05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr MemurSen’in 10 bin memurla yaptığı ankete göre çalışanların yüzde 78’i kazancından memnun değil 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Memurun dünyası kararmış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MemurSen tarafından gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre, kadın memurların yüzde 82.4’ünün, erkek memurların ise yüzde 83.93’ünün refah düzeylerinin ortalamanın altında olduğu belirtildi. MemurSen, memurların çeşitli konulardaki değerlendirmelerini ve içinde bulundukları durumu belirlemek amacıyla kapsamlı bir anket çalışması yaptı. Yaklaşık 10 bin memurla yapılan ankete sonuçlarına göre, kadın memurların DinciIrkçıAyrımcı Türk İslamKürt İslamsiyasal İslamcı.. Bir diğerinden güç alarak, en azından zamanlamanın uygun düştüğü varsayılarak fırsat bu fırsat, sınır tanımayan, daha doğrusu bugüne kadar siyaseten, stratejik olarak gizlenen hedefleri açığa çıkaran açıklamalarda, AKPMHPDTP kadroları bu hafta sonu öncülük kapmak istercesine birbirleriyle yarıştılar.. Resmi gündem çok masum: Türbanlı öğrencinin üniversiteye alınması, sözde kamu hizmetinden yararlanacak öğrencinin hakkını vermeye yönelik çözüm aranıyor. Tartışmalar, formül arayışı başlığı altında yapılıyor. AKPMHP’nin anayasa değişiklik pazarlığı da bu çerçevede pazarlanıyor.. Tartışmaların içeriğinden görülüyor ki, türbanlı kızın üniversiteye alınabilmesi adına yapılmaya çalışan anayasa değişiklik metinlerinin Nazi giysileri, çarşaf, burka ile de öğrencilerin üniversiteye girmelerinin yolunu açma riskleri bir yana, siyasal simgenin anayasal güvenceye alınması eyleminin kendi, anayasanın laiklik ilkesinin çiğnenmesi sonucunu getiriyor. Tıpkı anayasal düzenlemelerin sadece kamu hizmetlerinden yararlananlar için getirildiği savının kuyruklu yalan olması gerçeği gibi. Laikliği ortadan kaldıracak düzenlemeler gelmeden, üniversitelerde, kamuda, AKP iktidarları icraatları ile türban yasağı adım adım delinmekte. AKP’nin belediyelerinde türbanlıların çalışmaları genel uygulama. Türbanlı eşler yolu ile türbanın kamu alanına girmesini de eşyanın tabiatına uygun bir durum olarak algılar haldeyiz. Şimdilerde AKP’ye, siyasal İslama yaranma yarışındaki kamu görevlilerinin hoşgörüleriyle ortaöğretim kurumları, üniversitelere, devlet hastanelerine, resmi dairelere sokulan türban, ancak haber konusu oluyor. Türbanın siyasal simge olarak mahalle, aile baskısı ile çocuklara bağlanmasından sonra, hele de üniversite eğitim hakkı da tanınmış olarak kamu alanlarına sokulmamasının söz konusu bile olamayacağı gerçeği şimdiden belgelenmiş oluyor. ??? Kaldı ki AKP’nin anayasa değişiklik metninin hazırlayıcısı hukukçular dahil, uzman bilim insanları, iki partinin uzlaşma aşamasında oldukları anayasal değişikliklerin bu anlamda çok büyük tehdit oluşturacağının, türbanı kamu alanına tümü ile sokmanın ötesinde ülkeyi laikliğe aykırı kamplara böleceğinin altını çiziyorlar. Kimileri daha açık olarak İslami devlet düzenine doğru yol alışın son uyarılarını yapmaya çalışıyor.. Şu sıralarda PKK operasyonunun kendileri açısından travmasını da yaşayan DTP’lilerin bu ortamdan yararlanma girişimlerinin olmaması sürpriz olurdu; DTP’nin hafta sonu toplantısı, özgürlükler adına ayrımcılıkların pazarlandığı tezlerin kamuoyuna bir kez daha ve net olarak ilan edilmesine araç oldu. Tıpkı AKPMHP kadrolarının kafa karıştıran farklı kavram ve dozlarda hedef sonuçları, anayasal düzene, rejime, en çok laiklik ilkesine aykırı, özgürlükler adına ayrımcılık getiren, çatışmacı, siyasal İslami devletin önünü açan çerçeveleri savundukları gibi. Siyasal Kürtçülük hareketleri bu fırsatı niye kaçıracak ki? Elbette türbanın insan hakkı olarak sadece üniversitelere girmesini değil, kamu alanlarında, çocuklarda tüm kurumlarda özgürce kullanılmasını savunduktan, kendilerince karşı cepheye çiçek attıktan sonra, aynı hak standartları içinde olduğu savı ile kendi tezleri üzerinden bayraklarını açıyorlar. Ne ilginç rastlantı değil mi Apo’dan söz ederken “sayın” sözcüğünü de ilk Başbakan Erdoğan kullanmış, sonra dil sürçmesi olarak, türbanın siyasi simge olduğu konusundaki gibi maksadı aşma savunması yapmıştı. Tabii yersek, yerseniz. Bilinçlibilinçsiz, iyi niyetlihain.. ittifaklar iç içe, kavram karmaşasında akılları başlardan alıyor. [email protected] ? Kadın memurların refah durumlarının biraz daha iyi olmasına karşın ortalama her yüz memurdan 82’sinin refah düzeyleri ortalamanın altında. yüzde 82.4’ü, erkek memurların da yüzde 83.93’ünün refah düzeyleri ortalamanın altında. Kadın memurların refah düzeylerinin erkek memurlara göre daha iyi olmasına karşın cinsiyeti ne olursa olsun ankete katılan memurların refah düzeyleri düşük. Anketten çıkan sonuçlar özelte şöyle: İlkokul mezunu yüzde 86.08’inin, lise mezunu yüzde 86.59’unun, üniversite mezunu yüzde 82.81’inin ve yüksek lisans mezunu memurların yüzde 73.19’unun genel olarak refah düzeyleri ortalamanın altında. Sanayi ve madencilik hizmet kolundaki memurların yüzde 29.9’unun, bayındırlık, inşaat ve köy hizmetleri kolunda çalışan memurların yüzde 19.18’inin refah düzeylerinin ortalamanın üstünde. Memurların yüzde 63.21’i sağlığından, yüzde 58.35’i işinden, yüzde 55.05’i oturduğu mahalleden, yüzde 52’si evinden, yüzde 49’u eğitiminden, yüzde 46’sı yöneticisinden, yüzde 31’i Türkiye’nin yönetiminden, yüzde 28’i hane halkı gelirinden ve yalnız yüzde 27’si işindeki kazancından memnun... YOKSULLUK SINIRI 2 . 2 6 1 Y T L’ Y E Ç I K T I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş, ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını açıkladı. Buna göre, Aralık 2007’de 688 YTL 5 YKr olan 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı, ocakta 694 YTL 1 YKr’ye yükseldi. Ailelerin, gıda harcamalarının yanı sıra kira, ulaşım, giyim, eğitim, kültür gibi temel ihtiyaçları için harcaması gereken asgari tutarı gösteren yoksulluk sınırı da 2 bin 260 YTL 63 YKr’ye çıktı. Buna göre çalışanlar, yılın ilk ayında zorunlu giderler için 248 YTL fazladan harcama yaptı. GÜNÜN İÇİNDEN Erdal Bahçıvan: Hayvan başına teşvik verimsizliği destekler, sektöre zarar verir Ülker’e ‘Altın Madalya’ Ülker, Alman Tarım Birliği (DLG) tarafından, Aralık 2007’de düzenlenen “Pastacılık Ürünleri ve Tatlılar Üstün Kalite Yarışması”nda susamlı çubuk ürünüyle altın madalya kazandı. SETBİR’den bakanlığa uyarı Ekonomi Servisi Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan, hayvancılık teşviklerinde yöntem değişikliği çalışmaları konusunda bakanlığı uyardı ve “Hayvan başına teşvik, sadece verimsizliği destekler” dedi. Bahçıvan yaptığı yazılı açıklamada, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın hayvancılık teşviklerini AB’ye uyum için değiştirme ve tek ödeme sistemine geçerek sadece hayvan başına üreticiye doğrudan ödeme yapılmasına ve teşviklerin 200 baş hayvanla sınırlandırılmasına dönük çalışmalarının sektöre zarar vereceğine dikkat çekti. Bahçıvan, “Bu yaklaşım popülizm uğruna verimsizliği teşvik etmek olacaktır. Bunun adı teşvik değil, sosyal yardım olur. Bu gerçekleşirse, çiftçimiz fakirliğe mahkum edilir” dedi. 3 yılda hayvancılık sektörüne yem bitkisi ekiminden buzağı primine, süt priminden soğutma tankı alımına kadar birçok kalemde teşvikler verildiğini hatırlatan Bahçıvan, “söz konusu teşviklerin 2010’a kadar sürdürüleceğinin kararlaştırıldığını” anımsattı. PİYASALARDAKİ YARA DERİNLEŞİYOR Ekonomi Servisi Dünya piyasaları ABD’deki resesyon (durgunluk) gerginliğini üstünden atamadı. Beyaz Saray’ın ekonomik önlem paketini açıklamasının üzerinden geçen 10 günde bir çıkıp bir inen borsalar dün de satışlara yenik düştü. Tokyo Borsası yüzde 4, HongKong Borsası yüzde 5, Şanghay Borsası yüzde 7’nin üzerinde düşerken Avrupa borsalarında kayıplar yüzde 2’nin üzerine çıktı. ABD borsaları da güne düşüşle başladı. Dış piyasalardaki olumsuz hava, haftanın ilk gününde Türkiye’de de satışları arttırdı. İMKB’de Ulusal 100 Endeksi 1790 puan düşüşle 43 bin 707 puana geriledi. Hisse senetleri ortalama yüzde 3.9 değer kaybetti. Piyasaların gözü ABD Merkez Bankası’nın (FED) yarın yapacağı faiz toplantısına çevrilirken, ABD’de geçen yıl yeni konut satışlarının yüzde 26 düşerek, 774 bine gerilediği açıklandı. Vestel’in notu düştü Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Vestel’in notunu bir kademe azaltarak b2’ye düşürdüğünü ve görünümün “negatif” olmaya devam ettiğini açıkladı. Akmerkez yenileniyor Akmerkez’in renovasyonu (yenileme) kapsamında gerçekleştirilecek projenin, martta başlaması ve 25 milyon dolarlık bir bütçeyi kapsaması öngörülüyor. Akmerkez Yönetim Kurulu üyesi Raif Dinçkök, toplumsal değişim ve gelişimin gereği olarak alışveriş merkezlerinin, 1015 yıllık süreçlerde yenilendiğini söyledi. KOSGEB, yüksek katma değerli üretim yapısına geçiş amacıyla yatırım desteği sağlayacak Otogaz tüketimi artıyor Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) sektör raporuna göre, 2007 yılı sonunda LPG otogaz bayilik lisansı sayısı 6.586. 2007’de toplam 1.286 adet lisans verildi. Süresi dolan geçici lisanslar ise iptal edildi. 2 bin işletmeye yatırım kredisi ? Kredi Garanti Fonu AŞ’nin sermayesinin yükseltilerek sağladığı teminat miktarı ve teminat sağlanan işletme sayısını arttırması hedefleniyor. Bu çerçevede illerde şube açılacak ve KOBİ’lere yerinde hizmet verilecek. Ekonomi Servisi Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın verdiği bilgiye göre KOSGEB, sanayi ve hizmetlerde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin sağlanması, KOBİ’lerin rekabet güçleri ve yarattıkları katma değerin arttırılması amacıyla toplam 2 bin işletmeye uygun koşullu yatırım kredisi desteği verecek. Bakan Çağlayan, Bakanlık’ta düzenlediği basın toplantısı ile Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nda (KOSGEB) başlattığı yeniden yapılandırma çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi. Buna göre Kredi Garanti Fonu AŞ’nin sermayesinin yükseltilerek sağladığı teminat miktarı ve teminat sağlanan işletme sayısını arttırması hedefleniyor. İllerde şube açarak KOBİ’lere daha rahat ve yerinde hizmet vermeyi amaçladıklarını söyleyen Bakan Çağlayan, 2007’deki KOSGEB tarafından verilen desteklerin sonuçlarını değerlendirirken de, KOSGEB’in 2007 yılı bütçesinde istihdam kredisi faiz desteği kaleminde yer alan 40 milyon YTL’lik bütçenin 19 Nisan 4 Kasım tarihleri arasında kullanıldığını bildirdi. Çağlayan, bu sayede 173 milyon YTL’lik bir kredi hacmi oluşturularak, 8 bin 317 yeni istihdam olanağı sağlandığını söyledi. KOSGEB’in 2007 yılı bütçesinde atıl olarak duran kaynaklarını tespit ettiklerini anlatan Çağlayan, yıl genelinde ise kurumun sağladığı İhracat, İstihdam başta pek çok kredi türüyle KOBİ’ler için toplam 1 milyar 243 milyon YTL ’lik kredi hacmi yaratıldığını bildirdi. Novartis satışı arttı İlaç sektöründe faaliyet gösteren Novartis, geçen yıl dünya çapında satışlarını yüzde 8 oranında arttırdı. Yapılan açıklamaya göre şirketin dünya çapında 2007 yılı satışlarının 39.8 milyar dolar, net geliri ise 12 milyar dolar olarak gerçekleşti. Özince: Sandalı sallamayın Ekonomi Servisi TÜSİAD’ın ardından bankacılık sektöründen de hükümete ‘ekonomiye dönün’ mesajı geldi. NTV canlı yayınına katılan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, 2007’nin gereksiz tartışmalarla geçtiğine dikkat çekerek “Hükümet ekonomi gündemine geri dönmeli, yanlış yoldayız. 2007’yi gereksiz tartışmalarla geçirdik, 2008’de de dalgalanma bahane oldu. Bal gibi siyasi sıkıntılar da yaşıyoruz. Sandalı sallamak vatandaşın yararına değil” diye konuştu. ‘İnsancıl kapitalizm’ sermaye egemenliğidir bir zaman kabul Ekonomi Servisi Birleşedemem” diyen miş Milletler Kalkınma ProgDerviş, kapitalizramı Başkanı Kemal Dermin sadece zenginviş, iş yaşamından çekilerek lere değil, yoksullara kendini yoksullukla mücada hizmet eder hale deleye adayacağıgetirilmesi gereknı açıklayan Bill tiğini belirterek Gates’in “in“denetleyici kasancıl kapitamu otoritesinin lizm” tezine önemine” işaret “sermayenin Kemal etti. hâkimiyetini Derviş. Ekonomik içerdiği için” krizden zenginkarşı olduğunu açıkladı. CNN Türk’ten Şirin lerin değil, yoksulların zarar Payzın’ın sorularını yanıtlayan gördüğünü söyleyen Derviş’e Derviş, “Sermayenin değil, göre, dünya artık Amerika, Avinsanların hâkim olduğu bir rupa ve Japonya’nın ekonomik toplum modeline inanıyo hâkimiyetinde değil. Buna karşılık şu anda yaşanan ekonorum” dedi. Serbest piyasa ekonomisini mik bunalım çok ciddi. Eğer desteklediğini söyleyen, ancak ABD krize girerse büyüklerin “Sermayenin hâkimiyetini değil dar gelirli Amerikalının bir toplum modeli olarak hiç yaşamı etkilenecek. M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm?superonline.com lam borç 218 milyar dolar olduğundan krize girdiğimizi, dolayısıyla 436 rakamının da borçların iki kat arttığını ve başımızın büyük belada olduğunu gösterdiğini vurguluyor. Borçlar bu kadar artmışken dünyanın 17’nci büyük ekonomisi 2002 Sonu 2007 Ekim olarak övünİç Borç Milyar YTL 146 268 menin de beyİç Borç Milyar Dolar 89 208 hude olduğunu ilave ediyor. Ortalama kur 1,594 1,32 Borç rakaDış Borç Milyar Dolar 63 73 mını doğru TCMB Yükümlülüğü 22 16 bulmak için Toplam Kamu Borcu 174 297 özelleştirme Özel Sektörün Borcu (Milyar Dolar) 44 139 gelirlerini borçlara ekToplam Borç Milyar Dolar 218 436 lemek gereBu borç rakamları için İlhan Ke kir. sici kendi üslubu ile “Bu ne özel İlhan Kesici özelleştirme gelirlesektörümüz için iyi bir hal, ne dev rini ya 218’den çıkarmak veya letimizin bütünü için iyi bir haldir. 436‘ya eklemek gerektiğini belirteHem özel sektörümüzü hem de rek dış borç toplamının 466 milyar devletimizi yönetenlerin çok ciddi dolar olduğunu hesaplayarak unuyetle üstünde durmaları icap eden tulan veya ihmal edilen önemli bir rakamdır” diyor ve 2002 yılında top hususu da işaret ediyor. Geçen hafta CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’nin 2008 yılı Bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmadaki büyüme ile ilgili analizlerini aktarmıştık. Bugün de borçlanma ile ilgili farklı açılardan analizini yaptığı tespitlerini irdeleyeceğiz. İlhan Kesici ülkemizin borçlarının iyi hal olmadığını vurguluyor. Ekonomide Doğruyu Söyleyenler (2) Kişilerin (ailelerin) de borcu arttı. Tüketici vatandaşların kredi borçları taksitli borçları 2002 yılında 4 milyar dolar iken 2007 sonunda bu rakamın 74 milyar dolar olduğunu belirterek vahim bir gelişmeye vurgu yapan İlhan Kesici, “Ortada bir bolluk, bereket, ferahlık vardır, ama bu, işte bu bolluk, bereket ve saire hali, bu borç münasebetiyle vardır. Yoksa bizim geleneksel olarak tanımladığımız Halil İbrahim bereketi değildir” diyerek ekonomimiz ferahlık ve bolluk içinde diyenlere kaynağını göstererek çok önemli bir yanlışı ortaya çıkarıyor. Taşınabilir olması şartıyla borçlanma kötü bir şey değildir. İlhan Kesici’ye göre küreselleşen dünyada borçlanmamak mümkün değildir. Ama borcun taşınması, taşıyanın dizini kırmaması gerekir. Büyüme oranı borçlanma faiz oranından büyükse borçlanma iyidir ve kamçı olur. Aksi olursa zarar yazar ve bu zarar politik maliyete sebep olur. Yani borç verenler bize diyet ödetirler. IMF ucuz kredi veren bir organizasyon değildir. IMF’e üye olan ülkelerin ödedikleri aidatlar birikir, sıkıntıya düşen ülkeye bu aidatlar geri verilir (özel çekme hakkı), yoksa IMF başka kredi vermez, diyen İlhan Kesici, IMF programının devamını da şu sözlerle çarpıcı biçimde ortaya koyuyor: “IMF programını devam ettiriyor olması demek, bir ülkenin bütün dünyaya ‘Ey dünya duyduk duymadık demeyin, ben hâlâ ekonomik sıkıntı içerisindeyim’ demektir.” IMF’in dünyadan olan alacağı 5.8 milyar özel çekme hakkı. (1 özel çekme hakkı 1.5 milyar dolardır.) Bu durumda yaklaşık 9 milyar dolar olmaktadır. Türkiye’nin IMF’e borcu 8 milyar dolar. Bu durumda toplam IMF alacağının 8/9’unu Türkiye kullanıyor. Bunun anlamı IMF’nin diğer ülkelerle hesabını sıfırladığı ve biz olmazsak IMF’nin iş siz kalacağıdır. Burada İlhan Kesici çok önemli teknik bir açılım yaparak, IMF’ye borcun azalmasıyla övünmenin bir anlam ifade etmediğini de ortaya koyuyor. 20022007 arası borçlara ödenen faiz 184 milyar dolardır. İlhan Kesici, beş senede ödenen bu faizlerin yabancı rantiyeye gittiğini, yaklaşık 3.5 milyar dolar olan Atatürk Barajı’ndan 60 tanesinin bir şekilde yabancılara aktarıldığını ve bunun da her yıl 12 tane barajın sökülmesi anlamına geldiğini hesaplayarak bu borç faiz yükü ile neleri kaybettiğimizi çok açık biçimde ortaya koyuyor. Bu faiz tutarının 222 milyar YTL (150160 milyar dolar) olan 2008 bütçesine sığmayacağını da vurguluyor. Değerli okuyucular medyada yeterince yankı bulmayan ekonomimizin ne denli tehlikede olduğunu gösteren bu tür değerlendirmeleri mutlaka izlemek de yarar var. İlhan Kesici’nin Bütçe konuşmasının tamamını okumak ve görüşlerini analiz etmek isteyen okuyucularımıza (www.ilhankesici.org) adresini incelemelerini tavsiye ediyorum. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle