28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MAYIS 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Maliye, ev sahiplerini kıskaca alabilecek yeni bir formül buldu. Kiracıya her ay banka yolu gözüktü 11 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kiranın vergisini banka kesecek Ekonomi Servisi Maliye Bakanlığı, kira gelirlerinin vergilendirilmesinde yeni bir sisteme geçişin hazırlıklarını yapıyor. Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü, kira gelirlerinin beyan yoluyla vergilendirilmesi yerine stopaj yoluyla vergilendirilmesi üzerinde çalışıyor. Amaç, sistemi basitleştirmek ve kayıpkaçağın önüne geçmek. AA’dan Türkan Al’ın haberine göre, düşünülen yeni sistem şöyle çalışacak: Kira gelirleri için her yılın mart ayında beyanname düzenlenmesi uygulaması kalkacak. Bu Yabancılaşma... Politize olmuş insanlar için bile, depolitizasyon ya da olup bitenleri kanıksama, yabancılaşmanın boyutlarını algılama kimi günler daha çarpıcı oluyor. Belki nemli sıcak havanın da payı olmuştur. Sanırım kendi adıma bir gün öncenin gelişmelerini özetleyen sabah haberlerinde, sınırımızı aşan ABD F16 gerilimi haberinin öne çıkmasının payı oldu. Stratejik müttefikimiz bizi en sert üslupla tehdit ediyor... Afganistan’dan gelen çok sayıda ölümlü çatışmanın geleceğe yönelik ne anlama geldiği üzerinde hiç düşünmedim. Irak’tan her gün gelen mezhepler üzerinden iç savaşın boyutlarının daha da vahşileştiğini gösteren haberlerin zaten algılanabilmesi söz konusu değil. AKP kendince seçim öncesi başaramadığı sivil darbeyi seçim sonrasına taşıma oyunlarında. Meclis’te anayasa değişikliği tartışmalarında çıkan yumruklu kavganın da, siyaseti böylesine gerdikten sonra olağandışı bir anlamı yok.. Haber değerlendirme toplantısına şöyle uzaktan bir kulak kabarttım. Baktım arkadaşlarım da güncel olarak hangi haberleri büyüteceklerinde zorlanıyorlar... Aslında aylar yıllardır Irak işgali sonrası ABD ile sınır komşusu olduğumuzu biliyorduk. ABD’nin petrol çıkarları, BOP kapsamında bizi stratejik ortak olarak görmediğini, çok başka hesaplar peşinde olduğunu da.. Askerlerimizin kafasına geçirilen çuvalın, başımıza örülmekte olan çorapların boyutlarını da... Yine de peş peşe Ankara’nın göbeğinde çok ağır bir terör eyleminin kurbanlarını, mayınlarda 6’sı birden ölen askerlerimizi toprağa vermenin sıcak günlerinde, verilen askeri gözdağı, çok çıplak, çok incitici; “Bizim, ABD’nin emperyal çıkarları her şeyin üstünde. Kuzey Irak’tan size yönelik terörün, tehdidin boyutları umurumuzda değil. Sakın ola ki bizim çıkarlarımıza çomak sokmaya kalkışmayın. Sizin için yaşamsal anlamı, teröre karşı önlem almanın kaçınılmaz önkoşulu olsa da, PKK’ye yönelik Kuzey Irak operasyonu yapamazsınız. Karşınızda bizi bulursunuz..” demenin bu kadar pervasızcası olabilir mi? ??? Yetmiyor.. Irak Kürdistan’ı adına ikinci, üçüncü dereceden bir yetkiliye demeç verdirtiliyor; “Türk tankları Habur’u geçemez, Kürdistan halkı seyirci kalmaz” diye meydan okutulabiliyor. Bu arada peş peşe, kendilerini canlı bomba yapmaya karar vermiş eylemci kadınlar, donanımlı patlayıcı malzemelerle birlikte yakalanıyorlar. İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da polis yakalamasa kim bilir daha kaç canlı bomba eyleminin daha yaşanmış, kaç insanımızın canının gitmiş olabileceğinin hesaplanması giderek güçleşiyor. Stratejik müttefikimiz kendi çıkarlarına yönelik bize karşı bu kadar gaddar da, üyesi olmaya çalıştığımız AB siyasilerinden gelen haberler neyin habercisi? Onların canı can bizimki patlıcan ya.. Terör eylemlerinin bu en vahşilerini bile gören AB medyası yok, adam gibi protesto eden siyasi iradesi yok. Gelen tüm haberler bizim aleyhimize alınmış yeni kararlar ve açıklamalar içerikli. Sabrımızı sınamanın çok ötesinde, gözden çıkarmış olmanın ya da Türkiye’yi günümüz AB siyasi çıkarlarının kapsama alanı dışında görmenin yansımaları var. Bizim başta Soros, AB foncuları ise inatla gerçekleri görmemek, göstermemek üzere, hastalıklı bir bağımlılığın utancını, ayıbını kapatmaya yönelik tüm öfkeleriyle, içerde suçlayacak, saldıracak taraf arıyorlar. Erdoğan hükümetinin, AKP’nin güncel siyasi seçim stratejisi ise daha bir iç karartıcı.. Sanki iktidarda değiller, olup bitenlerde en küçük bir sorumlulukları yok. Pişkin pişkin seçim öncesi başaramadıkları sivil ılımlı İslam darbesini seçimler bağlantılı nasıl gerçekleştirebileceklerinin hesabındalar. Öyle olunca da ABD, AB’den gelecek siyasi destek onlar için Türkiye üzerine oynanan oyunlardan çok daha önemli. ABD, AB siyasileri için ülke çıkarlarını ikinci plana atmış, kendilerine tam bağımlı, sesini çıkaramayan bir siyasi irade elbette kaçınılmaz bir fırsat. Başbakan Erdoğan; AKP iktidarda, siyasi iradenin başında değilmiş gibi, Türkiye’de işlerine gelmeyen gelişmelerde doğrudan devleti hedef alan en sert tepkileri veriyorlar. Sonra devlet adına engel gördükleri siyasi oluşumlardan Cumhurbaşkanlığı’na, askerlere uzanan bir halkada her kurumu eleştirip AKP iktidarına destek vererek devlet adına ülke çıkarlarını savunabilecek siyasi yapılanmanın sandıktan çıkmaması için ellerinden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorlar... Bence çok ama çok yanlış hesap yapıyorlar. En sıradan, en depolitize, olup bitenlere en yabancılaşmış insanlarımızı bile sandığa gitme kararlılığına yöneltiyorlar. Anadolu insanının, Anadolu kültürünün, Cumhuriyet kazanımları, Kurtuluş Savaşı destanından aydınlanma, Atatürk devrimlerine uzanan değerlerin bilinçaltı kodları ile, tehdit algılamasının bileşkesine doğacak tepkiyi hiç hesaplayamıyorlar. Aslında dünyaya, insanlığa emperyal pencereden bakmanın yanılgısını yaşıyorlar... soner@cumhuriyet.com.tr v ya da işyerini kiraya verecek kişi, bankada irada uyuşmazlık doğar, iş mahkemelik olursa söz konusu gayrimenkul için bir özel hesap banka dekontundan başka hiçbir vesika ispat açtıracak. Kiracı kirayı bu hesaba yatıracak. için geçerli sayılmayacak. Örneğin bir tahliye Banka kiranın yüzde 15’ini kesip Hazine’ye aktaracak. davasında dekont yoksa kiracı kazanacak. Ev ya da işyerini kiraya verecek lacak. Banka kanalıyla ödenmeyen nun yerine kira gelirleri de menkul kıymetlerdeki gibi stopaj yoluyla kişi, önce bankada söz konusu gay kiralara ilişkin belgeler, ispat vesivergilendirilecek. Ev ya da işyerini rimenkul için bir özel hesap açtıra kası sayılmayacak. Böylece kira kiraya verecek kişi, önce bankada cak. Kiracısı da kirayı her ay bu he ödenmediğini belgeleme, kiracıyı söz konusu gayrimenkul için bir özel saba yatıracak. Hesabın açıldığı tahliye gibi işlemler için kiranın hesap açtıracak. Kiracısı da kirayı banka ise aylık kira gelirinden yüz bankaya ödenmesi zorunlu olacak. her ay bu hesaba yatıracak. Hesabın de 15 oranında stopaj kesecek ve Aksi halde kiracılara yönelik hukuken hiçbir yaptırımda bulunulamaaçıldığı banka ise aylık kira gelirin bunu Hazine’ye aktaracak. den yüzde 15 oranında stopaj keseSöz konusu işlem için Borçlar yacak. Yeni sistemde de kira istisnası decek ve bunu Hazine’ye aktaracak. Kanunu’nda da bir değişiklik yapı E K vam edebilecek. Bankalar, istisna rakamı aşıldıktan sonra stopaja geçecek. Ticari işletmelerde yapılan stopaj da daha sonra yıllık vergiden mahsup edilebilecek. Düşünülen sistem, şu anda vergisini düzgün ödeyenleri mart ayında sadece kira gelirleri için gidip beyanname vermekten ve bunu toplu olarak yatırma külfetinden kurtaracak. Kesinti azar azar ve otomatik olacak. Buna karşılık düşük kira gösterenler ya da hiç vergi göstermeyenler için ise kaçış yolu tıkanacak. İSTİFASI İSTENİYOR KDV dahil 1.1 milyar dolar taahhüt eden Sama Dubai davaların sonunu bekleyecek Eczacılardan AKP’den aday Domaç’a tepki FATMA KOŞAR Maktum son gün yan çizdi Dubaili El Maktum. Ekonomi Servisi İstanbul’un en değerli bölgelerinden Levent’teki İETT arazisinin 21 Mart’ta yapılan ihalesinde KDV dahil 1 milyar 152 milyon dolarlık en yüksek teklifi veren Dubaili El Maktum’un şirketi Sama Dubai, imar kararıyla ilgili davaların sonucunu bekleyecek. Son gün olmasına karşın dün ödeme yapmayıp İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ihale işlemlerinin davalar sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını talep eden Sama Dubai yetkilileriyle saatlerce toplantı yapan Belediye durumu değerlendirdiğini açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “İhale işlemlerinin başlamasından, satış işleminin gerçekleştiği 21 Mart 2007 tarihine kadar bize herhangi bir dava tebligatı yapılmamıştır” denildi. Belediye dava dilekçesinin 27 Mart’ta kendilerine tebliğ edildiğini savundu. Sama Dubai’nin ödeme yapmaması ihaleyi tartışmalı hale getirdi. Şirketin davaların seyrine göre karar vermesinin ihale şartlarına uygun olup olmadığı İKİ DAVA SÜRÜYOR Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, satış sonrasında, ihalenin yapıldığı parselin kamu ve park alanı olduğunu belirterek 2006 yılında yapılan plan değişikliğiyle, 46 bin metrekarelik alanın 7’ye varan emsal ile 368 bin metrekareye çıkarıldığını ifade etmişti. Plan dengeleri açısından, ulaşım, altyapı, teknik donanım nedenleri açısından kabul etmenin söz konusu olmadığını belirten Mimarlar Odası, 12 Nisan 2006 tarihinde arazinin imar planlarının iptali için yürütmenin durdurulması ve planın iptali istemi ile İstanbul 7. İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Mimarlar Odası, ihale sonrasında 30 Nisan tarihinde ikinci bir dava açarak, ihalenin iptal edilmesini istedi. tartışılıyor. Belediye hukuki süreci değerlendireceğini bildirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, öğlen saatlerinde yaptığı açıklamada, “Bu arazi bizim için çok önemli bir kaynak teşkil edecek. Herhangi bir terslik olsa yine satacağız” dedi. Levent’teki İETT garajı ihalesi 21 Mart tarihinde yapıldı. Toplam 46 bin 241 metrekare ticaret ve konut alanına sahip Levent’teki İETT garajı arazisi 705 milyon dolara Sama Dubai İstanbul Gayrimenkul’ün oldu. Sama Dubai, KDV dahil 1 milyar 156 milyon YTL’ye denk gelen parayı peşin ödeyecekti. Sama Dubai’nin ödeme yapmamasına gerekçe olarak da Mimarlar Odası’nın imar planında yapılan değişikliğin iptali ve yürütmeyi durdurulması talebiyle açtığı davasının hâlâ sonuçlanmaması gösteriliyor. Muhtemel bir yürütmenin durdurulmasına yönelik çıkabilecek bir karara Büyükşehir Belediyesi’nin uyup uymayacağı şimdilik bilinmiyor. Türk Eczacılar Birliği Başkanı (TEB) Mehmet Domaç’ın AKP İstanbul 3. Bölge’den aday adayı olduğu halde görevinden istifa etmemesi eleştirilere neden oluyor. İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu ve Tıp Kurumu Derneği, Domaç’ın birlik başkanlığından istifasıyla ilgili 4 Haziran’dan sonra kararını vereceğine ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. Tıp Kurumu ile İstanbul Eczacı Odası’nın değerlendirmelerinde Türkiye’de son dört yıl boyunca sağlık ve ilaç alanının küresel sermayenin ve onun finans kuruluşları olan Dünya Bankası, IMF projeleri marifetiyle yeniden yapılandırıldığı anımsatıDomaç larak şu ifadeye yer verildi: “AKP, sağlığı kamusal alandan çıkarıp adım adım özel sermayenin rant alanına dönüştürüyor. Sosyal güvenceler ve emeklilik yaşı gibi çok önemli hak kayıplarının söz konusu olduğu tasarılar yasalaşırken ve yine ilaçla ilgili düzenlemenin eczacıların ve kamunun aleyhine değiştirildiği bu dönemde AKP iktidarına en büyük desteği ne yazık ki meslek örgütleri arasında sadece Türk Eczacılar Birliği Başkanı vermiştir. Domaç’ın aday olmasının ardından mesleki etik ilkeler gereği TEB Başkanlığından istifası gerekirdi. Bu tutumunun olası nedeni listelerdeki yere göre karar verecek olması...” Tüketiciler kontör hesabı yüzünden yılda 1.7 milyar dolar fazla ödeme yapıyor Telekom’da kontör oyunu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Özer, Türk Telekom’un tüketiciyi saniye yerine kontörle faturalandırdığını belirterek “Türk Telekom bunun için fazladan 1.51.7 milyar dolar arasında gelir elde ediyor. Bu para tüketicinin cebinden çıkıyor” dedi. Özer, “Tüketici, bir saniye dahi konuşsa, altmış saniye parası ödüyor, altmış bir saniye konuşan tüketici, iki kontör parası ödüyor” diye konuştu. Tüketiciler Birliği’nin Başvuru Merkezi Başkanı Uğur Zincir “Borçlarından dolayı aboneliklerinin hemen kesilmesi uygulamasının ne kadar hukuki olduğu tartışılır. Çünkü tüketiciye ihbar çekilmesi, süre verilmesi lazım” dedi. TURKCELL ‘TÜM GELİRİMİZ 2.4 MİLYAR DOLAR’ Tüketiciler Birliği’nin, önceki günkü açıklamasını cevaplayan Türk Telekom (TT), bunun gerçeğe aykırı olduğunu ve şirketin ticari itibarını hedef aldığını savundu. Açıklamada özetle, “TT’nin 2006’daki ev ve iş telefonlarından yapılan tüm aramalardan elde ettiği konuşma geliri 2.4 milyar dolar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, 3 milyar dolarlık haksız kazanç iddiası gerçeklere aykırı ve kötü niyetlidir” denildi. Çukurova’dan Alfa’ya dava Ekonomi Servisi Borcunu tek seferde kapatmak isteyen Çukurova Holding, ödemeyi kabul etmesi ve hisseler üzerindeki rehini kaldırarak holdinge iadesini sağlamak amacıyla, Alfa Telecom Turkey aleyhine, Virgin Adaları’nda dava açtı. Çukurova Holding, 24 Mayıs’ta kullandığı kredinin bakiye borcunun vadesinden önce ödenmesine ilişkin Alfa’ya ihbarı göndermiş ve toplam 1 milyar 446 milyon 825 bin doların hazır bekletildiğini bildirmişti. YENİ ÜRÜNLER Vivident’ten küp sakız Vivident’in küp şeklinde tasarladığı sakızı “Nane” ve “Nar&Fuji Elma” aromalı ‘Xylit’ raflardaki yerini aldı. Biskrem’e kardeş geldi Ülker Biskrem, yeni ürünü Dark ile üstte kakaolu, içte sade iki kat bisküvili ve akışkan Ülker çikolatalı bir lezzet sunuyor. 4 büyükler Golf paketlerinde Ülker Golf yeni dondurması Hobby SüperGol ile tüm Ülker Golf satış noktalarında tüketiciyle buluşuyor. Gittiğin yere gelen şişe Coca Cola’nın kolay taşınabildiği için “Gittiğin yere gelen şişe” olarak adlandırdığı yeni 450 ml’lik pet şişesi piyasada. pamukm?superonline.com Piyale ambalajını yeniledi Piyale Makarna, Hendek fabrikasında ürettiği makarnalarını yeni ambalajıyla piyasaya sunuyor. M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U maktadır. İleri sanayileşme, güçlü Türkiye’yi oluşturmanın temel dayanağıdır. Gelişimiş ülkeler 3. Sanayi Devrimi sayılan teknolojik devrimi aşarken Türkiye’nin bunun gerisinde kalmasının kabul edilmeyeceğini öngörmektedir. “Bilindiği gibi teknolojik ilerlemenin gerekliliğini birçok ekonomik kalkınma teorisi ileri sürmektedir.Teknik ilerleme genel olarak sermaye,girişim becerisi ve eğitilmiş emek gücü gerektirir.Bunlar genellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kıt faktörlerdir.” Ancak sanayileşme önceliği diğer sektörlerin ihmal edilmesine de yol açmamalı, doğa ve çevre korumasına engel oluşturmamalıdır. KOBİ’ler mutlaka geliştirilmeli ve teşvik edilmelidir. Verimsiz ve hantal sanayi işletmeciliğine son verilmesi gerektiğine inanmaktadır. Bunun için işletmelerin sıfır stok, hatasız üretim ve üretkenliği esas almalarını sağlayıcı düzene geçmeleri şarttır. Sanayileşmenin coğrafyası CHP dinamik, etkin ve açık bir ekonomiyi savunmaktadır. Serbest pazar ekonomisine bakışı Rekabet koşullarının oluşturduğu örgütlü pazar düzenini savunmaktadır. Bunun için tekelci piyasa yapısı aşılmalıdır. Emek ve tüketici kesimleri örgütlenmeli ve piyasaların karar süreçlerine katılmalıdır. Türkiye Batı’nın çok gerisinde olduğu bu sisteme mutlaka geçmelidir. Güçlünün zayıfı ezdiği, tekellerin tüketiciyi sömürdüğü başıboş bir pazar ekonomisini reddetmektedir. Savunduğu pazar düzeni ile ilgili projesi Tekelci yapı (bir malın veya hizmetin üretiminin tek bir firmanın elinde olduğu durum) ve kartelleşmeye (bir ortak ürünün bağımsız üreticilerinin fiyatlarını saptamak için rekabeti sınırlamaları) karşı yasal ve diğer önlemler alınacaktır. Tam rekabet ortamının yaratılması. “Bilindiği gibi tam rekabetçi piyasanın şu koşulları vardır: a) Her biri piyasada çok küçük paya sahip olan çok sayıda firma olması... b) Firmaların aynı üretim sürecini uygulayarak homojen bir mal üretmesi... c) Tam bilgilenmenin olması... d) Piyasaya serbest girişin olması, yani yeni firmaların normal kârdan daha fazla kâr edildiğini görüp endüstriye serbetçe girmeleri...” Tam rekabetin sağlanamadığı kesimler olursa özerk kurumlar oluşturulacak ve bu kurumlar vasıtasıyla kaynak etkinliği sağlanacak ve kalite temin edilecektir. Tüketiciyi ve çevreyi koruyan kurumlar ve örgütler geliştirilecek ve desteklenecektir. Sınırsız bir korumacılığa CHP karşıdır Korumacılık (hükümetin dış ticarete müdahale ederek yurtiçi üreticilerini dış rekabet karşısında koruması) stratejik önemdeki alt sektörlerde uygulanacaktır. Hiçbir mal ve sektör için süresiz korumacılık yapılmayacaktır. Korumacılık dış pazarlarla bütünleşmeyi engellememelidir. CHP’nin Ekonomi Anlayışı(1) Serbest pazara müdahaleden yana değildir Pazar sistemine müdahale edilmeyecek, yetersizliklerini gidermeye yönelik yönlendirici, özendirici, esnek bir stratejik araç olarak “makro ekonomik planlama”dan yararlanacaktır. CHP ekonomide verimlilik ve etkinliği sağlamak hedefindedir Kamu kaynaklarının israf edilmesine neden olan hantal devlet modelinin aksayan yönlerini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. Kamuya ait ekonomik ve sosyal projeler alternatif maliyet ve yararı ölçülerek uygulanacaktır. Ekonomilk yönetim ve toplumsal yaşamla ilgili kararlarda hep “ekonomik verimlilik (etkinlik)” kriterini gözetecektir. Ekonomide sanayileşmenin önceliği ve önemini kabul etmiştir CHP Türkiye’nin rotasını teknolojik yapılanma ve sanayileşmeye çevirmesi gerektiğine inan yeni çekim alanları ile dengeli dağılımı içermesi için gerekli dönüşüm ve ivmenin sağlanmasını hedeflemiştir. Sanayide teşvik politikalarının değişmesine, kaynak transferinin sanayiyi geliştirici yönde olmasına çalışacaktır. Türkiye bilgi toplumuna geçmelidir CHP Türkiye’nin teknolojik devrim yapması gerektiğine inanmakta ve bunun için teknolojik yapılanmayı öngörmektedir. Bunun için gerekli kurumlaşma ve destekler sağlanacaktır. Bunu sağlayıcı teknoparklar, enstitüler, kurumlar, sistemler oluşturmayı çok önemsemektedir. Bölgesel gelişme eşitsizliğinin kaldırılmasını savunmaktadır CHP refahtan ve sanayileşmeden yeterince pay almayan bölgelerin gelişmesi ve eşitisizliğin kaldırılmasına kesin kararlıdır. Bu eşitisizliğin giderilmesinin yeni demokratik açılımlar getireceğine inanmaktadır. CUMHURİYET 11 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle