Katalog

SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2007 CUMARTESİ 12 KOBİ Mardin ve Diyarbakırlı kadınlara iş olanağı Yoksulluk ve kadınların durumunu ülkenin en önemli sorunu olarak tanımlayan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDV) yoksulların ve kadınların kapasitelerinin geliştirilmesi amacıyla 12 ilde yürüttüğü çalışmalara bir destek de Actavis İlaç Firması’ndan geldi. KEDV desteğiyle Mardin’de kurulan İpekyolu Kadın Kooperatifi sabun atölyesinde çalışan kadınlar, Actavis için Helipak ve Transamine markasıyla sabun, Diyarbakırlı kadınlar ise mum üretiyor. Bir yıl boyunca sürecek destek ile toplumun en dezavantajlı kesimi olan kadınların ekonomik koşullarında iyileşme sağlanması amaçlanıyor. KEDV’in, daha önce evlerinden çıkmamış yoksul kadınların üretime katılması amacıyla yürütmekte olduğu kooperatifleşme çalışmaları, şimdiye kadar Levi’s, Carrefour, Citibank, Tariş tarafından desteklendi. G üncel Doğu illerine AB destekli proje Tunceli, Elazığ ve Bingöl Ticaret ve Sanayi Odaları ile Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı tarafından Avrupa Birliği fonlarına sunulan ve kabul edilen Bölgesel İstihdam ve KOBİ Gelişim Projesi’nin en kısa sürede hayata geçirileceği bildirildi. Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Mehmet Katurman, AB fonlarıyla desteklenen projenin 140 bin Avro almaya hak kazandığını söyledi. 3 ilde12 ay sürecek proje kapsamında düzenlenecek eğitimlere katılmak isteyenlerin 26 Mart’a kadar Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası’na başvurmaları gerekiyor. ‘Girişimcilikle çözülmez’ Kadın Girişimciler Derneği Kadın Fonu Direktörü Aysun Sayın, kadın istihdamı sorununun sadece girişimcilikle çözülemeyeceğini belirterek, kadın eğitimi ve istihdamına yatırım yapılması için hükümete baskı oluşturmayı hedeflediklerini açıkladı. Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen panelde konuşan Sayın, “Türkiye’de kadın istihdamı ile ilgili bir program yok. Hedef kalkınmış Türkiye ise kadının çalışma hayatında önüne çıkacak engelleri çözecek politikalar oluşturulmalı” diye konuştu. Arçelik’in ilk kadın teknisyeni Dalkılıç kurduğu şirket ile yılda 4 milyon Avro ciro yapıyor ‘Erkek işi bu, kalkışma’ dediler, dinlemedim ‘ İlk 4 yıl Kartal Oto Sanayi Sitesi’nde kendi başıma bir torna, freze, antika bir daktilo ve sekreter ile 50 metrekarelik atölyede özel makine imalatına başladım. İşyerim düzen ve dekorasyon olarak erkek patronlu işyerlerinden ayrılıyordu. Bir kadın çalışan olarak, esnafa eşlerinin de çalışabileceğini sürekli vurguluyordum. idrotam Makine’nin sahibi Ayşan Dalkılıç, 22 yıl Arçelik’te çalıştıktan sonra emekli ikramiyesiyle kendi işini kurmuş. Ancak onu birçok girişimci kadından ayıran özellik, faaliyet gösterdiği sektör. Dalkılıç, 1994’ten bu yana Türkiye’nin dünyaca tanınan firmaları için özel amaçlı üretim ve otomasyon hatları, makineler, aparatlar imal ediyor. Makine ve otomasyon sektörü için her türlü teknik ve teknolojik destek hizmeti veren, aynı zamanda ihracat da yapan Dalkılıç, 2005’te İstanbul Ticaret Odası’nın Yılın KOBİ’leri yarışmasında Kadın Girişimci ödülünü almış. Dalkılıç’ın babası demiryollarında makine teknisyeniymiş. Küçüklüğünden beri teknik konulara ilgi duyan ve evdeki tamirat işlerini bile kendi yapan Dalkılıç, Haydarpaşa Teknik Lisesi’nde makine ressamlığı eğitimi almış. Okula girdiğinde sınıftaki birkaç kızdan biri iken, Arçelik’te de teknik işlerde çalışmaya başlayan ilk kadınlardan olmuş ve 22 yıl Arçelik Çayırova fabrikasında ürün mühendisliği bölümünde çalışmış. Emekli olduktan sonra da bu ilgisini girişimciliğe dönüştürmeye karar vermiş. KAGİDER tarafından seçilen projelerden biri olan doğal sabun üretimi Neslihan Memigüven’i son derece farklı bir yaşama yöneltti . H ’ Koç kültürü ile yetişmemin avantajlarını kullanarak para ile değil, tasarruf ile bir yerlere gelindiğini her zaman çalışanlarıma dile getirdim. İlk işim Honda’nın motorsiklet fabrikasından oldu. Honda, Arçelik, Vestel ve Bosch sayılı müşterilerimden. Şimdi ise 4 bin metrekarelik fabrikada üretim yapıyoruz ve ihracata başladık. cata başladık. Müşterinin istek ve ihtiyaçlarına uygun özel tasarlanmış makine imalatı, Vestel, Arçelik, Bosch gibi beyaz eşya üreticilerine ileri teknoloji ile makine imalatı, raf üreticilerine imalat, metal sac ile ilgili ürün imalatı yapıyoruz” diye anlatıyor. 6’sı kadın olmak üzere 35 çalışanı olan Hidrotam, yıllık 4.126.684 Avro ciroya sahip ve 500 bin Avro ihracat yapıyor. Hedefleri ise üretim kapasitesini artırarak dünya çapında ihracat yapan, işgücü potansiyeli artmış, ArGe ve yeni ürün tasarımları gelişmiş, kalite yönetim sistemini etkin kullanan bir şirket haline gelmek. Çalışma yaşamında kadın olmanın avantajlarını kadınların daha istikrarlı, disiplinli, hırslı, cesur ve ikna yeteneğinin yüksek olması, karar vermede risk alabilmesi, sosyal kişiliklerinin gelişmiş olması, meslektaşlarını desteklemede, onların bir adım ileriye gitmesine izin vermede daha kararlı olması olarak sıralayan Dalkılıç, makine imalatında kadın patrona alışık olmayan insanlarla iletişim zorluğunu en büyük dezavantaj olarak gösterirken, “Teknik olarak işi bildiğime insanları inandıramıyordum” diyor. ‘ ’ Hedefi doğal sabunla dünya markası olmak GÖKÇE IŞIK Dalkılıç hikâyesini, “İlk 4 yıl Kartal Oto Sanayi Sitesi’nde kendi başıma bir torna, freze, antika bir daktilo ve sekreter ile 50 metrekarelik atölyede özel makine imalatına başladım. İşyerim düzen ve dekorasyon olarak erkek patronlu işyerlerinden ayrılıyordu. Bir kadın çalışan olarak, çay saatlerinde bir araya geldiğimiz esnafa eşlerinin de çalışabileceğini sürekli vurguluyordum. Sanayi sitesinde tek kadın girişimci olmam bazen zor luklar getirdi fakat Kapalıçarşı’da mobilyacı dükkânı olan dayımdan ticaret dersleri alarak kendimi yetiştirdim. Koç kültürü ile yetişmemin de avantajlarını kullanarak para ile değil tasarruf ile bir yerlere gelindiğini, her zaman çalışanlarıma dile getirdim. İlk işim ise Honda’nın motorsiklet fabrikasından oldu. Honda, Arçelik, Vestel ve Bosch sayılı müşterilerimden oldu. Şimdi ise 4 bin metrekarelik bir fabrikada üretim yapıyoruz ve ihra KAGİDER’in desteğiyle işini kuran Küçüker, fason üretim yaptırıp pazarlıyor ‘Ornatolia’ ile marka olma yolunda atma Küçüker 2005’te Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) düzenlediği ‘Genel Girişimcilik Eğitimi’ ile hayatının dönüm noktalarından birini yaşadı. KAGİDER’in desteğiyle hayalindeki işi kurarak turistler için ‘mıknatıslı süs’ üretmeye başlayan Küçüker’in hedefi, ‘Türkiye temalı hediyelik eşyalar’ denilince akla ilk gelen isim olmak. Üniversitede arkeoloji eğitimi alan Küçüker, çalışma yaşamına bir hazır giyim firmasındabaşlamış. Kendi işini yapmanın her zaman aklında olduğunu belirten Küçüker, çocuk sahibi olunca ara verdiği iş yaşamına bu kez kendi işini kurarak dönmüş ve Türkiye F temalı mıknatıslı süs eşyalarını fason olarak ürettirip pazarlamaya başlamış. Başlangıçta Küçüker’e sadece eşi destek olmuş. Eşi dışındaki herkes yanlış yaptığını, profesyonel yöneticiliğe geri dönmesinin daha akıllıca olduğunu söylemiş. Ancak Küçüker, 2004 sonbaharında başladığı işini, her geçen gün ilerlemeler kaydederek bugüne kadar sürdürmüş. Küçü ker, ürünleri ile ilgili tasarımı bütün detayları ile kendisi hazırlıyor. Fason atölyelerde istediği ürünü yaptırıyor ve ‘Ornatolia’ markasıyla hediyelik eşya satan dükkânlara pazarlıyor. Ürünleri şu anda İstanbul’da turislerin yoğun olarak ziyaret ettiği Tarihi Yarımada’da çeşitli yerlerde satılıyor. Yakın gelecekte sadece mıknatıslı süsler değil, Türkiye’nin tanıtımına yönelik ürün çeşitlemesine girmek ak isteyen Küçüker, hedeflerini “Türkiye temalı hediyelik eşyalar denilince akla ilk gelecek mağaza ve mağazalar zinciri oluşturmak istiyorum. Bu turizm sezonundaki satış miktarımı 100 bin adet olarak belirledim” diye anlatıyor. Fatma Küçüker, Türkiye temalı hediyelik eşyalar pazarlıyor. ODTÜ İşletme’den 1992’de mezun olduktan sonra 10 yıla yakın küçük elektrikli ev aletleri ve kâğıt sektöründe iş deneyimi kazanıp kendi işini kurmaya karar verir. Pazar araştırmaları sonucunda doğal kozmetik, özellikle de başlangıç olarak doğal sabun üretimini seçer. Projesi KAGİDER tarafından onaylanan Neslihan Memigüven, aldığı eğitimin ardından şu sıralar 6 aylık mentor desteği aşamasında. Efsun markası ile üretilen sabunlar ise nisan ayından itibaren piyasaya çıkacak... Kendi işinizi kurmaya nasıl karar verdiniz? İşim gereği yurtdışı seyahatlerim sırasında gelişen doğal ürünler pazarı dikkatimi çekmişti. 2005 yılında bir süre Avustralya’da yaşadım ve orada pazardaki ürün çeşitliği, kalitesi, fiyatların uygunluğu ve aynı zamanda doğal yaşam bilincinin yüksekliği, beni Türkiye için de benzer bir girişimi başlatmaya yönlendirdi. Döndükten sonra sabundan başlayarak yüzde 100 doğal kozmetik ürünleri üretim ve satışı konusunda girişim projesine başladım. Kagider’le nasıl tanıştınız? Projem, 2006 ocakta Kagider’in KOGEB ile birlikte düzenledigi “Girişimcilik” eğitimine katılmak üzere seçildi, 1 haftalık eğitime katıldım. 2007 yılı şubat ayından başlayarak 6 aylık mentorluk desteği verilmek üzere şeçilen 2 projeden biri oldu... Ne kadar zamandır bu işi yapıyorsunuz, gelecekteki hedefiniz ne? 2005 eylülden bu yana proje üzerinde çalışıyorum. Proje, ‘Efsun’ markası ile yüzde 100 doğal malzeme ve soğuk yöntemle saf sabun üretim, satış ve ihracatı. Hedefimiz yüzde 100 doğal her türlü kozmetik malzemesi üretmek.Üretim merkezimiz Adapazarı’nda, satış merkezimiz ise İstanbul olacak. Şirketimizin ön çalışmaları tamamlandı, nisanda faaliyete geçeceğiz, başlangıçta aylık üretimimiz 10.000 adet olacak. Üretimimizin en az yüzde 50’sini ihraç edeceğiz. Avrupa pazarına ilişkin çalışmalarımız başladı. Ürünlerinizin benzerlerinden farkı ne? 4 ana çeşit ürünümüz var; zeytinyağlı, naranciyeli, keçi sütlü ve kabak çekirdeği yağlı sabun. Türkiye’de yaklaşık 50 adet doğal sabun üreten firma var, ancak bunlardan sadece 45’i soğuk yöntemle üretim yapıyorlar. Soğuk yöntemle üretilen sabunlarda yağlar kaynatılmadığı için içerdikleri vitamin ve mineraller korunuyor. Biz üretimimizde, asit oranı yüzde 1’i geçmeyen sızma zeytinyağının yanı sıra, her cilt türüne göre sabunu zenginleştirecek diğer yağlar (kabak çekirdeği yağı, kakao yağı gibi) ve malzemeler (keçi sütü) kullanıyoruz. Yurtdışı ile bağlantılarımızı sürdürerek yeni gelişmeleri takip ediyoruz, içerdiği özel protein nedeni ile sabunlarımızda “ham ipek” kullanmak konusunda denemelerimiz yaptık. HİLMİ DEVELİ Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK), üyeleri arasında gerçekleştirdiği “TÜGİK 2007 Yılı Beklenti Anketi”nin sonuçlarını 5 Mart 2007 Pazartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısı ile açıkladı. Ankete katılan genç işadamları, ülkemizin çeşitli illerinde yerleşikler... Bir başka ifade ile yaptıkları işleri ve siyasi görüşleriyle de farklı mozaiklerden oluşuyor... Ankette ana tema; 2007’deki ekonomik duruma ilişkin öngörüler, AKP iktidarının değerlendirilmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin görüşler, genel seçimlere ilişkin görüşler ve seçim sonrası kurulacak hükümete ilişkin görüşlerden oluşuyor… Anket sonuçlarını özellikle siyasetçilerin iyi okuması ve değerlendirmesi gerekiyor... Anket soruları ve yanıtları kısaca şunlardan oluşuyor; Bu yıl olumlu bir yıl olacak mı sorusuna; yüzde 15.6’sı evet, 17.2’si hayır, 67.2’si de kuşkularım var diyor… Yeni yatırımlar için uygun bir yıl mı sorusuna, yüzde 14 evet, 17.2 hayır, 68.8’i ise önümüzü göremiyoruz diyor... Türk ekonomisini etkileyecek en önem hilmideveli?hotmail.com Genç İşadamları Politikacıları Uyarıyor.. li faktör sorusuna ise yüzde 57 ile cumhurbaşkanlığı seçimi, 31 ile de cari açık ve ödemeler dengesi etkileyici olarak görülüyor... AKP iktidarına ilişkin görüşlere gelince; AKP hükümetinin Türk ekonomisine katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna; yüzde 9 oldukça iyi, 38 iyi, 35 idare eder, 18 ise kötü olarak verilmiş... AKP hükümetinin ekonomideki en büyük başarısı ne oldu sorusuna ise yüzde 48 enflasyonun tek haneye düşmesi, 22.5’i faizlerin düşmesi, 17.5 özelleştirme, 12 ise ihracatın artması… Türkiye’nin AB sürecinde AKP hükümetini başarılı buldunuz mu sorusuna evet diyenler yüzde 40, vasat diyenler 31, hayır diyenler ise 29.. AKP hükümetinin iktidar sürecine not, (10 üzerinden) vermek isteseniz kaç verirdiniz sorusuna ise iyi (7 ve 8) diyenler sadece yüzde 20.5, orta (5 ve 6 ) diyenler 34, geçer (3 ve 4) diyenler 25.5, zayıf (1 ve 2) diyenler ise 19... Bir ilginç soru ise şöyle; TBMM’deki partilerden hangisi AKP hükümetine en iyi muhalefet etmiştir? Soruya yanıt ise yüzde 72 hiçbiri, 17 CHP, 6 DYP, ANAP 5… Cumhurbaşkanlığı seçimlerine verilen yanıtlar ise gerçekten çok önemli.. tam anlamıyla can alıcı nitelikte... Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı, sizce Türkiye’de krize sebep olur mu, sorusuna sadece yüzde 22’si hayır olmaz diyor… Evet diyenler 49, belki diyenler ise 29... Bir genç işadamı olarak TC’nin yeni cumhurbaşkanı kim olmalı sorusuna gelen cevaplar gerçekten çok dikkat çekiyor... Recep Tayyip Erdoğan diyenler sadece yüzde 7... Bülent Arınç diyenler 11.5, Abdullah Gül diyenler 28, Hikmet Çetin diyenler ise 38… Genel seçimlerde AKP 3 Kasım 2002 seçimlerindeki başarısını yakalayabilecek mi sorusuna evet diyenler yüzde 19.5... Belki diyenler 30, oldukça zor diyenler 14, hayır diyenler ise 36.5... Bir başka dikkat çeken soruda, Recep Tay yip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı, AKP’nin genel seçimlerde oy potansiyelini olumsuz etkiler mi sorusu... Gelen yanıt ise yüzde 76 evet, belki 16, hayır diyenler ise 8... Bir ilginç soru da şu; 4 Kasım 2007 genel seçimlerinde sizce hangi partiler TBMM’ ye girer sorusu.. yanıtlar şöyle, AKP, CHP, DYP ve MHP diyenler yüzde 43.5… AKP ve CHP diyenler ise sadece yüzde 9.5 Genel seçimler sonucu koalisyon hükümetini zorunlu kılarsa, sizin hükümetiniz hangisi olur sorusuna ise AKPDYP diyenler yüzde 44… Diğer sorular ve yanıtlar devam ediyor.. Bence can alıcı cevaplar bunlar... Yapanların eline sağlık... Sonuçlarını beğeniriz ya da beğenmeyiz ama, ankete katılan genç işadamlarımızın değerlendirmeleri böyle... Ekonomi de her şey güllük gülistanlık içinde değil, kırılganlığını sürdürüyor. Şu günlerde küresel ekonomideki dalgalanmalar, iç piyasaları etkilemeye devam ediyor.. 2007 yılının, ekonomik açıdan kayıp yıl olmaması gerekiyor... Bunun içinde öncelikle politikacılarımızın, kişisel hırslarından arınmaları gerekiyor... CUMHURİYET 12 K