Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ
SOYLEŞİ
'Kıbrıs'ta iddialarımızdan vazgeçtik'diyen Süleyman Demirel, ufukta seçimgörülmediğinisöyledi
ErdoğanKöşk'ütepemezMUSIAFABALBAY
D
okuzuncu Cumhurbaşkanı
SülevmanDemirel ABD'nin
Türkiye'den bölgedeki çı-
karlan gereği vazgecmesinin
olanaksız olduğunu ancak Irak'ta Kürt-
lerle bozuşmayı da istemediğini söyle-
di. Demirel, Başbakan Erdoğan'ın önü-
ne Cumhurbaşkanlığı fırsatı geldiğin-
de bunu tepemeyeceğini vurguladı. De-
mirel'le yaptığımız görüşmenin son
bölümü şöyle:
- Ülkenin bütünlüğü taroşma konu-
suokhığundageçmişte askeri miidaha-
leier Deraberindegelmiştir, dediniz. Bu
konudadeneyimlerinizdevar.Hükümet-
asker iBşkUerini nasıl degeriendiriyor-
sunuz?
- Türlaye'de bölünmeden çok çökme
derim ben, yani devletın çöküvereceği
endişesınden hep korkarlar. dağılmadan
korkarlar, yani orta yerde eğer yöneti-
lemezlik bır durum görürlerse onu dü-
zeltmerun yolunun yönetime müdaha-
le olduğukanaatındedırler. Yöneülemez-
liği. Çünkü yönetılemezlığin netıcesi bu
endişeleri verir. Bu endişelere yalnız as-
kerler kendisi kapılmaz. Askerler yap-
ükian hıçbir şeyde yalnız değillerdir. On-
lar da bu kamuoyunun içinde yaşarlar,
kamuoyu huzursuz hale gelince onlar
da huzursuz hale gelir ve kamuoyu des-
teği olmadığı sürece de çok fazla bir şey
yapmazlar. Kamuoyu desteğinden emın
olduklan takdirde o hareketleri yap-
mışlardır. Nitekım ondan sonra da o
hareketler alkışlanmıştır. Ha ne kadar
gönüllü ne kadar gönülsüz başka. ama
rrullet ikiye bölünmüştür. alkışlayan,
alkışlamayan. Yani devlete olan inanç-
ta derin devlet olayıru söylüyorum, ka-
muoyu eğer evvela inancını kaybedıyor-
sa bu askere kolaylıkla ıntikal eder.
- Bir bakıına asker toplumla nefes
ahr verir diyorsunuz~
- Evet... Kamuoyunun ınancıru kay-
betmesinden sonra işte orada asker şe-
ye girer, uçunımun kenanna geldik,
kurtaralun'a girer... Öyle girer ve bu-
nu iilkeyi yöneten hükümetlere de his-
settirmez genelde. O bekler kendisi his-
setsin. Bir yerden sonra halkın hükü-
metlen aştığı kanaatindedir.
ABD KURTLERLE B0ZUŞAMA2
- Amerika fle itişkiler, dünvanm her
ülkesi için önemli. Sizce Türkiye'nin
itişkileri nasıl, geçmişte nasıkh, gelece-
ğini nasıl göriiyorsurmz?
- Çok güzel bır soru. Şimdi şöyle, iliş-
kiler 1947 sonrasında komünizm ve
Sovyet tehdidi karşısında kalan Türki-
ye'ye ve Yunanistan"a Amerika deste-
ğinin vaat edilmesiyle başlar. Bundan
sonra Türkiye Amerika ile hep beraber
ortaktır. Kore'ye asker göndermek su-
retiyle Amerika'nın yanmda olduğunu
göstermiştir ve 5O'li yıllardaki Türki-
ye'nin dış politikası daha çok Ameri-
ka rayında olmuştur. Rahmetli Celal
Bey bizim dış politikamızın Amerika
ile doğduğunu söylerdi. Ne zaman ki
Kıbnsmeselesi geldi, Sovyetler'in Ame-
rika'yla nükleer savaş yapmayacağı or-
taya çıktı, banş içinde beraber yaşa-
manın şartlan oluştu, Türkiye tek taraf-
lı polıtikadan çok tarafh politikaya dön-
dü.
- Sizin başbakan olarak yaşadığınız
süreç_
- Orada berum payım vardır... Gerçi
rahmetli İnönü, "Dünyayıküır,yeni bir
dünya kurulur" dedi ama, daha ileri-
ye gitmeye onun vaktı ohnadı. Ama
biz çoklu politikayı yönetirken bir ma-
vi boncukpolitikası yürütmedik. Senin-
le şuraya kadar vanm ve çözülemeyen
meselelen de düşmanca hallermeye
kalkmayalım, dedik. Kosigin bana de-
di ki, "10 tane meselemiz varsa konu-
şatam. 8'ini çozemeyebiurK. Ama 2'sini
çözersek. diğerierinin çözüJmesüıe de
yardımcı oluruz". Doğruydu. Şimdi
Amerika ile münasebetlerimiz 1 Mari
tezkeresinden dolayı itibarsızlığa doğ-
ru gitti. Sıkıntı buradadır. Şimdi bu iti-
barsızlığı Amerika görmezlikten gehne-
ye çalışıyor. Fakatbürokrasisine ve hal-
kına intikal etmiştir. Amerika'da da
Türk düşmanlığı demeyeceğim ama,
Türklere karşı olan sogukluk vardır, fa-
kat Amerika da biliyor ki dünyanın bu
bölgesinden Amerika vazgeçemez ve
bugün dünyanın bu bölgesi Türkiye
coğrafyası Balkanlar'a da, Kafkaslar'a
da, Orta Asya'ya da. Ortadoğu'ya da
çok önemli bir merkez. Burada Türki-
ye'nin rolü olacaktır, ayrıca Türkiye'nin
Amerika ile rolü olacaktır, banş için.
Onun için Türkiye'yi resmi olarak def-
terden silemez.
Onun için de yumuşak konuşurlar. Fa-
kat tabii ki Türk- Amerikan münasebet-
lerinin bundan sonraki kısmının Irak'ta
ne olacağına bağlı olduğunu söyleme-
liyiz Amerika bizi hep destekledi, te-
rörde destekledi. Avrupa Birliği'nde
destekledi, para bulmada destekledi,
bundan sonra ne kadar destekleyecek,
A
BD'nin Kürtlerle bozuşmayacağını söyleyen
Demirel, "Gerçeği anlayalım. PKK'nin üstüne
varmaya kalkarsanız, öbür Kürtlerin ona rızası
olmayacaktır. Netice itibarıyla Kürt milliyetçiliği on-
larda da var. Sanıyorum ki en nazik noktası budur,
Kürtlerle bozuşmaktan korkmaktadır" dedi.
'K
ıbrıs'ta Annan Planı'nı kabul ettik de ne ol-
du" diye soran Demirel, "Bir şeyi çözmedi-
. niz, daha karışık hale getirdiniz. Çözüyoruz
diye ortaya çıkanlar, kanşık hale getirebilirler" dedi.
Demirel, seçim tarihinin kimi cumhurbaşkanı
yapmayı düşündüklerine bağlı olduğunu söyledi.
r nflasyonun
düşmesinin
tek başına
yeterli
olmadığını
söyleyen
Dokuzuncu
Cumhurbaşka-
nı Süleyman
Demirel,
"Tanmda
girdilerie
piyasadaki tanm
ürünlerinin
fiyatlan
arasındaki
dengesizlik
köyfüyü çok
sıkıntıya soktu"
dedi.
(Fotoğraflar:
KORAYAVCI)
bunu da bılmiyoruz.
- PKK'nin biitün kaynağının Irak'ta
olması da bir çetişki yaratmryor mu?
- O çelişki şöyle; şimdi bızim açımız-
dan Amerika'nın buna müsaade etme-
mesi lazım. Amerika, orada Kürtlerle
bozuşamaz. Gerçeği anlayalım.
PKK'nin üstüne varmaya kalkarsanız,
öbür Kürtlenn ona nzası olmayacaktır.
Netice itıbanyla Kürt milliyetçiliği on-
larda da var. Sanıyorum ki en nazik
noktası budur, Kürtlerle bozuşmaktan
korkmaktadır.
- 2000 yıhnda mektup yazdnuz, dö-
nemin Genelkurmay Başkaru'na, Baş-
bakan a_ Bugünkü dunımda, Başba-
kan Erdoğan'a da yazdınız mı?
- Yazmadım. Doğrusu ıhtiyaç olabi-
leceğini çok sanmadım
KIBRIS'TA İDDİALARIMIZDAN
VAZCEÇTİK
- Amerika ile ilişkUer bağlamında
Kıbns'ta bir şeyler yaşanryor. Kibrıs'a
hep son tarih veriürdi, 2004*te de kesin
son dediler. Hâlâ da devamedrvor. Kıb-
ns nereyegidecek?
- Türkiye'de birtakım şeyler çok ez-
berci konusuluyor. Daha doğrusu bazı
şeylerin içi doldurulmadan konusulu-
yor. Kjbns meselesini çözelim diyo-
ruz. Yani ne yapalım da çözelim veya
neyi yapmış olursak çözülmüş olur?
Onu söylemiyorsunuz ki ve onu yapa-
bilmek mümkün mu7
Aynen bu Kürt
sorunu dediğimiz olayda da hadise o.
Yani çıkıp diyor ki, bu çözüm lafi si-
yasi bir lafhr ve bunun çok yere uygu-
lanan bir tarafi yoktur Yani çözülebı-
lecek bir meseleymiş de, sizden evvel-
kilerin hepsi mi akılsız yani. çözmemiş-
ler? Kim ister çözümsüzlüğü? Hadi çö-
zün bakalım. Kabul ettik şimdi Annan
Planı'ru. Kabul ettin de ne oldu9
Efen-
dim dünya bize daha çok önem veriyor.
Önem veriyor da ne oldu? Hâlâ izolas-
yon. Neyi yaptın sen? Sen iddialann-
dan vazgeçtin ve 40 sene devam eden
TBMM'nin bir tasvibinden geçmiş bir
Kıbns hedefı vardı. Kıbns'taki Türk-
ler, güvenlik içinde kendileri idare ede-
rek ve Türkiye'nin haklan korunarak
yaşayacaklardır, iddian vardı.
- Hemen çözefim derken daha çö-
zümsüz hale mi geldi?
- Bir şeyi çözmediniz, daha kanşık
hale getirdiniz. Çözüyoruz diye ortaya
çıkanlar, kanşık hale genrebilirler. Ben
size bir saat hikâyesi anlatayım... Ah-
met Dayı'nın bir saati var, kocaman bir
saat, çıkanyor bahyor, köstekli, cebi-
ne koyuyor.
Ikide birAhmet Dayı fıyaka olsun di-
ye ya bu saat de ileri gidiyor, bu saat
de geri kalıyor, filan diyor, cebine ko-
yuyor. îki tane muzip genç, diyorlar ki
dayı o saati sen bize ver, biz onu tamir
edelim. Nereden bilirsiniz tamıri, di-
yor. Biz askerlikte öğrendik diyorlar. Ab-
yorlar saati, evin bırine giriyorlar, bir
mendil çıkanp yayıyorlar, evvela şu ca-
mını çıkanyorlar, yelkovanı, her şeyi-
ni mendilin içine dolduruyorlar, sonra
geliyorlar, emmi diyorlar, al saarini ya-
pamadık. Işte çözeceğiz diye attığınız
adımlar, aym bu Ahmet l>ayı'run sa-
ati.
ERDOĞAN TEPEMEZ
-Tiirkne'de serma\e dört kanalda el
değjştirrvur diyoriar. SPK, Özelleştir-
me ldaresu T\İSF, BDDKyohıyia. Bu-
na kanlr>ormusunuz,sizin sermaveha-
reketieri konusundakj görüşünüz ne?
- Bunlara bir merkezden hâkımiyet
mümkün değıldir. Burada gene rol oy-
nayacak olan. piyasa kurallandır. Ser-
maye kadar kâra. menfaata hassas bir
unsur yoktur. Eğer sermayenin kân
menfaatı bundaysa ona kimse mani ola-
maz. Ama ben sanıyorum.
-Soinafleyeolanhareketinasdyorum-
ladmız?
- Bizim aileye olan saldınnın benim-
le alakası yok. Bir gasp hareketidir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde bir hukuk
ayıbıdır. Netice oraya varacaknr zaten.
Yani oğlunun borcunu babasından al-
maya kalkmak, hatta bır adamın bor-
cunu piyasa ekonomisi içerisinde his-
se senedi çıkarmış hisse senedı sahibi
halk sermayesine bir adamın borcunu
ödetmeve kalkmak, aMnca bir cinavet-
tir. TMSF tamamen keyfi da\Tanmak-
tadır. Suç işlemektedir. Şu manada söy-
lüyorum, berum aılemin, kardeşimın.
daha doğrusu varlığını ellerine almak-
la benım bır alakam yok. Bana hayat ge-
tiren o varlık değil. TMSF uygulama-
sı kadar bu üikede ekonomiye kazık
düşünülemez. Şimdi adamın tesisleri-
ne el koyuyorsun ve diyorsun ki bor-
cunu öde. Neyle ödeyecek adam?
- Seçim görii>or musunuz?
- Hayır, görmüyorum. Seçim cum-
hurbaskanlığı olayına bağlıdrr ve cum-
hurbaşkanı olaymda iktidar partisinin
rurumuna bağlıdır. Biraz da kımı cum-
hurbaşkaru yapmayı düşündüklerine
bağlıdır.
- Siz de orada böyle bir ikilemJe kar-
şı karfiya kaldıruz. aktif sryasi hayat,
anıaTüridye'nmenüstnoktasmdakibir
makam. Sizce Erdoğan ne vapacak?
- Cumhurbaşkanlığı gıbı bir hızmet
kişinin önüne geldıyse kişi, bunu aktif
siyasete devam edeyim'e değişmez.
.\ktif siyasete yıne devam eder. Şimdi
bakın Türkiye'de 59 tane hükümet var,
10 tane cumhurbaşkanı var, 10 tane
cumhurbaskanından da Atatürk'ünki,
Inönü'nünkı, Cemal Gürsel'inki, Su-
nay'ınki. hatta Korutürk'ünki, hatta
Bayar'ınki. bence 6 tanesi başka türlü
olmazdı. Sadece TurgutÖzal'ınki. be-
nimki ve bugünkü cumhurbaşkanınki
başka oluyor. Onun içinher zaman önü-
nüze gelmez. Ben öyle düşünüyorum.
ABD süpergüç, Çin bilmece
-Genddurumabakmakgerekirsenasılbir Tür-
kiye ve dünya fotoğrafi görüyorsunuz?
- Tabii Türkiye fotografmı aslında tek başına
çekemeyiz. Fotoğrafçekmeye kalkıştığımız za-
man bugünkü dünyada Türkiye'yi dünyadan
tecrit etmek, ayırmak mümkün değil. Bu dün-
ya kanaatimce 10 sene evvelki dünyadan fark-
b. Hatta asnn başmdaki 5 sene evvelki dünya-
dan farklı bana göre. 60 seneye yakın süren
banş 1945'ten 2005 "e kadar dünyada yeni
odaklar, yeni durumlar meydana çıkârdı.
20. yüzyıl kanlı bir yüzyıldır. Burada 3 ta-
ne savaş var. 2 tanesi sıcaktır. 1 tanesi so-
ğukrur. Sıcak savaşlar so-
nunda 60 milyondan faz-
la insan hayatını kaybet-
miştir. Soğuk savaşsa
2. Dünya Savaşı son-
rası Sovyet impara-
torlugununvaziyet
alması, bir durum
takınması neti-
cesinde mey-
dana gelmiş-
tir. Ama kan
dökülmeden
bitmiştir. Sov-
yet imparator-
luğunun dağıl-
ması sonrasında ye-
ni bir coğrafya,
yeni bir durum
çıkmıştır. Bu durum henüz oturmuş değildir,
oturma safhasmdadır. Tabii ki bulunduğumuz
bölgemn en önemli ülkelerinden biri olarak bir
imparatorluğun bakiyesi olarak ve bir taraftan
da çağdaş dünyaya uymaya çalışan bir ülke ola-
rak ve bütün bunlar içerisinde Türkiye olup bi-
tenlerden kendisi direkt olarak etkilenmese bi-
le dolaylı olarak çok etkileniyor. Şimdi Sovyet-
ler Birliği'nin çökmesinden sonra bir A\Tasya
meydana geldi, bu Avrasya, Balkanlar, Kafkas-
lar ve Orta Asya olarak...
- Çizdiğiniz coğraryaıun ve aktardığınız olay-
lann tümü Türkiye'nin etrafinda.
- Ister istemez Türkiye'yi etkiliyor. Bölgede
banş olsa o zaman Türkiye çok daha önemli rol-
ler oynayabilir ve bölgede banş olması tüm ül-
kelerin milli menfaatinedir.
- Haritanın babsı nasıl?
-21. yüzyılm başında 5 sene evvel bir AB var-
dı, bu AB 'nin 15 üyesi vardı. 2004 yilmdan iti-
barenbu25 üyeyeçıktı. Türkiye'nin de 1999'dan
itibaren adaylığı kabul edildi. Türkiye 1963 "ten
beri AB'nin peşindedrr. Aslında AB 1958'den
bu yana Ortak Pazar, sonra Avrupa Topluluğu,
daha sonra Avrupa Birliği olarak bir başannın
adıdır. Avrupa bu sayede hiç tarihinde vaki ol-
tnayan bir banşı yaşarmştır. Çok sağlndı bu-ba-
nştır. Yaşamaya da devam etmektedir. Bunun ne-
ticesinde altuı devri yaşamaktadır. Fakat 2000
yılının başmdan itibaren olan hadiselerin içeri-
sinde Avrupa anayasasırun Fransa ve Hollanda
tarafindan reddedİlmiş olması. dünyanın ekono-
mikbakımdan ikincı gücü olan, Amenka'dan son-
ra en büyük gücü olanAvrupa 'nın geleceği hak-
krnda birtakım şüpheler vermeye başlamıştır.
- Bu durumda ABD 21. yüzyüı tek başuıa bi-
çimlendirecek öyle mi?
- Şimdi bir tarafta bir süper güç vardır. bu tek
süper güçtür, ABD. Ekonomi bakımından dün-
ya gayri safi milli hasılasrnın üçte birine sahip-
tir, ki nüfusun 20'de 1 'idir ve askeri güç bakı-
mından seviyesine ulaşılması mümkün olmayan
muhteşem güç. Amerika'nnı tek süper güç ola-
rak varlığı birtakım rahatsızlıklar da yaratmış-
tır, birtakım endişeler korkular da yaratmıştır ve
Amerika 'nın teksüpergüç olarak bilhassa Irak'ta-
ki olaylardan sonra hangi rolü üstleneceği hak-
kında birtakım tereddütler vardır. Ama şu her-
kes tarafindan kabul edilir ki, Amerika'nın At-
lantik beraberliğinden aynlması, yani Avru-
pa'dan aynlması mümkün değildir.
- Çin'i nereye koyuyorsunuz?
- Tüm bunlann yanmda geçen 5 sene zarfm-
da dünyanın dikkatine Çin geldi. Çin olayı bir
bihnecedir. Ilgi uyandıran bir olaydır. Aynı za-
mandakaygı ve endişe uyandıran bir olaydır. Dün-
yada bana göre 2000 yılına nazaran yeni bir po-
wer game, yeni bir güç oyunu gelişiyor. Küre-
nin üzennde, güçlü odaklar arasında yeni den-
geler lazım. Rusya Federasyonu bugün henüz
bu power game'de çok önemli bir yer tutmuyor
gibi göriinüyor ama, önümüzdeki 10 sene için-
de Rusya kendini toplayacaktır, yeni bölünme-
lere gitmezse...
ICAK PARA UYARISI
Türkiye'de
faiz
soygunu
var- Bir dünya çizdiniz. 2000 yıhndan bile farkh bir
dünya, Türkiye'deki hükümet, deneyim, birikim
ve uhık açLSindan bu dün\a\^ hazır mn dı?
- Şimdi şöyle düşünelun. çok önemli hadise Tür-
kıye'dekı hükümetin ne olduğu değil. nasıl geldi-
ğidir. Ne olduğu üzerinde çok tartışma olabilir.
Nasıl geldiği üzerinde tartışma olmamalıdır. Ben-
ce Türkiye'nin başardığı ve benim 50 senelik
Türk siyasetindekı en önemli rolüm, Türkiye'deki
siyasi iktidarlann kansız. kavgasız, hilesiz, entri-
kasız, halkın nzasına bağiı. hür ve serbest seçimle
gelip hür ve serbest seçimle gıtmiş olmasıdır.
Şimdi 3 defa müdahale, 3 defa anayasa değişikli-
ğı, 2 defa parlamentonun kapatılması, 1 defa par-
lamentonun kumanda altına aluıması hadiselerin-
den sonra Türkiye başını suyun üstünde tutabil-
miş ve insanlann hak, hümyet, haysiyet ve refah
kavgası olan demokrasiyı bütün eksiklerine rağ-
men bura\r
a kadar getırebilmiştir. Bugün bazı ge-
lışmelerden memnun olmak lazım, bu gelişmele-
rin başında istikrar gelmektedır. Üikede bir siyasi
istıkrar me\cudiyeti başlı başma bence sevinile-
cek bir şeydir. îkınci olay. Türkiye'de enflasyonun
yüzde 10'un altma düşmesi. çok büyük bir olay-
dır. Üçüncü olay. Türkiye'nin ticaret hacmini, ih-
racatım 70 milyar dolara çtkarabilmesidir. lyi ol-
mayan şeylerin başında en önemli iş, işsizliktir.
tkinci iş, yatınmsızlıktır. Üçüncü iş, henüz piyasa
ekonomisinın şartlannın tam anlaşılmamış olrna-
sından dolayı devletçilik, merkeziyetçilik ve kırta-
siyeciüğe olan saplantıdır ve dördüncü ış, devletin
işleyişindeki ağırİıktır. Beşıncı ış adalet, yarguıın
ağu" işlemesidir.
- Tanmı nasıl görüyorsunuz?
- Tanmda girdilerle piyasadaki tanm ürünlerinin
fiyatlan arasındakı dengesizlik köylüyü çok sı-
kıntıya sokmuştur. Yani 1975'te bir kilo buğday
satıp 1 kilo mazot alu"ken. bugün 6 kilo buğday
satması lazım ki, 1 kilo mazot alsın. Gerçi birçok
şey değişmiştir ama bu kadar çok büyük fark ol-
maması lazım. Aşağı yukan gübrede, ilaçta, trak-
tördeki farklılıklar böyledir. Bu kesimden çok bü-
yük şikâyet var ve Trakya çiftçisi ayçiçeği yetişti-
ren bir çiftçi, orada ayçiçeğine aşağı yukan 500
bin ton kadannı satın alan Trak>a Birlik. bana di-
yor ki "Efendim bu sene alacağımız ayçiçeği 500
bin ton civannda olacaktır, 500 bin lira da para ve-
receğiz küosuna, geçen seneki civannda, yalnız
köylüye hiç para veremeyeceğiz, çünkü alacağımız
mahsulü köylünün borcuna mahsup edeceğiz." O
zaman ne olacak? Köylü yenıden borçlanacak.
- Enflasyonun düşmesi elbette olumlu ama, bir
durgunhıktan söz ediliyor. Kaolryor musunuz?
- Bugünkü güncel mesele durgunluk şikâyetleri.
Şimdi Türkiye'deki hadise şu: Türkiye'de eğer
köy ve köylü satın ahna gücüne sahip değilse ka-
saba seviyesinde, ilçe seviyesinde ekonomiyi iş-
letmekte zorluk olur. Çünkü eğer bir ülkenin halkı
kendi pazanrun müşterisi değilse o üikede ekono-
miyi büyütmek mümkün değil.
SICAK PARA OYNAK IŞTIR
- Siz rakamlarla konuşma>i se\ersiniz. Cari açık
rakamlanndan kay gılanıyor musunuz?
- Türkiye'de hükümetler hangi hükümet olursa ol-
sun LMF'ye uymak mecburiyetindedir. Diyorum,
çünkü 70 milyar ihracat. 90 milyar ıthalat. ne ya-
par 20 milyar. ihracatla ithalat arasındaki fark 20
milyar olsa bunu turizmle kapatmak mümkün,
ama 40 milyar dolar ithalatla ihracat arasındaki
fark. Bu fark Türkiye'nin en kınlgan noktasıdır.
Buradaki hadise bu cari açığın bir miktar borçla,
ama bir miktar sıcak parayla kapatılması olayıdır.
Sıcak para fevkalade oynak bir iştir. Sıcak para
büyük faizle Türkiye'ye gelmektedir. Yani bir faiz
soygunu vardır Türkiye'de sıcak paradan dolayı.
Yalnız Türkiye bu sıcak parayı bulamazsa veya
IMF istikametmde hareket edip de dünya piyasa-
lanndan para bulamazsa o zaman ödemeler den-
gesi bakımmdan bü>ük sıkıntıya girer.
- Sıcak paranın 6 miryarbk ditiminin de kaynağı
bettrsiz. Bö>le şey olur mu?
- Kara para olmadığı sürece bugün parayı kim
getirmiş, nereden getirmiş vs. çok önemli değil.
Türkiye'nin iç huzurunu bozmaya yönelmiş bir-
talom siyasi paralar ohnadığı sürece endişeye
gerek yok. Dünyada aşağı yukan 1 trilyona yakın
sermaye dolaşıyor. Bu sermayeden en az yarar-
lanan ülke Türkiye'dir.
- Bu ortamda enflasyonun düşmesi tek başma
ekonominin ryiye girtigini gösterir mi?
- Yeterli değil. Ama enflasyonun düşmesi bence
her şeyden önemli. Ben 50 senedir bu enflasyon
belasıyla uğraştım. Osmarüı devletini batıran, hat-
ta devîetleri batıran olaylardan birisi enflasyon-
dur. Buna cüruf-u akçe derler.
BİTTİ