20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2007 CUMARTESİ 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Hükümetin özerk federasyon üzerindeki baskısı nedeniyle UEFA yaptırım uygulayabilir AKP Türk futbolunu ateşe attı ? UEFA, federasyon üzerindeki siyasi baskıyı incelemeye aldı, adaylar Platini ve Johansson Ulusoy’a ‘özerkliği hiçe sayan cezalandırılır’ mesajı yolladı ARİF KIZILYALIN aşta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve spordan sorumlu Devlet Bakanı M.Ali Şahin olmak üzere AKP iktidarının Futbol Federasyonu üzerindeki ‘iktidar’ hırsı, Türkiye’nin FIFA ve UEFA’daki konumunu tehlikeye attı. ‘Seçilmiş’ Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy’u görevden alma adına başlatılan kampanyaya Devlet Bakanı M.Ali Şahin’in verdiği desteğin kamuoyuna yansıması üzerine UEFA, Türkiye’de yayımlanan her türlü gazete ve dergi haberi ile resmi açıklamaları ‘takibe’ aldı. 25 Ocak’taki UEFA Başkanlık seçimi öncesi iki adaydan Fransız Michel Platini, Haluk Ulusoy’a gönderdiği yazılı mesajda göreve gelmesi halinde “futbolda özerkliğin korunması adına her türlü yaptırımı uygulayacaklarını” bildirdi. Diğer aday İsveçli Lennarth Johansson da yeniden seçilmesi halinde yakın çevresine sözlü olarak, yeni dönemde Türk futbolunun ‘özerklik’ sorunu yaşamasına izin vermeyeceklerini vurguladığı öğrenildi. Ulusoy hakkındaki yargı süreci devam eden davayı da gözönünde bulunduran UEFA’nın, “Hüküm giymemiş hiç kimse suçlu değildir. Görevini yapmasında da sakınca yoktur” diye görüş belirttiği de sızan bilgiler arasında. UEFA’ya yakın kaynaklar, seçilmiş ERDOĞAN ŞAHİN BAKAN’DAN İNCELEME D B evlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile Türkiye Futbol Federasyonu arasındaki gerginlik devam ediyor. Bakan Şahin, imzasıyla dün Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığı’na gönderilen yazıda, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından, yönetmeliklere aykırı olarak yapıldığı değerlendirilen bazı alımlarla ilgili, TFF Hukuk Kurulu’nca inceleme yapılması ve ilgili kişiler hakkında, en kısa sürede, söz konusu parasal miktarların tahsili için dava açılması istendi. federasyon başkanı Haluk Ulusoy’un ‘alaşağı’ edilmesi için ülke Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘bire bir’ görüşmeler yapmasının ‘kabul edilemez’ bir gelişme olduğunu, yine spordan sorumlu Devlet Bakanı M.Ali Şahin’in medyaya yansıyan açıklamalarında federasyon delegeleri üzerindeki ‘ısrarcı’ tavrının ‘resmen kabul edildiği’nin bilindiğini belirttiler. Yine AKP’li Belediyelerin, 1. ve 2. ligdeki ta kımlarını siyasi otoritenin isteği doğrultusunda yönlendirdiğinin ortaya çıkmasının Türkiye’nin başına iş açacağı söyleniyor. Futbol Federasyonu Genel Kurulu listesinde yer alan bazı işadamı üyelere de, ‘ihale’ vaadi ile baskı yapılması ise UEFA’yı en çok şaşırtacak konu başlığı olarak gösteriliyor. 2527 Ocak’taki UEFA seçimleri sonrası, yeni başkan ve yönetim kurulu üyeleri, Türkiye’de yaşanan futbol siya set ilişkisini masaya yatıracak. İlk planda TFF Başkanı Haluk Ulusoy ve yöneticilerden görüş alacak olan UEFA, daha sonra bilgi ve belgeleri inceleyip bir karara varacak. Bu kararı TFF ile ülkenin spor bakanlığına gönderecek olan futbolun Avrupa’daki patronu gelişmelere göre Türkiye’nin üyeliğini askıya alabilecek. UEFA daha önce benzeri sorun yaşayan Portekiz, Azerbaycan ve Yunanisan’da yaşanan ben zeri olaylara müdahele etmiş, özellikle Atina hükümeti, Zürih’in bu tavrı karşısında geri adım atıp futbolu futbolun içinden gelenlerce yönetilmesine razı olmuştu. 2000’li yıllarda kulüpler Avrupa şampiyonu, 2002 yılında da dünya üçüncülüğü yaşayan Türk futbolunun, şu an için UEFA ve FIFA tarafından kara listeye alınmak istemesi Haluk Ulusoy federasyonunu üzüntüye boğdu. Ulusoy’un yakın çev resine, “Futbol dünyası beni istemiyorsa bir dakika durmam, ama yönlendirilmiş imzalarla başlatılan olağanüstü genel kurul rüzgarı siyasi linç girişiminden başka birşey değildir. Ülke futbolunun iyiliği için gerekirse kendim de istifa ederim ama bu saatten sonra UEFA’nın ve FIFA’nın Türk futbolu hakkında olumsuz bir karar almaması için görevimi sürdürmeliyim” dediği öğrenildi. Bir grup ceza gerektiğini savunurken diğerleri olayın abartıldığını belirtti İBRAHİM ÜZÜLMEZ Emre Ada’yı ikiye böldü ngiltere’de gündem bir türlü değişmiyor. Ulusal futbolcularımızdan Emre Belezoğlu’nun Everton maçında rakip oyunculara söylediği iddia edilen ırkçı sözlerden sonra başarılı futbolcudan savunmasının istenmesi, Ada’yı da ikiye böldü. Bir grup, Emre’ye en ağır cezanın verilmesini ve eşyalarını toplayıp İngiltere’den ayrılması görüşünü savunurken, bir diğer grup ise başarılı futbolcunun üstüne fazla gidildiği ve olayların abartıldığını düşünüyor. 29 Ocak’da savunmasını verecek olan Emre ise suskunluğunu koruyor. Ancak daha önce Chelsea’nin teknik direktörü Jose Mourinho’ya da danışmanlık yapan ünlü bir İngiliz avukatın, savunması için Emre’ye yardım edeceği bildirildi. Şu an için kafası karışık olan Belözoğlu’nun, teknik direktörü Glen Roeder’in ona sahip çıkmasıyla, Newcastle United’da kalma isteğinin arttığı da belirtiliyor. Bunun yanı sıra takımının son dönemde oynadığı maçları kaçıran Emre’nin moralinin oldukça bozuk olduğu öğrenildi. Newcatle United, Emre’siz çıktığı karşılaşmalarda oldukça kötü bir futbol sergiledi. Özellikle geçen hafta Federasyon Kupası mücadelesinde kendi evlerinde Birmingham’a 51 yenildikleri maçta taraftarların da büyük tepkisini çektiler. Öte yandan İngiltere Profesyonel Futbolcular Birliği’nin olaylardan sonra iki kulüple de temasa geçtiği ortaya çıktı. Birliğin, Emre ve onun ırkçı söylemlerde bulunduğu öne sürülen Evertonlu Howard, Yobo ve Lescott’u bir araya getirip durumu tatlıya bağlamaya çalıştığı da gelen haberler arasında yer alıyor. Emre’ye en son destek ise daha önce İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Aston Villa’da top koşturan Alpay Özalan’dan geldi. Deneyimli oyuncu, Türk insanının ırkçı takıntısı olmadığını belirterek, “Emre, insanlara saygı duyan bir kişidir. Onların ten rengi, dini, dili onu ilgilendirmez. Onun ırkçı sözler söylediğine inanmıyorum” açıklamasında bulundu. Kaptan’dan güvence Spor Servisi Beşiktaş Futbol Takımı Kaptanı İbrahim Üzülmez, Ankaragücü ile yapacakları ve cezaları nedeniyle seyircisiz oynayacakları Fortis Türkiye Kupası maçını kazanarak çeyrek finale çıkmak istediklerini söyledi. Üzülmez, taraftarların yanlarında olmasını çok arzuladıklarını vurgulayarak, “Onlar için oynayıp, kazanacağız. Ankaragücü iyi bir takım ve devre arasında yaptığı transferlerle kadrosunu güçlendirdi. Rakibimizin iyi bir ekip olduğu ilk yarıda topladıkları puanlardan da belli. Biz bu maçı kazanmayı çok istiyoruz. Bunun için pazar günü elimizden geleni yapacağız ve çeyrek finale yükseleceğiz” dedi. Kazanmaktan başka şanslarının olmadığını belirten kaptan, kamp dönemini iyi değerlendirdiklerini ve bunu A.Gücü ile oynayacakları karşılaşmada göstereceklerini ifade etti ve “Kendi oyunumuzu sahaya yansıtırsak istediğimiz sonucu elde ederiz. Devre arasında çok iyi bir kamp dönemi geçirdik. Bunun semeresini de ilk olarak Ankaragücü maçında göreceğiz. Biz kendimize inanıyoruz” diye konuştu. İ ROEDER: OLAY YOK ÖRTBAS ETMİYORUM yuncusuna sahip çıktığı için olayı örtbas etmekle suçlanan Roeder bir açıklama yaparak suçlamaları reddeti. Temsilcimizin, Everton’ın siyahi kalecisi Tim Howard, Joseph Yobo ve Joleon Lescott’a ırkçı hakaretlerde bulunduğu iddia edilen karşılaşmadan sonra, karşı takımın soyunma odasına girdiği ve olayı bastırmaya çalıştığı yolundaki iddiaları yanıtlayan Roeder, hiçbir şekilde olayların üstünü örtme girişiminde bulunmadığını kaydetti. Siyah Beyazlı ekibin teknik patronu Roeder, sadece sahada yaşanan çirkin manzaranın ardından özür dilemek üzere rakip takımın soyunma odasını ziyaret etmek istediğini vurgulayarak, “Ancak ziyaret sebebim, asla Emre’nin ırkçı sözleri için özür dilemek değildi. Zira Emre bana diğer oyuncuya ne söylediğini anlattı. Evet belki sözleri çok nazikçe değildi ama ırkçı hakaret de değildi” diye konuştu. Ada basınındaki bazı yayın organları ise daha şimdiden Emre’nin ipini kesti. Özellikle İngiltere’nin ünlü gazetelerinden The Times, temsilcimizin ırkçı söylemleri gerçekleştirdiğini düşünüyor. Zaten yabancı oyucuları sevmeyen gazetenin bu tutumunun, hem Siyah Beyazlı ekibin teknik direktörü Roeder hem de Emre tarafından hoş karşılanmadığı öğrenildi. O Ronaldinho Chelsea yolcusu mu? ngilizlerin ünlü tabloid gazetelerinden The Daily Mirror, müthiş bir iddiada bulundu. Gazete Barcelona’nın mega yıldızı Ronaldinho ile Chelsea’nin Rus dolar milyarderi patronu Roman Abramovich’in bir görüşme yaptığını iddia etti. Son günlerde oldukça sıkıntı yaratan ve takımın karizmatik hocası Jose Mourinho’nun sezon sonu takımdan ayrılacağı söylentilerinin yayılmasına neden olan kaosa, Abramovic dur demek istiyor. Daha önce artık transfere para harcamayacakların belirten Rus işadamı, Mourinho ve Chelsea taraftarlarının gönlünü almak için dünyayı sarsacak bir hamlede bulunacak. The Daily Miror’un iddiasına göre Abramovich, Barcelona’ya Ronaldinho için 75 milyon Avroluk bir teklif sunmaya hazırlanıyor. Gelecek sezonda yapılacak teklif için Ronaldinho’nun da Chelsea’ye yeşil ışık yaktığı iddia edilirken, sambacının Barcelona yandaşları tarafından eskisi kadar destek görmeyişi yüzünden ayrılma kararı alabileceği belirtildi. Öte yandan Ronaldinho’nun talipleri arasında sadece Chelsea’nin olmadığını yazan gazetede İtalyan ekibi Milan’ın da bu transfer için beklemede olduğu söyleniyor. İ F E N E R BA H Ç E Alex hiçbir yere gitmiyor Spor Servisi F.Bahçe’de Alex De Souza’nın transferi 2 hafta içinde şekillenecek. Şu anda yurtdışında bulunan Brezilyalı yıldızın menajeri Juan Figer 1 hafta içinde İstanbul’a gelerek F.Bahçe yönetimi ile masaya oturacak. Sarı Lacivertlilerde kalmak isteyen Alex’i kulüp de kadrosunda tutmak istiyor. Anlaşmaya yakın olan iki tarafın da amacı Süper Lig’in ikinci yarısının hemen başında bu işi bitirmek. Asbaşkan Mahmut Uslu konu ile ilgili “Alex’te problem olmaz” diyerek F.Bahçeli taraftarın gönlüne su serperken, Alex ile 3 yıllık anlaşma yapacağı ifade edildi. F.Bahçe’nin başarılı futbolcusu Tuncay Şanlı’yı Milan’nın istediği iddiaları ise asılsız çıktı. Bu arada F.Bahçe’nin UEFA Kupası’nda AZ Alkmaar ile 14 Şubat 2007 Çarşamba günü kendi evinde oynayacağı karşılaşma öncesinde Hollanda temsilcisinin yetkilileri Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nı ziyaret etti. DÜZELTME Dün yayımlanan ‘Bakan’a özerklik uyarısı’ başlıklı haberde “Diğer davalıların ise zaten şu an Türkiye Futbol Federasyonu ile hukuki bir bağı bulunmuyor’ şeklindeki ifade ‘bağı var’ biçiminde yayımlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. G Ö R Ü Ş / H A L İ T D E R İ N G Ö R bütün Türkiye kendisine kucak açtık. Papanın fikri değişti mi? Hayır. Ama güzel sözler söyledi, bizim için bu yeterli. Yani tav olduk. Siyasette de öyle değil mi? Bush, başbakanımıza protokolde sıra dışı muamele yaptı. Çok samimiyet gösterdi. Sarıldı, omuzuna elini attı. Bu durum bütün Türkiye’yi etkiledi. Ama nedenleri sonra ortaya çıktı. İşte, bugünkü durum. Bizi, Irak konusunda son derece tehlikeli bir ortama itti. Şimdi de olayları tribünden izliyor. Bir türlü anlayamıyoruz veya anlamak istemiyoruz. İnsan neyse odur. Dışarıdan nasıl görünürse görünsün önemi yoktur. Böyle düşünürsek, övgülere ve yergilere daha rasyonel yaklaşırız. Ve de tava gelmeyiz. Dışarıdan elimize verilen elma şekerlerine pek rağbet etmeyiz. M arcello Lippi, 2006 Dünya Kupası Şampiyonu İtalya Ulusal Takımının Teknik Direktörü. Fatih Terim’in özel davetlisi olarak Antalya’daki uluslararası antrenör seminerine geldi. Seminerde çok ilginç sözler söylemiş... Nelerdi onlar bilemiyoruz! Basında yer aldığı kadarı ile Fatih Terim’e sarf ettiği sözlerse şöyle: “Ülkem seni çok istiyor. Geri dön artık, geri dön” diyor. Bunlar şarkıda söylenen sözler değil. Çok önemli... Lippi, Antalya’da rakısını içmiş, balığını yemiş, üstelik de hanımının önerisi doğrultusunda gece rakkase de getirilmiş. Daha ne ki? Türkiye deyince; ilk akla gelen rakı, balık, dansöz ve lahmacun değil mi? Lippi’ye verilen yemekte Özkan Sümer, Gündüz Tekin Onay, Me Geri Dön, Geri Dön!.. tin Türel, Metin Tekin, Oğuz Çetin gibi Türk futbolunun böyyük adamları da yer almışlar. Böyle bir buğulu gecede ne konuştular, birbirlerine ne önerdiler, evrensel boyutta ortaya ne projeler getirdiler bilemiyoruz. Yemekte, Lippi’nin Fatih Terim’i göklere çıkarması kadar doğal bir davranış olamaz. Kalkıp da “2006 Dünya Kupası elemelerinde oynadığınız İsviçre maçındaki tutumunuzla az kalsın kupa dışı oluyordunuz. Bir gecede kurtuldunuz” mu diyecekti? Eğer böyle söyleseydi bir nezaketsizlik olmaz mıydı? Fatih Hoca herhalde Lippi’nin kendisi hakkındaki ılık sözlerinden çok mutlu olmuştur. Ülke insanları olarak, övülmek bize sanki bir bahar rüzgârı gibi ılık gelir. Gerçek olmasa da... Bunu duymaktan da mutlu oluruz. Bizim için zarfın içi değil, dışı önemlidir. “Haydi koçum, sen işini bilirsin. Bu işi senden başka kimse yapamaz” dendiği zaman bütün engelleri yıkmaya çalışırız. Yani tava geliriz. Bizim bu hastalığımızı bütün dünya öğrenmiştir. Tavırlarını buna göre ayarlarlar. Papa’nın durumu çarpıcıdır. Önce Müslümanların onurunu kırdı, bizle beraber dünya ayağa kalktı. Hıristiyanlık Müslümanlık çatışması ortaya döküldü. Ama sonra lafını değiştirdi. Hatta bizi övmeye başladı ve konu kapandı. Ülkemize gelmesigelmemesi söz konusuyken, CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle