Katalog

SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2007 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB Y Y Y Y Y 11 8 9 9 12 10 13 12 9 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 10 12 12 11 7 4 5 5 17 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y 15 Y 17 PB 4 PB 10 PB 4 PB 3 PB 3 S 0 S 7 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve batısı, Batı ve Orta Karadeniz ile Sıvas, Trabzon ve Giresun çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı iç ve batı kesimlerde 4 ila 6 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y 6 Y 5 Y 7 B 11 Y 10 Y 8 Y 9 Y 9 Y 11 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y B B B Y 10 4 13 7 6 4 16 10 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B A B A PB A PB Y Y 1 10 5 3 10 1 5 17 13 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada sokan sanki başka bir hükümetmiş, Kuzey Irak’ta yerleşik PKK sorununun çözümünü Amerika’nın himmetine bırakan kendisi değilmiş gibi… Büyük tantana ile aylarca önce faaliyete geçen ve destek verdiği koordinatörlük olayından şimdi şikâyetçi. ABD, koordinatörlüğü büyük vaatlerle bize kabul ettirdi. Böylece yıllarca uyguladığı uyutma yöntemini bir kez daha uyguladı. Irak’taki son gelişmeler ve bu sonuç karşısında büyük devlet adamımız ne yapabilir, ne söyleyebilir? Koordinatörlerin sonuç alamadığını açıklayarak ancak üzüntülerini beyan buyuruyor! ??? PKK sorununu “Artık sabrımız kalmadı” gibi laflarla çözeceğini sanan bu hükümetin ağzına ABD; koordinatörlük adıyla bir parmak bal çaldı. Asker sivil kesimlerce bu girişimin sonuç vermeyeceği söylendi, yazıldı. Hükümetin bir kulağından girdi bu uyarılar, öteki kulağından çıktı ve.. şehitlerin ardı arkası kesilmedi. Son duruma göre, Bağdat hükümeti, Kuzey Irak Kürtleri ve ABD kendi yollarında yürüyor... Aleyhimize gelişmeler karşısında bizim büyük devlet adamımızın hissesine: ... desteklediği Bağdat hükümetinin yalanlarını.. PKK’nın bürolarını kapatmadığı gibi merkeze (kuzeyden Bağdat’a) doğru yeni örgütlenme çalışmaları yaptığını.. örgüt elemanlarının elinde Amerikan silahlarıyla Türkiye’de cirit attıklarını… ABD örgütün para kaynaklarının kesileceğini vaat etmesine karşın hiçbir somut adım atılmadığını… İtiraf etmek düşüyor. RTE, “sabrımızın tükendiğini” söylemek için telefon açtığı Başkan Bush’un koordinatörlerin sorunu çözeceğini vaat ettiğini ve sonra aylardır suspus olduğunu anımsamıyor. Büyük devlet adamımızdan önümüzdeki dönemde ne yapacağını, PKK’yı yuvasında nasıl vuracağını gösteren tek bir işaret alınmıyor. İtiraf bol, icraat yok! ??? Bir diğer büyük devlet adamı MA Talat. KKTC’nin her fırsatta Türkiye’ye yüklenen son borazanı. Rum pasaportu sayesinde KKTC’lilerin birçok ülkeye kolayca girebildiğini, hayatın kolaylaştığını belirten Talat; “Bu (Rum pasaportu) onların (Türklerin) hakkıdır, bir insan hakkıdır” diye övdü. Rumlarla birleşmeye can atarken Kıbrıslı Türkleri AB pasaportu almaya kışkırttı.. ve şimdi dönekliğini kanıtladı. Eski söylediklerinden yüz seksen derece çark ederek; “Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türklere verdiği kimlik kartı ve pasaportu propaganda malzemesi olarak kullandığını” itiraf etti. Bu adam, “geçmişte Türkiye’nin KKTC’ye pasaport vermeseydi, dünyanın Kıbrıslı Türklere kapılarını açmaya mecbur kalacağını” iddia ederek nankörlüğe son bir örnek verdi. Şu gerekçeyle: Rum yönetiminde bir cemaat olarak tanıdığı Kıbrıs Türklerine dünyanın kapılarını açacağını söyleyerek… Acaba 1950’lerden bu yana Türkiye, Kıbrıslı Türklerin her açıdan yanında olmasaydı; hâlâ Türkiye’nin ekmeği boğazında olan Talat ve gibi düşünenler.. ekonomik açıdan siyaseten varlıklarını sürdürebilir, uluslararası arenada söz sahibi olabilirler miydi? ‘Bağımlılığın sonu budur’ Enerji sorununun temelinde Türkiye’nin üretmediği doğalgaza bağımlı bir politika izlemesi olduğunu belirten uzmanlar, alternatiflerin değerlendirilmediğine dikkat çekti MAHMUT GÜRER GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA İran’ın doğalgaz vanalarını kapamasının ardından sorunun kısa sürede çözüleceği açıklansa da Tahran’ın Türkiye’ye yaklaşık bir ay boyunca yeterli oranda gaz veremeyeceği öğrenildi. İran’ın doğalgaz santralında yaşanan sorun nedeniyle kendi ülkesindeki 3 eyalete de yeterli seviyede gaz akışı sağlayamadığı, tesisin onarılmasının ardından da ilk önce bu bölgenin sıkıntısını gidereceği dile getirildi. İran, gazın iç tüketimine yetişmemesi durumunda Türkiye’ye çok sınırlı oranlarda doğalgaz gönderebilecek. Sürecin kış sonuna kadar uzayabileceği belirtiliyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, İran’dan Türkiye’ye gaz akışı, cumartesi günü başlasa bile bu en fazla 2 milyon metreküp seviyesinde olacak. Bunun nedenininse İran’ın ana doğalgaz rafinerilerin den birini bakıma alması ve ardından özellikle ülkenin kuzeyindeki 3 eyalet ve 11 iline doğalgaz sağlayamaması olduğu belirtiliyor. İran’da yapılan duyurularda da halka, doğalgazı kısıtlı kullanması çağrısında bulunulduğu savlanıyor. 20 yıldır depo yapılmadı Gelişmeleri değerlendiren ASAM Genel Koordinatörü ve eski Petrol Mühendisleri Odası Genel Başkanı Necdet Pamir, Türkiye’nin önlemlerini hep “yumurta kapıya sıkışınca” almasına dikkat çekti. Bu sıkıntıların göstere göstere ortaya çıktığına dikkat çeken Pamir, “Türkiye’nin temel sıkıntısı doğalgaza bu kadar bağımlı bir politika izlemesi. Üretmediğiniz bir şeye kendinizi böylesine bağlarsanız, yap işlet devret terminalleriyle süreci hızlandırıp elektriğin büyük bölümünü doğalgaz ile yaparsanız, tabii ki sıkıntı yaşarsınız” di ye konuştu. Türkiye’nin 20 yıldır doğalgaz kullandığını, ancak bir türlü “depo” yapamadığına vurgu yapan Pamir, “Bu şekilde ülke doğalgaza bağımlı hale getirildi. Sıkıntının temelinde 90’lı yıllardan şimdiye gelen süreç var. Bir dönem 60 dolara aldığınız gaz şimdi 300 dolara dayandı. Tuz Gölü’nün altına yapılması planlanan deponun ihalesi yeni yapıldı, kullanıma girmesi 8 yılı bulur. Her kış bunun yaşanacağı belli” görüşünü dile getirdi. ‘Aramalar hızlandırılmalı’ Türkiye’nin Azerbaycan’dan alması planlanan Şahdenizi Gazı konusunda da sıkıntı yaşandığını belirten Pamir şöyle konuştu: “Yapacağımız şey, dışa bağımlılığı en aza indirgemek. Arama yatırımlarını hızlandırmak. Kurulu gücümüzü doğru kullandırmak. Kömürü kullanmak. Ama biz İran konusunda ısrarcı oluyoruz.” Enerji bakanı, alınan önlemlerle bu kış yurttaşları üşütmeyeceklerini savundu Güler: Sıkıntı yarın bitecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, İran’ın doğalgaz sevkıyatını kesmesine karşın aldıkları önlemler ile bunun bir sorun haline gelmediğini ve yurttaşları üşütmeyeceklerini savundu. Güler, Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlı olduğunu da kabul ederken LNG (açık pazar) aracılığıyla alınan doğalgazın BOTAŞ’a ek maliyet getirmeyeceğini ileri sürdü. Bakan Güler, İran ile yaşanan doğalgaz krizinin ardından bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin önlem aldığını bu nedenle herhangi bir sorun yaşamayacağını savundu. Türkiye’nin başka ülkelerle de bu tür sorunlar yaşadığını ancak sorunları çözdüklerini anlatan Güler, şunları söyledi: “İran’da aşırı soğukların oluşturduğu ve bazı yatırımların gecikmesinden dolayı bir sıkıntı var. Bu sıkıntıyı da biz aşağı yukarı 1520 gündür yaşıyorduk ama sizlere bunu hissettirmedik.Aldığımız tedbirler ile bu sorun haline gelmedi.” İAOSB BAŞKANI UĞURTAŞ: Sanayide üretim durur İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, doğalgaz akışında aksaklık yaşanması halinde sanayide üretimin durma noktasına gelebileceğini vurgulayarak gerekli kaynak sağlanmadan 16 ayrı ilde daha yatırım yapılacak olmasına tepki gösterdi. İran’dan alınan doğalgazın tek taraflı olarak kesilmesi sanayicileri de tedirgin etti. İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Uğurtaş, sanayicilerin yatırımlarının doğalgaza bağımlı olduğunu anımsatarak şöyle devam etti: “Kesinti olması durumunda, zaten sıkıntı içinde üretim yapan sanayici yüzde 4050 oranında maliyet artışı ile karşılaşacak. Özellikle otoprodüktörlerde çok fazla sıkıntı yaşanacak. Bugün ülke genelinde elektrik üretiminin yüzde 15’i otoprodüktörlerden sağlanıyor. Doğalgez gelmezse elektrik üretimi aksayacağından sanayi durur.” İran’la yapılan anlaşmanın ayrıntılarının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini de vurgulayan Uğurtaş, “Bildiğimiz kadarı ile ‘Al ve öde’ türü bir anlaşmamız var. Biz almazsak yaptırım da uygulanıyor. Onlar vermezse bir yaptırım var mı?” dedi. Depo ihalesinde sorun İran’dan gelen doğalgazın bir süredir eksik geldiğini yineleyen Güler, “gaz seviyesinin ilk önce 15, sonra 10, sonra da 5 milyon metrekübe kadar düştüğünü uzun bir süre de 2 milyon metreküp seviyesinde geldiğini” vurguladı. İranlı muhatabı ve ülkenin Türkiye’deki büyükelçilik yetkilileri ile sürekli iletişim halinde olduklarını kaydeden Güler, sıkıntının yarın so Türkiye’nin halihazırda çok büyük doğalgaz projeleri yürüttüğünü, bunlardan birinin de Azerbaycan ile birlikte yürütülen Şah Denizi Projesi olduğunu söyleyen Güler, “Bu proje de Azerbaycan’dan kaynaklı bazı sıkıntılar nedeniyle başlatılamamıştır. Ancak şubat ortasında başlatılacaktır. Bunun dışında Mavi Akım gayet iyi şekilde çalışıyor. Hatta bize kontratın ötesinde gaz veriyorlar. Bunun yanı sıra Bulgaristan üzerinden yine Rusya’dan gelen hatta da sorun yok” dedi. (Fotoğraf:AA) Şah Denizi şubat ortasında na ereceğini savundu. Güler, Türkiye’nin doğalgazda dışa bağımlı olduğunu da kabul ederken, 4 sene içerisinde büyük önlemler aldıklarını öne sürdü. Enerji Bakanı buna karşın Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Merkezi’nin ihalesiyle ilgili bazı sıkıntılar çıktığını da söyledi. Güler, İran ile Türkiye arasındaki doğalgaz anlaşmasının uluslararası tahkimde görüşüldüğü nü de anlatırken “bütün zorlukların hukuk sahasında çözüleceğini, şimdilik ise doğalgaz alımının kesilmesinin söz konusu olmadığını bildirdi.” Güler soruları yanıtlarken de Rusya’dan alınan gazın maliyetinin daha fazla olduğunu belirtti. Güler, açığın buradan kapatılmasının maliyeti artırıp artırmayacağı yönündeki bir soruya ise BOTAŞ’ın üzerine herhangi bir yeni yük getirmediğini, yaz ve kış alımlarıyla bu miktarın dengelenebileceğini savunarak yanıt verdi. İran’la yaşanan sıkıntının hemen ardından Nijerya ve Cezayir’den alınan doğalgaz miktarına 7 kargo ilave istediklerini anlatan Güler, “Bunu kullanmak üzere EGE Gaz ile BOTAŞ arasında hizmet antlaşması yapıldı” diye konuştu. 2. Cumhurbaşkanı bizim yapmak istediğimiz atamaların önünü kesmektedir. Önce AKP’nin kadrolaşma anlayışını özetleyelim... 4 yılı aşan AKP iktidarı döneminde 4 bin kadar üst düzey yöneticinin, 100 bin kadar da çeşitli kademelerden memurun ataması yapıldı, yeri değiştirildi. Bu değişiklikler önceki hükümetler döneminde olduğu gibi bir kurumun içindeki simetrik değişiklikler değil. Önceki hükümetler döneminde diyelim ki, DSİ’de kadrolaşma yapılacak, Erzurum Bölge Müdürlüğü’ne sürülen kişi genel müdür yapılırdı. Genel müdür de ya Doğu illerinden birine ya da araştırmaplanlama birimine sürülürdü. Araştırma birimlerinin ‘sürgün yeri’ olarak kullanıldığı kaç ülke vardır, bilmiyoruz! AKP döneminde ise kadrolaşma asimetrik olarak yapılıyor. Yine DSİ örneğinden gidersek, mevcut genel müdür görevden alınıyor, yerine bugüne dek kurumun hiçbir kademesinde çalışmamış kişi getiriliyor. Bunun tonlarca örneği var. ??? Bugüne dek her hükümet döneminde kadrolaşma oldu. Bunu yadsımak olanaksız. Ancak bu, yukarıda aktardığımız şekilde yaşandı. Erdoğan CHP’yi eleştirirken, bugüne kadar hiç tek başına iktidara gelememesini de düzeysiz biçimde dile getirdi. Yani CHP hem hiç iktidar olmamış hem de kadrolaşmanın en büyüğünü yapmış! Geçelim... AKP’nin bir başka büyük başarısı da şu: Kendi kadrolarına karşı da kadrolaşma yapan ilk iktidar! Örneğin bir genel müdürlük koltuğuna acilen ‘cemaatten biri’ getiriliyor. Bakıyorlar ki, kendilerine yeterince hizmet etmiyor. Hemen değiştiriliyor. Bu yöntemle 3 hatta 4 kez ‘vekâleten atama’ yapılmış kurum bulunuyor! AKP’nin siyasi tarihimize armağan ettiği bir başka kadrolaşma yöntemi de şu oldu: Eğer bir kurumu tümüyle ele geçiremiyorsan, yasasını değiştir. Böylece ‘bu kurum bitmiştir, yenisi kurulmuştur’ de ve istediğin gibi atama yap! Sayıştay örneğinde olduğu gibi yerine göre üye seçim sistemiyle bile oynayan AKP’nin kadrolaşmada saldırıya geçmesi ‘seçim yılı’ havasının bir başka rüzgârı olsa gerek! ??? Başta Başbakan olmak üzere AKP’lilerin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e karşı izledikleri politikanın da Çankaya sürecinin bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Erdoğan, Sezer’in AKP’nin atayacağı kişilerle ilgili incelemesine de nedensiz bir çıkış yaptı. Kıbrıs politikası için Köşk’e dönüp ‘Sana mı soracağım’ diyen Erdoğan, kadrolaşma için de ‘ne karışıyorsun’a gelen bir yaklaşım gösterdi. Burada Erdoğan’a bir çağrımız var: Acaba, bir kurumun tepesine önerdiği ama Sezer’in kabul etmediği bir kişiyi gösterip, ‘Bakın şu adayımızı reddetti. Oysa önerdiğimiz kişi, kurumu şu kadar iyi tanıyordu, eğitimi de tam uygundu’ diyebilir mi? Diyemez... Kaldı ki, pek çok atamayı Cumhurbaşkanı’na rağmen ‘vekâleten’ yaptılar. Devlet kademelerinin üst katlarına yerleştirmek istedikleri kişilerin hemen tümü için önce şu soruya yanıt arıyorlar: Bizden mi? AKP çevreleriyle bağlantısı olanlar, şu örneği veriyorlar: Diyelim ki bir genel müdür yanına alacağı yardımcı için karar verecek; iki aday var, biri kardeşi öteki cemaatin istediği kişi... Tercih edilen kişi, cemaatin adayı olur! Sözün özü, AKP bütün kuralları çiğneyerek yaptığı kadrolaşma için ‘Biz akız, AK Parti’yiz’ diyor. Bunlar ‘AK’ım derken... Gerçekler öyle söylemiyor... ankcum?cumhuriyet.com.tr İzinsiz geziye soruşturma ? İstanbul Haber Servisi İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, Kadıköy Anadolu Lisesi’nden 9 öğrencinin, emekli biyoloji öğretmeni Savaş Bat öncülüğünde Hasandağı’na çıkarılmasıyla ilgili okuldan izin alınmadığı gerekçesiyle okul yönetimi hakkında soruşturma başlattığını söyledi. Özer, “Ailelerin izin dilekçesi var ama okulun izni yok’’ dedi. CHP’Lİ ERSİN’DEN SORU ÖNERGESİ İGDAŞ: GAZ ARZI YETERLİ DÜZEYDE İran’ın doğalgaz tavrı siyasi mi? Haber Merkezi CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, “İran’ın kış ortasında doğalgazı kesmiş olmasının nedeni siyasi olabilir mi? İran, Türkiye’ye aba altından sopa mı gösteriyor’’ diye sordu. Bu durumun, sanayiyi de olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Ersin, önergesinde “Rusya ve İran’ın, kendi çıkarları için doğalgazı zaman zaman Türkiye’ye baskı amacıyla kullanacakları anlaşılmaktadır. Buna karşı önlem alınıyor mu’’ sorusuna da yer verdi. ‘İstanbul’da sorun olmayacak’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret AŞ (İGDAŞ), İran’ın doğalgaz vanasını kapatmasının İstanbul’da sıkıntıya yol açmayacağını duyurdu. İGDAŞ yetkilileri, İstanbul’da aralık ayı ortalamasına göre günde 20 milyon metreküp doğalgaz kullanıldığına dikkat çekerek “İstanbul’da ne konutlarda ne de sanayide doğalgaz sıkıntısı yaşanacak” dediler. Yetkililer, BOTAŞ’ın gaz arzının yeterli düzeyde olduğunu ifade ettiler. Tüpgaz tesisinde patlama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte, Sarayköy mevkiinde bulunan tüpgaz dolum tesisinde meydana gelen patlamada 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. İstanbul Yolu 28. kilometredeki bir tüpgaz dolum tesisinde çıkan yangın sonucu patlama meydana geldi. Sarayköy’deki patlama sonucu, işçi Ömer Karaküçük yaşamını yitirirken 1 kişi de yaralandı. Patlamanın, arızalı bir “piknik tüpünün” içindeki gazın boşaltımı sırasında, yakındaki elektrik motorundan aldığı kıvılcımla meydana geldiği bildirildi. Yeni yatırımlara tepki Doğalgazda net bir alım politikası olmamasına karşın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in 2007 yılında 16 ile daha doğalgaz verilmesi için çalışma başlatmasını da eleştiren Uğurtaş, “Doğalgaz daha uygun fiyat ve garanti koşullarında satın alınmadıkça, böyle yatırım yapmak milli kaynakların boşa harcanması demektir. Sadece biz İAOSB’de ana dağıtım şebekesi ve otoprodüktör kurmak için 3 milyon dolar yatırım yaptık. 100 kadar sanayicimizin kendi iç hatlarıyla bu rakam 67 milyon doları bulmuştur. Pahalı bir yatırımdan önce fizibilitesinin iyi yapılması gerekir” dedi. Silivri’deki tesisin açılışı ertelendi Tuz Gölü’ne yapımı planlanan doğalgaz depo projesinden sonra, Türkiye’nin ikinci büyük depolama kapasiteli tesisi özelliğini taşıyan Silivri doğalgaz yeraltı depolama tesisinin açılışı yine ertelendi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Silivri açıklarında 1.6 milyar metreküp kapasiteye sahip olacak ilk ve tek yeraltı doğalgaz depolama tesisinin açılışı, yüklenici firmayla yaşanan keşif artışı sorunu nedeniyle 2007’nin ikinci yarısında yapılacak. TPAO, daha önce söz konusu tesislerin açılışının 2006 yılının ikinci yarısında işletmeye alınmasını planlamıştı. İlk talihli ortaya çıktı ? Haber Merkezi Milli Piyango’nun yılbaşı çekilişinde, büyük ikramiye olan 20 milyon YTL’yi paylaşan çeyrek bilet sahibi şanslılardan ilki, dün çekine kavuştu. Adının açıklanmasını istemeyen talihlinin çekini, müşterisi olduğu İş Bankası Osmangazi Şubesi Müdürü Şerif Menzir aldı.Talihlinin 45 yaşlarında, evli ve bir çocuk babası olduğunu anlatan Menzir, söz konusu kişinin maddi durumunun yerinde olduğunu, biletinin de İstanbul’da bir akaryakıt istasyonundan aldığı akaryakıt karşılığı hediye edildiğini anlattı. Aygün: Şalter devletin elinden kaçmış ATO Başkanı Sinan Aygün de İran’dan gelen doğalgazın kesilmesi nedeniyle, sanayi ve ticaretin olumsuz etkilenmesinden endişe duyduklarını bildirdi. Aygün şunları kaydetti: “Uzun bir süredir ulusal bir enerji politikası oluşturulamadı. Dışa bağımlılık özendirildi. Elektrik üretiminde dışa bağımlı olduğumuz doğalgazın payı 43.58’e çıkmış durumda. Hidroelektrik ve termik santrallar bakımsızlıktan çürüyor, yüzde 35 kapasiteyle çalışıyor. Yolsuzluk almış başını gitmiş, şalter devletin elinden kaçmış.” CUMHURİYET 08 K