11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB A A A A PB 32 35 34 34 35 37 38 38 29 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB Y Y B B B B A 29 30 29 28 36 34 35 34 34 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A A A B PB 33 32 42 42 39 42 36 31 31 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları kısa süreli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 17 21 19 21 19 19 22 20 19 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y PB PB PB B PB 20 26 32 23 27 31 28 34 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B B PB B PB B B A 25 37 18 38 36 31 37 37 38 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu CHP’den sevkıyat tepkisi: Hükümet Türkiye’yi kandırdı ? Baştarafı 1. Sayfada Ankara bekleyecek Başbakanlık’taki ‘Lübnan’a asker’zirvesinde, Türkiye’nin istediği şartların oluşması durumunda 1200 askerin gönderilmesi yönünde değerlendirmelerde bulunuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen zirveden Lübnan’a asker gönderilmesi konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin ‘‘daha fazla açıklık içeren’’ yeni bir kararının beklenmesi kararlaştırıldı. Lübnan’da dün ateşkes kararının yürürlüğe girmesinden 2 saat sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bazı bakan ve komutanlar Başbakanlık’ta bir araya geldi. Erdoğan’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, 30 Ağustos’tan geçerli olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı’na atanan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyüka GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY TBMM KARARI GEREKİYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Lübnan’a olası uluslararası güç içinde asker gönderebilmesi için TBMM kararı gerekiyor. TBMM normal olarak 1 Ekim günü açılıyor. Ancak kulislerde, TBMM’nin 19 Eylül günü açılabileceği belirtiliyor. Lübnan’a asker gönderilmesi sürecinin daha hızlı işlemesi durumunda, bu tarihten önce TBMM’nin olağanüstü toplantıya çağrılması ve karar alınması gerekiyor. Anayasa ‘‘TSK’nin yabancı ülkelere gönderilmesine izin verme yetkisi TBMM’nindir’’ diyor. nıt, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan, Ge ‘23 BİN ASKER VERİLECEK’ Haber Merkezi Lübnan’a gönderilecek olan BM Barış Gücü’nde kimlerin yer alacağı henüz netleşmezken Lübnan Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’nın Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüştüğü ve Türkiye’nin BM Barış Gücü’ne asker göndereceği ileri sürüldü. Financial Times gazetesi de Türkiye’nin Lübnan’a 2 ile 3 bin arasında asker göndermesinin beklendiğini ileri sürdü. Haberde 15 bin askerlik barış gücüne en büyük desteği Fransa’nın 5 bin askerle vereceği belirtildi. lığı’nın Kıbrıs’tan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ertuğrul Apakan’ın katıldığı zirve 1 saat 45 dakika sürdü. Toplantının ana gündemini, Lübnan’da BM’nin oluşturacağı Barış gücüne Türkiye’nin asker göndermesi konusu oluşturdu. Zirvenin ardından yapılan açıklamada, bölgedeki gelişmelerle ilgili BM kararının memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Türkiye’nin, istediği şartların ortaya çıkması durumunda Lübnan’a yaklaşık 1200 askerden oluşan 1 görev taburu göndermeyi değerlendirdiği belirtiliyor. Ankara’nın barış gücünün komutasını almayı ise istemediği ancak BM’den bu yönde bir karar çıkması durumunda, konuyu tekrar değerlendirebileceği kaydediliyor. yor musunuz? İncirlik Üssü’nün savaş amacıyla ABD tarafından kullanılması, ülkemizin komşularıyla ve dünya ülkeleriyle izlediği barış politikasını bozmaz mı? Bu durumun ortadan kaldırılması için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?’’ Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’ın sevk edilen silahların ihtiyaç fazlası olduğunu açıkladığı belirtilen önergede, ‘‘Hangi siyasi irade yaklaşık 300 konteynerlik başka bir ülkeye ait ihtiyaç fazlası silahı Türkiye gibi stratejik bir ülkede bulundurmaya izin verir. Neden ihtiyaç fazlası silahlar Türkiye’de bulunuyor. Türkiye ABD’nin silah deposu mudur? Hükümet neden ihtiyaç fazlası silahın İncirlik’te konuşlandırılmasına izin verdi. Bunu açıklamak zorundalar’’ görüşüne yer verildi. nelkurmay Başkanlığı Harekât Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu ile Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Hilmi Akın Zorlu ve Dışişleri Bakan ‘Katliama ortak olmakla eşdeğer’ Tan’ın silahların İsrail’e gitmediği yönünde bir açıklama yapmadığının kaydedildiği önergede, şu görüşlere yer verildi: ‘‘Masum insanların ölmesine neden olan silahların Türkiye üzerinden gönderilmesi, bu katliama ortak olmakla eşdeğerdir ve bu silahlar kesinlikle İsrail’e gitmektedir. Ayrıca giden silahlar arasında sığınak delen bombaların olduğu yönünde de bilgiler alıyoruz. Kendi vatanını sorgusuz sualsiz sevkıyat merkezi haline getiren bir anlayış, ülkesinin ulusal bağımsızlığını tehdit eden bir yapının ortaya konulmuş olmasına da izin veriyor demektir.’’ ‘Açıklamalar inandırıcı değil’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek de sevkıyatın üzerindeki kuşkuların kalkmadığına dikkat çekerek ‘‘Resmi açıklamalar inandırıcı değil. ABD, İsrail’i Filistin ve Lübnan’a yönelik saldırılarda desteklediğini açıkladı. O nedenle büyük ihtimalle malzeme İsrail’e gönderiliyor’’ dedi. Türkiye’nin silah sevkıyatına aracı olmasının sorun yaratacağını belirten Özyürek, Başbakan’ın zaman zaman yaptığı açıklamalarla Ortadoğu ülkelerinin ortak duyarlılığına katılır gibi yaptığına dikkat çekti. Özyürek, ‘‘Şimdi bütün dünyanın bitmesini istediği bu savaşa, sevkıyatla aracılık yapılmış olmuyor mu? Saldırılara tepki gösteren hükümetin inandırıcılığı bu sevkıyatla bitmiştir. Nereden bakılırsa bakılsın bu sevkıyat kabul edilemez bir durumdur’’ diye konuştu. CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da, ‘‘Gerçekten Türkiye’deki üslerden İncirlik’e silah gittiyse ortada bir yalan beyan olduğunu görüyoruz. Hepimiz kandırıldık. Hükümetin istifa etmesi gerek’’ dedi. ‘Yurtta barış, dünyada barış istiyoruz’ başlıklı açık mektup basın toplantısında okundu. Bekaa Vadisi ve Bint Cbeyl’e gidecek Türk askerinin bölgeye gitmesi durumunda ülkenin güney kısmını Lübnan askerleri koruyacağı için iki bölgede konuşlanma olasılığı bulunuyor. Bunlardan birincisinin Bekaa Vadisi olduğu ifade ediliyor. Ancak bu bölge Hizbullah’ın kalesi olarak biliniyor. Türk askerinin Bekaa Vadisi’ne yerleşmesinin ardından ateşkesin sona ermesi durumunda büyük tehdit altında kalacağı belirtiliyor. TSK’nin gidebileceği bir diğer bölgenin ise Bint Cbeyl kenti ve çevresi olduğu belirtiliyor. Lübnan ile İsrail sınırları arasında yer alan bölgeye asker yerleştirilmesini İsrail istiyor. Bu bölge Hizbullah’ın füzelerini fırlattığı yer olması bakımından önem taşıyor. Hizbullah’ın füzeleri bu kent ve yakınına yerleştirilmeden Tel Aviv kentine ulaşamıyor. Bu nedenle Bint Cbeyl bölgesinin de barış gücü için oldukça tehlikeli olduğu belirtiliyor. Aydınlar, Türkiye’nin İsrail vahşetine ortak olmamasını istedi ‘Asker gönderilmesin’ İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Prof. Dr. Erdal İnönü, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, yazar Adalet Ağaoğlu, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum temsilcisi ve aydın, Türkiye’nin İsrail vahşetine ortak olmamasını, bölgeye asker göndermemesini istedi. Ankaralı bir grup yazar da İsrail’in saldırılarını, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’ne ‘‘kalem fırlatarak’’ protesto etti. Şair Ahmet Telli, bu kalemlerin öldürülen Lübnanlı ve Filistinli çocukların kullanamadıkları kalemleri temsil ettiğini belirtti. Aydınlar, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM’ye ‘‘Yurtta barış, dünyada barış istiyoruz’ başlıklı açık mektup yazdı. Taksim Hill Otel’de düzenlenen basın toplantısında Prof. Saylan hazırlanan mektubu okudu. Aydınlar, mektuplarında Lübnan’da, Filistin’de, bütün dünyanın gözleri önünde işlenen cinayetler karşısında susmanın suça katılmak sayılacağını, insanların değil insanlığın katledildiğini ifade ederek ‘‘Ortadoğu’da katliama varan şiddetin uygulayıcısı İsrail’in, azmettirici ABD’nin ve bu dayanılmaz vahşet karşısında yaptırımsız, suskun kalan ülkelerin işlediği tarihsel suça katılmadığımızı, suskun kalarak suçu paylaşmak istemediğimizi bildiriyoruz’’ dediler. İsrail ve ABD halklarına ‘‘Tarihin ve insanlığın lanetle anacağı halklardan olmayın. Karşı durun, sesinizi insanlığın sesiyle birleştirin’’ çağrısı yapan aydınlar, Filistin ve Lübnan halklarının yaralarını sarmak, acılarını hafifletebilmek için insani ve tıbbi yardımın arttırılmasını, hızlandırılmasını talep ettiler. İstanbul sendika şubeleri ve meslek odaları da ‘‘Irak, Filistin, Lübnan işgal altında. ABD ve İsrail’i durduralım’’ diyerek Taksim Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. yor. Koalisyon hükümetinin ülkeyi kısa sürede düzlüğe çıkarması güç. Ekonomi yönetiminin başına getirilecek bir kişi bulunamadığı için Kemal Derviş ithal ediliyor ve dönemin deyimiyle ‘‘koalisyonun 4. ortağı olarak’’ koltuğa oturuyor. Başbakan Ecevit’in sağlığı, sağlıklı bir açıklamanın da yapılmaması nedeniyle giderek ülke gündeminin üst sıralarına tırmanıyor. ABD, Irak’a müdahalede kararlı, Türkiye’yi yanında görmek istiyor. Ecevit, buna karşı çıkıyor ve kendi deyişiyle ‘‘ABD’yi oyalıyor’’. ABD, koalisyona bozuk! Koalisyon ortakları, merkez sağ, milliyetçi sağ ve demokratik sol partiden oluşuyor. Üçünden umut kesilince toplum ‘‘denenmemiş’’ birini arıyor. ??? AKP bu dönemi kendisince iyi değerlendirdi, içdış sözlerini gerekli yerlere verdi. 3 Kasım 2002 seçimlerinde yüzde 35’le iktidara geldi. Sandığa gitmeyenlerin oranı AKP’ye oy verenlere yakındı ama, asıl olan sonuç... AKP, İ.Ö. döneminde tüm merkez sağı hatta 1999’da DSP’ye oy verenlerin bir bölümünü yukarıda aktardığımız zeminde yanına çekti. İ.S. döneminde arkasına iki önemli dış destek aldı: ABD ve AB... Her ikisi de AKP’den büyük beklentiler içindeydi. ABD, 1 Mart 2003’ten sonra hükümetle arasına mesafe koydu ama, yine de ‘‘Madem ki yönetimde AKP var, bunlarla çalışacağız’’ tezi öne çıktı. AB genel olarak hükümetten memnundu. Başta Kıbrıs olmak üzere pek çok konuda istediği ödünü aldı. Önümüzdeki ekim ayından itibaren ABAKP ilişkilerinin gerçek zeminini göreceğiz! İçeride ise AKP’nin 4 yıllık icraatı şöyle özetlenebilir: 1 Terörü yeniden ülke gündemine soktu. İktidara geldiğinde büyük ölçüde sindirilmişti. Öcalan’ın yargılanmasından sonraki dönem daha iyi kullanılabilirdi. 2 Ekonomide iki kesime kulak verdi; IMF ve büyük sermaye. IMF, borçlar ödendiği, devlet küçültüldüğü ölçüde memnundu. Büyük sermaye de özelleştirmeler tökezleyerek de olsa yapıldığı için memnundu. Bu iki kesimi ürkütecek adım atmamaya özen gösterdi. 3 AKP’nin toplumsal kesimlere bakışı şöyleydi; sürekli 2001 krizini anımsatmak, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek. Başbakan Erdoğan, dünkü 5. yıl hutbesinde bile çıkışı 5 yıl öncesine gönderme yapmakta buldu. 4 AKP için devlet ve devlet kurumları sürekli ‘‘ele geçirilmesi gereken yerler’’di. Zaman zaman gerilime neden olsa da bu hedefinden vazgeçmedi. Çok sıkışınca geri adım attı, bekledi! ??? AKP’nin siyasetteki 5 yıllık geçmişi böyle. Geleceği ne olur? Tepki oylarına dayalı olarak iktidara gelen, oylarını yükselten partiler, hep bunun kalıcı olacağını düşünür, şöyle der: ‘‘Artık merkez ve merkez sağ biziz...’’ Yakın geçmişte bunun pek çok örneğini gördük. Bizce AKP de böyle bir psikolojinin içinde! Bugün Türkiye siyasetinin birinci sorusu şudur: AKP’nin karşısına nasıl bir hareket çıkacak? Bu soru yanıtlanamazsa, AKP sahneden inmez! ankcum?cumhuriyet.com.tr Fotoğraf: BARIŞ ACARLI IŞIL ÖZGENTÜRK Fransız Kalmak ? Baştarafı Arka Sayfada Fransız Fransız düşünüyorum ya.. aklıma takılıyor; bir yazar yaşadığı aşkı edebi bir biçimde anlattığında hele de kadınsa hemen teşhirci damgasını yiyor da, bu beyefendiler, hanımefendiler neden çok samimi bulunuyor.. bunu benim anlamam mümkün değil. Bu arada tatil yapamıyorum ya, arkadaşlarım beni İstanbul’daki bir beach’e (biç okunur, bendeniz piç diyorum) götürüyorlar. Teselli mükâfatı olarak. Vay vay vay.. böyle yerlere gitmeye gitmeye iyice köyden indim şehre olmuşum. Önce arabalara takıyorum, artık tarihi bir eser gibi alınıp satılan o eski Amerikan arabaları yeni trend. Cip kesmiyor kimseyi, o dev arabalar, acayip benzin yakarak caddede bir boydan bir boya geçip duruyorlar. Biz de bahis oynuyoruz, şu araba arazi rantından, şu araba uyuşturucu parasından, şu araba hayali ticaretten... Başkası aklımıza gelmiyor, çünkü haydan gelen huya gider malumunuz. Arkadaşlardan biri birden bir soru ortaya atıyor. ‘‘Yahu eskiden internet olmadığı zamanlarda insanlar nasıl intikam alırlardı, ya da nasıl tehdit edilirlerdi.’’ İşte can alıcı bir soru, yavaş yavaş meseleye vâkıf oluyorum ya, hemen atılıyorum: ‘‘Eskiden teyp vardı, sadece sesler, konuşmalar eşlere, gazetelere, radyolara gönderilirdi.’’ Herkes bana şöyle bir bakıyor, yaşasın.. artık Fransız değilim. CHP’li Cevdet Selvi: Sıra Lübnan bataklığında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, ‘‘Lübnan’a asker göndermenin, daha önce Irak bataklığına Türkiye’yi sokamayanların, bu vesile ile dolaylı yoldan sokma gayretinde olduğu son derece açık ve nettir’’ dedi. Selvi, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ve beraberindekileri parti genel merkezinde kabul etti. Lübnan’da yaşanan gelişmeler ve asker gönderilmesi ile ilgili gazetecilerin sorusunu yanıtlayan Selvi, ‘‘İktidarın dış politikadaki başarısızlığı, Irak ve diğer konularda önceden söz verip sonradan başaramayışı, Türkiye’nin itibarını sarsmıştır. Bu da onlardan biridir. Meclis bu konuda bilgi sahibi değildir. Bırakın muhalefeti, iktidar milletvekillerinin, bakanların bir kısmı da bu gelişmelerden haberdar değildir. Zapsu ve benzeri kişiler daha çok haberdardır’’ diye konuştu. PKK’nin ‘arabulucu’ umudu ? Baştarafı 1. Sayfada nokta operasyonu yapacağı konusunda ciddi bir paranoya yaşıyor. Kandil’deki yöneticiler, PKK’lilerle ilgili ‘‘liste’’ hazırlandığı ve harekete geçildiği konusunda endişeye kapılıyor. PKK’liler, ‘‘Bir süreden beri bunu değerlendiriyoruz’’ diyerek suikast korkusunu açık açık dile getiriyor. PKK’nin Kandil’de savunma pozisyonuna geçmesi ve operasyon kaygısıyla hareket alanını iyice daraltmasında bu endişenin de payı bulunuyor. Örgüt çevrelerinde, Türk komandola rının Kanimasi, Amediya, Şeladıze ve Batufa gibi PKK unsurlarının barındığı bölgelere sızdırıldığı yolunda propaganda yürütülmesi de bu paranoyanın büyüdüğünü gösteriyor. Çözülme ve dağdan inme konusunda yoğun tartışmalar da eklendiğinde, örgüt psikolojik savaş seçeneğine sarılmak zorunda kalıyor. Bu kapsamda bazı Türk istihbarat görevlilerinin örgütün elinde olduğu ve sorgulandıkları konusunda PKK kaynaklı yayılan haberler de örgütün yaşadığı paniğe bağlanıyor. PKK yöneticilerinin teker teker ‘‘paketleneceği’’ne yönelik endişeler, örgütün üst düzey yöneticisi Murat Karayılan’ın sessizliğinde de dışa vuruyor. Karayılan’ın yerine örgüt açıklamalarını Cemil Bayık, ikinci planda ise Duran Kalkan’ın üstlenmesi dikkat çekiyor. ‘Demokratik çözüm girişimi’ TSK’nin Hakkâri ve ilçelerine yaptığı yığınak, örgütü sınır ötesi operasyon beklentisine sokuyor. PKK, giderek daralan kıskaçtan kurtulmak için örgüte karşı AnkaraWashingtonSüleymaniye hattında geliştiri ‘Türkiye elimizden kayıyor’ TBMM’nin acil olarak toplanması gerektiğini ifade eden Cevdet Selvi, ‘‘Türkiye’yi dolaylı da olsa savaşa sürüklemek, PKK’yi arzu ettikleri gibi kullanmak... Bizim hükümetimiz de dışarıdan gelen talimata göre kendini şekillendirmek mecburiyetinde olduğu için bilgi verememektedir, TBMM’yi toplayamamaktadır. Önümüzden, elimizden Türkiye kayar hale gelmiştir’’ dedi. PKK büroları Irak’ta danışıklı dövüş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) PKK’nin Bağdat’taki iki bürosunun örgüt ile Bağdat yönetimi arasında yapılan görüşmeler sonrasında örgüt tarafından kapatıldığı öğrenildi. Iraklı yetkililerin örgütün üst düzey isimleriyle görüşerek Bağdat’taki büroları bir süre için kapatmalarını istediği ifade edildi. Irak’ta Türkiye’nin tüm çabalarına karşı PKK konusunda istenilen adımlar atılmıyor. Örgütün Irak’taki varlığına ilişkin müdahale hazırlığı dahi bulunmuyor. Şimdiye kadar sadece PKK’nin, Bağdat’ta, biri kültür merkezi olmak üzere iki bürosu kapatıldı. Bu kapatmanın da, Irak hükümeti ile PKK arasındaki ‘‘anlaşmanın’’ ardından gerçekleştirildiği öğrenildi. Örgütün Kerkük, Musul, Süleymaniye ve Erbil’deki bürolarının halen aktif olarak çalıştığı vurgulanıyor. len diplomatik çabalardan medet ummak zorunda kalıyor. ABD’nin PKK ile mücadele konusunda bir koordinatör atamasıyla ilgili çalışmaları yakından izleyen örgüt, bu görevlinin ‘‘arabulucu’’ olarak faaliyet göstereceğini düşünüyor, koordinatörün ‘‘PKK ile ilişkiler’’i yürüteceğine inanıyor. Kandil’de, ‘‘Koordinatör, PKK ile Türkiye arasında arabulucu mu olacak’’ sorusu tartışılırken, örgütü yönetenlerin böylesi bir uygulamadan ciddi biçimde umutlandığı haber veriliyor. Örneğin son dönemde örgüt sözcülüğünü üstlenen Duran Kalkan’ın böylesine bir uygulamayı olumlu bulması, değerlendireceklerini ve ona göre tutum alacaklarını söylemesi örgütün uluslararası diplomatik girişimlere odaklandığını gösteriyor. Anlaşıldığına göre PKK, ABD’nin girişimlerini ‘‘arabuluculuk’’, olası koordinatörün çabalarını ise ‘‘demokratik çözüm girişimi’’ olarak algılıyor. Örgüt diplomasi trafiği ve askeri operasyonlar nedeniyle psikolojik travma yaşıyor. TEŞEKKÜR İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Sayın ALTAY GEZER’e yapmış olduğu başarılı ameliyatla beni sağlığıma kavuşturduğu için teşekkür eder, sonsuz şükranlarımı sunarım. Asistanları; Op. Dr. MAHMUT ALGAÇ’a, Op. Dr. , ayrıca tüm ameliyathane ekibine Aseptik Servisi’ne, ebe MEDİNE ELTUTAN ve ekibine en içten teşekkürlerimi bir borç bilirim. KIYMET İLDENİZ FERİDE İBRAHİMOVA’ya CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle