14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 2007 PAZARTESİ 6 TESEV Başkanı Paker: DİZİ Ankara 78’liler Derneği Başkanı Sümbüloğlu: 1 0 C U M H U R BA Ş K A N I E Ş İ Ciddi gerilim olmaz T ESEV Başkanı Can Paker, “Cumhurbaşkanı nasıl biri olmalı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “İnsanlar tek tek, cumhurbaşkanı şöyle olmalı, diyebilir. Genel bir toplumsal tarifi olamaz. Halkın temsilcileri kimi seçerse öyle biri olur. Bireylerin bunu benimseyip benimsememesi ayrı bir konu. Anayasadaki tanımda ortaya konan çerçeve yeterli. Bizim bir araştırmamızda ‘şu karakteristiklerden hangileri cumhurbaşkanında olmalı’ diye soruldu. İlk sırada yüzde 85’le ‘modern yaşam tarzını temsil etmeli’, ikinci sırada yüzde 75’le ‘Müslüman olmalı’, aynı şekilde yüzde 75’le de ‘laik olmalı’ sonuçları çıktı. Halkımız bu, hem modern olmak istiyor, hem İslamiyetten vazgeçmiyor, hem de laiklik istiyor. Yüzde 50’si de ‘Eşinin ba Yeni bir statükocu A üzere, darbe düzeninin parlamentosundan seçilerek gelen bütün cumhurbaşkanları, sadece bu asli işlevi yerine getirmiştir. Erdoğan da seçilse yapacağı budur. Hiçbiri, darbe düzeniyle, ülkenin son yüz yılını sermaye adına elinden çalan 12 Eylülcülerle, darbeci gelenekle hesaplaşmayı düşünmemiştir, düşünmezler bile... Oysa bugün ülkede demokrasi mücadelesinin geleceği, emperyalizmin ve azgın sermayedarların ülke, bölge ve dünya çapındaki saldırılarına karşı çıkmaya bağlıdır. Gün bir Chavez olma günüdür. Chavezler yaratma günüdür. Darbeciler de, darbe düzeninin palazlatıp ortaya sürdüğü, posası sıkıldıktan sonra bir kenara bırakılan birçok iktidar gibi AKP’liler de halkın çıkarlarını temsil etmediler, temsil edemezler...” nkara 78’liler Derneği şının açık olması lazım’ diyor. HALK NASIL BİR Başkanı Ruşen SümbüBu, dindevlet ilişkisi araştırmasıydı. ‘Türk halkı dindarlaşı CUMHURBAŞKANI loğlu, “Cumhurbaşkanlığı seçimi, cumhuriyeti, devleti kiyor fakat radikalizmden uzaklaİSTİYOR? min temsil edeceği ve hangi şıyor’ sonucu çıktı. 1999’daki kriterleri taşıyacağı konusu araştırmada şeriat devleti istekuşkusuz ki bu bütün koordiyenler yüzde 20 idi, şimdi 9’a natlarıyla darbe düzenin çizdüştü. Türkiye’de orta sınıf diği yol haritasının güzergâyaygınlaşıyor, orta sınıf özlemhında yaşanacak, böylesine leri artıyor”. yoğun denetimli bir sürecin Can Paker, Cumhurbaşkanlığı ana konusu olacak. Ve onların seçim sürecinde “ciddi gerilim istediği kriterlere uygun, onolacağına” inanmıyor. Paker, lar adına hareket edecek biri Türey Köse “İster Erdoğan olsun, ister olbulunacak ve seçilecek” diyor. masın tartışılır ve bu dönem Sümbüloğlu, seçilecek kişinin aşılır. Türkiye’nin krizi ekonomik kriz“sadece statükonun gereklilikleri üzerindir. O da Türkiye’ye dış yatırım olarak den icraatta bulunacağı” görüşünde: giren paranın azalmasıdır. Bunu ortaya “Cumhurbaşkanı Sezer de dahil olmak çıkaracak bir kriz yok. Onlar hiçbir zaman tartışılmadı ankaya’ya bugüne dek 10 Cumhurbaşkanı “çıktı”ysa, 10 da cumhurbaşkanı eşi “çıktı”. Latife Hanım ve Mevhibe İnönü Cumhuriyetin ilk “first lady”leri olarak yaşadıklarıyla, anılarıyla tarih kitaplarına geçerken, Emel Korutürk sanatçı ve sanatsever kişiliğiyle Çankaya Köşkü’ne farklı bir görünüm getiren bir Cumhurbaşkanı eşi oldu. Semra Özal, giyimi, kuşamı, Hasbahçe geceleri, magazin merakı ve aktif siyasete de girmesiyle medyada en çok “görünen” cumhurbaşkanı eşi oldu. Nazmiye Demirel hep eşinin gerisinde, saygılı bir mesafede durdu. Semra Sezer, sadece Çankaya’daki resepsiyonlarda ve ulusal eğitime destek kampanMevhibe yasıyla ilgili toplantılarda İnönü. kamuoyunun önüne çıktı. Ayça Atikoğlu, “Cumhurbaşkanı Eşleri” kitabında Çankaya’daki “first lady”leri anlatıyor. Atikoğlu, kitabının önsözünde “Çankaya kadınları” ile ilgili genel izlenimlerini şöyle özetliyor: “Çankaya kadınları içinde Mevhibe İnönü, Emel Korutürk, Semra Özal ve eğitim seferberliğine büyük katkıda bulunan Semra Sezer dışında kalanlar ülke sorunlarına yönelik çalışmalarda bulunmamışlar. (Mevhibe Hanım ayrıca anı, mektup biriktirmiş, Semra Özal ise Çankaya günlüğü tutmuş.) Eğitim, sağlık, şiddet, resmi nikâh, işsizlik, çocuk ölümlerinde dünya sıralamasında en üstlerde olmamız onları işbaşına koşmaya yöneltmemiş. Kılık kıyafet devrimi yapıldıktan sonra modernleşme ile ilgili misyonları bitmiş gibi davranmışlar. Çoğu Çankaya’ya taşınmaktan hiç hoşlanmamış, evlerinin korunaklı duvarlarından çıkmak istememişler. Önderlik, öncülük gibi bir meseleleri olmadığı için sekreteryaları, ‘kendilerine ait bir oda’ları olmamış. Yine belki bu yüzden, bugün geriye baktığımızda Türkiye’de yaşayan kadınlar üzerinde fazla bir etkileri olmamış, iz bırakmamışlar. (...) Ortada tarihsel bir durum var, ama tanımlanmış bir rol yok. Onların da cumhurbaşkanı eşi olma gibi bir iddiaları, adaylıkları olmamış zaten. Cumhurbaşkanlığına ‘memuriyette kıdem alma’, ‘mecburi hizmetin en sonuncusu, en onurlusu’ mantığı ile yaklaşıldığı sürece sonuç hazırlıksız yakalanmışmış eşler oluyor.” Ç Siyasi parti ve kadın kuruluşlarının temsilcileri Erdoğan’ı Çankaya’da görmek istemiyorlar: ‘Türban’ siyasi kimlikleri C umhurbaşkanlığı seçim sürecinde Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın türbanlı olması tartışmanın ana başlıklarından birini oluşturuyor. İlk kez bir seçim sürecinde cumhurbaşkanı adayının eşi de tartışılıyor. Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkması durumunda, türbanın “kamusal alan”a çıkacağı, artık Çankaya resepsiyonlarında türbanlı kadınların boy göstereceği itirazları dile getiriliyor. Emine Erdoğan, güncel siyasette demeçleri, görüşleriyle çok fazla öne çıkan bir lider eşi olmadı. Zaman zaman yurtdışında katıldığı toplantılarda açıklamaları oldu. “Bizim meclisimizde yüzde 33 kadın kotası var” diyen Pakistan Meclis Başkanı’na “Biz kota uygulamanın kadınlara yönelik ayrımcılık olduğunu düşünüyoruz” yanıtını verdi. Nitekim, Başbakan Erdoğan da kotayı “kadına hakaret saydığını” bildirdi. Emine Erdoğan son dönemde türbanı üzerinden yürütülen tartışmalara katılmıyor. Onun adına “eşi” Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor ve tartışmaları “Haremimize girdiler” diye değerlendiriyor. Bu sözcükler de, yeni tartışmaları tetikliyor. Emine Erdoğan ve Ürdün Kraliçesi Rania. Emine Erdoğan’ın Müslüman ülke liderlerinin eşleri arasında tek türbanlı lider olduğuna ilişkin haberler sık sık basına yansıyor. Bu haberlerden birinde, Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen Uluslararası İş Kadınları Forumu’na katılan Emine Erdoğan’ın Mısır, Suriye ve Pakistan’ın başı açık başkan eşleri yanında, tek türbanlı kişi olduğunun altı çiziliyordu. Ürdün Kraliçesi Rania’nın Türkiye ziyaretleri sırasında da kıyaslamalı fotoğraflı haber ve yorumlar gazete sayfalarında yer aldı. nük en tehlikeli yaklaşımlarının toplumda tartışılmasını önlemek için tartışmaları eşinin türbanına kilitleyen, buradan mazlum rolüyle birlikte başka rolleri de üstlenen bir anlayış cumhurbaşkanı olamaz. AKP’nin iktidarı süresince Cumhuriyet değerleri, laiklik Cumhuriyet düşmanı kadrolarla yok edilmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanının önünden dönen 100’ün üzerinde kararname var. Ülke vekâletlerle yönetiliyor. Böyle biri cumhurbaşkanı olduğunda bu vekaletler asalete dönüşecek. Cumhurbaşkanlığına heves duyanların aslında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye dönük bir irade dayatmaları söz konusudur. Cumhuriyet bu dönüşüme izin vermeyecektir.” Somut kurallar Okuducu, türban tartışmalarıyla ilgili olarak da “Türkiye’de anayasal düzenin ortaya koyduğu mevzuat bellidir, AİHM tarafından da somutlanmıştır. Türkiye bir hukuk devletidir, herkes ona göre davranır. Çok istiyorsan gider anayasayı değiştirirsin. Türban bir örtünme aracı olmaktan çıkarılıp da siyasal bir sembol haline getirilirse bu tabii ki tartışılan bir konuya dönüşür” dedi. Cumhurbaşkanlığı yapacak kişinin, devleti yönetecek kadroların “kendi rejimiyle, kendisini var eden siyasi atmosferle ilişkisi”nin önemli olduğunu vurgulayan Okuducu, sözlerini “Türban tartışmalarıyla defolu 4.5 yılık dönemi gözden kaçıramazlar. Ulusal duyarlılıklar ve laik, demokratik Cumhuriyetin değerleri konusunda 4.5 yıldır sergilenen icraat karşısında Cumhuriyetin kendini koruma refleksi ortaya konulmuştur. Cumhuriyet korunacaktır. Erdoğan’ın Başbakanlık’ta yapamadıklarını Çankaya Köşkü’nde yapması kabul edilemez” diye noktaladı. ‘İcraatına bakmak yeterli’ CHP Kadın Kolları Başkanı, İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu, “nasıl bir Cumhurbaşkanı” istediklerini anlatırken bir yurttaş olarak “toplumsal duyarlılığı, kendi ülkesine dönük duyarlılıkları var olan her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının temel olarak vazgeçemeyeceği kriterlerin gerçekleşmesini” beklediğini vurguluyor. Okuducu, “Anayasal düzene bağlılık, laik demokratik Cumhuriyet değerlerinin korunması, ulusal bütünlüğümüz konusunda duyarlılık sahibi olmak” gibi özelliklerin altını çizerken “Cumhurbaşkanı seçilen kişinin içtiği anayasal antta ifadesini bulan kavramları sahiplenecek, iç dünyasında bu konuda problemi olmayan biri olmasını istiyorum. Vatanın bölünmez bütünlüğünün gereğini kayıtsız şartsız yerine getirecek, demokrasiye bağlı kalacak, anayasayı ve hukukun üstünlüğünün gereğini yerine getirecek, Cumhuriyet ilkelerine kayıtsız şartsız bağlı kalacak, Türkiye cumhuriyetinin şanını şerefini koruyacak, yüceltecek, görevini tarafsızlıkla yerine getiercek bir Cumhurbaşkanı özlemi içindeyim “ diye ekliyor. Güldal Okuducu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 4.5 yıllık icraatının bu ölçütlere uygun olup olmadığını açıkça ortaya koyduğunu kaydederken şu görüşleri dile getiriyor: “Benim bir kadın olarak, en temel taleplerimden biri Cumhuriyetin temel felsefesini oluşturan kadınerkek eşitliğini özümsemiş, kadını erkekten ayrı tutmayan bir cumhurbaşkanıdır. 4 kadınla evlenilebilir, hastaysa, sakatsa, yaşlıysa, diğer eşin rızası alınarak, gibi görüşler dile getiren birini cumhurbaşkanı olarak görmek istemiyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, medeni hukuk ortadayken böyle bir açıklamayı deklare edebiliyorsa, toplumun yarısını oluşturan kadınlara nasıl baktığı açıktır. Benim karım ve kızım inançlı Müslümanlardır, onun için başlarını örter, diyorsa bu bölücülük yapmak demektir. Türbanın ‘siyasi kimlikleri’ olduğunu söyleyerek, bunu nasıl siyasallaştırdıklarını, bir sembol olarak kullandıklarını ortaya koyuyorlar. Ülkenin rejimine, anayasal düzenine dö Görünmez oldular Mevhibe İnönü, siyasetten uzak duran bir cumhurbaşkanı eşi olarak tarih sayfalarına geçti. Sadece idama giden Emel Deniz Gezmiş’in annesi Korutürk. kendisini ziyaret ettikten sonra dayanamayarak devreye girme gereği duydu. İsmet İnönü’ye “Paşacağım ne olur ilgilenin de çocukları asmasınlar. Annelerinin acısına yüreğim dayanmadı” diye seslendi. Emel Korutürk, cumhurbaşkanı eşleri içinde sanata en yakın olanıydı. Çankaya Köşkü’nü sanata, sanatçılara açan Emel Korutürk ve ailesi Çankaya’daki yaşamları boyunca adeta “görünmez” oldular. Emel Korutürk, bunun nedenlerini Ayça Atikoğlu’na şöyle anlatıyor: “Geçen akşam bir televizyon kanalında Semra Özal ile söyleşi yapılıyor. Semra Hanım, ‘Bizden öncekilerin çocukları yoktu, bizimkiler ondan bu kadar dikkat çektiler’ diyor, gazeteci de ona, Atatürk hariç ki o en büyüktür, Cumhurbaşkanlığı ile sınırlanamaz, tüm cumhurbaşkanlarının çocuklu olduğunu söyleyemiyor. Benim üç çocuğum olduğu hâlâ bilinmez. Hiçbir zaman onları protokole sokmadık. Çankaya’da sanatçıların da davet edildiği çok büyük bir yılbaşı resepsiyonu verdik, o davette bile çocuklarım yoktular. Çocuklarla devlet işini titizlikle ayırdık.” En tanınan sima Semra Özal Semra Özal, Çankaya’nın “en görünür” konuklarından biri oldu. Çankaya yıllarında ajandasına notlar aldı. Ancak “Yüzde yetmişi devlet sırrı, yüzde otuzu da magazin. Devlet sırlarını veremeyeceğime göre ne anlatayım, magazinleri mi yazayım” sözleriyle bunları yazmaya niyeti olmadığını ortaya koyuyor. Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı’nın etkinlikleri, Hasbahçe geceleri, eğlence yerleri, tatil görüntüleri belleklerden silinmeyen Semra Özal, politikaya ilgisinin nedenlerini de kitapta şöyle özetliyor: “Ben hiçbir zaman politikaya sıcak bakmadım. İl başkanlığına oynamamın tek sebebi ANAP’taki gericilere yol vermekti. Ben il başkanı olmasaydım, İstanbul gericilerin eline geçiyordu. İstanbul’u ele geçiren de Türkiye’yi ele geçirir.” Semra Özal. SÜRECEK ‘Artık Çankaya’ya bir kadın çıkmalı’ Selma Kavas: Anayasada eş kriteri yok cumhurbaşkanından söz ediyoruz. Bu kişinin illa da parlamento içinden olması gerekmiyor. Maalesef hem Meclise girmesi gereken hem AKP Kadın Kolları Genel Başkanı Selma Kade Cumhurbaşkanı olması gereken kadınlar vas, cumhurbaşkanlığına aday olmak için “anaMeclis’te değil.” yasada yazılı olan kuralların yeterli olduğu” göAcuner, “politikacıların eşleri üzerinden yürüşünde. Kavas, “Bu kurallara uyan herkes rütülen tartışmanın kimseye bir yararı olmaaday olabilir” derken, şu görüşleri dile geyacağı” sözlerine ekliyor. Türk Kadınlar Birtirdi: “Demokratik rejimlerde, her türlü seliği Genel Başkanı Sema Kendirci de “Arçim demokratik işleyişin rutinidir. Bunu tık bir kadın cumhurbaşkanımız olabileolağanüstü hale getirmek anlamsızdır. KriKP’li Kavas, Erdoğan’ın kullandığı ceğini umuyoruz” diyor ve ekliyor: ze dönüştürülmek istenirse, dönüştürü‘harem’ sözcüğünün çarpıtıldığını söyledi. “Ama tabii ki, kadın olmalı, zamanıdır, lürse bu demokrasi adına sıkıntıdır. DemokAvrupa Kadın Lobisi Yönetim Kurulu üyesi derken, Meclis’e kadınlar girdi, ne yaptırasinin sağlıklı işlemediğinin göstergesidir. Acuner ise kadın örgütlerinin artık bir kadın lar, diyorlar. Geniş kapsamlı bir tanım yapHiç krize gerek yok, diğer cumhurbaşmak gerekiyor. Kadın duyarlılığı, kadın cumhurbaşkanı istediklerini vurguladı. kanlarının seçiminde olduğu gibi bu cumbakışı önemli. Herhangi bir kadın değil, yokhurbaşkanlığı seçimi de aynı rutin içinde sa kadın başbakanımız oldu da ne oldu?” gerçekleştirilecektir.” Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) Kavas, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdo Selma Acuner: Kadın cumhurbaşkanı Ankara Temsilcisi İlknur Üstün de, “Artık bir ğan’ın türbanlı olması nedeniyle “Çankaya’ya eşi Avrupa Kadın Lobisi Yönetim Kurulu üyesi kadın cumhurbaşkanı istediklerini” yineliyor. türbanlı olan bir Cumhurbaşkanı çıkamaz” değerlendirmelerine “Anayasada cumhurbaşka Selma Acuner, “artık bir kadın cumhurbaş Üstün, “Kadın cumhurbaşkanını, kadın sesinının eşi ile ilgili bir kriter belirlenmemiştir. Eşi kanı istediklerini” vurguluyor. Acuner, beklen ni, sözünü oraya taşıyacak biri olmalı. Sadeüzerinden tartışma yaratılmasını doğru bulmu tilerini şöyle özetliyor: “SPY Kanunu’nun, Se ce kadın erkek eşitliği açısından bir bakışa sayorum” diye tepki gösterdi. Kavas, “Kadın kol çim Kanunu’nun değiştirilmesi gerekiyor. Bu hip olmak değil, eşitlikler özgürlükler açısınları başkanı olarak Başbakan Erdoğan’ın nun için de bir kadın cumhurbaşkanı gereki dan bir perspektifi olan, toplumsal sorunlara cumhurbaşkanı adaylığı tartışmaları sırasın yor. Ancak herhangi bir kadından değil, ka duyarlılığı olan bir cumhurbaşkanı istiyoruz” da ‘harem’ sözcüğünü kullanması sizi rahatsız dınlara özgü sorunları görebilecek bir kadın diyerek sözlerini noktaladı. etmedi mi” sorusuna “Harem sözcüğünün sözlükteki anlamlarına doğru bakmak, doğru yorumlamak lazım. Sözcüklere zorlama anlamlar yüklerseniz, farklı yerlere gidersiniz. Harem, özel demektir, iç demektir. Başka çağrışımlara gerek yok” karşılığını verdi. A CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle