27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2007 SALI 6 HABERLER Alevi sivil toplum örgütleri, sağ partilerin tabanlarına yönelik ılımlı yaklaşımlarına dikkat çekti SALI ORHAN BURSALI ‘Sağın klasik taktiği’ İTTİFAK ARAYIŞLARI Laikliği, Türkiye’yi Salamlama Türkiye Cumhuriyeti yıllardır belki de hiç bu kadar açık ve net bir biçimde saflaşmamış ve bir hesaplaşma çizgisine kaymamıştı! Bu köşede, şöyle bir iki yıl geriye giderek yazılanlara bakıyorum ve şu üç noktanın sürekli vurgulandığını görüyorum: AKP’nin 1) politikalarıyla ülkeyi ikiye böldüğü; 2) yönetiminde olduğu her şeyi kendisileştirmeye çalıştığı ve kendisi dışındaki hemen hemen herkesi ötekileştirdiği; 3) artık çoktan geride kalmış olması gereken ülkenin temel kabullerini (laiklik vb.) tartıştırmaya açarak ve bunları değiştirme çabasına girerek, ülke enerjisini boşa harcadığı, geçmişle uğraştığı, oysa bizim temel sorunlarımızın gelecekle ilgili olduğu... Şimdi gelinen nokta dramatiktir! AKP, çoğunluk partisi ve tek parti hükümet olmasına rağmen, giriştiği bilek güreşi sonucu cumhurbaşkanını seçtiremedi. CHP adeta, AKP iktidarının burnuna halka takarak yerlerde süründürdü ve ülkeyi erken seçime götürdü! Bu saflaşmahesaplaşma iyi mi? Kesinlikle hayır! Ülke, enerjisini yeniden ve yine, bu defa AKP’nin köktenci politikalardaki ısrarı nedeniyle heba etme tehlikesi ile karşı karşıya. Bu defa daha büyük bedeller ödeme tehlikesi de var. ??? AKP ile içerideki ve dışarıdaki dostları, bu saflaşmanın üzerine benzin döküyorlar. Kendilerini Türkiye’nin Dostları ilan eden bir kısım Avrupalı politikacı vesaire, AKP’ye destek bildirileri yayımlıyor. Onlara göre AKP , Türkiye’yi Avrupa’ya yaklaştıran ve çağdaşlaştıran bir partiymiş! Laikliği savunmayı da o kadar abartmamak, demokrasiyi laikliğe gerekirse tercih etmemiz gerekiyormuş. Karşımızda Avrupalı kılığında tam bir siyaset şarlatanları güruhu duruyor! Bunlar gerçekten “Türkiye’nin dostları” olsalardı, Türkiye ile değil Türkiye’yi Avrupa’dan dışlayan, ikiyüzlü davranan, her seferinde yeni kriterler öne süren, AB yönetimi ve kendi hükümetleri ile uğraşırlardı! New York Times yazarı Sabrina Tavernise ise yalan yanlış bilgilerin üzerine inşa ettiği ve üstüne üstlük olayları kavrayış kıtlığı ile donattığı yazısında şöyle diyor: “Atatürk çağdaşlığı hedef gösterdi. AKP, Türkiye’yi bu hedefe yaklaştırdı. İdamı kaldırdı, bütün yasaları değiştirdi. Ama milyonlarca Atatürkçü AKP’ye karşı. İroni’ye bakın!” İdamı kaldıran, ulusal uyum yasalarının önemli bölümlerini çıkaran, AKP öncesi hükümetti sevgili Sabrinacağımız! Ayrıca, bu ülkede milyonlar miting alanlarını dolduruyorsa, sorunu algılamada, sakın sende belki kasıtlı veya güdümlü bir sorun olmasın! İroni diyeceğine, nedenlerini araştır! “Dışarıdakiler”, neden AKP’yi iktidarda tutmak istiyor? Nilgün Cerrahoğlu Türkiye’nin Dostları’nın ana niyetlerini vurguladı: Türkiye’yi rayda tutmak! Dışarıdakiler, AKP ve iktidarını, kendi amaçları, politikaları, hedefleri için “burnundan tutup” rahatça evirip çevirebileceklerini görüyor! AKP ve dış güçlerin, laiklik ile Cumhuriyetin bizi geleceğe taşıyacak ruhunu dilimleyerek yok etme projelerini bu ülkede gerçekleştirmeleri zor. Bu salam kesme politikası ülkede tutunamaz... Laikliği dilim dilim keseceksiniz.. Daha sonra biraz daha ve biraz daha! Sözde “demokratik” laiklik, “ılımlı” laiklik ve giderek yokoluş. Eğer geride kaldıysa, eh, “biraz laiklik” bize yeter. Hatta laikliğin olmadığı bir demokrasi neyimize yetmez! Yani özetle çağdaş demokrasi bizim neyimize! Biz Doğu ülkesi olarak haddimizi bilmeliyiz! ??? AKP, ülkeyi müthiş bir gerilimin eşiğine getirdi koydu! Gerilimin nasıl seyredeceği tamamen seçimlerin sonuçlarına bağlı! Ben açıkladım: AKP yüzde 25’in üzerinde oy alamaz. Burada temel dayanağım, son bir ay içinde 5 milyon insanı hareketlendiren dinamizmdir! Bu tarihte görülmemiş bir dinamizmdir!.. Bu dinamizmi okumaktan aciz iktidar destekçileri, AKP’nin yüzde 30’un üzerinde oy alacağı, hatta yüzde 34 oranını bile aşabileceği vaazlarında bulunuyor. Bakıyorum, gönüllerinde yatanı dile getiriyorlar! Bağımsız Kürt adaylarla birlikte, en az dört, büyük bir olasılıkla 5 siyasi parçalı bir Meclis yapısı ile karşılaşmamız sürpriz olmayacak. AKP’nin tek başına iktidarını hayal gibi görüyorum. Uygun bir koalisyon hükümeti, AKP’nin yarattığı gerilimi düşürebilir. Bir CHP koalisyonu, doğru politikalarla Türkiye’ye gerçekten kendine getirebilir! Bizim “başkası için” değil, “kendisi için” var olan, davranan ve yaşayan bir Türkiye’ye ihtiyacımız var! Baraj korkusu BBP’ye itiyor Haber Merkezi Seçimlerde uygulanan yüzde 10’luk ülke barajı Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) gözde partilerden biri haline getirdi. BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, “İlkelerimiz doğrultusunda taviz vermeden her türlü uzlaşmaya açığız” dedi. DP çatısı altında birleşmelerine rağmen baraj endişesi taşıyan DYP ve ANAVATAN seçim ittifakı için BBP’ye yöneldi. Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu’nun Yazıcıoğlu’na “birlikte hareket etme” önerisi götürdüğü ve Yazıcıoğlu’nun bu teklife olumlu yanıt verdiği kaydedildi. Her üç partinin kurmaylarının önümüzdeki günlerde bir görüşme yapacağı belirtiliyor. SP de baraj endişesi nedeniyle BBP ile ittifak arayışında. SP lideri Recai Kutan önceki gün Ayfonkarahisar’da yaptığı konuşmada, “BBP ile ittifak yapmaya hazırız” dedi. Öte yandan SP İstanbul Örgütü’nde önceki gün yapılan temayül yoklamasına Necmettin Erbakan’ın küçük kızı Elif Erbakan da aday adayı olarak katıldı. Erbakan’ın, İstanbul 2. bölgeden seçilecek sırada aday olarak listeye gireceği öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağ partilere Alevi kesimden milletvekili adaylarının başvurması ve kimi sağ partilerin seçim öncesi Alevi aday çıkarma çabası, “her seçim öncesi uygulanan bir taktik” olarak yorumlandı. Alevi sivil toplum örgütü temsilcileri, Alevilerin her zaman sosyal demokrat çizgide olduğunu ve Cumhuriyete sahip çıktıklarını, oy kullanırken buna dikkat edeceklerini kaydetti. “Aleviler oyunu nereye vereceğini çok iyi bilir. Bu oyuna ancak Alevi kimliklerini kaybeden birkaç kişi gelir” vurgusu yapılırken CHPDSP ittifakının Alevi tabanınca çok önemsendiği de belirtildi. Seçim sürecinde AKP, MHP gibi sağ partilerin adının Alevi milletvekili adaylarıyla anılması, Alevi toplumunu rahatsız etti. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser, “Seçim öncesi dönemlerde toplum ? Sivil toplum örgütü temsilcileri, Alevilerin her zaman sosyal demokrat çizgide olduğunu ve Cumhuriyete sahip çıktıklarını, oy kullanırken buna dikkat edeceklerini kaydettiler. Alevi örgütleri, CHPDSP ittifakının tabanlarınca çok önemsendiğini belirttiler. sal hassasiyeti yüksek Alevi kesimlere yönelik böyle gönül okşayıcı yaklaşımlar hep olur” dedi. Milli Görüş geleneğinden gelen AKP’nin Alevilerle ilgili inkârcı tutumunun değişmediğini, cem evlerine “cümbüş evi” diyen zihniyetin devam ettiğini vurgulayan Eser, “AKP kaybettiği toplumsal destek sonucu oluşan toplumsal cari açığını, Alevi tabanının oylarıyla kapatmak istiyor. Ama bu dipsiz kuyudan su çekmeye benziyor. Boşa medet ummasınlar. Aleviler, bu tür siyasi atılımlara prim vermez” diye konuştu. MHP’nin önce kendi siyasi tarihiyle yüzleşmesi gerektiğini, partinin Sünnilik üzerinden milliyetçilik yaptığını söyleyen Eser, “Alevilere karşı fiziki kıyımlara Kahramanmaraş’ta, Çorum’da sessiz kalınmıştı” anımsatmasını yaptı. de etti. Eser, sol bir iktidarın hem Türkiye’nin hem de Alevilerin sorunlarına çözüm getireceğini kaydetti. ‘Aleviler bu oyuna gelmez’ Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez de her seçim öncesi sağ partilerin aynı taktiği uyguladıklarının altını çizdi. Geçmez, “Ama gerçek Aleviler bu oyuna gelmez. Ancak Alevi kimliğini kaybedenler buna aldanır. Onlar da birkaç kişidir” dedi. Sağ partilerle milletvekilliği için temasa geçenlerin Alevi toplumundan dışlanan isimler olduğunu belirten Geçmez, sağ partilerin, Alevilerin kültür ve inançları açısından gerekli kazanımlarına ilişkin adım atmadığını, tek söz dahi etmediğini dile getirdi. Ercan Geçmez, “Aleviler sosyal demokrattır. Zorluklara karşın bu kimliklerine hep sahip çıktılar” dedi. ‘Çok çaba sarf ettik’ Eser, Alevilerin tercihinin her zaman sosyal demokrat değerler etrafında olduğunu vurgulayarak siyasi tercihlerin de hep bu doğrultuda yapıldığını, bundan sonra da bu doğrultuda yapılacağını kaydetti. CHPDSP ittifakı için kendilerinin de çok çaba sarf ettiğine işaret eden Turan Eser, atılan adımın Alevi tabanca çok önemsendiğini, ancak eksik bulunduğunu ifa DSP’nin adaylarını belirlemesi ve Sezer’in bu listeyi Baykal’a sunması bekleniyor CHP’de başvuru için son gün İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) CHP’de milletvekili adaylık başvuruları bu akşam sona eriyor. CHP’nin aday adayları arasında gazetemiz yazarlarından ve eski Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, eski DGM Savcısı Talat Şalk, eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık, Karadeniz bölgesi için önemli bir projede imzası bulunan Nuri Kemal Demirel de bulunuyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı Derviş Günday’ın aday gösterilmesi beklenirken çok sayıda eski belediye başkanı da adaylık başvurusunda bulundu. CHP’de adaylık başvuruları bu akşam saat 18.00’de sona eriyor. 27 Mayıs Pazar günü belirlenen 6 ilde delegelerle önseçim yapılacak. DSP’nin öncelikle kendi adaylarını belirlemesi ve DSP Genel Başkanı Zeki SeOktay Ekinci. N. Kemal Demirel. Süleyman Çelenk. zer’in bu listeyi CHP lideri Deniz Baykal’a sunması bekleniyor. Ödemiş, Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz aday oldu. Eski Antakya Belediye Başkanı İris Şentürk de kültürel mirasın korunması çalışmalarına Meclis’te devam etmek için CHP’den aday oldu. Tarihi Kentler Birliği’ndeki kültür ve kimlik öncelikli politikaları Meclis’e taşımak için birliğin danışmanı, gazetemiz yazarı ve eski Mimarlar Odası Başkanı yüksek mimar Oktay Ekinci’nin de adaylığı konuşuluyor. Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık da CHP’den milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. Eski Trabzon valisi Adil Yazar, eski DGM savcısı Talat Şalk, hakem Cem Papila da CHP’den adaylık için başvuruda bulundu. Öte yandan, Ordu CHP’nin Gürgentepe ve Gölköy ilçe teşkilatları ile iki ilçenin CHP’li belediye başkanları aday adayı olan Doç. Dr. Süleyman Çelenk’e destek olacağını açıkladı. 52. hükümet döneminde Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı olarak “Beyaz Enerji” operasyonunu yürüten emekli kurmay albay Aziz Ergen de CHP’den milletvekili aday adayı oldu. “Yusufeli Barajı Yeniden Yerleşim Planı”nın hazırlanma projesini gerçekleştiren Nuri Kemal Demirel de aday adayı oldu. DTP ADAYLARI DEP’lilerin adaylık ısrarı MAHMUT ORAL Tarihi Kentler atakta Tarihi Kentler Birliği’nin 2000 yılındaki kuruluşunda etkin rol oynayan sosyal demokrat belediye başkanları da CHP’den milletvekili aday adayı oldular. Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya 2 dönemdir sürdürdüğü görevinden ayrılarak aday oldu. Ürgüp Belediye Başkanı Bekir DİYARBAKIR Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) seçimlerde göstereceği adaylar için başvuru süresi bitti. Bağımsız olarak seçime girmek için partiye başvuranlar arasında birçok tanıdık isim bulunuyor. Eski DEP milletvekillerinin de her koşulda aday olmakta ısrarlı oldukları bildiriliyor. DTP yönetiminin bugün bir açıklama yapması bekleniyor. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün Mardin’den, DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un Diyarbakır’dan aday olacakları bildirilirken, Yargıtay’ın ihtarından sonra siyasi yasaklı oldukları belirtilen Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan’ın her koşulda aday olmakta ısrarlı oldukları vurgulanıyor. Başvuranlar arasında en dikkat çeken isimlerden biri, bir süre önce sağlık sorunlarını gerekçe göstererek kongreye katılmayan eski DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan. Bakırhan’ın başvurusunu çalışma arkadaşlarından Veli Büyükşahin’in yaptığı bildiriliyor. Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da DP’den adaylığa hazırlanıyor Haluk Ulusoy’a DP’den adaylık teklifi AYŞE SAYIN Haluk Ulusoy. ANKARA Demokrat Parti (DP) adı altında birleşip seçime girecek olan DYP’de adaylık başvuruları dün sona ererken ANAVATAN’da bir gün uzatıldı. DYP’ye adaylık başvurusu yapan isimler arasında, eski MHP’li Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp ve eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz yer alırken, DYP yönetiminin Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’a da adaylık teklifi götürdüğü öğrenildi. DYP 27 Mayıs’ta yapacağı birleşme kongresinde ismini DP olarak değiştirmeye hazırlanırken, DYP lideri Mehmet Ağar ve ANAVATAN lideri Erkan Mumcu, DP’nin seçim bildirgesini de 30 Ma yıs’ta İstanbul’da açıklama kararı aldılar. DYP’ye dün itibarıyla başvurular 3 bine yaklaşırken, ANAVATAN’da da 2 bini geçti. ANAVATAN ve DYP genel merkezlerine dün adaylık başvurusu yapan isimler arasında, geçen günlerde MHP’den istifa eden esi Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, Bülent Eczacıbaşı’nın kuzeni Pınar Eczacıbaşı, Kütahya Porselen’in CEO’su Devrim Koç, Turgut Özal’ın koruması Musa Öztürk, eski milletvekilleri Işılay Saygın, Oltan Sungurlu, Ahad Andican, Yüksel Yalova, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, gazeteci Suna Vidinli, Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cem Toker yer aldı. Bu arada Futbol Federasyonu Başkanı Ulusoy’a da adaylık için teklif götürüldüğü öğrenildi. ANAVATAN kanadının öneri götürdüğü Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın ise “devlet kademelerinde görev almayı tercih ettiğini” belirterek öneriyi geri çevirdiği bildirildi. Mumcu’nun cumhurbaşkanlığı için önerdiği eski MİT’çi Mahir Kaynak’ın öğretim üyesi kızı Deniz Ülke Arıboğan’ı da kendi kontenjanından aday göstereceği ifade edildi. AKP’li TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger’in eşi İlhan Dülger DP’den aday olmuştu. Mehmet Dülger dün yaptığı yazılı açıklamada, eşinin AKP dışından aday olmasının “meselelere belirli açıdan bakan bazı çevreler için” kabulü zor bir durum olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. obursali?cumhuriyet.com.tr ORTAK AÇIKLAMA YAPTILAR Ahmet Rıza Bey, Jön Türk hareketinin önderlerinden ve ideologlarındandı. İkinci Abdülhamit’e muhalefet amacıyla Fransa’da kalmıştı. İkinci Meşrutiyet’in ilanı ve Meclis’in yeniden açılması üzerine sürgünde yaşadığı Paris’ten yurda dönmüş ve “hürriyetin babası” sloganlarıyla, büyük törenlerle karşılanmıştı. Oybirliğiyle Meclisi Mebusan’ın ilk başkanlığına seçildiyse de İttihatçılarla geçinemedi. Bu nedenle İttihat Terakki Fırkası’nın Merkez Komitesi üyeliğinden çıkarıldı. 1912’de seçimlerin ardından Ayan Meclisi üyesi oldu, Birinci Dünya Savaşı yenilgisini izleyen mütareke döneminde Ayan Meclisi Başkanlığı’na seçildi. Dik başlı ve özgürlük düşkünü kişiliğiyle bu kez de Sadrazam Damat Ferit Paşa’yla anlaşmazlığa düştü ve yönetime sert eleştiriler yöneltti. Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal’in isteğiyle yeni kurulacak hükümeti tanıtmak amacıyla Fransa’ya gitti. Lozan Antlaşması’nın im Osmanlı Padişahının İçki Masası... zalanmasından sonra yurda döndü. Cumhuriyet döneminde siyasal yaşamdan çekilerek anılarını yazdı. 26 Şubat 1930’da İstanbul’da 72 yaşında öldü. Ahmet Rıza Bey’in Anıları 26 Ocak19 Şubat tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde dizi olarak yayımlandı. Daha sonra bu anılar kitap olarak basıldı. Cumhuriyet Kitapları arasında yayımlanan Ahmet Rıza Bey’in Anıları, İttihat Terakki Fırkası’nın iktidarı dönemini, iniş çıkışları, iç iktidar kavgalarını ve Osmanlı’nın son dönem padişahlarının yaşamından ilginç kesitleri içeriyor. ??? Ahmet Rıza Bey anıların bir yerinde şunları anlatıyor: “Bulgar Prensi İstanbul’a geldiğinde, Yıldız’da bir ziyafet verilmişti. Vekiller sırasında Ayan’dan, Mebusan’dan kimileri salonda sırayla dizilmiştik. Prens, Zatı Şahane’yle (Padişah Mehmet Reşat) birlikte salona girdi. Önce Ayan Başkanı’nın önünde durdu. Birkaç söz söyledi... Gidişi sırasında garda bulunuyorduk. Padişah’la vedadan sonra beni gördü, doğru yanıma gelerek, ‘Biz el ele çalışmalıyız, düşmanımız birdir; Meclis’i bu yolda yönetmenizi sizin dirayetinizden beklerim’ dedi.” “Sırp Kralı geldiğinde, Yıldız’da verdiği ziyafette Ayan Başkanı yoktu. Ben, Padişah’ın sağına oturdum. Kadehlere şarap dolduruluyordu. Saygı olarak ben içmiyordum. Padişah yavaşça, ‘yuvarlayıver’ dedi; ben de sağlığına içtim.” Padişah ve yanındaki yüksek düzey yöneticiler belli ki alkollü içkilere meraklıymışlar. Bunun mutlaka başka anılarda da çok örneği bulunuyordur. Ancak, dönemin Meclisi Mebusan Başkanı’nın ağzından anlatılan bu öykü bana tarihi bir gerçeği saptamak açısından önemli geldi. Yanılıyor muyum? ??? Ahmet Rıza Bey yine anılarının bir yerinde, önemli buluşmalara erkeklerin eşleriyle birlikte katıldıklarını belgeleyecek toplantılardan ve ziyafetlerden söz ediyor: “Bulgar Kralı Ferdinand ve Kraliçe onuruna Dolmabahçe Sarayı’nda 9 Mart 1326 (22 Mart 1910) akşamı, doksan kişilik bir ziyafet verilmiş ve ziyafette vekiller ve eşleriyle birlikte Hıristiyan bakanlar, elçiler ve eşleri hazır bulunmuşlardı.” Yani Osmanlı Meclisi’nin milletvekilleri ziyafetlere eşlerini alarak geliyorlarmış. O dönemde kadınların toplumsal yaşam içinde görünür hale gelmelerini göstermesi bakımından önemli bir saptama. Anıların bir başka yerinde intihar eden veliaht Yusuf İzzettin Efendi’nin içki düşkünlüğü dile getiriliyor: “Mahdumu Şehriyari (Padişahın oğlu) şehzadelerin biraz fazla hovardalığı, özgür davranışları, kayıkta sarhoş olmaları, saz çalmaları, kimi mebuslarca dedikodu konusu olduğundan, mebusların bana başvurması ve yakınması üzerine, Padişah’ı durumdan haberli kılmaya gerek görülmüştü.” ??? Osmanlı Devleti’nin son yılları ve İttihat Terakki iktidarı dönemleri, yeni baştan incelenmeye değer birçok önemli olayı içeriyor. Olaylara daha sakin gözle bakmak, Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolun Osmanlı Devleti içinde nasıl olgunlaştığını görmek, günümüzü anlamak açısından da önem taşıyor. İktidarın İttihat Terakki, Hürriyet ve İtilaf Fırkaları arasında zaman zaman el değiştirmesi de günümüzdeki kamplaşmanın, bölünmenin geçmiş tarihteki köklerine göz atmak açısından ilginç benzerlikler taşıyor. Aydınlardan birlik çağrısı İstanbul Haber Servisi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, gazeteci Celal Başlangıç, yazar Üstün Akmen’nin de aralarında bulunduğu 21 aydın, DTP, ÖDP, EMEP ve diğer emek örgütlerine “seçimlerde birlikte hareket etme” çağrısı yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde dün düzenlenen basın toplantısında aydın grubu tarafından hazırlanan “Demokrasi için birleşelim” başlıklı metni okuyan gazeteciyazar Aydın Çubukçu, halkın “ya şeriat ya darbe” kıskacına alınarak demokratik istemlerinin ötelenmesinin kabul edilemez olduğuna işaret etti. Çubukçu, “Yüzde 10 seçim barajının muhafaza edilmesi, bağımsız adaylara birleşik oy pusulasında yer alma zorunluluğu getirilmesi, eski DEP milletvekilleri ile 116 kişiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından getirilen seçilme yasağı vb. yollarla Kürtlerin TBMM’ye girmelerinin engellenmek istenmesi, seçimlerin antidemokratik karakterini gözler önüne sermektedir” diye konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle