24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2007 PERŞEMBE 4 HABERLER AKP hükümeti, Kamu Yönetimi Temel Yasası’nı yeniden TBMM’ye getirmeye hazırlanıyor DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Fazıl Say Haklı Hemen belirteyim. Bu yazı Fazıl Say’a arka çıkmak için yazılmıyor. Onun buna ihtiyacı yok. Bu demek değildir ki, Fazıl Say’ın bize ihtiyacı yok, tersine var, hem de çok. Düşünsenize, hiçbir canlının kalmadığı bir yerde, bir aygıttan Mozart’ın “Küçük Bir Gece” müziğinin ezgileri yayılıyor, ne anlamsız, anlamsızın ötesinde ne korkunç bir olay olurdu. Sanatçının kendisini dinleyene, algılayana ihtiyacı var. Biri olmadan öbürünün anlamı kalmıyor. “Alnında ışığı ilk hisseden kişi” o ışığı yansıtmak, başkalarına aktarmak için var. Ne demiş uluslararası çapta sanatçımız Fazıl Say? Türkiye’nin ortaçağ karanlığına sürüklenmekte olduğunu, böyle sürerse, kızını da alıp gidebileceğini belirtmiş. Haksız mı, bunu hepimiz görmüyor muyuz? Fazıl Say, çıkışı ile sanatçının, hele hele onun gibi toplumla bütünleşme çabasında olan, bunun için çırpınan bir sanatçının toplumsal sorumluluğunu yerine getiriyor. Onunla aynı sorumluluğu ve kaygıları paylaşan, değerli yazar kardeşim Bekir Coşkun’un da belirttiği gibi, “Fazıl Say ‘giderim’ derken aslında geldi... Yerleşti... Yeri hepimizin yüreği...” ??? Fazıl Say, sanatını Anadolu’nun zengin kültür mozaiğiyle harmanlayıp geliştirmiş, evrensel değere ulaşmış bir yurttaşımız, tıpkı Nâzım gibi... Yobazlar ve hamervahlar, ona bunu ödetiyorlar, tıpkı Nâzım gibi... Sanatçı, gün olur ülkesini gezer, ezgi toplar Fazıl gibi, koğuşta memleketinden insan manzaraları için öykü toplar Nâzım gibi... Sanatçı gün olur, vatanını yüreğine sokar, çeker gider, onu hasretle yaşar... Çok sanatçı, çok ülkeden, çok dönemde kaçıp gitmek zorunda kalmıştır. Kaç tane İranlı şu anda zorunlu sürgünde, tam sayısını bilen var mı? Samed Behrengi zamanında gidebilmiş olsaydı, genç yaşında ölür müydü? Yurtseverlik illa vatan denen toprak parçası üzerinde doğup, yaşayıp ölmek değil, ona katkıda bulunmak, onu zenginleştirmek, onu daha ileri götürmek için çaba harcamaktır. Fazıl Say bunları yapmış bir insandır. Toprağından yükselen müziği duymuş, onu harmanlayıp duyurmuş, uluslararası şöhretiyle yetinmeyip, sanatı yurdunun dört bir yanına taşımaya, Anadolu’nun her yanından yeni Yunus’lar, yeni Itri’ler çıkarmaya kendini adamış bir yurtseverdir. Bu kadar tepki çekmiş olmasının nedeni ise “tehlikenin farkında” olmasıdır. ??? Hangi ülkede olursanız olun, her zaman şu ikilemle karşı karşıya kalabilirsiniz: Halkın çoğunluğu ya da hatırı sayılır bir kısmı, demokrasiden yana değilse, ne yapmak gerekir? Çoğunluğun tercihine boyun eğmek midir yapılması gereken, yoksa “hayır” demek mi? Çoğunluk demokrasi istemediği zaman, çoğunluğun iradesine boyun eğmek demokrasi mi olacak? Demokrasinin olmadığı yerde çoğunluk iradesi ne anlam taşıyacak? Popülizm yaparak, işi parmak hesabına vurarak, popülizme sapmayalım lütfen! Humeyni’nin rejiminin ardındaki çoğunluk desteği onu ne demokratik kılıyor ne de meşru... İran’da baskıcı rejim, insanları garip bir tercihe zorladı. Ya o baskı onları dikey olarak, doğdukları toprakların altına soktu ya da yatay olarak dışarı gidip, o toprakları terk etmeye zorladı. Gidenlerin yaşamı zor oldu. Zordur sürgünde yaşamak. Ama kalanların yaşamı daha zor oldu. Sorgulayan kafalar, sessizliğe itilerek kendi yurtlarında sürgün gibi yaşamak zorunda bırakıldılar. Kendi yurdunda sürgün olmak, sürgünlüklerin en zorudur. Bütün okurlarımın bayramlarını, bir gün kendi yurtlarında sürgün yaşamamaları dileğiyle kutlarım. Türbana güvence arayışı EMİNE KAPLAN ANKARA Önce eğitim kurumlarında, daha sonra da kamu kurumlarında türban yasağını kaldırmak isteyen AKP hükümeti, yeni anayasa taslağına ilişkin gelişmelere bağlı olarak 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği Kamu Yönetimi Temel Yasası’nı yeniden TBMM gündemine taşımayı planlıyor. Bazı üniversiteler ve özel ilköğretim okullarında öğrencilerin türbanla derslere girmesine göz yumulurken; AKP hükümeti, türban serbestisine anayasal ya da yasal dayanak kazandırmayı hedefliyor. AKP içinde yeni anayasa çalışmaları sırasında yükseköğretim kurumlarında türban yasağını kaldır YARSAV’dan YÖK Başkanı’na hukuk uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın türbanla ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. Eminağaoğlu yaptığı yazılı açıklamada, yasama ve yürütme organları ile ida renin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğuna ilişkin anayasa hükmünü anımsattı. Eminağaoğlu, hukuk devleti olan ve hukukun üstünlüğü esasına dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nde giderek artan, hukukun üstünlüğünü ve yargı kararlarını görmezden gelen eylem ve söylemlerı kaygıyla karşıladıklarını belirtti. öğretim üyelerinin Anayasa Mahkemesi kararlarını gerekçe göstererek farklı bir uygulamaya gitmesinin önünün kesilmesi tartışılıyor. AKP hükümeti, anayasa taslağıyla ilgili gelişmelere bağlı olarak önümüzdeki dönemde Kamu Yönetimi Temel Yasası’nı getirmeyi planlıyor. Kamu Yönetimi Temel Yasası, eği tim kurumlarıyla kamu kurumlarında türban yasağının kaldırılmasını hedeflerken, yerel yönetimleri de süper yetkilerle donatıyor. ‘Yasağı kaldıran madde’ Yasada ayrıca, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıkları başta olmak üzere birçok bakanlığın il örgütlerinin il özel idarelerine ve belediyelere devredilmesi öngörülüyor. Yasadaki, “Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde ve bu hizmetlerden yararlandırmada ayrımcılık; bu hizmetlerle ilgili olarak insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı düzenleme ve uygulama yapılamaz” hükmünün türban yasağını kaldırdığına dikkat çekiliyor. mayı öngören bir düzenlemenin getirilmesi konusunda tartışma sürüyor. ‘YÖK Başkanı Özcan çözer’ Bazı parti yöneticileri, bunun için anayasaya bir hüküm konmamasını, yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın uygulamalarıyla sorunun fiili olarak çözüleceğini düşünüyor. Bazı parti yöneticileri ise türban serbestisine mutlaka anayasal ya da yasal bir dayanak kazandırılması gerektiğini düşünüyor. Anayasaya bir hüküm konmaması durumunda Kamu Yönetimi Temel Yasası’nın yeniden TBMM gündemine getirilerek türban yasağının yasal olarak kaldırılması, böylece bazı SINAVA ERTELEME RAHİBE SALDIRI Bakanlık telemülakatı doğruladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, 500 adli yargı hâkim ve savcı adayının sınavını, Mülakat Komisyonu’nun üyelerinin görev süresinin dolacağı tarihi dikkate alarak ertelerken, “telefonla” çağrılan idari yargıç adaylarının aynı üyelerle gerçekleştirilecek mülakatının yapılmasında sakınca görmedi. Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu “telemülakatla” yargıç sınavına ilişkin yazılı açıklamasında “erteleme oyunu” yaptı. Açıklamada, 500 adli yargı hâkim ve savcı adayı alımına ilişkin mülakatın, Akademi Yönetim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin 14 Ocak 2008’de dolacağı dikkate alınarak 420 Şubat 2008 tarihlerine ertelendiği bildirildi. Açıklamada, daha önceki mülakatta başarısız olan 124 idari yargıç adayının da yeniden sınava çağrıldığı kabul edilirken, mülakat tarihinin 2728 Aralık olarak belirlendiği kaydedildi. Meşhur olmak için bıçaklamış Haber Merkezi İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, rahip Adriano Franchini’yi bıçakla yaraladığı iddiasıyla gözaltına alınan zanlı Ramazan Bay’ın (19), saldırıyı “tanınmak ve meşhur olmak’’ amacıya gerçekleştirdiğini söylediği iddia edildi. Bay’ın, polisteki ifadesinde, “Hrant Dink ve rahip Santoro cinayetlerinden etkilendim” dediği bildirildi. Dün tutuklanan Bay’ın ifadesinin ayrıntıları da ortaya çıkmaya başladı. İstanbul’a giden Bay’ın işsizlikten ve parasızlıktan bunaldığı, “Türkiye çapında ses getirecek bir eylem yapmak, tanınmak ve meşhur olmak’’ amacıyla internetten misyonerlik faaliyeti yapan kiliseleri bulmaya çalıştığı; Bursa, Eskişehir ve İzmir’deki bazı kiliselerin adres ve telefonlarını aldığı öne sürüldü. Bay’ın olaydan 4 gün öne İzmir’e geldiği belirlenirken ifadesinde, “Ses getireceğine inandığım eylemimi yapmak için rahibin yanına gittim. Bir şeyler söyledim. Bıçağı karnına soktum. Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetlerinden etkilendim” dediği bildirildi. Bay’ın yakalandığında cebinde 2 YTL bulunduğu, parasızlıktan 1.5 ay önce sattığı cep telefonunun sim kartının cebinden çıktığı bildirildi. Arkadaşları ve ailesiyle yapılan görüşmelerde, Bay’ın, “Bazen camiye, bazen birahaneye gittiği, girdiği işlerde uzun süreli çalışmadığı, çevresindeki kişilerle sık sık kavga ettiğinin” öğrenildiği bildirildi. Ardeşen’de türbanlı ödül töreni Rize’ye bağlı Ardeşen Belediyesi’nin sosyal ve kültürel etkinlikleri kapsamında ÖSS ve OKS’de dereceye giren öğrenciler için düzenlediği ödül töreni türban şovuna dönüştü. Toplam 28 öğrenciye çeşitli hediyeler verilen törene kız öğrencilerin tamamına yakını “türban ve pardösü” ile katıldı. Ardeşen Belediyesi’nin düzenlediği “Büyük Proje” adlı kampanya sonucunda ÖSS ve OKS’de dereceye giren toplam 28 öğrenci ödüllendirildi. Belediye çok amaçlı salonunda düzenlenen törende öğrencilere Sayısal 1–2, Eşit Ağırlık 1–2, Sözel 1–2 ve OKS olmak üzere yedi dalda ödüller verildi. Törene AKP İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar, Ardeşen Kaymakamı Cemil Kılınç, Ardeşen Belediye Başkanı Mümtaz Sinan, Tunca Belediye Başkanı İbrahim Pertek, Rize İl Milli Eğitim Müdürü Rasim Çelik, İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Şener Ateşli, öğrenci velileri ile öğrenciler katıldı. Törene tamamına yakını türbanlarıyla gelen kız öğrenciler, ödüllerini almak üzere sahneye çıktıklarında ve toplu fotoğraf çekimi sırasında da türbanlarını çıkarmadı. (Fotoğraf: SABRİ ASLIŞEN) ‘Süreci hızlandırmak için’ Açıklamada, mülakata katılacak 124 adayın dosyalarının incelendiği, ilgililerin adli sicil kayıtları ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırma formunun süresinin dolduğu ve bazılarının mülakat için gerekli olan evrakını geri aldığının görüldüğü, bütün adayların başvuru formunda belirttikleri “numaralara telefon edilerek” belgelerini bakanlığa teslim etmelerinin istendiği belirtildi. Adaylara telefon edilmesinin amacının sürecin hızlandırılması olduğu savunulan açıklamada, “Adrese tebligat yoluyla bildirilen mülakatın yapılacağı tarihten önce eksik evrakın tamamlattırılması amaçlanmıştır” denildi. Açıklamaya göre, Akademi Yönetim Kurulu’nda görev süresi bitecek üyelerin, idari yargıç aday sınavına katılmalarında “engel bulunmazken” bu üyelerin adli hâkim ve savcı adayı mülakatına katılımını engellemek için görev sürelerinin bitiminin beklenecek olması dikkat çekti. DP’de Cindoruk depremi Genel Başan Ağar tarafından partiyi toparlaması için ismi gündeme getirilen Hüsamettin Cindoruk adaylıktan çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçim yenilgisi nedeniyle görevi bırakma kararı alan ancak kongreye kadar da görevini sürdüreceğini açıklayan Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Mehmet Ağar’ın partiyi “toparlayacak isim” olarak genel başkanlık önerisi götürdüğü eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk adaylıktan vazgeçti. Son ana kadar yakın çevresine aday olacağını açıklayan Cindoruk’un birkaç gün önce geldiği Ankara’da ev bile bakmaya başladığı öğrenildi. Cindoruk’un, 3 gün önce, aralarında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Necmettin Cevheri, İsmet Sezgin’in de bulunduğu eski partili arkadaşları ile buluştuğu ve genel başkanlık konusunda kararlılığını ilettiği belirtildi. Cindoruk’un kararını eski İstanbul İl Başkanı Süleyman Soylu’nun adaylıktan vazgeçmemesi üzerine değiştirdiği bildirildi. Cindoruk’un, 6 Ocak Kongresi’nin bir “bütünleşme” kongresi olması gerektiğini, gerek Genel İdare Kurulu (GİK), gerekse genel başkanlık seçiminde yaşanacak yarışmanın yeniden partide safların keskinleşmesine yol açacağı gerekçesiyle böyle bir ortamda aday olmama kararı aldığı belirtildi. Cindoruk’un adaylıktan çekilme gerekçeleri, DP yönetimince tatmin edici bulunmadı. Ağar’ın olağanüstü kongrenin genel başkan ve GİK seçimli olacağını 3 Aralık’ta açıkladığını belirten parti kaynakları, Soylu’nun adaylığının da yeni olmadığına dikkat çekiyorlar. Ağar’ın bu gelişme üzerine herhangi bir açıklama yapmaması dikkat çekerken, Cindoruk’un karar değiştirmesi nedeniyle “kırgın” olduğu belirtildi. Ağar’ın Cindoruk’la tekrar görüşüp ikna etmeye çalışmayacağı, 6 Ocak’taki kongreyi ertelemeyi düşünmediği belirtildi. Ağar’ın yakın çevresine de “Kongrede aday değilim. Cindoruk vazgeçtiyse, mevcut adaylarla kongreye gidilir” dediği öğrenildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Katile poster ve klip yapılmıştı Dink cinayetinin katil zanlısı O.S’nin Trabzon’da yakalanmasının ardından katilin ‘poster’ gibi fotoğrafları çekilmişti. Basına yansıyan video görüntülerinde Atatürk’ün “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” sözünün yer aldığı posterin önüne getirilen ve eline bayrak verilen O.S ile jandarma ve polis görevlileri fotoğraf çektirmişti. Ayrıca türkücü İsmail Türüt, O.S’ye övgüler düzen bir türkü yapmıştı. Bir özel üniversitede okuyan 3 öğrenci, şarkıya mermi ve kan figürleriyle başlayan klip çekmişti. ‘Katliam dosyası dört dörtlük’ ? MALATYA (AA) Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, Zirve Yayınevi’ndeki cinayetlerden sonra yakalanan zanlıların üzerinden çıkan tüm materyallerin aynı torbaya konulduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Kahya, “Her şahsa ait eşya veya üzerinden çıkan materyaller tek tek delil torbasında toplandı. Her torba ayrı ayrı paketlendi ve Ankara Polis Kriminal Daire Başkanlığı’na gönderildi” dedi. Kahya, cinayetlerle ilgili dört dörtlük bir dosya hazırlandığını ifade etti. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle