20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Hükümetin 22 Temmuz öncesinde kesenin ağzını açması 2007’nin ilk çeyreğinde GSMH artışını yukarı çekti 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Büyüme hızına seçim dopingi TÜİK’e göre 2007’nin ilk üç ayında sabit fiyatlarla Gayri Safi Milli Hasıla yüzde 6.7, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yüzde 6.8 büyüdü. Sonucun tahminlerin üzerinde çıkmasında yaklaşan seçimler nedeniyle devletin kamu harcamalarını öne alması etkin oldu. Buna karşılık ‘kalkınmanın motoru’ sayılan özel sektör yatırımlarında kıpırtı yok. Ekonomi Servisi AKP hükümetinin yaklaşan seçimler nedeniyle kamu harcamalarını 22 Temmuz öncesine yoğunlaştırma çabası, yılın ilk çeyreğinde Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 6.7 ile tahminlerin üzerinde gerçekleşmesine neden oldu. Hükümet çevrelerinde büyümenin ana motoru olarak nitelendirilen özel sektör yatırım ve tüketim harcamaları ise yerinde saydı. Büyüme hızı 2006’da yüzde 5 hedeflenirken yıl sonunda yüzde 6 düzeyinde gerçekleşmişti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın birinci üç aylık dönemine ilişkin büyüme hızını yüzde 6.7 olarak açıkladı. Sonuçlar, dış kay Kutsal İttifakın Seçim Atağı Profesyonel gazeteciliğin haber değerlendirmesinde olmazsa olmazlar vardır. Yeni emperyalizmin değerler erozyonunda, insanların kendilerine, çıkarlarına yabancılaştırılmaları uğruna, tekeller emrindeki medya kirliliğinde, ilişkilendirilmiş gazetecilerin satın alınmış medya yıldızlarının kol gezdiği dünya, hele de ülkemiz medyasında, bu olmazsa olmazların geçerli olmasını ara ki bulasın.. Cumhuriyet mitinglerinde meydanlara çıkan milyonlar “Satılmış medya” sloganlarını boşuna atmadılar. Bir adım öteye gidip, mitinglerin kazandırdığı bilinç ve ivme ile, haberciliğin asgari kurallarına, değerlendirmelerine uymayan medyayı cezalandırdılar. Tabii ki onların gücü televizyonlar için reyting, gazeteler için tiraj olarak görünür kılınıyordu. Kamuoyuna elbette yansıtılmadı. Ama suçlanan medyada önemli tiraj kayıpları yaşandı. Bedelini bu işte en az suçu olanlar, medyanın sömürü odağındaki gazeteciler ödediler. Elbette satılmışlığın kitabını yazan yıldız gazetecilere bir şey olmadı. Tasarruf önlemlerinde en çok sömürülen, koşturulan sıradan gazeteciler kurban edildi. Yüzdeli tensikatların dökümünü sizlerle paylaşmayacağım. Gazete isimlerinin çok bir anlamı yok. Önemli olanı tirajın düşmesinin amacı ile tam ters, ilk ödünün habercilikten, gazetecilikten verilmesi. Tabii Cumhuriyet mitinglerinin havasından, milyonlardan ürkülerek haber değerlendirmesi, ağırlığında, göreceli bir süre için geçerli olan daha objektif kriterlerin, mitinglerin havasının unutturulması, seçimlerin yaklaşması bağlantılı yeniden tepetaklak edilmesi... ??? Teslim olan PKK’lilerin, “Kandil Dağı’na gelen ABD zırhlılarının silah boşalttıkları” itirafları hem dinci hem de büyük tirajlı liberal medyada ya birinci sayfadan atılmış ya da hiç görülmemiş. Seçim kampanyasında liderlerin konuşmaları içinde, çok ağır suçlamalar ve polemiklerle yer aldığı için AKP’nin Dubai anlaşması ile Kuzey Irak’a müdahale etmeme koşullu ABD’den 8.5 milyar dolar yardım aldığı haberi atlanamamış, ancak yorum ağırlıklı, ikinci planda. Tabii dinci, AKP’nin sözcüsü medyada Kubat Talabani’nin Hudson açıklaması başa yarışıyor. AKP’nin oy almaması için seçim aşamasında PKK’lilerin tesliminde askerlerin engel oluşturduğu imajı işleniyor. Yine manşetlere çıkan bir diğer haberde, Başbakan Erdoğan son derece masum(!) bir üslupta asker bildirisinin piyasalarda yüzde 12’lik bir kayba yol açtığından dem vuruyor... Piyasalarda, kanlı petrolden alınan paylardan zengin kuzey ülkeleri ihya olurlarken, Türkiye’nin ise kendi konumundaki ülkelerin, AKP iktidarı boyunca sürekli yüzde 1020 altında kaldığı gerçeğini ortaya koyan günlük programlar yayın dışı kalıyor. Yerlerini her gün bir AKP’li bakanla nerede ise saatler alan seçim reklamı söyleşiler dolduruyor. Tabii AKP iktidarında ekonomide üretimin başaşağı oluşu, reel ekonominin kayıpları, parlak hanesine yazılmaya çalışılan piyasalarda bile, dünyanın en yüksek faiz ödemesi ile yaşanan kayıplar gündem dışı. Dışardan gelen yüz doların yılda 30 dolar kazandırdığı tek enayi ülke Türkiye. Tayvan bile yüzde 18 faizde kalırken Mısır’da aynı paranın getirisi 6 dolara düşüyor. Şimdi medyatik algılama sayesinde yanılgının boyutunu anlamak için, sokaktaki insanı, kendinizi bir sorgulayın bakalım. Ekonomik yatırımların, insan için ekonominin kötü gittiğini, işsizliğin arttığını görseniz bile, piyasalar açısından AKP döneminin iyi gittiği gibi bir önyargının geçerli olduğunu yadsıyabilir misiniz? Gerçek tam tersi olsa da medyatik algılama sayesinde bu böyle... Habercilik ölçüleri içinde olmazlarla belden aşağı vurulması örneklerini, kitlelere gerçeğin tersyüz gösterilebilmesini köşe yazısında anlatmak teknik olarak olanaksız gibi.. Sayısız seçim programından hangisinden sağlıklı bir bilgilendirme alabildiğinizi bir düşünün. Sözde renk ve tarafsızlık adına sandıkta zararsız, işlevsiz siyasilerle göz boyanıp, kitleler saatlerce eğlencelik havasında oyalanıp, köşeler işgal edilirken AKP kampanyalarının bilinçli pazarlanmasının biri bin para. Ne ilginç değil mi? AB’den kimi siyasi liderler, milletvekilleri, hatta ülkelerin iktidar sözcüleri, apaçık AKP ve Başbakan Erdoğan’dan yana açıklamalarla yetinmeyip seçim sonucuna yansıması amaçlı demeçler verebiliyorlar. En çarpıcı seçimlerde taraf olma, müdahale niteliğinde örneklerden biri de Sosyalist Enternasyonal’de CHP’nin demokratik ilkeler aykırı siyaset nedeni ile cezalandırılması girişimi. ABD kaynaklı kitleleri yönlendirme, kafa karıştırmaya yönelik sızdırılan haber ve bombaların (Hudson örneği) tümü AKP’nin seçim şansını artırmaya yönelik medyatik goller. AKP’nin ılımlı siyasal İslam olarak iktidarını sivil ve demokratik hareket olarak pazarlamanın ataklarının ardı arkası gelmiyor... İç savaşlarla parçalanmış ülkelerle kuşatılmış Türkiye’nin, bağımsızlık, Cumhuriyet, laiklik kazanımlarını koruyabilmesi, yeni emperyalizmin tuzaklarından sıyrılabilmesi için; bu ülkenin seçmeninin bir değil, bin kere düşünmesi, kutsal ittifakın tuzaklarına düşmemesinin yaşamsal önemi giderek artıyor... [email protected] İ Ş S İ Z L İ Ğ E H İ Ç B İ R YA R A R I Y O K Büyümeye ilişkin verileri yorumlayan iktisatçı Mustafa Sönmez’e göre, büyümenin 2007’nin ilk çeyreğinde de sürüyor görünmesi, uzun zamandır olduğu gibi, yine yabancı kaynak girişiyle birebir ilişkili. Sonraki çeyreklerde bu büyüme temposunun sürüp sürmeyeceği de dış kaynak girişine bağlı. Buna karşılık reel ücretler hâlâ 2001 kriz sırasındaki düzeyine gelemedi, büyüme ücretlilere yansımadı. Büyüme, sürse de işsizliğe çözüm üretmiyor. Resmi kent işsizliği yüzde 13 bandının üstüne çıktı yine. Bunun gayriresmi boyutunun yüzde 20’nin üstü olduğunu da akılda tutmalı. nak girişine bağlı olarak gelişen büyümenin 21 çeyrektir devam ettiğini gösteriyor. TÜİK’in dün açıkladığı 2007’nin ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin 1. çeyrekteki ‘üretim yöntemiyle’ hesaplanan GSMH ve ‘harcama yöntemiyle’ hesaplanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) sonuçları özetle şu tabloyu ortaya koyuyor: Bu yılın birinci çeyreğinde Türkiye’nin GSMH’si cari fiyatlarla 91 milyar 801 milyon dolar, GSYH’si de 91 milyar 989 milyon dolar olarak hesaplandı. Sabit fiyatlarla GSMH’daki büyüme yüzde 6.7, GSYH’daki büyüme hızı da yüzde 6.8 oldu. Daha önceki tahminler sı rasıyla yüzde 5.3 ve 5.4 düzeyindeydi. Artışta, kamu harcamalarındaki yükselme etkili oldu. Bu dönemde devletin nihai tüketim harcamalarında yüzde 9’luk, kamunun yatırım harcamalarında da yüzde 9.3’lük artış gözlendi. Kamu işçi maaşlarında enflasyonun üzerindeki artış ve tarımsal destekleme ödemelerinin erkene alınmasının da seçim öncesi durgunluğun aşılmasında önemli etkisi olduğu belirtiliyor. Bu dönemde özel sektör yatırım harcamalarındaki artış ise sadece binde 7 ile sınırlı kaldı. Oysa geçen yılın ilk çeyreğinde tam tersi bir durum söz konusuydu. 2006’nın ilk üç ayında kamuda gayrı safi sabit sermaye yatırımları yüzde 11.9 gerilerken özel sektörde yüzde 18.4’lük artış olmuştu. Sektörel bazda bu yılın ilk üç ayında en yüksek büyüme, yüzde 16.2 ile inşaat sektöründe yaşandı. Akbank’ın sermayesi 3 milyar YTL Ekonomi Servisi Akbank TAŞ’nin çıkarılmış sermayesi 3 milyar YTL olarak tescil edildi. Akbank TAŞ’den İMKB’ye gönderilen açıklamada, bankanın çıkarılmış sermayesinin 2 milyar 400 milyon YTL ’den 3 milyar YTL ’ye çıkarılmasına ilişkin işlemlerin tamamlandığı ve bankanın yeni sermayesinin 25 Haziran 2007 tarihinde İstanbul Ticaret Sicili Memurluğu’nca tescil edildiği kaydedildi. Mustafa Nevzat, deneme üretimine eylülde, lisanslı üretime de yılbaşında başlıyor Kanser ilacı yüzde 20 ucuzlayacak ? Kısa bir süre önce Amerika Birleşik Devletleri’ne ilaç ihraç etmeye başlayan Mustafa Nevzat, büyük bir bölümü ithal edilen kanser ilaçlarının üretimine geçiyor. Üretim, kanser ilaçlarında en az yüzde 20’lik tasarruf sağlayacak. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Sabiha Gökçen için 7 grup ANKARA (REUTERS) İstanbul’un uluslararası ikinci havalimanı olan Sabiha Gökçen’e yıllık 10 milyon yolcu kapasiteli bir terminalin yapılması ve işletilmesi ihalesine yer gösterme belgesi alan ÇukurovaVenedikVienna Investment Konsorsiyumu, Malezyalı Kuala LumpurLimak , Amerikalı ATMGMakyol, Esas HoldingTAV , FraportIC Holding, ÇelebiSheremetyevo International Airport ortaklıkarı ile YDA İnşaatÇinli Haikou Meilan International Airport şirketinin katılması bekleniyor. Türkiye ilaç sektörünün en eski kurumlarından Mustafa Nevzat, kanser ilaçlarındaki dışa bağımlılığa son vermeye hazırlanıyor. Üç yıllık uğraşının sonunda deneme üretimine eylülde başlayacak şirket, lisanslı üretime de yılbaşında başlamayı planlıyor. Türkiye kanser ilaçlarının neredeyse tamamını ithal ediyor. Söz konusu üretim, ülkenin bu alandaki harcamasını da önemli ölçüde azaltacak. Yerli kanser ilaçları diğerlerine göre en az yüzde 20 daha ucuz olacak. ABD’de 28 ilaç ruhsatı başvurusu bulunan Mustafa Nevzat, 2012 yılında bu ülkeye 300 milyon dolarlık ilaç ihraç edecek. En büyükler araştırıyor Yenibosna’daki ilaç fabrikasının yanında yapımı tamamlanan ek tesiste üretimi yapılacak kanser ilaçlarının, kanserin birçok türünde rahatlıkla kullanılabileceğini anlatan Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Genel Müdürü Levent Selamoğlu, ürünün tablet ya da toz değil, enjekte edilecek kemoterapi ilaçları olduğunu dile getirdi. Kanser ilacı üretiminin gerek teknoloji gerekse üretim koşulları açısından oldukça zor olduğunu anlatan Selamoğlu, ken dilerinin yaklaşık üç yıllık bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’ne Türkiye’den ilk kez ilaç ihraç eden şirket olarak, aslında yalnız kendi kapılarını değil ülkenin kapılarını açtıklarını belirten Selamoğlu, “ABD’ye ilaç ihracat onayı uzun bir süreç, FDA’nın kılı kırk yaran pek çok prosedürü var. Normalde 45 gün süren ziyaret bizde 17 güne çıktı. Çünkü, onların Türkiye hakkında bir fikirleri yok” dedi. Selamoğlu, ABD’ye ilaç ihracı için pek çok şirketin kendilerine başvurarak yöntem konusunda bilgi edinmek istediklerini, aralarında sektör büyüklerinin de yer aldığı şirketlere, ‘rakiptir yardım etmeyiz’ mantığıyla yaklaşmadıklarını ve her türlü bilgiyi paylaştıklarını dile getirdi. En hızlı gelişen pazar Kanser ilaçları, ilaç tüketimi listesinde üst sıralarda olmamasına hatta 4. ya da 5. sırada bulunmasına karşın en hızlı büyüyen pazarlar arasında yer alıyor. Türkiye’de yıllık ilaç pazarı 2006 rakamlarına göre 9.5 milyar YTL. Bunun yüzde 40’ı ithal ürünlerden oluşuyor. Pazarın yüzde 12’lik payla yaklaşık 1.1 milyar YTL’sini kanser ilaçları oluşturuyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 100 bin kişi kanser hastalığına yakalanıyor. Türkiye’de yerli ilaç sanayisinin gelişmesi ilaca yapılan harcamaların düşürülmesi açısından da önem kazanıyor. Mustafa Nevzat’ta üretilecek kanser ilaçları, 2009 yılından itibaren Amerika’ya da ihraç edilecek. 200 milyon dolarlık Uzan hesabı ANKARA (ANKA) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), İsviçre’de Uzan Grubu’ndan devraldığı şirketlerden birine ait 200 milyon dolarlık bir hesap tespit etti. Bunun üzerine TMSF yetkilileri ile Şişli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mecit Ceylan’ın da aralarında bulunduğu grup İsviçre’ye giderek inceleme başlattı. TMSF yetkilileri, İsviçre’de savcıyla yapılacak görüşmenin ardından paranın tahsil edilmesini beklediklerini bildirdi. TMSF yetkilileri, Uzan Grubu’na ait yurtdışındaki hesapların birçoğunun tespit edildiğine, ancak uluslararası yasalar nedeniyle işlem yapılamadığına dikkat çektiler. İsviçre’de tespit edilen 200 milyon dolarlık tutarın ise Uzan Grubu’ndan devralınan şirketlerden birine ait olması nedeniyle paranın tahsil edilebileceği kaydedildi. Bu arada Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin, TMSF’den bir heyetin İsviçre’ye gittiğinin doğru olduğunu ancak buradaki banka hesaplarında Cem Uzan’a ait bir paranın bulunmadığını bildirdi. Doğalgaz platformu İnebolu’da TPAO’nun geçen yıl Karadeniz’de yaptırdığı sismik araştırmanın sonuçlarına göre Kastamonu’nun İnebolu ilçesi açıklarında açılacak iki kuyuda doğalgaz arayacak Avustralya bandıralı dev sondaj platformu, çalışmalara başladı. Bir süredir Bulgaristan’da sondaj çalışması yapan “Atwod Southern Cross” isimli platform, TPAO tarafından kiralanarak İnebolu açıklarına getirildi. İnebolu’nun 11 mil açığında 110 metre derinlikte kuyular açacak olan platform, 2 bin 200 metreye kadar inerek doğalgaz arayacak. “İnebolu1” ve “İnebolu2” isimleri verilecek kuyuların delinip doğalgaz rezervinin doğrulanabilmesi için yapılacak çalışmaların, en az 60 gün sürmesi bekleniyor. pamukm?superonline.com M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U yok) Bildirim süreleri uzayacak. Son günü mali tatile rastlayan örneğin işi bırakma, adres değişikliği gibi zorunlu bildirimlerin süresi 27 Temmuz’a uzayacaktır. Dava açma süreleri uzayacak. Vergilerde dava açma süreleri 30 gündür. Dava açma süresi mali tatili de kapsayan işlemlerde dava açma süresi 320 Temmuz arası duracak. Örneğin size bir vergi ihbarnamesi 3 Haziran’da tebliğ edildi. Dava açma süresi 3 Temmuz’da doluyor. Bu durumda süreniz 21 Temmuz tarihine kadar uzayacak. Eğer mali tatil nedeniyle uzayan süre bir de adli tatile rastlarsa adli tatilin bittiği günü izleyen 7 gün uzayacaktır. Vergi incelemeleri yapılmayacak. Mahkeme kararı veya cumhuriyet savcılığı talebi üzerine veya aramalı incelemeler dışında başlamış vergi incelemeleri nedeniyle yeni defter, belge ve bilgi istenmeyecek, defter ve belge verme süresinin son günü mali tatile rastlaması halinde bu süreler 27 Temmuz’a kadar uzayacaktır. Bunun anlamı 327 Temmuz arası hiçbir vergi inceleme elemanın telefonuna ve yazısına muhatap Bildiğiniz gibi bu yıl ilk kez uygulamaya başlayacak mali tatil 320 Temmuz arası uygulanacak. Mali tatil geldi, tüm muhasebe servislerinde çalışanlar tatile çıkacak, muhasebe ve vergi işleri duracak diye düşünenler bu yazıyı mutlaka okumalı. Öyle değil bu tatil zamanı bazı işlemlerin süreleri işlemeyecek veya uzayacak. Sakın ola muhasebeyi boşaltmayın. 27 Temmuz 30 Temmuz’a uzayan sürelerde yapılması gereken işlemleri sonra yetiştiremezsiniz. Mali tatil ne anlama geliyor birlikte bakalım. Beyanname verme süreleri uzayacak. Beyanname verme süresi 320 Temmuz tarihleri arasına gelen beyannameler 27 Temmuz’da verilecek. Örneğin 2 Temmuz’da imzalanan sözleşmenin damga vergisinin beyanı 17 Temmuz tarihidir. Bu beyanname sürekli beyanname verme mükellefiyeti olmayanlar için 27 Temmuz’da verilecektir. Beyanname verme süresi uzamayacaklar. Özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi ile şans oyunları vergisine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerin verilme ve ödeme süreleri Kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin ödeme süresi, Bazı vergi, ceza ve faizlerin ödeme süresi uzayacak. Vergi inceleme sonucunda tarh edilen vergi ve cezaya ilişkin uzlaşılmışsa ve bunun ödeme vadesi mali tatile rastlıyorsa 27 Temmuz’da ödenecektir. Örneğin vergi inceleme elemanı size vergi cezası tarh etti. Sizde uzlaşmaya gittiniz. Uzlaşma da 15 Haziran 2007’de gerçekleşti. Bunu en geç 15 Temmuz 2007’de ödemeniz gerekir. Mali tatile rastladığı için 27 Temmuz’da ödeyeceksiniz. Yani 12 gün ilave süre kazandınız. Vergi davasını kaybettiniz. Vergi ve ceza tebliği size 17 Haziran’da tebliğ edilmişti. Bunu 17 Temmuz’da ödemek zorundaydınız. Şimdi 27 Temmuz’da ödeyeceksiniz. Uzlaşma ile cezalarda indirim. (VUK 376) talep süreleri uzayacak. Uzlaşma talep etme veya cezalarda indirim isteme süresinin bitişi mali tatile rastlıyorsa telaş etmeyin, 27 Temmuz’a kadar bu talebinizi yapabilirsiniz. Mali tatil boyunca uzlaşma toplan Muhasebeciler Haydi Tatile tıları olmayacak. Vergi inceleme elemanından tarhiyat öncesi uzlaşma talep etmiş ve bu süre mali tatile rastlıyorsa, bu uzlaşmaya icabet etmek zorundasınız. Devamlı bilgi verenler için uzayan süre. Maliye Bakanlığı’na devamlı bilgi verme durumunda olanların bilidirim süresinin son günü mali tatile rastlamışsa bu süre 27 Temmuz’a uzayacaktır. Muhasebe defterlerine kayıt süreleri uzayacak. Muhasebe fişi kullarak deftere kayıt yapanların bir işlemi işlem tarihinden itibaren 45 gün içinde yasal defterlere kaydetmek zorunluluğu vardır. Bu süre uzayacaktır. Örneğin, elinize bir 5 Temmuz tarihli fatura geldi. Bunu muhasebe fişine yani bilgisayara en geç 10 gün içinde işlemeniz gerekir. Bu da 15 Temmuz demektir. Bu süre 30 Temmuz’a kadar uzayacaktır. Deftere işleme tarihi de belirlemek için 20 Temmuz’dan itibaren 45 gün hesap edilecektir. (Muhasebeciler işleme sürelerini fiilen aylarca uzatabildikleri için bu olanağın pek bir anlamı olmayacaksınız ve stressiz bir süre geçireceksiniz. Mali tatilde gelen vergi ve ceza ihbarnamelerin nedeniyle paniklemeyin. Bu tatilde gelen vergi ve ceza ihbarnamelerinde dava açma, uzlaşmaya gitme süresi olan 30 günlük süre 20 Temmuz’da başlayacaktır. Yani 19 Ağustos son gün olacaktır. Ancak bu süre adli tatile rastladığından dava açma süresi 12 Eylül tarihi olacaktır. Vergi mahsup taleplerinde durum Bir vergi borcunuzu vergi alacağınızla mahsup edilmesini vergi dairesinden talep etmiş, vergi dairesi de sizden bilgi ve belge istemişse bu yazının gereğini yerine getirme süresi mali tatile de rastlasa süre uzamayacaktır. Bazı vergi beyanname ve bildirimlerin süresi uzayacak. 23 Temmuz’da verilmesi gereken muhtasar beyannameler 27 Temmuz akşamına, ödemesi 30 Temmuz’a kadar, 24 Temmuz’da verilmesi gereken KDV beyannamesi 27 Temmuz akşamına, ödemesi 30 Temmuz’a kadar, Haziran ayına ait kurumlar vergisi stopajı 30 Temmuz’a kadar. Bunları bir avantaj görüyorsanız haydi tatile... Apikoğlu AB ambargosunu havadan deldi Ekonomi Servisi İngiliz British Airways ve Alman Lufthansa, yolcularına ikram ettiği sosisi Apikoğlu’ndan almaya başladı. 97 yıldır sucuk ve pastırma üretimi yapan Apikoğlu firması, böylece Avrupa Birliği’nin et ve süt ithaline uyguladığı ambargoyu da havadan delmiş oldu. British Airways ve Lufthansa’nın gıda tedarikçisi olmak için çeşitli testlerden geçen Apikoğlu yetkilisi Alpkan Furtun, “Her iki firma da gerekli testleri yaptıktan sonra Apikoğlu mamullerinin AB standartlarına uygun olduğunu gördüler ve yolcularına bizim sosisi ikram etmeye karar verdiler” dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle