Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2007 PERŞEMBE 8 SENATODA OTURUM HABERLERİN DEVAMI Rice’tan ‘Kürdistan’ vurgusu WASHINGTON (AA) Irak toprakları içindeki Kürt bölgesinden “Kürdistan” olarak bahseden ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ABD Senatosu’ndaki bir oturumda terör örgütü PKK’den bahsederken, “Türkiye ile Kürdistan arasındaki sınırda faaliyet gösteren PKK, Türkiye içlerine saldırılardan sorumlu” ifadesini kullandı. Senato Tahsisler Komitesi’nde, Irak ve Afganistan’a yönelik ABD operasyonlarına ilişkin 2007 ek bütçesine ilişkin oturuma, Rice’ın yanı sıra ABD Savunma Bakanı Robert Gates ve ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace de katıldı. Cumhuriyetçi Parti Colorado Senatörü Wayne Allard’ın, “Haberlere göre Irak’taki Kürtler ve Türkler arasında bazı müzakereler oluyor. Konuyu açar mısınız” yönündeki sorusu üzerine Rice, “Evet. Bu, terörist örgüt olarak listemize aldığımız PKK ile ilgili. Türkiye ile Kürdistan arasındaki sınırda faaliyet gösteren PKK, Türkiye içlerine saldırılardan sorumlu” dedi. Rice, “Türklerle birlikte, PKK problemiyle başa çıkmak için üçlü komisyon oluşturduk. Biz ve Irak hükümeti, Irak topraklarından Türkiye içlerine saldırı olmasını istemiyoruz. Bu nedenle, müzakerelerden konuştuğumuz zaman, bu aslında Kürtlerle Türkler ve Irak hükümeti arasındaki görüşmeler ve biz de yardımcı oluyoruz.Yapabildiğimiz ölçüde PKK’nin Türk topraklarına saldırı kabiliyetini azaltmak için” ifadelerini kullandı. Tartışılacak sözler ?Beni ilgilendiren Kürdistan tanımı değil, her gün 60 tane Müslümanın öldürülmesi ?Güney komşumuz Kuzey Irak’tır ? Büyükanıt’ın açıklamaları kurumsal olamaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “Kuzey Irak’taki liderler PKK’ye destek veriyor, Ben PKK’ye destek verenlerle görüşmem” yönündeki açıklamasının “kurumsal” değil, “kişisel” olduğunu belirterek “(Genelkurmay Başkanı’nın) açıklaması kişiseldir, kurumsal olamaz” dedi. Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Kuzey Irak’ı “Kürdistan” olarak tanımlamasının kendisini ilgilendirmediğini belirterek “Beni asıl ilgilendiren, burada her gün 60 tane, 70 tane Müslüman öldürülüyor. Bu bizi rahatsız ediyor” diye konuştu. Erdoğan, dün akşam CNN Türk’te katıldığı “Eğrisi Doğrusu” programında soruları yanıtladı. Erdoğan, Rice’ın Kuzey Irak’ı “Kürdistan” olarak tanımlamasının anımsatılması üzerine, “Bunu yanlış bir ifade olarak değerlendirmemiz söz konusu. Çünkü bizim güneydeki komşumuz Kuzey Irak’tır. Bunun böyle bilinmesi lazım. Kuzey Irak’a yönelik olarak da federal bir yapı içerisinde Irak komşumuz vardır. Biz Irak’taki merkezi yönetimle muhatap oluruz” diye konuştu. Geçen günlerde akaryakıta ilişkin benzer sorunların yaşandığını kaydeden Erdoğan, yine benzer ifadelerin kullanıldığını, gerekli cevabı verdiklerini kaydetti. Erdoğan, “Kuzey Irak’ta petrol mu çıkıyor? Bu petrolün sahibi merkezi yönetimdir tasarrufunu o yapar” dedi. Irak’ta toprak bütünlüğünden yana olduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Abdullah (Gül) Bey sanırım Rice ile bir araya gelecekler. Belki bu arada telefon diplomasisi ile bazı görüşmeler olur. Bu görüşmelerde hassasiyetlerimiz iletilecektir. Orayı bu şekilde değerlendirmeleri, adını böyle koymaları falan, bunlar da aslında çok önemli değil.Asıl önemli olan Irak’ın siyasi yapısından tutunuz, konumuna varıncaya kadar iç savaş halidir. Hâlâ yok şuranın adı neymiş, buranın adı neymiş. O beni çok da fazla ilgilendirmiyor. Asıl ilgilendiren, burada her gün 60 tane, 70 tane Müslüman öldürülüyor. Bu bizi rahatsız ediyor.” Bugüne kadar 10 kere Irak’a komşu ülkeler toplantısı düzenlendiğini, 8 ülkenin bu çalışma içine girdiğini kaydeden Erdoğan, söz konusu toplantılara BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin katılması yönünde çalışma yapıldığını dile getirdi. Erdoğan, İstanbul’da nisan ayında dışişleri bakanları düzeyinde böyle bir toplantıyı gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Erdoğan, Orgeneral Büyükanıt’ın K. Iraklı liderlerle görüşmeyeceğine ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine, şunları kaydetti: “Şunu çok açık söylemem gerekir: Kişiler, kişisel düşüncelerini açıklayabilirler, o hiçbir zaman kurumun açıklaması olamaz. Çünkü kurumsal bir açıklamayı yaptığınız zaman özellikle demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti içerisinde kaos meydana getirebilir. Son söz, kurumsal olarak kim söyleyecek denirse bu sözü hükümet söyler. (Genelkurmay Başkanı’nın) sözü kişiseldir, kurumsal olamaz.” Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu bildirisindeki “Irak’la diplomatik çabaların yoğunlaşmasında yarar görülmüştür” ifadesinin Kuzey Iraklı Kürt liderlerle görüşme anlamına gelip gelmediğinin sorulması üzerine, “Bu görüşme hangi ölçüde olacaktır, kimler bu görüşmeyi yapacaktır. Başbakan mı yapacaktır, Dışişleri mi yapacaktır. Yoksa bürokratlar, özel temsilciler mi yapacaktır? Biz büyük bir devletiz.Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir diyeceksin, kalkıp ben hiçbir görüşme yapmam diyeceksin. Bugüne kadar böyle bir şey olmuş mu?” diye yanıt verdi. Kuzey Irak’taki Kürt liderlere işaret eden Erdoğan, “Görüşme yapma, masadan çekil. Masadan çekildiğin zaman netice alman mümkün mü? Geçmişte şu anda dışladığın, görüşmem dediğin insanlara pasaport vermişsin” diye konuştu. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Türban vaadim olmadı’ Erdoğan, başörtüsü ve üniversitelere girişte uygulanan katsayı konusunun çözümlenememiş olmasının AKP’nin oylarını kötü etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soruya ise, “2003 seçimlerinde hiçbir zaman biz gelince bu işi çözeceğiz diye kimseye vaat etmedim” yanıtını verdi. Erdoğan, şunları kaydetti: “Başörtü benim için özgürlük meselesidir, din ve vicdan hürriyetinin gereğidir. Biz ailece zaten bunu yaşamımızda uyguluyoruz. Bu bir özgürlük mücadelesidir.” McConnell: Türkiye savaş ilan eder ABD istihbaratının en üstündeki isim olan Ulusal İstihbarat Direktörü emekli oramiral Mike McConnell, Iraklı Kürtlerin bağımsız devlet kurması durumunda Türkiye’nin savaş ilan edeceğini söyledi. Bir senatörün, “Türkiye, Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürdistan kurulmasını savaşa başvurmadan kenarda oturup seyreder mi” diye sorması üzerine McConnell, “Bana göre hayır” yanıtını verdi. DTP’nin yeniden genel başkanı seçilen Ahmet Türk, ‘birlikte karşı duralım’ dedi RICE’A TEPKİ Hedefleri Kuvayı Milliye ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 1. Olağanüstü Kongresi yine bildik görüntülere ve söylemlere sahne oldu. Atatürk posterlerinin salona asılmadığı kongrede, İstiklal Marşı da okunmadı. Kongrede, “Sayın” diye hitap edilen terörist Abdullah Öcalan’ın affedilmesi, PKK’ye siyaset yolu açılması ve Kürtlerin temel haklarını güvenceye alan yeni bir anayasa hazırlanması istendi. Kongrede yeniden genel başkanlığa seçilen Ahmet Türk, partililere, “Kuvayı Milliyeci mantığa karşı birlikte durma” çağrısı yaptı. DTP’nin 1. Olağanüstü Kongresi, Kocatepe Kültür Merkezi’nde dün gerçekleştirildi. Kongre salonunda “Çözüm operasyonlar değil, diyalog ve barıştır”, “Ya gerçek demokrasi ya hiç” yazılı pankartlar yer aldı. Kongreye eski DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan katıldı. Leyla Zana ise rahatsızlığını gerekçe göstererek salona gelmedi. Parti Genel Başkanı Ahmet Türk, konuşmasında Türkiye’de 20 milyon Kürt’ün, Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde Kürt sorununun çözülmesi konusunda beklenti içerisinde olduğunu söyledi. Ortadoğu’da 40 milyon Kürt bulunduğunu savunan Türk, Kürtlerin sorunlarını görmeden ve demokratik yöntemlerle çözmeden bölgede istikrar sağlanamayacağını söyledi. Türk, “Türkiye, bölünme fobisinden kurtulursa, ülkede barışı, kardeşliği kalıcı Atatürk posterinin asılmadığı, İstiklal Marşı’nın okunmadığı kongrede “Sayın” diye hitap edilen Abdullah Öcalan’ın affedilmesi, PKK’ye siyaset yolunun açılması ve Kürtlerin temel haklarını güvenceye alan yeni bir anayasa hazırlanması istendi. Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Leyla Zana Parti Meclisi’ne seçildi. (AA) Çiçek: Güney komşumuz Irak’tır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Kuzey Irak’a ilişkin “Kürdistan” tanımlaması yapan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’a tepki gösterdi. Çiçek, “Güneydeki komşumuz Irak’tır” dedi. NTV’de katıldığı programda değerlendirmelerde bulunan Çiçek, Rice’ın, “Terör örgütü PKK’nin, Türkiye ile Kürdistan sınırı arasında faaliyet gösterdiği” yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine, bu tür sözlerin zaman zaman “tercüme hatası” veya “sürçü lisan” gibi açıklandığını veya gözüktüğünü söyledi. PKK’nin, K. Irak sınırında yoğunlaştığının doğru olduğunu belirten Çiçek, “Türkiye bunu söylüyor ama... Türkiye’nin oradaki sınırı Irak sınırıdır. Onun dışındaki hiç bir beyanın söylenmesi ve kabulü mümkün değildir” diye konuştu. Çiçek, ayrıca “Bağımsız Kürdistan’a alışın” diyen IKDP Başkanı Mesud Barzani’nin açıklamasına da “Buna alışmak mümkün mü?” diye tepki gösterdi. Çiçek, Irak’ın son yarım yüzyılın en karmaşık dönemini yaşadığını belirterek, “Kimin eli kimin cebinde, konuştuğunuz insanlar ne kadar güvenilir, belli değil. Bu konuda devletin manevra alanlarını daraltıcı beyanlardan kaçınmak gerekir. Çünkü en büyük, süper gücün bile Irak’ta ne noktaya geldiğini görüyoruz’’ dedi. Barzani’nin “üslup ve yaklaşımının” kabul edilemeyeceğini belirten Çiçek, “Bu tutum, bölge ve dünya gerçeğinden uzak, uluslararası hukukla alakası olmayan, Irak’ın bugün içine düştüğü durumu iyi analiz edemeyen, kendisinin de bir süre sonra başını belaya sokturacak olan bir konuşmadır” görüşünü dile getirdi. Cumhuriyet, gerçek gidişi bir süredir “ilanen” duyuruyor: Usul usul geriye doğru ilerliyoruz! Başbakan ilerlemenin gerçek yönünün ilan edilmesine içerlemiş görünüyor. Partisinin salı günkü Meclis mitinginde, kafasındaki gidişe ters giden herkese verdi veriştirdi. Son Bakanlar Kurulu gösteriyor ki, Başbakan partisinin politikasına ters düşen her bilgiye, belgeye tepki göstermenin çözüm olmadığını anlamış, yeni bir yöntem hazırlığına başlamış. Erdoğan’a Bakanlar Kurulu’nun ardından yapılan açıklamada yeni bir tasarının haberi verildi: Devlet Sırrı Yasa Tasarısı! İktidara geldiği günlerde içedışa kendisini “reformcu” diye sunan AKP, hemen bilgi edinme yasasını çıkarmış, şeffaflıkla ilgili ne gerekiyorsa yapacağını duyurmuştu. “Gizlidir” damgası, “devlet sırrı” ibaresi ne demek oluyordu... Şimdi bakıyoruz AKP, sırlara, gizlere sığınmaya çalışıyor! ??? Pazartesi günü yapılan Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan Devlet Sırrı Kurulu Yasa Tasarısı’na göre, bu kurulun başkanlığını Başbakan yapacak. Kurulda, Adalet, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri bakanları bulunacak. Bu kurul, bir belgenin devlet sırrı niteliği taşıyıp taşımadığına, kamuoyuna açıklanacaksa bunun yöntemine karar verecek. Oysa konuya ilişkin bir yasa zaten yürürlükte. TCY’nin “Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeler” başlıklı 326. maddesi şöyle diyor: “Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge ve vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hile ile alan veya çalan kimseye 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilir.” AKP’ye bu yasa yetmiyor. Bizce de yetmez! Çünkü bu yasa devletin güvenliğini ilgilendiriyor. AKP ise partinin ve parti politikalarının güvenliğini sağlama peşinde. Her ne kadar hazırlanan yasa taslağı “devlet sırrı” diyorsa da gerçekte, “hükümet sırrı” demek istiyor! Zaten kurul üyelerinin kimliği bunu açıkça ortaya koyuyor. Biz gerçek amacı ortaya koyup “hükümet sırrı” dedik ama, Erdoğan buna karşılık, “hayır, kesinlikle hükümet değil, devlet sırrıdır. Devlet de biziz” diyebilir! ??? Yasanın çıkması halinde neler “devlet sırrına” girecek? Bunu şu aşamada kesin olarak söylemek zor ama, biz listeye girmesi kesin olanları şimdiden duyuralım: 1. Ekonominin kötüye gittiğine ilişkin tüm haberler ve belgeler. Bu bağlamda, ihracat rakamları verilecek ama, ithalat rakamları verilmeyecek. Böylece halkımız sadece ihracatın arttığını öğrenecek, ithalatın en az onun kadar arttığını bilmeyecek. 2. AKP’nin dış politikada Türkiye’nin çıkarlarına ters düştüğüne ilişkin haber ve belgeler. Bu madde iki yönlü uygulanacak: AKP’yi zor duruma düşürebilecek bir bilgi ya hiç verilmeyecek ya da tersine çevrilip çok büyük başarıymış gibi sunulacak. 3. AKP’nin bir seçeneğinin olabileceğine ilişkin bilgiler ve hareketler. Bu, hükümet için en önemli sırların başında geliyor. AKP’ye övgüler düzmek yetmez, AKP’ye rakip olabilecekleri yerden yere vurmalısın ki, halk sonuçta “demek ki AKP’den başka bir hareket de görünmüyor, durumumuz iyi olmasa da bunlardan başka ülkeyi yönetecek yok” desin! Liste aslında çok uzun... Burada keserken hükümete bir çağrı yapalım... Gelin bu yasa taslağına taslak demeyelim, tam adını koyalım: Medyaya hükümet tasması! ankcum?cumhuriyet.com.tr hale getireceği gibi, Ortadoğu için de demokratik bir model oluşturabilir” dedi. Kuzey Irak’taki gelişmelere de değinen Türk, “Kerkük’e yapılan saldırıyı Diyarbakır’a yapılmış sayarız” diyen DTP Diyarbakır İl Başkanı’na destek verdi. Türk, “Türkiye, Saddam zulmüyle karşı karşıya kalan Türkmenler için çaba içinde oldu mu? Saddam ile diyalog içinde olmadı mı? Türkiye’nin bugünkü tepkisi Türkmenler için değil, oradaki Kürt federe devleti için. DTP Diyarbakır İl Başkanı da bunun için tepkisini ortaya koyuyor” diye konuştu. Türkiye’de Kürtlerin parlamentoya girmesini engellemek için yüzde 10 seçim barajının konulduğunu savunan Türk, “Ama bu dönemde parlamentoda mutlaka bir grubumuz olacak” dedi. Türkiye’nin demokratik güçleriy le bir ortaklık yaparak seçime girmek istediklerini ifade eden Türk, “Bağımsız adaylarla da olsa parlamentoyu hedefleyeceğiz” dedi. Kuvayı Milliye ruhunu eleştiren Türk, “Kuvayı Milliyeci mantığa karşı birlikte durmamız gerekiyor, devlet adına ortaya çıkan çetelere karşı birlikte durmamız gerekiyor. Bizim seçim stratejimiz de bu” dedi. DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ise PKK’ye siyaset yolu açılmasını istedi. “Üniter devlet yapısını tartıştırmamak koşuluyla, PKK’nin sürece katılmasına, yasal demokratik siyaset yapmasına olanak tanınmalı, bu konuda cesur olunmalıdır” diyen Tuğluk, yakın zamanda ceza almasına rağmen yine “Sayın Öcalan” ifadesini kullandı. Tuğluk, “Değişerek demokratik Türkiye arayışının parçası haline gelen, dış güçler yerine iç dinamiklerle çözüm arayan, bunun felsefesini, siyasetini geliştirdiğini söyleyen Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı, toplumsal barış için kendisinden yararlanılmalıdır” diye konuştu. Tuğluk ayrıca, Kürt kimliğini tanıyan, başta dil ve kültürel haklar olmak üzere, Kürtlerin temel haklarını güvenceye alan yeni bir anayasa yapılmasını ve diğer tüm sosyal, kültürel, ekonomik, idari ve yönetsel düzenlemelerin de buna göre yaşama geçirilmesini istedi. Konuşmaların ardından yapılan açık oylamada, Ahmet Türk, yeniden DTP Genel Başkanlığı’na getirildi. Kongrede, 60 kişilik Parti Meclisi (PM) ile Merkez Disiplin Kurulu (MDK) için de seçim yapıldı. PM’ye, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Leyla Zana da seçildi. VEFAT Babamız ABDULLAH KÖSE’yi kaybettik. Acımız sonsuzdur AİLESİ HASAN ÂLİ YÜCEL’İ ANIYORUZ Bugün ziyaretime gelen, babası Köy Enstitülü bir arkadaşımın torunu olmuş. Torunların torunları (4. kuşak), gelmeye başladı… Ve eseriniz olan Köy Enstitülüler, çocukları, torunları, torun çocukları, eğitimciler, sizleri onurla, sevgiyle, minnetle anıyoruz. Tarih : 5 Mart 2007 Saat : 19.00/20.00 YER : CUMHURİYET CD. NO: 27 KAT: 6 TAKSİM Prof. Dr. Seçkin DİNDAR YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ Tel: 0 212 292 02 03 / 0 532 456 03 16 Devrim Muhafızları, Irak’ı uyardı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: İran’dan operasyon tehdidi TAHRAN (AA) İran Devrim Muhafızları Komutanı General Yahya Rahim Safevi, Irak hükümeti kuzey Irak’ta üslenen terör örgütü PKK’nin İran’daki uzantısı Pejak militanlarını ülkeden atmazsa sınır ötesi operasyon düzenleme tehdidinde bulundu. İran’ın Mehr ve İRNA ajanslarının haberine göre General Safevi, “Eğer Irak hükümeti sınır bölgesindeki, yabancılara bağlı, silahlı İranlı militanları ülkeden atmazsa Devrim Muhafızları bunları sınır ötesinden yakalama hakkını saklı tutmaktadır” dedi. “ABD ve siyonistler, İran’da güvensizlik yaratılması amacıyla bu devrim karşıtı gruplar için televizyon kanalları kurmak, silah ve mühimmat sağlamak için milyonlarca dolar harcıyorlar” diyen Safevi, sınır bölgesindeki Kürt ve Azerileri, “güvenlik güçleriyle işbirliği yapmaya” çağırdı. Safevi, 30’dan fazla Pejak militanının öldürüldüğünü belirterek devrim karşıtı grupların mensuplarının şu anda Irak sınırına yakın bölgede kuşatıldığını söyledi. Asgari ücretliler yoksul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığına hükmetti. Boşandığı eşi Güllü Ö’ye, asgari ücretle işe girdiği gerekçesiyle ödediği nafakanın kaldırılmasını isteyen Enver Ç’nin açtığı davayı görüşen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı yönünde karar alarak asgari ücretlilerin yoksul sayılmasını da karara bağlamış oldu. Enver Ç, eski eşi Güllü Ö’ye ödediği 100 YTL’lik nafakanın, Güllü Ö’nün asgari ücretle işe girdiği gerekçesiyle kaldırılması için Ankara 10. Aile Mahkemesi’ne dava açtı. Yerel mahkeme nafakanın kaldırılması yönünde karar verdi. Davanın temyiz istemini görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Güllü Ö’nün “yoksulluğunun bitmediği’’ gözetilerek nafakanın kaldırılması istemini reddetti. Yerel mahkeme, asgari ücret düzeyinde geliri bulunan bireyin yoksul sayılmasının kabul edilemeyeceğini belirterek ilk kararında direndi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise direnme kararını bozdu. CUMHURİYET 08 K