21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2007 PERŞEMBE 4 HABERLER Ertegün’ün ölümünün ardından hisseleri devralan eşinin Türk vatandaşı olmaması sorun yarattı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Demokrasi Konusunda Konuşacak Son Kişi İspanya’yı hâlâ meşgul eden, ayrılıkçı Bask terör örgütü ETA 1959 yılında kuruldu. Bu örgüt ile ilgili bir röportaj için gittiğim İspanya’da sık sık duyduğum sözlerden biri de şu oldu: İspanya’da hep derler ki, ETA’nın gerçek kurucusu Franco’dur. Sonra açıklama getirirlerdi. İç savaş sırasında Guernica’nın Nazi Condor birliklerince bombardımanı olayından başlayarak, Franco öylesine bir zulüm ve baskı politikası uygulamıştır ki, bunlara karşı oluşan tepki, ETA’nın kurulmasını kolaylaştırmıştır. Gerçekten de Franco rejimi dönenimde ETA’ya bütün dünya, özgürlük savaşçısı olarak bakmakta, onun Burgos mahkemelerinde idam edilen militanlarına da özgürlük savaşının kurbanları payesini vermekteydi. Arşivlere bakınız, bu gerçekleri görürsünüz. ETA’nın maskesinin düşmesi, örgütün gerçek yüzünün görülmesi, bir zamanlar militanı olanların, Franco rejiminin güdümlü mahkemelerinin verdikleri idam cezalarından son anda afla ya da kaçarak kurtulanların bile uyanıp örgüte karşı tavır almaları için (bunlardan birkaçıyla yüz yüze görüşmüştüm, 1992 yılında) Franco zulmünün kalkması ve ülkede demokrasinin gerçekleşmesi gerekecekti. Bugünün demokratik İspanyası’nda herkes ETA’nın bir terör örgütü olduğu konusunda hemfikir. ??? Yukarıdaki olaylara baktıktan sonra, Türkiye’ye dönün ve bir düşünün, istemeseler bile PKK’nin gerçek kurucuları arasında kimler yer alıyorlar diye. Olaya böyle bakınca, Kenan Evren’in ve simgesi olduğu rejimin PKK’nin ortaya çıkmasındaki rolünün ne olacağının takdirini okurlarıma bırakmak isterim. Bir zamanlar kitapları kovuşturtan, kitaplar yaktıran, insanlara kitaplarını topraklara gömdürten ve bugün de kendi kitaplarını kütüphaneye bağışlama jesti yapan Kenan Bey, herhalde kitap, özgürlük, Kürt sorunu ve demokrasi konusunda konuşması gereken son kişi olsa gerek. Bütün bunları Kenan Evren’in çarşamba günkü Sabah’ta yayımlanan ve gazetenin “çok tartışılacağını” ileri sürdüğü demeci üzerine düşündüm. Bir zamanlar “kart kurt” edebiyatı yapan Evren, şimdi DTP’nin, yani Kürtçü partinin de Meclis’e girmesinde bir sakınca olmadığını söylerken kendi kefili olduğu anayasayı bile doğru dürüst anlamadığını gösteriyor. Sorun Kürt vatandaşlarımızın parlamentoya girip girmemeleri değil, çünkü zaten oradalar. Bu da onların Kürt ya da herhangi bir başka kökenli Türk vatandaşı olarak en doğal hakları. Ama ayrılıkçı bir partinin parlamentoya girmesinin yalnız bizim anayasamıza değil, bütün demokratik ülkelerin anayasasına aykırı olduğu da bir gerçektir. ??? 28 Şubat’ın çok tartışıldığı şu günlerde bir kez daha parti kapatma konusunda bir gerçeği anımsatmak isterim: Yunanistan hariç bütün demokrasilerde parti kapatma diye bir hüküm vardır ve Fransa, Almanya örneklerinde görüldüğü gibi, gerektiğinde bu hükümden yararlanılmıştır. Bu anımsatmayı, Refah Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldığı için yapmak gereğini duyuyorum. Bu kapatma, AİHM’nin 2003 tarihli kararı ile de demokrasiye aykırı bulunmamıştır. Kenan Bey’den bu gerçekleri kavramasını beklemek hata olur. O ağzına geldiği gibi konuşuyor. Keşke konuşmasaydı, keşke geçmişi daha iyi değerlendirip artık bunca şeyden sonra hiç değilse susma erdemini gösterseydi. Ama yapmadı, yapamazdı da... Eşim, pek sert tepkiler vermeyen bir kişi olmasına karşın, yine de Kenan Bey’in demecini okuyunca kendini tutamayıp sordu: Allah Allah, Evren aklını mı yitirdi? Hayır diye yanıtladım, aklı eskisi kadar başında... Bakınız Türkiye’de ciddi bir Kürt sorunu var; bunun tartışılması zorunlu, ama olur olmaz kişileri içine katarak konuyu sulandırmanın anlamı yok. Herhalde bu tartışmada referans alınacak kişi Evren olmasa gerek. Yarın Kuzey Irak’taki gelişimeler, DTP ve Kürt sorununu tartışacağız. Bugün konuyu Kenan Evren ile ilgili bir bilmece ile bitirelim: “Soru –Kenan Evren neden son zamanlarda resim yapıyor?” Yanıt: Neden olacak asmak için... RTÜK’te ‘Fox’ kavgası FIRAT KOZOK ANKARA Hisse yapısı RTÜK Yasası’na uymamasına karşın yayına başlayan Fox TV, RTÜK’te de tartışmaya neden oldu. Kurulun CHP kontenjanından seçilen 3 üyesi, Başkanlık’a sundukları dilekçede, “Yasal olmayan ortaklık durumu nedeniyle şu anda yayın yapma hakkı olmayan Fox logolu Huzur Radyo TV AŞ’nin bu yasal olmayan durumunun kurulumuzca gündeme alınarak görüşülmesine ve konuya ilişkin karar alınmasına gerek olduğu düşüncesindeyiz” açıklamasını yaptı. Ahmet Ertegün’e satışı yapıldık ? Hisse yapısı yasalara uygun olmadığı halde yayın hayatına başlayan Fox TV’nin üst kurul gündemine alınmaması, CHP kontenjanından seçilen üyelerin tepkisine neden oldu. RTÜK Başkanlığı’na dilekçe veren üyeler, kanalın tüm hisselerinin yabancıların elinde olmasının yasalarla çeliştiğine dikkat çekerek, sorunun üst kurulca ele alınmasını istedi. tan sonra Fox TV amblemiyle yayın yapmaya başlayan TGRT’nin hisse yapısındaki sorun, RTÜK’ü de karıştırdı. Ertegün’ün ölümünün ardından hisseleri devralan eşinin ABD ve Romanya vatandaşı olması nedeniyle ortaya çıkan yasaya aykırı durum 3 RTÜK üyesini harekete geçirdi. Edinilen bilgilere göre devrin ardından yargıya başvuran kurulun CHP kontenjanından seçilen 3 üyesi, konunun üst kurul gündemine alınması için RTÜK Başkanlığı’na başvurdu. Arif Merdol, Şaban Sevinç ve Mehmet Dadak tarafından hazırlanan dilekçede, Ahmet Ertegün’ün hisselerinin “şikeli bir satış” sonucu yüzde 75 olarak gösterildiği, gerçekte ise bu oranın yalnızca yüzde 1 olduğu ve daha sonra yaşanan süreçte kanalın tüm hisselerinin yabancıların eline geçtiğine işaret edildi. Şirket hissedarları arasında oluşan bu değişikliğin en geç bir ay içerisinde RTÜK’e bildirilmesi gerektiği, ancak bunun yapılmadığı belirtilen dilekçede, kanal yönetimi tarafından daha sonra kurula gönderilen iki ayrı yazıda, gerekli düzenleme için süre talep edildiği anımsatıldı. Bu talebin üzerinden bir hesaba göre 74, bir diğer hesaba göre de 35 gün geçtiğine işaret edilen dilekçede, buna karşın konunun üst kurul gündemine bile alınmadığı ifade edildi. Dilekçede şöyle denildi: “Şu anda Fox adıyla yayında bulunan kuruluş, 3984 sayılı yasanın 29’uncu maddesine aykırı durumdadır. Bu durumun kaldırılması için şirketçe gereğinin behemahal yapılması şarttır. Üst Kurul, konuyu gündemine alarak bu yasal olmayan durum karşısında kendine verilen görevi yerine getirmek zorundadır. Yasal olmayan ortaklık durumu nedeniyle şu anda yayın yapma hakkı olmayan Fox logolu Huzur Radyo TV AŞ’nin bu yasal olmayan durumunun kurulumuzca gündeme alınarak görüşülmesine ve konuya ilişkin karar alınmasına gerek olduğu düşüncesindeyiz.” ENERJİDE ‘EHLİYETSİZLİK’ TEPKİSİ CHP: GÖREV İHMALİ ‘Kaynağı olmayan toprağın züğürt bekçileri değiliz’ ? ASAM Genel Koordinatörü Pamir, Türkiye’nin petrol arama konusunda “helva yapacak” potansiyele sahip bulunduğunu, linyit potansiyelinin 3’te 2’sinin, su potansiyelinin ise 4’te 3’ünün beklemede olduğunu söyledi. İstanbul Haber Servisi Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Genel Koordinatörü Necdet Pamir, enerjinin özel sektörün kâr amacına terk edilemeyecek kadar önemli bir sektör olduğunu vurguladı. İstanbul Barosu tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Enerji Politikaları ve Türk Petrol Yasası’’ konulu panelde konuşan Necdet Pamir, petrol rezervlerinin yüzde 65’inin Ortadoğu’da bulunduğunu ifade ederek Pamir, Irak işgalinin temel nedeninin de bu olduğunu anlattı.Pamir, “Kaynakları emmeye, kendi tüketicisini alıştırmış bir devletin Irak politikasını bundan bağımsız düşünemeyiz. Resme böyle bakılmalı’’ dedi. Türkiye’nin arama konusunda “helva yapacak’’ potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Pamir, Türkiye’nin linyit potansiyelinin 3’te 2’sinin, su potansiyelinin ise 4’te 3’ünün beklemede olduğunu bildirdi. Küreselleşmenin dayatmasıyla Türkiye’nin bu konuda zaaf içine sokulduğunu savunan Pamir, “Enerji, özel sektörün kâr amacına terk edilemeyecek kadar önemli bir sektördür. Kaynağı olmayan fakir toprağın züğürt bekçileri değiliz. Takunyadan ve başörtüsünden bahsetmiyorum. Ehliyetsizlikten bahsediyorum’’ dedi. Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da petrol yasasına kamuoyunun tepki gösterdiğini anımsattı. “Bu yasanın adı Türk, kendi yabancı’’ diyen Öztaşkın, yasanın içeriğinin adıyla bir ilgisi olmadığını ileri sürdü. CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan da Türkiye’nin yeraltı zenginliklerinin hiçbirini kendi ulusal çıkarları için kullanmadığını söyledi. Fotoğraf:AA Dışişleri Bakanı Gül ile Kayseri’ye giden Hollanda Kraliçesi Beatrix, kentte temaslarda bulundu. TRT muhalefeti yok sayıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem, TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney’e gönderdiği mektupta, 15 Ocak15 Şubat 2007 tarihleri arasında TRT2’de ana haber bülteninde AKP’ye 43, CHP’ye ise 8 dakika yer verildiğini ifade ederek, “Bu görev ihmalinin hesabının her platformda sorulacağının bilinmesini rica ederim’’ dedi. Erdem, konuya ilişkin mektubunda, 15 Ocak 15 Şubat 2007 tarihleri arasında TRT2’de yayımlanan ana haber bülteninde AKP ve CHP’ye ayrılan süreleri karşılaştırdı. Bu süre içinde AKP’ye 43, CHP’ye ise 8 dakika yer verildiğini kaydeden Erdem, şu görüşleri dile getirdi: “Ana muhalefet partisi CHP’nin, iktidar partisi AKP’nin beşte biri oranında; TBMM’de yer alan, grubu bulunan, temsil edilen siyasi partilerin tamamının ise haber kanalı olarak da adlandırılan TRT2’nin ana haber bülteninde, iktidar partisinin yarısı kadar yer almaması, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına olduğu kadar TRT ve RTÜK yasalarına da aykırıdır.’’ Mektubunda 15 Ocak15 Şubat tarihleri arasındaki yayın dökümünü örnek gösteren Erdem, 30 günlük dönemin 25’inde ana muhalafet partisinin yok sayıldığını belirtti. Kraliçe sendikalaşmayı sordu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in davetlisi olarak Türkiye’de bulunan Hollanda Kraliçesi Beatrix, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde sanayici ve işadamlarıyla toplantı yaptı. Ankara’daki temaslarını sürdüren Kraliçe Beatrix dün Kayseri’de de temaslarda bulundu. Boydak Holding’e ait tesislerde düzenlenen bir toplantıda farklı sektörlerden seçilen 10 sanayici ve işadamı, Beatrix ve beraberindeki heyete Kayseri’nin ekonomik durumu ve yürüttükleri faaliyetler hakkında bilgi verdiler. Toplantıya, Beatrix ve Hollanda heyetinin yanı sıra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrunnisa Gül, Vali Osman Güneş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de katıldı. Sektör temsilcilerinin brifinglerini dinleyen Beatrix, konuşmacılara Türkiye’de işçilerin nasıl örgütlendiğini, Avrupa’daki gibi sendikalaşmanın olup olmadığını sordu. Toplantıda kadın girişimcilerin de bulunmasına sevindiğini ifade eden Kraliçe Beatrix, ‘’Aranızda kadın girişimciler görüyorum. Kadınlara yönelik desteklemeler, mikro krediler var mı? Gelinim de mikro kredi olanaklarıyla çok ilgileniyor’’ dedi. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdi Kayseri’deki temaslarının ardından Ankara’ya dönen Beatrix, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk ve Hollandalı işadamlarının bir araya geldiği toplantıya katıldı. Toplantıya Devlet Bakanları Ali Babacan ve Nimet Çubukçu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, Prens Alexander ile eşi Prenses Maxsima da bulundu. Beatrix ve beraberindekiler, toplantının ardından Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Fredom House’dan AKP’ye tepki ? Dış Haberler Servisi Merkezi ABD’de olan bağımsız sivil toplum örgütü Fredom House, Kanaltürk televizyon kanalına yönelik baskıdan dolayı AKP hükümetini sert bir dille eleştirdi. Kendisini “dünyada fikir özgürlüğünün yayılması için çalışan” bir sivil toplum örgütü olarak tanımlayan örgüt, AKP’nin son günlerde bazı medya organlarında uyguladığı baskıdan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek yaklaşan seçimler öncesinde basın özgürlüğü konusunda daha duyarlı olunması çağrısında bulundu. Kuruluşun editörü Karin Karlekar, baskıcı uygulamaların “kurnazlıkla’’ yapıldığına dikkat çekerek Türkiye’nin basın özgürlüğünü daha iyi hale getirmek için attığı olumlu adımlarla çeliştiğini söyledi. Samast 18’den küçük çıktı ? KOCAELİ (AA) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın yaşının belirlemesine yönelik çalışma tamamlandı. Samast’ın boyu, kilosu, dişlerinin yapısı, sakalının çıkıp çıkmadığı, sesinin kalınlaşıp kalınlaşmadığı, ikinci sekonder seks karakteri ile el, bilek, dirsek, omuz ve pelvis yapısını inceleyen Kocaeli Devlet Hastanesi adli tıp, radyoloji ve ortopedi uzmanlarından oluşan heyet, 1.74 boyundaki Samast’ın yaşının 18’in altında olduğunu belirledi. Heyet tarafından hazırlanan rapor, Kandıra F Tipi Cezaevi Müdürlüğü’ne gönderildi. Raporun, buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletileceği öğrenildi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle