04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Okay ve Kılıçdaroğlu, AKP ile MHP’nin türban girişimlerine sert tepki gösterdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Amaç rejim değişikliği’ DTP için inceleme ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, DTP’nin önceki günkü Diyarbakır il kongresiyle ilgili inceleme başlattı. Kongrede Abdullah Öcalan ve terör örgütünü destekleyen sloganlar atılmıştı. Kongrede konuşan DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, Öcalan’dan “Sayın” diye söz ederken “konfederalizm” tezini önemsediğini belirtmişti. İncelemenin özellikle Ayna ile eski il başkanı Hilmi Aydoğdu’nun konuşmalarına odaklandığı bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AKP ile MHP’nin “aynı parti” olduğunu vurgularken “AKP, şu anda ülkeyi yönetmeye değil, rejimi değiştirmeye kilitlenmiştir. CHP’yi suçluyorlar. Çünkü CHP’nin muhalefet anlayışını, MHP düzeyine indirgemek istiyorlar” dedi. CHP grup başkanvekilleri Hakkı Süha Okay ve Kılıçdaroğlu, AKP ile MHP’nin türban girişimlerine sert tepki gösterdi. Okay, türban yasağını kaldıracak herhangi bir anayasa değişikliği önerisinin “şekil açısından anayasaya aykırı olacağını” vurguladı. Türban yasağının kaldırılmasını içeren bir değişiklik önerisinin “anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyecek 2. maddesinin arkasından dolanan, bu maddeyi bypass eden, etkisini ve gücünü ortadan kaldıracak bir düzenleme” olacağını kaydeden Okay, bu durumun anayasanın 175. maddesine de aykırı olacağını Hizbullah’tan El Kaide’ye... Yaklaşık iki aydır yazıyordum; Güneydoğu’da El Kaide, Hizbullah, İslami Hareket ve Müslüman Kardeşler adlı köktendinci terör örgütlerinin, Diyarbakır’dan Batman’a, Adana’dan Gaziantep’e dek örgütlendiklerini... Özellikle El Kaide ve Hizbullah’ın Güneydoğu’dan kentlere doğru kaydığını; Konya, Ankara ve İzmir gibi kentlerde de taban bulduğunu, özellikle varoşlarda yandaşlar edindiğini birçok kez köşeme taşıdım... 22 Temmuz seçimlerinde köktendinci örgüt militanlarının Irak’ın kuzeyinden destek aldığı, istihbarat birimlerinin raporlarında ortaya çıkmış, Güneydoğu’da “Kürtİslam Sentezi”ne dayalı yapılanmasında El Kaide’yle ilişki içinde olduğunu vurgulamıştım... Altı gün önce Gaziantep’te yapılan El Kaide operasyonunda Ahmet Çondul adlı bir polis şehit oldu, Bayram Deniz, Hüseyin Çiftçi, Mehmet Ağca, Mehmet Ali Koca ve Şaban Nergiz yaralandı... Şehit olan Ahmet Çondul’la yaralı dört polis, özel harekât timindeydi... Gaziantep gibi gelişmiş bir kentimizde El Kaide’nin nasıl örgütlenebildiği sorgulanmalıdır... Özel timle çatışabilecek düzeye gelen El Kaide militanları, istihbarat birimlerince daha önceden niçin etkisiz hale getirilmemiştir? İstihbarat birimleri 22 Temmuz seçimleri öncesi neden bir operasyon gerçekleştirmemiştir? Çatışma sırasında El Kaide militanlarının elinde otomatik silahlar var... Bir soru daha: “Bu silahlar Irak’ın kuzeyinden mi Türkiye’ye gelmiştir?” ??? El Kaide ve Hizbullah... 20 gün önce Konya merkezli Hizbullah operasyonu yapılmış, Diyarbakır, Batman, Gaziantep, Şanlıurfa, İstanbul ve İzmir’de 130 köktendinci gözaltına alınmıştı... Yoğunluk Konya, Diyarbakır ve Batman’daydı... Buradan Davos’a geçmek istiyorum... Gaziantep nire.. Davos nire!.. Dünya Ekonomik Forumu için yapılan bir kamuoyu araştırması açıklandı Davos’taki toplantının ilk gününde... Araştırma sonuçlarına göre Türkler arasında El Kaide’yi destekleyenlerin oranı yüzde 13... Sizce bu oran neyi ifade ediyor? Acaba Abdullah Bey, Tayyip Bey Türklerin yüzde 13’ünün El Kaide’yi destekleme nedenini nasıl değerlendiriyor? Sabah akşam “sıkmabaş”ı ısıtıp ısıtıp gündeme getiren, Türkiye’nin ekonomik sorununu “sadaka” dağıtarak çözmeye çalışan, eğitimi tarikat şeyhlerine teslim eden bir düşünce Türkiye’yi çağın neresine götürecek? Gaziantep’te çok önemli bir operasyon yapılıyor, Türklerin yüzde 13’ü de operasyonda bir polisi şehit eden, dördünü de yaralayan El Kaide’ye destek veriyor... İşte Türkiye’nin AKP iktidarı sayesinde ortaya koyduğu fotoğraf ne yazık ki böyle... Bir siyasal parti “din damarından” besleniyorsa, kendisini “milliyetçi” olarak tanımlayan MHP, “Bana da buradan oy düşer” hesabı yapıp Tayyip Bey’in trenine binerse, Türkiye’nin karşısına PKK’den daha büyük El Kaide belası çıkacaktır... El Kaide’nin İstanbul’daki iki bombalı eyleminde onlarca yurttaşımız öldü... Unutkan toplumuz biz, unutup gittik... Şimdi “Ne zaman oldu İstanbul katliamı” desem kaç kişi anımsar? Türkiye bir dönemeçte, bir kenara not edin... ??? Türkiye köktendinci bir yapılanmaya doğru kayıyor... Tarikat evlerinde yetişenlerin pek çoğu bu yapılanmanın içinde... Bu arada “Büyük Gözaltı” yapılıyor, El Kaide, Hizbullah militanları yakalanıyor... Güneydoğu’daki “Kürtİslam Sentezi”ni temel alan köktendinci yapılanma, 22 Temmuz seçimlerinde AKP’nin işine yaramış olabilir, 2009 yerel seçimlerinde DTP’nin bazı kalelerini de düşürebilir... Peki ondan sonra ne olacak? Pakistan’a bakın, görürsünüz!.. ??? TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun Ali Kırca’nın programında türbanlı kadın yargıçlara da sıra geleceğini söylediğini yazmıştım. Prof. Kuzu, Show TV’deki tartışmada böyle bir açıklama yapmadığını söyledi. Düzeltir, özür dilerim. H.Ç. SHP’Lİ CİLASUN: TÜRBAN ŞERİAT SİMGESİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Kadın Meclisleri Genel Başkanı Dr. Eser Cilasun, türbanın Türkiye’yi bir “İslam devleti” yapmak isteyenlerin simgesi olduğunu belirtti. Cilasun, “Nasıl gamalı haç bir faşist rejim sembolü ise türban da İslami devlet yönetimi, şeriat hukuku simgesidir. Özel yaşam alanının dışında türsöyledi. Okay, “Oldu ki işleme konuldu ve kabul edildi. O zaman, teklif usulüne uygun olmadığı için anayasanın 148. maddesine göre Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkımız doğar. Anayasa Mahkemesi de bunu iptal eder. AKP ve MHP, kaçak yapı yapıyor. İmarlı binaya kaçak oda yapmak istiyorlar” dedi. Kılıçdaroğlu da, AKP ile MHP’nin, ekonomi ve siyaset anlayışlarında ciddi farklılıklar bulunmadığını vurgularken “İkisi de aynı parti. CHP’nin karşı çıkamayacağı bir teklif subanla yaşamak bir siyasal tavır sergilemektir” dedi. Hükümeti eleştiren Cilasun, “Bunlar her yerde dini simgelerin kullanılmasını serbest bırakacaklar. ‘Bari Başbakan’ın dediği gibi yalnızca yükseköğretimde serbest olsun’ dedirtecekler. Oysa yükseköğretim kurumları hizmet alınan değil, öğrenim görülen alanlardır” dedi. lik’in CHP lideri Deniz Baykal’a “görevi bırakma” çağrısında bulunmasına da sert tepki gösterdi. “Önce kendi çevresine baksın” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çevrede naylon faturacıları, yolsuzluk yapanları, acımasızca kadrolaşanları; yakınlarına, akrabalarına, çocuklarına çıkar sağlayanları görecektir. Çelik, ahlaki değerlere bağlıysa önce bu çevredekilerin siyaset sahnesinden çekilmesini istemesi gerekir. Bunu yapmaya cesaret edemeyen birinin, Deniz Bey’in nulacağı söyleniyor. Cehenneme giden yolların, iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu çok iyi biliyoruz. O kandırmacayı başkalarına yapsınlar, hiç kılıf aramasınlar. Bir siyasal parti çıkıp yüreklilikle, ‘Ben, türbanı yaşamın bütün alanlarına getireceğim’ demekten niye korkuyor? Bunu kapalı kapılar ardında söylüyor ama.. açık yüreklilikle dile getiremiyor. Çünkü takıyye kültürünün getirdiği bir gelenek bu” görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çe adını ağzına almaya ne hakkı vardır ne yetkisi... Kimdir Faruk Çelik? Çelik, baklayı ağzından çıkarmış; ‘Demokratik değerlere bağlıysanız, hayatınızda dinden eser olmayabilir’ demiş. Acaba Çelik, bu ifadenin ne anlama geldiğini biliyor mu? Bu ‘Ben demokratik değerlere bağlı olmadığım için benim hayatımda dinden eser vardır’ anlamına geliyor. Bizim inançlarımızı Faruk Çelik’in sorgulamaya yetkisi yoktur. ‘Benim yetkim var’ diyorsa, Çelik’in Müslümanlık ile ilgisi yoktur. ‘Millet bize iktidar sorumluluğu verdi’ diyor. Vatandaşlar AKP’ye rejimi değiştirmek için değil, ülkeyi yönetmek için oy verdi. Bu konuda kararlı adımlar atılıyor. CHP’yi suçluyorlar. Çünkü, CHP’nin muhalefet anlayışını, MHP düzeyine indirgemek istiyorlar. MHP çok güzel muhalefet ediyor.. çünkü işbirliği yapıyor. CHP karşı çıktığı için bundan rahatsızlık duyuyorlar.” Sosyal Haklar Sempozyumu ? İstanbul Haber Servisi Türk EğitimSen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen “Sosyal Hakları Yeniden Düşünmek” adlı sempozyuma sunduğu bildiride, sosyal hakların anayasanın “Sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler” bölümünde yer aldığını anımsatarak “Bu hakların bir bölümü eğitim ve öğrenim hakkı, çalışma ve sözleşme hürriyeti, sendika kurma hakkı, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkıdır” dedi. Bostan, Türkiye’nin, Gelişmişlik Endeksi’nde 177 ülke arasında Kolombiya, Ukrayna, Tayland, Çin, Ermenistan, İsrail, Yunanistan, Arjantin, Şili, Slovakya, Litvanya, Estonya, Romanya, Makedonya ve Brezilya’nın gerisinde olup, 84. sırada yer aldığını kaydetti. Emine Ayna. A KP’DEN GÖSTERMELİK ADIM Türbancı vekile inceleme ? AKP Grup Yönetim Kurulu, “Türbanda hedefimiz kamu” diyen Konya Milletvekili Hüsnü Tuna hakkında inceleme başlattı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, türban konusunda “Hedefimiz kamu hizmeti veren personelde de böyle bir yasağın olmamasıdır” diyen Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ile “Türbanlı belediye başkanı da olmalı” diyen Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaban hakkında inceleme başlattı. Milletvekili ve belediye başkanlarının türbanla ilgili açıklamaları nedeniyle sıkıntıya giren AKP, hızla disiplin sürecini başlatarak “Bu açıklamalar kişisel, partinin görüşü değil” mesajı vermeye çalışıyor. AKP Grup Yönetim Kurulu, dün toplanarak “İnşallah hedefimiz kamu hizmetlerinde de, yani kamu hizmeti veren personellerde de böyle bir yasağın olmamasıdır” diyen Tuna hakkında inceleme başlatılmasına karar verdi. Ellerinde Türk bayraklarıyla başkentte bildiri dağıtan sivil toplum örgütü temsilcileri, yurttaşları bugünkü TBMM eylemi ve 2 Şubat’taki Anıtkabir ziyaretine davet etti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Sivil toplum örgütleri ayakta ANKARA/MERSİN (Cumhuriyet) AKP ile MHP’nin “türban serbestliği ittifakı”na ve yapılmak istenen anayasa değişikliğine, toplumun tepkisi giderek yükseliyor. Akademik çevreler başta olmak üzere, özellikle rektörler türban serbestisinin neden olabileceği sıkıntılar konusunda uyarılarda bulunuyor. Sivil toplum örgütleri de seslerini duyurmak için farklı protestolar gerçekleştiriyor. Bunun için ilk olarak geçen hafta, TBMM Başkanı Köksal Toptan ile AKP, CHP, DSP ve MHP’ye telgraflar gönderilerek, rejimin ve laikliğin tehlikeye atılmaması istendi. Sivil toplum kuruluşları, bugün saat 11.00’de ise TBMM Dikmen Kapısı önünde buluşacak. Hazırlanan ortak dilekçe, farklı farklı kişilerce birden fazla kez TBMM Başkanlığı’na sunulacak ve “telgraf zinciri”nin ardından bu kez “dilekçe zinciri” oluşturulacak. Protesto, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Hacıbektaş ve Yükseköğretim Kurum ‘Baykal’ın yanındayız’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Yozgat İl Başkanı Ali Keven, CHP İstanbul Milletvekili Ali Topuz’un “muhaliflerin Yozgat’ta da etkili olduğu” değerlendirmesine tepki gösterdi. Keven, “Birileri Ankara’da oturup kendisine bizim sırtımızdan siyasi rant sağlamak istiyorsa yanılıyor. Ülkemizin geçtiği bu sıkıntılı süreçte partimizin yapacağı büyük kurultayda Yozgat örgütü ve delegasyonu olarak genel başkanımızın ve genel sekreterimizin yanında olacağız” dedi. ÇYDD: DÜZENLEME YASAYA AYKIRI OLUR Haber Merkezi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Merkezi ve tüm şubeleri adına yapılan ortak açıklamada, “Türk halkı, bir grup egemen erkeğin, kadınların başörtüleri üzerinden yandaş yarışlarını ve Cumhuriyet kazanımlarını kaybetme tehlikesini görmeyen sözde demokratları hayret ve ibretle seyretmektedir” denildi. Türban serbestliğinin yasalara aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, “Siyasetçilerimizin görevi, okumayazma bilmeyen 6 milyon kadın, her yıl okula gönderilmeyen 2 milyon kız çocuğu varken, yasaları çiğneyerek üniversitelere girmek isteyen kızlarımıza, yasalara uymalarını önermek olmalıdır” görüşlerine yer verildi. larına Yardım Derneği, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği, Cumhuriyet Okurları, Yerel Yönetim Araştırma ve Eğitim Derneği gibi farklı kesimlerden birçok sivil toplum örgütü tarafından gerçekleştirilecek. Bir diğer protesto gösterisi ise Ulu Önder Atatürk’ün manevi huzuruna çıkarak gösterilecek. Protestolara destek veren bazı yurttaşlar, dün öğle saatlerinde başkentte bildiri dağıttı. Bugünkü TBMM eylemi ve 2 Şubat’taki Anıtkabir ziyareti için yurttaşları bilgilendirici ve katılmaya davet edici el ilanları dağıtan yurttaşlar, Türk bayrakları taşıdı. Mersin’de de, sivil toplum örgütleri MHP’yi protesto ettiler. Ortak açıklamayı okuyan Zeynep Ses, “MHP’nin bu karşıdevrim girişiminin yanında yer alması kadınlarımızca bağışlanamaz bir durumdur ve suç ortaklığıdır” dedi. Canikli: Kamuda yasak olacak AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, konuyla ilgili olarak belge ve bilgilerin inceleneceğini, Tuna’nın da bilgisinin alınacağını söyledi. Canikli, “Konu son derece hassas. Herkes dikkatli konuşmak zorunda” diye konuştu. Canikli, gazetecilerin soruları üzerine kamuda türban yasağının kaldırılmasının kesinlikle gündeme gelmeyeceğini savundu. Canikli, bir gazetecinin “Meclis halkla ilişkiler binasında bile türbanlı çalışan var” şeklindeki hatırlatması üzerine, “Böyle bir şey varsa Meclis Başkanlığı’nın gerekeni yapması gerekir” dedi. Canikli gazetecilerin kamudaki yasağın nasıl uygulanacağını sorması üzerine, “Genel düzenlemenin yüzde 2’sinde sorun çıkar, onu da yargı çözer” diye konuştu. AKP Yerel Yönetimler Başkanlığı da “Türbanlı bir kadın belediye başkanı veya daire başkanı olabilmeli” diyen Balaban hakkında inceleme başlattı. Buldan için iddianame ? İstanbul Haber Servisi İstanbul ve Tekirdağ’da eşzamanlı yapılan operasyonda ele geçirilen 90 kilogram eroine ilişkin DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın kayınbiraderi Nihat Buldan’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında 12 ile 39 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık, soruşturmayı tamamlayarak şüpheliler hakkında hazırladığı iddianameyi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. İddianamede, Nihat Buldan’ın “suç işlemek için örgüt kurmak’’ ve “uyuşturucu ticareti yapmak’’ suçlarından 13 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 26 ilde yapılan araştırmaya göre, devlet yönetiminde dinin etkisinin artacağını düşünenlerin oranı yüzde 56 Dini baskı endişesi büyüyor Ekonomi Servisi Ipsos KMG’nin Türkiye’nin genel resmini çektiği “Türkiye 2008, Beklentiler, Tercihler, Beğeniler” araştırmasına göre, toplum hayatında dinin etkisinin artacağı kanısında olanların oranı yüzde 65, devlet yönetiminde dinin etkisinin artacağını düşünenlerin oranı da yüzde 56. Türkiye’yi temsilen 26 il ve bu illere bağlı yarı kent ve kırsal bölgelerde 1102 kişiyle yapılan araştırma, değişik alanlarda halkın görüşlerini ortaya koymayı hedefledi. Ipsos KMG’nin araştırma sonuçlarını içeren yazılı açıklamasında ? Türk halkı 2008’e, 2007’ye göre biraz daha endişeli olarak giriyor. Ipsos KMG’nin araştırmasına göre, toplum hayatında dinin etkisinin artacağı kanısında olanların oranı yüzde 65, devlet yönetiminde dinin etkisinin artacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 56. Türban konusunda ise toplum tam anlamıyla ikiye bölünmüş durumda. “2008’in genel ‘ruh halinin’ anlaşılmasına yardımcı olacak bu araştırma, 2007’ye göre bu yıl biraz daha ‘endişeli’ olduğumuzu gösteriyor. Dinin toplum hayatında etkili olacağını düşünüyoruz. Terörle mücadelenin başarılı olacağını umuyoruz ancak işsizlik, kişisel ekonomik beklentiler, Güneydoğu sorunu, türbanbaşörtüsü konusunda daha az iyimseriz” ifadesi yer aldı. Araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyle: Toplumun yüzde 69’u “terörle mücadelenin başarıya ulaşacağı”nı düşünüyor. Toplum hayatında dinin etkisinin artacağı kanısında olanların oranı yüzde 65, devlet yönetiminde dinin etkisinin artacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 56. Türbanbaşörtüsü konularında ise toplum tam anlamıyla ikiye bölünmüş durumda. Katılımcıların yüzde 52’si türbanbaşörtüsü konusunda bir çözüme gidileceğine inanırken, yüzde 44’ü bu görüşe katılmıyor. Farklı motivasyonlarla da olsa dinin toplum ve devlet hayatında etkisinin artacağı şeklinde bir tahmin dikkat çekiyor. 2008 yılından beklentiler, kendi içinde olumlu özellikler taşımaya devam ederken, bir önceki yıla göre hafif de olsa bir geriye gidiş endişesi var. Çoğunluk bir önceki yılla aynı oranda (yüzde 58) Türkiye’nin genel durumunun iyiye gideceğini düşünüyor. Ancak, kendi kişisel durumlarının ve gelirlerinin daha iyi olacağını düşünenlerin oranında yüzde 10’luk bir azalma var. 2007 yılı değerlendirmesinde canlı bir yıl ve yüksek tüketim potansiyeli öne çıkıyordu. 2008’de ise canlılık sürmekle birlikte sağlık sigortası hariç tüm incelenen ürün ve hizmetler için tüketim eğiliminin düştüğü görülüyor. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle