19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Zeytinburnu sahilinde yapılacak Sea Port ile turizm gelirleri 4 milyar dolar artacak DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT M evcut 144 dönüm dolgu önüne ek olarak 326 dönüm uygun dolgu ile toplam 470 dönümlük alana 12 kruvaziyer gemisinin yanaşabileceği ana rıhtım, 200 mega yat kapasiteli ve 800 yat kapasiteli 2 adet yat limanı, alışveriş merkezleri, kongre ve fuar alanları, yeme içme tesisleri, ofis binaları, eğlence, spor ve sağlık alanları, 345 yıldızlı oteller, apart grupları inşa edilecek. Proje tamamlanıp işletmeye açıldığında 55 sektörden 75 bin kişiye iş olanağı sağlaması ve ülke turizmine yılda 4 milyar dolar, 2020 yılından itibaren ise 8 milyar dolar gelir getirmesi bekleniyor. Milletvekiline Haddini Bildirmek! CHP Parti Meclisi, nihayet toplanmış. Partinin, kurultaydan sonraki en yetkili organını olağanüstü toplayarak, hem Genel Başkan ve Merkez Yönetim Kurulu’ndan hesap sormak, hem de bu kurulda boşalmış üyelikler için seçim yaparak, yaklaşan kurultay öncesinde mevzi kazanmayı amaçlayan muhalefet, o çabalarında başarılı olamamıştı. Önceki günkü olağan toplantı da, Baykal’ın istediği gibi bitmiş. MKYK’deki boş üyeliklerin kurultaya kadar öylece kalması görüşü ağır basmış, özetle. Baykal karşıtları yine başarılı olamamış. Üstüne üstlük genel başkanlarından “Haddinizi bilin” türünden bir de azar işitmişler. Ana muhalefet partimizin bu toplantısından dünkü gazetelere yansıyan birkaç satırlık haber, o “azar”ın etrafında oluşturulmuştu. Parti meclisi üyesi, İstanbul Milletvekili Bayram Meral, “Geçen toplantımızda parti içindeki bazı yanlışların düzeltilmesi için pek çok arkadaş görüşlerimizi dile getirdik. Ancak eski sekreteriniz Nesrin Baytok, ‘PM’de konuşanların hepsi anarşisttir’ değerlendirmesi yaparak bizi anarşistlikle suçladı” demiş ve Baykal’a “Bu şımarıklığa neden izin verdiniz” diye sormuştu. Haber, genel başkanın Nesrin Baytok’u savunduğunu, o arada soru sahibini de ‘’Haddinizi bilin” diye uyardığını anlatarak devam ediyordu. Zengin turistlerin durağı MİYASE İLKNUR Türk turizminin en büyük eksikliği olarak dile getirilen zengin turist sıkıntısı 2011’de sona eriyor. Zengin turistlerin seyahatlerinde tercih ettikleri kruvaziyer gemiler ile mega yatların yanaşabileceği limanların azlığı ve yetersizliği nedeniyle Türkiye, bugüne kadar üst gelir grubuna mensup ve para harcayan turistleri çekemiyordu. Akdeniz çanağında Barcelona, Napoli, Venedik ve Pire limanları her yıl binlerce zengin turist çekerken Kuşadası ve Karaköy limanlarına aynı anda sadece 2 kruvaziyer geminin yanaşabilmesi ve çevresinde turistlere yönelik tesisler ile alışveriş merkezlerinin olmaması yüzünden Türkiye turlara dahil edilmiyordu. 2008 Ocak ayında başlayacak Sea Port projesi ile birlikte Türkiye de artık kruvaziyer gemi ve mega yatla dolaşan zengin turistlere ev sahipliği yapabilecek. ? İstanbul’u kruvaziyer ve yat turizmi açısından başlangıç ve bitiş noktası olarak Akdeniz çanağında ve Karadeniz yat turizmi sektörünün merkezi yapmayı amaçlayan Sea Port Projesi’nin yaşama geçmesi için gün sayılıyor. Rönesans İnşaat A.ŞKoçhan ortak girişimi olarak tarafından Zeytinburnu sahilinde gerçekleştirilecek ve toplam maliyeti 3 milyar doları bulacak olan projenin tamamlanması halinde turizm gelirlerinin ilk 9 yılda 4 milyar dolar, 2020 yılında ise 8 milyar dolar artış kaydedeceği tahmin ediliyor. Haddini bilmek... PROJE 2011’DE BİTECEK S 3 İstanbul’u kruvaziyer ve yat turizmi açısınMİLYAR DOLARLIK YATIRIM dan Homeport olarak Akdeniz çanağında ve Karadeniz turizm sektörünün merkezi yapmak amacıyla Zeytinburnu sahillerine 3 milyar dolarlık dev yatırım projesi için düğmeye basıldı. Rönesans İnşaat ile Koçhan ortak girişimi ile 2008 başında çalışmalarına başlanacak projenin tamamlanması halinde İstanbul, 2011’den itibaren Napoli, Pire, Barcelona gibi kruvaziyer gemilerin uğradığı limanlar arasına girecek. İstanbul’un coğrafi konumu ve Karadeniz’e de yakın olması nedeniyle bu tur ea Port projesi için ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehircilik Bölge Planlaması Bölümü’nün hazırladığı rapor doğrultusunda 1/5000 Nazım İmar Planı ve 1/1000 uygulama planları hazırlandı. İlgili 13 ayrı kurum ve kuruluşun görüşleri üzerine yenilenerek hazırlanan planlar, Turizmi Teşvik Kanunu’nun 7. maddesi ve 3261 sayılı Kıyı Kanunu’nun 6. maddesi gereğince Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da onaylandı. Denizde yapılacak yapılar için Ulaştırma Bakanlığı DHL Genel Müdürlüğü ve nihai ÇED raporu için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın gerekli onayı alındı. 2008 Ocak ayında başlayacak proje için oluşturulan Danışma Kurulu’nda tanınmış birçok bilim insanı ve turizmci bulunuyor. Proje Koordinatörlüğü’nü Ahmet Yoldar’ın yaptığı Sea Port’un 2011 yılında tamamlanması hedefleniyor. ların başlangıç ve bitiş noktası olma konumuna gelecek. Ö Maliye Bakanlığı’nın İstanbul’un ZeytinN İZİNLER ALINDI burnu ilçesi Kazlıçeşme sahilinde Homeport kruvaziyer liman, yat limanı ve deniz turizm tesisleri için yapılan ihaleyi kazanan Rönesans İnşaat AŞKoçhan ortak girişimi Sea Port adı verilen proje için gerekli ön izinleri aldı. 26.10.2007 tarihinde RönesansKoçhan şirketlerinin oluşturdukları Ataport Turizm Gayrimenkul Yatırım ve İnşaat AŞ ile Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü arasında 49 yıl süreli kullanma izni sözleşmesi imzalandı. Sözleşme gereği projeyi gerçekleştirecek Ataport Şirketi her yıl Hazine’ye 14 milyon YTL kira ödeyecek. Kira bedeli her yıl ÜFE endekslerine göre ayarlanacak. Ayrıca kira sözleşmesi boyunca tüm tesislerden gelecek gelirlerin yüzde 1’i Hazine payı olarak ödenecek. Sürenin bitiminde tüm tesisler Hazine’ye devredilecek. Sözlükler onu, “bulunduğu konumu bilmek” diye de tanımlıyorlar. Her ikisi de milletvekili olan bu arkadaşlardan birisi, ayrıca CHP’nin genel başkanı. Demokratik bir rejimde, genel başkanın “eşitler arasında birinci” olduğu kesin. Ama salt bu konumu, kendisine öteki yol arkadaşı için, “Parti içi hiyerarşide senin yerin ta şuralardadır” türünden gözdağı vermesine neden olmalı mıdır? Bizim bugünkü siyasal partilerimizin tümünde geçerli olan kurallara göre, ne yazık ki sorunun yanıtı “evet”tir. Zira, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun önceki genel başkanı Bayram Ali Meral’i, üst üste iki dönemdir parlamentoya getiren güç, ne aday olmak istediği partinin üyeleridir, hatta ne de seçmenlerdir. Bayram Ali Meral’i, 22. dönem için yapılan genel seçimlerde Ankara, 22 Temmuz 2007’de de İstanbul aday listelerine yerleştiren güç, CHP’nin genel başkanıdır. Bu yerleştirme olayı sadece Baayram Ali Meral ile ve sadece CHP ile de sınırlı değildir. TBMM Genel Kurulu salonundaki koltuklarda oturan ve üç “bağımsız” üyenin dışında bulunan tüm sayın milletvekilleri için de geçerlidir. Bu yüzden, kendilerine ayrılan alan içerisinde parlamenter özgürlüklerini kullanmaları istenilen milletvekilleri, o alanın çizgisini aşacak olurlarsa tıpkı Bayram Ali Meral gibi uyarılır ve liderleri tarafından çizgi içine çağrılırlar. O zaman da, çoğunlukla yine Bayram Meral gibi verebilecekleri yanıt, “Allahtan korkun Sayın Genel Başkan” sözü ile sınırlı kalır... Oysa, gerçek demokrasilerin geçerli olduğu toplumlarda Allah’tan önce, kişilerin başka kişileri “tüzük”, “yasa” gibi yine kendilerinin oluşturduğu kurallardan korkmaları için uyarmaları doğaldır. İsimlerinin başında lider, genel başkan gibi takılar varsa, onlara o görevi veren “kurul”, “grup” ya da “topIum”u oluşturanlara şikâyet etmek gerekirse o görevden indirmek gücünün kullanılacağı da bilinir çünkü. Baykal’a Düşen Görev... Fethullahçı Aksiyon dergisi PKK içindeki Alevi yapılanmasını hangi gerekçeyle gündeme getirdi? Dezenformasyon ve diyalog MEHMET FARAÇ Medyanın PKK üzerinde yoğunlaştırdığı dezenformasyon, örgüt yöneticileri Murat Karayılan ve Cemil Bayık’ın yakalandığı iddialarıyla tartışma konusu oldu. Ancak dezenformasyonun arkasında çıkar ilişkisine işaret eden ilginç bir boyut bulunuyor. Örneğin kalemşorluk üzerinde aksiyon yapanlar, PKK’yi vurmak isterken Alevileri neden hırpalıyor? PKK, son dönemde Fethullah Gülen yanlısı Samanyolu TV ve Zaman gazetesini hedef alan açıklamalar yapıyor. PKK’nin tepkisi hem ekonomik hem de örgütsel kaygılardan kaynaklanıyor. Örgütün yayın organı ANF, 24 Nisan’da, “Diyarbakır’da aralarında vali yardımcıları, rektör, akademisyen ve gazetecilerin de bulunduğu 65 kişilik bir heyetin 8 günlük Uzakdoğu gezisinin Fethullah Gülen cemaati tarafından finanse edildiğini” yazdı. Ajans 25 Haziran’da “Fethullah Gülen’den sınır ötesi operasyon!” başlıklı bir haberi servise koydu ve “Fethullahçıların üniversite ve basın yayın kurumları oluşturmak üzere Kürt hükümeti yetkilileriyle görüştüğü” iddialarını yansıttı. Görüşmenin sonucu ise 9 Ağustos tarihli bültende şöyle yer aldı: “Kuzey Irak’ta Fezalar Eğitim Şirketi’ne bağlı 4 okulu bulunan Nur cemaati lideri Fethullah Gülen, Kerkük’te yeni bir okul daha açacak. Okul izni için Irak Terbiye Genel Müdürlüğü çalışanlarına 32 bin dolar rüşvet dağıtıldı!” ‘Biz bir evlat vermişiz, çok mu?’ Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde askeri mevzide havan mermisinin patlaması sonucu şehit olan Jandarma Er Hüseyin Varol, dün memleketi Kahramanmaraş’ta toprağa verildi. Varol için Ulu Cami’de düzenlenen törene, ailesi ve yakınları ile Kahramanmaraş Vali Vekili Abdullah Şahin, 172. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral İzzet Ocak, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, çok sayıda vatandaş katıldı. Tören boyunca bitkin görünen ve zor ayakta duran baba Kemal Varol, oğlunun şehit olması karşısında söyleyecek söz bulamadığını ifade ederek “Allah vatanımıza, milletimize zeval vermesin. Biz bir evlat vermişiz, çok mu?’’ diye konuştu. Çanakkale’de vatani görevini yaptığı birliğinde, kaza kurşunu sonucu şehit olduğu bildirilen er Ergin Sezer’in cenazesi de dün Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde toprağa Şehit Er Varol verildi. (Fotoğraflar: AA) Allah için söylemeliyiz. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, son bütçe görüşmelerinde Başbakan’ı zor durumda bırakabilecek, somut ve tutarlı eleştiriler yapmadı mı? Vücut dilini, eleştirileri destekleyecek biçimde kullanmadı mı? Ama niçin kamuoyunda, yine tek yaprak bile kıpırdamadı? Çünkü kamuoyu CHP Genel Başkanı’nı yüzünü ekşiterek ve zoraki izliyor. Tıpkı öteki liderlere yaptığı gibi... Ve AKP Genel Başkanı’na da, onun yerine bir seçenek oluşturamayan topluma sürekli bir uyarı cezası olduğu için ve şimdilik kaydı ile kerhen yeşil ışık yakıyor. CHP’nin eski gücüne sahip olması isteniliyorsa, öncelikle parti içi demokrasi tüm kurallarıyla işletilmeye başlanmalıdır. Baykal bunu yapsın. Sonrasını seçmene bıraksın... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Baykal’dan türban uyarısı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı, Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında yapıldı. Toplantıda Tarhan Erdem yönetiminde gerçekleştirilen ve bir günlük gazetede yayımlanan “Gündelik Yaşamda Din, Laiklik ve Türban’’ konulu araştırma değerlendirildi. Baykal, araştırma sonuçlarının, CHP’nin konuyla ilgili gözlemleriyle uyumlu olduğunu belirterek Türkiye’nin hızla muhafazakârlaştığını ifade etti. Baykal, anayasa değişikliği ile üniversitelerdeki türban yasağının kalkması halinde bu sürecin daha da hızlanacağını dile getirdi. AKP’li başkana dayaktan hapis ? ISPARTA (AA) Makamına çağırdığı Zaman Gazetesi Isparta Temsilcisi Arif Bayram Taş ile muhabir Mustafa Altıntaş’a haraket ederek darp ettirdiği gerekçesiyle yargılanan AKP’li Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman ile koruması Fatih Sarıoğlu, Isparta 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, söz konusu cezaları ertelerken Balaman ayrıca Altıntaş’a hakaretten 7 bin 500 YTL para cezasına çarptırıldı. F PKK’nin ajansı, 12 Eylül’deki bir haberde ETHULLAH NEDEN HEDEF? “Fethullah Gülen’den skandal Risale çarpıtmaları” başlıklı geniş bir yazı yayımladı. Son haber ise 21 Kasım’da “Barzaniler ekonomik araçlarla ikna edildi” başlığıyla verildi ve “AKP Irak’taki İslami partilerle Güney Kürdistan’daki Yekgırto İslami Partisi ve Fethullah Gülen’e bağlı kurumlar la doğrudan ilişkiler kurmaya başladı” denildi. Örgütün yayın organları Fethullahçıların Güneydoğu ve Kuzey Irak’ta yoğun biçimde örgütlendiklerine dikkat çekerek işi daha da ileri götürdü ve gruba bağlı dershane ve okulları hedef gösterdi. PKK, tarikatların Güneydoğu’da gençliğe çengel atmasından yakınıyor! Fethullahçı yayın organları bu yüzden PKK yöneticilerine yönelik zaman zaman çok sert ifadelerle yayınlar yapıyor. Cemil Bayık ve Murat Karayılan da Fethullahçılara sert tepki gösteriyor. İki PKK’linin yakalandığına ilişkin ilk haberlerin Zaman gazetesinde yer alması da örgütle bu grup arasındaki kavgayı büyüttü. Karayılan’ın yakalandığı iddiası asparagas çıktı. Suskunluğunu 13 gün sonra bozan Karayılan, Zaman’da da yer alan dezenformasyon amaçlı haberlere dün şöyle yanıt verdi: “Bizler orta yerde bulunup da hemen yakalanabilecek insanlar değiliz. Onlarca kez kuşatmaya alınmış, en gelişmiş teknikle hedeflenmiş bir kişiyim. Hemencecik yakalanacak değiliz. Nasıl ki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın kaçırılması kolay değilse bizimki de en az onunki kadar kolay değildir!” K Ancak Fethullah yanlısı medya, son döİME AKSİYON? nemde PKK’yi vurmak isterken Alevileri de hedef alıyor! Dergi bir taşla iki kuş vurma uğruna tehlikeli sularda kulaç atıyor! Örneğin Aksiyon dergisinin son sayısında yayımlanan “PKK’nin derin troykası” başlıklı yazı bu kapsamda çok dikkat çekiyor. Dergi, PKK’nin artık Karayılan ve Bayık tarafından yönetilmediğini iddia ediyor ve sonunda Os man Öcalan’ın ağzından sözü Alevilere getiriyor: “Özelikle solcu Aleviler, PKK içinde her zaman güçlü ve etkin oldular. Türkiye’deki bazı güçlerle çalışıyor, onlarla birlikte hareket ediyorlar. PKK’nin derin troykası olarak tanımlanan teröristlerin en çarpıcı özelliği radikal solu benimsemeleri, Alevi ve ateist olmaları. İlginç olan ise her ismin ayrı bir fraksiyonu temsil etmesi. Radikal solcuların liderliğini Duran Kalkan yapıyor. Ateist Alevilerinkini de Mustafa Karasu ile Ali Haydar Kaytan. Bu isimler İslamiyete ve dindar yöneticilere karşılar!” Aksiyon, belli ki Hizbullah katliamlarını namus cinayeti diye örtmekle ünlenen Akit’ten daha tehlikeli işler yapıyor. Cemaatlerle örgütlerin taban kavgasını Aleviler üzerinden yürütmek kime hizmet ediyor? Kocaeli’de ‘Glock’ operasyonu ? KOCAELİ (AA) Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ekipleri il genelinde yaptıkları kontrollerde 5’i ‘’Glock’’ 6 tabanca ele geçirdi, 5 kişi gözaltına alındı. Gebze ve Derince ilçeleri ile merkeze bağlı Başiskele mevkisi, TEM Otoyolu Kuruçeşme Turnikeleri ile Yuvacık Mahallesi’nde yapılan kontrol ve denetimlerde Glock tabancalar dışında 3 bıçak, bir bulundurma rahsatlı tabanca da ele geçirildi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle