23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2005 CUMAPTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Satış müdürü olurımı? Huyumuz kurusun, genellikle ağaca aakıp ormanı gcVremeyiz, belki de görmek istemey iz. M<P iktidannın, Ofer-Kutman ortaklığına TÜPF=lAŞ'ın bir bölüm tıissesini altın tepsıde sunması nnedyanın gözde konusu. Oysa Petrol- Iş Başka nı Mustafa Öztaşkın konuya daha geniş oakıyor: TÜPRA.Ş'ın kamunun elinden çıkması ileTürkiye'nin enerji politikalannı belirieme gücünü tümüyle yitirdiğini söylüyor. Biçimlenmekte olan Kuzey-Güney ve Doğu-Batı enerji koridorunda ülkemizin rolünün belirienmesinde ınisiyatifin TÜPRAŞ'ı satın alanlara geçtiğine dikkat çekiyor. Türkiye'nin bu satışla büyük bir gelir kaybına uğrayacağını belirtiyor. TÜPRAŞ'ın devrine yönelik kurulacak şirketin, satın almayı finanse edecek kaynağı büyük olasılıkla yine TÜPRAŞ'ı teminat göstererek elde ettiği kredilerte sağlayacağını aktanyor. Alıcı firmanın, satış bedelini ödemek için aldığı krediyi en fazla 4 yılda TÜPRAŞ'ın yine kendi kaynaklanyla karşılayacağını vurguluyor. Dolayısıyla da alıcılann ceplerinden tek kuruş çıkmadan TÜPRAŞ'a sahip olacaklannı ifade ediyor. Mustafa öztaşkın, tarihsel görevini yapıyor. Uyanyor, uyarıyor, uyanyor ve TÜPRAŞ ihalesini kazanan Koç- Shell konsorsiyumuna tek bir soru soruyor. "TÛPRAŞ gibi bir devi, içinde yer aldığınız konsorsiyuma 4.1 milyar do/ara satacak olan Maliye Bakanı'nı şirketinizde satış müdürü yapar mıydınız?" İSIK KANSV Tanıtım FransızTV5'in 24 saat- lik "istanbul tanıtımı"nın bir bölümünü izleyen Prof. Dr. Sinan Sönmez, gözüne takılanlan aktar- dr. "Atilla ve Cengiz isim- lerinin bile Türklerin sa- vaşçıhğının kanıtı olarak sunulduğu, sürekli oku- nan ezanın ve arabeskin fon müziğini oluşturdu- ğu, üniversite öğrenci- leri dahil genç kızlann ve kadınlann hemen tümü- nûn sıkmabaşlı olarak su- nulduğu, Kuran kursla- nndaki küçüklehn ken- dilerinden geçmiş du- rumlannın sergilendiği, Kürt kökenlileriçin bilinen söylemle birlikte, ikide bir 'Ermeni katliamı' ve bazen 'jenosid' teriminin telaffuz edildiği, Hırarrt Dink'/n 'Ermeniler, Kürt- ler ve Müslümanlann du- rumlannın iyileştirilmesi- ni' istediği, iyi Fransızca konuşan bir armatörün AB ve IMF'ye yağ çeke- rek onlann sayesinde ekonomide işlerin tıkınn- da gittiğini belirttiği bir program anımsıyorum." Sinan Sönmez, yalnız- ca programın "bir bölü- münü" izlemişti. "24 sa- atlik programda bir iki düzgün laf da edilmiştir herhalde" demeyi unut- madı... 3 Ekim kapıda. Zil çaldı, çalacak. Aşağıdaki görüşleri, gazeteci Gürbüz Evren'in "AB Bekleme Odası'nda Türkiye'ye Dayatmalar" kitabından seçtik: "Türkiye üyelik için henüz hazır değil. 3 Ekim'deki müzakerelerin başlamaması gerekir." (Avusturya Ekonomi Bakanı Kari-Heinz Grasser, 12 Haziran 2005) "Türkiye'yi nasıl olsa Avrupa Bihiği'ne Kapıda aimayacaöız, bir yöntem bu/a/ım da burada küstürmeyelim. önce uyutalım, sonra da unutaltm." (Almanya Dışişleri Bakanı Joscha Fischer, Aralık 2002 Kopenhag Zirvesi) "Türkiye Avrupa için önemli bir komşu olsa da, as/a Avrupa siyasi sistemine üye olamaz." (Eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing, 20 Nisan 2005) "Türkiye Avrupa Bihiği'ne girmeyecek. Çünkü, Avrupalılar Türkiye'yi istemiyorlar. Dolayısıyla ellerinden gelen her şeyi yapacaklar." (Harvard Politik Bilimler Akademisi öğretim üyesi Prof. Dr. Samuel Huntington, 24 Mayıs 2005) 3 Ekim kaptda. Zil çoktan çalmış bile... Siyasetin Finanse Edilmesi Prof.Dr.SÜLEYMANKA^"NAK Bazı günler basında ardı sı- ra çıkan bazı haberier arasın- da hiçbir ilinti yokmuş gibi gö- rünse bile, birçoğu arasında temelde aynı bağlantının bulun- duğu fark edilebtlir. Son dö- nemdeki haberler, tüm dünya- da ve ülkemizde, siyasetin fi- nanse edilmesi bakımından il- ginç temel benzerlikler taşıyor. Bunlardan birincisi çok bi- reysel bir haberdi. Irtanda Baş- bakanı Bertie Ahern, geçen yıl makyaj ürünleri için 28.000 Avro harcamış. Bu kozmetik ürünier sayesinde, halkına da- ha enerjik ve genç görünme çabası ite, kendilerine daha çok uzun yıllar "hizmet " edebile- ceği duygusunu uyandırmaya çalışıyormuş. Bu paranın dev- letin kasasından çıktığı konu- sunda haberde bir açıklama yok, ama bunun bir gazete ha- beri olması, muhtemelen, bu harcamanın vergi mükellefleri- nin cebinden çıktığını ima eder üslup taşıyor. Burada Başba- kanımızın giyim kuşamını ve bununla çocuklannın tahsilin- deki finansman kaynağı ara- sındaki çağnşımlan filan ima etmek niyetinde değilim. Ikinci haber ise, yine birey- sel bir başan örneği olarak ba- sında yer aldı. Robert Tuttle, Amerika Birieşik Devletleri'nin Londra Büyükelçiliği'ne atan- dı. Buradaki haber değerini be- lirleyen iki tane bilgi var. Birin- cisi Tuttle'm, Kaliforniya'dabir oto komisyoncusu şirketinin sahibi olması, ikincisi de, son seçimlerde Cumhuriyetçi Par- ti'ye, daha doğrusu Bush'un seçim kampanyasına 100.000 dolardan fazla bağış toplamış olması. Ronald Spogli. yani yeni atanan Roma Büyükelçi- si de aynı yarariılığı göstermiş birisi. Burada mekanizma ter- sine işlemiş, daha önce dev- let sektöründe olmayan birile- ri, seçilmiş Başkan'nın seçim kampanyasına maddi destek sağladıklan için, çok önemli başkentlerde, kendi devletle- rini temsil yetkisi kazanmışlar. Aslında örneğin 100.000 dolar ile satın alınabilecek en iyi ko- numlardan birisi. Bu belki de en iyi yatınm yollanndan birisi. Bu- rada da Cumhuriyetimizin en deneyimli kadrolanndan olan dışişleri kadrolannın "dışlana- rak" özel sektör kaynaklı danış- manlar ile dış siyasetin yürütül- mesi ile ilgili yaşadığımız tec- rübeleri de ima etmek niyetin- de değilim. Üçüncü haber Sinop'un Er- felek ilçesi Salı köyünden. Kö- yü ilçeye bağlayan yolun asfatt- lanması için köylüden muhta- nn topladığı iki küsur milyarlık meblağ, yolun yapılacağı vaadi ile, Erfelek AKP ilçe başkanlı- ğı tarafından bağış olarak ka- bul ediliyor. Daha sonra yol ya- pılmıyor veya ilerde belki "mu- sibeti savma" amacı ile yapı- lacak. Bu önemli değil. Ama mekanizma çok klasik: Devlet hizmeti için, iktidar partisi ba- ğış kabul edip köylüden top- lanmış parayı adeta "zimme- tine" geçiriyor. Bu parayı ken- di "siyasi" harcamalannda kul- lanacak. Yol yapılsa bile bu sü- reçte bu para yerine, örneğin karayollannın bütçesi, yani va- tandaşın vergiden doğan kay- nağı kullanılacak. Sonuçta, iktidanmız, siyase- tin finansmanını dünyadaki bir- çok karmaşık örneğe göre çok dahabasite indirgemişve gün- lük hayata uyariamıştır. Devle- ti, vergi toplayan ve toplanan vergileri de net olarak belli bir siyasetin finansmanında kul- lanan bir organizmaya çevir- miş görünmektedir. Hem iç si- yasette hem de dış siyasette, bu "ticari" süreci çok basitleş- tiımiş ve anlaşılır hale getirmiş- tir. Bu iktidann, halkımıza sun- duğu en büyük yarar da beiki bu, "siyasetin finanse edilme- sindeki yöntemleri" daha an- laşılır hale getirmesi olacaktır. Ama halkımız "imamın yaptı- ğınıyapma" sözünü yaratacak kadar sağduyulu ve erdemlidir ve bütün bu olanlann yeniden değerlendirmesini yapacaktır. Rica etsemr acaba!.. TBMM, terörü görüşmek üzere toplanmış. Iktidar ortalıkta görünmüyor. Eski AKP'Iİ, yeni DYP'li Ümmet Kandoğan kürsüden onlara sesleniyor: "ABD Bağdat'a ginnceye kadar 69 kayıp verdi; ama, biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlan olarak teröre bir yıldan beri 200 şehit verdik, Siz, terörie ilgili meselenin, bir devlet başkanının bir başka devlet başkanına ricasıyla çözüleceğine inanıyorsanız, bu sevdadan vazgeçin, hükümet olmaktan vazgeçin. 70 milyonluk bir ülkenin başbakanının bir başka devlet başkanına 'Terörü önleyin, aman, bu teröristleri bırakmayın' şeklindeki bir ricada bulunması, geçmişten günümüze her zaman büyük devlet olmasıyla övündüğümüz Türkiye Cumhuriyeti devletine ve onun başbakanına yakışmıyor." Yok hükmünde atama Ankara'da kimi okul yöneticilerinin görevden alınıp başka okullara atanması huzursuzluk yarattı. Veliler, tepkilerini Milli Eğitim Bakanlığı'na ilettiter. Aldıklan yanıt, "Sözünü ettiğiniz okul yöneticisi, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlan Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 27. maddesinin 3. fıkrası gereği şu okula atanmıştır" yönündeydi. Oysa, atamaya dayanak gösterilen ilgili yönetmeliğin 27. maddesinin 3. fıkrası hakkında -Eğitim-Sen'in açtığı dava üzerine- Danıştay Ikinci Dairesi tarafından geçen temmuz ayında "yürütmeyi durdurma" karan verilmişti. Bakanlık, yürütmesi durdurulmuş bir yönetmelik maddesine dayanarak atama yaptığını itiraf ediyordu! Düzenlediği sınavın sonucunda yerleştirilecek öğrencilerin kontenjanını bile doğru dürüst belirlemekten aciz bir kadrodan başka ne beklenebilir ki? KtM KİME DUM DUMA BEHiç AK behicak >< yahoo.com.tr ÇİZGtLİK KÂMİL MiSARACI kamilmasaraci" mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoyOı yahoo.com RANA SEY ULUÇ 22 Eylül 2005'te Berlin'de aramızdan aynldı. Cenazesi 24 Eylül Cumartesi (bugün) Ankara Cebeci Asri Mezartığı Gülveren yolu üzeri 3'üncü idare kapısında saat 15.00'te toprağa verilecektir. AİLESİ m W YAA? o m ? \ HAYAT EPİK TÎYATROSU MVSTAFA BÎLGÎN hayatepik^ mynet.com EMRtNIZ NEbtR SAYIN 5 KATMNApAN SONRA SIMDt t>E RITA KASIRĞASI AMERZKAYI ÖZŞÜRLESTtReCEIC StBt GORÜNÜyOR !.. I. t 1 t 1 L_J 1 I I 1 L_JJ DUYURU Sevgili Ses-Bix üyeleri, Çalışma arkadaşlaruruz, Seslendirme Stüdyolan, Televizyon Kuruluşlan ve değerli halkımız. Rekabet Kurumu'nun 17.08.2005 tarih ve 52/692/M sayılı karan- nın yasal gereği olarak; "15 Ocak 2005'ten itibaren Ses-Bir üyesi olmayan kişilerle a>ıu stüdyoya girilmeyecek, aynı film ve dizıde konuşulmayacaktır" şeklindeki kararınuzıortadankaldınyoruz. Seslendirme Sanatçüan Meslek Birliği Yönetim Kurulu adına GenelBaşkaDHALlIKCÖMEKT C~ TARİHTE BLGÜN MVMTAZ ARIKAN 24 Eylül icicw.miuntaz-arikaTt.com PÂBLO NERUDA'NIN ÖLÜAfti. 1973'TE BU6ÜN,ŞİÜÜO2ANPA8L0NERÜC*,SAM- TİAĞO'PA ÖLOÜ- ÖZELLİKLE TOPUIMSAL VB 6İ- YASAL ŞİİRLEfiİYLE DÜNYA ÇAPtNOA ÜN y/V*f/£ OLAN NEGUPA, 13SO'LS8OE,DÜNYA BARIÇ ÖOC LÛmj KAZAAJMtŞTt.PtPLOMı*rOL4&V{t BJRMAN- YA,£EYLAN, İSPANyA,FRANSA &/8> 8A2I ÛUt£l£k DE,YILLAJZCA ŞİLİ' A01NA SÖREVALMtÇ OLAN PABLO NBÜUOA, 197O'7£ YAKtN DOSTü SALVA- DOR ALLBNOE'NİN SEÇİMKAMPANYASIHA KA- TILMiŞTI. O/$ SÛQL£f>İN DE ErK/SİYLE,ÇİÜ SOS YALİffT YÖUETİM/NİN OEVZİLMESİ VE BAŞ*CAN~ &ALVADOIZ ALLENOE 'NİN ÖLDOGÜLMESİ. ONO* $OK YARATMlŞTf. S/R/C4Ç SÜN SON&A, Lİ2ÛNTÜ. DEN ÖLDÜ.'CEUAZE TÖftBNİ YAPlLMtyACAKT/.. SOLDA, $İÜ BAŞKANLIKSABAYIMONELA 80HBALANrK)k SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Mazlumların Zaferi!' Alman seçimlerinin sonuçlan; "mazfum/ann zaferi" ol- du. "fatikam" da denebilir, ama ben "zafer" demeyi tercih ediyorum. En başta "Türkler" Schröder'i mut- lak gözüyle bakılan yenilgiden kurtardılar. Ve Alman şansölyesine, "o/ası Koa//syon/ann" altın anahtannı sun- dular. Ancak bu seçimde en büyük zaferi, fütursuzca hakir görülen ve aşağılanan "Ossı"ler -yani "Doğu Al- manlar"- elde etti. Hatırlayacaksınız, Hırisöyan Demokratprenslerden Ed- mund Stoiber, seçim kampanyası sırasında "Alman- ya gibi bir ülkenin kaderinı, 'Doğu'nun (Ossi'ler) tatmin- sizleri' -yani gariban/ar.'- tayin edemez!" demiş ve Do- ğu Almanlan "akıl fukarası" olmakla suçlamıştı. Asıl "akıl fukarası", başta Stoiber ve Merkel olmak üzere, Hıristiyan Demokratlar çıktı. Sonuçlan 'garibanlar' tayin etti! Sandığın fermanmı "Seçim sonuç/ann/ 'tatminsizler' tayin etti!" tişörtleriyle sokaklarda bayram ederek kar- şılayan Doğu Almanlar, kitle halinde "so/ ve merkez sol partilere" oy verdiler. Yalnız Berlin'de oyların yüzde 70'i Sosyal Demok- ratlar, Yeşiller ve Gysi-Lafontairve ittifakı "LJnkspar- te/"ye gitti. Kampanya boyunca çıkan tüm yorumlar ve değertendirmeler, Doğu Alman kökenli Hıristiyan De- mokrat lider Merkel'in "Ossi7er" arasında zerre kadar popüler olmadığını gösteriyordu. Daha da ötesi, "Os- si'ler" Angela Merkel'e "Sah'ya satılmış!" lider gözüy- te bakıyordu. Doğulular nezdinde hiçbir kredibilitesi olmayan "An- gie"; işin garibi, Batı Almanyalı Hıristiyan Demokratlar için de bir "joker" sayılmıyordu. Gücünü, Adenauer yıl- tanndan beri AJmanya'nın "Katolik kalelehnden" alan Hıristiyan Demokrat seçmenler için Angela Merkel, "ço- cuksuz, boşanmış birkadın" ve "Prafesfan"dı. Bu özellikler "feminist, sol" ya da "merkez sol" bir partinin seçmenlerine cazip gelebilirdi. Ancak Angela Merkel böyle bir partinin lıderi değil, Almanya'nın "kirc- he, kinder, küchen" -kilise, çocuk ve mutfak- formü- lüyle özetlenen geleneksel değerierine sahip çıkan bir partinin "şansötye adayıydı"1 . Sağ görüşlerinden dolayı kadın seçmenler arasında da "feminizm kartmı" kullanamayan Merkel, sonuçta ne Isa'ya, ne Musa'ya yaranabildi. Ve bahar aylannda ya- pılan sondajlarda 24 puan farkla önde g'ıtmesine rağ- men kurt politikacı Schröder'le çıktığı yanşı kör topal, "bir puanlık" bir farkla; yara bere içinde kapatabildi. Acaba kim akıl fukarast? Insana "Nerden bulmuşlarbu kadını" dedirten "akıl fukaralığı" değil mi bunlar? Merkel'i, Kohl keşfetmiş. Hıristiyan Demokratlann "manevi lideri" Kohl, gerçek- tetam birSoğukSavaş siyasetçisi, Almanya'nın birieş- mesinin mimarı olmasına rağmen giderek geçmişe gö- mülen bir dünyanın temsilcisi. Kohl'ün siyasi ihtirastan başka çeyizi olmayan Mer- kel'i vitrine çıkarması; yaşlı siyasetçinin "Almanya için- de değişen dengeleri" hesaplayamamış olduğunu gös- teriyor. Kohl-Merkel-Stoiberekibi, "yeniAlmanya'nın den- gelerini" kavrayamadıklan gibi, "globalleşen" ve deği- şen dünyanın şartlannı da okuyamadıklannı kanıtladı- lar. Koro halinde, kategorik olarak, inat ve ısrarla "Tür- kiye'ye hayıri" demeleri ve 600 bin Türk seçmenini blok halinde karşılarına almalan, aynı basiretsizliğin sonucu. Seçimlerden on gün önce "Intemational Herald Tri- öune"de -IHT- (9 Eylüi) mesela ilginç bir yazı çıktı. Ya- zı, "Merkel'den istenen, trans-Atlantik ortaklıkta ABD ile Almanya arasında açılan çatlağı kapatmasıdır" di- yor, ardından şu soruyu yöneltiyordu: "İyigüzel ama bu kadın, bu işin altından kalkabilecek mi?" "IHT" yazan Rîchard Bernstein sorunun eksenine "Washington'ın desteklediği Türkiye'nin AB adaylığı- nı" yerleştiriyor ve özetle şunu söytüyordu; "Merkel'in Ankara karşısında aldığı tavizsiz ve /srartı tavır, ASD ıçirt çok büyük stratejik öneme sahip. Merkel güya, Was- hington'la Beriin'in arasmı yapacak bir 'şansöyle ada- yı' olarak ortaya çıktı. AncakABD için böylesine önem- li bir konuda, böylesine kati ve geri dönüşü olmayan bir tutum içine giren bir sıyasetçı, VVasrıınglon'ın bek- lentilerine cevap ver&bilir mi?" Konu, gördüğünüz gibi sadece Almanya'daki 600 bin Türk seçmeninden ibaret değil. Bir ucu Avrupa ile ABD arasındaki ortaklığın alacağı yön ve Berlin-Was- hington ilişkilerine dek uzanıyor. Merkel'in Hıristiyan Demokratlan, işte "21. yüzyılşa- fağındaki buyeni dünyayı okuyamadılar". Ve "siyasiis- tikrar ka/esi" olarak bilinen Avrupa'nın lokomotif ülke- si, bu yüzden kendisini, yakın tarihinde ilk kez büyük bilinmeyenleregebe"b/r/stikrars(z//ktab/osu" içinde bul- du. Ne diyelim, kolay gelsin! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/ 1396'da ya- pılan ve Bal- kanlar'da Os- manlı egemen- liğinipekiştiren savaş. 2/Y'anar- 4 ken güzel kok- tugu için tütsü olarak kullanı- lan bir ağaç... Halk dilinde mart ayına ve- rilen ad. 3/ Sün- net olan çocuğun elini, kolunu tutan ve çocuk . üzerinde babaya yakın hak taşıyan kimse... Yunan abecesinde bir harf. 4/ Yankı... YJK. Karaosmanoğlu'nun tanınmışbir romanı. 5/ Bir takvim türü. Tevfîk Fikret'in, İstanbul'a 8 lanetler yağdırdığı şi- 9 iri. (^Topu düşman ate- şinden koruyan zırhlı bölme... Yüz metrekare tuta- nnda alan ölçüsü birimı. 7/ Kısa yazı.. Yurdumuzun bu-bölgesi. 8/Bilgisayarda, üzeri tıklananküçük sim- gelere verilen ad... Divan şıirinin ölçüsü. 9/Hindis- tan'da yaşayan büyük bir tımsah... Bir soru sözü. YUKARIDAN AiŞAĞlYA: 1/Eski Türklerde ve Moğallarda hakanın seçme mu- hafizlanna verilen ad... Talamlar grubu, küme. 2/Uy- gur hukümdarlanna verilen san... Akım şiddeti biri- mi kiloamperin kısa yazüışı.3/1613-1917 yıllan ara- sında Rusya'yı yöneten hanedan. 4/ Hayvanı avcıh- ğa ahştırma işi... Düşünülenin tersini söyleyerekya- püan ince alay. 5/106 taşla oynanan bir oyun... Bir gıda maddesi. 6/ Bir nota... Ankara'daki özel bir tiyatronunkısayazüışı... Biırenk. 7/A&ika'dayaşayan bir antilop... Yiğit. 8/ Eski Türklerde kutsal sayılan hekim. 9/ Osmanlı devletinde, taşradaki nüruzlu ai- lelere verilen san.... Menteşe.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle