02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2008 PAZARTESİ 6 HABERLER SUSURLUK’TAN DİNK CİNAYETİNE ‘Ergenekon terör örgütü’ soruşturması kapsamında tutuklanan 8 kişi, haklarındaki iddiaları reddetti ‘Etkin kimlikleri’ dikkate alındı İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de ele geçirilen patlayıcılarla ilgili olarak ortaya çıkarıldığı iddia edilen “Ergenekon terör örgütü” soruşturması kapsamında önceki gün mahkemeye çıkarılan emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve avukat Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu 8 kişinin tutuklanma gerekçeleri arasında “etkin kimlikleri” de dikkate alındı. Soruşturma kapsamında bugüne kadar toplam 28 kişi tutuklandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün tutuklanan 8 kişinin tutuklanma gerekçeleri arasında “etkin kimlikleri”nin de yer aldığı öğrenildi. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Güler Kömürcü hakkındaysa savunması alınıncaya kadar yurtdışına çıkış yasağı verildi. Veli Küçük’ün verdiği ifadede “Bana Ramazan Akyürek’e ait gizli sicil belgeleri bir mektup içerisinde geldi. Bu bilgiler Aydınlık dergisinde yayımlanmış” Serbest bırakılan şüpheliler: Dernekte esrar partisi yaptık Soruşturma kapsamında gözaltında tutulan Recep S. ve İhsan G, dün sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakıldı. “Scientology” tarikatının Türkiye örgütlenmesine bir dönem üye olduğu iddia edilen İhsan G’nin tarikatı yayma konusunda Sevgi Erenerol’la görüştüğünü söylediği öğrenildi. Yurtdışına çıkış yasağı konulan ve Alman vatandaşı olan İhsan G.’nin Alman isminin İsaak Himstein olduğu, savcılığa verdiği, Türk Ortodoks Patrikhanesi’nde çekilen fotoğraflarda, Muzaffer Tekin, Fikri Karadağ, Hüseyin Görüm ve Zekeriya Öztürk’ün bir arada yer aldığı öğrenildi. Fotoğraflarda bir kadın ve Kuddusi adında birinin de olduğu ifade edildi. Şüphelilerin Kuvayı Milliye Derneği’nde esrar partileri düzenlediklerini söyledikleri ileri sürüldü. Şüphelilerin, Görüm’ün Kuran’dan ayet okuyarak “esrar helaldir” dediğini ifade ettikleri belirtildi. G’nin tanımadığını söylediği Veli Küçük’ün adını bilgisayarına kaydettiği belirtildi. Kuvayı Milliye Derneği’nde görev almadığını söyleyen İhsan G’nin, Görüm’ün kendisine uluslararası bilgi toplama görevi verdiğini söylediği belirtildi. dediği öğrenildi. Küçük’ün Sedat Peker’i babası ile yakınlığından dolayı tanıdığını, Adil Serdar Saçan hakkındaki belgelerin GİMA’da çalıştığı dönemde geldiğini söylediği belirtildi. Hakkında beyanları olan Tuncay G. ile yüzleşmek istediğini söyleyen Küçük’ün “Bana belli bilgiler getirece ğini söylediyse de ondan bir şey istemedim” dediği kaydedildi. Kuvayı Milliye Derneği’nin teşkilatlardan sorumlu başkanı olduğunu söyleyen Hüseyin Görüm’ün ifadesinde, Danıştay saldırısı sanığı Alpaslan Arslan’la 2000 yılında tanıştığını söylediği öğrenildi. Görüm’ün “Arslan’ın kartvizitlerinin bende olduğu doğrudur, ancak dernekle alakası yoktur. Özel kuvvetlerden kastımız, AKUT’a alternatif olarak kurmak istediğim bir birimdir. Özel birim ise internet sitesi ismidir” dediği öğrenildi. Görüm’ün Türk Ortodoks Patrikhanesi’ne Karadağ ve Muzaffer Te kin ile gittiğini, amaçlarının ise Atatürkçü çizgisi olan kiliseyi Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı güçlendirmek olduğunu söylediği belirtildi. Pendik Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Hüseyin Gazi Oğuz’a da telefon görüşmelerindeki “balık, yem, kuş uykusu” gibi ifadelerin sorulduğu, birilerine yer, yurt ayarladığı yönündeki iddiaları reddettiği öğrenildi. Şüpheli Oğuz Alpaslan Abdülkadir telefondaki “ihtilal yapacağız, başkaldıracağız” sözlerinin Görüm’ün derneğin amaçlarına bağdaşmayan davranışları nedeniyle, ona karşı yapılacak bir başkaldırı olduğunu söylediği belirtildi. Kendisine Görüm’ün MİT’te çalıştığının söylenmesi üzerine, şifreli konuşmalar yaptığını söylediği ifade edildi. Gazeteci Kömürcü’nün ise “Bir konuya angaje olmuş ekip tarafından sorgulanıp buraya getirildim. Görülmek istenene göre soru yöneltildi” dediği belirtildi. Veli Küçük adı her yerde İstanbul Haber Servisi “Büyük Ergenekon Terör Örgütü” soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün adı, polis, mafya, siyaset üçgeninin gözler önüne serildiği Susurluk kazasından gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine kadar çeşitli iddialarda geçti. Küçük mahkemeye verdiği ifadede varlığı resim makamlar tarafından kesinlikle kabul edilmeyen ve kendisinin de reddettiği Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) biriminin kurucusu olduğunu söyledi. Küçük 2004 yılında verdiği röportajda “Hiçbir zaman amatörce çalışmadım. Devletim dedi ki, şu görevi yap! ‘Emredersin’ dedim, yaptım. Tutturmuşlar JİTEM diye... JİTEM diye bir kuruluş yok! İstihbarat Gruplar Komutanlığı vardı. Devlet bana, ‘istihbarattasın’ dedi. Pişman mısın dersen; hayır, gene aynı şeyi yaparım. Devletime karşı görevimi yaptım” demişti. Küçük, Susurluk skandalının patladığı sırada İzmit Jandarma Komutanlığı görevini yürütüyordu. Aynı yıl generalliğe terfi ederek Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı görevine atandı. Susurluk soruşturması sırasında Abdullah Çatlı’nın cep telefonu görüşme dökümlerinde Küçük’ün saptanması üzerine Genelkurmay Başkanlığı’na yapılan suç duyurusundan sonra, iddiaları araştıran ve suç unsuru bulamayan komisyona verdiği ifadede Çatlı, Sami Hoştan ve Sedat Peker’le istihbahat amaçlı ilişki içinde olduğunu anlattı. Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda da Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’a ait olduğu bildirilen cep telefonunun, o günlerde Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Küçük adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği yazıldı. Susurluk Komisyonu’na ifade veren dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı, Küçük’ün Karadeniz’de örgütlendiğini söylemişti. Küçük’ün adı Azerbaycan ve Ermenistan’a yönelik kontrgerilla örgütlenmesi yapıldığına dair iddialarda da geçti. “Vatansever güçleri” birleştirmeyi hedefleyen Küçük, Ülkücüler ve İşçi Partililerle Kızılelma Koalisyonu’nun öncülerinden biriydi. Küçük, eski İstanbul Valisi Erol Çakır ile bir güvenlik şirketi kurmuş ve Trabzon’da da şube açmıştı. Medyanın mimarlık seçimi OKTAY EKİNCİ İstanbul’daki Mimarlar Odası seçimleri, bugüne dek görülmemiş bir “medya” ilgisiyle gerçekleşti. Özellikle NTV, CNN ve Radikal gazetesi, oda çalışmalarına karşı çıkan “Mimarlık İçin Mimarlar” grubuna günlerce açık destek verdiler. Dahası, seçim süresince “canlı” yayınlarla aynı grubun “sandığa çağrı”larını yayımladılar. Bu çabaya kimi “iktidar yanlısı” mühendis ve mimar dernekleriyle Büyükşehir Belediyesi yönetimi de katılınca, yine bugüne dek görülmemiş bir “ittifak”ın varlığı da ortaya çıkmış oldu. Oy verme kuyruklarında, odada pek alışık olunmayan “türban”lıların çokluğu, bir cumhuriyet kurumunun daha “laik” görünümlü adaylarla çökertilmek istendiğinin “simgesi” gibiydi… Peki, neydi böylesine bir “cephe”yi yaratan ve neydi Mimarlar Odası’nın mücadelesini durdurmaya niyetlenmenin gerekçesi? eleştiriler… LeventMaslak arasındaki gökdelenlere karşı çıkan Mimarlar Odası’nı “Ama, mimarlık çözüm üretme mesleğidir…” diye uyardıktan sonra, odanın “kabahat”ini şöyle açıklıyor: “Doğrudan ‘İstemezük’ demek yerine, yapıcı eleştiriye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum…” Oysa Berkan, Başbakan’ın da pek sevdiği “istemezük” benzetmesine kapılmak yerine, “gökdelenlerin Paris gibi kentin uzağında planlanması ve giderlerinin de yatırımcılar tarafından karşılanması”nı savunan oda görüşlerini de okuyabilseydi; hem “yapıcı” önerileri hem de “evrensel çözümü” öğrenebilirdi. Belli ki oda seçimlerinde kendisinden destek isteyen “mimarlık”çı mimarlar, eksik ve yanlı bilgilerle donatmışlar… Mimarlar Odası’nın bu yılki genel kurulu yoğun katılıma ve rekabete sahne oldu. Odalar güven tazeledi Seçimlerde ‘Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar’,‘Çağdaş İnşaat Mühendisleri’ ve ‘Demokrat Çevre Mühendisleri’nin listeleri kazandı İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) TMMOB’ye bağlı Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ile Çevre Mühendisleri Odası İstanbul şubelerinin yeni yönetimleri belli oldu. AKP’nin yoğun baskısına ve çabalarına karşın 3 meslek odası da bir önceki yönetimle yola devam kararı aldı. Mimarlar Odası’nda “Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar”, İnşaat Mühendisleri Odası’nda “Çağdaş İnşaat Mühendisleri”, Çevre Mühendisleri Odası’nda “Demokrat Çevre Mühendisleri”nin listeleri kazandı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası’ndaki merkezinde yapılan seçimde, “Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar” grubu ile “Mimarlık İçin Mimarlar” grupları yarıştı. Prof. Dr. Doğan Kuban, Prof. Dr. Behruz Çinici, Prof. Dr. Afife Batur, Prof. Dr. Mete Tapan, Cengiz Bektaş, Prof. Dr. Yıldız Sey gibi mimarlığın duayen isimlerinin desteklediği “Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar” grubu 1800 oy alarak, 700 oy alan ve AKP’nin açıkça destek verdiği “Mimarlık İçin Mimarlar” grubuna büyük fark attı. Geçen yıllara göre yoğun bir katılımın olduğu seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da oy kullandı. Odanın yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: “Eyüp Muhcu, Günhan Danışman, Sami Yılmaztürk, Deniz İncedayı, Tores Dinçöz, Tuncay Gürpınarlı, Mustafa Fazlıoğlu, Bahattin Alpaslan, Gazanfer Karlıca, Ahmet Tercan.” İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin 41. Dönem Genel Kurulu da Şişli Karagözyan İlköğretim Okulu’nda yapılan seçimlerle sona erdi. 2328 oy alan “Çağdaş İnşaat Mühendisleri” grubu tekrar yönetime seçilirken, “Demokrat İnşaat Mühendisleri” grubu 250, “Yeni İMO Platformu” grubu da 1676 oyda kaldı. Yeni yönetim kurulu üyeliklerine şu isimler seçildi: “Cemal Gökçe, Nusret Suna, İsmail Uzunoğlu, Cemal İnan, Temel Pirli, Müfit Beşer, Özkan Şengül.” Seçime tek liste ile giren Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde yönetim değişmedi. Şubenin Tünel’deki merkezinde yapılan 7. Olağan Genel Kurul’da yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: “Eylem Tuncaelli, Hüseyin Uğur, Semra Ocak, Tülay Coşkuner, Murat Balaban, Çağrı Gökdemir, Duygu Canan Öztürk.” TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi’nin iki gün süren Olağan Genel Kurulu’nda da şube başkanlığına “Çağdaş Mühendisler Hareketi”nin başkan adayı Nevzat Ersan seçildi. Yönetim Kurulu üyeliklerine, Taylan Ulaş Evcimen, Haluk Ekinci, Akif Ciyer, Erdal Özbelen, Eylem Bilge Yazıcıoğlu ve Başar Kurt getirildi. Dink’in tedirginliği Hrant Dink ailesinin avukatı Erdal Doğan, Dink’in, Küçük tarafından tehdit edildiğini cinayetin gerçekleşmesinden bu yana iddia ediyor. Hrant Dink’e hakaret ve fiziksel saldırılar arasında yargılandığı Şişli Adliyesi’nde mahkeme salonunda Küçük’ü görmekten duydugu tedirginliği, ölümünden sonra gazeteci arkadaşları dile getirmişti. Danıştay’a kanlı baskın düzenleyen Alparslan Arslan ile birlikte İsveç’te çekilmiş bir fotoğraf karanlık ilişkileri ortaya koyarken Küçük, mahkemede fotoğrafın fotomontaj olduğunu söyledi. Havzalarda ‘çözüm’! Benzer şekilde “su havzaları” örneğinde de bir yandan buralardaki yapılaşmadan yakınırken bir yandan da yine odadan “çözüm” bekleyen Berkan’ın bir “gazeteci” olarak da şunu bilmemesi garip değil mi? Bu gibi “yaşam kaynağı” alanlarda tek seçenek “kesin imar yasağı”dır. Hatta “arıtma tesisi koşulu”nun bile geçerli olmayacağına dair sayısız rapor var. Bu uluslararası ilkeyi savunarak Berkan’ın da temiz su ihtiyacı için aynı yapılaşma kararlarına davalar açan Mimarlar Odası’nı “mimarlıktan uzaklaşmak”la suçlamak, ne Radikal’e, ne de genel yayın yönetmenine yakışıyor… Ancak, aynı yapılaşmaların sorumlusu siyasilerin, her nasılsa yandaşları olmuş mimarlara “oyunuzu odaya muhalif gruba verin” çağrısında bulunmaları, izledikleri talan politikasına da çok yakışıyor… Bu seçimler, umarım sadece mimarlığa değil, kente, çevreye ve topluma saygılı bir mimarlığın değerini daha iyi kavratır. Yeter ki medyanın mimarlığa ilgisi böylesine “tembih”li ve “taraf”lı sürmesin… İsmet Berkan’ın yanıtı Sorunun en kısa yanıtı “imar rantı dayanışması” olsa bile, asıl bu birlikteliği destekleyen “gazeteci”lerin ne istediklerini daha fazla merak ettim. Aynı dayanışmanın sanki basın sözcülüğünü üstlenen Radikal’deki İsmet Berkan’ın dünkü yazısını okuyunca da asıl niyetin “mimarlık” olmadığını daha açık olarak gördüm. “Bugün Mimarlar Odası’nda seçim var” haberiyle başladığı yazısını seçimi kaybeden “Mimarlık İçin Mimarlar” grubuna övgüyle sürdüren Berkan, mimarlığa ilgisini neden tam da “seçim günü” açıkladığını merak edenler için özetle diyor ki: “Gazeteci olarak kent sorunlarıyla da yakından ilgilenmek durumundasınız.” Aynı ilgiyi bugüne dek sütununda pek göremediğimiz Berkan’ın seçimi açık farkla kazanan Mimarlar Odası yönetimine yüklenmek için seçtiği iki örneği ise “gökdelenler” ile “içme suyu havzaları”ndaki işgale yönelik (MEHLİKA AKGÜN) KAVEG’de Yalçın yeniden başkan Köy Enstitülerini Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği (KAVEG) 3. Olağan Genel Kurulu’nda Prof. Dr. Güler Yalçın yeniden başkanlığa seçildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda yapılan genel kurulda konuşan Yalçın, “Köy Enstitüleri sistemi, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in ifade ettiği gibi yalnızca ‘nüfusun yüzde 80’inin köylerde yaşadığı tarihin özel bir zaman aralığı için uygulanabilirliği olan bir sistem’ değildir” dedi. Köy Enstitülerini yeniden kurma isteğinin “maziye takılıp kalmak” olmadığını belirten Yalçın, Köy Enstitülerinin kuruluş felsefesiyle günümüzün yeni okulları açılıncaya kadar çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi. Geçen yıllarda genel kurula ilgi göstermeyen İBB Başkanı Topbaş bu yıl oy kullandı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle