cephesi
İstanbul Temsilciliği üyele-
ri suç duyurusu dilekçesini
İstanbul Adliyesi’ne verdi.
AĞAR HAKKINDA
SUÇ DUYURUSU
‘Din ve õrk ayrõmõ yapõlmadõ’
Tarihçiler, Bakan Gönül’ün Rum ve Ermenilerle ilgili açıklamalarına tepki gösterdi
BAKANDAN İLGİNÇ ZAM SAVUNMASI DİNK CİNAYETİ SORUŞTURMASI
‘Yurttaşõ koruyoruz’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - MHP’nin Enerji ve Ta-
bi Kaynaklar Bakanõ Hilmi Gü-
ler hakkõnda verdiği gensoru
önergesinin gündeme alõnmasõ,
AKP oylarõyla reddedildi.
Gensoru üzerinde konuşan
MHP’li Oktay Vural, Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn daha önce
“hortumcuya gitmiyor, onun
için zam yapmıyoruz” dediği-
ni anõmsatarak “Bu mantığa,
doğalgaza yüzde 80 zam ya-
pıldığına göre, hortum yetme-
di, boru döşendi. Vatandaşın
cebinden kimin cebine aktarı-
yorsunuz” diye sordu. CHP
Adana Milletvekili Tacidar Sey-
han ise vatandaşõn, Rusya ile de-
ğiştirilen doğalgaz alõm formü-
lünün faturasõnõ ödediğini söy-
ledi. Doğalgaza yapõlan zam-
larla ilgili eleştirilerin haksõz ol-
duğunu ileri süren Güler, “Yok-
sa millet doğalgaz için birbirini
çiğner miydi” dedi. Güler,
TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu’nda da zamlarõ savunarak
“Aslında vatandaşı koruyo-
ruz. Zam yapmazsam, cebi-
nizden mi vereceksiniz, ben
mi cebimden vereceğim” dedi.
İki yeni isim daha
TRABZON (Cumhuriyet) -
Agos Gazetesi Genel Yayõn Yö-
netmeni Hrant Dink’in öldü-
rülmesinde ihmalleri olduğu id-
diasõyla iki jandarma görevlisi
hakkõnda daha soruşturma izni
verildi. Böylece Dink cinaye-
tinde hakkõnda dava açõlan ve so-
ruşturma izni verilen jandarma
sayõsõ 8’e yükseldi.
Dink’in avukatlarõ, cinayette
istihbarat yönünden ihmalleri
olduğu iddiasõyla, jandarma Ast-
subay O.Ş. ile jandarma Uz-
man Çavuş V.Ş. hakkõnda açõlan
ve Trabzon 2. Sulh Ceza Mah-
kemesi’nde görülen davada tanõk
olarak dinlenen jandarma Ast-
subay H.Y. ve Uzman Çavuş
H.Ö.Ü. hakkõnda soruşturma
açõlmasõ için Bölge İdare Mah-
kemesi’ne başvurdu. Mahkeme,
başvuruyu kabul ederek H.Y. ile
H.Ö.Ü. hakkõnda soruşturma
açõlmasõna karar verdi.
Dink ailesi avukatlarõndan Er-
gin Cinmen, Trabzon Cumhu-
riyet Başsavcõlõğõ’nõn bu kişiler
hakkõnda dava açmasõnõ ve Trab-
zon’daki dosyanõn İstanbul’da-
ki ana davayla birleştirilmesini
beklediklerini söyledi.